Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/507 E. 2021/788 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :… -TC NO: … …
VEKİLİ : Av. … – [] UETS

DAVALI :… -TC NO: …

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/10/2021
Mahkememize açılan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; davacının toptan su satış, dağıtım ve bayilik işi yaptığını, davalıya satıp teslim etmiş olduğu mallardan kaynaklanan faturalı alacaklarının tahsili için Kayseri ***İcra Müdürlüğünün ***Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra yolu ile takip yapıldığını, borçlu tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının kötü niyetli olduğunu belirterek davalının itirazının iptaline karar verilmesini ve davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacıya borcunun olmadığını, oğlu …’ın kredi kartından ödeme yaptığını, davacının diğer işletmesi olan … şirketine 3.000 TL+12.500,00 TL olmak üzere 15.500,00 TL ödeme yaptığını, aldığı mallardan 4.000,00 TL’lik kısmını iade ettiğini ve bu iade nedeni ile 4.000,00 TL alacaklı olduğunu, ayrıca davacıdan 11.600,00 TL alacağının olduğunu, bu alacağın kaynağının davacının bayiileri olan …’den 6.000,00 TL, Faik Yağmur’dan 4.000,00 TL, araç giydirme bedeli 1.600,00 TL olduğunu, davalının davacıya borçlu olmadığı gibi alacaklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, takip alacaklısının … ve takip borçlusunun … olduğu, fatura alacağı ile genel haciz yoluna özgü icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya ***tarihinde tebliğ edildiği, davalının ***tarihinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu, itiraz evrakının davacıya tebliğine ilişkin dosyada belge olmadığı, işbu davanın süresi içinde açıldığı görülmüştür.
***Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak davalı …’ın tacir olup olmadığı ve davalının ***tarihli ***seri numaralı 12.502,64TL bedelli, ***tarihli ***seri numaralı 12.856,64 TL bedelli, ***tarihli ***seri numaralı 3.146,64 TL bedelli faturaları form BA ile beyan edip etmediği sorulmuş, gelen yazı cevabı ile; davalının bilanço esasına göre defter tuttuğu, 3.165464 TL’lik fatura hariç diğer dava konusu faturaların Ba-Bs formları ile beyan edildiği bildirilmiştir.
Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış, mali müşavir bilirkişi ***, ***/2021 tarihli raporunda özetle;
1-Davacının takip ve dava konusu yaptığı 06.09.2019 tarihli 39217 numaralı 12.502,64
TL bedelli fatura ile ***tarihli ***numaralı 12.856,64 TL bedelli faturaları (toplam 25.359,28 TL) hem davacının hem de davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, dolayısıyla bu faturalara dayalı satışın ispatlandığının anlaşıldığını,
2-Davacının takip ve dava konusu yaptığı ***tarihli ***numaralı 3.146,64 TL bedelli faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, ancak davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, davalı tarafın bu faturanın kendilerine usulsüz olarak düzenlendiğini ileri sürdüğünü, söz konusu fatura dayanağı irsaliyede teslim alana ilişkin imzanın bulunduğunu, ancak imzanın kime ait olduğunun belli olmadığını,
3- Davalı tarafın dosya kapsamına …’a ait kredi kartı ekstrelerini sunduğunu ve ödeme iddiasında bulunduğunu, söz konusu ekstrede davacıya yapılan ödemenin gözükmediğini, bahse konu ödemede … işletmesine ödeme yapıldığını, davacı tarafın bu işletmenin müvekkiline ait olmadığını belirttiğini,
4- Davacı tarafın takip talebinde davalıdan işlemiş faiz talep ettiğini, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir bilgi dosyada bulunmadığını, ayrıca taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir sözleşme de dosyaya sunulmadığını,
5-Takipten sonra ve davadan önce ve davadan sonra herhangi davacıya yapılan ödemeyi gösteren bir belgenin dosyaya sunulmadığını, davalının ticari defterlerinde tüm faturaların ödendiğinin kayıtlı olmakla birlikte ödeme belgesinin dosya kapsamında bulunmadığını, netice itibariyle mevcut delillere göre davacının takip ve dava konusu yaptığı faturalar sebebiyle davalıdan 25.359,28 TL alacaklı olduğunun bildirildiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davalı tarafça rapora itiraz dilekçesi sunulduğu görülmüştür.
**Dairesi’ne müzekkere yazılarak …’a ait imzaların bulunduğu belgeler celp edilmiştir.
***İlçe Seçim Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak …’a ait imza asıllarının bulunduğu belgeler celp edilmiştir.
***Kayseri İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak …’a ait iş yerinde 2019 yılı 11.ayda çalışanları gösteren liste celp edilmiştir.
***Mal Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … adına kayıtlı ***Pazarlama haricinde başkaca işyeri bulunup bulunmadığı, … adı altında başkaca bir işyeri bulunup bulunmadığı veya başkaca bir işyeri bulunuyor ise faaliyet alanının ve adresinin ne olduğu sorulmuş, gelen yazı cevabı ile davacının *** Pazarlamanın %100 ortağı ve aynı zamanda müdürü olduğu, bundan başka herhangi bir iş yeri ne ve mükellefiyetine rastlanılmadığı bildirilmiştir.
***Tarihli duruşmada davalı … “Bana gösterdiğiniz ***tarihli ***sıra numaralı ve ***fatura numaralı fatura sevk irsaliyesindeki teslim alan kısmındaki imza bana ait değildir. İş yerimde çalışan olarak yalnız oğlum … vardır, bu imzanın ona ait olup olmadığını bilmiyorum, bu hususta yazılı olarak beyanda bulunmak için tarafıma süre verilsin, faturadaki imzayı oğluma gösterdikten sonra beyanda bulunmak istiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalının imzayı inkar etmesi nedeni ile ayakta, oturarak ve çömelerek yeteri miktarda imza örneği alınmıştır. Ancak davalının defterinde kayıtlı olmayan 3.146,00 TL’lik faturanın sevk irsaliyesine yönelik davalının itiraz etmeyip açıkça faturaya konu teslim malı teslim aldığına dair ***tarihli dilekçesinin olduğu görülmekle, imza incelemesi yapılacak bir husus olmadığı tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından faturaya dayanarak davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafın süresinde itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır.
Davanın her iki tarafının gerçek kişi olması nedeni ile tacir olup olmadıkları araştırılmış, her iki tarafın da tacir olduğu ve işbu davanın nıspi ticari dava olduğu, mahkememizin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
İİK 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
Takibe konu alacak fatura alacağıdır. Faturanın TTK’da tanımına yer verilmemiştir. Vergi Usul Kanunu 229.maddesinde fatura, “Satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesika” olarak tanımlanmıştır. Buna göre fatura, tek taraflı düzenlenmesi her zaman mümkün olan bir belgedir.
TTK 21/1.maddesine göre, “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir”. TTK 21/2.maddesine göre “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.
27.06.2003 tarihli 2001/1 E.2003/1 K.sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, “fatura sözleşmenin yapılmasıyla ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir…” denilmiştir.
Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle akdî ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgelerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış; dava konusu faturalardan *** tarihli ***seri numaralı 12.502,64 TL bedelli, ***tarihli ***seri numaralı 12.856,64 TL bedelli iki adet faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, ***tarihli ***seri numaralı 3.146,64 TL bedelli faturanın ise kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir. O halde *** tarihli ***seri numaralı 12.502,64 TL bedelli ve ***tarihli ***seri numaralı 12.856,64 TL bedelli iki adet fatura olmak üzere 25.359,28 TL yönünden akdî ilişki davacı yararına ispat edilmemiş durumdadır. Davalının defterlerinde kaydı olmayan 22/11/2019 tarihli ***seri numaralı 3.146,64 TL bedelli faturanın sevk irsaliyesinde teslim alan kısmında isim yazılmaksızın imza atıldığı görülmüştür. Mahkememizce ***tarihli duruşmada davalıya söz konusu imzanın kendisine veya bir çalışanına ait olup olmadığı sorulmuş, davalı … “bana gösterdiğiniz ***tarihli ***sıra numaralı ve ***fatura numaralı fatura sevk irsaliyesindeki teslim alan kısmındaki imza bana ait değildir. İş yerimde çalışan olarak yalnız oğlum … vardır, bu imzanın ona ait olup olmadığını bilmiyorum, bu hususta yazılı olarak beyanda bulunmak için tarafıma süre verilsin, faturadaki imzayı oğluma gösterdikten sonra beyanda bulunmak istiyorum” şeklinde beyanda bulunmuş; davalı ***tarihli dilekçesi ile söz konusu belgedeki imzanın oğlu … eli ürünü olduğunu kabul etmiştir. Söz konusu kabul beyanı ile dava konusu 3 adet faturaya konu malların tamamının davalı tarafından teslim alındığı yani üç fatura yönünden de akdî ilişkinin davacı yararına ispatlandığı anlaşılmıştır. Üç faturanın tutarı 28.505,92 TL’dir.
Akdî ilişkinin davacı tarafından ispatlanmış olması nedeni ile artık davalı tarafından borcun ödendiği veya başka bir sebeple son bulduğunun ispatlanması gerekir. Davalı, ödeme belgesi olarak cevap dilekçesinde bir kısım banka kredi kartı ekstrelerine dayanmıştır. Söz konusu kredi kartı ekstrelerinin incelenmesinde dava dışı davalının oğlu …’ın kredi kartından … isimli iş yerine muhtelif tarihlerde ödeme yapıldığı görülmektedir. Davacı vekili “…” isimli iş yerinin müvekkiline ait olmadığını ve söz konusu ödemelerin müvekkiline yapılmadığını ileri sürmüştür. Mahkememizce ***Mal Müdürlüğü nezdinde yapılan araştırma sonucu verilen ***tarihli yazı cevabında davacının yalnız ***Tarım Turizm ve Petrol Pazarlama Ltd Şti’nin ortaklığından başka herhangi bir işyerine ve mükellefiyetine rastlanmadığı bildirilmiştir. Davalı taraf, “…” isimli iş yerinin davacıya ait olduğunu veya bu iş yerine yapılan ödemelerin davacı nam ve hesabına yapıldığını ispatlayamamış, yemin deliline de dayanmamıştır.
Davacı ***tarihli dilekçesinin ekinde bir kısım tahsilat fişleri sunmuş olup, tahsilat fişlerinin tarihi ***2019, ***/2019, ***/2019, ***/2019 ve ***2019’dur. Oysa dava konusu faturaların tarihi ***/2019, ***/2019 ve ***/2019 olup, söz konusu ödemelerin tarihinin takip konusu faturalardan önce olması nedeni ile söz konusu ödeme belgelerine itibar edilmemiştir. İzah edilen nedenlerle 28.505,92 TL asıl alacak için davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmıştır.
Davacı, icra takibine geçerken fatura alacağına faiz işletmiş ve işlemiş faizi de dava konusu yapmış; icra takibinden önce davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair herhangi bir delil sunmamıştır. Fatura tanzimi tek başına muhatabı temerrüde düşürmeye yeterli değildir.
6098 sayılı TBK’nun 117. maddesinin 1. bendine göre sözleşme ilişkisinden kaynaklanan alacaklara temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp, borçlunun ihtarla temerrüde düşürülmesi gerekir. Ya da aynı maddenin II. bendi uyarınca taraflarca ödeme tarihinin kesin olarak belirlenmesi gerekir. Dosya kapsamında, davacı tarafından icra takibinden önce davalıya gönderilen temerrüt ihtarı olmadığı gibi taraflar arasında kesin vade de belirlenmemiştir. Davacı icra takibinden önce davalıyı temerrüde düşürdüğünü ispatlayamadığından davacının işlemiş faiz alacağına yönelik talebi mahkememizce haklı görülmemiştir.
İİK 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre fatura alacağı likit kabul edildiğinden, itirazın iptaline karar verilen tutar üzerinden davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulü kısmen reddine, Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 28.505,92 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık % 10,00 ve değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine, davacının fazlaya ilişkin kısımla ilgili itirazın iptali talebinin reddine, itirazın iptaline karar verilen 28.505,92 TL’nin takdiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 28.505,92 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık % 10,00 ve değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine,
2-Davacının fazlaya ilişkin kısımla ilgili itirazın iptali talebinin reddine,
3-İtirazın iptaline karar verilen 28.505,92 TL’nin takdiren % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Alınması gerekli 1.947,23 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 328,22 TL ve tamamlama harcı olan 213,58 TL’nin mahsubu ile eksik 1.405,43 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) kabul ve red oranına göre 1.186,01 TL’sinin davalıdan ve 133,99 TL’sinin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yapılan başvurma harcı 54,40 TL, peşin harç 328,22 TL, tamamlama harcı 213,58 TL, tebligat ve müzekkere gideri 70,90 TL olmak üzere toplam 667,10 TL yargılama harç ve giderinin kabul ve red oranına göre 599,38 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yapılan bilirkişi ücreti 650,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 65,97 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, artan kısmın davalI üzerinde bırakılmasına,

8-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen kısım üzerinden 4.275,89 TL nısbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kabulüne karar verilen kısım için gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere, reddine karar verilen kısım için miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/09/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.