Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/42 E. 2022/240 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – …
2- … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVALI : ***
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali Ve Kayyım Tayini
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan genel kurul kararının iptali ve kayyım tayini davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu … tarihli genel kurulda yönetim kurulu faaliyet rapor, denetim kurulu faaliyet raporu ve bilanço okunduktan sonra yönetim ve denetim kurulu ibra edildiğini, ***ın yönetim kurulunu, *** ise denetim kuruluna seçildiğini, genel kurulun 6. maddesi ile de 2019 yılı ortaklık aidatlarının belirlendiğini, yapılan genel kurulun hazirun cetvelinde 12 üyenin isminin bulunduğunu, bu üyelerin gerçek üye olmayıp genel kurulda çoğunluk sağlamak için yönetim kurulunca üyelik kaydı yapılmış üyeler olduğunu, hazirunda ismi geçen üyelerin ödemelerinin hiç olmaması ve genel kurulda çoğunluk sağlamak amacı ile üye olarak kaydedilmiş olduğu tespit edilesi halinde ilgili genel kurulun geçersizliğinin tespitine karar verilmesi gerekeceğini, yönelim kurulu faaliyet raporu incelendiğinde kooperatife kayıtlı 183 ortağın olduğu beyan edilmiş olmasına rağmen genel kurul tutanağında sadece 12 ortağın isminin açıldığını, yönetim kurulu faaliyet raporunda birçok gerçeğe aykırı ifade bulunduğunu, hazırlanan raporun önceki yıllardan alınarak kes kopyala şeklinde yapıldığını, raporda 2016 yılında inşaatların bitirilmesi temenni edildiğinin dahi yazdığını, kooperatif yönetim kurulunun faaliyet raporunun bu denli gerçeğe aykırı beyanlar içerir şekilde çalakalem yazabilmesinin nedeninin kooperatifi artık kendi işletmeleri gibi görmelerinden kaynaklandığını, davaya konu genel kurul dönemine ait denetim kurulu faaliyet raporunun tek imza ile sunulmuş olup, izah edilen hiçbir konuya değinmemesi nedeniyle kabulünün mümkün olmadığını, okunan bilançonun gerçeği yansıtmadığını, yönetim kurulu faaliyet raporu ile çeliştiğini, onaylanan raporlar ve bilançonun okunmasından sonra yönetim ve denetim kurullarının 4. madde ile ibra edildiğini, faaliyet raporları ve bilançonun gerçeği yansıtmaması nedeniyle ibranım geçersiz olduğunu, ***’ın yönetim kuruluna, ***’in ise denetim kuruluna seçildiğini, ibra edilmeyen kurulların yeniden seçimler için kararının iptalinin gerektiğini, tasfiye aşamasına girmiş kooperatifte aidat istenmesinin ana sözleşmeye aykırı olduğunu, kooperatifin arsalarının çok düşük bir bedel ile ***A.Ş. firmasına satıldığını, mevcut yönetimin bu şartlara yönelik hiçbir işlem yapmadığını, *** İlçesi, *** Mahallesi, ***ada, *** parselin 950,00- TL, *** İlçesi, *** Mahallesi, *** ada, *** parselin 79.000,00-TL, *** İlçesi, *** Mahallesi, *** ada, 1 parselin 26.000,00-TL, *** İlçesi, *** Mahallesi, *** ada, 239 parselin 54.000,00-TL, *** İlçesi, *** Mahallesi, *** ada, 240 parselin 40.000,00-TL, *** İlçesi, *** Mahallesi, *** ada, parselin 28.000,00-TL, *** İlçesi, *** Mahallesi, ***ada, 2 parselin 40.000,00-TL, *** İlçesi, *** Mahallesi, *** ada, 12 parselin 50.000,00-TL bedel üzerinden *** A.Ş.’ne satıldığını, bu şirketin bu arsalardan sadece 1/2’sinin ***tarih ve *** yevmiye nosu ile 650.000,0- TL *** A.Ş.’ne sattığını, yapılan bu işlemlere karşı mevcut yönetim kurulunun herhangi bir tahkikat yapmadığını, belirtilen nedenler ile … tarihli genel kurul toplantısında alıman 3, 4, 5 ve 6. maddelerin geçersizliğinin tespitine ve iptaline, davalı kooperatifin tasfiye işlemlerini tamamlayabilmesi için kayyım atanmasına mümkün olmaması halinde kooperatif işlemlerinin atanacak kayyımın izne tabi tutulmasını, kayyımlık ücretinin davalı kooperatif tarafından karşılanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kooperetifin 2010 yılı öncesi kurulduğunu, 1720 ortağı varken tüm üyelerin dairelerini alarak üyelikten ayrıldığını, geriye sadece 9 orlağın kaldığını, üyelerin kendi rızası ile kooperatiften dairelerini alarak ortaklıktan çıktığını, kooperatifin hali hazırda 9 ortağının olduğunu, ***’in kooperatif başkanlığından ayrılalı 4 yıl olduğunu, 4 yıldır kooperatif başkanının *** olup, aralarında herhangi bir akrabalık ilişkisinin olmadığını, davacıların uzun yıllardır kooperatifin ortağı olduğunu, *** tarihlerinde davacılara daire tapularını almaları için iki kez ihtarname gönderildiğini, buna rağmen davacıların tapularını almadığını, orlaklıktan ayrılmadığını, davacıların iddiaları ilc ilgili Kayseri 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nin *** Karar sayılı dosyasında bu iddiaların yersiz olduğu gerekçesi ile o dönemdeki yöneticilerin beraat ettiğini, dava dilekçesinin 6, 7 ve 8 nolu maddelerinde ileri sürülen iddiaların tamamen hayal ürünü olduğunu, kooperatif tarafından satılan arsaların bulunmadığını, arsaların kooperatif adına durduğunu, bu arsalardan yüklenici firmanın inşaat işlerine devam ettiğini, davacıların bahsettiği genel kurula katıldığını, genel kurula bir itirazlarının olmadığını, ***un düşük bedeller ile satıldığı ileri sürülen arsaların ***’a yapılan iş sözleşmesine göre verildiğini, verildiği iddia edilen arsaların bir çoğunun verilmediğini, belirtilen nedenler ile haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Taraflarca ***Tapu Müdürlüğü’nün *** tarih ve *** yevmiye numaralı işlemine ilişkin tüm evraklara, davalı kooperatifin … tarihli genel kurul tutanağı ile bu toplantıya ilişkin hazirun cetveline, … tarihli genel kurul tutanağında okunan yönetim kurulu faaliyet raporu ve denetim kurulu raporuna, kooperatifin üye kayıt, envanter ve yevmiye defterleri ile kooperatife ilişkin tüm kayıt ve belgelere, Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nce tutulan kooperatife ilişkin tüm kayıt ve belgelere, kooperatif ana sözleşmesine, kooperatif tüm genel kurul kararlarına, Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin *** Esas sayılı dava dosyalarına, Kayseri 1. İcra Dairesi’nin ***Esas sayılı takip dosyasına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Kayseri Valiliği Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı kooperatifin tadilatlarıyla birlikte ana sözleşmesinin ve tüm genel kurul kararlarının, ayrıca … tarihli genel kurul toplantısının hazirun cetveli örneği istenilmiş, kooperatifin kayıtlı adresi ve … tarihi itibarı ile ve halen ortak sayısının kaç olduğunun mahkememize bildirilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize 04/03/2020 ve 16/03/2021 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Davalı kooperatife müzekkere yazılarak; a)… tarihi itibarı ile ve halen ortak sayısının kaç olduğunun, davacıların kooperatifin ortağı olup olmadığının sorulmuş, b)… tarihli genel kurul tutanağında okunan yönetim kurulu faaliyet raporu ve denerim kurulu raporunun, 2015-2019 yıllarına ilişkin bilançoların, 2015-2019 yılları arası yılsonu itibari ile hazırlanan ayrıntılı mizanların gönderilmesi istenilmiş, c)Davacılar ile kooperatif yönetim kurulu arasında yapılan yazışmaların tasdikli örneklerinin istenilmiş, d)Kooperatif ile *** A.Ş.’nin yapmış olduğu işlemleri gösterir muavin dökümünün istenilmiş, e)Kooperatifin tüm defter ve kayıtlarının bilirkişi incelemesine hazır edileceği açık adresinin, bu adreste kooperatifin tüm defterlerini bilirkişi incelemesine sunacak ilgili kişinin adı soyadı ve telefon numarasının mahkememize bildirilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize *** tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Kayseri 1. İcra Dairesi’ne müzekkere yazılarak ***Esas sayılı takip dosyasının tüm Uyap kayıtlarının gönderilmesi istenmiştir. Bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak *** Esas sayılı dava dosyalarının akibeti sorulmuş, karar verilmiş ve kesinleşmişse kesinleşme şerhli gerekçeli karar örneği, derdest iseler uyap kayıtları istenmiştir. Bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı Soruşturma ön bürosuna müzekkere yazılarak *** ait yürütülen soruşturma ve koğuşturmalar olup olmadığının, varsa akıbetinin atılı suçların ve suç tarihleri sorulmuştur. Bu müzekkeremize *** tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak zayi belgesi verilmesine ilişkin *** tarihli, *** Esas ve*** Karar sayılı gerekçeli karar örneği istenilmiştir. Bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
Kocasinan Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacı kooperatifin ve ***A.Ş.’nin aktif tapu kayıtlarını ve geriye doğru 10 yıllık pasif tapu kayıtları celbedilmiştir.
İlgili delillerin toplanmasından sonra HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının re’sen seçilecek bir mali müşavir muhasebeci ve kooperatif mevzuatı alanında nitelikli hesap bilirkişisinden oluşacak bilirkişi kuruluna tevdine, bilirkişilere HMK’nun 268. maddesi gereği davalı kooperatifin defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapması, raporlarına esas alacak olup da dosya içinde bulunmayan kayıt ve belgeler olursa birer suretinin raporuna eklemeleri için yetki verilmesine, HMK’nun 273. maddesi uyarınca davacıların bilirkişiler tarafından yapılacak olan inceleme tarihi, yani en son tarih itibar ile kooperatifin ortağı olup olmadıkları, … tarihli genel kurulun yapıldığı tarih itibarı ile kooperatifin ortak sayısının kaç olduğu, bu toplantıda toplantı ve karar yeter sayısının bulunup bulunmadığı, iddia, savunma, anasözleşme, genel kurul kararları, hazirun cetveli, taraflarca sunulan diğer tüm deliller, yazı cevapları, kooperatif defter ve kayıtları incelenmek sureti ile dava konusu edilen genel kurul toplantısında 3, 4, 5 ve 6 numaralı gündem maddelerinin gerek şeklen, gerekse içerik bakımından kooperatifler kanununa, ana sözleşmeye, objektif iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olup olmadığı hususlarında hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişilere yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Hesap Uzmanı Bilirkişi ***’dan oluşan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “Davacılardan …’un davalı kooperatifin 723 nolu üyesi olduğu, halen üyeliğinin devam ettiği, … tarihinde yapılan genel kurul hazirun cetvelinde de 8. sırada …’un hazirun olarak genel kurula katıldığı ve genel kurul hazirun cetvelini imzalamış olduğu, üyeliğinin devam etmekte olduğunun tespit edilmiş olduğuna, davacılardan …’in davalı kooperatifin 472 nolu üyesi olduğu, halen üyeliğinin devam ettiği, … tarihinde yapılan genel kurul hazirun cetvelinde de 7. sırada …’in hazirun olarak genel kurula katıldığı ve genel kurul hazirun cetvelini imzalamış olduğu, üyeliğinin devam etmekte olduğunun tespit edilmiş olduğuna, Tasfiye Halinde S.S.***’nin *** tarihinde *** Mahallesi,***Caddesi, No:127/A, Kocasinan adresinde yapılan genel kurulda kooperatif ortak sayısının 12 olduğu, yapılan genel kurulda 8 ortağın asaleten 1 ortağın da vekaleten olmak üzere 9 ortağın genel kurula katılmış olduğuna, … tarihli toplantıda 12 üyeden 3 üyenin katılmadığı, 9 üyenin katıldığı, alınan kararlarda 7 üyenin olumlu oy kullandığı, 2 üyenin işe olumsuz oy kullandığı tespit edilmiş olup, alınan kararlar ile ilgili toplantı ve karar yeter sayısmın mevcut olduğu, bu hususun da bakanlık temsilcisi tarafından teşpit edildiğinin belirlenmiş olduğuna, 3. madde ile ilgili yapılan incelemede yapılan oylamanın şeklen ve içerik bakımından kooperatif kanununa, ana sözleşmeye uygun olduğu belirlenmiş olup, genel kurul tutanağı divan başkanı ve bakanlık temsilcileri tarafından onaylarmış olduğundan Kooperatifler Kanunu’na, ana sözleşmeye, objektif iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırılık tespit edilmediğine, 4. madde ile ilgili yapılan incelemede yapılan oylamanın şeklen ve içerik bakımından kooperatif kanununa, ana sözleşmeye uygun olduğu belirlenmiş olup, genel kurul tutanağı divan başkanı ve bakanlık temsilcileri tarafından onaylanmış olduğundan Kooperatifler Kanunu’na, ana sözleşmeye, objeklif iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırılık tespit edilemediğine, 5.madde ile ilgili yapılan incelemede yapılan oylamanın şeklen ve içerik bakımından kooperatif kanununa, ana sözleşmeye uygun olduğu belirlenmiş olup, genel kurul tutanağı divan başkanı ve bakanlık temsilcileri tarafından onaylanmış olduğundan Kooperatifler Kanunu’na, ana sözleşmeye, objektif iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırılık tespit edilemediğine, 6. madde ile ilgili yapılan incelemede yapılan oylamanın şeklen ve içerik bakımından Kooperatifler Kanunu’na, ana sözleşmeye uygun olduğu belirlenmiş olup, genel kurul tutanağı divan başkanı ve bakanlık temsilcileri tarafından onaylarımış olduğundan Kooperatifler Kanunu’na, ana sözleşmeye, objektif iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırılık tespit edilemediği, mahkemece *** tarihinde Kocasinan Tapu Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere ile ilgili olarak verilen cevapta davalı kooperatifin *** A.Ş.’nin aktif tapu kayıtları ile geriye doğru 10 yıllık pasif tapu kayıtlarının gönderilmesi talep edilmiş bu talep üzerine Kocasinan Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından çok sayıda tapu kayıtlarını içeren kayıtlar gönderilmiş olup, bu kayıtların taktirinin mahkemeye ait olduğundan ayrıntılı olarak inceleme yapılmadığı” bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, … tarihli genel kurul toplantısında alınan 3, 4, 5 ve 6 nolu kararların iptali ve davalı kooperatife kayyım atanması istemlerine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99. maddesine göre davaya bakmaya mahkememiz yetkili ve görevlidir. Zira davalı kooperatifin işlem merkezi Kayseri’dir.
6545 sayılı Yasa’nın 45/3. maddesi uyarınca davanın niteliği itibarı ile dava, mahkememiz heyeti tarafından sonuçlandırılmıştır.
Davacıların davalı kooperatifin ortağı olduğunun tarafların kabulünde olduğu görülmektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu edilen … tarihli genel kurul toplantısında alınan 3, 4, 5 ve 6 nolu kararların iptaline karar verilmesinin yasal koşullarının ve davalı kooperatife kayyım atanmasının yasal koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği konularında toplanmaktadır.
Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu, ihtiyari dava arkadaşlarının ayrı ayrı başvuru ve peşin harcı ödemesi gerektiği, dava dosyası tetkikinde davacı …’un dava harcını ve başvuru harcını yatırdığı görülmekle; davacı Fedai Ulus’a 54,40-TL başvuru harcını ve 54,40-TL peşin dava harcını yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, kesin süreye uyulmadığı takdirde HK’nun 30. ve HMK’nun 150. maddesi gereğince yasal süresi içinde eksik harçlarının yatırılması sureti ile yenileninceye kadar davacı *** tarafından açılan davanın işlemden kaldırılacağı davacılar vekiline ihtar edilmiştir. Davacılar vekilince *** tarihli makbuz ile ara kararında sözü edilen ilgili harçlar yatırılmıştır.
Davacıların, … tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların uygulanmasının dava sonuna kadar tedbiren durdurulması ve davalı kooperatife kayyım atanması talebinde bulunulmuştur. Mahkememizce *** tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir isteğinin haklılığı konusunda yaklaşık ölçüde kanaat verici delil bulunmadığı, ayrıca davalı kooperatifin hali hazırda organsız kalmadığı da dikkate alındığında kooperatifin … tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların uygulanmasının dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına ve dava sonuna kadar davalı kooperatife kayyım atanmasına, kooperatif işlemlerinin atanacak kayyımın iznine tabi tutulmasına yönelik ihtiyati tedbir taleplerinin reddine kararı verilmiştir.
Davacıların Genel Kurul Toplantısında Alınan Kararların İptali İstemi Değerlendirildiğinde;
Davacıların ilk istemi, ***tarihli genel kurul toplantısında alınan 3, 4, 5 ve 6 nolu kararların iptaline ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi veya toplantıya ve karar yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir. Emredici nitelikte olan bu yasal düzenlemenin, davalı kooperatif anasözleşmesinin 36. maddesinde de de aynen tekrarlandığı görülmektedir.
Dava açma koşulu olarak aranan muhalefetin, oylama öncesinde gündem ve görüşmelere yönelik düşünce açıklamak ve eleştiriyi getirmek suretiyle değil, oylama sonrasında ve oylama sonucuna yönelik olarak yapılması gereklidir. Ret oyu kullanılmasına rağmen, üyenin muhalefet şerhini oylama sonrasında yazdırmaması halinde, HMK.’nun 114/2. madde hükmü yollaması ile 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. ve anasözleşmenin 36. madde hükmünde aranan dava şartlarının gerçekleşmediği gözetilerek, HMK’nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği de tartışmasızdır (Yargıtay 23. H.D. 2014/2404 Esas, 2014/5673 Karar).
Yine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 29/09/2014 T., E:2014/1847, K:2014/6026 sayılı kararında da da belirtildiği üzere; oylama öncesi yapılan görüşme sırasında sonradan alınacak karara esas olması muhtemel bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesi, alınan karara muhalif olunduğu anlamını taşımamaktadır. Muhalefetin, görüşülen öneriye değil, alınan karara karşı yapılması gerekmektedir. Diğer anlatımla, dava açma koşulu olarak aranan muhalefetin, oylama öncesinde gündem ve görüşmelere yönelik düşünce açıklamak ve eleştiri getirmek suretiyle değil, oylama sonrasında ve oylama sonucuna yönelik olarak yapılması gerekmektedir.
Kooperatiflerde genel kurul toplantısına çağrının usulsüz yapılması veya yapılmaması halinin müeyyidesinin bu toplantıda alınan kararların yokluğu mu, yoksa iptal edilebilirliği mi olduğu hususu Türk ve yabancı doktrinde tartışmalı olup, çoğunluk düşüncesi, hukuki işlemlere güvenlik getirme amacı da dikkate alınarak bu nevi sakatlıkların müeyyidesinin iptal edilebilirlik olduğu yönündedir.
Yargıtay 11. ve 23. Hukuk Daireleri’nin yerleşik uygulamasına göre, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. ve anasözleşmenin 28. maddesi emredici nitelikte ise de, aynı Yasanın 53. maddesinde, çağrıda usulsüzlük halinin genel kurula bu nedenle katılamayan ortaklara bu toplantıda alınan kararların iptali davası açma hakkı verildiğine göre, kanun koyucunun çağrıda usulsüzlük halinde bunun müeyyidesini yokluk olarak kabul etmediği anlaşılmaktadır.
Çağrının usulsüzlüğünü iddia eden tarafın, genel kurul toplantısında alınan kararların yasaya, anasözleşmeye veya iyiniyet kurallarına aykırılık iddialarından birine ya da hepsine dayanması ve iddiasını ispat etmesi zorunludur. Çağrıdaki usulsüzlük, alınan kararların salt bu nedenle iptali ya da yokluğu sonucunu doğurmamaktadır.
Öte yandan, genel kurul toplantısına çağrılması gereken ortakların çağrılmaması ve gelmemeleri halinde, toplantı ve karar nisabını etkiliyorsa bu durum, kararın yok sayılmasını gerektirir. “Yokluk”, hukuki işlemin kurucu unsurlarında eksiklik bulunması halinde söz konusu olabilecek bir haldir. Kurucu unsurları ihtiva etmeyen bir sözleşme kurulmamış, meydana gelmemiş sayılır (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 1998, İstanbul, sf 307). Kanuni nisapla toplanmayan ya da karar alınmayan bir genel kurul toplantısı için bu husus değerlendirilebilir. Bu nitelikteki kararların yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir.
Kanunda öngörülen asgari toplantı ve karar sayısına uyulmadan genel kurulda karar alınması yokluk halidir. … tarihli genel kurul toplantısı için 12 ortağa çağrı yapıldığı, 8 ortağın asaleten, 1 ortağın vekaleten olmak üzere toplantıya toplam 9 ortağın katıldığı görülmektedir. Davacılar kooperatif ortak sayısının sistematik olarak azaltılmaya çalışıldığını iddia etmektedirler.
Mahkememizce iddia ve savunmaların çözüme kavuşturulması amacıyla kooperatif defter ve kayıtlarının sunulması veya bilirkişi incelemesine hazır edileceği açık adresi bildirilmesi istenilmiştir. Davalı kooperatif tarafından ***tarihli cevabi yazı ile kooperatif merkezinde ***tarihinde gerçekleşen yangın sonucunda kooperatifin tüm defter, dokuman kayıt ve belgelerinin zayi olduğu bildirilmiştir.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın *** tarihli cevabi yazısında *** soruşturma dosyası üzerinden yapılan soruşturmada kooperatif defter ve kayıtlarının bulunduğu yer olarak bildirilen T*** Mahallesi,***Caddesi, No:85 sayılı adreste bulunan yapının müstakil ev olduğu, kooperatif başkanı***in buranın kooperatifin yazıhanesi olduğunu, aktif olarak kullanmadıklarını, ancak evrakları ve bazı eşyaları burada muhafaza ettiklerini, yandığı haberini alınca gidip kontrol ettiğini, bütün evrakların ve bilgisayar kasalarının yanmış olduğunu tespit ettiğini, yangının kendiliğinden mi yoksa biri veya birileri tarafından mı çıkarıldığına dair bilgi edinemediğini, dönüşüm alanı olduğu için burada güvenlik kamera sisteminin olmadığını beyan ettiğini bildirdiği, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nca *** tarihinde daimi arama kararı verildiği görülmüştür.
Davalı kooperatif tarafından *** tarihinde; davacı kooperatif merkezinde *** tarihinde yangın çıktığını, yangın nedeniyle kooperatif merkezinde bulunan defter, kayıt, belge ve sözleşmeler ve benzeri tüm evrakların zayi olduğunu beyanla, bu nedenlerle zayi belgesi verilmesi için Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne zayi belgesi verilmesi için talepte bulunulmuştur. Bu mahkemenin yaptığı yargılama sonunda *** tarihli, *** Karar sayılı gerekçeli kararın incelenmesinde; talepte bulunan tacirin talep dilekçesine ekli olan kolluk ifade tutanağında temsilcisi ***’in *** tarihli ifadesinde bir önceki gün ticari işletmenin merkezi konumundaki yazıhanede yangın çıktığını ve kooperatife ait bütün evrakların ve bilgisayar kasalarının yanmış olduğunu tespit ettiğini beyan etmiş olduğu, ayrıca yangın itfaiye raporu *** tarihinde düzenlenmiş olup bu tarih itibariyle ticari defter ve belgelerin zayi olduğunu öğrenen talep sahibi kooperatifin 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde mahkemeye başvurarak zayi belgesi verilmesi isteminde bulunabileceği fakat talep sahibinin söz konusu talebi hak düşürücü süre geçtikten sonra*** tarihinde yaptığı gerekçesiyle talebin hak düşürücü süre yönünden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya içinde mevcut … tarihinde yapılacak olan olağan genel kurulu için hazırlanmış 2018 yılı yönetim faaliyet raporunun 8. sayfasının “ç) ortaklık işlemleri” başlıklı bölümünde “kooperatif ana sözleşmemizin 61/E maddesine göre konut tapusunu alarak istifa etmek suretiyle kooperatifimizden ayrılan ortaklardan sonra şu anda kooperatifimize kayıtlı 183 ortak mevcuttur. Dönem içinde yeni ortak kaydı yapılmamıştır. …” yazdığı görülmektedir.
Davacılar vekili *** tarihli bilirkişi raporuna beyan ve itirazlarını içerin dilekçede özetle “… Tarafımızca iddia edilen husus kooperatif ortaklarının genel kurul toplantısına çağrılmadığı, yönetim kurulu faaliyet raporunda 183 kayıtlı bulunduğu yönünde kayıt olmasını dikkate dahi almamıştır. Mahkemece bilirkişi heyetinden istenen kooperatifin gerçek ortak sayısının ortaya koyulması olup 12 kişilik hazirun cetvelindeki imzaların toplantı ve karar yeter sayınsını sağladığının hesabının yapılması değildir. ***tarihli duruşma zaptında davalı vekiline davalı kooperatif vekiline kesin hesap maliyetinin bir örneğini sunması için 2 haftalık süre verilmiş olup bu süre içerisinde davalı kooperatifçe herhangi bir evrak sunulmamıştır. Davalı kooperatif yıllardır keyfi bir yönetime maruz kalmaktadır. Mahkemece istenilen evrakların sunulmaması da bunun göstergesidir. Davalı kooperatiften istenilen evrakların sunulması halinde kaç üyenin olduğu tespit edilecektir. Davalı kooperatif 2021 yılında 1400 kişiden fazla kişiye maliyet hesabı adı altında borç içerir evrak göndermiştir. Bu kişilerden 296 kişi adına tarafımızca kooperatife olağanüstü genel kurul toplantısı için ihtar gönderilmiş olup ihtar örneği dilekçemiz ekindedir. Tüm bunlara rağmen bilirkişilerce toplantı yeter sayısının olduğu yönünde rapor tanzim edilmesi kabul edilemez. …
” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosya kapsamına göre; … tarihinde yapılacak olan olağan genel kurulu için hazırlanmış 2018 yılı yönetim faaliyet raporunun 8. sayfasının “ç) ortaklık işlemleri” başlıklı bölümünde “kooperatif ana sözleşmemizin 61/E maddesine göre konut tapusunu alarak istifa etmek suretiyle kooperatifimizden ayrılan ortaklardan sonra şu anda kooperatifimize kayıtlı 183 ortak mevcuttur. Dönem içinde yeni ortak kaydı yapılmamıştır. …” yazdığı, buna rağmen adı geçen genel kurulda kooperatifin 12 ortağının olduğundan bahisle bahsi geçen yönetim faaliyet raporunun toplantıya katılan 9 ortak tarafından oylandığı görülmektedir. Davalı kooperatif yönetim kurulu tarafından düzenlenen faaliyet raporu davalı kooperatifin aleyhine delil teşkil eder. Davalı kooperatif tarafından genel kurulda oylanıp kabul edilmiş olan, bu nedenle de doğruluğu kendilerince tasdik edilmiş olan faaliyet raporunda yazılı olduğu üzere kooperatifin ortak sayısının 183 değil de 12 olduğunu ispata yarar delil sunmadığı gibi bu konuyla ilgili makul bir izahat yapmamıştır. Genel kurul toplantı yeter sayısının ortakların 1/4 oranında toplantıya katılmasıyla ve karar yeter sayısının ise toplantıya katılan ortakların yarısından bir fazlasının oyu ile sağlanabilir olduğu dikkate alındığında, buna göre dava konusu genel kurul tarihi itibarı ile davalı kooperatifin 183 ortağı olduğu tespit edildiğinden toplantı yeter sayısının 46 olduğu, dava konusu genel kurul toplantısına ise asaleten ve vekaleten toplam 9 ortağın katıldığı, bahsi geçen genel kurulda yönetim ve denetim kurulu faaliyet raporu, yönetim ve denetim kurullarının ibrası, yeniyönetim ve denetim kurullarının seçimi ve 2019 yılına ait aidatların tespiti kararların oy çokluğu ile kabul edildiği dikkate alındığından … tarihli genel kurul toplantısında toplantı ve karar yeter sayısının mevcut olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, “Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü; aynı Kanun’un 51/1. maddesi ise “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıda bir fazlasına itibar olunur” hükmünü; ana sözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrası, “Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması gerekir. İlk toplantıda nisap temin edilmediği takdirde ikinci toplantıda nisap aranmaz.” hükmünü; 2. fıkrada ise “Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır.” hükmünü içermektedir.
Aynı Yasa’nın “Ek ödeme Yüklemi” başlıklı 31. maddesinde “Anasözleşme, ortakları ek ödemelerle yükümlendirebilir. Ancak, ek ödemelerin yalnız bilânço açıklarını kapatmada kullanılması şarttır. Ek ödeme yüklemi sınırsız olabileceği gibi, belirli miktarlarda veya iş hacmi ile veya paylarla orantılı olarak sınırlandırılabileceği” öngörülmüştür. Aynı şekilde, söz konusu Yasa’nın 52/1. maddesinde, ek ödeme ihdası hakkında alınacak kararlar için bütün ortakların 3/4’ünün rızasının gerektiği düzenlenmiştir.
Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, TBK’nun 26 ve 27. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır. Yok hükmünde olan kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların yok hükmünde olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. Sonradan icazetle dahi geçerli hale gelmezler. Yokluk halinde, hukuki işlem bir veya daha fazla unsurunun yokluğu nedeniyle şeklen dahi olsa mevcudiyet (varlık) kazanamamaktadır. Hukuken yok olan bir işleme hiçbir hukuki sonuç bağlanabilmesi mümkün değildir. İptali kabil kararlar ise, daha çok ortakların menfaatlerini koruyan düzenlemelere aykırılık teşkil eden, emredici kurallar dışında, yorumlayıcı ve şekle ilişkin kuralların ihlal edildiği kararlardır. İptali gereken kararlar, baştan itibaren geçersiz olmadıklarından, iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğururlar.
Somut olayda, iptali istenen genel kurulun gündemin 3, 4, 5 ve 6. maddelerinin yukarıda açıklanan nedenler karşınıda yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacıların Kooperatife Kayyım Atanması, Mümkün Olmaması Halinde Kooperatif İşlemlerinin Atanacak Kayyımın İzne Tabi Tutulması İstemi Değerlendirildiğinde;
Dosya kapsamına göre, davacılar davalı kooperatifin üyeleridir. Davalı kooperatifin mevcut yönetiminin ana sözleşmenin 88. maddesinde yazılı tasfiye işlemlerini yapamadığı ve şeffaflıktan uzak bir biçimde işlemlerine devam ettiğini ileri sürerek kooperatife kayyım atanmasını talep etmişlerdir.
Kooperatifler Kanununun 98. maddesi atfıyla 6102 Sayılı TTK’nın 530/1. maddesine göre, gerekli organın mevcut olmamasının, bu organın gerçekten bulunmaması anlamına geldiği, görev süresi sona eren yönetim kurulunun yenisinin seçilememiş olması veya kurulun boşalarak yerlerini doldurma imkanının bulunamaması halinde, pay sahipleri şirket alacaklıları veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yönetim kurulunu dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hale getirmesi için bir süre belirleyeceği, verilen sürede durum düzeltilmezse şirketin feshine karar verileceği düzenlenmiştir.
TMK’nun 426/3. maddesine göre, “Yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa” o tüzel kişiye kayyım atanır. TMK’nun 427/4. maddesine göre ise, “Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa” o tüzel kişiye yönetim kayyımı atanır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi uyarınca, bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde TTK’nun anonim şirketlere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, yönetim kurulunun TTK’nun 316. maddesi uyarınca ancak genel kurul kararı ile azledilebileceği, yönetim kurulunun böyle bir istemi reddi halinde davacı ortakların keyfiyeti önce genel kurula ve buradan alacağı ret kararını mahkemede dava etmesi mümkün olup, doğrudan mahkemeden kooperatife kayyım atanması talebinde bulunamayacağı açıktır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 17/02/2016 tarihli ve 2015/4057 Esas, 2016/832 Karar sayılı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15/02/2005 tarihli ve 2000/10420 Esas, 2001/1269 Karar sayılı, 12/03/2012 tarihli ve 2001/10462 Esas, 2002/225 Karar sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere, yönetim kurulu TTK’nun 316. maddesi uyarınca ancak genel kurul kararı ile azledilebilir. Yönetim kurulunun böyle bir istemi reddi halinde davacı ortakların keyfiyeti önce genel kurula ve buradan alacağı ret kararını mahkemede dava etmesi mümkün olup, doğrudan mahkemeden kooperatife kayyım atanması talebinde bulunamaz. Diğer yandan, organ boşluğu da bulunmadığından kayyım tayini bu nedenle de istenemez. Kötü yönetim nedeniyle kooperatife kayyım tayin edilmesi talepli olarak açılan benzer bir davada Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2013/460 Esas ve 2013/4002 Karar sayılı ilamında bu hususa işaret edilmiş mahkemenin kayyım atanmasına ilişkin kararı bu gerekçe ile bozulmuştur. Davacıların öncelikle yönetim kuruluna taleplerini iletip, talebin reddi halinde genel kuruldan kooperatif yönetim kurulunun azledilmesini istenmesi akabinde genel kurulun talebi reddetmesi üzerine mahkemeden talepte bulunmak yerine doğrudan kooperatife kayyım atanması talebiyle dava açılması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir. Eldeki davada davalı kooperatifin organlarının seçimine ilişkin 08/12/2019 tarihli genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmiş olmasının, hatta bu mahkeme kararının kesinleşmiş olmasının sırf bu sebeple kayyım atanmasını gerektirmediği de açıktır (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/1163 Esas ve 2020/2308 Karar sayılı kararı).
Yukarıda yapılan tüm bu açıklamaların ışığı altında davacıların her bir talebi hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
1-Davalı Tasfiye Halinde S.S. Yeni Şehir Kent Konut Yapı Kooperatifi’nin *** tarihli genel kurul toplantısının gündemin 3, 4, 5 ve 6. maddelerinin YOKLUKLA MALUL OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-Davacıların fazlaya ilişkin istemlerinin REDDİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince davalarının kabul edilen kısmı nedeniyle alınması gereken 80,70-‘er TL maktu karar ve ilam harcından davacılar … ve …’in her birinden peşin olarak alınan 54,40-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 26,30’ar TL’nın ( 26,30-TLx2=52,60-TL) karar ve ilam harcının davalı Kooperatif’ten alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı … tarafından yatırılan 54,40-TL başvurma harcı ve 54,40-TL peşin harç olmak üzere toplam 108,80-TL’nin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine ve davacı … tarafından yatırılan 54,40-TL başvurma harcı ve 54,40-TL peşin harç harç olmak üzere toplam 108,80-TL’nin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından davanın kabul edilen kısmı için yargılama boyunca yapılan; 19,00-TL tebligat gideri, 57,00-TL e-tebligat gideri, 48,40-TL müzekkere gideri ve 3,40-TL KEP gideri, 1600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.710,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davalı kooperatifin ortaklığının (üyeliğinin) sona erdiğinin tespitine yönelik talebi yönünden davanın kabulü nedeniyle hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacılar … ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince genel kurul toplantısının yoklukla malül olduğunun tespiti talebine yönelik davalarının kabulü nedeniyle her bir davacı için ayrı ayrı hesap ve taktir olunan 5.100,00’er TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine,
10-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince kayyım tayinine yönelik davacıların davalarının reddi nedeniyle her bir davacı yönünden ayrı ayrı hesap ve taktir olunan 5.100,00’erTL maktu vekalet ücretinin her bir davacıdan ayrı ayrı alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacılar vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
***

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır