Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/710 E. 2023/261 K. 17.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***

T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : ***
KATİP : ***

DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 1- ***
2- ***
VEKİLİ : Av. ***
DAVALI : 3- ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 4- ***
VEKİLLERİ : Av.
Av.

DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (cismani zarar sebebiyle açılan tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde … idaresindeki 38 … plakalı itfaiye aracı ile müvekkilinin sevk ve idaresindeki 48 … plakalı aracın çarpışma sonucu maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini ve müvekkilinin yaralandığını, geçici ve kalıcı iş göremezlik zararına ve manevi yönden zarara uğradığını, müvekkilinin zararlarının müşterek ve müteselsil sorumlu olan davalılar tarafından karşılanması gerektiğini; sürücü …’ın tam kusurlu olduğunu; kaza sonrasında Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyasının açıldığını, … tarihli bilirkişi raporu alındığını; müvekkilinin perde satış işi yaptığını, asgari ücretin üzerinde kazanç sağladığını; müvekkilinde büyük bir üzüntü ve manevi çöküntü meydana geldiğini; ZMMS poliçesi ile sigortalı olan 38 … plakalı aracın sigorta şirketine … tarihinde, kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olan 38 … plakalı aracın sigorta şirketine … tarihli dilekçe ile başvurduklarını, müvekkilinin zararının karşılanmadığını belirterek fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 250,00-TL kalıcı iş göremezlik, 250,00-TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplamda 500,00-TL maddi tazminatın müştereken ve müteselsilen sorumlu olan davalı …, davalı Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve davalı … A.Ş. (sigorta şirketi açısından poliçe limitleri dahilinde)’nden alınarak müvekkiline ödenmesini; müvekkilinin yaşadığı manevi zararların karşılanması adına, 50.000,00-TL manevi tazminatın müştereken ve müteselsilen sorumlu olan davalı …, davalı Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve davalı … Sigorta A.Ş. (sigorta şirketi açısından poliçe limitleri dahilinde)’nden alınarak müvekkiline verilmesini; hükmedilecek maddi ve manevi tazminata olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın sürdüğü 38 … plakalı aracın itfaiye aracı olduğunu, kaza tarihi ve anında yangına müdahale etmek için siren sesini ve tepe ışıklarını açarak trafiği de kontrol ederek olay mahalline gitmekte iken davacı …’un kendisine ait 48 … plaka sayılı aracın kırmızı ışıkta geçerek müvekkilinin kullandığı araca çarptığını; davacının kusurlu olduğunu, davacının maddi ve manevi tazminat isteme hakkı olmadığını; davacının gelir durumunu yazılı belge ile ispatı gerektiğini belirterek davanın reddini; mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tutanağı incelendiğinde, kazada müvekkili idareye ait itfaiye aracı sürücüsünün herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığını, buna bağlı olarak da müvekkili idarenin tazminat sorumluluğunun olmadığını; 2918 sayılı 55/1-c.maddesinin amir hükmü ve … tarihli kaza tutanağı birlikte incelendiğinde davacının, tepe lambası ve sireni açık olan itfaiye aracına yol verme zorunluluğuna uymayarak dava konusu kazaya kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini; 2918 sayılı KTK’nun 71. maddesinin 4. fıkrasında “Bu (geçiş üstünlüğüne sahip) araçlar, bu Kanun ve yönetmelikte yazılı trafik kısıtlama ve yasaklarına bağlı değildir.” hükmünün bulunduğunu, davacının kanun ve yönetmelikte yazılı olan kuralları ihlal ettiğini belirterek davanın müvekkili idare yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
… A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin temerrüde düşmediğini, davacının başvurusunun usulüne uygun olmadığını; davaya konu olan kaza neticesinde SGK başta olmak üzere kurum va kuruluşlardan davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının irdelenmesini; kazadaki kusur oranının tespitini; davacı tam kusurlu kabul edilmemesi halinde ağır kusurlu olduğunun kabul edilmesini ve müvekkili yönünden davanın reddini, aksi halde kusur raporunda emniyet kemeri takmaması nedeniyle ve başkaca kusurları da değerlendirilerek müterafik kusur indirimi yapılmasını; davacının maluliyet iddiasının ispatını, Adli Tıp Kurumu’ndan maluliyet raporu alınmasını; geçici iş göremezlik zararı’nın poliçe teminatı kapsamında olmadığını, müvekkili yönünden reddi gerektiğini; tazminat hesabında asgari ücretin esas alınmasını; kazaya karışan 38 … plakalı aracın müvekkili nezdinde *** tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe teminatı ile sınıclı olduğunu; talep edilen faiz ve faizin başlangıç tarihini kabul etmediklerini belirterek davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin temerrüde düşmediğini, davacının başvurusunun usulüne uygun olmadığını; davaya konu olan kaza neticesinde SGK başta olmak üzere kurum ve kuruluşlardan davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının irdelenmesini; kazadaki kusur oranının tespitini; davacının tam kusurlu kabul edilmemesi halinde ağır kusurlu olduğunun kabul edilmesini ve müvekkili yönünden davanın reddine; aksi halde kusur raporunda emniyet kemeri takmaması nedeniyle ve başkaca kusurları da değerlendirilerek müterafik kusur indirimi yapılmasına; davacının maluliyet iddiasının ispatı için Adli Tıp Kurumu’ndan maluliyet raporu alınmasına; manevi tazminat talebinin reddini talep ederek kazaya karışan 38 … plakalı aracın müvekkili nezdinde *** tarihleri arasında genişletilmiş kasko sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu; talep edilen faiz ve faiz başlangıç tarihini kabul etmediklerini belirterek davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı taraf; … A.Ş. nezdindeki ZMMS poliçesine, … Sigorta A.Ş. nezdindeki kasko poliçesine, trafik kazası tespit tutanağına, sigorta şirketlerine başvuru dilekçesi ve tebliğe ilişkin evraklara, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyasına, Adli Tıp raporuna, trafik bilirkişi raporuna, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ndeki hasta dosyasına, epikriz raporlarına, emsal ücret araştırmasına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Davalı taraflarca; trafik kaza tespit tutanağına, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma numaralı dosyası ve içeriğine, kazaya karışan araçlara ait ZMSS ve kasko sigorta poliçelerine, hastane kayıtlarına, ehliyet ve ruhsat suretlerine, tanık beyanlarına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanmışlardır.
Taraflar delil olarak dayandıkları bir kısım belgeleri dilekçelerinin ekinde dava dosyasına sunmuşlardır.
Mahkememizce Uyap sisteminden davacının nüfus kayıt örneği çıkartılarak dava dosyamız arasına alınmıştır.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak, … soruşturma numaralı dosyasının Uyap sistemi üzerindeki evraklarının gönderilmesi istenmiştir.
Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak bu mahkemenin … Esas … Karar sayılı dava dosyası fiziken celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Kayseri Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak, 38 … plakalı aracın trafik kaza tarihi olan … tarihinde ve halen kayıt malikinin kim olduğunun sorulmasına ve ilgili trafik kayıt örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. *** tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Davalı … A.Ş.’ne müzekkere yazılarak, olay tarihi itibariyle … numarası ile ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan 38 … plakalı aracın … tarihindeki trafik kazası nedeniyle davadan önce davacı … ve /veya vekili tarafından başvuruda bulunup bulunmadığı, başvuruda bulunmuş ise hangi tarihte bulunduğu, başvuru ile ilgili karar verilip verilmediği sorulmuş, başvuruya dair tüm kayıt ve belgelerin, sigorta poliçesinin, hasar dosyasının, varsa ödemeye ilişkin kayıt ve belgelerin ve konu ile ilgili diğer tüm belgelerin okunabilir netlikteki onaylı suretlerinin gönderilmesi istenilmiştir. Adı geçen davalı sigorta şirketi vekilinin *** tarihli dilekçesi ekinde istenilen belgeler dosyamıza sunulmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş.’ne müzekkere yazılarak, olay tarihi itibariyle *** numarası ile genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan 38 … plakalı aracın … tarihindeki trafik kazası nedeniyle davadan önce davacı … ve /veya vekili tarafından başvuruda bulunup bulunmadığı, başvuruda bulunmuş ise hangi tarihte bulunduğu, başvuru ile ilgili karar verilip verilmediği sorulmuş, başvuruya dair tüm kayıt ve belgelerin, İMMS poliçesinin, hasar dosyasının, varsa ödemeye ilişkin kayıt ve belgelerin ve konu ile ilgili diğer tüm belgelerin okunabilir netlikteki onaylı suretlerinin gönderilmesi istenilmiştir. Adı geçen davalı sigorta şirketi vekilince sunulan *** tarihli dilekçe ekinde istenilen belgelerin ibraz edildiği anlaşılmıştır.
Kayseri Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne davacının kimlik bilgileri belirtilmek suretiyle müzekkere yazılarak, davacı …’un sigortalı olup olmadığı, … tarihindeki trafik kazası nedeniyle davacıya gelir veya maaş bağlanıp bağlanmadığı, ödeme yapılıp yapılmadığı, ödeme yapılmış ise rücuya tabi olup olmadığı, ayrıca davacının sistemde kayıtlı ise kaç yıldır ne vasıfla nerede çalışıyor olduğu, bu işyerindeki toplam hizmet süresinin ne olduğu, beyan edilen aylık ücretinin ne olduğu sorulmuş ve konuyla ilgili kayıt ve belge örnekleri istenilmiştir. *** tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Davacı …’un sosyal ve ekonomik durumunun araştırılması için Kocasinan İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye *** tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Davalı …’ın sosyal ve ekonomik durumunun araştırılması için Melikgazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye *** tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Davacının T.C. kimlik numarası ve açık kimlik bilgilerinin belirtilmesi suretiyle Erciyes Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne müzekkere yazılarak davacının … tarihinde trafik kazası nedeniyle yaralanmasından dolayı bu hastanede gördüğü muayene ve tedavilere ilişkin hasta tabela, müşahade kağıtları, epikriz raporları, her türlü tıbbi tahlil, reçete rapor, hasta dosyası, kayıt ve evrakların okunaklı birer suretinin film ve grafilerin ise CD formatında suretlerinin istenilmiş, yukarıda yazılı kazada yaralanması nedeniyle davacının tedavi amacıyla kaç defa hastaneye giriş çıkış yaptığının sorularak buna ilişkin kayıt ve belge örneklerinin gönderilmesi istenilmiş, davacının tedavisinin tamamlanıp tamamlanmadığı sorularak, davacı hakkında bu hastanede düzenlenen bir sağlık kurulu raporu var ise örneğinin gönderilmesi istenilmiştir. *** tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Kayseri Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’ne ve Kayseri Özel Tekten Hastanesi’ne ayrı ayrı müzekkere yazılarak davacının … tarihli trafik kazasında yaralanması nedeniyle bu hastanelerde gördüğü muayene ve tedavilerine ilişkin hasta tabela, müşaade kağıtları, epikriz raporları, her türlü tıbbi tahlil, reçete, rapor, hasta dosyası, hasta kayıt ve evraklarının okunaklı suretlerinin, film ve grafilerinin ise CD formatındaki örneklerinin gönderilmesi istenmiştir. Kayseri Şehir Hastanesi’nden *** tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir. Kayseri Özel Tekden Hastanesinden gelen *** tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Gevher Nesibe Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacının perde satış işinden dolayı son 3 yılına ait beyanname ve varsa gelir tespitine dair tutanak örnekleri istenilmiştir. *** tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Davacı …’a ait vergi levhasının okunaklı örneğinin eklenmesi suretiyle Kayseri Ticaret Odası’na ve Kayseri Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na ayrı ayrı müzekkere yazılarak ekli vergi levhasına göre vergi yükümlüsü olan 1995 doğumlu bir erkeğin 2020 yılından bu yana perde satış işi yapmasından dolayı ortalama net aylık ve yıllık kazancının (gelirinin ) kaç TL olabileceği sorulmuştur. Kayseri Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nden gelen gelen *** tarihli yazı ile Kayseri Ticaret Odası’ndan ise *** tarihinde gelen yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Kayseri Terziler ve Konfeksiyon İmalatçıları Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na müzekkere yazılarak …’a ait vergi levhasına ilişkin vergi yükümlüsü olan 1995 doğumlu bir erkeğin 2020 yılından bu yana perde satış işi yapmasından dolayı ortalama net aylık ve yıllık kazancının (gelirinin) kaç TL olabileceği ve emsal ücret araştırmasına karar verilmiştir. Terziler ve Konfeksiyon İmalatçılar Odasından gelen *** tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Davacı vekiline perde satışından elde edilecek gelire ilişkin trafik kaza tarihi itibariyle ve en son tarih itibariyle TÜİK’in verilerine ilişkin istatistiki bilgilerin ilgili internet sayfasından çıkartılıp dosyaya ibrazı hususunda süre verilmiş, davacı tarafından ilgili TÜİK veri örnekleri dosyaya sunulmuştur.
Yargılama sırasında taraflarca bildirilen tanıklar usulünce dinlenmişlerdir.
Davacı tanığı *** duruşmada “Ben davacının babasıyım. Davacı ile aynı evde yaşıyorduk. Yaklaşık 3 ay önce davacının düğününü yaptım, şimdi başka bir eve taşındı. Bu kaza olduğu tarihte ve kaza sonrasında aynı evde yaşıyorduk. Ben bu kazayı görmedim, ama kazadan sonra oğlum hastaneye kaldırıldı, yaralanmıştı. Vücudunun bir çok yeri kırıktı, sağ diz kapağı, sol ayak bileği, ayak kaval kemiği, ayak tarak kemikleri kırıktı, buralardan ameliyat oldu ve platin takıldı. Bir kısım platinler sonra tekrar çıkarıldı. Kazadan dolayı beyin kanaması geçiriyordu, beyin kanamasını durdurabilmek için kırıklara karşı hiçbir tıbbi müdahale yapılamadı. Bu kırıklara daha sonradan müdahale edildi, davacı ameliyat oldu, hastane sürecimiz oldu, ben engelli olarak 417,00-TL engelli maaşı alıyorum, başka hiçbir yerden gelirim yok. Oğlum davacı çalışıyordu, çalıştığı yer sosyete pazarındadır, orada tezgahı vardır. Davacı oğlum orada pazarcılık yapıyor, vergiye tabi olarak. Vergi kaydı var, defter tutuyor muhasebecisi var. Sosyete pazarında perde satış işi yapıyor, perdeleri kendi dikmiyor hazır perdeleri alıp satıyor ama birikmiş Bağkur sigorta borcunu yatıramadığı için sağlık giderlerini biz ödedik. Sadece kaza olduğunda acilde para almadılar, ama sonraki gittiğimiz her kontrolde ameliyatı yapan hoca profesör olduğu için özel ücret tarifesi vardı, bizden hastane ve tedavi ücreti alındı. Ameliyat masraflarını Devlet karşılıyordu ama ameliyata giren doktorlar belli bir ücret istiyordu. Bunun belgesi yok ama orada prosedür buymuş biz de ödedik. Bu kazada yaralanmasından dolayı davacı 8 ay evde yatalak olarak yattı. Tekerlekli sandalye aldım, koltuk değneği aldım. 8 ay evde çocuğuma bu şekilde baktım. Ambulansla hastaneye getirip götürdük. Toplamda 3 kere ameliyat oldu bu süreçte. Tam bilemiyorum 2’şer ay ara ile mi yoksa daha uzun süreyle arayla mı oldu tam orasını bilemiyorum. Şimdi yeni yeni koltuk değneği ile şu ara iki baston ile tutunarak ayakta yürüyor. Tedavisi devam ediyor. Bir kaç ameliyatı daha olabilir, tam ne olacağını bilmiyoruz. Yaklaşık 3 ay kadar önce düğününü yaptık, evlendirdik. Kazanın olduğu sırada zaten nişanlıydı. Haftada bir veya iki kez davacıyı iş yerine ben indiriyorum, gidip geliyor. Oğlumun yaklaşık aylık 7.000,00-TL ila 9.000,00-TL arası net geliri vardı. Sosyete pazarındaki tezgahını kurmak için oraya aylık yaklaşık 5 ila 6 bin TL arasında kira ödeniyordu. Oğlum bu kazadan dolayı beyin kanaması geçirdiği için psikolojisi %70 oranında değişti, her şeyden korkar ve araçlara binemez oldu. Hem maddi hem manevi olarak biz ona destek olduk, masraflarını karşılamak için borçlandık. Kazadan sonra davalılar tarafından kimse evimize gelip gitmedi, sadece bir kişi geldi. Yalnız bir keresinde evimizin kapısı çalınmış, kapıyı eşim açmış. Gelen kişi kendisinin itfaiyeden geldiğini söylemiş. Bir poşet içerisinde yarım kilo domates, birkaç biber ve birkaç elma bırakmışlar. Bunu yardım maksadıyla mı yoksa dalga geçmek için mi yaptılar bilmiyorum ama hastanedeyken belediyede görevli olduğunu söyleyen birkaç kişi yanımıza geçmiş olsun ziyaretine geldi. Kaza yapan itfaiye şoförü ise oğlumu telefon ile aradı, kendisi hiç yanımıza gelmedi. Telefonda kendisinin suçlu olduğunu, sireninin yanmadığını, kırmızı ışık ihlalini ettiğini, sendikasının avukatlarının böyle söyleme demesi üzerine bu şekilde ifade vermediğini söylemiş. Benim bildiklerim bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı *** duruşmada “Ben … tarihli trafik kazasını gördüm. O gün yağmurlu bir gündü. Mustafa Şimşek Caddesi ile Farabi Caddesi’nin birleştiği yerde çocuk giyimi üzerine dükkanım var. O gün yağmurluydu, dükkanın önüne sigara içmek için çıkmıştım. Arkam dönük vaziyette sigarayı içerken bir gümleme sesi duydum. O tarafa baktım, itfaiye aracının beyaz bir arabaya vurduğunu gördüm. Beyaz araba da kaçtı ama itfaiye refüje çıktığı için kaçacak yeri kalmadı. itfaiye aracı şoför yerinden vurdu. Bulunduğum yer itibariyle hangi tarafın kırmızı ışıkta geçtiğini bilmem mümkün değil, çünkü trafik ışıklarının yönü bana tersti. Ancak beyaz arabanın olduğu taraftan trafik akmaya başlamıştı. Beyaz araç kendi yönünden gelen araçlardan biraz daha çabuk çıktı galiba, daha öndeydi. Yani daha öncesinde trafik ışıklarında duruyordu. Kendi yönündeki diğer araçlar ile harekete başladı. Ancak diğerlerinden daha çabuk çıktı. Bu beyaz araç en sağ şeritteydi. İtfaiye aracı vurduğunda diğer yola kadar getirmiş. Bu kazanın olduğu yer dörtyol kavşağıdır. İtfaiye aracının tepe lambasına bakmadım, dikkat etmedim ama itfaiye aracının siren sesini duymadım. Bu kaza yanlış hatırlamıyorsam öğle üzeri oldu. Görüş açıktı, yol ıslaktı. Kazadan sonra davacı …’u arabasından itfaiyeci arkadaşlarla beraber çevreden üç beş kişinin yardımıyla çıkardık. Benim bildiklerim bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

Davalı … tanığı *** duruşmada; “Ben Büyükşehir Belediyesi’nde İtfaiye Daire Başkanlığı’nda çalışıyorum. Yangın olduğunda sirenler çalar, biz de itfaiye aracına binip yangın mahalline gideriz. Kaza ile ilgili araç içerisinde araç seyir halindeyken biz üzerimizi giyiyorduk, ancak araç kavşağa yaklaştığı için yavaşlamıştı. Hızın ne kadar olduğu konusunda bir tahminim yok. Daha öncesinden bizim araca yeşil ışık yanıyordu ancak üzerimizi giyindiğimiz sırada ışığın değişip değişmediğini bilmiyorum. Davacıya ait araç karşı taraftan geliyordu. Bizim bulunduğumuz aracın yan tarafına vurdu. Davacının aracının da ne kadar hızlı olduğunu bilemiyorum. Bu kaza gündüz saatlerinde oldu, tam saatini bilemiyorum. Görüş açıktı, yol kuruydu. Kazadan önce çarpışan iki araç birbirine korna çalmadı. Bizim içinde bulunduğumuz itfaiye aracının zaten sirenleri çalıyordu. Kazadan sonra ilk müdahaleyi davacıya biz yaptık. Davacının emniyet kemeri takılı değildi, kafası yerdeydi. Bu kazayı yapan kişi şoför koltuğundaydı, zaten araçta başka kimse de yoktu. Aracın kapısı da açılmıştı. Başı da aşağıya doğru düşmüştü. Kaza yerinde bulunan sivil vatandaşlar davacının aracını kastederek süratli olduğunu söylediler. Bizim içinde bulunduğumuz itfaiye aracının siren sesi yaklaşık 1 kilometre mesafeden duyulabilir. Davalı … kazadan sonra davacıyı yattığı hastaneye gidip ziyaret etti. Benim bildiklerim bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı Tanığı *** duruşmada; “Ben Büyükşehir Belediyesinde İtfaiye Daire Başkanlığında çalışırım, olay günü ihbar edildi, ihbar mesken yangınıydı, meskende çocuk olduğu söylendi. Mesken yangınlarına biz 2 araç ile çıkarız, biri merdivenli, birisi de kazayı yapan ilk müdahale araçtır. Önce ekip olarak biz gidiyorduk, ben ilk müdahale aracındaydım, yani kaza yapan araç içerisindeydim, ben ve *** aracın arka tarafındaydık, *** ise aracın şoförü olan …’ın yanında idi. Aracın sireni açıktı ve çakarlarımız da yanıyordu, Mustafa Şimşek bulvarına geldiğimiz anda fren sesi duymadan bir anda aracın sarsıldığını hissettik ben sarsıntıdan dolayı cama vurdum, bizim aracımız bu sarsıntıdan sonra sol kaldırıma çıktı durdu, hemen aşağı indim, davacının ayakları arabanın içinde, kafası ve bedeni ise aracın dışındaydı bu şekilde bizim bulunduğumuz itfaiye aracının sağ arka tekerinin 50 cm kadar önündeydi bizim araç biraz daha ilerleseydi kafasını ezebilirdi. Davacının ayakları fren ve debriyaj pedalının altına sıkışmıştı, davacı aracın sürücüsüydü, araçta tek başınaydı ondan başka kimse yoktu. Başının arkasından yaralanmıştı, baya kan akıyordu, başına tampon yaptık, ilk müdaheleyi *** ve ben yaptım, ambulans gelene kadar da başından ayrılmadık, ambulans gelince davacıyı ambulansa teslim ettik, emniyet kemeri takılı değildi, zaten takılı olsaydı bedeni yere düşmezdi. Davacı fren de yapmamıştı, fren sesi duymadık ayrıca yolda fren izi de yoktu zaten ayağının pedalın altında olması frene basmadığını gösterir, bizim aracımız fren yaptı zaten frene basmasından itibaren 2 metre ile 2.5 metre arasında bulunduğumuz itfaiye aracı durdu, bizim aracımızın hızını bilmiyorum, ancak bizim bulunduğumuz itfaiye aracı 12 tonluktu davacının aracının çarpmasıyla bizim aracı kaldırıma çıkartabiliyorsa bu davacının aracının hızının çok fazla olduğunu gösterir, kazadan önce itfaiye aracının sirenleri ve çakar lambaları yanıyordu, sirenler en az 250 m mesafe içinde rahatlıkla duyulur, olaydan sonra davacının yanına *** ile hastaneye ziyaretine gittik, kendisi en son eski çevreyolu dediğimiz Kocasinan Bulvarında olduğunu ve acı siren sesi duyduğunu hatırladığını söyledi. Acelesi olduğunu söyleyerek bir bayan ismi zikretti okuldan çıktığını ve geç kaldığını, ona yetişmeye çalıştığını söyledi. Biz … da gelmek istiyor, bir sakıncası var mı diye sorduk, davacı bize benlik bir sıkıntı yok ailem tepkili o yüzden gelmese iyi olur, dedi. Hastaneden evine kadar da davacıyı biz itfaiye ekibi ile beraber gönderdik, evine de sedye ile taşındı. … hastanede davacının ziyaretine gitti mi bilmem ama daha sonra evine gittiğini biliyorum, yangın ihbarında mesken içerisinde bir çocuk olduğu söylendiği için hızlı gitmek zorundaydık ama kaza anında hızlı değildik, böyle kazalar olunca ve dava açılınca şoförlere hızlı git demeye çekiniyoruz, zaylendiği için hızlı gitmek zorundaydık, böyle kazalar olunca ve dava açılınca şoförlere hızlı git demeye çekiniyoruz, zaten davalı … da şoförlüğü bıraktı, itfaiye ekibine geçti, dedi. Davacı vekili söz alarak; İtfaiye aracının arka kısmından trafik ışıklarını görebiliyorlar mıydı, hangi ışık yanıyordu sorulsun, dedi. Tanık, aracın arkasından ışıkları görebiliyorduk, ışıklara yaklaştığımız son 20 30 m mesafeye kadar ışığı görmemiz mümkündür, bizim trafik ışığına 20 30m kalana kadar bize yeşil ışık yanıyordu ve önümüzde hiçbir araç yoktu, dedi. Davalı Sigortaların vekillerinin isteği üzerine soruldu: Kazadan sonra davacının kullandığı araca ilk müdahaleyi yapmak için gittiğinizde araç içerisinde alkollü bir içecek şişe veya ambalajını görmedim, tanıklık ücreti istemiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı … tanığı *** duruşmada “Ben Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi’nde çalışmaktayım. Olay günü Esenyurt Mahallesi’nden bir yangın ihbarı geldi. 2 araç yola çıktık. Biz öncü aracın içerisindeydik. Seyir halindeyken yangın çıkan evde bir çocuğun mahsur kaldığı anonsu geldi. Kazanın olduğu kavşakta da bizim bulunduğumuz araca da geriden gördüğümüz kadarıyla yeşil ışık yanıyordu. Kavşağa girdik. O arada sağ tarafımızdan beyaz renkli araba bize süratli bir şekilde çarptı. Kavşak zaten eğimliydi. Biz kavşağa süratli bir şekilde girmedik, eğer girmiş olsak bizim aracımızın 10 tona yakın bir ağırlığı var hem devrilebilirdik. Hem de kaza anında duramayabilirdik. Kazanın olduğu anda davacı içinde bulunduğu araçtan savruldu. Eğer duramasaydık başı aşağıdaydı, hatta asfalta sürtülmüş ki başında yaralanma vardı. Biz duramasaydık bizim aracımız başını ezerdi. Olaydan sonra bulunduğumuz itfaiye aracının içerisindeki arkadaşlarımızdan Özgür, davacının başına tampon yaptı. Daha sonra davacıyı kenara alıp ambulansa haber verdik. Olay yerine anons ederek başka bir ekibin gitmesini sağladık. Kaza yerindeki görgü tanıklarıyla görüştüğümüzde davacının kullandığı beyaz aracın çok hızlı olduğunu söylediler. Ben kazadan önce bu beyaz aracı görmedim. Ben kazadan önce trafik ışığında bize yeşil yandığını gördüm ama tam geçiş esnasında üzerimizi giyiniyorduk. O yüzden geçiş esnasında hangi ışık yandığından çok emin değilim. Ben aracın ön tarafında şoförün yanındaydım. Kazadan önce bulunduğumuz itfaiye aracının sirenleri ve çakarları çalışıyordu. Bu siren sesi en az 150 200 metrelik bir alanda hissedilecek şekilde duyulur, tam bilemiyorum. Kavşakta sağ tarafımızda da siyah bir araç duruyordu, kazadan sonra davacının aracına müdahale için gittiğimizde davacının başı ve gövdesi yere yatmış vaziyetteydi, emniyet kemeri takılı değildi. Ayağı aracın içerisindeydi, araç içerisinde içki şişesi ambalajı gibi bir şey görmedim. Biz hastaneye davacıyı ziyarete gittiğimizde davacı kendini en son Kocasinan Bulvarı’nda olduğunu hatırladığını söyledi. Eniştesi de kaza sırasında kullandığı aracın davacının her zaman kullandığı araç olmadığını, bu aracı kullanmaması için onu uyardıklarını, başına iş açabileceğini söylediklerini bu aracın toplama bir araç olduğunu anlattı. Biz hastaneye *** ile gittik. Davalı … bizimle gelmedi. Daha sonra Cengiz’in hastaneye gittiğini bilmiyorum ama davacı ile görüştüğünü biliyorum. Hastaneye gittiğimizde davacı mahcubiyet duydu, keşke böyle bir şey olmasaydı, dedi. Benim bildiklerim bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacının tedavilerine ilişkin celp olunan tüm tıbbi evrak film ve grafilerin eklenmesi suretiyle Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’na sevkine, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan yazımız ekinde gönderilen tüm tedavi evrakları film ve grafilerinin incelenerek ve davacının muayenesi ile birlikte gerekli görülecek tüm tetkiklerinin yaptırılarak, … tarihli trafik kazasında yaralanması nedeniyle; a) Davacının geçici iş göremezlik durumu olup olmadığı, varsa geçici iş göremezlik süresinin kaç gün olduğu (kaç günde iyileşebilir olduğu), b) Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının sürekli iş göremezlik durumu olup olmadığı varsa oranının yüzde kaç olduğu, c) Yaralanmasının … tarihli trafik kazası ile illiyet bağı oluşturup oluşturmadığı konularında açıklamalı rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nca *** tarihli raporda özetle; “…’un … tarihli trafik kazası sonucu meydana gelen kafa içi (subaraknoid) kanama ve kontüzyon, çoklu kot kırıkları alt ekstremitede mevcut (patella ve talus kırığı, kaynama kusuru, patellofemoral eklemde deplasman, kemik fragmanları, dejeneratif sabkortikal kist, orteoporoz) patolojileri nedeniyle, üç ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı (tıbbi şifa süresinin 3 (üç) ay olduğu, tüm vücut fonksiyon kaybı oranının ve/veya engel oranının %18 olduğu” bildirilmiştir.
HMK’nun 266. maddesi gereği kusur yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’ nun 268. maddesi gereğince resen seçilecek bir trafik-makine mühendisi bilirkişiye dava dosyasının tevdine, HMK’nun 273. maddesi gereğince iddia, savunma, trafik kaza tespit tutanağı, celp edilen Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma dosyası evrakları, dava konusu kazaya ilişkin flash bellek içerisinde sunulan görüntü kayıtları, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre … tarihli trafik kazasının oluşumunda kim veya kimlerin ne oranda kusurlu olduğu hususunda savcılık soruşturma dosyasından alınan bilirkişi raporu ile trafik kaza tespit tutanağındaki bu rapordan farklı kanaat bildirir ifadelerin de incelenip tartışılarak hangi tespit ve kanaatin hangi nedenle doğru olduğu ve benimsenmesi gerektiği ve hangisinin ne gerekçeyle olaya uymadığı hususlarının tartışılması ve irdelenmesi suretiyle hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Trafik Makine Mühendisi bilirkişi *** tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “Bahse konu … tarihli trafik kazasında, sürücü … sevk ve idaresindeki 48 … plaka sayılı aracın trafik ışıkları yeşil konumda iken kavşağa giriş yapmış olduğu, dolayısıyla sürücü …’ın sevk ve idaresindeki 38 … plaka sayılı itfaiye aracının kırmızı ışıkta kavşağa giriş yapmış olduğu, 38 … plaka sayılı itfaiye aracı sürücü …, KTK’nun 71. maddesi ve Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 141. maddesine göre trafik kısıtlamalarına ve yasaklarına bağlı olmamakla beraber, bu hakkını, halkın can ve mal üvenliğini tehlikeye sokmamak, duyulur ve görünür geçiş üstünlüğü işaretini vermek şartı ile kullanabileceğinden, tam kural ihlalinin olduğu, 48 … plaka sayılı araç sürücüsü …’un ise, KTK’nun 52/a ve b maddesi, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 101/a ve b maddesi ile tali kural ihlalinin olduğu” belirtilmiştir.
Trafik Makine Mühendisi bilirkişi ***’dan alınan kusur raporu ile ilgili taraflarca yapılan beyan ve itirazlar ile savcılık soruşturması sırasında alınan rapor arasında çelişki dikkate alınarak Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı’na müzekkere yazılmasına, dava dosyasının ve eklerinin müzekkere ile birlikte Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesine, tarafların iddia ve savunmaları, trafik kaza tespit tutanağı, savcılık soruşturma dosyası örneği, dosyamız arasında bulunan flash bellek içerisindeki görüntü kayıtları, tanık anlatımları, daha önce alınan bilirkişi kusur raporu ve bu rapora karşı tarafların beyan ve itirazları dikkate alınarak … tarihli trafik kazasının oluşumunda kim veya kimlerin kusurlu olduğu, kusur durumunun ne olduğu hakkında daha önce alınan raporlar arasındaki çelişkilerin giderilerek açıklamalı rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Adli Tıp Ankara Grup Başkanlığı’nca düzenlenen *** tarihli raporda özetle; tarafların iddia ve savunmaları, Trafik Kazası Tespit Tutanağı, savcılık soruşturması dosyası örneği, flash bellek içerisindeki görüntü kayıtları, tanık anlatımları, daha önce alınan bilirkişi kusur raporu ve bu rapora karşı tarafların beyan ve itirazları dikkate alınarak kazanın oluşumunda kusur durumu hususunda daha önce alınan raporlar arasındaki çelişki giderilerek rapor tanzimi istenen dosyada, 13/02/2020 tarihli izleme tutanağı düzenlenmiş CD bulunmamaktadır. Bu itibarla, flash bellek içindeki video görüntülerinin kaza sonrasındaki kurtarmaya ait görüntüler olduğu görülen olaya dair sağlıklı rapor tanzimi bakımından yukarıda zikredilen CD’nin tarafımızca izlenilmesine ihtiyaç duyulmasıyla, istenen hususun ikmali için dosyanın işlem görmeksizin mahalline iadesine karar verilmiştir.
Mahkememizce istenilen eksikliklerin tamamlanması için; Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyasının sureti içinde bulunan *** tarihli CD izleme tutanağının bir örneğinin eklenerek Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılmasına, yazı ekinde gönderilen *** tarihli CD izleme tutanağına konu olan ve kazanın oluşumuna ilişkin görüntüleri içeren CD örneğinin adli tıp incelemesi yaptırılmak üzere mahkememize ivedi olarak gönderilmesi istenmiştir.
CD izleme tutanağının okunaklı örneği eklenerek Melikgazi Yıldırım Beyazıt Polis Merkezi Amirliği’ne müzekkere yazılarak ekli tutanağa konu olan kazanın oluşumuna ilişkin görüntüleri içerir CD’nin bir örneğinin adli tıp incelemesi yaptırılmak üzere ivedi olarak mahkememize gönderilmesi istenmiştir. CD izleme tutanağına ilişkin görüntü kayıtlarının dosya arasına girmesinden sonra dava dosyasının yeniden Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı’na kusur raporu aldırılması için tekrar gönderilmiştir.
Adli Tıp Ankara Grup Başkanlığı’nca düzenlenen*** tarihli raporda özetle “Davalı şoför …’ın %25 (yüzdeyirmibeş) oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’un %75 (yüzdeyetmişbeş) oranında kusurlu olduğu” belirtilmiştir.
İlgili delilerin toplanmasından sonra HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının re’sen seçilecek bir aktüer bilirkişiye tevdine, HMK’nun 273. maddesi gereğince iddia, savunma, kusur raporu, iş göremezlik raporu, nüfus kaydı, sosyal ve ekonomik durum araştırması, emsal gelir araştırması, Sgk kaydı, tanık anlatımları ve tüm deliller incelenmek suretiyle TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak Yargıtay’ın %10 arttırma ve %10 eksiltme yöntemine göre varsa davacının aktüer zararlarının hesabı yapılarak hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Aktüer bilirkişi*** tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “I.Durum; davacının aylık gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğu kanaatlinde olur ise; geçici iş göremezlik zararının 1.743,52-TL olduğu, söz konusu zararın davalı … A.Ş. tarafından temin edilen Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi sağlık tedavi giderleri teminat limiti (kaza tarihi ilibariyle 410.000.00-TL) kapsamında kaldığı, İMM sigortacısı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluğunun bulunmadığı, sürekli iş görmezlik (maluliyet) zararının 111.089,61-TL olduğu, söz konusu zararın davalı Ouick Sigorta A.Ş. tarafından temin edilen Zorunlu Mali Sorumluluk (Tratik) Sigorta Poliçesi sakatlık/fölüm teminat limiti (kaza tarihi itibariyle 410.000.00-TL) kapsamında kaldığı, İMM sigortacısı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluğunun bulunmadığı, II. Durum, davacının aylık gelirinin asgari ücretin 1,98 katı düzeyinde olduğu kanaattinde olur ise; geçici iş göremezlik zararının 3.452,17-TL olduğu, söz konusu zararın davalı Ouick Sigorta A.Ş. tarafından temin edilen Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi sağlık tedavi giderleri teminat limiti (kaza tarihi itibariyle 410.000.00-TL) kapsamında kaldığı, İMM sigortacısı … Sigorta A.Ş.nin sorumluğunun bulunmadığı, sürekli iş görmezlik (maluliyet) zararının 187.306,26-TL olduğu, söz konusu zararın davalı Ouick Sigorta A.Ş. taralından temin cdilen Zorunlu Mali Sorunululuk (Trafik) Sigorta Poliçesi sakatlık/ölüm teminat limiti (kaza tarihi ilibariyle 410.000.00-TL) kapsamında kaldığı, İMM sigortacısı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluğunun bulunmadığı kanaatinde olduğu” bildirilmiştir.
Davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının re’sen seçilecek bir muhasebeci bilirkişiye tevdine, Bilirkişiye HMK’nun 268. maddesi gereği tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapması, raporuna esas alacak olup da dosya içinde bulunmayan kayıt ve belgeler olursa birer suretinin raporuna eklemesi için yetki verilmesine, HMK’nun 273. maddesi gereğince davacının son 3 yıllık ticari defterlerinin incelenerek davacının her yıl için ortalama net kazancının (tüm masraflar çıktıktan sonra) yıllık ve aylık olarak kaç TL olduğunun tespiti hususunda hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Mali Müşavir *** tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “Davacı …’un 2019-2020-2021 yıllarında Gevher Nesibe Vergi Dairesi’nde 464101 faaliyet kodu ile (evde kullanılan tekstil takımları, perdeler ve çeşitli tekstil malzemesinden ev eşyaları toptan ticareti (çarşaf, yatak takımı, yastık kılıfı, masa örtüsü, havlu, battaniye, yorgan, diğer mefruşatlar vb. dâhil) gerçek gelir vergisi mükellefi olduğu, defterlerinin işletme hesabı usulüne göre defter beyan sisteminde tutulduğu, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan resmi defter ve kayıtlarına göre; son üç yıl ortalama yıllık net kazancının 64,16-TL olduğu, son üç yıl ortalaması aylık net kazancının 5,34-TL olduğu” belirtilmiştir.
Tüm deliller toplandıktan sonra dava dosyasının rapor veren aktüer bilirkişine tevdine, Yargıtayın yerleşik kararlarına göre vergi, kamu düzeni ile ilgili olup kişinin gelirini düşük göstermesi veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunmasının vergi mevzuatını ilgilendirdiği, gerçek zararın tüm delillere göre hesaplanması gerektiği değerlendirilerek TÜİK verileri, terziler ve konfeksiyon imalatçıları odasının yazı cevabı ve tanık anlatımları dikkate alınarak, önceki rapordan sonra değişen ve yıl sonunun yaklaşması nedeni ile yeniden değişecek olan asgari ücret miktarı (2023 yılında belirlenecek en son miktar) dikkate alınarak davacının aktüer zararlarının hesaplanması konusunda bilirkişiden hüküm vermeye ve denetime elverişli ek rapor aldırılmasına, bu hususta bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Aktüer Bilirkişi *** tarafından düzenlenen *** tarihli ek raporda özetle; “1. Durum; davacının aylık gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğu kanaattinde olur ise; geçici iş göremezlik zararının 1.743,52-TL olduğu, söz konusu zararın davalı *** A.Ş. tarafından temin edilen Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi sağlık/tedayi giderleri teminat limiti (kaza tarihi itibariyle 410.000,00-TL) kapsamında kaldığı, İMM sigortacısı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluğunun bulunmadığı, sürekli iş görmezlik (maluliyet) zararının 217.561,36-TL olduğu, söz konusu zararın davalı Ouick Sigorta A.Ş. tarafından temin edilen Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi sakatlık/ölüm teminat limiti (kaza tarihi itibariyle 410.000,00- TL) kapsamında kaldığı, İMM sigortacısı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluğunun bulunmadığı, II. Durum; davacının aylık gelirinin asgari ücretin 1,98 katı düzeyinde olduğu kanaattinde olut ise; geçici iş göremezlik zararının 3.452,17-TL olduğu, söz konusu zararın davalı … A.Ş. tarafından temin edilen Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi sağlık/tedavi giderleri teminat limiti (kaza tarihi itibariyle 410.000,00-‘TL) kapsamında kaldığı, İMM sigortacısı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluğunun bulunmadığı, sürekli iş görmezlik (maluliyet) zararının 365.469,15-TL olduğu, söz konusu zararın davalı … A.Ş. tarafından temin cdilen Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi sakatlık/ölüm teminat limiti (kaza tarihi itibariyle 410.000,00-TL) kapsamında kaldığı, İMM sigortacısı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluğunun bulunmadığı” bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya mahkememiz görevlidir. Zira dava ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketi ile birlikte araç sürücüsüne ve işletenine karşı açılmıştır.
Dava değeri dikkate alınarak 6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca basit yargılama usulüne göre yargılama tek hakim tarafından yürütülmüştür.
Taraflar arasında uyuşmazlık; … trafik kazasının oluşumunda kim veya kimlerin ne oranda kusurlu olduğu ve bu kaza nedeni ile davacının geçici işgöremezlik zararı, kalıcı iş göremezlik zararı ve manevi hasarlarının bulunup bulunmadığı, varsa kendisinden talep edilen davalıların bu zararlardan sorumlu olup olmadığı zararı olup olmadığı ve miktarının ne kadar olduğu konularında toplanmaktadır.
KTK’nun 97. maddesine ilişkin dava şartının değerlendirmesinde;
Trafik kazalarında hukuki sorumluluk ve sigorta konusu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup sözü geçen Kanun’un 85. maddesinin 1. fıkrasında bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsünün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracın işleteninin ve bağlı bulunduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, aynı maddenin 5. fıkrasında işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu, 91. maddesinin 1. fıkrasında işletenlerin, bu kanunun 85. maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu öngörülmüştür. Kanunun bahsi geçen düzenlemesinden, zorunlu mali sorumluluk sigortacısının, trafik kazasına karışan aracın işleteni veya araç işleticisi teşebbüs sahibi olan sigortalısına bu kaza sebebiyle isabet eden hukuki sorumluluğu poliçe teminat limiti ile sınırlı olarak üstlendiği anlaşılmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı” başlıklı 97. maddesinde (Değişik: 14/4/2016-6704/5 md.) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir.” Davacı tarafından ZMMS poliçesi nedeniyle davalı … A.Ş.’nden maddi tazminat ve kasko sigorta (İMMS) poliçesi nedeniyle davalı … Sigorta A.Ş.’nden manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Dosya içesindeki bilgi ve belgelerden davacı tarafın dava açılmadan önce davalı sigorta şirketlerine başvurduğu anlaşılmıştır.
Kusur durumunun değerlendirmesinde;
Davalı sürücü …’ın,… günü saat 14:30 sularında, yangına müdahale için sevk ve idaresindeki 38 … plaka sayılı itfaiye aracıyla Farabi Caddesi’ni takiben Kızılırmak Caddesi ve Köşk Caddesi istikametine seyirle girdiği olay yeri olan Mustafa Şimşek Bulvarı ışık kontrollü kavşağını geçişi esnasında, aracının sağ ön köşe kısımlarına bulvarı takiben seyrine göre sağ taraftan kavşağa giren davacı sürücü …’un sevk ve idaresindeki 48 … plaka sayılı otomobilin sol yan ön köşe kısımlarından çarptığı dava konusu trafik kazası meydana gelmiştir.
… tarihli trafik kaza tespit tutanağında özetle “Davacı sürücüsü …’un sevk ve idaresindeki 48 … plaka sayılı aracın yeşil ışıkta geçtiği, davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki 38 … plaka sayılı itfaiye aracının ise her ne kadar tepe lambası ve sireni açık olsa da, kırmızı ışıkta geçtiği ve KTK’nun 47/1-b maddesindeki kuralı ihlal ederek tam kusurlu olduğu” bildirilmiştir.
Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası içinde bulunan trafik kusur bilirkişisi *** tarafından düzenlenen … tarihli raporda özetle “Davacı sürücü …’un sevk ve idaresindeki 48 … plaka sayılı otomobilin 2918 sayılı KTK’nun 57/1-a maddesinde yer alan kavşaklara yaklaşırken aracının hızını azaltmamak, geçiş önceliği olan araç trafiğine ilk geçiş hakkını vermemek, yine aynı kanunun 84/h maddesinde yer alan kavşaklarda geçiş önceliğine uymamak kuralını ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğu, davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki 38 … plaka sayılı itfaiye aracının 918 sayılı KTK’nun 52/1-a maddesinde yer alan kavşaklara yaklaşırken aracının hızını azaltmamak kuralını ihlal ettiğinden tali kusurlu olduğu” bildirilmiştir.
Mahkememizce Trafik Makine Mühendisi bilirkişi ***’dan alınan *** tarihli raporda özetle; “Bahse konu … tarihli trafik kazasında, sürücü … sevk ve idaresindeki 48 … plaka sayılı aracın trafik ışıkları yeşil konumda iken kavşağa giriş yapmış olduğu, dolayısıyla sürücü …’ın sevk ve idaresindeki 38 … plaka sayılı itfaiye aracının kırmızı ışıkta kavşağa giriş yapmış olduğu, 38 … plaka sayılı itfaiye aracı sürücü …, KTK’nun 71. maddesi ve Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 141. maddesine göre trafik kısıtlamalarına ve yasaklarına bağlı olmamakla beraber, bu hakkını, halkın can ve mal üvenliğini tehlikeye sokmamak, duyulur ve görünür geçiş üstünlüğü işaretini vermek şartı ile kullanabileceğinden, tam kural ihlalinin olduğu, 48 … plaka sayılı araç sürücüsü …’un ise, KTK’nun 52/a ve b maddesi, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 101/a ve b maddesi ile tali kural ihlalinin olduğu” belirtilmiştir.
Adli Tıp Ankara Grup Başkanlığı’nca düzenlenen *** tarihli raporda özetle “Cankurtaran, itfaiye ve benzeri gibi görev halinde iken geçiş üstünlüğüne sahip araçların sürücüleri; hizmetin yerine getirilmesini sağlamak amacına uygun olması şartıyla, Karayolları Trafik Kanunu ile buna bağlı yönetmelikte gösterilen trafik kısıtlamalarına ve yasaklarına bağlı değillerse de, halkın can ve mal güvenliğini tehlikeye sokmamak açısından duyulur ve görünür geçiş üstünlüğü işaretlerini bir arada vermek şartı ile sahip olacakları bu haklarını, trafikteki diğer unsurları tehlikeye atmayacak şekilde kullanmaya özen göstermek; geçiş üstünlüğüne sahip bu araçların duyulur-görünür işaretlerini alan diğer sürücüler de bu araçların kolayca ilerlemelerini sağlamak için taşıt yolu üzerinde yer açmak, gerekiyorsa durmak ve bu araçlar tarafından tamamen geçilinceye kadar beklemek mecburiyetindedirler. Buradan hareketle, ışık kontrollü kavşakta meydana gelen olayda, itfaiye aracının şoförü …’ın, yangına müdahale için duyulur-görünür geçiş üstünlüğü işaretlerini birarada vermekle trafik kısıtlamalarına ve yasaklarına bağlı olmama hakkıyla ancak, diğer kollardan gelen araç trafiğini dikkate almadan girdiği kavşağı müteyakkız geçmemekle tali kusurlu; otomobil sürücüsü …’un da yeşil ışıkta girdiğini beyan etse de görüşün açık olduğu kavşağa, duyulur-görünür geçiş üstünlüğü işaretleri açık şekilde sol tarafından giren geçiş üstünlüğüne sahip iftaiye aracını fark edemeyecek şekilde dikkatsiz girmekle asli kusurlu olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekliyle rapor tanzimi cihetine gidilmiştir. Mevcut verilere göre; davalı şoför …; tepe lambası ve sireni açık sevk ve idaresindeki itfaiye aracıyla girdiği kavşağı, diğer kollardan gelen araç trafiğini dikkate alarak müteyakkız geçmeye özen göstermemekle aracının sağ ön köşe kısımlarına bulvarı takiben seyrine göre sağ taraftan kavşağa giren sürücü … idaresindeki otomobilin sol yan ön köşe kısımlarından çarptığı olayda, kusurludur. Davacı sürücü …; sevk ve idaresindeki otomobille görüşün açık olduğu yoldan seyirle geldiği olay yeri kavşağa, tepe lambası ve sireni açık vaziyette seyrine göre sol taraftan girdiği kavşağı geçmekte olan şoför … idaresindeki geçiş üstünlüğüne sahip itfaiye aracını fark edemeyecek şekilde dikkatsiz girdiğinde aracının sol yan ön köşe kısımlarıyla itfaiye aracının sağ ön köşe kısımlarına çarptığı olayda, kusurludur. Davalı şoför …’ın %25 (yüzdeyirmibeş) oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’un %75 (yüzdeyetmişbeş) oranında kusurlu olduğu” bildirilmiştir.
Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin *** tarihli, … Esas ve … Karar sayılı gerekçeli kararında bu dosya içindeki bilirkişi *** tarafından düzenlenen … tarihli rapor benimsenerek, taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan yargılanan davalı …’ın … tarihli trafik kazasında tali derecede kusurlu olduğu kabul edilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir.
Davaya konu kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesinde “Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz” hükmü öngörülmüştür. Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı, “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması” kararı da niteliği itibariyle kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı olmadığından hukuk hakimini bağlayan bir karar olmadığı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir. (Y.H.G.K. 11/10/989 gün ve E.1989/11-373, K.472 sayılı ilamı). Bunun nedeni, ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından ceza hakiminin hukuk hakiminden çok daha elverişli konumda bulunmasıdır. O halde bir ceza mahkemesinin uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle maddi olgulara ilişkin kesinleşmiş saptamasının, aynı konudaki hukuk mahkemesinde de kesin delil oluşturacağı açıktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu – 2008/4-564 E, 2008/536 K.).
Mahkememizce Trafik Makine Mühendisi bilirkişi ***’dan alınan kusur raporu ile ilgili taraflarca yapılan beyan ve itirazlar ile Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası içinde bulunan trafik kusur bilirkişisi *** tarafından düzenlenen … tarihli rapor arasında çelişki dikkate alınarak, bu çelişkilerin giderilmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı’nda yeniden rapor alınmıştır. Ceza mahkemesi dosyası içindeki trafik kusur bilirkişisi *** tarafından düzenlenen … tarihli rapor ve Adli Tıp Ankara Grup Başkanlığı’nca düzenlenen *** tarihli raporda yapılan tespitler genel olarak birbiri ile örtüşmektedir. Adli Tıp Ankara Grup Başkanlığı’nın*** tarihli kusur raporu dosya kapsamındaki trafik kaza tespit tutanağı, ceza mahkemesi dosyası, hasar dosyası ile diğer deliller ve olayla uyumlu olduğundan mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Geçici ve sürekli iş göremezlik durumuna ilişkin değerlendirmede;
Yargıtay uygulamalarına göre, maluliyet raporu adli tıp uzmanları tarafından düzenlenmeli ve maluliyet oranı kaza tarihindeki mevzuata uygun olarak belirlenmelidir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK’nun 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların, haksız fiil; 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 ila 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne, İşlemleri Yönetmeliği’ne, 01/06/2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri, yaralananın çocuk olması halinde ise 20/02/2019 tarihinde yürürlüğe giren Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin tespiti gerekmektedir.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nca *** tarihli raporda özetle; “…’un … tarihli trafik kazası sonucu meydana gelen kafa içi (subaraknoid) kanama ve kontüzyon, çoklu kot kırıkları alt ekstremitede mevcut (patella ve talus kırığı, kaynama kusuru, patellofemoral eklemde deplasman, kemik fragmanları, dejeneratif sabkortikal kist, orteoporoz) patolojileri nedeniyle, üç ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı (tıbbi şifa süresinin 3 (üç) ay olduğu, tüm vücut fonksiyon kaybı oranının ve/veya engel oranının %18 olduğu” bildirilmiştir.
Eldeki davada, mahkememizce, usulüne uygun teşekkül ettirilmiş olan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nden alınmış olan 10/02/2022 tarihli “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” kapsamında alınmış olan rapor mevzuata uygun kuruluşlardan ve maluliyet yönünden mevzuata uygun yönetmelik uygulanarak alınmış, olup maluliyet raporunun usul ve yasaya aykırı olup, hüküm vermeye yeterli olmadığı yönündeki davalı tarafının itirazları yerinde görülmemiştir. Bu raporun, dosya kapsamındaki delillerle örtüştüğü, hüküm vermeye ve denetime elverişli olduğu değerlendirilmiş ve bu raporlar mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Aktüer bilirkişi raporuna ilişkin değerlendirmede;
Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı KTK’nun 90. ve 92. maddelerinde “genel şartlara” atıf yapan cümlelerin iptaline karar verilmiş ve bu karar 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olmasıyla birlikte, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nce zarar görenlerin cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı alacağının hesaplanmasında TRH 2010 ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi benimsenmiş olup TRH 2010 yaşam tablosunun uygulamasından vazgeçilmemiştir (Yargıtay 17. H.D.’nin 22/12/2020 tarihli, 2019/5206 Esas ve 2020/8874 Karar sayılı emsal ilamı).
Mahkememizce görevlendirilen aktüer bilirkişi *** tarafından düzenlenen *** tarihli ek raporda özetle; “…Mahkeme davacının aylık gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğu kanaatinde olur ise; geçici iş göremezlik zararının 1.743,52-TL olduğu, söz konusu zararın davalı … A.Ş. tarafından temin edilen Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi sağlık/tedayi giderleri teminat limiti (kaza tarihi itibariyle 410.000,00-TL) kapsamında kaldığı, İMM sigortacısı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluğunun bulunmadığı, sürekli iş görmezlik (maluliyet) zararının 217.561,36-TL olduğu, söz konusu zararın davalı *** AŞ tarafından temin edilen Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi sakatlık/ölüm teminat limiti (kaza tarihi itibariyle 410.000,00-TL) kapsamında kaldığı, İMM sigortacısı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluğunun bulunmadığı, davacının aylık gelirinin asgari ücretin 1,98 katı düzeyinde olduğu kanaattinde olur ise; geçici iş göremezlik zararının 3.452,17-TL olduğu, söz konusu zararın davalı … A.Ş. tarafından temin edilen Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi sağlık/tedavi giderleri teminat limiti (kaza tarihi itibariyle 410.000,00-‘TL) kapsamında kaldığı, İMM sigortacısı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluğunun bulunmadığı, sürekli iş görmezlik (maluliyet) zararının 365.469,15-TL olduğu, söz konusu zararın davalı … A.Ş. tarafından temin cdilen Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi sakatlık/ölüm teminat limiti (kaza tarihi itibariyle 410.000,00-TL) kapsamında kaldığı, İMM sigortacısı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluğunun bulunmadığı” belirtilmiştir. Aktüer bilirkişi *** tarafından düzenlenen *** tarihli ek raporda, zararın belirlenmesi bakımından TRH yaşam tablosu ve %10 arttırma %10 iskonto uygulanmak sureti ile hesaplama yapıldığı görülmekle davalı … A.Ş. vekilinin yaşam tablosu ve teknik faize ilişkin aksi yöndeki itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Aktüer bilirkişi ***’ün düzenlediği *** tarihli ek raporda davacının gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğu seçeneğine göre ve davacının gelirinin asgari ücretin 1,98 katı olduğu seçeneğine göre iki ihtimalli olarak hesap yapılmıştır.
Davacının gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Cismani zarar nedeniyle uğranılan mevcut ve gelecekteki zararın karşılığı olan tazminat miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle zarar görenin kazadan önce elde ettiği net gelirin doğru saptanması gerekmektedir. Gerçek zararın belirlenmesi için, davacının kaza tarihindeki işinin ve gelir durumunun net ve ispata yarar somut delillerle ortaya konulması gerekmektedir. Bu amaçla mahkememizce, öncelikle davacının kaza tarihindeki işi ve gelirine dair delillerinin ibrazının sağlanmış, davacının kaza tarihinde ne iş yaptığı ve gelir durumu hakkında kolluk marifetiyle araştırma yaptırılmış, gösterilen tanıklar duruşmada usulünce dinlenmiş, SGK ve Vergi Dairesi kayıtları celp edilmiş, Kayseri Ticaret Odası’na, Kayseri Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na ve Kayseri Terziler ve Konfeksiyon İmalatçıları Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na gelir araştırmaları için müzekkereler yazılmış, perde satışından elde edilecek gelire ilişkin trafik kaza tarihi itibariyle ve en son tarih itibariyle TÜİK’in verilerine ilişkin istatistiki bilgiler dosya arasına kazandırılmış ve davacının bu faaliyeti nedeniyle tuttuğu defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkemece zararın hesaplanmasında gözönünde tutulacak kazanç, vergi kayıtlarıyla bağlı kalmaksızın, tanık ifadeleri de gözönünde tutularak tayın ve tespit edilmelidir (Yargıtay 19. H.D. 09/03/1995, 94/7459-95/2055).
Yargıtay HGK’nun 21/03/1990 tarihli, 4-67 Esas ve 197 Karar sayılı emsal ilamında “Davacıların vergi yükümlüsü olarak tuttukları defterler ve vergi beyannamelerinde gösterdikleri kazançların zarar hesabında esas alınması ve davacıların oradaki beyanlarıyla bağlı sayılarak zararın hesabı, tazminat hukuku ilkeleriyle bağdaştırılamaz. Mahkemece, davacıların defter ve vergi beyannameleri incelenerek ve ticari defterlerine yansıtılan kazançlar esas alınarak kazanç kaybı ile faizinin tahsiline ve fazla istemin reddine karar verilmiştir. Oysa, davacıların vergi yükümlüsü olarak tuttukları defter ve verdikleri vergi beyannamelerinde gösterdikleri kazançların zarar hesabına esas alınması ve davacıların oradaki beyanlarıyla bağlı sayılarak zararın hesabı, tazminat hukuku ilkeleriyle bağdaştırılamaz. Kazanç vergisine ilişkin bu belgeler, üçüncü kişi durumundaki Vergi Dairesine karşı hazırlanmıştır. Hal böyle olunca, vergi mevzuatını ilgilendiren bu belgelerdeki açıklamalar, zarar hesabında gözetilebilecek delil olabilir, ancak bağlayıcı nitelikte kabul edilemez. Mahkemece yapılacak iş, davacıların gerçek kazançlarına ait delillerini toplayıp sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.” denilmiştir (T. Uygur, Borçlar Hukuku, C. I, sf. 362-363) .
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 29/05/1989 tarihli, 662 Esas ve 4892 Karar sayılı emsal ilamında “Vergi mevzuatını ilgilendiren belgelerdeki açıklamalar, zarar hesabında gözetilebilecek kanıt olabilir, ancak bağlayıcı nitelikte kabul edilemez.
Davacıların vergi yükümlüsü olarak tuttukları defter ve verdikleri vergi beyannamelerinde gösterdikleri kazançların zarar hesabında esas alınması ve davacıların oradaki beyanlarıyla bağlı sayılarak zararın hesabı, tazminat hukuku ilkeleriyle bağdaştırılamaz. Kazanç vergisine ilişkin bu belgeler, Vergi Dairesine karşı hazırlanmış olup, vergi daireleri üçüncü kişi durumundadır. Hal böyle olunca, vergi mevzuatını ilgilendiren bu belgelerdeki açıklamalar, zarar hesabında gözetilebilecek delil olabilir, ancak bağlayıcı nitelikte kabul edilemez. Açıklanan esaslar gözetilmeksizin yukarda yazılı olduğu şekilde kazanç kaybına ilişkin bilirkişi raporuna göre kazanç kaybı hakkında hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir. Mahkemece yapılacak iş, davacıların gerçek kazanç kayıplarına ait delillerini toplayıp sonucuna göre karar vermekten ibarettir.” şeklindedir (YKD. 1989/11-1554).
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 27/06/1986 tarihli, 3111Esas ve 3213 Karar sayılı emsal ilamında “Vergi kamu düzeni ile ilgili olup, davacının gelirini düşük göstermesi veya gerçeğe aykırı beyanname vermesi vergi mevzuatını ilgilendirir, kazanç kaybının hesabında dikkate alınmaz. Mahkemece, her ne kadar vergi beyanı esas alınmak suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm tesis edilmiş ise de, vergi kamu düzeni ile ilgili olup, davacının gelirini düşük göstermesi veya gerçeğe aykırı beyanname vermesi vergi mevzuatını ilgilendirir; kazanç kaybının hesaplanmasında esas alınamaz. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatları da bu doğrultudadır. Bu durumda, mahkemece BK’nun 43. maddesi de gözetilmek suretiyle davacının kazanç kaybı yönünden gerçek zararının saptanarak ona göre hüküm kurulması gerekir.” açıklaması mevcuttur.
Yukarıda sözü edilen emsal yüksek mahkeme ilamları ve yerleşik uygulaması karşısında mahkememizce davacının gerçek gelir durumunun tespitinde vergi beyannamesi esas alınmamış, emsal ücret araştırmaları, TÜİK verileri, Kayseri Ticaret Odası, Kayseri Esnaf ve Sanatkarlar Odası ve Kayseri Terziler ve Konfeksiyon İmalatçıları Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın emsal gelire ilişkin cevabi yazılarındaki verilerin ortalaması olan asgari ücretin 1,98 katı kadar davacının geliri olduğuna yönelik ihtimale göre yapılan hesaplamanın somut uyuşmazlığa uygun olduğu değerlendirilmiştir. Aktüer bilirkişi İbrahim Toksöz tarafından düzenlenen 20/02/2023 tarihli ek rapor hüküm vermeye ve denetime elverişli bulunarak mahkememizce benimsenmiştir.
Mütefarik kusura ilişkin değerlendirmede;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “tazminatın belirlenmesi” başlıklı 51. maddesinde; hakimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “tazminatın indirilmesi” başlıklı 52. maddesinde ise; zarar gören taraf, zararı doğuran fiile razı olduğu veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olduğu yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırdığı takdirde hakimin, tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği açıklanmıştır.
Buna göre, zarar görenin zarar katılması veya zararın artmasına sebep olduğu hallerde zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir. Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (Eren, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582) Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir. (Kılıçoğlu, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418)
Yukarıda da açıklamalar dikkate alındığında, davacının müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılabilmesi için zararın bu nedenle artması zarar ile mağdurun eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir.
… tarihli trafik kaza tespit tutanağında kaza sırasında davacının emniyet kemeri takıp takmadığı durumunun tespit edilemediği yazmaktadır. Davalı … tanıkları *** mahkememizdeki anlatımlarında davacının emniyet kemerinin takılı olmadığını beyan etmişlerdir. Kaza tarihinde itfaiye aracında itfaiye eri olarak görevli bulunan *** polis merkezinde verdikleri ifadelerinde ise davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığı konusunda herhangi bir beyanda bulunmamışlardır. Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası içinde davacının emniyet kemerinin takılı olmadığına dair hiç bir delil bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı … tanıkları ***’ün olayın sıcağı sıcağına polis merkezinde verdikleri ifadelerinin daha doğru olacağı değerlendirilmiştir. Davalılar … A.Ş. ve … Sigorta A.Ş. vekili ***tarihli maluliyet raporunda yazılı yaralanmaların (çoklu kot kırıkları v.s.) davacının emniyet kemerinin takılı olmadığını gösterdiğini iddia etmişse de davacının tespit edilen yaralanmaları tek başına emniyet kemeri takmadığını göstermez. Mahkememizce mütefarik kusura ilişkin kanaat oluşturmaya yeterli delil bulunmadığından mütefarik kusur indirimi yapılmaması gerektiği görüşü oluşmuştur.
Davalıların sorumluluğuna ilişkin değerlendirmede;
Bilindiği üzere; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son. maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir. Yine, aynı sorumluluk olgusu Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de benzer düzenlemeye yer verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararlarının da bu kapsamda olmasına, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacının geçici iş göremezlik tazminatını, davalı sigorta şirketinden talep edebilmesine, her ne kadar davalı tarafından ZMSS yeni genel şartları ve 6111 Sayılı Yasa ile değişiklik yapılan 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi gereğince geçici iş görmezlik zararlarının tedavi giderleri kapsamında olduğundan bahisle, SGK’nın sorumluluğunda olduğu iddia edilmiş ise de, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenlemenin de yer almamasına göre mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmış olup, davalı … A.Ş. vekilinin bu yöndeki itirazının yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
Buna göre davacının trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik zararından haksız fiil hükümlerine göre 38 … plaka sayılı itfaiye aracının sürücüsü olan davalı …’dan, 38 … plaka sayılı itfaiye aracının maliki ve işleteni olan davalı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan ve yine bu aracın ZMMS poliçesini düzenleyen davalı … A.Ş.’nden talep etmesinin mümkün olduğu, adı geçen davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun ZMMS poliçesi teminat limiti olan 410.000,00-TL ile sınırlı olduğu değerlendirilmiştir. 38 … plaka sayılı itfaiye aracının ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olan davalı … Sigorta A.Ş.’nden ise davacının maddi tazminat istemi bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere, trafik kazasında sürücünün kusurlu olması halinde zarar gören maddi ve manevi zararını kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 49. ve 54 ile 56. maddeleri uyarınca sürücüden (somut olayımızda davalı …’dan) isteyebilir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi uyarınca bir motorlu aracın işletilmesinin bir kişinin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zararına sebep olması halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi bu zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Aynı Kanun’un 3. maddesi uyarınca aracın maliki işleten sayıldığından araç malikinden (somut olayımızda davalı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı) da zararın tazmini talep edilebilir. Ayrıca ihtiyari mali mesuliyet sigortası (İMMS), motorlu araç işleteninin, bu aracın işletilmesinden dolayı KTK ve Genel Hükümlere göre oluşan ve ZMMS limiti üzerinde kalan hukuki sorumluluğunu sigorta poliçesinde yazılı azami hadlere kadar sigorta güvencesi altına alan bir sigorta sözleşmesidir. Bu sözleşme, ZMMS’nın güvencesini yeterli bulmayan işletenler tarafından ek olarak yapılmaktadır. İMMS kapsamının başlangıç noktası, ZMMS limitinin üzerinde kalan kısımdır. Kapsamın sonu ise İMMS limitidir. İMMS Poliçesi Genel Şartları’nın 1. maddesine göre, sigortacının sorumluluğu ZMMS poliçesi limitinin üzerinde kalan miktardan başlayıp, İMMS teminat limiti ile sona ermektedir. Bu limitin tesbitinde, ZMMS’nın hiç yapılmaması veya teminat miktarlarının yeni limitlere getirilmemesi halinde, Hazine Müsteşarlığı’nca tesbit olunan yeni tarife limitleri esas alınır. Bu durumlarda dahi, İMMS’nın sorumluluğu ZMMS’sı limitini aşan kısım için söz konusudur. Dolayısıyla davacının 38 … plaka sayılı itfaiye aracının ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olan davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nden de manevi zararlarını poliçe limitleri dahilinde isteme hakkı vardır. Davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nin İMMS poliçesinde manevi tazminattan sorumluluğu poliçe teminat limiti olan 375.000,00-TL ile sınırlıdır.
Davacının talep arttırım istemi;
Davacı vekili *** tarihli talep arttırım dilekçesinde özetle “…Bilirkişi raporundaki aleyhe hususları kabul etmemekle ve daha yüksek bir miktar çıkması durumundaki haklarımızı saklı tutarak sürekli iş göremezlik zararının 365.469,15-TL ve geçici iş göremezlik zararının 3.452,17-TL (Yargıtay kararları gereği gerçek zararın hesabı açısından asgari ücretin 1,98 katının dikkate alınması gerekmektedir.) olarak belirlemiştir. Tespit edilen bu zararlardan davalılar müşterek ve müteselsilen sorumludur. Bu açıdan müvekkil için dava başında bilirkişi raporu neticesinde arttırmada bulunmayı saklı tutarak talep ettiğimiz miktar; geçici iş göremezlik tazminatı olarak şimdilik 250,00-TL ve kalıcı iş göremezlik tazminatı olarak şimdilik 250,00-TL olmak üzere şimdilik 500,00-TL şeklindedir. Bu nedenle davalı açısından geçici iş göremezlik için dava başında talep ettiğimiz 250,00-TL üzerine 3.202,17-TL, sürekli iş göremezlik zararı için dava başında talep ettiğimiz 250,00-TL üzerine 365.219,15-TL daha arttırarak toplamda 368.921,32-TL maddi tazminata karar verilmesini talep etmekteyiz.” şeklinde beyan ve talepte bulunmuştur. Davacı vekili talep arttırım dilekçesi ile birlikte ilgili tamamlama harcını da yatırmıştır. Bu dilekçe, davalılara usulünce tebliğ edilmiştir.
Manevi tazminat istemine ilişkin değerlendirmede;
6098 sayılı TBK’nun 56. hükümlerine göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda, meydana gelen trafik kazasının oluş şekli, olay tarihi, kazanın oluşumundaki kusur durumu, bu kaza neticesi davacının yaralanması, yaralanmanın ve maluliyetin mahiyeti, ağırlığı ve derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü ile yukarıda ilkeler birlikte değerlendirildiğinde davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 30.000,00-TL manevi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. yönünden genişletilmiş kasko sigorta poliçesi teminat limiti ile sınırlı olmak ve temerrüt tarihi (arabulucuya başvuru tarihi) olan *** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olması, davalılar … ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın ise trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olmaları koşulu ile bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, gerektiği kanaati oluşmuştur. Sübut bulmadığından dolayı davacının, davalılar … Sigorta A.Ş., … ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı hakkındaki fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Davalıların temerrütüne ve faiz türüne ilişkin değerlendirmede;
Trafik kazası nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin tazminat davasında, alacak haksız fiilin yani kazanın meydana gelmiş olduğu tarihte muaccel olduğundan, alacağa kaza tarihinden itibaren araç sürücüsü ve işleten malikten faiz istenebilecek, sigortadan ise sigortaya başvuru tarihinden itibaren 2918 sayılı KTK’nun 99. maddesi uyarınca 8 işgünü içerisinde tazminatın ödenmemesi halinde temerrüte uğradığı tarihten itibaren, dava açılmadan sigortanın temerrüte uğratılmamış olması halinde ise dava tarihinden itibaren faiz istenebilecektir.
Eldeki davada, davalı …’ın kazaya karışan aracın sürücüsü olması ve davalı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın kazaya karışan aracın maliki ve işleteni olması nedeniyle haksız fiil hükümleri uyarınca bu davalılar yönünden tazminat alacağı kaza tarihinde muaccel olmuştur. Davalı … A.Ş. ise, kazaya karışan ve davacının zarara uğramasına neden olan aracın trafik sigortacısı olup 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Buna göre somut uyuşmazlıkta davalı … ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın trafik kaza tarihi olan … tarihinden tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, davalı … A.Ş.’ne davacının başvurusunun bulunduğu, ancak davacı tarafça eksik belge ile başvuru yapıldığı görülmekle davalı … A.Ş.’nin arabuluculuk tarihi itibarı ile temerrüde düştüğü tespit edilmiş ve arabuluculuk başvuru tarihi olan *** tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline hükmedilmesi gerekmiştir. Bu nedenle davalı … A.Ş. yönünden hükmedilen maddi tazminata trafik kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine ilişkin davacı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yine … Sigorta A.Ş. kazaya karışan ve davacının zarara uğramasına neden olan aracın kasko sigortacısıdır. TTK’nun 1427. maddesinde “..Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446. maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur..” düzenlemesi mevcuttur. Dosya kapsamından davacının dava tarihinden önce … tarihinde başvuruda bulunduğu, ancak davacı tarafça eksik belge ile başvuru yapıldığı görülmekle davalı … Sigorta A.Ş.’nin arabuluculuk tarihi itibarı ile temerrüde düştüğü tespit edilmiş ve arabuluculuk başvuru tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline hükmedilmesi gerekmiştir. Bu nedenle davacının hükmedilen manevi tazminat tutarına davalı … Sigorta A.Ş. yönünden trafik kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesine ilişkin istemlerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Dava dilekçesinde davacının maddi ve manevi tazminat istemlerine yasal faiz işletilmesi talep edilmiştir. Mahkememizce talep doğrultusunda hükmedilen maddi ve manevi tazminatlara yasal faiz işletilmesi uygun bulunmuştur.
Yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre;
Davacının davalılar …, … A.Ş. ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı hakkındaki maddi tazminat davasının kabulü ile, 3.452,17-TL geçici iş göremezlik zararı ve 365.469,15-TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 368.921,32-TL maddi tazminatın davalı … A.Ş.’nin ZMMS poliçe limiti ile sınırlı olmak ve temerrüt tarihi (arabulucuya başvuru tarihi) olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olması, davalı … ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın ise trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olmaları koşulu ile bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı … A.Ş. yönünden hükmedilen maddi tazminata trafik kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine ilişkin davacı isteminin reddine, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 30.000,00-TL manevi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. yönünden genişletilmiş kasko sigorta poliçesi teminat limiti ile sınırlı olmak ve temerrüt tarihi (arabulucuya başvuru tarihi) olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olması, davalılar … ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın ise trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olmaları koşulu ile bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının davalılar … Sigorta A.Ş., … ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı hakkındaki fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine ve davalı … Sigorta A.Ş. yönünden hükmedilen manevi tazminata trafik kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine ilişkin davacı isteminin reddine karar verilmesi görüş ve kanaatine varılmıştır.
Vekalet ücreti taktiri sırasında yapılan değerlendirmede;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2. maddesinde “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” hükmü yer almaktadır. Bu husus dikkate alınmak suretiyle ret edilen talep yönünden vekalet ücretine hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının davalılar …, … A.Ş. ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı hakkındaki MADDİ TAZMİNAT DAVASININ KABULÜ ile, 3.452,17-TL geçici iş göremezlik zararı ve 365.469,15-TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 368.921,32-TL maddi tazminatın davalı … A.Ş.’nin ZMMS poliçe limiti ile sınırlı olmak ve temerrüt tarihi (arabulucuya başvuru tarihi) olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olması, davalı … ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın ise trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olmaları koşulu ile bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davalı … A.Ş. yönünden hükmedilen maddi tazminata trafik kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine ilişkin davacı isteminin reddine,
3-Davacının MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABULÜ ile 30.000,00-TL manevi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. yönünden genişletilmiş kasko sigorta poliçesi teminat limiti ile sınırlı olmak ve temerrüt tarihi (arabulucuya başvuru tarihi) olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olması, davalılar … ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın ise trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olmaları koşulu ile bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının davalılar … Sigorta A.Ş., … ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı hakkındaki fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin REDDİNE,
5-Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden hükmedilen manevi tazminata trafik kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine ilişkin davacı isteminin reddine,
6-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; hükmedilen maddi tazminat yönünden alınması gereken 25.201,01-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 172,49-TL ve talep artırım harcı 1.260,00-TL olmak üzere toplam 1.432,49-TL harcın mahsubu ile bakiye 23.768,52-TL nispi karar ve ilam harcın davalılar …, … A.Ş. ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince hükmedilen manevi tazminat yönünden alınması gereken 2.049,30-TL nispi karar ve ilam harcının davalılar …, … Sigorta A.Ş. ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin), davanın kabul ve red oranına göre 1.292,00-TL’nın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen ve bakiye 28,00-TL’nın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
9-Maddi tazminat yönünden davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL başvurma harcı, 54,40-TL peşin dava harcı ve 1.260,00-TL talep artırım harcı olmak üzere toplam 1.368,80-TL harcın davalılar …, … A.Ş. ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Manevi tazminat yönünden davacı tarafından peşin dava harcı olarak yatırılan 118,09-TL’nın davalılar …, … Sigorta A.Ş. ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafından maddi tazminat davası için yapılan e-tebligat gideri 130,40-TL, posta gideri 124,00-TL, dosya gönderme masrafı 80,60-TL dosya gönderme masrafı, 2.100,00-TL bilirkişi ücretleri olmak üzere toplam 2.435,00-TLyargılama giderinin davalılar …, … A.Ş. ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
12-Kararın mahiyeti gereği maddi tazminat davası yönünden davalılar … ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerilerinde bırakılmasına, davalı … A.Ş. Tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
13-Davacı tarafından manevi tazminat davası yönünden ayrıca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
14-Davalılar tarafından manevi tazminat davası yönünden ayrıca yapılan yargılama giderleri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
15-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde ilgili tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
16-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine hükmedilen maddi tazminat miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 54.522,98 -TL nispi vekalet ücretinin davalılar …, … A.Ş. ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan alınarak davacıya verilmesine verilmesine,
17-Kararın mahiyeti gereği maddi tazminat davası yönünden davalılar …, … A.Ş. ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
18-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılar …, … Sigorta A.Ş. ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
19-Davalılar …, … Sigorta A.Ş. ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince ret edilen kısım üzerinden hesap ve taktir olunan 9.200,00 -TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …, … Sigorta A.Ş. ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na verilmesine,
20-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya mahkememiz arşivine kaldırılmasına,

Dair, davacı vekilinin, davalı … vekilinin, davalı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilinin ve davalılar … Sigorta A.Ş. ve … A.Ş. vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/04/2023

Katip ***
E-imzalıdır

Hakim ***
E-imzalıdır