Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/60 E. 2022/280 K. 11.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit (kıymetli evraktan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine Kayseri … Dairesi’nin … Esas ve İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyaları ile kambiyo senedine mahsus icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin ilgili icra dosyalarına konu birden fazla senetlerin üzerindeki imzaların kendisine ait olmaması sebebiyle Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasından dolayı Kayseri … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasından dolayı ise İstanbul Anadolu … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası ile imzaya itirazda bulunulduğunu, Kayseri … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının talepleri üzerine imza incelemesi için bilirkişiye tevdi olduğunu, uzman bilirkişiler tarafından yapılan inceleme sonucunda imzanın müvekkiline ait olmadığının açıkça tespit edildiğini, ayrıca müvekkilinin kambiyo senedi üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını belirtmesi üzerine Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma dosyası ile davalı … adına TCK’nun 157 ve 158. maddeleri uyarınca nitelikli dolandırıcılık suç kaynaklı olarak suç duyurusunda bulunulduğunu, kötü niyetli davalının tüm bu usulsüz işlemlerine rağmen takibin durdurulması ve iyi niyetli üçüncü şahıs olmadığını içerir ihtarname gönderdiklerini, davalı tarafın ise bu ihtara riayet etmediğini belirterek öncelikle ve ivedilikle teminatsız yahut teminat mukabili olarak tedbiren Kayseri … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasında vezneye giren paranın alacaklıya ödenmemesine; davalarının kabulüne ve Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibinin iptaline; kötü niyet tazminatının yasal şartları bizzat oluştuğundan alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla davalının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usule aykırı tebligatlar sebebiyle, müvekkilinin, açılan davadan … tarihinde haberi olduğunu, bu sebeple … tarihinden önce usule aykırı yapılan hiçbir tebligatı, müvekkili aleyhine açılan davayı ve ileri sürülen hiçbir iddiayı kabul etmediklerini, davacının müvekkili aleyhine açtığı davanın haksız ve hukuken mesnetsiz olup reddinin gerektiğini, dava konusu kambiyo senedinin davacı şirketin iş ortağı ve ilk hamili olan dava dışı … tarafından ciro yoluyla müvekkiline verildiğini, kambiyo senedinin ödeme gününde ödenmemesi sebebiyle dava dışı … ve davacı hakkında takip başlatıldığını, davacı ve dava dışı … hakkında takip başlatıldıktan sonra davacının imzaya itirazda bulunduğunu, bu itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, takip durduktan sonra davacı ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadığını, icra mahkemesindeki imzaya itiraz davasının davacı lehine kesinleştikten sonra da davacı hakkındaki takibin iptaline karar verileceğini, imzaya itiraz sonucu takibin davacı lehine kesinleşmesi durumunda zaten davacı yönünden takibin iptaline karar verileceğinden davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, dava konusu kambiyo senedinin ciro yoluyla müvekkiline verildiğini, dava dışı … ile davacının iş ortağı olduğunu, davacının, imza incelemesi için senedin düzenleme tarihinden önceki ve sonraki tarihlerde resmi makamlar önünde atmış olduğu imzaları bildirmekten imtina ettiğini, bildirmediğini, imza incelemelerinin sınırlı belge üzerinden yapıldığını, bu sebeple, incelemenin hem yeterli belge hemde davacının ticari defterleri üzerinde yapılmasını talep ettiklerini, Kayseri … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasında müvekkili ve dava dışı … hakkındaki ceza yargılamasının devam ettiğini, ceza yargılamasındaki hükmün hukuk mahkemesindeki hükmünü etkileyeceğinden ceza davasının bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Taraflarca dayanılan Kayseri … Dairesi’nin … Esas ve İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyaları, Kayseri … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı ve İstanbul Anadolu … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyaları, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası, Kayseri … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası ve bilirkişi incelemesi delil olarak değerlendirilmiştir.
Kayseri … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının Uyap kayıtları istenmiştir.
Kayseri … İcra Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … sayılı dava dosyasının akıbeti sorulmuş ve Uyap kayıtları istenmiştir.
İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya akıbetinin sorulmuş, Uyap kayıtları getirtilmiştir.
İstanbul Anadolu … İcra Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dava dosyasının akıbetinin sorulmuş, Uyap kayıtları istenmiştir.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak … soruşturma sayılı dosya akıbetinin sorulmuş, Uyap kayıtları istenmiştir.
Kayseri … Ağır Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dava dosyasınınakıbetinin sorulmuş ve Uyap kayıtları istenmiştir.
Dosya kapsamı ve HMK’nun 30. maddesi hükmü dikkate alınarak eldeki davanın mahiyeti ve safahatı itibarı ile yargılamaya katkısı olmayacağından davalı …’nın Kayseri …. ACM’nin … Esas sayılı dosyasının sonucunun beklenmesi ve ticari defterler üzerinde inceleme yapılması taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … sicil numaralı … Elektronik Tic. A.Ş.’nin dava konusu senedin tanzim tarihi olan … tarihi itibari ile yetkilisi veya yetkililerinin kim olduğu, tek başına mı yoksa çift imza ile mi şirket adına kıymetli evrak keşide etme yetkisinin bulunduğu, temsil şeklinin ne olduğu, … (TC.No:…) isimli kişinin bu tarih itibari ile şirket yetkilisi olup olmadığı sorularak, …’un … tarihine yakın tarihlerde tercihen bu tarihten önce ıslah imzasını içeren belge asıllarının mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonrasında iadesi amacıyla istenilmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Dava konusu senedin düzenleme tarihi olan … tarihine yakın ve tercihen bu tarihten önce davacı şirket yetkilisinin imzalarını içerir çok sayıda belgelerin bulunduğu muhtarlıklar, noterler, bankalar, seçim kurulları, tapu ve vergi daireleri, nüfus müdürlükleri, evlendirme dairesi, sanayi ve ticaret odaları, dernek ve vakıflar gibi kurum ve kuruluşları bildirmesi, noterlikler gibi bir kısım yerlerin bildirilmesi halinde ıslak imzalı belgenin temin edilmesini sağlayacak belge tanzim tarihi ve yevmiye numarası gibi bilgilerin de verilmesi istenilmiştir. Davacı vekilince bu ara kararı doğrultusunda bildirilen kurum ve kuruluşlara müzekkereler yazılarak, davacı şirket yetkilisinin imzalarını içerir belge asılları getirtilmiştir.
Osmaniye Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Ticaret Mahkemesi Sıfatı ile) talimat yazılarak, davacı vekilince davacı şirketin yetkilisi olduğu bildirilen …’un meşruhatlı davetiye ile celbi ile oturarak, ayakta, sağ el ile ve sol el ile bol sayıda tatbiki imza, yazı ve rakam yazdırılarak tatbiki yazı ve imza örneğinin alınmasının istenmiştir. Talimat mahkemesince davacı şirket yetkilisinin imza, yazı ve rakam örnekleri alınmıştır.
Davacı şirket yetkilisine ait tatbike esas yazı ve imza örnekleri ile belge asıllarının celp edilmesinden sonra HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının ve eklerinin re’sen seçilecek bir grafoloji ve kriminalistik uzman bilirkişiye tevdine, HMK’nun 273. maddesi gereğince iddia tatbiki imza ve yazılı imza örnekleri, celbedilen belge asılları, tüm delillere göre dava konusu Kayseri… İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına dayanak yapılan alacaklısı … , borçlusu … Elektronik Tic. AŞ. olan … tanzim, … vade tarihli 300.000,00-TL bedelli senedin ön yüzünde borçlu adına atılan imzanın davacı şirket yetkilisi …’un el ürünü olup olmadığı hususunda teknik donanıma sahip laboratuvar ortamı kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle incelemeye konu senet ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza ve yazının tersim, seyir ve baskı derecesi, eğim doğrultusu gibi yönlerde taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde karşılaştırılması, sonuçta senetteki borçlu adına atfen atılı imzanın …’un elinden çıkıp çıkmadığı, onun el ürünü olup olmadığının dayanakları gösterilmiş karşılaştırılan imza ve yazının hangi nedenlerle aynı veya farklı kişinin el ürünü olduğunun fotoğraf ve diğer görüntü yöntemleri ile desteklenmiş şekilde hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Grafoloji Uzmanı Bilirkişi Dr. … tarafından düzenlenen … tarihli raporda özetle; “İncelemeye konu, alacaklısı … , borçlusu … Elektronik Ticaret A.Ş. olan, … tanzim ve … vade tarih “300.000,00-TL (Üçyüzbin)” değerindeki senedin ön yüzünde borçlu adına atılı bulunan imzalarının, mevcut mukayese imzalarına kıyasen, …’un elinden çıkmadığı kanaatine varıldığı” bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, kambiyo senedi niteliğindeki bonoda sahtecilik iddiasına dayalı icra takibinden sonra açılan İİK’nun 72. maddesine göre menfi tespit davasıdır.
Dava değeri dikkate alınarak 6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca yargılama mahkememiz heyeti tarafından yürütülmüştür.
Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının Uyap kayıtlarının tetkikinde 300.000,00-TL bono bedeli dışında faiziyle birlikte toplam 312.425,18-TL toplam alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, dava dilekçesinde Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında icra takibinin iptaline karar verilmesi talep edildiği, dava değerinin 312.425,18-TL olması gerektiği halde dava değerinin 300.000,00-TL olarak gösterilip bu miktar üzerinden peşin dava harcı yatırıldığı görülmekle bakiye 12.425,18-TL üzerinden eksik peşin dava harcını yatırması için süre verilmiştir. Davacı vekilince … tarihinde eksik harcın yatırıldığı anlaşılmıştır.
Davanın İİK’nun 72/3. maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu, dava dilekçesi ve ekinde sunulan belgelerin incelenmesinde ihtiyati tedbir için yaklaşık ölçüde ispat ispat koşulunun bulunduğu dikkate alınarak, davacının ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile icra takibine konu toplam 312.425,18-TL olacağı taktiren %20’si oranında nakdi teminat veya süresiz banka teminat mektubunun davacı tarafça verilmesi halinde icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren önlenmesine, belirtilen miktar ve nitelikte teminatın yatırılması halinde ihtiyati tedbir kararının infazı için Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına müzekkere yazılmasına karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları Kayseri … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki takip dayanağı senet altındaki imzanın davacı şirketin yetkilisine ait olup olmadığı, davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı, davacının davalıya takip nedeniyle borçlu olup olmadığı, dava kapsamında tazminat talep edip edemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle, alacağın dayanağını teşkil eden kambiyo senedinin hukuksal niteliğini irdelemekte yarar vardır.
Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine dayanır.
Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye, bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bu ilişki “kambiyo ilişkisi” olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur.
Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Bu genel açıklamadan sonra, hemen belirtmelidir ki bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bonoyu düzenleyen, asıl borçlu durumundadır (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 779/1).
Bu aşamada, menfi tespit konulu eldeki uyuşmazlıkta öncelikle hukuki yarar kavramı üzerinde durulması gerekir.
Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalıdır.
Öte yandan bu yararın “hukuki ve meşru”, “doğrudan ve kişisel”, “doğmuş ve güncel” olması da gerekir (Hanağası, E.: Davada Menfaat, Ankara 2009, s.135).
Hukuki yarar dava şartlarından olup (HMK m.114), davacının dava açmakta hukuken korunmaya değer bir yararının bulunması gerekir. Bu şart, dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan olumlu dava şartları arasında sayılmaktadır. Bu nedenle menfaate, davanın dinlenebilmesi (mesmu olması, kabule şayan olması) şartı da denilmektedir (Hanağası, s.19-21).
Bir davada, menfaat (hukuki yarar) ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olacağı her türlü duraksamadan uzaktır.
Bu ilkeden hareketle bir davada hukuki menfaatin bulunup bulunmadığı mahkemece, tarafların dava dosyasına sunduğu deliller, olay veya olgular çerçevesinde yargılamanın her aşamasında ve kendiliğinden gözetilmelidir. Böylelikle kişilerin haksız davalar açmak suretiyle dava hakkını kötüye kullanmasına karşı bir güvence de sağlanmış olmaktadır (Pekcanıtez, H.: Medeni Usul Hukuku, C.II, 15. b., İstanbul 2017, s.946-949).
Öncelikle, menfi tespit davası ile ilgili genel bir açıklama yapılmasında ve ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır:
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir.
Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir.
Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır.
Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir.
Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır.
Buna rağmen borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir.
Bunun dışında icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür.
Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur.
Ancak borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Hakan Pencanıtez, Oğuz Atalay, Meral Sungurtekin Özkan, Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164).
Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında tetkik merciinde (m. 68-68a) ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def’ilerini, menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez.
Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulu’nun 17/03/2010 gün ve 2010/19-123 Esas, 2010/154 Karar; 07/12/2011 gün ve 2011/13-576 Esas, 2011/747 Karar sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince: davalı alacaklı tarafından davacı borçlu şirket ve dava dışı … hakkında … tarihinde, Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası ile, keşidecisi … Elektronik Tic. AŞ. ve lehtarı … olan, … tanzim tarihli ve … vade tarihli 300.000,00-TL bedelli senet dayanak yapılarak icra takibinde bulunulmuş, davacı borçlu tarafından … tarihinde Kayseri … İcra Hukuk Mahkemesi’nde imzaya ve borca itiraz talebiyle açılan davanın yanı sıra, … tarihli eldeki menfi tespit davası açılmıştır.
Kayseri … İcra Hukuk Mahkemesi’nce … tarihinde, … Esas ve … Karar sayılı gerekçeli karar ile davacının imza itirazının kabulü ile, Kayseri … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasındaki takibin davacı borçlu yönünden durdurulmasına, yasal şartları oluşmadığından davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmolunmasına yer olmadığına, davacının imza itirazı kabul edildiğinden, borca itirazı ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen işbu hükme karşı mahkeme ilamının taraf vekillerine tefhim tarihinden itibaren 10 günlük yasal istinaf yoluna başvurma süresi içerisinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmadığından hükmün … tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Bir davanın korunmaya değer, güncel hukuki yarar bulunmaması nedeniyle reddedilebilmesi için, borçluyu tehdit edebilecek tehlike ve savsaklamalara karşı onu koruma gereksinmesinin olmaması gerekir.
Borçlunun, hakkında henüz icra takibi başlamadan önce de yapılabilecek olası bir takibi düşünerek, kendisini bir borçla tehdit eden kimseye karşı “böyle bir borcu bulunmadığının saptanması” için dahi menfi tespit davası açabileceği kabul edilmişken, hakkında yürümekte olan bir icra takibi bulunan borçlunun bu davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunda hiç kuşku olmadığı gibi, böyle bir davayı açmasına da hiç bir hukuki engel bulunmamaktadır.
Açıklanan tüm bu nedenlerle; dar yetkili icra hukuk mahkemesince verilecek kararın bu davada kesin hüküm niteliğinin bulunmadığı, bu nedenle davacı tarafın menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu gözetilerek davanın esasına girilmiş ve tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılmıştır.
Yukarıda belirtildiği üzere Kayseri … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı … tarafından davalı … aleyhine imzaya ve borca itiraz nedeni ile dava açıldığı görülmektedir.
İcra mahkemelerinin kuruluş amacı icra iflas hukuku çerçevesinde icra organlarınca yürütülen cebri icra yetkisinin hukuka ve kanuna uygunluğunu denetlemektir. İcra mahkemeleri icra dairelerinin işlemlerini inceleyerek kendilerine yapılan şikayet ve itirazlara ilişkin uyuşmazlıkları çözüme bağlamaktadır. Takip hukuku çerçevesinde icra mahkemesinin seri yargılama yapması gerekliliği nedeniyle genel mahkemelere nazaran yargılama yetkisi sınırlı olup, çoğu zaman sadece takip dosyası ve yazılı belge üzerinden inceleme yapılmaktadır. Bu nedenle, icra mahkemesinin takip hukuku çerçevesinde verdiği kararlar genel mahkemeler açısından kural olarak kesin hüküm teşkil etmemektedir.
İcra mahkemeleri genel olarak icra ve iflas takibi sırasında doğan uyuşmazlıkları sınırlı ve biçimsel olarak incelemeye ve karar vermeye yetkili olup, genel mahkeme gibi geniş yetkili bir mahkeme değildir. Mahkemelerin bu sınırlandırılmış yetkisinden ötürü icra mahkemesi kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Mahkemenin takip hukukuna ilişkin kararları sadece yürütülen takip konusu bakımından tarafları bağlar ve sadece takip hukuku anlamında kesin hüküm teşkil eder. Bunun sonucu olarak icra mahkemesi tarafından verilen karar daha sonra genel mahkemelerde dava konusu yapılabilir.
Davacı tarafından delil olarak dayanılmış olan Kayseri … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, davaya konu senetteki keşideci imzası yönünden bilirkişi raporu alınmış olup, … havale tarihli, grafoloji ve sahtecilik inceleme uzmanı tarafından düzenlenen raporda; alacaklısı … , borçlusu … Elektronik Ticaret A.Ş. olan, … tanzim ve … vade tarihli, 300.000,00-TL değerindeki senedin ön yüzünde borçlu adına atılı bulunan imzalarının, mevcut mukayese imzalarına kıyasen …’un elinden çıkmadığı belirtilmiştir.
Dar yetkili Kayseri… İcra Hukuk Mahkemesi’nce verilen itirazın kabulü yönündeki kararın eldeki dava yönünden kesin hüküm niteliğinde olmadığı ve icra hukuk mahkemesinde alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli delil olarak kabul edilemeyeceği açıktır.
Bu itibarla, senetteki davacı şirket adına keşideci hanesinde atılı bulunan imzanın davacı şirket yetkilisine aidiyeti yönünden imza örnekleri getirtilerek usulüne uygun denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak mahkemece imzanın aidiyeti yönünden belirleme yapılması gerekli olduğundan mahkememizce bu konuda yukarıda yazılı bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır.
Uyuşmazlık; esas itibarı ile imza inkarına dayalı borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacı icra takibine konu senetteki keşideci sıfatıyla imzaladığı yönünde şirket kaşesi üzerine atılı imza bulunduğu imzanın şirket temsilcisinin eli ürünü olmadığı yönünde itirazda bulunduğu dosya içeriği ile sabittir.
İmza itirazına konu keşidecisi … Elektronik Tic. AŞ. ve lehtarı … olan, … tanzim tarihli ve … vade tarihli, 300.000,00-TL bedelli senetteki keşideci olarak atılı bulunan imza ile karşılaştırmak için mukayeseye esas alınan belgeler; senet tanzim tarihi öncesine ve sonrasına ait belgeler ile yargılama sırasında mahkeme huzurunda alınan imza örnekleridir.
Mahkememizce, imza incelemesine konu mukayese belgelerin senedin düzenlenme tarihinden önce imzalanmış belgeler olduğu gözetilerek deliller toplanarak sahteliği ileri sürülen imzanın atılış tarihi itibariyle davacı şirket yetkilisinin yakın tarihte atılmış, uygulamaya elverişli imzası da temin edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının, imza itirazı üzerine mahkememizce grafoloji uzmanı bilirkişiden açıklamalı rapor alınmış olup, … tarihli raporda özetle; incelemeye konu, alacaklısı … , borçlusu … Elektronik Ticaret A.Ş. olan, … tanzim ve … vade tarihli 300.000,00-TL bedelli senedin ön yüzünde borçlu adına atılı bulunan imzalarının, mevcut mukayese imzalarına kıyasen, davacı şirketin yetkilisi olan …’un elinden çıkmadığı kanaatine varılmıştır. Bu rapor, İcra Hukuk Mahkemesince alınan bilirkişi raporu ile bu rapor uyumludur. Bilirkişi heyeti raporu ayrıntılı, gerekçeli, usul, yasaya ve somut olaya uygun olduğu, kabul edilerek hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Toplanan tüm deliller, dosya kapsamı, dosya kapsamına uygun grafoloji uzmanı bilirkişinin gerekçeli ve mahkememizce de hüküm kurmaya elverişli bulunan imza incelemesine ilişkin rapor dikkate alındığında, dava ve takibe konu edilen keşidecisi … Elektronik Ticaret A.Ş. olduğu yazılı … emrine düzenlenen … düzenleme tarihli, … vade tarihli, 300.000,00-TL bedelli senet üzerinde davacıya atfen atılı imzanın, davacı şirket yetkilisinin el ürünü olmadığı anlaşılmakla, senetteki keşideci imzasının davacı şirket temsilcine ait olmaması nedeni ile davacı şirketin bu çekten dolayı sorumlu tutulamayacağı sonuç ve kanaatine varılarak davacının davasının kabulüne, Kayseri … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına dayanak yapılan keşidecisi … Elektronik Ticaret A.Ş. olduğu yazılı, … emrine düzenlenen, … düzenleme tarihli, … vade tarihli, 300.000,00-TL bedelli senet ve yukarıda sözü edilen Kayseri … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibi nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, hüküm kesinleştiğinde icra takibinin davacı yönünden iptaline, İİK’nun 72/5. maddesi gereğince icra takibinin davacı yönünden derhal durdurulması hakkında Kayseri … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına müzekkere yazılmasına karar vermek gerekmiştir.
İİK’nun 72/5. maddesinde “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Bu yasal düzenleme doğrultusunda eldeki uyuşmazlık değerlendirildiğinde; dava ve takip konusu senedin, dava dışı 3. kişi olan … tarafından ciro edilmiş olduğu ve davalının ciro yolu ile senedin hamili olduğu, davalının takipte kötü niyetli olduğunu ispata yarar delil olmadığı, bu nedenle koşulları bulunmadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına dayanak yapılan keşidecisi … Elektronik Ticaret A.Ş. olduğu yazılı, … emrine düzenlenen, … düzenleme tarihli, … vade tarihli, 300.000,00-TL bedelli senet ve bu icra takibi nedeni ile davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Hüküm kesinleştiğinde icra takibinin DAVACI YÖNÜNDEN İPTALİNE,
3-İİK’nun 72/5. maddesi gereğince icra takibinin davacı yönünden derhal durdurulması hakkında Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına müzekkere yazılmasına,
4-Koşulları bulunmadığından davacının alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 21.341,76-TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınmış 5.123,25-TL peşin harcın ve 212,19-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 16.006,32-TL karar ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yapılan 54,40-TL başvurma harcı, 5.123,25-TL peşin dava harcı ve 212,19-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 5.389,84-TL’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yapılan 1,00-TL KEP masrafı, 105,00-TL tebligat gideri, 32,00-TL posta gideri, 250,00-TL talimat masrafı, 600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 988,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
10-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesap ve taktir olunan 30.319,76-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Hükmün mahiyeti gereği davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair, davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı…

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır