Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/764 E. 2022/405 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : ***
KATİP : ***

DAVACILAR : 1- ***
2- ***
3- ***
4- ***
5- ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1- ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 2-***
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’in … günü sevk ve idaresindeki 38 … plaka sayılı araç ile Osman Kavuncu Bulvarı üzerinde yeni sanayi istikametine doğru yolda geçmekte olan küçük yaştaki …’a taksirle çarptığını, bu çarpma sonunda müteveffa yaklaşık 11 gün tedavi gördükten sonra araya illiyet bağını kesen başka bir sebep olmadan kaza nedeniyle vefat ettiğini, Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda davalı …’in kusurlu bulunduğunu, davadan önce arabuluculuk başvurusunun yapıldığını ancak bir sonuç alınamadığını, kaza tarihi itibari ile davalı …’in aracını sigortalayan şirket Ege Sigorta iflas etmiş olduğundan dolayı güvence hesabının şirket yerine geçtiğini ve dava açmadan önce kısmi ödeme yaptığını ileri sürerek; baba … için 500,00 TL, anne … için 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile davacı anne … yönünden 60.000,00 TL, baba … yönünden 60.000,00 TL, kardeş … yönünden 30.000,00 TL, kardeş Yusuf Ulusoy yönünden 30.000,00 TL, davacı kardeş … için 30.000,00 TL manevi tazminat tutarlarının olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle birlikte ortaklaya ve zincirleme davalılara ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı *** vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından başvuru şartının tam olarak yerine getirilmediğini, kazanın oluşumunda davacının kusur oranının tespit edilmesi gerektiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından kaza nedeniyle davacılara maddi tazminata mahsuben ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun sorulması gerektiğini, müvekkili kurum tarafından davacılara yapılan ödeme doğrultusunda müvekkili kurumun kaza nedeniyle sorumluluğu kalmadığını, müvekkili kurumun sorumluluğunun teminat limitleri dahilinde olduğunu, sorumluluğu aşar nitelikte karar verilmemesi gerektiğini, müvekkili kurumun temerrütü dava tarihi itibariyle oluştuğunu müvekkili kurum ticari şirket olmadığından yasal faize hükmedilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu kazanın müvekkilini derinden etkilediğini, müvekkilinin ceza yargılamasında tali kusurlu bulunduğunu, tali kusurundan dolayı ceza aldığını, kazaya karışan aracın sigortalı olduğunu, bu sebeplerden dolayı maddi tazminat konusunda sigortanın sorumluluğunun mevcut olduğunu, davacıların tazminat miktarlarının belirlenmesi ve maddi tazminat konusunda ibra edip etmediklerinin araştırılması gerektiğini, davacı tarafın manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
*** tarihli celsede Dava dosyasının ve eklerinin Ankara Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesine, Tarafların iddiaları, ceza dosyasında alınan kusur raporu, ceza dosyası ve tanık beyanları dikkate alıanrak trafik kazasının oluşumunda kim veya kimlerin ne oranda kusurlu olduğu hususunda açıklamalı oransal rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş, ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından mahkememize sunulan raporda özetle; davalı sürücü …’ın %25 ve 2008 doğumlu …’un %75 oranında kusurlu olduğu mahkememize bildirilmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair *** tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi ***’ün mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı baba …’a *** taralından *** tarihinde
25.187,65 TL destek tazminatı ödendiğini, ödeme tarihi itibariyle davacının destek zararının 15.704,51 TL olduğunu, davacının destek zararının tamamının davalı *** tarafından karşılandığını, bakiye destek zararı bulunmadığını, Davacı anne …’a *** tarafından ***tarihinde 35.646.22 TL destek tazminatı ödendiğini, ödeme tarihi ilibariyle davacının destek zararının 50.184,46 TL olduğunu, ödeme tarihi itibariyle davacının destek zararının karşılanmadığını, rapor tarihi itibariyle davacının destek zararının 50.184,46 TL olduğunu, söz konusu zararın davalı Güvence Hesabı tarafından temin edilen Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi sakatlık/ölüm bakiye teminat limiti (kaza tarihi itibariyle 349.166,13 TL) kapsamında kaldığını mahkememize bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacılar dava dilekçesiyle, *** tarihinde 38 … plakalı aracın yaya konumda olan davacılardan Eda’nın ve Fatih’in oğlu ve diğer davacıların kardeşi olan …’a çarptığı ve …’un vefat ettiğinden ve 38 … araç sürücüsünün kusurlu olduğundan bahisle manevi tazminat ve destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiği görülmüştür.
Davalı güvence hesabı vekili ise usule uygun başvuru olmadığını, kusura itiraz ettiklerini ve ödeme yaptıklarından bahisle davanın reddini dilemiştir.
Davalı Esra ise kusura kabul etmemiş ev tazminat taleplerinin fahiş olduğunu iddia etmiştir.
Ceza dosyasının incelenmesinde davalı …’in hakkında takdirle taksirle öldürme suçundan mahkumiyetine karar verildiği ve kararın kesinleşmediği görülmüştür.
Ceza dosyası ve trafik kayıtları uyarınca kaza tarihinde sürücünün davalı … olduğu görülmüştür.
Sigorta poliçesi incelenmesinde, 38 … plakalı aracın EGE sigorta bünyesinde ZMSS poliçe ile sigortalandığı bulunduğu görülmüştür.
-Mahkememizce kusur ön sorun değerlendirmesinde,
Ceza dosyasının mahiyeti ve ilgili dosyada alınan kusur raporu, mahkememizce alınan birbiri ile uyumlu kusur raporu uyarınca *** günü saat 19.45 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki 38 … plaka sayılı otomobil ile Osman Kavuncu Bulvarı üzerinden Şehir Merkezi istikametine seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde otomobilin sağ ön kısımları ile, seyir istikametine göre yolun sağından yola girip karşıya geçmek isteyen 2008 doğumlu yaya …’a çarpması sonucu davaya konu trafik kazası meydana gelmiştir.
Davalı sürücü …, idaresindeki otomobil ile meskun mahal içinde seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde beyanında da gördüğünü belirttiği yayaları dikkate alması ve seyrini müteyakkız bir şekilde sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmemiş olup yolun ortasında karşıya geçmek için duran müteveffa yayaya çarptığı anlaşılmakla meydana gelen kazada %25 oranında tali kusurludur.
2008 doğumlu …, olay mahallinde taşıt yolundan karşıya geçmeden evvel yol üzerinde seyir halinde olan araçların hız ve mesafesini dikkate alması, ardından kontrollü bir şekilde karşıya geçmesi gerekirken bu hususlara riayet etmemiş olup kendi can güvenliğini tehlikeye atar vaziyette taşıt yolu üzerinde karşıya geçtiği esnada meydana gelen kazada yaşı nedeniyle davranış faktörleri üzerine asli etken olmuştur ve %75 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
-Destekten yoksun kalma tazminatına ve cenaze ve defin giderine dair değerlendirmede;
Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, Borçlar Kanunu’nun 45/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E. -411 K. sayılı ilamı).
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A-1.maddesindeki, “Sigortacı, bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda davalı sigorta şirketi destekten yoksun kalma tazminatından giderinden sorumludur. Trafik kazası bir haksız fiil olduğundan davalı … (TBK 49 vd. maddeleri) zarardan sorumludur.
– Aktüerya hesabına dair değerlendirmede;
Yargıtay’da uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında davacı Ahmet’in ve desteğin bakiye ömür süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılması gerekmektedir. Mahkememizce bu doğrultuda bilirkişiden öncelikle sigorta şirketince yapılan ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenerek (ödeme tarihindeki asgari ücret vs. dikkate alınarak) hesap yapılması, ödemenin yetersiz olduğu kanaatine varılması halinde rapor tarihindeki güncel veriler dikkate alınarak hesaplama yapılması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, sigorta şirketince ödenen miktar … yönünden yetersiz olduğu anlaşılmakla davacı … için belirlenen 50.184,46 TL destekten yoksun kalma tazminatının uygun olduğu ve davacı … için yapılan ödeme zararı karşıladığından ilgilinin zararı bulunmadığı ve … için davalıların sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
– Manevi tazminata dair değerlendirmede;
Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda hakimin, hukuk ve adalete uygun karar vereceği TMK’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda, ekonomik ve sosyal durum araştırması, kazanın oluş şekli, kusur durumu çekilen ızdırap yukarıda açıklanan kıstaslar çerçevesinde davacı anne ve baba için 30.000,00’er TL ve davacı kardeşler için 15.000’er TL manevi tazminatın uygun olduğu değerlendirilmiştir.
-Faize ait değerlendirmede;
2918 Sayılı Kanun’un 99. maddesinde, sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel sartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluslarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı 2918 Sayılı KTK’nun 98/1, 99/1, ZMMS Genel Şartlarının B.2-c maddesi uyarınca hak sahibine kaza ve zarara ilişkin tespit tutanağının ve bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya başvurmasından itibaren 8 iş günü sonunda tazminat miktarını ödememesi halinde, bu tarihte, böyle bir başvurunun yapılmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşeceğinden, temerrüt faizine bu tarihten itibaren hükmedilmesi gerekir. Sigortacının kısmi ödeme yapması halinde ise, söz konusu ödeme tarihi temerrüt tarihi olarak esas alınacaktır.
Davalı gerçek kişiler yönünden ise 6098 sayılı TBKnun 117/2 maddesinde göre haksız fiilin işlendiği tarihte temerrüde düşeceğinden olay tarihi itibariyle faize hükmedilmesi gerekir.
Anılan açıklamalar uyarınca kısmı ödeme olması dikkate alınarak davalı sigorta şirketi yönünden ödeme tarihi 27.04.2020 temerrüt tarihi belirlenmiş, davalı gerçek kişiler aleyhinde temerrüt tarihi olay tarihi olan 05.06.2015 belirlenmiştir.
-Manevi tazminatın sigorta kapsamında olup olmadığı noktasında değerlendirmede:
Karayolları Trafik Kanunu’nda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde:
“Aşağıdaki hususlar, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamı dışındadırlar.
a)İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b)İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c)İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d)Bu Kanun’un 105. maddesinin üçüncü fıkrasına göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e)Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f)Manevi tazminata ilişkin talepler” hükmü ile zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış, burada örnekseme yoluna gidilmeyip tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.( Bknz. 4. Hukuk Dairesi 2021/11134 E. 2022/5000 K. Sayılı ilamı)
Somut olayda davalı manevi tazminat davasından sorumlu değildir. Davacıların davalı sigorta şirketine karşı manevi tazminat talep etmesi dayanaksız olduğundan yersiz görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
Davaların kısmen kabul kısmen reddi ile;
1-Davacı …’un destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin talebinin reddine,
2-Davacı …’un destekten yoksun kalma tazminatı isteminin kabulü ile; davacı için 50.184,46 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağa *** yönünden *** tarihinden, davalı … yönünden ise … tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, güvence hesabının poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına,
3-Davacılar …, …, …, Yusuf Ulusoy ve … tarafından davalı Güvence Hesabına karşı ikame edilen manevi tazminat davasının reddine,
4-Davacı …’un manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, alacağa kaza tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Davacı …’un manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, alacağa kaza tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
6-Davacı …’un manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, alacağa kaza tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
7-Davacı Yusuf Ulusoy’un manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, alacağa kaza tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
8-Davacı …’un manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, alacağa kaza tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
9-Davacı …’un destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 80,70 TL harçtan davacılar tarafından peşin yatırılan 54,40 TL peşin harç ve 171,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 225,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 144,70 TL harcın peşin harç olarak ele alınmasına,
10-Davacılar …, …, …, *** ve … tarafından davalı *** karşı ikame edilen manevi tazminat davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 403,50 TL (adı geçen her bir davacı yönünden ayrı ayrı 80,70 TL olmak üzere 80,70 X5=403,50) harçtan davacılar tarafından peşin yatırılan 144,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 258,80 TL harcın davalılar …, …, …, *** ve …’dan alınarak (adın geçen her bir davacı için 51,76 TL olmak üzere 51,76 X 5 = 258,80 TL )HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
11-Davacı …’un destekten yoksun kalma tazminatı talebi yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 3.428,10 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
12-Davacılar …, …, …, *** ve … tarafından açılan ve kısmen kabul ile sonuçlanan manevi tazminat davaları yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 7.172,55 TL harcın davalı …’dan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
13-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.400,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 833,28 TL’sinin davalılardan (davalı Güvence Hesabı yönünden 398,26 TL ile sınırlı olmak üzere ) bakiye 566,72 TL’sinin ise davacılardan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
14-Davacılar tarafından peşin yatırılan 54,40 TL peşin harç, bilirkişi ücreti 700,00 TL, ATK fatura gideri 730,30 TL, 11 elektronik tebligat gideri 65,50 TL, 3 müzekkere gideri 27,00 TL, 5 tebligat gideri 95,00 TL ve ATK fatura gideri 60,60 TL olmak üzere toplam 1.732,80 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 1.031,36 TL’sinin davalılardan (davalı Güvence Hesabı yönünden 492,88 TL ile sınırlı olmak üzere) alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın ise davacılar üzerinde bırakılmasına,
15-Davalı … tarafından yapılan 189,00 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 76,50 TL’sinin davacılardan alınarak davalı …’a verilmesine, bakiye kısmın davalı … üzerinde bırakılmasına,
16Davalı *** tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
17-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
18-Davacı …’un destekten yoksun kalma tazminatı talebi yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 500,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
19-Davacı …’un destekten yoksun kalma tazminatı talebi yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 7.323,97 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
20-Davacılar …, …, …, *** ve … tarafından davalı *** karşı ikame edilen manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin Davacılar …, …, …, *** ve …’dan ayrı ayrı alınarak davalı ***’na verilmesine,
21-Davacı …’un kısmen kabul ile sonuçlanan manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacı …’a verilmesine,
22-Davacı …’un kısmen kabul ile sonuçlanan manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacı …’a verilmesine
23-Davacı …’un kısmen kabul ile sonuçlanan manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacı …’a verilmesine,
24-Davacı ***’un kısmen kabul ile sonuçlanan manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacı …’a verilmesine,
25-Davacı …’un kısmen kabul ile sonuçlanan manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacı …’a verilmesine,
26-Davacı …’un kısmen kabul ile sonuçlanan manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’a verilmesine,
27-Davacı …’un kısmen kabul ile sonuçlanan manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’a verilmesine
28-Davacı …’un kısmen kabul ile sonuçlanan manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’a verilmesine,
29-Davacı ***’un kısmen kabul ile sonuçlanan manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı ***dan alınarak davalı …’a verilmesine,
30-Davacı …’un kısmen kabul ile sonuçlanan manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’a verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/05/2022

Katip ***
¸e-imzalı

Hakim ***
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*