Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/485 E. 2021/847 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO: ***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :… – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacağının sağlanması amacıyla Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile borçlu hakkında icra takibi yapıldığını, borçlunun davacı kurumun abonesi olmadan kaçak su kullandığını, borçlunun davacı kuruma 19/06/2016, 20/08/2016 ve 23/10/2016 vade tarihli su borcu ödemediğinden icra verildiğini, borçlunun süresi içinde borca itiraz edip takibi durdurduğunu, borçlunun itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu ileri sürerek davanın kabulüne, itirazın iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davayı kabul etmediklerini, müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafça takibe konu edilen alacak iddiasının nedeninin ödeme emrinde açıklanmadığını, varsa davacı tarafın bu alacak iddiasının bir dayanağının müvekkiline tebliğe edilmediğini, müvekkiline tebliğ ledilen ödeme emri içeriğinden talep edilen alacağın mevcut olup olmadığını bilebilmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı dava dilekçesiyle kaçak su kullandığından bahisle davalı hakkında yapılan takibe itiraz edildiğinden bahisle itirazın iptali dilemiştir.
Davalı ise cevap dilekçesinde alacağın belli olmadığını ve borcu olmadığını beyan etmiştir.
Dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra açılmıştır.
TTK’nun 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda…”sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12.maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir.
26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, “6102 sayılı Kanun’un 5.maddesinin başlığı” 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler” şeklinde, 1.fıkrasında yer alan “davalara” ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki “çekişmesiz yargı işlerine” şeklinde 3.ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.”şeklinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK 16/1.maddesinde : “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” ve TTK’nun 19.maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; davaya konu uyuşmazlığın taraflarından davacı KASKİ gördüğü hizmet kamu hizmeti ise de faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle, davalı şirket ise ticaret şirketi olmaları nedeniyle 6102 sayılı Kanun’un 16/1.maddesi uyarınca tacir sayılacaklarından, uyuşmazlığın çözümünün yukarıdaki yasa hükümleri de gözetildiğinde Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevi içinde olduğu anlaşılmaktadır.(Yargıtay 3. HD’nin 19/09/2018 tarih ve 2016/21399 Esas-2018/8742 Karar, Yargıtay 4. HD’nin 16/11/2015 tarih ve 2014/15732 Esas-2015/13033 Karar, Yargıtay 4. HD’nin 27/01/2016 tarih ve 2015/16629 Esas-2016/1009 Karar)
Bu durumda mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava mahiyetinde olduğu olduğundan mahkememiz görevli kabul edilmiştir.
Dosyada düzenlenen kaçak su tutanakları, tanık beyanı ve önceki tutanakların ödenmiş olması karşısında davalının işyerinde kaçak su kullandığı ve bedelinin ödenmediği anlaşılmıştır. Bedelin tespitine ait değerlendirmede ise, söz konusu kaçak su kullanımı 2016 yılına ait 3 adet tutanaktan oluşmaktadır. Anılan tutanaklar incelendiğinde 09.06.2016 tarihli tutanak ile davalının 162 m3, 10.08.2016 tarihli tutanak ile davalının 73 m3, 13.10.2016 tarihli tutanak ile davalının 1 m3 olmak üzere toplamda 236 m3 kaçak su kullandığı görülmüştür. 2016 yılı kullanım tarifesi incelendiğinde 3,61314 TL su bedeli, 1,77961 TL atık su bedeli olmak üzere 5.39275 TL m3 ücreti bulunduğu, kaçak kullanımda ise 2 katı ücret tahsil edileceği kararlaştırılmıştır. Sonuç olarak 5.39275 TLx2=10,7855 TL m3 ücreti hesaplanmıştır. 10,7855 TLx 236 m3 kaçak su=2.545,37 TL kaçak su bedelinin davalının ödemesi gerektiğinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; su kullanım tarifesi ve tutanaklar ile kullanılan su belli olduğundan alacak likid olacağından icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1)Davacının davasının kısmen kabulü ile, Kayseri 5. İcra Dairesi’nin … (Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün ***) esas sayılı dosyasında itirazın kısmen iptali ile, takip tarihi itibariyle 2.545,37 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil edilene kadar yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2)Haksız itiraz nedeniyle asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3)Davalı tarafından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4)492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 173,87 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 45,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 127,99 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5)Davacı tarafından peşin yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ile 45,88 TL peşin harç olmak üzere toplam 90,28 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6)6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) 1.250,83 TL’sinin davalıdan bakiye 69,17 TL’sinin davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
7)Davacı tarafından yapılan Kep reddiyat gideri 0,60 TL, dosya parası 1,50 TL, 1 Elektronik tebligat gideri 5,50 TL, 1 müzekkere gideri 7,50 TL, tanık gideri 50,00 TL ve 11 tebligat gideri 195,60 TL olmak üzere toplam 260,70 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 247,03 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, artan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
8)Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
9)HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
10)AAÜT’ye göre hesap edilen 2.545,37 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
11)AAÜT’ye göre hesap edilen 140,75 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/10/2021

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*