Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/515 E. 2021/751 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/515 Esas
KARAR NO : 2021/751

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVALI :… – … …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/08/2020
KARAR TARİHİ : 16/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı pansiyonun müvekkili müvekkili şirkete ….muhatap nolu elektrik hizmetini kullanması nedeniyle olan 10.377,10 TL borcunu ödemediği için hakkında Kayseri . İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı (Kayseri Genel İcra Müdürlüğü…. esas) takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu pansiyon adına sözleşmeyi imzlaayan …’nun 27/12/2018 tarihinde borca itiraz ettiğini, borçlu pansiyon yetkilisinin verdiği çelişkilerle dolu dilekçesinde öncelikle bahse konu … Pansiyon ile şahsının bir ilgisinin bulunmadığını, işlerini vekaletle vekil olarak yaptığını ve vekile borç yükletilemeyeceğini iddia ederken hemen ardından müvekkili şirketin 24 ay indirimli elektrik hizmeti vereceğini beyan edip 2 katı fatura gönderildiğini, mağdur edildiklerini beyan ettiğini, ya tutarsa mantığı ile itiraz ettiğini, sırf takibin sürüncemede bırakılması için dilekçe verildiğini, borçlu pansiyon yetkilisinin tüm itirazlarının haksız ve kötü niyetli olduğunu, borçlunun … Mah. …Bulv. ……Melikgazi/Kayseri adresinde 13/02/2018 tarihinde yapılan sözleşme ile elektrik hizmetini kullanmaya başladığını, davalının toplam 5 adet ödenmemiş faturasının bulunduğunu, 29/07/2020 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğunu görüşme yapılamadan uzlaşamama ile arabuluculuğun olumsuz olarak sonuçlandığını ileri sürerek; Davalı borçlunun Kayseri Genel İcra Müdürlüğü …. esas sayılı dosyasında ileri sürdüğü itirazının iptali ve itiraz ile duran takibin devamına, davalının itirazlarda haksız ve kötü niyetli olmasından dolayı borç üzerinden %20 icra inkar tazminatı tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalının temel savunması:
Davalının cevap dilekçesinde özetle; Bahse konu firmanın kendisinden para talep etmesi için imzaladığı sözleşmenin olması gerektiğini, ancak davacı tarafın sözleşmede sunduğu belgelerdeki imzaların kendisine ait olmadığını, icra dosyasındaki itirazlarında aynen tekrar ettiğini, asılsız bir borcun talep edilmekte olduğunu, aleyhinde olan hususları kabul etmediklerini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talepli davadır.
TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır.
Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır.
Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.
TTK’nın gerekçesinde; ticari davalar ile ticari olmayan hukuk davalarını ayırmada kullanılan kıstasın “bir yandan her iki tarafın tacir sıfatı ve uyuşmazlığın konusunu teşkil eden işin bu sebepten dolayı ticari sayılması keyfiyeti, diğer yandan tarafların sıfatına bakılmaksızın sadece işin ticari mahiyeti” olduğu açıklanmıştır.
Bu anlamda bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı’nın cevabi yazısında; davacının 2011 yılında ticareti terk ettiği ve işletme hesabına göre defter tuttuğu görülmüştür.
Buna göre davacının işletme hesabına göre defter tutan ikinci sınıf tüccar olduğu görülmektedir.İkinci sınıf tüccar, tacir sayılmamaktadır. Kaldı ki dava konusu 2018 yılına ait faturalar olduğundan davacı o dönemde tacir değildir. Davacının tacir olmaması nedeni ile eldeki davanın nispi ticari dava olmadığı görülmüştür.
TTK’nın 5. maddesine göre aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, Asliye Ticaret Mahkemesi, ticari davalara bakmakla görevlidir. Dava konusu uyuşmazlık mutlak veya nısbi ticari dava niteliğinde olmadığından, mahkememizin görevi içine girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması nedeniyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi bu davanın yargılamasını yapmakta görevlidir.
HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Dosya kapsamına göre, dava konusu edilen uyuşmazlığın TTK’nın 4. maddesine göre, ticari dava olmadığı, bu nedenle de mahkememizin görevi alanına girmediği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu uyuşmazlığı çözmekte görevli olduğu, 6335 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra mahkememiz ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline getirildiği, göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, HMK’nın 115. ve 138. maddeleri gereği mahkemenin görev hususunu kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu ve davanın her aşamasında görev ile ilgili karar verilebileceği dikkate alındığında, mahkememizin görevsizliği nedeni ile, HMK.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1)Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114/1-c. maddesi uyarınca, göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile HMK’nın l15/2. maddesi gereğince, davanın USULDEN REDDİNE,
2)Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli ve yetkili Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmesi için Kayseri Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3)HMK’nın 20/1. maddesi uyarınca verilen kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, HMK’nın 331/2. maddesi gereğince, talep halinde dava dosyanın mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4)HMK’nın 331/2. maddesi gözetilerek, davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde ihtiyati tedbir, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekilinin karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/09/2021

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*