Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/405 E. 2021/752 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVALI :… – … …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari münasebetler sebebiyle davalıya itiraz edilen icra takibine dayanak yaptıkları ve müvekkilinin açık ve cari hesap, ticari defter ve kayıtlarında bulunan 1 adet faturayı kestiğini ve faturadaki malları davalıya teslim ettiğini ve faturaya konu hizmeti verdiğini, fatura alacağının tahsili amacıyla Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, davadan önce arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu anlaşamama ile neticelendiğini ileri sürerek; davanın kabulü ile, borçlunun Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş, davalı taraf davaya herhangi bir cevap vermemiş ancak davalı vekili mahkememizce yapılan 08/04/2021 tarih ve 1 nolu celsede alacağın Vakıfbank çeki ile ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafın HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Dosyada tarafların bildirdiği belgeler ve bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair 28/01/202021 tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi ***’ın mahkememize sunmuş olduğu ***tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu alacağın dayanağını oluşturan 25/04/2017 tarihli 29.000,86 TL tutarındaki faturanın davalı tarafça kabul edildiğini, 25/04/2017 tarihli faturayı davalı şirketin 2017 yılı Nisan ayı BA formunda Vergi İdaresine bildirdiğini, davacı tarafın usulüne uygun açılış ve kapanış noter onayları bulunan 2017 yılı ve 2018 yılı resmi muhasebe kayıtlarına göre davacı tarafın davalıdan takibe konu 29.000,86 TL alacaklı olduğunu ve söz konusu alacağa ilişkin hiçbir tahsilatın yapılmadığını, davalı şirketin resmi muhasebe defterlerinin mahkemeye sunulmadığını mahkememize bildirmiştir.
GEREKÇE: Davacı dava dilekçesiyle, 29.000,86 TL faturadan dolayı alacaklı olduğunu, davalının ödeme yapmadığını belirterek yapılan takibe itirazın iptali dilemiştir.
Davalı ise beyan dilekçesinde davalıya Vakıfbank AŞ nezlinde ***ve ***çekleri davacıya teslim ettiğini belirtmiştir.
Dava, fatura dayanak yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. Maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu Kayseri Genel İcra Dairesi’ne ait … esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının mahkememize ait işbu dava dosyası davacısı … borçlusunun yine mahkememize ait işbu dava dosyası davalısı ***.olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine toplam 29.000,86 TL üzerinden icra takibi yapıldığı ödeme emrinin 06/01/2020 tarihinde borçlu tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edildiği borçlu şirket yetkilisinin süresi içinde vermiş olduğu dilekçe ile borçlarının bulunmadığı beyan ettiği ve takibin durdurulmasını talep ettiği icra dairesi tarafından düzenlenen karar tensip tutanağı ile takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Banka yazı cevaplarında ***numaralı çekin ***tarihinde ***’a ve ***çekin 06.01.2017 tarihinde İş bankasına ibraz edildiği görülmüştür. Finansbank’a ibraz edilen çekin keşidecisi, lehtarı ve cirantası dava dışı kişiler olduğu görülmüştür. Alınan çekin Silam firmasında ibraz edilip ödendiği görülmüştür. İş bankasına ibraz edilen çekin ise cirantası davalı olduğu ve davacı tarafından ibraz edildiği anlaşılmıştır.
Davalının BA formu ile dava konusu faturaya ilişkin mal ve hizmet alımını davalı tarafça bildirdiği görülmüştür.
Mahkememiz taraflara ticari defterlerini sunması için kesin süre vermiş davalı ibraz etmemiş ve davacı ibraz etmiştir.
Davacı ticari defter incelemesinde 25.04.2017 tarihli 29.000,86 TL faturadan dolayı davacının davalıdan alacaklı olduğu davacının ticari defterini usule uygun tutulduğu tespit edilmiştir.
Somut olayda davacı taraf dava konusu malların teslim edildiğini ispat etmek zorundadır. Davalı tarafın beyanı ve BA formunu bildirmiş olması karşısında dava konusu malın teslim edildiği anlaşılmıştır. Davalı taraf ise bedelin ödediğini ispat yükü altındadır. Davalı taraf ödeme olarak çekleri iddia etmiştir. Çekler fatura tarihinden önce olduğundan dava konusu fatura ile ilgisi bulunmadığından davalı iddiasını ispat edememiştir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve somut uyuşmazlığa da uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nun 83/2. maddesinde, HMK’nun senetlerin ibrazı zorunluluğuna ilişkin hükümlerinin ticari işlerde de uygulanacağı düzenlenmiş olup 6100 sayılı HMK’nun 222. maddesinde ise ticari defterlerin ibrazı ve delil olması hususları ayrıca hüküm altına alınmıştır. Anılan maddeye göre ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Somut olayda davalı taraf ticari defterleri sunmaktan kaçınmış olduğundan, davacının defteri usule uygun tutulduğundan ve HMK 6. Maddesi gereğince ödemeyi ispat edemediğinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ticari defter kayıtları, BA formu dikkate alındığında alacak likid olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takibine davalının itirazının iptali ile, 29.000,86 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2-Haksız itiraz nedeniyle asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 1.981,04 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 495,27 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.485,77 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 495,27 TL peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 549,67 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti 600,00 TL, 5 elektronik tebligat gideri 27,50 TL, 1 müzekkere gideri 9,00 TL, 4 tebligat gideri 76,00 TL ve 3 KEP reddiyat gideri 1,80 TL olmak üzere toplam 714,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-AAÜT’ye göre hesap edilen 4.350,13 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/09/2021

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*