Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/486 E. 2021/1089 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/486 Esas
KARAR NO : 2021/1089

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 10/08/2020
KARAR TARİHİ : 02/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 15/04/2020 tarihinden itibaren birçok kez tekrarlanan ticari ilişki mevcut olduğunu, davalı tarafın müvekkiline 23/05/2019 tarihi öncesindeki faturalara istinaden 6.000,00 TL ödeme yaptığını, ancak bakiye kalan 9.738,00 TL için herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu duruma istinaden Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyası ile takip açıldığını, borçlunun tarafça süresi içerisinde takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, 20/02/2020 tarihinde borçlu şirket yetkilisi … ile arabuluculuk görüşmesi yapıldığını ancak bir sonuç alınamadığını, davalı tarafa irsaliyeli faturalara konu su ürünlerinin ve paletlerin davalı tarafa ait olan noktalara teslim edildiklerine ilişkin tanık dinleteceklerini davalı tarafın arabuluculuk görüşmelerinin ardından taraflarına sözlü olarak mart ve nisan aylarına borcu ödeyeceğini beyan etmesine rağmen hala bir ödeme yapmadığını ileri sürerek; davanın kabulü ile itirazın iptaline, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin muaccel olmuş bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafın müvekkiline sattığını iddia ettiği mallar için satışa ilişkin kurallar gereği müvekkiline herhangi bir fatura düzenlemediğini, davacı tarafından mahkemeye sunulan irsaliyeli faturalardan da görüldüğü üzere müvekkili şirketin yetkilisinin imzası bulunmadığını, temerrüt koşullarının oluşmadığını, temerrüt faizinin yasal sınırın üzerinde olduğunu, takibe haksız olarak itiraz edilmediğinden icra inkar tazminatı talebinin isabetsiz olduğunu savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair 12/11/2021 tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi …’un mahkememize sunmuş olduğu 15/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafından ibraz edilen 2019-2020 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapaşın noter tasdiklerinin mevcut olduğunu, sahibi lehine delil teşkil ettiğini, dava konusu hesaplar açısından defterlerin usulüne uygun olarak düzenlendiğini, davacı defterlerinde davalı adına açılan hesaba davacı tarafından düzenlenen faturaların borç olarak davalıdan yapılan tahsilatın alacak olarak yevmiye kaydının işlendiğini, davacı defterlerinde davalı adına açılan hesap üzerinden takip konusu faturalardan kaynaklı dava ve takip tarihi itibariyle davalının 9.786,38 TL tutarında davacıya borcunun bulunduğunu ve takip tutarı ile uyumlu olduğunu, davalı tarafından inceleme gününde mahkeme kalemine herhangi bir defter ve belge ibrazında bulunulmadığını mahkememize bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Davacı dava dilekçesiyle, faturadan dolayı alacaklı olduğunu, davalının ödeme yapmadığını belirterek yapılan takibe itirazın iptali dilemiştir. Davalı ise davanın reddini dilemiştir.
Davaya konu Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede alacaklısının mahkememize ait işbu dava dosyası davacısı … Ltd. Şti., borçlusunun yine mahkememize ait işbu dava davalısı … Ltd. Şti.olduğu, alacaklı tarafından bir takım faturalar dayanak yapılarak toplam 10.204,45 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu tarafa 30/12/2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, borçlunun 02/01/2020 tarihli dilekçesi ile borca, faize, faiz oranına ve her türlü fer’ilerine itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Dava, faturadan dolayı ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. Maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Davacı ticari defter incelemesinde davacının davalıdan 9.786,38 TL alacaklı olduğu davacının ticari defterini usule uygun tutulduğu tespit edilmiştir.
HMK’nın 222. maddesi uyarınca, tarafların ticari defterlerinin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın yukarıda belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ise ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.
Somut olayda davalı taraf ticari defterleri sunmaktan kaçınmış olduğundan, davacının defteri usule uygun tutulduğundan ve HMK 6. Maddesi gereğince ödemeyi ispat edemediğinden davanın taleple bağlı kalınarak kabulüne karar verilmiştir.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ticari defter kayıtları dikkate alındığında alacak likid olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Faize ait değerlendirmede;
Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan 818 sayılı BKn un 101.maddesinde; “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur” hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı TBKnun 117.maddesinde bu hüküm ”Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” şeklinde düzenlenmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması ile gerçekleşir.
Anılan yasal düzenleme çerçevesinde takip öncesi temerrüd bulunmadığından davalı takip ile temerrüde düşeceğinden işlemiş faiz talebi uygun görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile,
1-Davalının Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile, 1.055,00 TL asıl alacak, 2.940,00 TL asıl alacak, 2.940,00 TL alacak, 588,00 TL asıl alacak, 1.242,00 TL asıl alacak, 973,00 TL asıl alacak olmak üzere toplam 9.738,00 TL üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2-İşlemiş faize ilişkin istemin reddine,
3-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kısmen kabulü ile 9.738,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 665,20 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 162,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 502,96 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 1.259,54 TL’sinin davalıdan bakiye 60,46 TL’sinin ise davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
6-Davacı tarafından peşin yatırılan 162,24 TL peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 216,64 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti 600,00 TL, 1 tebligat gideri 19,00 TL ve 10 elektronik tebligat gideri 55,00 TL olmak üzere toplam 674,00 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 643,13 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, artan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
9-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
10-AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
11-AAÜT’ye göre hesap edilen 466,45 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/12/2021
Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*