Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/448 E. 2021/903 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : ***
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : ***
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılıp bitirilen açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketten olan sözleşme ilişkisinden kaynaklı alacaklarının tahsili amacıyla davalı aleyhine Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı tarafından söz konusu takibe karşı kötü niyetli bir şekilde borçlu olmadığından bahisle itiraz edildiğinden takibin durdurulmasına dair karar verildiğini, davalı şirket aleyhine girişilen icra kovuşturmasına mesnet teşkil eden ilgili … tarihli “hazır beton sözleşmesi” uyarınca farklı cinslerde en fazla 10.000 metreküp ile sınırlı hazır beton işi için tedarikçi sıfatına haiz davalı şirket ile anlaşıldığını, taraflar arasındaki sözleşmede davalının edimlerini yerine getirmesinin karşılığı ödeme şekli olarak müvekkili şirkete ait … ada, 8 parseldeki bloğun 10. kat, güney doğu ve doğu batı cephe şeklinde iki adet dairenin verilmesi, kalan kısım için ise 2018 yılının 8. ayından itibaren evrak verilmesi şeklinde mutabık kalındığını ve söz konusu dairelerin bedeli olan 530.000,00-TL’nın 2018 yılının Aralık ayına kadar ödenmesi durumunda bu dairelerin müvekkili nezdinde kalacağının hüküm altına alınmış olduğunu, sözleşme ile müvekkiline ait daireler yönünden edimin ifasının (ayni veya nakdi) seçimlik olarak kararlaştırıldığını, gelinen safhada müvekkili şirket tarafından davalıya sözleşmeye konu daire bedelleri toplamı 530.000,00-TL’nın belirtilen vadelere kadar ödendiğinden bu dairelerin davalıya devredilmeyerek sözleşmeye uygun şekilde müvekkili nezdinde kaldığı gibi bunun yanı sıra 2018 yılında ayrıca 400.000,00-TL daha ödemede bulunulduğunu, cari hesap ekstresi ile defter kayıtlarının tetkiki neticesinde yargılamanın ilerleyen aşamalarında sübuta ereceği üzere müvekkili tarafından 2018 yılı soruna kadar davalı şirkete toplam 930.000,00-TL ödemede bulunulduğunu, daire bedelleri olan 530.000,00-TL’nın mahsubu sonucu 400.000,00-TL daha ödendiğinin de açık olduğunu, 2018 yılında müvekkili tarafından davalıya 930.000,00-TL ödeme yapıldığını ve karşılığında davalının 339.123,74-TL’lık beton teslimini gerçekleştirdiğini, (930.000,00-TL – 339.123,74-TL sonucu) yapılan ödemelerden bakiye kalan 590.876,26-TL’na ilişkin ise davalı 2019 yılında sadece 206.626,26-TL tutarında beton teslimi gerçekleştirdiğinden müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu ve bu alacağın icra inkar tazminatı talebi yönünden muayyen şartını da taşıdığını, yukarıda bahsi geçtiği üzere her ne kadar müvekkili şirket tarafından davalıya toplam 930.000.00-TL ödeme yapılmış ise de, bu ödemelere karşılık sadece 545.750,00-TL tutarında beton tesliminin gerçekleştirildiğini, davalının sözleşmeye uygun hareket ederek ödemesini aldığı hazır betonları teslim etmemesi üzerine, müvekkili tarafından davalıya Kayseri 8. Noterliği’nin 25/10/2019 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderilerek müvekkili tarafından yapılan ödemelerin karşılığı edimlerin yerine getirilerek beton dökülmesi için süre verilmiş ise de; davalının üzerine düşen yükümlülükleri haklı bir nedeni olmaksızın yerine getirmediğini, beton teslimini gerçekleştirmediğini, tüm bu açıklamalar, yasal düzenlemeler ve yerleşik içtihatlar ile taraflar arasında vaki … tarihli sözleşme birlikte nazarı dikkate alındığında müvekkilinin yapmış olduğu ödemelerin karşılığı teslim edilmesi gereken hazır betonların davalı tarafından hiçbir surette teslim edilmediğinden ve ihtarnamede belirtilen sürede de teslim edilmediğinden dolayı müvekkili şirketin davalıdan sözleşmeye aykırı olarak eksik ifadan dolayı 383.013,36-TL alacaklı olması nedeniyle davalı aleyhine başlatılan Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı ilamsız icra takibine haksız ve hukuka aykırı itiraz ettiğini, davalının itirazının iptali ile takibin devamını sağlamak üzere işbu davayı ikame etme zarureti hasıl olduğunu, arabuluculuk … mumaralı dosyasından anlaşma sağlanamadığına dair anlaşmama tutanak aslının dilekçe ekinde sunulduğunu beyanla davalı borçlu şirketin itirazının iptali ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından başlatılan takibin devamına, asıl alacağın likit olması nedeniyle yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraftar arasında … tanzim tarihli hazır beton sözleşmesi tanzim olunduğunu, sözleşmede davacı tarafın işveren sıfatıyla, müvekkilinin ise tedarikçi sıfatıyla yer almakta olduğunu, tarafların karşılıklı hak ve yükümlülükler altına girdiklerini, sözleşme kapsamında müvekkilinin yükümlülüğü olan işlerin bugüne kadar müvekkili tarafından yerine getirildiğini ve söz konusu hazır betonların davacı tarafa teslim edildiğini, davacı tarafça, müvekkilinin edimlerini yerine getirmediği gerekçesiyle ihtarname gönderilmiş ise de, sözleşmede yer alan ifa kuralları dikkate alındığında ihtarnamenin, icra takibinin ve bu davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, söz konusu sözleşme “ödeme: 10.000 m3 beton için sözleşme yapılmış olup karşılığında …’ın … ada, 8 parselde yapmış olduğu bloğun 10. kat, güney doğu ve 10. kat doğu batı karşılıklı iki daire mesken bedelleri dahil (tapu masrafı yarı yarıya) toplam 530.000,00-TL karşılığında alınarak geri kalan kısmı için 2018 yılının 8. aydan 2019 yılı 8. aya kadar evrak verilecektir. Ödeme karşılığı alınan daire bedeli 530.000,00-TL, 2018 yılı 12. ay sonuna kadar …’a ödenmesi durumunda daireler işveren firmada kalacaktır.” şeklinde olduğunu, sözleşmede iki çeşit ifa (birincisi: para/taşınmaz; ikincisi: kıymetli evrak) hususunda anlaşılmış ve bu 2 çeşit ifanın zaman dilimlerinin (vade) de ayrı ayrı belirlenmiş olduğunu, ifanın 530.000.00-TL’lık birinci kısmının “… ada, 8 parsel de yapmış olduğu bloğun 10. kat, güney doğu ve 10. kat, doğu batı karşılıklı iki daire, 530.000.00-TL karşılığında” yani para veya taşınmaza bağlandığını; ifa zamanının da “2018 yılı 12. ay sonuna kadar” belirlenmiş olduğunu, ifanın kalan bedele ilişkin kısmının ise “geri kalan kısmı için 2018 yılı 8. aydan 2019 yılı 8. aya kadar evrak verilecektir.” şeklinde kıymetli evraka bağlanmış ve ifa zamanının da ”2018 yılı 8. aydan 2019 yılı 8. aya kadar” belirlenmiş olduğunu, davacı tarafça gerek keşide edilen ihtamame de gerekse dava dilekçesinde ifanın ikinci kısmına ilişkin açıklamalarda bulunulduğunu ama ifanın birinci kısmı hakkında hiç beyanda bulunulmadığını, ifanın birinci kısmının vadesinin 31/12/2018 tarihi olup, bu tarihin çoktan geçmiş ve ticari faiz işlemeye başlamış olduğunu, ifanın birinci kısmının bugüne kadar davacı tarafça yerine getirilmeden, daha sonraki tarihli ifaların yerine getirildiğinden bahisle müvekkilinin sözleşme edimlerini yerine getirmediğini iddia etmenin hukuken yok hükmünde olduğunu, sözleşme kapsamında müvekkilinin yükümlülüğü olan işleri bugüne kadar müvekkilinin yerine getirdiğini, söz konusu hazır betonların davacı tarafa teslim edildiğini ve hala da teslim edilmeye devam edilmekte olduğunu, davacı tarafın sözleşme kapsamında üzerine yüklenen yükümlülüklere gereği gibi riayet etmediğinin ve sözleşmeye aykırı davrandığının sabit olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde sanki belirsiz bir vade tarihi varmış gibi esnaf yöntemi ile aldığını ve verdiğini hesaplayıp, bakiye bedeli talep etmekte olduğunu, sözleşme hükümleri ortada iken söz konusu yöntemi uygulamanın mümkün olmadığını, sözleşmede açıkça 2 vadenin belirlendiğini, iki ayrı vade tarihinin olduğunu, birinci vade tarihinin 31/12/2018 tarihi olup, bu tarihe kadar 530.000.00-TL veya 2 adet dairenin müvekkiline devrinin gerekmekte olduğunu, burada da şart yer almakta olup, eğer 530.000,00-TL ödenmezse dairelerin devredileceğini, ödenirse dairelerin devredilmeyecek olduğunu, davacı tarafın ise vade tarihine kadar ne 530.000,00-TL ödediğini, ne de 2 daireyi devretmiş olduğunu, dolayısıyla davacı tarafın belirli vadeli sözleşmesinde temerrüde düşmüş olduğunu, davacı tarafın 31/12/2018 tarihine kadar yaptığı ödemelerin, ilk vadeye göre ödemesi gerekenin yarısını dahi karşılamadığını, davacının haksız yere ve kötü niyetle yaptığı takip sonucu açtığı bu davanın reddi gerekmekte olduğunu, ikinci vade tarihinin ise 2018 yılının 8. ayından başlayıp 2019 yılının 8. ayında sona ermekte olduğunu, bu vadeler arasında ödenmesi gereken bedelin ise, tarafların anlaştığı toplam bedelden ilk vade de ödenmesi gereken 530.000.00-TL düşülünce kalan bedel olduğunu, kalan bedelin davacının alacağı hazır betonun cinsine (3 çeşit) göre değişiklik göstereceği için bu şekilde yazma yoluna gidilmiş olduğunu, kalan bu bedelin de nakit para ile değil, kıymetli evrakla ödenmesinin kararlaştırılmış olduğunu, ödeme için verilen çeklerin bir kısmının da karşılıksız çıktığını, bunun üzerine yine vadelerin sarkmış olduğunu, yargılama aşamasında bu durumun ortaya çıkacak olduğunu, davacının hukuka aykırı istemi yerinde olmadığını, davanın reddinin gerektiğini, söz konusu sözleşme incelendiğinde görüleceği üzere müvekkilinin borcunun 10.000.00 m3 hazır beton teslim etmek olduğunu, bu malın ne zamana kadar ve ne şekilde teslim edileceğinin sözleşmede yer almamakta olduğunu, yani müvekkili açsısından bir vadenin söz konusu olmadığını, sözleşme kapsamında davacı taraf istedikçe müvekkilin hazır beton teslim ettiğini, ilişkinin bu şekilde ilerlediğini, davacı tarafın 31/12/2018 tarihinde üzerine düşen bedeli ödemediğini, 2 daireyi de devir etmeye yanaşmadığını, hatta daireleri başka kişilere satığını, davacı tarafın açıkça kötü niyetle hareket ettiğini, müvekkilinin davacı taraftan daireleri devretmesini istediğinde, davacı şirket yetkilisinin taşınmazların çok değer kazandığını ve müvekkiline vermek yerine sattığını beyan ettiğini, davacı tarafın açıkça kötü niyetle hareket ettiğini, sonrasında da esnaf yöntemi ile aldığını verdiğini hesaplayıp, hukuki yollara başvurma yolumu tercih ettiğini, hukuk düzeninin hiçbir zaman kötü niyeti korumayacağını, davacının açıkça kötü niyetli olan davasının reddi gerektiğini, müvekkili şirketin yetkililerince davacı taraf yetkililerine sözleşme kapsamında ahde vefa ilkesi gereğince hazır beton teslimine hazır olunduğunun defaten beyan edildiğini, yine 31/12/2018 tarihine kadar olan bedelin de ticari faizle ödenmesinin talep edildiğini, söz konusu hususların kendileri tarafından keşide edilen Kayseri 6. Noterliği’nin 08/11/2019 tarih ve … yevmiye tarihli ihtarnamede de belirtildiğini, davacı tarafın toplam hesap yaparak alacaklı olduğunu iddiasıyla hazır beton almamış olduğunu, sözleşme gereğince 10.000.00 m3 hazır beton almak veya müvekkilinin bu nedenle uğradığı zararı karşılamak zorunda olduğunu, haklarının bu aşamada saklı olduğunu, taraflar arasında yapılan … tarihli sözleşme gereğince davacının 10.000.m3 hazır beton alacağını, müvekkilinin bu sözleşmeye güvenerek yükümlülükler altına girdiğini, sözleşme kapsamında kalan hazır betonu teslim etmeye hazır olduğunu, buna rağmen davacı tarafın kötü niyetli yol ve yöntemlerle sözleşmeyi bertaraf etmeye, yükümlülüklerden kurtulmaya ve müvekkilini borçlu çıkarmaya çalıştığını, davacının ödediğini iddia ettiği 930.000,00- TL’nin sözleşme kapsamında teslim edilecek 10.000.m3 miktarlı malın bedelini de karşılamadığını, davacının aldığı malın karşılığı olarak belirttiği 545.750,00-TL’nın dahi davacının haksızlığını ortaya koymakta olduğunu, davacının 31/12/2018 tarihine kadar ödemesi gereken bedelden sadece 15.000,00-TL’nı ikinci ifa kısmı için ödediğini, kıymetli evrak ödemelerini sözleşme gereği ikinci ifaya sayarsa ilk vadeden itibaren bakiye bedel için ticari faiz işlemekte olduğunu beyanla, tüm bu açıklamalar çerçevesinde müvekkili aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Taraflarca Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, taraflar arasında tanzim edilen … tarihli hazır beton sözleşmesine, Kayseri 8. Noterliği’nin 25/10/2019 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesine, Kayseri 6. Noterliği’nin 08/11/2019 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesine, ticari defter ve kayıtlara, çek giriş kayıtlarına, banka ödeme dekontlarına, tapu kayıtlarına, cari hesap kayıtlarına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen … tarihli hazır beton sözleşmesi örneği dosyaya sunulmuştur.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir. Takip dosyasının incelemesinde; … Petrol ve Petrol Ürün. San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından … Endüstrisi Sanayi ve Ticaret A.Ş. aleyhine 383.013,36-TL asıl alacak ve 19.848,49-TL 30/10/2019 ile 04/02/2020 tarihleri arasında işlemiş faiz olmak üzere toplam 402.861,85-TL alacak için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından yapılan itiraz üzerine icra müdürlüğünce bu borçlular yönünden İİK’nun 62 – 66. maddeleri gereği itiraz nedeni ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Kayseri 8. Noterliği’ne müzekkere yazılarak, 25/10/2019 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin muhataplarına tebliğini gösterir tebligat mazbatası suretinin gönderilmesi istenmiştir. Bu müzekkeremize 07/08/2020 tarihli yazı ile cevap verilmiş, istenilen belge örneği gönderilmiştir.
Kayseri 6. Noterliği’ne müzekkere yazılarak, 08/11/2019 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin ekleriyle ve muhataplarına tebliğini gösterir tebligat mazbatası ile birlikte okunaklı onaylı suretlerinin gönderilmesi istenmiştir. Bu müzekkeremize 14/12/2020 tarihli yazı ile cevap verilmiş, istenilen belge örneği gönderilmiştir.
Davacı vekili ile davalı vekiline HMK’nın 140/5. ve 222. maddeleri ile TTK’nın 83. maddesi gereği 2018-2019 yıllarına ait ticari defter, kayıt ve belgelerini mahkememize sunmaları, çok hacimli ise incelemeye hazır olacak şekilde bulunduğu açık adresi bildirmeleri için kesin süre verilmiştir. Taraf vekilleri kesin süre içinde ticari defter ve kayıtların bilirkişi incelemesine hazır edileceği açık adresleri bildirmişler ve bir kısım ticari defterler mahkememize ibraz edilmiştir.
Taraflara … tarihli hazır beton sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalıya ödeme maksadıyla verilmiş tüm çeklerin muhatap banka ve şubesi, keşidecisinin adı, bağlı iban numarası, keşidecisinin vergi numarası veya varsa T.C. kimlik numarası, çek numarası, keşide tarihi ve çek bedeli, kimin emrine yazıldığı gibi hususlarda her bir çek yönünden ayrıntılı beyanda bulunması ve varsa çek fotokopilerini sunmaları, yine bu çeklerden hangilerinin karşılıksız çıkması nedeni ile davalı tarafından davacıya iade edildiği hususunun açıklanması ve iade edilmesine ilişkin kayıt, belge, tutanak örneklerini sunması hususunda süre verilmiştir. Davalı vekili bu konuda 25/02/2021 tarihli beyan dilekçesi sunmuştur.
Yukarıda sözü edilen ara kararı gereğince beyanda bulunulmasından sonra karşılıksız çıktığı bildirilen çekler hususunda muhatap bankalarına yazı yazılarak bu çeklerin hangi tarihte kim tarafından ibraz edildiği, bedelinin ödenip ödenmediği hususlarında bilgi istenmiş ve çeklerin ön ve arka yüzlerinin görüntülerinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu konuda Vakıfbank’a QNB Finansbank’a ve Fibabanka’ya yazılan müzekkerelerimize adı geçen bankalar tarafından cevap verilmiştir.
İlgili delillerin toplanmasından sonra HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının re’sen seçilecek bir muhasebeci-mali müşavir bilirkişiye tevdine, bilirkişiye HMK’nun 268. maddesi gereği davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapması, davacının ticari defterlerinin ise dosya ekinde sunulmuş olduğundan bunların da incelenmesi, raporuna esas alacak olup da dosya içinde bulunmayan kayıt ve belgeler olursa birer suretinin raporuna eklemesi için yetki verilmesine, HMK’nun 273. maddesi gereğince tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığının, açılış ve kapanış tasdiklerinin olup olmadığı, lehe delil olma özelliğinin olup olmadığı, iddia, savunma, icra takip dosyası, taraflarca keşide edilen noter ihtarları, … tarihli hazır beton sözleşmesi, bankalardan celbedilen çeklere ilişkin kayıt ve belgeler, çek görüntüleri, bilgiler ve tarafların ticari defter kayıtları incelenmek sureti ile … tarihli hazır beton sözleşmesi gereğince 2018 ve 2019 yılı itibari ile davacının hangi tarihlerde kaçar TL davalıya ödemesi olduğu, karşılığında davalının hangi tarihlerde ve kaçar TL miktarlı hazır betonu davacıya teslim ettiği, bankalardan gelen çeklere ilişkin yazı cevapları ve ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan alacağı olup olmadığı, varsa miktarının kaç TL olduğu, Kayseri 8. Noterliği’nin 25/10/2019 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin davalıya tebliğ tarihi ve ihtarname ile verilen süre, icra takip tarihi ve diğer delillere göre davacının davalıdan alacağı varsa ve davalının icra takip tarihinden önce temerrüte düşmüş olması halinde temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz miktarının kaç TL olduğu hususlarında hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi *** tarafından düzenlenen 21/06/2021 tarihli raporda özetle; “Davacı … Petrol Ve Petrol Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin ticari defterlerin açılış, kapanış kayıtlarının zamanında yapıldığı, defterlerin usulüne göre tutulduğu, kayıtların birbirini doğruladığı tespit edilmiştir. Davacı … Petrol Ve Petrol Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 2018 yılı açılış kaydında 320.G006 caride takip ettiği davalı … Endüstrisi Sanayi Ve Ticaret A.Ş.’nin alacak ya da borcunun olmadığı, 2018 yılı kapanış kaydında 320.6006 caride takip ettiği davalı … Endüstrisi Sanayi Ve Ticaret A. Ş.’nin 591.102,82 TL borcunun olduğu, 2019 yılı kapaneş kaydında 320.G006 caride takip ettiği davalı … Endüstrisi Sanayi Ve Ticaret A.Ş.’nin 384.476,56-TL borcunun olduğu tespit edilmiştir. Davalı … Endüstrisi Sanayi Ve Ticaret A.Ş.’nin 2018 yılında davacı … Petrol Ve Petrol Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne 338.897,18-TL tutarında fatura düzenlediği, karşılığında 930.000,00-TL tutarında ödeme aldığı, hesap kalanının 591.102,82-TL davacı … Petrol Ve Petrol Ürünleri San. Ve Tic, Ltd. Şti.’nin alacaklı olduğu, davalı … Endüstrisi Sanayi Ve Ticaret A.Ş.’nin 2019 yılında davacı … Petrol Ve Petrol Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne 206.626,26-TL tutarında fatura düzenlediği, karşılığında ödeme almadığı, hesap kalanının devir ile birlikte 384.476.556-TL davacı … Petrol Ve Petrol Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalı … Endüstrisi Sanayi ve Ticaret A. Ş.nin ticari defterlerin açılış, kapanış kayıtlarının zamanında yapıldığı, defterlerin usulüne göre tutulduğu, kayıtların birbirini doğruladığı tespit edilmiştir. “5- Davalı … Endüstrisi Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin 2018 yılı açılış kaydında 120.01.1288 Alıcılar caride takip ettiği Davacı … Petrol Ve Petrol Ürünleri San. Ve Tic, Ltd. Şti.’nin 0,80-TL. borcumun olduğu, 2018 yılı kapanış kaydında 120.01.1288 Alıcılar caride takip ettiği davacı … Petrol Ve Petrol Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 0,00-TL. borcunun olduğu, Davalı … Endüstrisi Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin 2018 yılı açılış kaydında 340.01.0044 Alınan Sipariş Avansları hesabında takip ettiği davacı … Petrol Ve Petrol Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 533.115,38-TL, alacağının olduğu, 2018 yılı kapanış kaydında 340.01.0044 Alınan Sipariş Avansları hesabında takip ettiği davacı … Petrol Ve Petrol Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 591.102,02-TL alacağının olduğu, davalı … Endüstrisi Sanayi Ve Ticaret A. Ş.’nin 2019 yılı açılış kaydında 120.01.1288 Alıcılar caride takip ettiği davacı … Petrol Ve Petrol Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin 20.000,00-TL. alacağının olduğu, 2019 yılı kapanış kaydında 120.01.1288 Alıcılar caride takip ettiği davacı … Petrol Ve Petrol Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 0,00-TL, borcunun olduğu, davalı … Endüstrisi Sanayi Ve Ticaret A.Ş.’nin 2019 yalı açılış kaydında 340.01.0044 Alınan Sipariş Avansları hesabında takip ettiği davacı … Petrol Ve Petrol Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 591.102,02-TL alacağının olduğu, 2019 yılı kapanış kaydında 340.01.0044 Alınan Sipariş Avansları hesabında takip ettiği davacı … Petrol Ve Petrol Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 414.475,76-TL alacağının olduğu tespit edilmiştir. Davalı … Endüstrisi Sanayi Ve Ticaret A.Ş.’nin 2018 yılında Davacı … Petrol Ve Petrol Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne 338.897,18- TL tutarında fatura düzenlediği, karşılığında 970.000,00-TL tutarında ödeme aldığı, 40.000,00-TL Tutarında çeki iade ettiği, hesap kalanmın 79.333,76-TL olduğu, bu borç tutarın 340.01.0044 Alınan Sipariş Avansları hesabına virman yaparak hesabın kapatıldığı tespit edildiği, davalı … Endüstrisi Sanayi Ve Ticaret A.Ş.’nin 2918 yılında 40.000,00-TL ve 2019 yılında 150.000,00-TL olmak üzere toplamda 199.000,00-TL tutarında çeki iade edip kayıtlarına aldığı tespit edilmiştir. Davacı … Petrol Ve Petrol Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 2018/2019 yılları ticari defterleri açılış kapanış kayıtları incelemesi sonucu; davalı … Endüstrisi Sanayi Ve Ticaret A.Ş.’nin 384.476,56-TL borcunun olduğu tespit edilmiştir. Davalı … Endüstrisi Sanayi Ve Ticaret A.Ş.’nin 2018/2019 yılları ticari defterleri açılış/kapanış kayıtları incelemesi sonucu Davacı … Petrol Ve Petrol Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 414.475,76-TL borcunun olduğu tespit edildiği” belirtilmiştir.
Bu rapora taraf vekillerinin beyan ve itirazları ile talepleri ve dosya kapsamı dikkate alınarak dosyanın rapor veren bilirkişiye tevdine, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde gerektiği takdirde yerine inceleme yapması ve düzenleyeceği rapora esas alacağı ancak dosya arasında bulunmayan kayıt ve belgeler olursa rapora eklemesi hususunda bilirkişiye yetki verilmesine, *** tarihli raporun mahkememizin *** tarihli celsesindeki bilirkişi ara kararını tam olarak karşılamadığı, önceki raporda davacının muavin defter kayıt çıktısını raporda ekli olarak sunduğu halde davalı yönünden aynı hususlarda kayıt sunulmadığı, raporun 9. sayfasının 7 nolu bendinin ikinci paragrafında davalı şirket kayıtlarına göre davacının 414.475,76-TL borcunun olduğunun yazdığı, bunun 5. Bendin 2. Fıkrasıyla çelişkili olduğu, aynı zamanda davalı vekilinin iade edilen 30.000-TL bedelli çekin mahsup edilmediğine ilişkin beyanlarını karşılar raporda bir inceleme ve açıklama olmadığı, bu hususun önceki raporda değerlendirilmediği, yine temerrüt tarihinin 07/11/2019, icra takip tarihinin ise 04/02/2020 olduğu, takip talebinde 383.013,36-TL asıl alacakla birlikte işlemiş faiz talep edildiği görülmekle, taleple bağlılık ilkesi gereğince temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar asıl alacağa işlemiş avans faizi miktarının hesaplanmasına yönelik önceki raporda herhangi bir hesaplama işleminin de yapılmadığı görülmekle önceki celse ara kararındaki görevlendirmemiz doğrultusunda yeniden inceleme ve değerlendirme yapılmasının, yine davacı vekilinin ve davalı vekilinin önceki rapora karşı tüm beyan ve itirazlarının da incelenerek taraf vekillerinin itirazlarını karşılar şekilde raporda açıklamalara yer verilerek tüm eksiklerin bu şekilde giderilmesi hususunda ek rapor tanzim etmesi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi *** tarafından düzenlenen 02/08/2021 tarihli ek raporda özetl; “Davacı … Petrol Ve Petrol Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 2018/2019 yılları ticari defterleri açılış kapanış kayıtları incelemesi sonucu sonrasında ilave olarak iadesi yapılan 2 adet çekin toplamı olan 60.000-TL’nın daha önceki raporda tespit edilen 414,475,76-TL’den mahsup edilmesi ile davacı … Petrol Ve Petrol Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 354,475,76 TL. alacağı olduğu, -384,476,56-7L. borca 13.216,38-TL. temerrüt faizi işlediği” bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki ticari alım satım nedeniyle avans olarak verildiği iddia edilen alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Tarafların uyuşmazlık noktalarının ana başlıklarıyla; davacının … tarihli sözleşme nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, icra takibine itirazın haklı olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği ve tarafların İİK’nun 67/2. maddesi uyarınca ayrı ayrı tazminat talep edip edemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir. (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219, 223). İcra dosyasında itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin bir belge bulunmadığından, eldeki davanın bir yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenen itirazın iptali davalarının konusu, icra takibi konusu edilen alacaklar olup davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan ispat külfetiyle ilgili kurallar itirazın iptali davasında da geçerlidir. Taraflar iddia ve savunmalarını HMK’nda belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir. İtiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bu dava icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır ve takibe bağlılık alacağın hem miktarı hem de kaynağı yönünden mevcuttur.
Dava konusu edilen bir hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların (olguların) veya hukuksal durumun varlığı ya da yokluğu hakkında hâkimde kanaat uyandırmak için girişilen inandırma eylemine ispat denir. İspat faaliyeti aynı zamanda yargılama sürecinde taraflar açısından yargısal bir temel hak olarak da görünüm kazanır. Anayasal dayanağı da olan ispat hakkını taraflar HMK’nun 189/1. maddesi gereğince kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak kullanırlar.
HMK’nun 187/1. maddesine göre ispatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Sadece taraflarca ileri sürülen ve dayanılan vakıalar, ispatın konusunu oluşturur. İspatı gerekli ve önemli olan vakıalar, hâkimin vereceği kararı etkileyen ve hâkimin karar verirken dikkate alması gereken vakıalardır.
Kural olarak hâkim, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan vakıaların gerçekleşip gerçekleşmediğini kendiliğinden araştıramaz. Belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini, tarafların ispat etmesi gerekir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) ‘‘İspat yükü’’ başlıklı 6. maddesi uyarınca, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Aynı yöndeki düzenleme HMK’nun 190. maddesinin birinci fıkrasında, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre ispat yükü, ispatı gereken vakıalara dayanan tarafa ait olup, herkes iddiasını ispatla mükelleftir.
Tüm bu açıklamalardan sonra sözleşme ilişkisi ve satış sözleşmesi hükümlerinin incelenmesinde fayda bulunmaktadır.
Bilindiği gibi borç ilişkisi alacaklı ile borçlu arasındaki ilişki olup, hukukî işlemden doğabileceği gibi doğrudan doğruya kanundan da doğabilir. hukukî işlemden doğan borç ilişkilerinin başlıca kaynağı sözleşmedir. Her sözleşme, taraflar arasında bir hukukî ilişki meydana getirir, bu ilişkiye “sözleşmeye dayalı=akdi ilişki” denir.
Sözleşme; hukukî bir sonuç doğurmak üzere, iki veya daha ziyade kişinin karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarının uyuşmasını ifade eder.
Türk Ticaret Kanunu 23. maddesi tacirler arasındaki satış sözleşmesini düzenlemektedir. Bu maddede “Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır.” denilmektedir.
Türk Ticaret Kanunu, Türk Borçlar Kanunu’nun satış sözleşmesi hükümlerine atıf yapmaktadır. Türk Borçlar Kanunu’nun 207. maddesinde; “Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.” denilmektedir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK’nun 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK’nun 222/1). Ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanununa göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK’nun 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK’nun 222/4).
Ticari defterler uyumlu değil ise, muhtazam tutulmuş olsun veya olmasın sahibi aleyhine delil olacaktır. Ancak defterlerden biri muhtazam olsa da her iki defter de sahibi aleyhine kayıt içeriyor ise, aleyhe delil sayılma yönünden öncelikle iddiasını ispat yükü altında olan taraf defterleri aleyhine delil sayılmalıdır. Yani ispat yükü altında olan taraf kendi defterindeki aleyhe kayıtları bertaraf edecek şekilde karşı tarafın aleyhine olan ticari defter kayıtlarından yararlanmamalıdır. Bunun sonucu ise, aleyhe kayıtların oluşmayan kısmından ispat yükü altında olan tarafın yararlanamayacağı olmalıdır. Çünkü ispat yükü uyuşmazlık konusu hususlar için olup, karşı tarafın ileri sürmediği bir husus için ispat yükü de söz konusu olmayacağından, bu sonuca varılması usul kurallarının da temel bir sonucudur.
Yukarıda açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirilmesinde, taraflar arasında … tarihli hazır beton sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmede davacının iş sahibi, davalının ise tedarikçi sıfatı ile anıldığı, sözleşmeye göre davacının davalıdan farklı cinslerde hazır beton alacağı, 10.000 metreküp hazır beton karşılığında davacının kendisine ait olan … ada, 8 parseldeki bloğun 10. kat, güney doğu ve doğu batı cephe şeklinde iki adet dairenin verileceği, kalan kısım için ise 2018 yılının 8. ayından itibaren evrak verileceği, söz konusu dairelerin bedeli olan 530.000,00-TL’nın 2018 yılının Aralık ayına kadar ödenmesi durumunda ise bu dairelerin davacıda kalacağının kararlaştırıldığı görülmektedir.
Eldeki davada davacı12/05/2018 tarihli hazır beton sözleşmesi uyarınca hazır beton alımı için davalı şirkete toplam 930.000,00-TL tutarında ödemede bulunulduğunu, daire bedelleri olan 530.000,00-TL’nın mahsubu sonucu 400.000,00-TL daha ödendiğini, 2018 yılında davacı tarafından davalıya 930.000,00-TL ödeme yapıldığını ve karşılığında ise davalının davacıya 339.123,74-TL’lık beton teslimini gerçekleştirdiğini, 2019 yılında ise davalının davacıya 206.626,26-TL tutarında beton teslimi gerçekleştirdiği, buna göre davacı tarafından davalıya toplam 930.000.00-TL ödeme yapılmış olmasına rağmen davalının davacıya toplam 545.750,00-TL tutarında hazır beton teslim ettiğini, bu nedenle davalıdan alacağı olduğunu, davacının noter ihtarnamesi ile eksik ifa borcunun ifa edilmesini talep ettiği, belirtilen sürede hazır beton teslim edilmediğini ileri sürerek, 383.013,36-TL’nın faiziyle birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, davalının yasal süresi içinde borca itirazı takibin durdurulmasına karar verildiği, itirazın iptali ile takibin devamını temin için davacının işbu davayı açtığı görülmektedir. Tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde ve celp olanan banka kayıtları yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde aralarındaki … tarihli hazır beton sözleşmesi uyarınca davacının davalıya toplam 930.000,00-TL ödeme yaptığı, karşılığında davalının davacıya toplam 545.750,00-TL tutarında hazır beton teslim ettiği, davacının avans olarak ödemesini yaptığı halde 384.476,56-TL tutarında hazır betonun ise davalı tarafından davacıya verilmediği anlaşılmaktadır. Davalının defter kayıtlarından da bu husus anlaşıldığı için davalıya yemin hakkının hatırlatılmasına gerek görülmemiştir. Taleple bağlılık ilkesi nazara alındığında davacı, avans olarak verdiği 383.013,36-TL asıl alacağının iadesini talep etmekte haklıdır.
Kural olarak, muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Temerrüt ya bir ihtar ile ya da dava açılması suretiyle gerçekleşir. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez (TBK’nun l17/1. maddesi). Faturaya dayalı takiplerde takip öncesi borçludan faiz talep edilebilmesi için fatura borçlusunun bir ihtar ile ya da aleyhine bir takip ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. Ödeme talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez. Somut uyuşmazlıkta Kayseri 8. Noterliği’nin 25/10/2019 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı 383.013,36-TL miktarlı eksik ifanın ikmali için davalıya 7 günlük süre vermiştir. Bu ihtarnamenin davalıya 30/10/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. İhtarnamede verilen 7 günlük süre eklendiğinde davalı 07/11/2019 tarihinde temerrüte düşmüştür. Takip tarihi olan 04/02/2020 ile temerrüt tarihi arasında 89 günlük süre vardır.Taraflar tacir olduğundan avans faizi talep edilmesi mümkündür. Davacı bu süre için temerrüt faizi isteyebilir. İşlemiş faiz= anapara x faiz oranı x süre/ 3.6000 formülü kullanılarak işlemiş faiz hesabı basit matematiksel işlem olduğundan usul ekonomisi dikkate alınarak mahkememizce yapılmış ve hesaplama sonucu 14.919,16-TL olarak bulunmuştur.
Buna göre davacının davasının kısmen kabulü ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına davalının vaki itirazının kısmen iptali ile 383.013,36-TL asıl alacak ve 14.919,16-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 397.932,52-TL üzerinden icra takibinin devamına, takip tarihinden tahsil tarihine kadar 383.013,36-TL asıl alacağa değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, sübut bulmadığından dolayı davacının fazlaya ilişkin itirazın iptali (işlemiş faiz alacağı) isteminin reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı, davalı taraf ise cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuştur.
İİK’nun 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. İtiraza konu takibin ticari defter kayıtlarına dayandığı, davalı hakkında icra takip dosyasında davanın kısmen kabulüne karar verilen alacak miktarının likit, yani belirlenebilir ve hesaplanabilir mahiyette bir alacak olduğu kanaati ile, İİK’nun 67/2. maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen toplam 383.013,36-TL asıl alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerekmiştir. Davacının takipte kötü niyetli olduğunu ispata yönelik delil bulunmadığından dolayı yasal koşulları bulunmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesi de uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
1-Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına davalının vaki itirazınıN KISMEN İPTALİ ile 383.013,36-TL asıl alacak ve 14.919,16-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 397.932,52-TL üzerinden icra TAKİBİNİN DEVAMINA,
2-Takip tarihinden tahsil tarihine kadar 383.013,36-TL asıl alacağa değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
3-Davacının fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin REDDİNE,
4-383.013,36-TL asıl alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Koşulları bulunmadığından davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
7-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 27.182,77-TL nisbi karar ve ilam harcının dava açılırken peşin harç olarak alınan 4.830,53-TL ile icra dosyasına yatırılan 2.014,31-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 20.337,93-TL karar ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul ve ret oranına göre belirlenen 1.310,52-TL’nın davalıdan ve bakiye 9,48-TL’nın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
9-Davacı tarafça yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 4.830,53-TL peşin harç, 2.014,31-TL icra dosyasına yatırılan peşin harç olmak üzere toplam 6.899,24-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yapılan e-tebligat gideri 49,5-TL, 4,00-TL KEP gideri, 78,26-TL noter masrafı, 19,00-TL tebligat gideri ve 700,00-TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 850,76-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre belirlenen 844,65-TL’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
12-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
13-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesap ve taktir olunan 36.305,28-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
14-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın ret olunan kısmı üzerinden hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır