Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/587 E. 2021/1185 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ ***. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – *** Karar
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR

HAKİM : ****
KATİP : ***

ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

A-MAHKEMEMİZİN *** ESAS SAYILI ASIL DAVADA:

DAVACILAR : 1- *** – TC no: *** ****
2- *** – TC no: *** ***
VEKİLİ : Av. *** – ***

DAVALILAR : 1- ***
VEKİLLERİ : Av. ***
Av. ***

DAVALILAR : 2- ***
3- ***
VEKİLİ : Av. ***

DAVA : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***

B-BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN *** ESAS SAYILI DAVADA:

DAVACI : 1- ****
VEKİLİ : Av. ***

DAVALILAR : 1- ***
VEKİLLERİ : Av. ***- Av. ***

DAVALILAR :2- ***
3- ***
VEKİLİ : Av. ***

DAVA : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
KARAR YAZIM TARİHİ : ***
Mahkememize açılan Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; *** günü saat 13:00 sıralarında davacı *** ’ın ilk eşinden olan oğlu ve diğer davacı *** ’ın ağabeyi olan 2007 doğumlu *** ’un bisikletiyle *** Caddesi’nden gelip*** ’na dönüş yapmak istediği sırada, *** sevk ve idaresindeki *** plakalı aracın ön kısmıyla çarpması sonucu maddi hasarlı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, trafik kazası tespit tutanağına göre müteveffa *** ’un asli kusurlu ve sürücü *** ’in asli kusurlu kabul edildiği, trafik kazası tespit tutanağındaki kusuru kabul etmediklerini, bu kaza ile ilgili başlatılan *** Cumhuriyet Başsavcılığı’nın *** soruşturma sayılı dosyasının devam ettiğini, aracın davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, sürücü *** ’in haksız fiil sorumlusu ve *** ’in işleten sıfatı ile zarardan sorumlu olduğunu, müteveffanın yaşının küçük olmasına rağmen marketlerde çalışarak ailesinin geçimine katkıda bulunduğunu, davacıların bu kaza nedeni ile duygusal çöküntü yaşadığını belirterek şimdilik her bir davacı için 100,00 TL maddi tazminat ve *** için 50.000,00 TL manevi ve *** için 100.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 150.200,00 TL’nin olay tarihinden başlayarak yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınmasına, sigorta şirketinin manevi tazminattan sorumlu tutulmamasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar ***ve ***Vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz yerde açıldığını belirterek dosyanın yetkili İncesu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesini, dava konusu kazanın oluşumunda davalıların kusurunun bulunmadığını, maktül *** dik yokuşlu Arnavut parke yolun solundan hızlı ve fren tertibatı bozuk şekilde bayır aşağı ilerlediğini, yolun sola dönüş yönünün kapalı olduğunu, kapalı yönde dubaların/bariyerlerin olduğunu, çocuğun geldiği yolda kendisine DUR levhasının bulunduğunu, sola dönüşün yasak olmasına rağmen tali yoldan aniden ana yola fırlamasıyla kazanın meydana geldiğini, bunun karşısında davalının yolun geliş yönüne göre kendi şeridi-sağ şeridinden ilerlediği esnada tali yolu ve tali yoldan gelen şahsı veya aracı göremeyecek şekilde bir duvarın olduğunu, yanında elektrik direğinin olduğunu ve dolayısıyla görüş alanının kısıtlanması nedeniyle aniden yola çıkan çocuğa çarpmamak için aracını sola kırdığını fakat yine de çocuğun bisikletinin müvekkilin sağ ön kısmına vurmasına engel olamayarak kazanın meydana geldiğini, davalının kullandığı aracın sağ uç kısmı ile çocuğun kullandığı frensiz bisikletin çarpıştığını ve çocuğun vefat ettiğini, davacıların dava dilekçesinde belirttiği şekliyle bir kazanın yaşanmadığını, trafik kazası tespit tutanağında davalıya izafe edilen kusura itiraz ettiklerini, davalının sakin araç kullandığını, soruşturma dosyasındaki tanıkların da bu hususu açıkça izah ettiklerini, kaza sonrası araç tamponunun yerinden çıktığını fakat bu çıkmanın maktül çocuğa çarpmanın etkisiyle değil davalının çocuğa vurmamak için aracı sola kırması ve orta refüjdeki taşlara çarpmasıyla olduğunu, bisiklet ile aracın çarpıştığı aracın tampon kısmında hasar/kırılma bulunmadığını, tamponun yerinden çıktığını, bu durum davalının hızlı olmadığını gösterdiğini, bu kaza nedeni ile *** Cumhuriyet Savcılığı’nın *** soruşturma dosyası ile soruşturma dosyasının devam ettiğini, davalının kaza sonrası çok üzüldüğünü ve ailesini davacı tarafa gönderdiğini, taziye ziyaretinde bulunduğunu, maktül çocuğun davacı anne, baba yanında kalmadığını, tarafların ayrılmış olması nedeniyle uzun yıllar dedesiyle birlikte yaşamakta iken vefat ettiğini, davalının kaza sonrası çocuk için cenaze yemeği yedirdiğini, mevlüt okuttuğunu, davacı annenin ise çocuğu ile ilgilenmediği gibi diğer eşinden olan 6 yaşındaki *** için dahi kaza nedeniyle tazminat talep ettiğini, davacıya sigorta şirketince maktulün asli kusurlu olması nedeniyle 12.473,26 TL ödeme yapıldığını, davacıların talep ettiği manevi tazminat tutarının fahiş olup davacıları zenginleştirmeye yönelik olduğunu, maktul ile ilgilenmeyerek dedesinin yanına bırakan davacı *** ’ın manevi olarak üzüntü çektiği gerekçesiyle fahiş rakamlarda tazminat talebinin kabul edilemez olduğunu, sağlığında yanında olmaktan çekinen davacı anne *** ’ın, üvey kardeşi 6 yaşındaki kardeşi *** adına da manevi tazminat talep etmesinin hayatın gerçekleriyle bağdaşmadığını, 6 yaşındaki üvey kardeşinden ayrı yaşayan çocuğun olaydan manevi olarak üzüntü duyması mümkün olmayacağını, maktul çocuğun sosyal medyadaki geçmiş tarihli paylaşımlarında tek başına resimler paylaştığı, ailesinin fotoğraflarının olmadığını, paylaşılan resimlerde alkolün bulunmasının aile içinde büyümediğinin en büyük kanıtı olduğunu, davalıların tarımla ailesinin geçimini sağlamaya çalıştıklarını, talep edilen manevi tazminatın davalıları fakirleştireceğini ve davacıları zenginleştireceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı *** A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin ancak sigortalısının kazadaki kusuru oranında ve maddi zararın varlığı ispat edildiği takdirde, (sigorta poliçesinde teminat dışı olmayan) maddi zarardan sorumluluğu –poliçe azami teminat limitiyle sınırlı olarak- söz konusu olabileceğini, davacı tarafa dava öncesi ödeme yapıldığını ve davalının sorumluluğunun kalmadığını, dava dışı müteveffa babası *** da 8.242,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, davacı yanın sigortalının kusurunu, müteveffa vefatı ile kaza arasındaki illiyet bağını ve maddi zararı ispat etmek zorunda olduğunu, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araca % 25 kusur verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN *** ESAS SAYILI DAVADA DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; *** günü, saat *** sıralarında ruhsat sahibi ***olan sürücüsü *** ’in sevk ve idaresindeki *** plaka sayılı araç ile *** tarihli trafik kazası tespit tutanağına göre; *** tarihinde saat *** sıralarında maktul *** İncesu İlçesi *** Caddesinden gelip *** Cad. *** cad. Kavşağından sola dönüş yapmak istediği sırada aracının sol ön ve orta kısımlarına sürücü *** sevk ve idaresindeki ***plakalı aracı ile *** Kavşak istikametinden gelip *** Benzinlik istikametine düz seyrini sürdürdüğü esnada aracının ön kısımlarıyla kavşak içerisinde sol şeritte davacı *** ’un çocuğu olan ***’a çarptığını ve bunun sonucunda *** ***’un ölümüne sebebiyet verdiğini, olay ile ilgili olarak İncesu *** Ceza Mahkemesinin *** E. Sayılı dosyası ile ceza dava açıldığını, yargılamanın halen devam ettiğini, olay tarihinde **** yaşında olan *** ***’un vefatı sonucu davacının hem maddi, hem de manevi olarak zarara uğradığını, kaza sonucunda çektiği manevi acının haricinde, ayrıca vefat eden evladının potansiyel desteğinden yoksun kaldığını, çocuk yaşta kaybettikleri evlatlarının uzun yıllar daha ailesine destek olacağının kabul edilmesi gerektiğini, merhum ***’un, çocuk yaşta, sürücünün dikkatsiz araç kullanması sonucunda vefat ettiğini, arkasında anne ve babasını bıraktığını, merhum ***’un vefatından sonra olaya sebebiyet veren davalı *** , *** poliçe numarasıyla Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sigortası kapsamında davalı *** Sigorta A.Ş tarafından sigorta edilen *** plaka sayılı aracın sürücüsü olduğunu, davalı *** Sigorta Anonim Şirketine başvuru yapıldığını, *** tarihinde davalı *** Sigorta Anonim Şirketi tarafından davacıya 8.242,00-TL ödeme yapıldığını, bunun haricinde davacının hiçbir kurumdan tazminat ve benzeri parasal bir destek yahut yardım da almadığını, küçük yaştaki evladını dikkatsizlik ve özensizlik sonucu oluşan bir kaza ile kaybettiklerini, merhumun vefatının, standart ve katlanılabilir bir vefat olmadığını ve de şoför *** ’in ihmali olduğunu, müteveffanın, babası olan davacı *** ’a devamlı ve ilerde de yapılması muhtemel bir desteği olduğunu, davacı *** evli olmadığını, *** yılında Müteveffa olan oğlunun annesi *** ’tan, yani müteveffa henüz *** yaşında iken boşandığını ve o tarihten itibaren hiç evlenmediğini, davaya konu kaza tarihinde davacının *** yaşında olduğunu, *** Tıp Fakültesi Hastanesi’nde aylık 2.600,00 TL maaşla hizmetli olarak çalıştığını beyan etmiş, belirsiz alacak davasına konu edilen, maddi tazminatın kesin olarak belirlenmesini takiben verilecek talep artırım dilekçesi ile artırmak ve eksik harcı ikmal etmek üzere şimdilik davacı *** lehine 1.000,00.-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı *** lehine 100.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ***ve *** ’ten müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini vekaleten” talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar ***ve ***Vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu trafik kazası *** tarihinde saat *** de meydana geldiğini, kazanın oluşumunda davalıların kusuru bulunmadığını, müteveffa ***’un dik yokuşlu Arnavut parke yolun solundan hızlı ve fren tertibatı bozuk şekilde bayır aşağı ilerlediğini, yolun sola dönüş yönünün kapalı olması, kapalı yönde dubaların/bariyelerin olması, çocuğun geldiği yolda kendisine dur levhasının bulunması, sola dönüşün yasak olmasına rağmen tali yoldan aniden ana yola fırlamasıyla kaza meydana geldiğini, bunun karşısında davalının yolun geliş yönüne göre kendi şeridi-sağ şeridinden ilerlediği esnada tali yolu ve tali yoldan gelen şahsı veya aracı göremeyecek şekilde bir duvarın olması, yanında elektrik direğin olması ve dolayısıyla görüş alanının kısıtlanması nedeniyle aniden yola çıkan çocuğa çarpmamak için aracını sola kırdığınmı fakat yine de çocuğun bisikletinin müvekkilin sağ ön kısmına vurmasına engel olamayarak kaza meydana geldiğini, davalının kullandığı aracın sağ uç kısmı ile çocuğun kullandığı frensiz bisiklet çarpışmış ve çocuk vefat ettiğini, devam eden ceza yargılaması dosyasındaki ifadeler ve kazaya ait resimlerin beyanları doğruladığını, davalıya kaza tutanağında araç hızını mahal şartlarına uygun şekilde ayarlamadığı gerekçesiyle tali kusur izafe edilmiş olup fakat henüz kesinleşmiş bir kusur incelemesi bulunmadığını, kusura itiraz ettiklerini, kusur incelemesi yapılmasın talep ettiklerini, davalının kesinlikle hızlı araç kullanmayı hayatında tercih etmediğini, sakin bir şekilde araç kullanan bir kişi olduğunu, soruşturma dosyasındaki tanıkların da bu hususu açıkça izah ettiklerini, kaza sonrası araç tamponun yerinden çıktığını fakat bu çıkmanın maktül çocuğa çarpmanın etkisiyle değil davalının çocuğa vurmamak için aracı sola kırması ve orta refüjdeki taşlara çarpmasıyla olduğunu, bisiklet ile aracın çarpıştığı aracın tampon kısmında hasar/kırılma bulunmadığını, çarpma ile aracın tamponu kırılmadığını, tamponun yerinden çıktığını, bu durumun davalının hızlı olmadığını, çarpışmanın şiddetli olmadığını gösterdiğini, bu kaza hakkında İncesu *** Ceza Mahkemesinin *** soruşturma dosyası ile soruşturma devam ettiğini, davalının kaza sonrası çok üzüldüğünü ve ailesini çocuğun ailesine gönderdiğini, taziye ziyaretinde bulunduğunu, fakat o esnada maktül çocuk davacı baba ve annesi yanında kalmadığını, çocuğun anne ve babasının ayrılmış olması nedeniyle dedesiyle birlikte yaşamakta iken vefat ettiğin öğrendiğini, müteveffa çocuğun uzun yıllardır dedesiyle birlikte yaşamakta iken kazanın olduğunu, bu hususun mahkemece kollukça araştırılmasını talep ettiğini, davalının kaza sonrası çocuk için cenaze yemeği yedirip, mevlüt okuttuğunu. Müteveffanın annesinin çocuğu ile ilgilenmediği gibi ikinci eşinden olan *** yaşındaki *** için dahi kaza nedeniyle Kayseri *** .Asliye Ticaret Mahkemesinin *** esas sayılı dosyası ile dava açtığını, davacı babanın ise yine çocuğuyla ilgilenmediğini, çocuğuyla görüşmediğini, çocuğu dedesinin yanına bırakarak ilgiden mahrum bıraktığını, kaza sonrası ise mevcut dosya ile tazminat talep etmeyi tercih ettiğini, davacıya sigorta şirketince maktulün asli kusurlu olması nedeniyle kısmi ödeme yapıldığını, davacının maddi tazminat hakkı bulunmadığını, davacının talep ettiği manevi tazminat tutarının fahiş olup davacıyı zenginleştirmeye yönelik olduğunu, maktul ile ilgilenmeyerek dedesinin yanına bırakan davacı babanın manevi olarak üzüntü çektiği gerekçesiyle fahiş rakamlarda tazminat talebinin kabul edilemez olduğunu, sağlığında yanında olmaktan çekinen davacı babanın manevi olarak üzülmesi hayatın gerçekleriyle bağdaşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesine, mahkeme, masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı *** Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; ***plaka sayılı aracın *** poliçe numaralı, **** vade tarihleri olmak üzere ZMMS Poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalının, ancak sigortalısının kazadaki kusuru oranında ve maddi zararın varlığı ispat edildiği takdirde, (sigorta poliçesinde teminat dışı olmayan) maddi zarardan sorumluluğu –poliçe azami teminat limitiyle sınırlı olarak- söz konusu olabileceğini, davacıya *** tarihinde 8.242,00-TL (sigortalının % 25 kusuru nispetinde) tazminat ödemesi yapıldığını, ayrıca müteveffa annesi *** 12.473,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, öncelikle davacı yan sigortalının kusurunu, müteveffa vefatı ile kaza arasındaki illiyet bağını ve maddi zararı ispat ile yükümlü olduğunu, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araca % 25 kusur verildiğini, bilirkişi raporu alınarak, muris yaşı, geliri, yaşasaydı muhtemel ömrü, davacı yaşı, muhtemel ömrü, destek oranları gibi veriler dikkate alınarak tazminat rakamının belirlenmesi gerektiğini, SGK’dan rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığı, maaş bağlanıp bağlanmadığı hususlarının araştırılması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
*** Cumhuriyet Başsavcılığı’ na müzekkere yazılarak *** Soruşturma sayılı dosyanın akıbeti sorulmuş, gelen yazı cevabından İncesu *** Ceza Mahkemesi’nin *** Esas sayılı davasının açıldığı anlaşılmıştır.
İncesu *** Ceza Mahkemesi’nin *** Esas sayılı dosyasına müzekkere yazılarak dosyanın bir örneği uyaptan temin edilmiştir.
*** Sigorta A.Ş. Genel Müdürlüğü’nden ***plaka sayılı aracın *** tarihinde karıştığı kaza nedeni ile açılan hasar dosyası ve sigorta poliçe örneği celp edilmiş, poliçenin incelenmesinde ***plakalı aracın kaza tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalandığı görülmüştür.
Kayseri Emniyet Müdürlüğü’nden ***plaka sayılı aracın kaza tarihindeki trafik tescil kaydı getirtilmiş, davalı *** işleten olduğu görülmüştür.
SGK’ya müzekkere yazılarak ***’un trafik kazası nedeni ile vefat etmesi nedeni ile davacılara rücuya tabi gelir ya da maaş bağlanıp bağlanmadığı sorulmuş, asıl davaya verilen *** tarihli cevabi yazıda ve birleşen davaya verilen *** tarihli cevabi yazıda davacılara herhangi bir rücuya tabi ödemenin yapılmadığının bildirildiği görülmüştür.
Davacılar ile davalılardan ***ve *** ekonomik, sosyal ve gelir durumları araştırılmıştır.
Müteveffa ***’un nüfus aile kayıt tablosu uyaptan temin edilerek dosya arasına alınmıştır.
İncesu Trafik Denetleme Büro Amirliği’nden dava konusu kazaya ilişkin kamera kaydı celp edilmiştir.
Davacılar tanığı *** ve davalılar ***ve ***tanıkları *** , *** , *** , *** ve *** dinlenilmesi için İncesu *** Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmış, tanıkların beyanları alınmıştır.
İncesu İlçe Nüfus Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak müteveffa ***’un *** tarihinden önce ikamet ettiği adresinin neresi olduğu araştırılmış, *** tarihli yazı cevabı ile müteveffa ***’un vefat etmeden önce annesi *** , kardeşi *** ve üvey babası *** ile birlikte *** Mahallesi *** Caddesi No:*** İç Kapı No: *** * * adresinde birlikte ikamet ettikleri bildirilmiştir.
Dava konusu kazada ile ilgili olarak oransal kusur rapor tanzimi için Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmıştır.
*** Üniversitesi Rektörülüğü’nden birleşen davanın davacısının maaş bordroları celp edilmiştir.
Davacılara davalı sigorta şirketi tarafından dava tarihinden önce ödeme yapılmış, davacıların ödeme tarihinde karşılanmayan bakiye zararlarının olup olmadığı hususunda aktüer bilirkişiden bilirkişi raporu alınmıştır.
Müteveffanın *** ilinde defin edilmiş olması nedeni ile *** *** Belediysi’ne müzekkere yazılarak müteveffa ***’un vefat etmesi nedeni ile yapılmış olan cenaze, defin, mezarlık, taşıma giderine ilişkin kayıt olup olmadığı, varsa ödemelerin kim tarafından yapıldığının sorulmasına ve dayanak tüm bilgi ve belgelerin gönderilmesinin istenilmiş, mahkememize gönderilen *** tarihli yazı cevabında müteveffaya ait herhangi bir cenaze ve defin bilgisine rastlanılmadığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE:
Asıl dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin annesi ve kardeşinin, 6098 sayılı TBK’nun 53. maddesi gereği cenaze ve defin gideri ile destekten yoksun kalma zararından oluşan maddi tazminat istemi ve TBK’nun 56. maddesi gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir.
Birleşen dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin babasının, 6098 sayılı TBK’nun 53. maddesi gereği destekten yoksun kalma zararından oluşan maddi tazminat istemi ve TBK’nun 56. maddesi gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir.
Asıl davada davacılar vekili, ***’un trafik kazası sonucu vefat etmesi nedeni ile anne *** için şimdilik 50,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, şimdilik 50,00 TL cenaze ve defin gideri, *** için şimdilik 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiş, davacılar için toplam 150.000,00 TL manevi tazminat talep etmiş, 06/10/2021 tarihli dilekçesi ile toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın 100.000,00 TL’sini davacı anne *** ve 50.000,00 TL’sini davacı kardeş *** için talep ettiğini açıklamıştır.
İncesu *** Hukuk Mahkemesi’nin *** Esas sayılı davasında davacı baba *** , ***’un trafik kazası sonucu vefat etmesi nedeni ile şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 100.000,00 TL manevi tazminat talep etmiştir. İncesu *** Hukuk Mahkemesi, *** tarihli kararı ile HSK’nın *** gün ve 141 sayılı kararı uyarınca görevsizlik kararı vermiş, görevsizlik kararı sonucu söz konusu dosya mahkememizin *** Esas sayılı sırasına kayıt edilmiştir.
Mahkemesimizin *** Esas sayılı dosyası ile iş bu dava dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat olması; zira her iki davanın aynı trafik kazasından kaynaklandığı, bu davanın davacısının müteveffanın babası olduğu, *** Esas sayılı davanın davacılarının ise müteveffanın annesi ve kardeşi olduğu, destek paylarının belirlenmesi, yapılacak yargılama sonunda davacılar lehine tazminat çıkması ve tazminat miktarının poliçe teminat limitini aşması halinde garame hesabının yapılması zorunluluğu gibi hususlar gözetilerek her iki davanın birlikte yürütülmesinde ve delillerin birlikte toplanmasında hukuki yarar olduğu görülmüş, mahkememizce *** tarihli karar ile *** Esas sayılı davanın daha önce açılan *** Esas sayılı dava ile birleştirilmesine karar verilmiş, birleştirmeye ilişkin gerekçeli karar, *** tarihli celsenin (2) numaralı ara kararı uyarınca taraf vekillerine tebliğe çıkarılmış, taraf vekillerince birleştirme kararına karşı itiraz edilmemiştir.
Asıl davada davalılar ***ve ***vekili Mahkememizin yetkisine itiraz etmiş ise de İncesu ilçesinde ayrı bir Ticaret Mahkemesinin bulunmaması ve HSK’nın 26/03/2014 gün ve 141 sayılı kararı uyarınca İncesu ilçesinin ticari davalar yönünden Kayseri il merkezi Ticaret Mahkemelerine bağlı olması nedeni ile *** tarihli celsenin (3) numaralı ara kararı ile davalıların Mahkememizin yetkisine yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
Kazanın Oluşu ve Kusur Durumlarına İlişkin Açıklamalar:
*** Tarihinde saat *** sıralarında sürücü ***sevk ve idaresindeki ***plakalı kamyonet ile *** Caddesi üzerinden *** benzinlik istikametine seyir halinde iken *** Caddesi kavşağına geldiği esnada, aracının ön kısımlarına, seyrine göre sağdan kavşağa giren sürücü ***’un sevk ve idaresindeki bisiklete çarpması sonucu, dava konusu trafik kazası meydana gelmiş, *** kaza tarihinde vefat etmiştir. *** Tarihli ölü muayene ve otopsi tutanağına göre ***’un trafik kazası ile oluşması mümkün künt genel beden travmasına bağlı kemik kırığı ile birlikte iç organ harabiyeti, iç ve dış kanama sonucu kaza tarihinde vefat ettiği görülmüştür.
Dava konusu kaza, meskun mahalde, platform genişliği 9 m. olan, asfalt kaplama, düşeyde eğimsiz, yatayda düz, kuru zeminli, bölünmüş yolda, üç yönlü kavşakta, açık havada, gündüz meydana gelmiştir. Kaza tespit tutanağının incelenmesinde, kaza yerindeki azami hız sınırının 50 km/saat olduğu, bisikletin seyir yönünde kavşak girişinde “DUR” levhası bulunduğu, çarpma noktasının otomobilin seyir istikametinde sol şeritte olduğu, otomobilin orta refüje çarparak durduğu, kavşakta *** Caddesi orta refüj aralığının dubalarla kapatıldığı, çarpma noktasından sonra 6 metre fren ve sürtünme izlerinin olduğu tespiti vardır.
Dosyada mevcut polis memurları **** ve *** tarafından hazırlanan tutanakta, “bisiklet üzerinde yapılan incelemede bisikletin fren mekanizmasının parçalarının takılı olduğu, ancak bisikletin jantlarının mavi boya ile boyandığı, fren balatalarının bu boya üzerinde çalıştığından ön tekerleğin takılı olduğu jantın boyasının silindiği, arka jantta ise sürtünmeden kaynaklı hiçbir silinme, boya döküntüsü olmadığı görülmüş, boyanın deforme olmadığından arka fren tertibatının çalışmadığı kanaatine varılmış olup..”şeklinde belirtilmiştir.
Sürücü ****** tarihli ifade tutanağında: “..hız kurallarına uyarak seyir halindeyken sağ taraftan ayakları pedalde olmayan açık bir şekilde bisikletli bir çocuğun geldiğini gördüm, çocuğa çarpmamak için aracı sol tarafa orta refüje doğru kırdım ancak çocukta çok hızlı geliyordu, nasıl oldu anlamadım bir anda aracımla çocuğa çarptım, araç refüje vurunca durdu” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bilgi Sahibi *** *** tarihli ifade tutanağında: “..*** ile bisikletlerimzle gdiyorduk, bizim hızımız normaldi, yokuş aşağı olduğu için frene basarak iniyorduk, ben *** Bulvarı üzerinde sol tarafta beyaz bir araba gördüm, gördüğüm kadarıyla araba hızlıydı, ben *** dikkat et araba geliyor diye bağırdım, *** tekrar frene bastı ama duramadı, araç sürücüsü *** görünce çarpmamak için sola doğru manevra yaptı, buna rağmen kaza gerçekleşti” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı *** *** tarihli ifade tutanağında: “..oğlumu balkondan uğurluyordum, benim oğlum evimizin önünden çıkıp ters yönde ancak kaldırımın kenarından gidiyordu, çok kısa bir süre ters yönden gitti oğlum ters yönü bitirdi tam dubalardan karşıya geçecekti, o sırada arabanın çok hızlı geldiğini gördüm, araba çok hızlı geliyordu, araba geldiği şeridi ortalamış şekilde geliyordu, oğluma çarptığı anda ve öncesinde hiç frene basmadı, sadece direksiyonu sola kırdı ve refüjde bulunan kaldırıma çarptı” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Adli Tıp Kurumu *** Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur hususunda *** tarihli rapor alınış ve söz konusu raporda, tüm dosya kapsamı kaza tespit tutanağı, kaza yeri krokisi, ifadeler, CD’de mevcut kaza anı görüntüsü, olay yeri fotoğrafları ve diğer tüm veriler incelendiğinde;
-Sürücü ***’un sevk ve idaresindeki bisiklet ile DUR levhasının bulunduğu olay mahalli kavşağa geldiğinde durması, geçiş için güvenli bir ortam oluştuğundan emin olduğunda kavşağa giriş yapması gerekirken, bu kurala riayet etmeyip, solundan gelen araçların hız ve mesafesini dikkate almadan, dikkatsiz ve hatalı biçimde ters yönlü seyirle durmaksızın ana yola girdiği esnada, solundan gelen ve ilk geçiş hakkını vermediği kamyonetin aracına çarpması sonucu meydana gelen olayda asli ve % 85 oranında kusurlu olduğu,
-Davalı sürücü **** sevk ve idaresindeki kamyonet ile seyri sırasında geldiği olay mahalli kavşakta, her ne kadar geçiş hakkına haiz ise de kavşağa daha tedbirli ve kontrollü şekilde hız azaltarak yaklaşması gerekirken buna riayet etmeyip, seyir hızıyla tedbirsizce girdiği kavşakta, sağındaki yoldan kavşağa girerek geçiş hakkını kendisine bırakmayan bisiklete çarpması sonucu meydana gelen olayda, alt düzeyde tali ve % 15 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Adli Tıp kusur raporunun, trafik kazası tespit tutanağı ve ceza dosyasında alınan kusur raporu ile uyumlu olduğu ve denetime elverişli olduğu görülmüş, mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Bu aşamaya kadar yapılan açıklamalar davanın tamamı için ortak nitelikte olup, bundan sonraki açıklamalar davacılar ve davalar yönünden aşağıdaki şekilde ayrıştırılaraktır.
A-MADDİ TAZMİNAT TALEPLERİ YÖNÜNDEN:
Asıl ve Birleşen Davada Destekten Yoksun Kalma Taleplerine İlişkin Açıklamalar:
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
TBK’nun 53/3. maddesinde sözü edilen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay HGK’nun 21/04/1982 gün ve 1979/4-1528 Esas 1982/412 Karar sayılı içtihadı).
Asıl davada davacı *** müteveffanın annesi, *** müteveffanın kardeşi, birleşen davada davacı *** ise müteveffanın babasıdır. Somut olayda öncelikle davacıların desteğe hak kazanıp kazanmadıklarının ayrı ayrı irdelenmesi gerekmektedir.
Davacılar anne ve baba yönünden; destek kavramı, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Bu manada, bir başka kişiye fiilen bakan, onu geçindiren veya ileride bakma, geçindirme ihtimali bulunan kişi, destektir. İlk durumda eylemli destek, ikinci durumda ise varsayımsal (farazi) destek kavramı söz konusudur. İfade olunan bu hususlar, gerek öğretide gerekse Yargıtay uygulamalarında kabul edilmiş olup, destek kavramının sadece mali olarak yardımı ifade etmediği, bakım ve hizmet etmek suretiyle sağlanacak katkıyı da kapsadığı genel olarak kabul edilmektedir. (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/15154 E. 2019/5802 K sayılı içtihadı). Her ne kadar müteveffanın, vefat tarihinden önce anne ve babası ile birlikte ikamet etmediği dolayısı anne ve babanın desteğe hak kazanmayacakları davalılar *** ve ***vekili tarafından ileri sürülmüş ise de çocuğun anne ve babaya farazi destek olacağı Yargıtay kararları ile yerleşik hale gelmiştir. İzah edilen nedenle davalılar vekilinin bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiş, davacı anne *** ile davacı baba *** destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği sonucuna varılmıştır.
Davacı kardeş *** yönünden ise; kardeşlerin birbirine karşı kural olarak bakım görevi yoktur. Ancak, bir kardeşin diğer kardeşe eylemli ve düzenli olarak yardım etmesi halinde, bu kardeş diğerinin desteği sayılır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 364/1. maddesinde “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür” düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır” düzenlemesine yer verilmiştir. Yargıtay’ın yerleşik hale gelen kararları uyarınca kardeşin kardeşe destekliği için TMK’nun 364.maddesindeki şartların gerçekleşmesi gerektiği, somut olayda bu şartların gerçekleştiği iddia ve ispat edilmediği anlaşıldığından davacı kardeş *** destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceği sonucuna varılmıştır. Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/18654 Esas 2019/7871 Karar sayılı içtihadı da bu yöndedir.
Gerek asıl ve birleşen davada davacılar vekillerinin beyanı ve gerekse davalı sigorta şirketinden gönderilen yazı cevaplarına göre, davalı sigorta şirketinin dava tarihinden önce asıl davada davacı *** *** tarihinde 12.473,00 TL, birleşen davada davacı *** 12/08/2020 tarihinde 8.242,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödediği anlaşılmıştır. Söz konusu ödemelerin dava öncesi ödeme olduğu görülmekle, mahkememizce öncelikle ödeme tarihi olan 2020 tarihindeki verilere göre hesaplanması, yapılan hesaplama sonucunda her iki davacıya yapılan ödemelerin yetersiz olması halinde, her iki davacının karşılanmayan bakiye zararının bulunması halinde rapor tarihindeki verilere göre bakiye zarar hesabı yaptırılması gerekmiş, bu nedenle aktüer bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişi *** , 22/10/2021 tarihli raporunda özetle, dava tarihinden önce yapılan ödeme tarihinde davacıların zararının tamamının karşılanmadığını, ödemelerin güncellenmesi sonucu asıl davanın davacısı *** bakiye destekten yoksun kalma zararının 21.482,40 TL ve birleşen davanın davacısı *** bakiye destekten yoksun kalma zararının 14.154,64 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir. Bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve Yargıtay’ın % 10 artırma-eksiltme (progresif rant yöntemi) formülü ile hesaplama yapıldığı görülmüş olup, söz konusu yaşam tablosu ve hesap tekniği Yargıtay içtihatlarına uygun bulunmuş (bu yönde Yargıtay 4.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2021/5068 Esas 2021/3211 Karar, 20212781 Esas 2021/2223 Karar, Yargıtay 17.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2019/6352 Esas 2020/8575 Karar sayılı içtihatları), aktüer raporu hükme esas alınmıştır.
Asıl davada davacı *** , dava dilekçesinde 50,00 TL olarak talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatı talebini, *** tarihli ıslah dilekçesi ile 21.482,40 TL’ye yükseltmiş ve harcını yatırmıştır.
Birleşen davada davacı *** , dava dilekçesinde1.000,00 TL olarak talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatı talebini, 30/11/2021 tarihli talep artırım dilekçesi ile 14.154,64 TL’ye yükseltmiş ve harcını yatırmıştır.
Asıl Davada Davacı *** Cenaze ve Defin Gideri Talebine İlişkin Açıklamalar:
Asıl davada davacı *** , dava dilekçesinde 50,00 TL olarak talep ettiği ceaze defin gideri talebini, 30/11/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile 5.000,00 TL’ye yükseltmiş ve harcını yatırmıştır.
6098 sayılı TBK’nın 52/1. maddesi, “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.”
Aynı Kanunun 53. maddesinde ölüm halinde uğranılan zararlar arasında cenaze giderleri sayılmış olup, Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre cenaze giderleri arasında defin gideri, yıkama gideri, cenazenin taşınması ve baş sağlığı için gelenlere ikram edilen yiyecek içecek kabul edilmekte olup, söz konusu zararların bir çoğunun belgelendirilmesi mümkün değildir. Davacının talep ettiği cenaze ve defin gideri belgesi olmamasına rağmen, örf ve adet gereği yapılması zorunlu bir meblağ olup, zenginleşmeye yönelik haksız bir talep değildir. Ancak söz konusu miktarın belirlenmesinde müteveffanın % 85 oranındaki kusur durumu da gözetilmelidir. İzah edilen nedenle söz konusu talep için davanın kısmen kabulü ile 1.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmiş, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Sorumluluğun Kaynağı ve Temerrüt Tarihlerine İlişkin Açıklamalar:
Davalı ***kazaya karışan aracın sürücüsü (haksız fiil sorumlusu), davalı ***ise kazaya karışan aracın işleteni olup, ölüm tarihi olan *** tarihinde temerrüde düşmüşlerdir.
Davalı *** Sigorta A.Ş. ise kazaya karışan aracın ZMMS sigortacısı olup, asıl davada davacı *** KTK’nun 97.maddesi uyarınca yapmış olduğu başvuru *** tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir. Davalı sigorta şirketi davacının eksik evrak sunduğu iddiasında bulunmadığı gibi davacıya *** tarihinde ödeme yapmıştır. *** Tarihine 8 iş günü eklendiğinde, asıl davada davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinin *** olduğu anlaşılmıştır. Birleşen davada ise davacının KTK’nun 97.maddesi uyarınca yapmış olduğu başvurunun tebliğ belgesi dosyada olmamakla beraber davalının davacıya *** tarihinde ödeme yaptığı görülmüş, davalının *** tarihinden önce temerrüde düşürüldüğü davacı tarafça ispatlanmadığından birleşen davada davalının temerrüt tarihinin *** olduğu anlaşılmıştır.
B-MANEVİ TAZMİNAT TALEPLERİ YÖNÜNDEN:
6098 Sayılı TBK’nun 49. maddesine göre; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlâka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
6098 Sayılı TBK’nun 56. maddesine göre; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
6098 Sayılı TBK’nun 61. maddesine göre; “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.”
Manevi tazminat, zarara uğrayanda huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekir. Takdir edilecek miktarın mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Olay sebebiyle duyulan acı ve elem kısmen de olsa giderilmelidir. Olay tarihindeki paranın alım gücü de gözetilerek hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar manevi tazminat olarak belirlenmelidir. 22/06/1976 tarihli ve 7/7 sayılı İBK’na göre de; manevi tazminat tutarını etkileyebilecek özel hâl ve şartları da gözetilmelidir. Hâkim bu konuda taktir hakkını kullanırken etkili olan nedenleri kararında açıkça göstermelidir.
Davaya konu kazada davalı *** % 15 oranında kusurlu olduğu, ölen *** ise % 15 oranında müterafık kusurunun olduğu, yapılan sosyal ekonomik durum araştırmalarında, davacı *** ev hanımı olduğu, eli olduğu ve geçimini eşi *** temin ettiği, adına kayıtlı mal varlığının olmadığı, davacı *** okul çağına gelmemiş küçük çocuk olduğu, adına kayıtlı mal varlığının olmadığı, davacı *** *** Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde temizlik personeli olduğu, asgari ücret ile çalıştığı, adına kayıtı bir adet *** model *** marka aracının olduğu, davalı *** işsiz olduğu yevmiye geliri ile günlük işlerde çalıştığı, adına kayıtlı mal varlığının olmadığı, davalı *** esnaf olup, aylık 3.000,00 TL gelirinin olduğu, adına kayıtlı mal varlığının olmadığı görülmüştür. Davacıların müteveffa ***’un ölümü nedeniyle duydukları elem ve üzüntü nedeniyle manevi tazminat davası açma hakları vardır.
Dosya kapsamı ve tüm deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacıların manevi zarara uğradığı, davacıların uğradığı manevi zararın niteliği, davalının kusur durumu ile davalı *** % 15 oranındaki müterafık kusur durumu, tarafların sosyal ekonomik durumları, paranın alım gücü göz önüne alındığında davacılar lehine uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gözetilerek davacıların manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile asıl davada davacı *** için 15.000,00 TL, davacı *** için 8.000,00 TL ve birleşen davada davacı *** için 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ***ve *** ten vefat tarihi olan *** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş ve mahkememizce aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
A-Mahkememizin *** Esas Sayılı Asıl Davasında;
1-Davacı *** ’ın maddi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 21.482,40 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 1.000,00 TL cenaze ve defin gideri olmak üzere toplam 22.482,40 TL’nin, davalı *** Sigorta Şti’nin sorumluluğu ZMMS poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak kaydı ile davalı *** Sigorta Şti’den *** tarihinden ve diğer davalılar ***ve *** ’ten vefat tarihi olan *** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine,
2-Davacı *** ’ın maddi tazminat davasının reddine,
3-Davacı *** ’ın manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ***ve *** ’ten vefat tarihi olan *** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
4-Davacı *** ’ın manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 8.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ***ve *** ’ten vefat tarihi olan *** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
5-Davacı *** manevi tazminat davasında alınması gerekli 1.024,65 TL harcın, davacı tarafça peşin yatırılan 513,01 TL ve ıslah harcı olan 91,00 TL’den mahsubu ile eksik 420,64 TL’nin davalılar ***ve *** müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı *** manevi tazminat davasında alınması gerekli 546,48 TL harcın davalılar ***ve *** müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Davacı *** maddi tazminat davasında alınması gerekli 1.535,77 TL harcın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
8-Davacı *** maddi tazminat davasında alınması gerekli 59,30 TL harcın davacı *** alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davanın kabul ve red oranına göre 1.116,40 TL’sinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bakiye 203,60 TL’sinin ise davacı *** sorumluluğu 4,96 TL ile sınırlı olmak kaydı ile davacılar *** ve *** müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
10-Davacı tarafça yapılan başvurma harcı 54,40 TL, peşin harç 513,01 TL, ıslah harcı 91,00 TL, tebligat, müzekkere ve posta gideri 375,00 TL, Adli Tıp kusur rapor ücreti 723,00 TL, aktüerya bilirkişi ücreti 700,00 TL olmak üzere toplam 2.456,41 TL yargılama harç ve giderinin, davanın kabul ve red oranına göre 632,69 TL’sinin, davalı *** Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğu 312,75 TL ile sınırlı olmak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı *** gider avansından harcanan tanıklık ücreti, tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 365,00 TL’nin davanın kabul ve red oranına göre 271,00 TL’sinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davalıya ödenmesine, artan kısmın bu davalı üzerinde bırakılmasına,
12-Davalılar ***ve *** Sigorta A.Ş. tarafça yatırılan herhangi bir harç ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
13-*** açtığı maddi tazminat davasında davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen kısım üzerinden 5.100,00 TL vekalet ücretinin tüm davalılardan müşterek müteselsil alınarak bu davacıya ödenmesine,
14-*** açtığı maddi tazminat davasında davalılar kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen kısım üzerinden 4.000,00 TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
15-*** açtığı maddi tazminat davasında davalılar kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen kısım üzerinden 100,00 TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
16-***açtığı manevi tazminat davasında davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen kısım üzerinden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar ***ve *** müşterek müteselsil alınarak bu davacıya ödenmesine,
17-*** açtığı manevi tazminat davasında davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen kısım üzerinden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar ***ve *** müşterek müteselsil alınarak bu davacıya ödenmesine,
18-*** açtığı manevi tazminat davasında davalılar ***ve ***kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen kısım üzerinden 5.100,00 TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılar ***ve *** ödenmesine,
19-**** açtığı manevi tazminat davasında davalılar ***ve ***kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen kısım üzerinden 5.100,00 TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılar ***ve *** ödenmesine,
20-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iade edilmesine,
B-Mahkememizin Birleşen *** Esas Sayılı Asıl Davasında;
1-Davacının maddi tazminat davasının kabulü ile 14.154,64 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı *** Sigorta Şti’nin sorumluluğu ZMMS poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak kaydı ile davalı *** Sigorta Şti’den *** tarihinden ve diğer davalılar ***ve *** ’ten vefat tarihi olan *** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
2-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ***ve *** ’ten vefat tarihi olan *** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
3-Manevi tazminat davasında alınması gerekli 1.024,65 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 344,97 TL ile 50,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile eksik 629,68 TL harcın davalılar ***ve *** müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Maddi tazminat davasında alınması gerekli 966,90 TL karar ve ilam harcının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yapılan başvurma harcı 54,40 TL, peşin harç 344,97 TL, tamamlama harcı 50,00 TL tebligat ve müzekkere gideri 200,00 TL, bilirkişi ücreti 500,00 TL olmak üzere toplam 1.149,37 TL yargılama harç ve giderinin, davanın kabul ve red oranına göre 293,54 TL’sinin, davalı *** Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğu 142,51 TL ile sınırlı olmak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından yatırılan herhangi bir harç ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-Maddi tazminat davasında davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen kısım üzerinden 5.100,00 TL vekalet ücretinin tüm davalılardan müşterek müteselsil alınarak bu davacıya ödenmesine,
9-Manevi tazminat davasında davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen kısım üzerinden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar ***ve *** müşterek müteselsil alınarak bu davacıya ödenmesine,
10-Manevi tazminat davasında davalılar ***ve ***kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen kısım üzerinden 5.100,00 TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılar ***ve *** ödenmesine,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, asıl davada davacılar vekili Av. *** , birleşen davada davacı vekili Av.*** ile asıl ve birleşen davada davalılar ***ve ***vekili Av. *** yüzüne karşı, asıl ve birleşen davada davalı *** Sigorta A.Ş.’nin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. ***

Katip *** Hakim ***
e-imzalıdır e-imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.