Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/704 E. 2021/1164 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili kooperatifin ortağı iken kooperatifin *** tarihli genel kurulunda devam eden konut inşaatlarının maliyeti ve kooperatif giderlerinin karşılanabilmesi için her bir üyenin 9.500,00 TL ödemesine karar verildiğini, davalının bu yükümlülüğü yerine getirmemesi üzerine aleyhine Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını, vaki takibe davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, genel kurulda alınan kararların tüm ortakları bağlayıcı bağlayıcı nitelikte olduğunu, kooperatifin henüz dairelerini almamış 150 kadar üyesinin bulunduğunu, her bir üyenin ödeyeceği miktara için teklifin oy birliği ile kabul edildiğini, alınan kararların davalı yönünden kesinleştiğini kaldı ki kararın oy birliği ile ile kabul edilmesinin iptal şartını tamamen ortadan kaldırdığını, davalı tarafından kesin hesap borcunun ödendiği iddia edilmiş ise de kesin hesap üye borç tablosu belgesinde üyenin borcunun belirlendiği tarihin açıkça yazılı olduğunu, belgenin kesin hesap tanımlamasını içeren başlık taşımakta ve kooperatif genel kurullarında bu ibare kullanılmakta ise de kooperatifin inşaatlarının devam etmesi, belgede borç miktarının belirlendiği tarihin yazılı olması gözetildiğinde ana sözleşmenin 61. Maddesindeki kesin hesabın somut olayda söz konusu olmadığını, yapılan bu hesabın tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğunun açık olduğunu, davalının daha önce yaptığı ve adına isabet eden ödemelerin yetersiz kaldığını, 2012 yılında geçici maliyet hesaplarını ödeyen üyelerin gerek aidat ödememesi gerekse yapılan tüm ödeme başvurularına karşı çıkması nedeniyle kooperatifte evini teslim almayan üyeler ile davalı gibi evini teslim alan üyelerin arasında çok fahiş eşitsizliklerin doğduğunu, bu durumun kooperatifte üyeler arası eşitlik ilkesini ihlal ettiğini, davalının icra takibine itirazının taraflarına tebliğ edilmediğini, davadan önce arabuluculuk başvurusunun da yapıldığını ancak anlaşılamadığını ileri sürerek; Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin üyesi olduğu kooperatiften *** tarihinde yapılan ve *** tarihinde ticaret sicil gazetesinde yayımlanan üyelikten çıkılması kararına istinaden kesin hesap bedelini kooperatif yönetimine ödediğini hiçbir borcu olmadan noter aracılığı ile gönderdiği istifaname ile üyelikten ayrıldığını, ayrıca müvekkilinin kesin hesap maliyetini ödedikten sonra *** tarihli davacı kooperatif yönetimince verilen ibraname ile yanıltıldığını, borcu kalmadığını düşünen müvekkilinin istifa ettiğini de düşünerek iyi niyetli olarak ödeme yapmadığını, dava dilekçesinde belirtilen sözde borcun doğduğu kararın alındığı *** tarihli genel kurula müvekkilinin çağrılmadığını, genel kuruldan ve alınan karardan haberi olmadığını, dolayısı ile müvekkilinin herhangi bir borcu doğmadığını, faiz talep edilmiş olmasının yasal olmadığını savunarak davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, kooperatif defter ve kayıtları, genel kurul tutanakları, ana sözleşme davalı …’nun üyelik dosyası, Kayseri Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün *** tarihli yazı cevabı ve bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair *** tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi Prof. Dr. ***’ın mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dosya kapsamında davalının istifasına yönelik belgenin bulunmadığını, davacı kooperatif muhasebe kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde davalının istifa ettiğine yönelik bilgi notu olduğunu, bununla birlikte kooperatiften karşı edimi olan daire tapusunu alan ortağın, kooperatif sona erene kadar kooperatife karşı tüm edimlerini yerine getirmekle yükümlü olduğunu, kesin maliyet bedelini ödeyen ortağın üyelikten çıkmasına yönelik *** tarihli genel kurulun 6. gündem maddesinde alınan kararın Koop. Kan. Mad. 23’e aykırı olması sebebiyle takdiri Mahkemeye ait olmak üzere geçersiz olduğunun düşünüldüğü, nitekim Yargıtay 23. H.D’nin 13.11.2019 tarihli 2016/6738 E; 2019/4723 K sayılı yeni bir kararında “… kooperatif Üyesi, kooperatiften edindiğini, taşınmazı iade etmeden istifa etmesi halinde, istifadan önce veya sonra olmasına bakılmaksızın inşaat maliyetine ilişkin aidatlardan sorumludur…” şeklinde karar verildiğini, davalıdan talep edilen bedelin de inşaat maliyetlerine ilişkin olduğu, nitekim davacı kooperatife ait inşaatların henüz tamamlanmadığı ve daire teslimi yapılmayan üyeler bulunduğunu, davalının sabit fiyat peşin bedelli ortak olmadığı, dosyadaki hesap ekstresinden aidat ödeyen üye olduğunun anlaşıldığını, ayrıca genel kurullarda sabit fiyat peşin bedelli ortak alımına ilişkin bir karar alınmadığını, Davacı kooperatifin dava konusu olan *** tarihli genel kurulda alınan karar doğrultusunda davalının bir ödemesinin gözükmediği ve davalının da ödeme iddiası olmadığını, Mahkemece Ankara BAM 23.HD.’nin ve Kayseri BAM 6. H.D.’nin kararlarının emsal olarak kabul edilmesi halinde, davalının 9.500,00 TL anapara ve 8.512,52 TL işlemiş faiz borcu olacağını; davacının faiz talebinin de 8.512,52 TL olduğunu mahkememize bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, inşaat finansman gideri alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı dosya üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının mahkememize ait işbu dava davacısı S.S. ***Kooperatifi, borçlusunun yine mahkememize ait … olduğu, takip alacaklısı tarafından takip borçlusu aleyhine toplam 18.012,52 TL TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, takip borçlusunun süresi içerisinde itiraz ettiği, 1 yılllık hak düşürücü süre içerisinden iş bu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2018/687 E. 2019/672 K., 2018/429 E. 2019/662 K., 2018/257 E. 2019/671 K., 2019/2358 E. 2019/1864 K. 2019/2386 E. 2019/1803 K. 2019/2367 E. 2019/1802 K., 2019/2387 E. 2019/1801 K., 2018/2283 E. 2019/1719 K., 2018/54 E. 2019/924 K., 2018/344 E. 2019/920 K., 2018/345 E. 2019/919 K., 2017/1785 E. 2019/713 K., 2019/333 E. 2019/653 K., 2018/1643 E. 2019/651 K., 2018/347 E. 2019/673 K. sayılı dosyalarında davacısının iş bu dava davacısı … Kooperatifi olduğu ilamlarında ortak olarak “
Dosya kapsamından; davacı kooperatifçe üyelerine tahsis ve teslim edilecek taşınmazların inşaatlarının etap etap yaptırıldığı, *** tarihinde, 2. etapta tamamlanan 194 adet bağımsız bölümle ilgili, kooperatifin toplam 555 ortağının katıldığı kura çekildiği, davalıya ait bağımsız bölümün de bu kura ile davalıya isabet ettiği, ***tarihli genel kurulda yönetim kuruluna verilen yetkiye dayanılarak *** tarihi itibariyle davalının kooperatife borcu ile ilgili kesin hesap yaptırıldığı, belirlenen 35.662,00 TL.’nin, davacı kooperatifin, davalının ve yüklenici şirketin imzalarını taşıyan, *** tarihli “Mutabakat Sözleşme” başlıklı belge ile kooperatifin lehdar, davalının keşidecisi olduğu senetler ve nakit karşılığı yükleniciye ödendiği, *** tarihli “Konut Kesin Maliyet Hesabı İbra Sözleşmesi” başlıklı belge ile, davalı üyenin konut maliyeti kesin hesap komisyonu raporuna göre tespit edilen bakiye borcunu ödediği, üye ve kooperatifin belirtilen istisnalar dışında birbirlerini karşılıklı olarak gayri kabili rücu ibra ettikleri, *** tarihinde davalıya ortaklığına bağlı bağımsız bölümün tapuda tescil edildiği, davacı vekilinin aksi savunulmayan beyanına göre kooperatifin henüz dairelerini teslim alamamış 150 kadar üyesinin dairelerinin inşaatının devam ettiği anlaşılmıştır.
Davacı kooperatifin *** tarihli genel kurulunda 6. gündem maddesinde, “…kooperatifin kalan inşaatların tespitinin yapılması, (kesin hesap) maliyetinin belirlenmesi, tahsilatının bir takvime bağlanmasını, ve takvime bağlanan ve takvim süreci belirlenen tahsilat miktarlarının süresinde ödenmemesi durumun da geciken her bir ay için ayrıca aylık net %1,5 gecikme zammı alınması, kooperatif yönetim kurulu ile görüşüp kesin maliyeti belirlenen üyelerin kooperatiften izin almak kaydı ile borçlarının bir kısmının veya tamamının kooperatif yüklenicisi ile pazarlık yaparak borcunu ödemesi konusunda iş ve işlemleri yapmak üzere yönetim kuruluna yetki verilmesi” oy birliği ile kabul edilmiş,
7. gündem maddesinde de, “Ortaklık aidatlarının belirlenmesi maddesine geçildi. Yönetim kurulu üyesi *** söz alarak ortakların kalan inşaatlar için inşaat maliyeti olarak yaklaşık 9.500.00 tl’nin bir önceki madde de görüşülerek kabul edilen hususlar doğrultusunda ortaklarımızın ödemesi gereken kesin maliyet bedellerinin yönetim kurulumuzun alacağı ödeme planı kararı doğrultusunda ortaklarımızın yükümlülüklerini yerine getirmesi veya yönetim kurulumuzdan görüşerek izin almak kaydı ile yükümlülüklerini müteahhide karşı yerine getirmesi kaydı ile üyelik aidatı alınmamasını teklif etti bunu üzerine oylamaya geçildi.Yapılan oylamada teklif oy birliği ile kabul edildi.” şeklinde karar alınmıştır.
Davacı kooperatifin *** tarihli genel kurulunun 6. ve 7. gündem maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, kooperatifin kalan inşaatlarının tamamlanması için her bir üyeden, yaklaşık olarak belirlenen 9.500,-TL’nin kooperatife veya kooperatif yönetim kurulunun izni ile yükleniciye avans olarak ödenmesine oybirliğiyle karar verildiği anlaşılmaktadır.
Anılan genel kurul kararları aleyhine iptal davası açıldığı yolunda herhangi bir iddia veya savunma ileri sürülmediği gibi, dosyaya bu hususta herhangi bir delil de sunulmamıştır. Genel kurula bakanlık temsilcisinin katıldığı, toplantı ve karar nisaplarının oluştuğu, bir başka anlatımla genel kurul kararlarının yokluk sebeplerinin bulunmadığı görülmektedir.
Öte yandan, bilanço açığının kapanması veya ortağın kişisel sorumluluğunun artırılması halinde ek ödemeden söz edilebilir. Bu bağlamda, aidatların artırılması, tapu alınması için bazı giderlerin alınması, gecikme faizi, konutların yapımının hızlandırılması için ek aidat, çevre ve bahçe düzenlemesine yönelik alınan kararlar ek ödeme niteliğinde değildir. Bu gibi hallerde, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 31/1 ve 52/1. maddelerindeki ağırlaştırılmış karar yeter sayısına gerek yoktur. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 06.04.2015 tarih ve 2278 E., 2303 K., 05.07.2012 tarih ve 3297 E., 4652 K.,Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 27.10.2009 2008/1237 E., 2009/11038 K., 05.11.2007 tarih ve 2006/11109 E., 2007/13776 K. sayılı ilamları aynı yöndedir.)
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır.
Diğer yandan; davalı tarafça dosyada bulunan *** tarihli mutabakat zabtına göre, yüklenici şirketin lehdarı olduğu bonolar verilmiş, bu ödemeleri dikkate alınarak bağımsız bölümünün tapusu adına tescil edilmiştir. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin ödemelerin yükleniciye yapılmasının istenemeyeceği, aidatın ve ek maliyetin genel kurul kararıyla üçüncü bir şahsa devredilmesinin mümkün olmadığı yolundaki gerekçesinde de isabet bulunmamaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda ve dolayısıyla mahkemece, iş bu dava genel kurul kararının iptali davasıymış gibi genel kurul kararlarının yerindeliği değerlendirilmiştir.
Ayrıca, bir kooperatif ortağına bağımsız bölümüne ait tapu kaydının adına tescil edilebilmesi için, ortağın taşınmazına yönelik olarak kooperatife karşı tüm edimlerini yerine getirmiş olması gerekmektedir. Davacı kooperatifçe, bu ilkeye uygun olarak, davalı ortağın bağımsız bölümünün adına tescili öncesinde, o tarih itibariyle borçları belirlenmiş, bu borçların ödenmesi üzerine ibra edilmiş ve tapu kaydı adına tescil edilmiştir. ***tarihli ibraname, tapu tescili öncesi hiçbir borcunun kalmadığının belirlenmesine yönelik olup, ileride doğacak borçların talep edilmeyeceği anlamını içermemektedir.
Kesin hesap üye borç tablosu belgesinde üyenin borcunun *** tarihi itibariyle belirlendiği açıkça yazılmıştır. Belge, “Kesin Hesap” tanımlamasını içeren başlık taşımakta ve kooperatif genel kurullarında bu ibare kullanılmakta ise de, kooperatifin inşaatlarının devam etmesi, belgede borç miktarının belirlendiği tarihin yazılı olması gözetildiğinde, ana sözleşmenin 61. maddesindeki kesin hesabın somut olayda sözkonusu olmadığı, yapılan hesabın tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğu açıktır.
Bu durumda ilk derece mahkemesince, davalının, kesinleşmiş genel kurul kararına dayalı olarak talep edilen, inşaat finansman gideri olduğu anlaşılan ödemeden sorumlu olduğunun kabulü gerekirken, yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davanın dayanağı olan icra takibinde, genel kurulca kararlaştırılan 9.500,00 TL. ile aylık %1,5 oranı üzerinden belirlenen 1.567,50 TL. gecikme faizinin talep edildiği, davacı kooperatifçe üyenin ayrıca bir ihtarla temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan borcun ifası istenebileceğinden, gecikme faizinin, takip tarihi öncesi bir yıl için işletildiği, temerrüt faizi işletilmesinde bur usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmaktadır.” bildirilmiştir. Bu ilamlar uyarınca mahkememizce verilen davanın reddine dair seri dosyalarda ki kararlar kaldırılarak davaların kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 13/11/2019 tarihli 2016/6738 E. 2019/4723 K içtihadı da “kooperatif üyesi, kooperatiften edindiği, taşınmazı iade etmeden istifa etmesi halinde, istifadan önce veya sonra olmasına bakılmaksızın inşaat maliyetine ilişkin aidatlardan sorumludur” şeklindedir.
Yine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2020/996 E. -2020/1090 K., 2020/953 E.-2020/1066 K., 2020/994 E.-2020/1053 K., 2020/988 E. -2020/1044 K., 2020/591 E.-2020/703 K., 2020/571 E.-2020/669 K, 2020/577 E.-2020/615 K., 2020/343 E.-2020/340 K., 2020/227 E.-2020/226 K., 2020/226 E.-2020/217 K., 2020/182 E.-2020/202 K. sayılı dosyalarında da uyuşmazlık aynı genel kurul kararından ve aynı alacaktan doğmakta olup, yerel mahkemelerce davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiş ve bu kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
İş bu dava dosyasında da yukarıda yer verilen karardaki uyuşmazlık gibi *** tarihli genel kurulunun 7. nolu maddesi uyarınca icra takibi yapılmış ve yapılan itiraz neticesinde 9.500,00 TL asıl alacak yönünden itirazın iptali için iş bu dava açılmıştır. İcra takibinde talep edilen alacak kesin maliyet hesabı alacağı değildir. Bu nedenle de *** tarihli genel kurulun 6 nolu oybirliğiyle kabul edilen maddesindeki önceki maliyet hesaplarının onaylanmamasına ve kabul edilmemesine dair hükmünün iş bu davadaki talebi etkilemeyeceği zaten aynı maddenin devamında 9.500,00 TL ödemeyen üyeler hakkında yasal işlem başlatılacağı ve bu üyelerden istenebileceğinin açıkça belirtildiği anlaşılmıştır. Ayrıca davanın itirazın iptali davası olması nedeni ile alacağın takip tarihindeki şartlar itibari ile değerlendirilmesi de gerekmektedir. Bu nedenle de genel kurul tarihi itibariyle kooperatif üyesi olan davalı yönünden *** tarihli genel kurul kararları bağlayıcıdır ve davalının uyması gerekmektedir. Davalının, kesinleşmiş genel kurul kararına dayalı olarak talep edilen, inşaat finansman gideri olduğu anlaşılan ödemeden sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Somut olayda mahkememizin *** Esas sayılı dosyasında davaya dayanak genel kurul kararının iptal edildiği ancak iptalin kesinleşmediği görülmüştür. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2013/8106 E., 2014/2232 K. Sayılı ilamında belirtildiği üzere iptali gereken genel kurul kararları baştan itibaren geçersiz olmadıklarından, iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğururlar. İptal edilebilir bir karar, şekil veya özü bakımından sakat olsa bile, iptaline dair hüküm kesinleşinceye kadar geçerli bir karar olarak kabul edilir. Yine Kayseri Bam 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/1793 Esas ve 2021/1949 Karar sayılı ilamında aynı alacak için verilen kabul kararının istinaf incelemesi sırasında davalı tarafça genel kurul kararının iptal edildiği itirazı sunulmuş ancak istinaf mahkemesinde itiraz dikkate alınmaksızın istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. Anılan gerekçeler uyarınca mahkememizin 2020/10 Esas sayılı dosyasında dayanak genel kararı iptal edildiği ancak kesinleşmediğinden ve davalı yönünden tedbir kararı da bulunmadığından iptaline dair hüküm kesinleşinceye kadar geçerli bir karar olarak kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bu nedenlerle davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 9.500,00 TL asıl alacak ve 8.512,52 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.012,52 TL üzerinden devamına karar verilmiştir.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece hükmedilen asıl alacak kooperatif genel kurul kararları ile belli olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının kabulü ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile, takip tarihi itibariyle 9.500,00 TL asıl alacak, 8.512,52 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam; 18.012,52 TL üzerinden takibin devamına, Takip tarihinden itibaren yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre yasal faiz oranının %100’ünü aşmayacak oranda yıllık %18 oranında asıl alacağa faiz yürütülmesine,
2-İtirazın iptaline karar verilen 18.012,52 TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 1.230,43 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 217,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.012,88 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 217,55 TL peşin harç olmak üzere toplam 271,95 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 8 elektronik tebligat gideri 44,00 TL, 2 tebligat gideri 38,00 TL, kep reddiyat 0,50 TL, 3 müzekkere gideri 27,00 TL ve bilirkişi ücreti 550,00 TL olmak üzere toplam 659,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/12/2021

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı