Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/596 E. 2021/1052 K. 22.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : ***
ÜYE : ***
ÜYE : ***
KATİP : ***

DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : ***
VEKİLİ : Av. ***

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (ticari satımdan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkete … tarihiyle … tarihleri arasında dava konusu … tarih … nolu ve 1.787,77 Euro bedelli fatura, … tarih … nolu ve 3.603,11 Euro bedelli fatura, *** tarih *** nolu ve 7.090,48 Euro bedelli fatura, *** tarih ***nolu ve 13.276,00 Euro bedelli fatura, *** tarih *** nolu ve 8.436,18 Euro bedelli fatura, * tarih nolu ve 15.816,00 Euro bedelli fatura, tarih nolu ve 14,600,80 Euro bedelli fatura, … tarih *** nolu ve 1.558,33 Euro bedelli faturalar karşılığında iplik sattığını ve teslim ettiğini, davalının bunlardan … ve … tarihli fatura bedellerinin tamamını, *** tarihli fatura bedelinin ise 3.299,25 Euro’sunu ödediğini, devamındaki faturaları ödemediğini, davalının ürünleri teslim aldığını kabul ettiğini, siparişlerin aynı ürün olduğunu ve ilk faturanın … tarihini ve son faturanın ise … tarihini taşıdığını, bir ay süre ile ürün almaya devam ettiğini, çektikleri ihtarnamenin *** tarihli olduğunu, bu ihtarnamenin kanuni sürede olmadığı gibi kanuna uygun olmadığını, ürünlerde herhangi bir ayıbın da bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte şayet davalının ürünlerin ayıplı olduğu iddiasında ise bu iddiasını süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak ayıp ihbarında bulunarak ileri sürmesi gerektiğini, somut olayda davacının icra takibine konu faturalarda yazılı olan malların davalıya teslim edildiğini ileri sürdüğünü, davalının ise akdi ilişkiyi kabul ettiğini, ancak kendisine teslim edilen malların ayıplı olduğuna dair davacıya bildirimde bulunduğunu iddia ettiğini, bu durumda ayıp ihbarının yapıldığını ispat yükünün davalı tarafta olduğunu, tüm bu hususlar değerlendirildiğinde alacaklı oldukları ortada iken davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını, ödeme yapılmaması üzerine müvekkili tarafından Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası üzerinden başlatılan icra takibinde davalının takibe, borca, tüm ferilere ve yetkiye itirazı üzerine durdurulmasına karar verildiğini, davalının takibe, borca ve ferilerine itirazının yerinde olmadığı belirterek davalının Kayseri Gencl İcra Dairesi’nin *** Esas sayılı takip dosyasına yaptığı takibe, borca tüm feriler ile yetkiye itirazın iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına, %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına, yargılama giderleri ve ücreti vekalelin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı şirket arasında iplik tedarik sözleşmesi yapıldığını, buna göre davacının müvekkili şirketin sipariş ettiği özel niteliklere sahip ipliği üretecek ve müvekkile sevk edecek olduğunu, ipliğin niteliğine ve vasıflarına ilişkin hususların müvekkili şirket tarafından, davacı şirkete *** tarihli mail ile de bildirildiğini, ancak davacının üretip sevk ettiği ipliklerin, müvekkilinin istediği vasıflara haiz çıkmadığını, davacının ayıp ihbarını *** tarihinde gönderildiğini iddia etse de; söz konusu ayıp ihbarı değil, seçimlik hak olan ayıba karşı sözleşmeden dönme hakkının kullanıldığına dair ihbarname olduğunu, zira, müvekkili şirketin ayıp ihbarını çok önce bildirdiğini, hatta davacı şirketin ayıp ihbarını aldığını ve içeriğini kabul etmeseler de, *** tarihli ve *** kodu ile ***’ndan rapor aldırdığını, müvekkilinin 7.180,40 kg iplikleri davacıya iade ettiğini, fakat davacı tarafından iadenin kabul edilmediğini, bunun üzerine, Denizli 2. Noterliği’nin *** tarihli ve *** yevmiye nolu ihtarı ile müvekkilinin sözleşmeden döndüğünü, davacının Kayseri 10. Noterliği’nin *** tarihli ve *** yevmiye nolu ihtarı ile 44.202,54 Euro alacağı için muacceliyet ihtarı gönderdiğini, ancak icra takibine bakıldığında, *** tarihinden önce alacaklarına faiz işletildiğini, davacının işbu temerrüt ihbarına Denizli 7. Noterliği’nin *** tarihli ve *** yevmiye nolu ihtarnamesi ile itiraz edildiğini, davacının keşide ettiği *** tarih ve *** numaralı kur farkı açıklamalı faturaya da Denizli 2. Noterliği’nin *** tarihli ve *** yevmiye ihtarı ile itiraz edildiğini, sözleşmeden dönen müvekkiline kur farkı faturası kesilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Taraflarca Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas saylı takip dosyasına, sözleşmeye, ticari defter ve kayıtlara, faturalara, ödeme dekontuna, ihtarnamelere, elektronik mail yazışmalarına, Ege Üniversitesi Tekstil ve Konfeksiyon Araştırma Uygulama Merkezi Deney Laboratuvarı’nın raporuna, Pamukkale Üniversitesi raporuna, tanık anlatımlarına, keşif ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Davaya konu olan Kayseri Genel İcra Dairesi’nin *** Esas sayılı icra takip dosyası celp edilmiştir. İncelendiğinde; davacı alacaklı … San. Tic. A.Ş. tarafından borçlu davalı Bez Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. aleyhine 3.791,23-Euro 443674 irsaliye nolu fatura bakiye alacağı, 758,25-Euro faiz alacağı, 13.276,03-Euro 443611 İrsaliye nolu fatura bakiye alacağı, 2.124,16-Euro faiz alacağı, 8.436,18-Euro 166809 irsaliye nolu fatura bakiye alacağı, 1.349,79-Euro faiz alacağı, 15.816,00-Euro 166918 irsaliye nolu fatura bakiye alacağı, 2.530,56-Euro faiz alacağı, 14.600,80-Euro 443696 irsaliye nolu fatura bakiye alacağı, 2.336,12-Euro faiz alacağı, 1.558,33-Euro 167126 irsaliye nolu fatura bakiye alacağı ve 249,33-Euro faiz alacağı olmak üzere toplam 66.826,78-Euro alacağın tahsili istemiyle ilamsız takiplerde ödeme emri düzenlendiği, 21/07/2020 tarihinde ödeme emrinin borçlu şirkete tebliğ edildiğini, borçlu vekilinin yasal süresi içerisinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğinden dolayı icra müdürlüğünce 24/07/2021 tarihinde İİK’nun 62 ve 66. maddesi gereğince alacaklı tarafından itirazın iptaline veya itirazın kaldırılmasına dair karar ibraz edilinceye kadar borçlu yönünden yürütülen icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Taraflarca delil olarak dayanılan bir kısım ihtar, sözleşme, elektronik mail yazışmaları, Ege Üniversitesi Tekstil ve Konfeksiyon Araştırma Uygulama Merkezi Deney Laboratuvarı’nın ve Pamukkale Üniversitesi’nin raporları, noter ihtarları, fatura örnekleri ile bir kısım yazı örnekleri dilekçelerinin ekinde dava dosyasına sunulmuştur.
Davacı ve davalı vekilince tarafların uyuşmazlık konusu olan dönemlere ilişkin tüm ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmesi bu mümkün değilse bilirkişi incelemesine hazır edeceği adresi bildirilmiştir.
HMK’nun 31. maddesi gereğince ayıplı olduğu ve bu nedenle iade edilmesi için noter ihtarı gönderildiği bildirilen 7.180,40 kg ipliğin davacının hangi tarihli hangi numaralı, ne kadar tutarlı faturası ve hangi tarihli ve hangi sayılı irsaliyesi ile gönderilen mallar olduğunu açıklaması ve davacı vekiline takibe dayanak faturalarda yazılı ipliklerin muhafazalı ambalaj içerisinde numunelerini sunmak üzere kesin süre verilmiştir. Davacı vekili tarafından07/04/2021 tarihli dilekçe ile beyanda bulunulmuştur.
Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak tarafların iddia ve savunmalarının çözüme kavuşturulması amacı ile davalı Bez Tekstil San. Tic. Ltd. Şti.’nin iş yerinde (işletmesinde) HMK’nun 268. maddesi gereği dosya içinde bulunan uzman görüşü raporunu veren dışında tercihen üniversitelerin tekstil mühendisliği bölümünden bir tekstil mühendisi bilirkişi, bir mali müşavir bilirkişi, bir borçlar hukuku alanında nitelikli hesap bilirkişisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile davacı tarafından davalıya satılan, davalının ayıplı olduğunu iddia ettiği ipliklerin incelenmesi, bu ipliklerden ve bu iplikler kullanılarak dokunan kumaşlardan numune alınıp ayrıca mahkememiz ara kararı gereği davacı vekilince sunulursa, sunulacak olan iplik numunesinin incelenip gerekli test, analiz ve incelemelerin teknolojik donanıma sahip laboratuvarda yapılarak dava dosyası içinde bulunan sipariş kabul formu ve takibe dayanak faturalarda özellikleri yazılı iplik ile incelenen numunelerin karşılaştırılıp iplik bükümlerinde elyaf olup olmadığı, bu ipliklerden dokunan kumaşta görünen uçuntunun ipliklerin içinde veya bükümlerinde olup olmadığının bu uçuntuların iplikten mi kaynaklandığının yoksa kumaşın dokunması sırasında mı yani kumaş üreten davalı şirketin üretim faaliyetlerinden mi kaynaklandığının tespiti, buna ilişkin fotoğraflamalar, teknik ve bilimsel analizlerin rapora eklenmesi, dosya içinde bulunan Ege Üniversitesi Tekstil ve Konfeksiyon Araştırma Uygulama Merkezi Deney Laboratuvarı’nın 09/03/2020 tarihli raporunun ve Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necip Atar tarafından düzenlenen … tarihli bilimsel mütalaanın irdelenerek bu rapor ve mütala sonuçlarının nasıl değerlendirilmesi gerektiği, ipliklerin ayıplı olup olmadığı hususlarının ne olduğunun, bunların benimsenip benimsenemeyeceğinin bu rapor ve bilimsel mütaladaki tespit ve bulguların birbiri ile çelişip çelişmediğinin farklı konularda tespit içerip içermediğinin değerlendirilmesi, ipliklerde ayıp varsa bu ayıbın açık ayıp mı yoksa gizli ayıp mı olduğu, ayıbın teslim sırasında açıkça tespiti mümkün ayıplardan mı yoksa inceleme yapmak veya inceleme yaptırılarak tespiti mümkün ayıplardan mı yahut 6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesinin son cümlesinin atfı ile 6098 sayılı TBK’nun 223/2. fıkrası uyarınca olağan gözden geçirme ile ortaya çıkarılamayacak ve bulunduğu sonradan tespit edilen bir ayıp mı olduğu, ipliklerin ayıplı olduğunun tespit edilmesi halinde mahkememizce verilen ara kararı gereği davalı vekilince yapılacak açıklama ve dosya içerisindeki faturalar ile irsaliyeler dikkate alınarak, bu faturalarda yazılı birim fiyatlara göre ayıplı olduğu tespit edilen ipliklerin tamamının miktarının (ağırlığının) ne olduğu ve değerinin kaç Euro olduğu konularında, yine bilirkişilere davalı şirketin tüm ticari defter ve kayıtları üzerinde HMK nun 268. maddesi gereğince davalı vekilinin 19/02/2021 havale tarihli dilekçesinde bildirdiği adreste yerinde inceleme yapması ve düzenleyeceği rapora esas alınacak olup da dosya arasında bulunmayan kayıt ve belgeler olursa bunlardan suret alıp raporuna ekleme yetkisinin verilmesinin istenilerek, davalının ticari defterlerinin usulune uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunup bulunmadığı, lehe delil olma özelliğinin olup olmadığı, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına dayanak yapılan faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, bu faturalar ile ilgili iade faturasının düzenlenip düzenlenmediği, varsa bunların tarih ve numarasının ve tutarının tespiti, takibe dayanak faturalar nedeniyle davalının davacıya yaptığı ödemeler varsa bunların tespiti, iade faturası ve ödeme belgelerinin örneklerinin raporlarına eklenmesi, netice itibariyle icra takip tarihi itibariyle davalının davacıya borcunun olup olmadığı, varsa asıl alacak miktarının kaç Euro olduğu, takip tarihinden dava tarihine kadar olan dönem içinde yapılan ödeme olup olmadığı, varsa tarihinin ve miktarının ne olduğu, dava tarihinden sonra yapılan ödeme varsa tarihinin ve miktarının ne olduğu, temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işleyecek faiz miktarının ne olduğu, takip ve dava tarihi itibariyle asıl alacak ve işlemiş temerrüt faiz miktarının ne kadar olduğu hususunda hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişilere yetki ve görev verilmesi ve düzenlenecek bilirkişi raporunun, dava dosyamız ve talimat evraklarıyla birlikte mahkememize iade edilmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Taraflarca istenilen belgeler sunulduktan sonra dosya Denizli Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yoluyla gönderilmiştir. Talimat mahkemesi aracılığı ile mahallinde keşif yapılmış, keşfe katılan tekstil mühendisi Güngör Durur, mali müşavir Erkan Seçen ve nitelikli hesap bilirkişisi Ezgi Sıla Köknar Yıldırım’dan oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 31/08/2021 tarihli raporda özetle; “Davalının deposunda, dokuma fabrikasında ve kalite kontrol dairesinde keşif icra edildiğini, keşif sırasında rast gele iplik numunelerinin alındığı ve Pamukkale Üniversitesi Tekstil Mühendisliği bölümü laboratuvarında numunelerin gerekli test, analiz ve incelemelerinin yapıldığı, ipliklerin teknik özelliklerini kontrol amaçlı iplik numara ölçümü, büküm ölçümü, konik levha ile iplik yüzey özellikleri ve mikroskobik analizlerin yapıldığı, dava dosyası içinde …’e ait sipariş kabul formunun *** tarihinde imzalandığı, bu forma göre ipliğin Ne 40/2 numara, kompakt üretim biçiminde, hammaddesi %50 pima pamuk ve %50 polyester olacağı, üzerine 650 metre/tur büküm, büküm yönü “S” olmasının istendiği, *** tarihinde gönderilen e-mail ile sipariş olan Ne 40/1 pima pamuğun Pes 50/50 sipariş bükümlü pamuk Pes 50/50 güncellemesinin yapıldığı, iplik numarasının değiştirildiği, sipariş kabul formunda yer aldığı, faturalarda “I NE40/2-DK %50 cotton long /50 Pes …” ibaresinin yazılı olduğu, sadece 2 adet faturada … tarihli KRS *** fatura numaralı ve … tarihli *** fatura numaralı faturalarda Ne 40/1 ifadesinin yazılı olduğu, bu durumda sipariş kabul formu ile faturalarda yazılı iplik özelliklerinin aynı olduğu, iplik özelliklerini kontrol etmek için yapılan testler ile sipariş kabul formunda yazılı ifadelerin birbiri ile aynı olduğu, mikroskobik incelemelere öncelikle gerek dosya kapsamında yer alan iplik bobininden gerekse keşif sırasında alınan iplik bobinlerinden başlandığı, iplik bobinlerinde farklı bobin çaplarında iplikler içerisinde yabancı elyafların görüldüğü, keşifte iplik bobinleri arasından rastgele bobinlerin seçildiği, bobinlerin ince naylon torba içerisinde olduğu, benzer şekilde dosya kapsamında yer alan iplik bobinin de naylon torba içerisinde olduğu, bu bobinde de testlerin yapıldığı, iplik bobinlerinin tüm teknik özelliklerinin aynı olduğu, bobinler üzerinde farklı çaplarda ipliklere de bakıldığını, ipliklerin konik levhaya sarılarak yüzey incelemesinin ve mikroskop altında incelemenin yapıldığı, ipliklerin Ne 40/2 numaralı olduğu, 2 kat iplikten oluştuğu, her bir kat ipliğin Ne 40/1 numara olduğu, hammadde olarak %50 pima pamuk ve %50 polyesterden oluştuğu, ipliklerin tek kattan sonra Ne 40/2 ipliğini oluşturmak için 2 kat bükülmüş olduğu, çift katın bükümünün 650 tur/metre olduğu, mikroskobik incelemede iplikte tüylenme görüldüğü, aynı zamanda lif uçlarının ipliğin enine sarmal yapılar oluşturduğu, ipliğin bükümü içerisinde belirli aralıklarla yabancı lif (elyaf) görüldüğü, yabancı lifin farklı uzunluklarda olduğu, bir ucunda veya tamamen çift kat ipliğin bükümünde yer almakta olduğu, dolayısıyla tek kat iplikten çift kat iplik üretiminde büküm verme işleminde yabancı lifin ipliğin içerisine girdiğinin düşünüldüğü, büküm verme işleminin yapıldığı ortamda farklı partilerin çalışması ile başka ipliklerden uçuntu olarak veya makinede yetersiz temizlik sonrası bir önceki partiden kalma lifler olarak ipliğin içerisine girdiğinin düşünüldüğü, ipliğin tek katında da inceleme yapıldığı; ancak tek katında herhangi bir yabancı life rastlanmadığı, bundan dolayı yabancı liflerin çift katın bükümü içerisinde yer aldığı, yapılan keşifte davaya konu ipliklerden dokunmuş ham ve mamul kumaştan 5-6 metre rastgele kumaş numunesinin temin edilerek labaratuvarda incelenmek üzere alındığı, gerek ham, gerekse mamul kumaş üzerinde de seyrek olarak benzer şekilde yabancı liflerin olduğunun tespit edildiği, yabancı liflerin tamamen veya kısmen kumaşın ipliklerinin arasında ve ipliklerin içinde olduğunun görüldüğü, yabancı lifler incelendiğinde iplikte görülen yabancı lifler ile aynı kalınlık ve benzer renkte olduğunun fark edildiği, yabancı liflerin kumaşın yüzeyinde bir ucu kumaş içinde veya lifin büyük bir kısmının kumaşın içinde olduğu, bu durumun iplikte yer alan yabancı lif ile benzerlik gösterdiği, bazılarının kumaş yüzeyinde daha fazla çıktığının tespit edildiği, yabancı liflerin iplik içindeki pozisyonundan kumaş içerisinde kısmen farklı olmasının nedeni ile yabancı liflerin kısmen büküm içerisinde olmasından dolayı hareket edebilir durumda olmasından kaynaklandığı, dokuma sırasında ipliklerin maruz kaldığı kuvvetlerin iplik-metal, iplik-iplik sürtünmesinin, ipliklerin kumaşa doğru hareket halinde olmasının yabancı lifleri iplik içerisinden çıkartarak etrafında yer alan başka iplikler üzerine hareket ettiğinin düşünüldüğü, çünkü yabancı liflerin iplik içerisindeki çift katın bükümünde olduğu, yabancı liflerin çift kat olan ipliklerin içerisinde olmasından dolayı iplikten kaynaklandığı, kumaşın dokuması sırasında yani kumaş üreten davalı şirketin faaliyetlerinden kaynaklanacak ortam ve yabancı lif çeşidi olmasının oldukça zor olduğu, iplik, ham ve mamul kumaşta görülen yabancı liflerin fotoğraflanarak rapor ekinde verildiği, dosya içinde bulunan Ege Üniversitesi Tekstil ve Konfeksiyon Araştırma Uygulama Merkezi Deney Laboratuvarı’nın *** tarihli raporunun 4 sayfa olduğu, ham ve beyaz renkli kumaşın bu laboratuvara gönderildiği ve burada bu kumaş üzerinde inceleme yapıldığı, ancak uçuntuların çok küçük olması nedeniyle yeterince incelenemediği, sadece bir uçuntu büyük olduğu için mikroskop altında ve kimyasal testin yapıldığı, mikroskop görüntülerine ilişkin fotoğrafların verildiği, bu görüntüye göre kumaşın liflerden farklı olarak gövde lifi (keten, kenevir gibi) olduğu kanaatinin oluştuğu, ayrıca uçuntuların kumaş içindeki pozisyonunun tanımlandığı, kumaşın ipliklerinin arasında olduğu, dolayısıyla dokuma işlemi sırasında kumaşa karıştığının raporda ifade edildiği, sonuç olarak yabancı liflerin davacının verdiği iplikten kaynaklanmadığı, davalının dokuma kumaş oluşumu sırasında kumaşın içine girdiği kanaatine ulaşıldığı, ancak iplikler üzerinde herhangi bir inceleme yapılmadığından kumaşın dokuması sırasında olabileceği, ayrıca yabancı lifin kumaş içerisindeki pozisyonlarının benzer şekilde düşünmeye neden olduğu, bobin halindeki iplikler incelenmiş olsaydı benzer sonuca ulaşmalarının zor olduğu, Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. *** tarafından düzenlenen *** tarihli bilimsel mütalaasında ise tek iplikte SEM-EDX testinin yapıldığı ve test sonucuna göre iplikte elyaf tespit edildiği, ancak ipliğin yapısı içerisinde yer alıp almadığı, ipliğin kumaşı temsil edip etmediği gibi bir çok sorunun cevapsız kaldığı, bu mütalaanın dava konusu sorunu aydınlatmaktan uzak bir mütalaa olduğu, dolayısıyla sonuç olarak yazılı değerlendirmeyi yorumlayacak bilginin bulunmadığı, gerek Ege Üniversitesi Tekstil ve Konfeksiyon Araştırma Uygulama Merkezi Deney Laboratuvarı’nın *** tarihli raporunun ve gerekse Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. *** tarafından düzenlenen *** tarihli bilimsel mütalaanın çelişkili gibi görünse de incelemeye yetersiz iplik, bobin ve kumaş olduğundan yaptıkları kısıtlı incelemelerle sonuç yazdıklarının düşünülebileceği, Ne 40/2 bükümlü ipliklerin ayıplı olduğu, ipliklerin çift kat bükümünde yabancı elyaf bulunduğu, dokuma fabrikasının bükümlü iplikteki ayıbı teslim sırasında iplik üreticisinin yöntemiyle kontrol masasında veya dokuma makinesi üzerinde ışık altında çıplak gözle muayene yapılarak tespit edebileceği, buna göre ipliklerdeki ayıbın ilk teslim anında ortaya çıkmadığı, ayıbın ortaya çıkması için dokuma yapılarak kumaş haline getirilmesi gerektiği, bu durumda TTK’nun 23/c maddesi uyarınca 8 günlük süre içinde inceleme veya incelettirme yaptırılarak ortaya çıkabilecek bir ayıp olmadığı, ayıbın olağan akışında bir gözden geçirme süresinin ortaya çıkabileceği, ipliklerin kumaşa dönüştürülmesinin siparişin teslim süresine ve dokumanın planlanmasına bağlı olduğu, işletmenin ve yapılan işin büyüklüğü göz önüne alınarak ipliğin dokumaya hazırlanması (çözgü, haşıl v.s…) ve işlenerek yarı mamul duruma getirilmesi için yaklaşık en az 15 gün sürmesinin tekstil sektöründeki teammüllere göre makul kabul edilmesi gerektiği, dosya içindeki faturalar ve irsaliyeler dikkate alındığında faturalarda yazılı birim fiyatlara göre, Ne 40/2 iplik numaralarında ayıp olduğundan 10.205,10 kg sevk edildiği ve değerinin 58.435,97 Euro olduğu, ipliklerdeki ayıpların teslim sırasında açıkça tespitinin mümkün olmayıp gizli ayıp niteliğinde olduğu, dosya içindeki bir kısım e-mail dökümlerinin incelenmesinde … tarihli mailde 28 ve 29/01/2020 tarihli sevkıyatlardaki iplikte yabancı elyaf ve uçuntu görüldüğünün, … tarihli sevkıyatta ilk sevkıyatlardaki düğüm problemi nedeni ile iade yapıldığının, 10/02/2020 tarihindeki sevkıyatta yoğun biçimde yabancı elyaf ve uçuntunun görüldüğünün, … tarihindeki sevkıyatın işlemsiz bekletildiğinin, 1702/2020 tarihindeki sevkıyatta numune yapıldığının ve iplikte düğümlü görülmesi nedeniyle terbiyeye gönderildiğinin belirlendiği, … tarihli mail ile sipariş ettikleri ve dokuma işlemine başlandığı zaman görülen ve bilgi verdikleri elyaf probleminden ötürü kullanmadıkları 7.180,40 kg ipliği iade ettikleri, ipliği firmadan aldırmalarını istediklerinin, yine davalının Denizli 2. Noterliği aracılığı ile 7.180,40 kg ipliği teslime hazır olduklarınını, ipliklerin teslim alınmasını, iplik için yapılan ödemenin banka hesabına iadesini istediklerini bildirdiğinin, 18/03/2020 tarihinde iade faturası düzenlendiğinin anlaşıldığı, TBK’nun 223/2. maddesi uyarınca en son teslimatın yapıldığı 15/02/2020 tarihinden sonra 23/03/2020 tarihinde noter aracılığı ile yapılan ihtarla malın iade edilmek istendiğinin, onun öncesinde satılan maldaki ayıba karşı davalının gözden geçirme ve bildirim külfetlerini yerine getirerek ayıba karşı hangi hakkını kullanmak istediğine ilişkin … tarihli mail yazışmasının olduğunun görüldüğü, ayıp ihbarının TTK’nun 18/3. maddesi uyarınca ispatlamaya yeterli olduğunun taktirinin mahkemeye bırakıldığı, sonuç olarak; 1-İncelenen davalıya ait 2020 yılı ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri bulunduğu, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu ve defter kayıtlarının kendi içinde birbirini doğruladığını, delil vasfı taşıdığı (HMK/222) a)Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına dayanak yapılan faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, b)Davalı tarafından davacı adına düzenlenen 2 adet iade faturası haricinde ayrıca davacıya 8.690,13 Euro havale olarak ödeme yapıldığı, c)İcra takibine dayanak faturalar ile ilgili davalı tarafından 05.02.2020 tarih … seri no.lu 13.276,06 Euro ve 18.03.2020 tarih …Seri no.lu 44.202,61 Euro olmak üzere 2 adet iade faturası davacı adına düzenlendiği, d)İncelenen davacıya ait ticari defter ve kayıtlarına göre; 29/06/2020 icra takip tarihi itibariyle davalının davacıya borcu bulunmamaktadır. e)Takip tarihinden dava tarihine kadar davalı tarafından davacıya yapılan bir ödeme bulunmamaktadır. f)Temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar işlemiş faizin 435,97 Euro olduğu, g)Ne 40/2’de görülen yabancı elyaf ipliğin çift kat bükümünde olmasından dolayı gevşek yapıda dolayısıyla hareket halinde olduğu; h) Ne 40/2’de görülen yabancı elyafın ham ve mamul kumaşlarda görüldüğü ancak yabancı elyafın kumaş içerisinde pek çok farklı pozisyonda olması, dokuma işlemi için ihtiyaç duyulan kuvvetler, titreşimler, sürtünme kuvvetlerinin etkisinden dolayı hareket halinde olduğu” bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava; ticari satım nedeniyle faturaya dayalı icra takibinde davalı borçlunun vaki itirazları nedeniyle İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı arasında akdi ilişki bulunduğu tarafların kabulündedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, icra takibine konu nedenlerle davacının davalıdan alacağının olup olmadığı, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca itirazlarının haklı olup olmadığı, bu itirazların iptalinin gerekip gerekmediği, davacının davalıya sattığı malların ayıplı olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir. (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219, 223). İcra dosyasında itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin bir belge bulunmadığından, eldeki davanın bir yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdi ilişkinin bulunduğu tarafların kabulünde olduğundan, davacının yerleşim yerinin Kayseri olduğundan dolayı TBK’nun 89/1. maddesi uyarınca davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenen itirazın iptali davalarının konusu, icra takibi konusu edilen alacaklar olup davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan ispat külfetiyle ilgili kurallar itirazın iptali davasında da geçerlidir. Taraflar iddia ve savunmalarını HMK’nda belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir. İtiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bu dava icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır ve takibe bağlılık alacağın hem miktarı hem de kaynağı yönünden mevcuttur.
6098 Sayılı TBK’nun 219. maddesine göre, satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmamasından da sorumludur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.
Ticari satımlarda, 6102 Sayılı TTK 23/1-c bendine göre, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK’nun 223. maddesinin 2. fıkrası uygulanır.
6098 Sayılı TBK’nun 223/1. fıkrasına göre; alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
6098 Sayılı TBK’nun 223/2. fıkrasına göre ise, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
Ayıpları bildirmenin içeriğini ve zamanında yapıldığını ispat külfeti alıcıya düşer.
TBK’nun 223. maddesindeki ihbar süreleri hak düşürücü süre olup, hakim tarafından re’sen gözönünde tutulur. Ayıp ihbarının süresinde yapılmamış olması halinde, satıcı ayıplı maldan sorumlu olmaz.
6102 Sayılı TTK’nun 18. maddesinin 3. fıkrasında “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığı ile taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Satılan maldaki ayıpların ihbarı herhangi bir şekle tabi tutulmamıştır. Ancak, uyuşmazlık halinde ayıp ihbarının kanıtlanması şekle tabidir. Tacirler arası ticari satımlarda ayıp ihbarının 6102 Sayılı TTK’nun 18/3. maddesinde öngörülen şekilde yapıldığı kanıtlanmalıdır. Diğer bir anlatımla bu yön ispat koşuludur.
Somut uyuşmazlığın incelenmesinde; davacının davalıya iplik sattığı, taraflar aralarında bu şekilde ticari ilişki bulunduğu, talimatla icra edilen keşif ve bilirkişi incelemeleri sonucu davacının davalıya sattığı ipliklerin Ne 40/2 numaralı olduğu ve 2 kat iplikten oluştuğu, her bir kat ipliğin Ne 40/1 numara olduğu, hammadde olarak %50 pima pamuk ve %50 polyesterden oluştuğu, ipliklerin tek kattan sonra Ne 40/2 ipliğini oluşturmak için 2 kat bükülmüş olduğu, çift katın bükümünün 650 tur/metre olduğu, uzman bilirkişinin yaptığı mikroskobik incelemede iplikte tüylenme görüldüğü, aynı zamanda lif uçlarının ipliğin enine sarmal yapılar oluşturduğu, ipliğin bükümü içerisinde belirli aralıklarla yabancı lif (elyaf) görüldüğü, yabancı lifin farklı uzunluklarda olduğu, bir ucunda veya tamamen çift kat ipliğin bükümünde yer almakta olduğu, dosya içine sunulmuş olan gerek Ege Üniversitesi Tekstil ve Konfeksiyon Araştırma Uygulama Merkezi Deney Laboratuvarı’nın 09/03/2020 tarihli raporunun ve gerekse Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necip Atar tarafından düzenlenen … tarihli bilimsel mütalaanın çelişkili gibi görünse de incelemeye yetersiz iplik, bobin ve kumaş olduğundan yaptıkları kısıtlı incelemelerle sonuç yazmış olmaları nedeni ile değerlendirmeye esas alınamayacağı, takibe dayanak faturalarda yazılı satım konusu Ne 40/2 bükümlü ipliklerin çift kat bükümünde yabancı elyaf bulunduğu ve bu nedenle ipliklerin gizli ayıplı olduğu, ipliklerdeki ayıbın ilk teslim anında basit bir inceleme ve muayene ile anlaşılamayacağı, bu ayıbın ortaya çıkması için ipliklerin dokuma yapılarak kumaş haline getirilmesi gerektiği, buna göre TTK’nun 23/c maddesi uyarınca 8 günlük süre içinde inceleme veya incelettirme yaptırılarak ortaya çıkabilecek bir ayıp olmadığı, ayıbın olağan akışında bir gözden geçirme süresinin ortaya çıkabileceği, ipliklerin kumaşa dönüştürülmesinin siparişin teslim süresine ve dokumanın planlanmasına bağlı olduğu, işletmenin ve yapılan işin büyüklüğü göz önüne alınarak ipliğin dokumaya hazırlanması (çözgü, haşıl v.s…) ve işlenerek yarı mamul duruma getirilmesi için yaklaşık en az 15 gün sürmesinin tekstil sektöründeki teammüllere göre makul kabul edilmesi gerektiği, dosya içindeki faturalar ve irsaliyeler dikkate alındığında faturalarda yazılı birim fiyatlara göre, Ne 40/2 iplik numaralarında ayıp olduğundan 10.205,10 kg sevk edildiği ve değerinin 58.435,97 Euro olduğu, ipliklerdeki ayıpların teslim sırasında açıkça tespitinin mümkün olmadığından gizli ayıp niteliğinde olduğu, dosya içindeki bir kısım e-mail dökümlerinin incelenmesinde … tarihli mailde 28 ve 29/01/2020 tarihli sevkıyatlardaki iplikte yabancı elyaf ve uçuntu görüldüğünün, … tarihli sevkıyatta ilk sevkıyatlardaki düğüm problemi nedeni ile iade yapıldığının, *** tarihindeki sevkıyatta yoğun biçimde yabancı elyaf ve uçuntunun görüldüğünün, … tarihindeki sevkıyatın işlemsiz bekletildiğinin, *** tarihindeki sevkıyatta numune yapıldığının ve iplikte düğümlü görülmesi nedeniyle terbiyeye gönderildiğinin belirlendiği, … tarihli mail ile sipariş ettikleri ve dokuma işlemine başlandığı zaman görülen ve bilgi verdikleri elyaf probleminden ötürü kullanmadıkları 7.180,40 kg ipliği iade ettikleri, ipliği firmadan aldırmalarını istediklerinin, davacının da bu nedenle Ege Üniversitesi Tekstil ve Konfeksiyon Araştırma Uygulama Merkezi Deney Laboratuvarı’nda inceletme yaptırdığı, davalının Denizli 2. Noterliği aracılığı ile 7.180,40 kg ipliği teslime hazır olduklarınını, ipliklerin teslim alınmasını, iplik için yapılan ödemenin banka hesabına iadesini istediklerini bildirdiği, *** tarihinde iade faturası düzenlendiği, TBK’nun 223/2. maddesi uyarınca en son teslimatın yapıldığı*** tarihinden sonra davalının *** tarihinde noter aracılığı ile yapılan ihtarla malın iade edilmek istediği, fakat bunun öncesinde satılan maldaki ayıba karşı davalının gözden geçirme ve bildirim külfetlerini yerine getirerek ayıba karşı hangi hakkını kullanmak istediğine ilişkin … tarihli mail yazışmasının olduğu, ayıp ihbarının TTK’nun 18/3. maddesi uyarınca ispatlamaya yeterli olduğu, icra takibine dayanak faturalar ile ilgili davalı tarafından *** tarih … seri nolu 13.276,06 Euro ve *** tarih …seri nolu 44.202,61 Euro olmak üzere 2 adet iade faturası davacı adına düzenlendiği, takibe dayanak faturalarda yazılı Ne 40/2’de görülen yabancı elyaf ipliğin çift kat bükümünde olmasından dolayı gevşek yapıda dolayısıyla hareket halinde olduğu; Ne 40/2’de görülen yabancı elyafın ham ve mamul kumaşlarda görüldüğü ancak yabancı elyafın kumaş içerisinde pek çok farklı pozisyonda olması, dokuma işlemi için ihtiyaç duyulan kuvvetler, titreşimler, sürtünme kuvvetlerinin etkisinden dolayı hareket halinde olduğu benimsenen bilirkişi kurulu raporu ile tespit edildiği, satıma konu ipliklerdeki gizli ayıbın ipliklerin nihai ürüne dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkabileceği, bu nedenle davalının ayıba dayalı iade fatura düzenlemesinin haklı olduğu, takibe konu edilen nedenlerden dolayı davalının davacıya borcu olmadığı sonuç ve kanaatine varılmış ve davanın reddine karar vermek gerekmiştir (Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 10/07/2017 tarihli, 2017/343 Esas ve 2017/712 Karar sayılı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 24/01/2019 tarihli, 2018/952 Esas ve 2019/842 Karar sayılı emsal kararları).
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı, davalı taraf ise cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuştur.
İİK’nun 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Takibe konu edilen faturalardan dolayı davacının davalıdan alacaklı olmadığı tespit edildiğinden ve bu nedenle davanın reddine karar verildiğinden icra inkar tazminatına hükmedilemez. Takibe dayanak faturalara konu ipliğin ayıplı olduğu yargılama sırasında tespit edilmiş olmakla, davacının takipte kötü niyetli olduğunu ispata yönelik delil bulunmadığından dolayı yasal koşulları bulunmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesi de uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Koşulları bulunmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gerekli 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının dava açılırken davacıdan alınan 7.571,63-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatan 7.512,33-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran davacılara iadesine,
8-Kararın mahiyeti gereği davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 46.754,17 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdnde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/11/2021

Başkan ***
e-imzalıdır
Üye ***
e-imzalıdır
Üye ***
e-imzalıdır
Katip ***
e-imzalıdır