Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***
HAKİM : ***
KATİP : ***
DAVACILAR :1- ***
2- ***
3- ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1- ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 2- ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 3- ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 4- ***
VEKİLİ : Av.
DAVA İHBAR OLUNAN : ***
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde meydana gelen 38 … plakalı özel halk otobüsünün şoförlüğünü yapmakta olan davalılardan …’ın bu noktadaki yasal hız limitini aşarak sevk ve idaresindeki aracı kontrol edememesi üzerine karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkillerinden küçük …’a çarptığını, kaza neticesinde müvekkilinin hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını, kalıcı işitme kaybı yaşadığını, küçük müvekkilinin velileri olan müvekkilleri … ve …’ın velayeten maddi ve manevi asaleten ayrı ayrı manevi tazminat taleplerinin olduğunu, meydana gelen kazada sürücünün asli kusurlu olduğunu, kaza sonrası müvekkilinin haftalarca hastanede yatmak durumunda kaldığını, meydana gelen zarardan aracın sürücüsü, aracın sahibi, aracın işleteni ve sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, somut uyuşmazlık için arabuluculuk sürecine başvurulduğunu ancak netice alınamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL maddi tazminatın … tarihinden itibaren işleten ve sürücü yönünden işleyecek yasal faizi ile … A.Ş yönünden temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile sigortacı yönünden sigorta limitini aşmamak üzere arabuluculuk tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalılardan tahsili ile müvekkillerine ödenmesine, … için 15.000,00 TL, … ve … için 5.000,00er TL olmaküzere toplam 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren, … A.Ş.ve … A.Ş.yönünden işleyecek avans faiziyle işleten … ve sürücü … yönünden işleyecek yasal faizi ile tahsiline yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesinde maddi tazminat kalemlerini ayrı ayrı belirtmesi gerektiğini, zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğunun işletenin sorumluluğu esasına dayandığını, müvekkilinin ancak işletenin kusuru oranında zarar gören davacıya karşı sorumlu olabileceğini, yani müvekkilinin sorumluluğunun aracın işleticisi veya sürücüsünün kusuru oranında olabileceğini, kazanın meydana gelmesinde kusurun tamamının 38 … plakalı araç sürücüsünde bulunduğu yönündeki iddianın doğru olmadığını, davacının herhangi bir hayati tehlike geçirmediğini, ZMM Sigorta Poliçesi Genel Şartnamesi uyarınca manevi tazminat ve geçi iş göremezlik tazminatının sigorta kapsamı dışında tutulduğunu, davacı tarafın tazminat talebi ile ilgili belge ve evrakları temin edip göndermediğini, davacının müvekkilinden kaza tarihinden itibaren faiz isteyemeyeceğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazanın davacının aniden yola çıkması nedeniyle meydana geldiğini, bu durumun kamera görüntüleri Adli Tıp Raporu ve kaza tespit tutanağı ile sabit olduğunu, bu nedenle davacının taleplerinin müvekkili araç sahibi yönünden reddedilmesi gerektiğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte mezkur kazada davacının yaralanmasının sürekli maluliyete sebep olacak nitelikte olmadığını, davacının 3 gün hastanede tutulduktan sonra taburcu edildiğini, müvekkilinin Groupama Sigorta A.Ş.nezdinde ihtiyari mali mesuliyet sigortası içeren genişletilmiş kasko poliçesi bulunduğunu savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Olayda tek ve asli kusurlu olan kişinin kazanın oluşumundan da açıkça anlaşılacağı üzere davacı … olduğunu, müvekkilinin kusuru olmadığından maddi manevi zarardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacının söz konusu kazaya bağlı olarak sürekli mululiyetini gösterir bir raporu bulunmadığını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın ne aracın sahibi, ne aracın işleteni ne de aracın şoförü olduğunu, ayrıca gerek şoför, gerek işleten, gerek araç sahibi ile müvekkili firma ile hiçbir işverenlik ilişkisinin de olmadığını, davacının iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
26/11/2020 tarihli celsede Davacı …’ın celse arasında mahkememiz kaleminde hazır edilmesi halinde ERÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na sevkinin sağlanarak Maluliyet İşlemleri Tespiti Yönetmeliği ve Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik çerçevesinde ayrı ayrı değerlendirme yapılarak davaya konu … tarihli trafik kazası nedeniyle; Kaç gün iş ve güçten kaldığı, Kaç ünde iyileşeceği, Sürekli iş görmezlik durumu ve oranı, Yaralanmasının bu kaza ile illiyet bağı olup olmadığı, Bu trafik kazasında yaralanmasından dolayı sağlık güvencesi kapsamında olmayan fakat hastalığı şifa bulana kadar davacı tarafından yapılması muhtemel tedavileri varsa bunların neler ve masraf bedellerinin kaç TL olduğu konularında rapor alınmasına karar verilmiş, ERÜ Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından mahkememize sunulan 24/02/2021 tarihli raporda özetle; …’ın 24.04.2018 tarihli trafik kazası sonucu altı hafta iş göremezlik halinde kaldığı, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında tüm vücut fonksiyon kaybı oranının ve/veya özür oranının % 0 (yüzde sıfır) olduğu, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği kapsamında vücut genel çalışma gücünden kaybetmediği (vücut genel çalışma gücünden kayıp oranının % 0 (yüzde sıfır) olduğu, Mevcut evrak içeriğinden trafik kazasıyla ilgili SGK/sağlık güvencesi kapsamında olmayan tedavi masrafı/ödemesi tarif ve tespit edilmediği mahkememize bildirilmiştir.
04/02/2021 tarihli celsede HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267/1. maddesi gereği bilirkişinin HMK’nun 268/1. maddesi uyarınca resen seçilecek bir trafik kazaları konusunda uzman makine mühendisi olarak belirlenmesine, HMK’nun 273/1. maddesi gereği mahkememizce toplanan tüm deliller ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle; … tarihli trafik kazasında tarafların kusur durumlarının ihlal ettiği kurallar belirtilmek suretiyle kusur durumunun yüzdelik olarak tespiti hususunda açıklamalı rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş bilirkişi Dr. Öğr. Üyesi Şükrü Su tarafından mahkememize sunulan 24/02/2021 tarihli raporda özetle; Çocuk yaya …’ın %85 oranında 38AB 212 plaka sayılı araç sürücüsü …’ın ise %15 oranında kusurlu olduğu mahkememize bildirilmiştir.
29/04/2021 tarihli celsede Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na tedavi evrakları ile birlikte yazı yazılarak, davacı …’ta … tarihli trafik kazası nedeniyle Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyet oranı verilmesini gerektirir duyma kaybı olup olmadığı, kaza nedeniyle pskiyatri servisinde tedavi görüp görmediği, ruh sağlığının bozulmuş olması halinde maluliyet oranı verilmesinin gerektirip gerektirmediği, davacı …’ın trafik kazası nedeniyle yüzünde sabit iz kalıp kalmadığı ve davacı vekilinin 22/03/2021 tarihli dilekçesindeki itiraz sebepleri incelenip değerlendirilmek suretiyle HMK’nun 281/2. Maddesi uyarınca ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş ERÜ Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından mahkememize sunulan 10/06/2021 tarihli ek raporda özetle; kök rapora eklenecek ek bir husus bulunmadığı mahkememize bildirilmiştir.
16/09/2021 tarihli celsede Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na tedavi evrakları ile birlikte yazı yazılarak ve tekrar davacının sevki ile davacı …’ta … tarihli trafik kazası nedeniyle Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyet oranı verilmesini gerektirir bir durum olup olmadığının tespit edilerek davacının şikayetleri doğrultusunda özellikle piskiyatri yönünden tekrar muayene edilerek ve heyette bir piskiyatri öğretim üyesi eklenmek suretiyle rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş, ERÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından mahkememize sunulan 18/05/2022 tarihli raporda özetle; Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında değerlendirilmiş olup ilgili yönetmeliğin tanımlamaları kapsamında adı geçende herhangi bir patoloji/fonksiyon kaybı saptanmadığı mahkememize bildirilmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair 24/11/2022 tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi Hasan Din’in mahkememize sunmuş olduğu 15/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; SGK tarafından karşılanmayan ilaç, ulaşım vb. giderlerinin 3.000,00 TL civarında olduğunu mahkememize bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacılar dava dilekçesi ile ve davacının *** tarihli, açıklama dilekçesi ile … günü … sevk ve idaresindeki ve davalı …’a ait ve davalı sigorta şirketi bünyesinde ZMSS si bulunan ve ……. A.Ş’nin işleten olduğu iddiasında bulunduğu 38 … plakalı aracın davacı yaya …’a çarptığından bahisle davacı … için 100,00 TL kaçınılmaz tedavi gideri, Davacı baba … için 5.000,00 TL manevi davacı anne … için 5.000,00 TL manevi tazminat dilemiştir.
Davalı … A.Ş cevap dilekçesinde işleten sıfatının olmadığını kazaya karışan aracın özel halk otobüsü olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir. Davalı … davanın reddini dilemiştir. Davalı … cevap dilekçesi ile davanın reddini dilemiştir. Davalı … davanın reddini dilemiştir.
Dosyamızda taraflarca ihbar talepleri yerine getirilmiştir ve dava Groupama sigortaya ihbar edilmiştir, olayla ilgili Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesindeki *** sayılı dosyası fiziki olaak dosyamız arasına alınmıştır. Ekonomik ve sosyal durum araştırmaları yapılmıştır. Sigorta poliçesi incelenmesinde, 38 … plakalı aracın davalı … bünyesinde sigortalandığı anlaşılmıştır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının, “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A.1 maddesinde “sigortacının poliçede tamınlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK ya göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği… ” öngörülmüştür.
-Mahkememizce kusur ön sorun değerlendirmesinde,
Mahkememiz dosya kapsamında kusur raporu alınmış ve Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin dosyası dosyamız arasına alınmıştır. Ceza mahkemesinin kararının incelenmesinde ceza mahkemesince alınan *** tarihli bilirkişi raporu ve *** tarihli Adli Tıp kurumu trafik ihtisas dairesinde sanığın kusursuz olduğu belirtilmesine rağmen sanık …’ın hız kurallarını ihlal ettiğinden bahisle kaza tespit tutanağına itibar edilerek tali kusurlu olduğundan bahisle, mahkumiyet hükmü kurulduğu ve kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği görülmüştür. Ceza dosyasının içerisindeki adli tıp kurumu tarafından sunular raporda yaya Nurettin’in taşıt yolu üzerindeki araçların seyri durumlarına ilişkin gerekli kontrolu yapması akabinde karşıdan karşıya geçişisi sürdürmesi gerekirken bu hususa riayet etmediği, taşıt yolu üzerinde solundan gelerek yaklaşmakta olan sürücü … sevk ve idaresindeki aracın yayaya çarpmasından dolayı kusurlu olduğu sanık ömer poyrazın ise seyir halindeyken ilerisinde park halinde olan aracın önünden koşarak karşıdan karşıya geçmeye çalışan yayaya çarptığından dolayı görüş alanı dışında olması sebebi ile herhangi bir kusur izafı edilmediği, yine mahkemece alınan *** tarihli bilirkişi raporunda aynı hususlar tekörar edilmiştir, mahkememizce kusur raporu alınmıştır, alınan kusur raporunda çocuk yaya …’ın karşıdan karşıya ihlal ettiğinden tam kusurlu olduğu, 38 … araç sürücüsü …’ın ise 2.177 saniye fren zamanı ve buna karşılık gelen 9.65 reaksiyon mesafesi dikkate alındığında sürücünün yayaya çarpmadan önce en az 23,65 metre öncesinde yayayı fark ettiğinin hesaplandığı, buna göre 30 KM hız sınırı koruyamadığından dolayı %15 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Mahkememizce alınan rapor fren mesafesinin hesaplanmasına dair meseleleri dikkate alındığından rapor uygun kabul edilmiştir.
– Mahkememizce maluliyet ait değerlendirmesinde;
Mahkememiz Erciyes Üniversitesi Üniversitesi Adli Tıp Başkanlığı bünyesinde rapor almıştır. kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporu hakkındaki yönetmelik yükümlerine göre rapor alınması gerekmektedir. ( Yargıtay 4. Hukuk Dairesi *** sayılı ilamı doğrultusunda) Anılan düzenlenme uyarınca mahkememizce rapor almıştır. Anılan rapor incelenmesinde davacının %0 oranında sürekli iş göremez olduğu, 6 ay geçici iş göremez olduğu tespit edilmiştir. Rapor yöntemine uygun olduğundan mahkememizce esas kabul edilmiştir.
-Kaçınılmaz tedavi giderine ilişkin değerlendirmede;
Mahkememiz adli tıp uzmanı bilirkişi Doktor Hasan Din den kaçınılmaz tedavi giderleri hususunda rapor alınmıştır, 3.000,00 TL olduğu kabul belirtilmiştir.. Rapor yöntemine uygun olduğundan esas kabul edilmiştir. Davacının kusuru düşüldükten sonra bakiye kaçınılmaz tedavi gideri zararının 450,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin tedavi giderinin teminat kapsamı dışında olup olmadığına dair değerlendirmesinde;
2918 sayılı Kanun’un 98.maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesinde, “Trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, kanunun geçici 1.maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59’uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün kanundan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğinin kabulü gerekir. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar,
1-Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri,
2-Tedaviyle ilgili diğer giderler,
3-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler,
Sağlık giderleri kapsamında sayılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir.
Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki;
1-Bakıcı giderleri
2-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları)
3-Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir.
Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi ve daraltması düşünülemez.
Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder.(Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini- Konya barosu yayınları. Shf 7-8 ,Yargıtay üyesi: Hüseyin TUZTAŞ)
Bu halde tedavi giderlerinin sigorta teminatı kapsamında olduğu kabulü gerekir.
-Davalı …, … ve … A.Ş’nin sorumluluğuna dair değerlendirmede;
İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır.Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E. ***) Somut olayda, aracın maliki ve yararlanan davalı … zarardan sorumludur. … ise haksız fiil hükümleri uyarınca zarardan sorumludur.
Davalı … A.Ş ise kazaya karışan aracın özel halk otobüsü olması, herhangi bir işleten sıfatının bulunmaması nedeni ile kendisine pasif husumet düşmediğinden ilgili yönünden reddine karar verilmiştir.
– Manevi tazminata dair değerlendirmede;
Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda hakimin, hukuk ve adalete uygun karar vereceği TMK’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda, ekonomik ve sosyal durum araştırması, kazanın oluş şekli, davalı kusur oranı çekilen ızdırap, davacının malul olmayışı ve yukarıda açıklanan kıstaslar çerçevesinde davacı … için 3.000,00 TL, Anne ve babası için 1.500,00 ‘er TL manevi tazminatın uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Davacının ıslah talebindeki faiz istemi ve haksız fiil hükümlerindeki temerrüt koşulları dikkate alınarak, maddi tazminat yönünden gerçek kişiler aleyhinde kaza tarihinden sigorta şirketi yönünden ise arabuluculuk başvuru tarihinden itibaren faiz işletilmesi kabul edilmiştir. Davacının talebine bağlı kalınarak aracın ticari olması nedeni ile sadece … lehine avans faizi talep edildiğinden ilgili yönünden avans faizi hükmedilmiştir, manevi tazminat yönünden ise haksız fiil koşulları dikkate alınarak, olay tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmıştır ,fazlaya dair istemler yukarıda açıklanan nedenlerle uygun görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davalı … A.Ş.’ye karşı ikame etmiş olduğu davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Davacı …’ın maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 450,00 TL kaçınılmaz tedavi giderinin davalılar …, *** A.Ş.ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına, alacağa … ve … yönünden kaza tarihi olan … tarihinden itibaren … A.Ş.yönünden ise 22/06/2020 tarihinden itibaren faiz işletilmesine, … A.Ş.hakkında avans faiz, diğer davalılar aleyhinde yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davacı …, …, …’ın manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, … için 3.000,00 TL, … ve *** için ayrı ayrı 1.500,00’er TL olmak üzere toplam 6.000,00 TL manevi tazminatın … ve …’Dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, alacağa kaza tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
4-Davacının kaçınılmaz tedavi gideri zararına ilişkin davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 179,90 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 95,64 TL peşin harç ve 9,91 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 95,64 TL harçtan mahsubu ile çıkan 84,26 TL harcın …, … A.Ş.ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacıların manevi tazminat istemine ilişkin 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 409,86 TL harcın … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.400,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) kabul red oranına göre 1.190,00 TL’sinin davacılardan müştereken ve müteselsilen bakiye kısmını ise davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan Bilirkişi ücreti, ERÜ ATK bedeli, Yurtdışı Tebliğ Harcı, tebligat, posta ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1982,25 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 297,33 TL’sinin …, … A.Ş.ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine artan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafından yapılan 95,64 TL harç peşin ve ıslah harcı ile 54,40 TL başvuru harcının …, … A.Ş.ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
9-Davalı *** tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 85,00 TL’sinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine, bakiyesi kendi üzerinde bırakılmasına,
10- Davalı … Aş. tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
11-Davacının maddi yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 450,00 TL vekalet ücretinin …, … A.Ş.ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı Nurettin’e verilmesine,
12- Davacının maddi red yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 450,00 TL vekalet ücretinin davacı Nurettin’den alınarak …, … A.Ş.ve …’a verilmesine,
13-Manevi tazminat davası yönünden davacı Nurettin için AAÜT’ye göre hesap edilen 3.000,00 TL, davacı Zeynep ve Suat için 1.500,00’er TL (toplamda 6.000,00) vekalet ücretinin … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
14- Manevi tazminat davası red yönünden davacı Nurettin’den 3.000,00 TL, davacı Zeynep ve Suat için 1.500,00’er TL (toplamda 6.000,00 TL) vekalet ücretinin alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,
15- Davalı … Aş lehine davacıların davacıların davalının işleten olmadığını bilme imkanı olmadığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
16-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
17-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, davacılar vekili, davalı … vekili, Davalı … A.Ş.vekili, Davalı … A.Ş. Vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/06/2023
Katip ***
¸e-imzalı
Hakim ***
¸e-imzalı
*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*