Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/680 E. 2021/966 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …,
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : ***
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılıp bitirilen açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının, davalı şirketin Kayseri Şubesi’ndeki biyomedikal cihazların kalibrasyonunu yaparak hizmet verdiğini, ancak davalı şirketin borcunu ödemediğini, borcun ödenmemesi üzerine müvekkili şirketin 18/02/2019 düzenleme tarihli, … seri numaralı faturaya dayanarak Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, davalı şirketin Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile başlatıları icra takibine 10/11/2019 tarihinde haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiğini, icra takibinin durma kararının taraflarına tebliğ edilmediğini, TTK’nun 5/A maddesi gereğince dava şartlı arabuluculuk başvurusunu yaptıklarını ve taraflar arasında yapılan görüşme sonucunda anlaşma sağlanamadığını, davalı şirketin icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, icra takibini sürüncemede bırakmak amacı taşıdığını, alacağın likit olduğunu beyanla davalı borçlunun itirazının iptaline ve icra takibinin devamına, ayrıca müvekkili lehine alacağının %40’ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkiline usule uygun şekilde dava dilekçesinin ve tensip tutanağının tebliğ edilmediğini, bu sebeple süresinde verilen işbu cevap dilekçesinin kabulünü talep ettiklerini, davacı tarafça müvekkili aleyhine haksız ve yersiz olarak icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibine süresi içerisinde itiraz edildiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, müvekkilinin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, bu sebeple müvekkili aleyhine açılan davanın reddi ile, müvekkil lehine kötü niyet cezasına (%20’den aşağı olmamak üzere) ve kötü niyet tazminatına (%20′ den aşağı olmamak üzere) hükmedilmesini talep etiklerini, dava konusu taleplerin tamamının zamanaşımına uğradığını, bu sebeple eldeki davanın reddini talep ettiklerini, dava dilekçesinde yalnızca faturalardan bahsedildiğini ve müvekkili aleyhine itirazın iptali davası açıldığını, söz konusu hususun kabulünün mümkün olmadığını, yalnızca bir kısım faturaların gerekçe gösterilmesi suretiyle ve davacının ticari defter kayıtlarından bahsedilmesi suretiyle müvekkili aleyhine dava açılmasının hukuken mümkün olmadığını, borcun kaynağının ne olduğunun, hangi sözleşmeye istinaden talepte bulunulduğunun davacı tarafından ifade edilmediğini, bu durumda eldeki davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, müvekkilinin davacıya hiçbir isim adı altında borcu bulunmadığını, davacı yanın eldeki dava ile ilgili olarak somut herhangi bir bilgi ve belge sunmadığını, bu durumun kabulünün mümkün olmadığını, bir kısım genel, soyut, mesnetsiz ifadelerle müvekkili aleyhine dava ihdas edilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, davacı tarafça somutlaştırma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, yalnızca faturalardan ve davacının ticari defter kayıtlarından bahsedilmesi suretiyle müvekkil aleyhine dava ihdas edilmesi hukuka aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili ile davacı arasında vaki olduğu iddia edilen ticari ilişkide müvekkil üzerine düşen görev ve sorumlulukları tam ve eksiksiz bir şekilde yerine getirildiğini, bunun aksinin davacı tarafça ispatlanamadığını, içeriği maddi gerçeği yansıtmayan faturalara istinaden müvekkil aleyhine dava açılmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilin borçlu olduğunu iddia eden davacı bu iddiasını ispatlayamadığını, bu nedenle ve sair nedenlerle eldeki davanın reddini talep ettiklerini, aslı dosya içerisinde yer almayan hiçbir belgenin hükme esas alınmamasını, müvekkili aleyhine haksız ve yersiz olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini, müvekkil lehine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet cezasına ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Taraflarca Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, takip dayanağı faturaya, tarafların ticari defter ve kayıtlarına, banka kayıtlarına, deme belgelerine ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir. Takip dosyasının incelemesinde; davacı alacaklı … Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından davalı borçlu … Hizmetleri Tur. Tic. Ltd. Şti. aleyhine 31/10/2019 tarihinde, … numaralı 18/02/2019 tarihli 3.000,00-TL tutarlı fatura dayanak yapılarak 3.000,00-TL fatura alacağı ve 403,54-TL 19/02/2019 ile 30/10/2019 tarihleri arasındaki işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.403,54-TL ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu şirketin süresinde borca itiraz etmesi üzerine icra dairesinin 11/11/2019 tarihinde İİK’nun 62 ve 65. maddeleri gereği takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Takibe dayanak 18/02/2019 tarihli ve … nolu 3.000,00-TL tutarlı faturanın okunaklı örneğinin eklenmek suretiyle Kayseri Mimarsinan ve Gevher Nesibe Vergi Dairesi’ne ve Ankara Maltepe Vergi Dairesi’ne ayrı ayrı müzekkere yazılarak müzekkere ekinde gönderilen faturanın taraf şirketlerce form bilanço alım (BA) form bilanço satım (BS) belgelerinde kullanılıp kullanılmadığının sorulmasına, 2019 yılı 2. ayına ilişkin BA ve BS belgelerinin örneklerinini istenilmesine, ayrıca Gevher Nesibe Vergi Dairesi’nden davalı … Hizmetleri Turizm Ticaret Ltd. Şti.’nin Kayseri Şubesi işletmesinin bulunup bulunmadığının ve bu şubenin merkezden ayrıca ticari defterlerinin olup olmadığı sorulmuştur. Bu müzekkerelerimize Maltepe Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden gelen 22/10/2020 ve 12/02/2021 tarihli yazılar ile, Gevher Nesibe Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden gelen 11/02/2021 tarihli yazı ile Mimarsinan Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden gelen10/02/2021 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.

Davacı vekili *** tarihli dilekçe ile müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi incelemesine hazır edileceği adresi, bu adreste ticari defterleri bilirkişiye sunacak kişinin adını, soyadını ve telefon numarasını bildirmiştir. Davalı vekili *** tarihli dilekçe ile müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarının Ankara’da olduğunu beyanla, burada müvekkiline ait ticari defterlerinin bilirkişi incelemesine hazır edileceği adresi, bu adreste ticari defterleri bilirkişiye sunacak kişinin adını, soyadını ve telefon numarasını bildirmiştir.
Tarafların ticari defter ve kayıtlarının ayrı şehirlerde olması ve taraf vekillerince ticari defter ve kayıtların yerinde incelenmesi talep edilmiş olmakla öncelikle davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde HMK’nun 266. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267 ve 268. maddesi gereğince resen seçilecek bir muhasebeci, mali müşavir bilirkişiye tevdine, HMK’nun 268. maddesi gereğince bilirkişiye davacı vekilinin *** tarihli dilekçesinde bildirdiği adreste davacı şirketin defter ve kayıtlarını yerinde incelemesi ve düzenleyeceği rapora esas olup da dosyada bulunmayan kayıt ve belgeler olursa suret alıp raporuna eklemesi için yetki verilmesine, HMK’nun 273. maddesi gereğince davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdikleri bulunup bulunmadığı, lehe delil olup olmadığı, takibe dayanak yapılan 18/02/2019 tarihli ve … nolu 3.000,00-TL tutarlı faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, davacının ticari defterlerinde bu faturanın tahsil edildiğine dair kayıt olup olmadığı, davacının incelenecek olan ticari defterleri ile celp edilen BA BS formlarına göre takibe dayanak fatura nedeniyle davacının davalıdan alacağı olup olmadığı, varsa asıl alacak miktarının kaç TL olduğu, davacının takip tarihinden önce davalıyı temerrüte düşürdüğüne dair delil olup olmadığı, davalının takip tarihinden önce temerrüte düşmüş olması halinde temerrüt tarihinden takip tarihine kadar olan dönemde işlemiş avans faizi miktarının kaç TL olduğu hususlarında hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi Melih Orçan tarafından düzenlenen 17/05/2021 tarihli raporda özetle; “… San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin ticari defterin açılış, kapanış kayıtlarının zamanında yapıldığı, defterlerin usulüne göre tutulduğu, kayıtların birbirini doğruladığı, tespit edilmiştir. Davacı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 2019 yılı yevmiye defteri açılış kaydında davalı … Hiz. Tur. Tic. Ltd. Şti.’ne borç ya da alacağının olmadığı, 2019 yılı kapanış kaydında da davalı … Hiz. Tur. Tic. Ltd. Şti.’nden 3.000,00- TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davacı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 2019 yılı mizanında davalı … Hiz. Tur. Tic. Ltd. Şti.’nin 3.000,00-TL borçlu olduğu, hiçbir tahsilat bilgisine rastlanılmadığı tespit edilmiştir. Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile 31/10/2019 tarihinde davacı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından 3.000,00-TL fatura ve 403,54-TL işlemiş faiz olmak üzere 3.403,54-TL takip başlatıldığı, asıl alacak miktarının 3.000,00-TL olduğu, davacının temerrüt tarihinden takip tarihine kadar olan dönemde işlemiş avans faizi miktarının 403,54-TL olduğu tespit edilmiştir. Davacı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 2019 yılı ticari defterler ve kayıtlarında davalı … Hiz. Tur. Tic. Ltd. Şti.’nin 3.000,00-TL asıl alacak ve 403,54-TL. işlemiş faizi olmak üzere toplamda 3.403,54-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Davacının ticari defter ve kayıtlarının inceletilmesinden sonra Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak, davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267 ve 268. maddesi gereğince resen seçilecek bir mali müşavir – muhasebeci bir bilirkişiye dava dosyasının tevdi edilmesine, HMK’nun 268. maddesi gereğince bilirkişiye davalı … Hizmetleri Turizm Ticaret Limited Şirketi’nin ticari defter ve kayıtları üzerinde davalı vekilinin *** tarihli dilekçesinde bildirdiği adreste yerinde inceleme yapması ve düzenleyeceği rapora esas olacak fakat dava dosyası içinde bulunmayan kayıt ve belgeler olursa bunlardan birer suret alıp raporuna eklemesi için yetki verilmesinin, HMK’nun 273. maddesi gereğince davalının ticari defterlerinin usulüne uygun olup olmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunup bulunmadığı, takibe dayanak yapılan 18/02/2019 tarihli ve … nolu 3.000,00-TL tutarlı faturanın davalının ticari defterlerinde olup olmadığı, kayıtlı ise bu fatura borcunun ödendiğine dair defterlerde kayıt ve belge olup olmadığı, varsa hangi tarihte kaç TL nin kime çek, senet, nakit vs. Ne şekilde ödendiği, davalının ticari defterleri, davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yapan muhasebeci bilirkişinin 17/05/2020 tarihli raporu ile vergi dairelerinden celp edilen ve dosyamız arasında bulunan BA ve BS formları incelenmek suretiyle takip konusu edilen yukarıda sözü geçen fatura nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, varsa asıl alacak miktarının kaç TL olduğu, davacının takipten önce davalıyı temerrüte düşürdüğüne dair delil olup olmadığı, davalının takipten önce temerrüte düşmüş olması halinde temerrüt tarihinden takip tarihine kadar olan dönemde işlemiş avans faizi miktarının kaç TL olduğu hususlarında hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine ve bilirkişinin düzenleyeceği rapor ile birlikte ekleri dahil tüm dava dosyamızın mahkememize iade edilmesinin istenilmesine, karar verilmiştir.
Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazılan talimat doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Mali Müşavir bilirkişi *** tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “Davalı şirketin dava konusu işlemlerinin olduğu 2019 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin Türk Ticaret Kanunu Hükümlerine ve Vergi Usul Kanunu Elektronik Defter Genel Tebliğlerine uygun olarak yasal süreler içinde yapılmış olduğu ve usulüne uygun tutulduğu, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas numaralı dosyasında takip tarihinin 31/10/2019 olduğu, davacı şirketin, Kayseri Genel Dairesi’nin … Esas numaralı icra dosyasında takip dayanağı faturanın davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, dava dosyası, icra takip dosyası, davalı şirketin ticari defter incelemeleri ve davacı şirketin ticari defter incelemeleri doğrultusunda daha önce alınmış olan 17/05/2020 tarihli bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi olan 31/10/2019 itibariyle 3.000,00-TL asıl alacak bakiyesinin olduğu, mahkemenin takdirinde olmak üzere takip tarihinden önce temerrüt koşulları oluşmadığı için takip tarihine kadar işlemiş faiz hesap edilmediği” bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Tarafların uyuşmazlık noktalarının ana başlıklarıyla; takibe konu edilen nedenlerle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalın icra takibine vaki borca itirazlarının haklı olup olmadığı, davalıların bu itirazlarının iptalinin gerekip gerekmediği konularında toplanmaktadır.
TBK’nun 146. maddesinde ” Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” şeklindedir. Kayseri Genel Dairesi’nin … Esas numaralı icra dosyasında takip dayanağı olan 18/02/2019 tarihli ve … nolu 3.000,00-TL tutarlı faturanın davacının ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu bilirkişi incelemeleri ile tespit edilmiştir. Buna göre taraflar arasında akdi ilişkinin varlığı tarafların ticari defter kayıtları ile tespit edilmiştir. Davalı davacının taleplerinin tamamının zamanaşımına uğradığını iddia etmiştir. Eldeki davada, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğuna göre, zamanaşımı süresi TBK’nun 146. maddesi gereğince 10 yıl olup, davalının, dava tarihinden itibaren geriye doğru 10 yıllık süre (dönem) içerisine tekabul eden alacaklarını isteyebileceği, bundan öncekileri isteyemeyeceği kuşkusuzdur. Somut olayda davacının18/02/2019 tarihli ve … nolu 3.000,00-TL tutarlı faturayı dayanak yaparak 30/10/2019 tarihinde icra takibi başlattığı ve davanın 16/10/2020 tarihinde açıldığı anlaşıldığından davacının alacağının zamanaşımına uğramadığı anlaşılmış ve davalının zaman aşımı def’inin reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir. (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219, 223). İcra dosyasında itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin bir belge bulunmadığından, eldeki davanın bir yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenen itirazın iptali davalarının konusu, icra takibi konusu edilen alacaklar olup davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan ispat külfetiyle ilgili kurallar itirazın iptali davasında da geçerlidir. Taraflar iddia ve savunmalarını HMK’nda belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir. İtiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bu dava icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır ve takibe bağlılık alacağın hem miktarı hem de kaynağı yönünden mevcuttur.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK’nun 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK’nun 222/1). Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanununa göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK’nun 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK’nun 222/4). Ticari defterler usulüne uygun tutulsun tutulmasın aleyhe olan kayıtlar delil olur (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin, 28/05/2009 gün ve 2008/10995 Esas, 2009/5037 Karar sayılı ilamı).
Yukarıda açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirilmesinde, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemeleri sonunda, Kayseri Genel Dairesi’nin … Esas numaralı icra dosyasında takip dayanağı olan 18/02/2019 tarihli ve … nolu 3.000,00-TL tutarlı faturanın davacının ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının borca itiraz dilekçesinde ve cevap dilekçesinde davacıya borcu olmadığını beyan ettiği, ancak davaya ve takibe dayanak faturanın davalı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğundan, fatura konusu hizmetin davalı yana verildiği hususu dosya kapsamı ile sabittir. Bu durumda davalının fatura bedelini ödediğini yasal delillerle ispatlaması gerekmektedir. Davalı tarafça fatura tutarının ödendiği yazılı belgelerle ispat edilememiştir. Bu nedenle davalı tarafın cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığı görülmekle, davalı tarafa davacıya karşı yemin teklif edip etmeyeceğini bildirmesi, yemin teklif edecekse yemin metnini ibraz etmesi için kesin süre verilmiş, kesin süreye uyulmadığı takdirde yemin deliline dayanmaktan ve yemin teklif etmekten vazgeçmiş sayılacağı davalı vekiline usulünce ihtar edilmiştir. Davalı taraf kesin süreye rağmen yemin teklifinde bulunmadığından dolayı takip dayanağı olan 18/02/2019 tarihli ve … nolu 3.000,00-TL tutarlı faturadan dolayı davacının davalıdan alacaklı olduğu değerlendirilmiştir.
Kural olarak, muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Temerrüt ya bir ihtar ile ya da dava açılması suretiyle gerçekleşir. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez (TBK’nun l17/1. maddesi).
Faturaya dayalı takiplerde takip öncesi borçludan faiz talep edilebilmesi için fatura borçlusunun bir ihtar ile ya da aleyhine bir takip ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. Ödeme talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez. Somut olayda takip tarihinden önce davacı tarafından davalıya gönderilen bir temerrüt ihtarı olmadığı görülmekle davacının takip öncesi faiz talebinin reddine karar verilmesi uygun görülmüştür.
Buna göre davacının davasının kısmen kabulü ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına davalının vaki itirazının kısmen iptali ile 3.000,00-TL asıl alacak üzerinden icra takibinin devamına, taraflar tacir olduğundan alacağa avans faizi işletilmesi mümkün olmakla, takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3.000,00-TL asıl alacağa yıllık %18,25 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, davacının icra takibinden önce davalıyı temerrüte düşürdüğü ispatlanmadığından davacının fazlaya (403,54-TL işlemiş faiz alacağına) ilişkin itirazın iptali isteminin reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı, davalı taraf ise cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuştur.
İİK’nun 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. İtiraza konu takip faturaya dayandığı, davalı hakkında icra takip dosyasında davanın kısmen kabulüne karar verilen alacak miktarının likit, yani belirlenebilir ve hesaplanabilir mahiyettebir alacak olduğu kanaati ile, İİK’nun 67/2. maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen 3.000,00-TL asıl alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerekmiştir. Yasal koşulları bulunmadığından icra inkar tazminatının %40 oranı üzerinden alınmasına ilişkin davacı isteminin reddi gerekmiştir. Yine davacının takipte kötü niyetli olduğunu ispata yönelik delil bulunmadığından ve yasal koşulları bulunmadığından dolayı davalının kötü niyet tazminatı ve kötü niyet cezası isteminin reddine karar verilmesi de uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1-Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına davalının vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile 3.000,00-TL asıl alacak üzerinden icra takibinin DEVAMINA,
2-Takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3.000,00-TL asıl alacağa yıllık %18,25 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
3-Davacının fazlaya (403,54-TL işlemiş faiz alacağına) ilişkin itirazın iptali isteminin REDDİNE,
4-İtirazın iptaline karar verilen 3.000,00-TL’nın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-İcra inkar tazminatının %40 oranı üzerinden alınmasına ilişkin davacı isteminin reddine,
6-Koşulları bulunmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
7-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 204,93-TL karar ve ilam harcının dava açılırken peşin harç olarak alınan 54,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 150,53-TLkarar ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul ve ret oranına göre belirlenen 1.163,50-TL’nın davalıdan ve bakiye 156,50-TL’nın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,

9-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvurma harcı ve 54,40-TL peşin dava harcı olmak üzere toplam 108,80-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yapılan 49,50-TL e-tebligat gideri, 38,00-TL tebligat gideri, 40,00-TL talimat dosya gönderme masrafı, 1.250,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.377,50-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre belirlenen 1.214,17-TL’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
12-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
13-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 13/2. maddesi gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesap ve taktir olunan 3.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
14-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 13/2. maddesi gereğince davanın ret olunan kısmı üzerinden hesap ve taktir olunan 403,45-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK’nun 341. maddesi gereğince kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

e-imzalıdır