Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/382 E. 2021/922 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
(Ret)
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – UETS
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2020
KARAR TARİHİ : 20/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/11/2021
Mahkememize açılan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı asil dava dilekçesinde özetle; daha evvelki yıllarda yaptığı işlerin bir kısmından tahsilat yapamayınca yaşadığı ekonomik krizden sonra darda kaldığını ve iflasın eşiğine düştüğü dönemde, 2001 yılında yeniden aldığı taahhüt işlerinin malzemesini temin edebilmek için görüştüğü … şirketi yöneticisi (yetkilisi) Hüseyin beyin şirket ortakları ile görüştükten sonra ihtiyacı olan tüm elektrik malzemelerini vereceklerini, aldığı malzemelerin bedelini de ödemesini yaptığı günkü, piyasa rayiç fiyatlarından ödeyeceğini, ekonomik durumu düzelince de piyasa rayiç değeri 10,00-TL olan malzemeyi daha aşağı fiyatla vereceklerini söylediklerini ve kendisine destek vereceklerini söylediklerini, kendisi de tüm ihtiyacı olan malzemeleri kendilerinden alacağını belirttiğini ancak kendilerinde olmayan %10 civarında bedelli olan malzemeleri başkasından almaya başladığını, o günden sonra işlerinin çok iyi gittiğini, yıllar geçtikçe davalı şirket yöneticileri ile muhabbetlerinin arttığını, samimi duygularla ahde vefa anlayışıyla ticaretlerinin devam ettiğini ancak 2006 yılından itibaren yaptığı işlerden zarar etmeye başladığında madeni metal malzemelere gelen zamlardan kaynaklandığını sandığını ve akabinde 2007 yılında ise işlerimde hiç ticari kar elde etmediğini, 2008 yılında çok büyük zararlarının olduğunu, davalı … şirketi yönetiminin ise, işlerini büyüttüğünden, şantiye sayısını arttırdığından, malzeme stoklarından (şantiye depolarımdan) malzemelerinin çalınıyor olabileceğini söylediklerini, fakat çalıntı kayıplarımızın olmadığını, hatta fire malzemelerinin dahi minimumda olduğunu söylediğini, davalı şirket yetkililerinin iyi niyetli olduğuna inandığını ancak yine de aldığı malzemelerin faturalarını ve fiyatlarını kontrol ettiğinde gerçek değeri ile satış değeri arasında açık oransızlık tespit ettiğini, böylece zarar etmesinin sebebini de bulduğunu, faturalarda çelişkili fiyatlar tespit ettiğini, iyi niyetinin suistimal edildiğini, derhal duygusallıktan ve ahde vefa anlayışından çıkıp, davalı şirket yöneticileri ile konuyu sitemli olarak görüştüğünü, yönetim kurulu başkanı …’ın olayın muhasebe personelinden kaynaklı olduğunu söylediğini, davalı şirket yöneticileri ile birlikte tüm faturaları ve fiyatları değerlendirme konusunda karar kıldıklarını, görüşmelerine rağmen ihtilaflı tüm faturaları ve malzeme birim fiyatlarını birlikte değerlendirmeye gözü dönmüş kötü niyetli şirket yöneticilerinin yanaşmadığını, yıllar sonrasında malzemelerini çok çok ucuza başka firmalardan almaya devam ettiğini, çektiği 16.04.2010 ve 27.05.2010 tarihli resmi ihtarlarından sonra çözüme yanaşmayan davalı şirket ile ticareti kesip başka toptancılardan malzemeleri temin etmeye başlaması üzerine Kayseri 6. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosya ile icra takibi başlattıklarını, 28.02.2011 tarihinde Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesine, itirazın iptaline takibin devamına talepli *** esas sayılı dosya ile 302.310,07-TL bedel talepli dava açtıklarını, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, sayın mahkemece alacaklarının miktarının 2/5 oranına düşürüldüğünü, iyi niyetini açıkça kötüye kullandıklarından bahisle davanın kabulü ile dava aşamasında yaptırılacak bilirkişi hesaplamasına göre dava değeri artırılmak kaydıyla şimdilik fazlaya ilişkin her türlü haklarımı saklı tutarak, ticari (cari) hesabın tamamına dayalı zımni düzenlenen bütün faturalardan kaynaklı şimdilik 50.000,00-TL alacağın, davalı şirkete ihtar tarihi olan 16.04.2010 tarihinden ve sonraki ikinci ihtarından itibaren davalının temerrüde düştüğü gözetilerek, faturalardaki malzeme için fazladan ödediği bedellerin o zamanki rayiç değeri karşılığının tespiti ile toplamları olan bedelin, karşı taraf şirketten en yüksek ticari temerrüt birleşik faizleriyle birlikte tahsili ile kendisine ödenmesine karar verilmesini, davalı şirketin mal varlıklarına hukuki güvenlik amacıyla ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbir konulmasına, aleyhine başlatılan Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile başlattığı icra takibinin tedbiren durdurulmasına, taşkın haciz yapılmasının önlenmesine, yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; öncelikle, Türk Ticaret Yasası’nın 21/2. maddesindeki “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmünün amir olduğunu, davacı tarafın 2008-2009 yıllarındaki faturalara kanunda belirtilen sürede itiraz etmediğini ve hatta bu faturaları defterlerine işleyip ticarete devam ettiğini, süresinde yapılmayan itirazların aradan geçen 12 yıl sonrasında yapılmasını kabul etmediklerini, davacı taraf gabin hükümlerinden yararlanarak müvekkil şirketten alacaklı olduğunu iddia ettiğini ancak aşırı yararlanmayı (gabin) düzenleyen Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 28/1’e göre : “Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir.” aynı maddenin 2. Fıkrasında ise “Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir.
” hükmünün amir olduğunu, davacı tarafın basiretli bir tacir gibi davranmadığını, deneyimli bir tacir olmasına rağmen ve uzun yıllardır bu işlerle uğraşmasına rağmen aşırı yararlanma (gabin) hükümlerine dayanarak alacak talebinde bulunmasının kötü niyetli olduğunu, davacının bahsettiği alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının ticari ilişkisi bittikten sonra da aradan geçen onca yıla rağmen dava açmamış olması kötüniyetli bir dava ikame ettiğinin açık göstergesi olduğunu, taraflarca düzenlenen faturaların her iki taraf defterlerinde de işlenmiş olduğunu, davacının iddia ettiği tüm hususların Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin *** E sayılı dosyasında incelendiğini ve kesin hüküm altına alındığını, ayrıca dava dilekçesinde defaten müvekkili şirket ve yöneticileri hakkında hakaret ve iftiraya varacak ithamlarda bulunmuş olması nedeniyle şikayet haklarını saklı tuttuklarını, davanın öncelikle zamanaşımı yönünden usulden reddine, esasa girilmesi durumunda ise haksız ve yersiz davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki ticaret nedeniyle açılmış menfi tespit ve alacak davasıdır.
Davacının temel iddiası, kendisine satılan malların piyasa fiyatının üstünde satılmasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
6545 sayılı yasanın 45/3.maddesi uyarınca yargılama Tek Hakim tarafından yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizde açılan ve sonuçlanan davada dava değeri 500 Bin TL’nin altında olması nedeniyle 7251 sayılı kanunla değişik 6102 Türk Ticaret Kanununun 4/2.maddesi uyarınca basit yargılama usulü uygulanmıştır.
Dava şartı arabuluculuk faaaliyeti kapsamında taraflar görüşmüş ancak anlaşmaya varamamışlardır.
Davalı tarafından Kayseri 6.İcra Müdürlüğünün ***E.sayılı dosyası ile başlatılan takibe dosyamız davacısının itirazı üzerine Mahkememizin ***E.sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasının sonunda davanın kısmen kabul kısmen reddi ile …’nın yapmış olduğu itirazın iptaline toplam 124.084,11TL üzerinden takibin devamına karar verilmiştir. Bu kararın temyizi üzerine Bozma sonrası yapılan yargılama sonunda Mahkememizin 2016/1462E.2017/182K.sayılı ilamı ile davanın kısmen kabul kısmen reddi ile …’nın yapmış olduğu itirazın iptaline toplam 124.084,11TL üzerinden takibin devamına karar verilmiştir. Bu kararın temyizi üzerine Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2017/2742E.2017/7643K.sayılı ilamı ile kararın onanmasına, bu karara karşı yapılan karar düzeltme taleplerinin ise aynı daire tarafından 2018/153E.2019/3272K.sayılı ilamı ile reddine karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir.
Davacı … tarafından davamız kapsamında dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların tamamı az yukarda özetlenen ve kesinleşen dosyada da ileri sürülmüş Mahkemece değerlendirilerek hüküm altına alınmıştır.
Yargılama aşamasında tarafların ticari defter kayıtları, uyuşmazlık konusu edilen faturalar, cari hesap ekstreleri ve tüm deliller toplanmış, bilirkişiden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmıştır.
Dosyaya mübrez 01/06/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafından ibraz edilen 2020 yılı defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin mevcut olduğu, sahibi lehine delil teşkil ettiği, davacı itirazının temel dayanağını davalı tarafından davacı hakkında Kayseri 6. İcra Müdürlüğü’nün *** esas (Kayseri Genel İcra Müdürlüğü *** e.) sayılı icra dosyası üzerinden başlatılan ilamsız takip sonucu açılan ve karara bağlanan Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasında, davacı aleyhine verilen karardan kaynaklı davalının kendisine düzenlemiş olduğu faturalardaki ürünlerin piyasa fiyatının çok üzerinde fahiş olarak uygulanması sonucu böyle bir kararın çıktığı bu durumun piyasa fiyatları ile yeniden değerlendirilmesi sonucunda davalıdan alacağının çıkacağı iddiasına dayanmakla birlikte söz konusu elektrik malzemelerinin niteliğinin, markasının, kalitesinin ve fiyata etki edecek diğer unsurların değerlendirilmesinin konusunda uzman elektrik mühendisleri tarafından mahkeme tarafından kabulü halinde yapılabileceği dikkate alındığında bu konuda herhangi bir tespit yapılamayacağı, davacı tarafından dava dosyasına ibraz edilen 2008-2009 ve 2010 yıllarına ait defterlerinin açılış noter tasdikinin bulunmasına karşılık kapanış tasdiklerinin olmadığı, söz konusu defterlerin sahibi lehine delil teşkil edemeyeceği, davacı defterlerinde davalının 208.257,83-TL davacıdan alacaklı olduğu, davalı tarafından ibraz edilen defterlerde davalı adına açılan hesap üzerinden raporun inceleme kısmında ayrıntılı olarak incelendiği üzere, davacının 208.295,34-TL davalıya borcunun bulunduğu, dolayısı ile taraf defterlerinde davacının dava tarihi itibarıyla herhangi bir alacağının bulunmadığı yönünde görüş bildirmiştir.
Davacı tarafın rapora karşı yaptığı itirazların değerlendirilmesi amacıyla bilirkişiden alınan *** havale tarihli ek raporda; ***esas sayılı dava dosyasını iddialar ve savunmalar çerçevesinde dayanağını teşkil eden taraf defterleri ve mevcut belgeler dahilinde incelemek suretiyle hazırlamış olduğum *** tarihli asıl bilirkişi raporunun ibrazı sonrasında, davacı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi için talep edilen ek rapora konu incelemeler neticesinde, davacı tarafından asıl bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazlar dava dosyası içerisinde bulunan defter ve belgeler üzerinden tekraren incelenmekle birlikte, asıl bilirkişi raporunun sonuç kısmını değiştirecek herhangi bir bulguya rastlamadığını bildirmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında; taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2001 yılında başladığı ve 2010 yılına kadar devam ettiği bu ticari ilişki kapsamında davacının davalıdan elektrik malzemeleri aldığı, taraflar arasında ticari ilişkinin açık hesap ilişkisi olduğu, davalı tarafından … hakkında mal satımından kaynaklanan alacakların ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığı, bu takibe … tarafından itiraz edildiği, yukarıda ayrıntıları verilen itirazın iptali davası kapsamında da …’nın dava dilekçesinde belirttiği özetle fahiş fiyattan mal satıldığı iddialarını ileri sürdüğü ve yapılan yargılama sonucunda davalının davasının kısmen kabulüne karar verildiği ve kararın kesinleştiği, Mahkememiz tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda davacının davalıdan alacaklı olmadığının ve aksine davalıya borçlu olduğunun tespit ediliği, davacının basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü altında olması nedeniyle faturalara 8 gün içerisinde itiraz etmesi gerekirken etmediği ve faturaları kabul ederek kayıtlarına işlediği, faturadaki malların teslim alındığı, bu haliyle davacı kayıtlarının esas alınması gerektiği, davalı tarafından cevap dilekçe ile zamanaşımı defiinde bulunulduğu, TBK 28.maddesine göre sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık oransızlık varsa bu oransızlık zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde zarara gören durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebileceği, zarar görenin bu hakkını düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği zor durumda kalmada ise bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her halde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabileceği, eldeki davanın ***tarihinde açıldığı, davacının sözleşmedeki edimler arasındaki oransızlığı en geç Mahkememizde açılan ve sonuçlanan itirazın iptali davası kapsamında öğrendiği zira aynı iddiaların o dosyada da dile getirildiği, Mahkememizde davalı tarafından açılan itirazın iptali davasının ***tarihinde açıldığı ve kanunda belirtilen zamanaşımı süresinin fazlasıyla geçtiği anlaşılmakla davacının mevcut delillere göre davalıya borçlu olduğunun tespit edilmesi nedeniyle menfi tespit davasının reddine, alacak davasının ise zamanaşımına uğraması nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının menfi tespit davasının esastan reddine,
2-Davacının alacak davasının zamanaşımı nedeniyle usulden reddine,
3-Alınması gerekli 59,30-TL ilam harcı ve 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti olmak üzere toplam 1.379,30-TL’nin, dava açılışı sırasında tahsil edilen 853,88-TL peşin harç ve 2.119,05-TL tamamlama harcından mahsubuna, artan 1.593,63-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde yatıran davacıya iadesine,
3-Davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafın yaptığı yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca 15.737,99-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil eden davalıya ödenmesine,
6-6100 sayılı HMK 120 ve 333.maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde davacı tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
7-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203.maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, davacı asilin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal iki haftalık süresi içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 20/10/2021

Katip …

Hakim …