Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/414 E. 2021/980 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/414 Esas – 2021/980
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : ***
KATİP : ***

DAVACILAR : 1- ***
2- ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI :***
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … günü 577 kaza sıra numaralı ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası tespit tutanağında trafikte ölen …’ın üzerine kayıtlı olan 38 … plakalı aracı ile Agola Bina Yönetimi …. Ltd. Şti. adına kayıtlı bulunan 38 … plakalı aracın çarpıştığını, bu esnada 38 … plakalı aracın içerisindeki yolcu ve sürücüsünün araç içerisinden fırlayarak refüj üzerine düşmesi sonucu kaza meydana geldiğini, bu kazada müvekkillerinin eşi ve babası olan …’ın vefat ettiğini, 17/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda davalı sigorta şirketine sigortalı olan olan aracın sürücüsünün çarpma anındaki hızına ilişkin hesaplama yapıldığını ve çarpışma anındaki hızının 126,01 km/h olduğu kanaatine varıldığını, aynı bilirkişi raporuna göre olay yerinde 50/km/h hızla gidilmesi gerektiğinin belirtildiğini, şüphelinin hızının çok yüksek olduğunu çarpmanın etkisiyle aracın 43 metre uzağa fırladığını ve refüje çarparak ancak durabildiğini, tüm bu bilgiler ışığında davalı sigorta şirketine poliçeli araç sürücüsünün tam ve ağır kusurlu olduğunu, müteveffa kusurlu olsa bile Yargıtay HGK’nın 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi destekten mahrum kalanlar açısından kusur aranmadığını, …’ın şoför olarak çalıştığını ve onun ölümüyle müvekkillerinin maddi – manevi destekten yoksun kaldıklarını, murisin vefat ettiği zaman asgari ücret ile çalıştığını, müvekkili …’ın çok genç yaşta küçük çocuğu ile dul kaldığını, 38 … plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı olduğunu, davalı şirkete kazadan sonra başvuru yapıldığını, taraflarına herhangi bir cevap verilmediğini, aradan zaman geçtikten sonra davalı şirketin mail adresine durum izah edilerek başvuru evrakları tekrar gönderildiğinde ise hasar dosyasının açıldığının ödeme yapıldığının ve harici ödeme yapıldığının bildirildiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile Kadiriye Tuncak için 1.000,00 TL … için 1.000,00 TL toplam 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan … tarihinden işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline, … için 50.000,00 TL, … için 50.000,00 TL olmak üzere toplamda 100.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili0 cevap dilekçesinde özetle; Davacıların müvekkili şirkete usulüne uygun olarak müracaat etmediğini, müvekkili sigorta şirketi tarafından dosyada inceleme yapılabilmesi için talep edilen eksik evrakların tamamlanmadığını, delillerin süresinde sunulmadığını, dava dilekçesinde bahsi geçen … tarihli kazaya karıştığı belirtilen 38 … plakalı aracın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin ölüm ve sakatlanmada kişi başına 360.000,00 TL olduğunu, 38 … plakalı aracın müvekkili şirkete 02/03/2019 – 2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere *** numaralı Birleşik Kasko Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte kusur durumunun tespitinin yapılmadığını, talep edilen manevi tazminat talebinin hakkaniyete uygun olmadığını, destekten yoksun kalma tazminatı talebi hakkında kanuna ve Yargıtay uygulamalarına uygun değerlendirme yapılması gerektiğini, müterafik kusur durumunun göz önünde bulundurulması gerektiğini, davacıların ceza yargılaması sırasında şikayetlerinden vazgeçmeleri ya da uzlaşma bildirimlerinin şikayetçi tarafından dosyaya sunulması gerektiğini, faiz hatalı olarak talep edildiğini, müvekkili şirketin temerrüte düşmediğini, davacıların yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
*** tarihli celsede dava dosyasının Ankara ATK Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek davaya konu … tarihli trafik kazasındaki tarafların ihlal ettikleri kurallarda bildirilmek suretiyle kusur durumlarının yüzdelik olarak tespiti hakkında rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş, ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesi tarafından mahkememize sunulan *** tarihli raporda özetle; 38 … plaka sayılı araç sürücüsünün %70 oranında kusurlu olduğu, sürücü ***’in %30 oranında kusurlu olduğu mahkememize bildirilmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair *** tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi ***’ün mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli bilirkişi raporunda özetle; destek …’ın 38 … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğunun kabulü halinde davaya konu desteğini yitiren davacı çocuk …’ın destek zararının 50.042,65 TL, davacı eş …’ın destek zararının 309.957,35 TL olduğunu, destek …’ın 38 … plakalı aracın sürücüsü olduğu ve kazada %70 kusuru bulunduğunun kabulü halinde davacı çocuk …’ın destek zararının 31.224,24 TL, davacı eş …’ın destek zararının 193.398,71 TL olduğunu davalı sigorta şirketi tarafından temen edilen poliçe limitinin kaza tarihi itibariyle limitinin 360.000,00 TL olduğunu mahkememize bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacılar dava dilekçesiyle, 03.05.2019 tarihinde muris … sevk ve idaresindeki 38 … plakalı araç ile 38 … plakalı aracın kaza yapması sonucu davacılardan Kadiriye’nin eşi ve davacılardan ***’nın babası vefat ettiğinden ve 38 … araç sürücüsünün kusurlu olduğundan bahisle manevi tazminat ve destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiği görülmüştür.
Davalı sigorta şirketi ise olayda kusuru kabul etmemiş, başvuru şartının yerine getirilmediğini belirtmiş ve davanın reddini dilemiştir.
Ceza dosyasının incelenmesinde 38 … plakalı araç sürücüsünün taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verdiğinden bahisle mahkumiyetine karar verildiği görülmüştür.
Sigorta poliçesi incelenmesinde, 38 … plakalı aracın davalı bünyesinde kasko poliçe ile sigortalandığı ve manevi tazminat klozunu göre 2.500.000,00 TL limitli üçüncü kişilerin manevi tazminatları teminat altına ve aynı araç için davalı nezlinde ZMSS poliçesinin bulunduğu görülmüştür.

-Mahkememizce kusur ön sorun değerlendirmesinde,
Mahkememizce kusur raporu alınmış, kusur raporu ve ceza dosyası dikkate alındığından kazanın …tarihinde olduğu, murisin sevk ve idaresindeki 38 … plakalı aracın geçiş üstünlüğüne sirayet etmediği ve 38 … plakalı aracın ise kontrollü geçiş kuralını ihlal ettiğinden bahisle 38 SA araç sürücüsünün %70 oranında kusurlu olduğu, 38 … plakalı araç sürücüsünün ise %30 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
38 … aracın trafik kayıtlarında ise kaza tarihi itibariyle muris … adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, Borçlar Kanunu’nun 45/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E. -411 K. sayılı ilamı).
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A-1.maddesindeki, “Sigortacı, bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda davalı sigorta şirketi destekten yoksun kalma tazminatında sorumludur. Mahkememiz dosya kapsamında aktüerya bilirkişi raporu almış. Alınan rapor yöntemine uygun olduğundan mahkememizce kabul görmüştür.
Araç işleteninin hukuki sorumluluğunun esasları ve sınırları ise, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan Kanun’un 85/5. maddesinde “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” düzenlemesine yer verilmiş olup; işletenin sorumluluğunun, araç sürücüsünün kusuruyla sınırlı olduğu kabul edilmiştir. Araç işletenine düşen hukuki sorumluluğu teminat altına alan trafik sigortacısı da sigortalı araç sürücüsünün kazadaki kusuru oranında zarardan sorumlu olacaktır.
Gerek ceza dosyası ve gerekse dosyamız itibariyle davacıların murislerin vefat ettiği kazada araç yolcu- sürücü konumunda kişiler tespit edilememiştir. Her iki kişi de araçtan fırlamak suretiyle vefat ettiği anlaşılmıştır. Dava konusu dosyada müteselsil sorumluluk için yapılan değerlendirmede murisin vefat ettiği araç kendisine ait olduğundan kendi aracı sebebiyle vermiş olduğu zarar sebebiyle araç işleteni olduğundan kendi aracı yönünden tüm tazminatlar teminat dışı olduğundan yolcu ve sürücü olmasının bir önemi olmadığından davalı sigorta şirketi kusur oranında sorumludur.
Mahkememiz murisin emniyet kemeri takmadığı ceza dosyası itibariyle sabit olduğundan müterafik kusur sebebiyle %20 oranında indirim yapılmıştır.
– Manevi tazminata dair değerlendirmede;
Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda hakimin, hukuk ve adalete uygun karar vereceği TMK’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda, ekonomik ve sosyal durum araştırması, kazanın oluş şekli, çekilen ızdırap yukarıda açıklanan kıstaslar çerçevesinde davacı *** için 20.000,00 TL ve davacı eş için 25.000 TL manevi tazminatın uygun olduğu değerlendirilmiştir.
-Faize ait değerlendirmede;
Destekten yoksun kalma tazminatı yönünden; Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı 2918 Sayılı KTK’nun 98/1, 99/1, ZMMS Genel Şartlarının B.2-c maddesi uyarınca hak sahibine kaza ve zarara ilişkin tespit tutanağının ve bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya başvurmasından itibaren 8 iş günü sonunda tazminat miktarını ödememesi halinde, bu tarihte, böyle bir başvurunun yapılmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşeceğinden, temerrüt faizine bu tarihten itibaren hükmedilmesi gerekir. Dava öncesi temerrüd dikkate alınarak faiz başlangıcı bu sigorta şirketi yönünden 04.07.2019 tarihinde yasal faiz hükmedilerek karar verilmiştir.
Manevi tazminat yönünden, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1427/2 maddesi hükmü uyarınca, sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her halde 1446.maddeye göre yapılacak ihbardan 45 gün sonra muaccel olur.”
Bu durumda davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü tarihin ilgili yasa hükümleri gereğince tespiti ile bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Anılan durum dikkate alınarak faiz tarihi 05/08/2019 olarak yasal faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminatına yönelik davasının kısmen kabulü ile, 31.224,24 TL’den TBK’nun 52.maddesi gereğince takdiren %20 oranında müterafik indirimi yapılarak neticeden 24.979,40 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağın 04/07/2019 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına ve davalının poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına,
2-Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminatına yönelik davasının kısmen kabulü ile, 193.398,71 TL’den TBK’nun 52.maddesi gereğince takdiren %20 oranında müterafik indirimi yapılarak neticeden 158.718,96 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağın 04/07/2019 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına ve davalının poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına,
3-Davacı …’ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 20.000,00 TL manevi tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağın 05/08/2019 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Davacı …’ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 25.000,00 TL manevi tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağın 05/08/2019 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 15.622,38 TL harçtan davacılar tarafından peşin yatırılan 348,39 TL peşin harç ve 1.222,75 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.571,14 TL harcın mahsubu ile bakiye 14.051,24 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 656,17 TL’sinin davalıdan kalan 663,83 TL’sinin ise davacılardan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
6-Davacılar tarafından peşin yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 348,39 TL peşin harç ve 1.222,75 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.625,54 TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davacılar tarafından yapılan ATK fatura ücreti 723,00 TL, bilirkişi ücreti 500,00 TL, ATK posta gideri 45,50 TL, 2 tebligat gideri 38,00 TL, 2 müzekkere gideri 18,00 TL, 13 elektronik tebligat gideri 71,50 TL ve kep reddiyat gideri 1,00 TL olmak üzere toplam 1.397,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre hesap edilen 694,44 TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, artan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
9-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince davacılar tarafından yatırılan gider avansından varsa kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra davacı tarafa iadesine,
10-Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminatına yönelik davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
11-Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminatına yönelik davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı tarafa verilmesine,
12-Davacı ***ın destekten yoksun kalma tazminatına yönelik davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 19.028,30 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
13-Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminatına yönelik davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 18.317,64 TL nispi vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı tarafa verilmesine,
14-Davacı …’ın manevi tazminat talebi yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
15-Davacı …’ın manevi tazminat talebi yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı tarafa verilmesine,
16-Davacı …’ın manevi tazminat talebi yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
17-Davacı …’ın manevi tazminat talebi yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı ve davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/11/2021

***
¸e-imzalı

Hakim ***
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*