Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***
HAKİM : ***
KATİP : ***
DAVACI :***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkili aleyhine Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, ödeme emrinin müvekkiline E-tebligat ile tebliğ edildiğini, müvekkilinin aleyhine yapılan icra takibinden icra takibi kesinleştikten sonra haberdar olduğunu, takibin haksız ve dayanaksız olduğunu, takibin dayanağı olarak *** fatura tarihli 71.272,00 TL bedelli e arşiv faturanın gösterildiğini, e arşiv fatura kavramının açıklanması gerektiğini, e arşiv uygulaması kapsamında düzenlenen faturanın muhataba kağıt ortamında teslim edilme zorunluluğunun bulunduğunu, fatura tarihi olan ***’de müvekkilinin e fatura sistemine geçmediğini, takip dayanağı fatura ve faturada belirtilen malların müvekkiline teslim edilmediğini, davalının ilamsız takip dayanağı faturayı ve fatura içeriğindeki malları müvekkiline teslim ettiğini dolayısıyla akdi ilişkinin varlığını ispat etme zorunluluğunun bulunduğunu ileri sürerek; davanın kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu uyuşmazlığın arabuluculuk kapsamında olduğunu, davanın arabuluculuk şartı yerine getirilmeden açıldığından reddinin gerektiğini, davaya konu mal alım satım işleminin e fatura olarak düzenlendiğini, e faturanın davacı tarafa usulüne uygun olarak gönderilmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacı şirketin pazarlama işlerini yapan ve İç Anadolu Bölgesi’nde temsilci olan *** adlı kişi tarafından ürünlerin teslim alındığını, müvekkili ile davacı şirket arasında cari hesap sözleşmelerinin bulunduğunu, davacı şirketin kötü niyetli hareket ettiğini, kasıt unsurunun mevcut olduğunu, savunarak davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
*** tarihli celsede; Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak, davacı şirketin HMK’nın 222 ve TTK’nun 80. maddesi gereği 2018 yıllına ait 6102 sayılı T.T.K.’nun 64. maddesinde sayılan ve tacir tarafından tutulmak zorunda olan tüm ticari defterlerinin, ticari defterlerdeki karşı taraf ile ilgili kayıtların yevmiye madde numaralarını da içerir muavin defter dökümü ve muavin defterdeki dayanak belge fotokopileri ile birlikte bizzat mahkeme kaleminde incelenmek üzere hazır etmesi için 2 haftalık kesin süre verilmesi amacıyla davetiye çıkarılmasına, davacı şirketin ticari defterler ve kayıtları mahkemede hazır edildiğinde HMK’nın 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi ***’nın Ankara 9. ATM vasıtası ile mahkememize ibraz ettiği bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında gerçekleşmiş ticari ilişki nedeniyle davacı şirketin 2018 yılsonu itibariyle davalı şirketten 47.711,47 TL alacaklı gözüktüğünü, 397 ve 433 sayılı VUK Genel Tebliğ Hükümlerine göre e fatura mükellefi olan vergi mükelleflerince e fatura mükellefi olmayan vergi mükelleflerine e fatura düzenlenemeyeceğini, anılan mükelleflere kağıt ortamda fatura düzelenmesi gerektiğinin hükme bağlanmış olmasının davalı yanca düzenlenmiş e faturaya konu malların davacı yana teslim edildiğine ilişkin dosyada herhangi bir belge sunulmamış olması nedeniyle davalı yanca düzenlenmiş ve muhatabına tebliğ edildiği belgelenmemiş faturanın muhatabına borç doğurmayacağını mahkememize bildirmiştir.
*** tarihli celsede Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak, dava dosyasının rapor veren mali müşavir bilirkişi Celal Koca’ya tevdii ile davacı şirketin davalı vekilinin itirazları da dikkate alınarak e-fatura mükellefi olup olmadığı, davacı şirketin HMK’nın 222 ve TTK’nun 80. maddesi gereği 2018-2019-2020 yıllarına ait 6102 sayılı T.T.K.’nun 64. maddesinde sayılan ve tacir tarafından tutulmak zorunda olan tüm ticari defterlerinin incelenmesi suretiyle davacının defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerini olup olmadığı usulüne uygun tutulup tutulmadığı, davacının lehine veya aleyhine delil olma durumu bulunup bulunmadığı, davalının icra takip dosyasına ve dava dilekçesinin ekinde sunduğu *** tarihli 71.272,00 TL bedelli faturanın davacı ticari defterlerinde kayıt bulunup bulunmadığı, davacının ticari defterlerinde fatura kayıtlı ise ayrıca ödeme kaydı olup olmadığı, ödeme kayıtlarının dava dosyasında veya ticari defter dayanaklarında belgesinin bulunup bulunmadığı, davacı defterleri itibariyle davacının takip dayanağı faturadan dolayı davacıya borçlu olup olmadığı hususlarında HMK’nun 281/2. Maddesi uyarınca ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş, bilirkişi ***’nın Ankara 9. ATM vasıtası ile mahkememize göndermiş olduğu *** tarihli ek raporda özetle; taraflar arasında gerçekleşmiş ticari ilişki nedeniyle davacı şirketin 2019 yılsonu itibariyle davalı şirketten 0,28 kuruş alacaklı gözüktüğünü, davalı yanca düzenlenmiş e faturaya konu malların davacı yana teslim edildiği ile faturanın davacı yana tebliğ edildiğine ilişkin dosyada herhangi bir belge sunulmamış olması nedeniyle davalı yanca düzenlenmiş ve muhatabına tebliğ edildiği belgelenmiş faturanın muhatabına borç doğurmayacağını mahkememize bildirmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair *** tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi ***nin mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli bilirkişi raporunda özetle; ” Davalının 2018-20169-2020 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdikleri ve beratlarının GİB yüklenmesinin yasal sürelerde yapıldığı, kayıtların birbirini doğruladığı tespit edilmiştir. Davaya konu faturanın davalı kayıtlarında yer aldığı ve davacı hesabının borcuna kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Takibe konu faturadan önce 47.711,47-TL davacı alacağının (davalı kayıtlarında ve davacı kayıtlarından alınan bilirkişi raporuna göre davacı kayıtlarında da aynı tutar davacı alacağı olarak görülmektedir.) olduğu tespit edilmiştir. Davacının Form BS ‘ sinde davaya konu faturanın bildirildiği tespit edilmiştir.
Sayın mahkemece, takibe konu faturadan önceki 47.711,47-TL davacı alacağının (davalı kayıtlarında ve davacı kayıtlarından alınan bilirkişi raporuna göre davacı kayıtlarında da aynı tutar davacı alacağı olarak görülmektedir.) takip ve davaya konu 71.272,00-TL’ lik faturadan düşülmesi gerektiği kabul edilir ise; takip ve davaya konu faturadan dolayı davalı 23.560,53-TL (71.272,00-47.711,47) davacıdan alacaklı olacaktır.Sayın mahkemece, takibe konu faturadan önceki 47.711,47-TL davacı alacağının (davalı kayıtlarında ve davacı kayıtlarından alınan bilirkişi raporuna göre davacı kayıtlarında da aynı tutar davacı alacağı olarak görülmektedir.) takip ve davaya konu 71.272,00-TL’ lik faturadan düşülmesi gerektiği kabul edilmez ise; takip ve davaya konu faturadan dolayı davalı 71.272,00-TL davacıdan alacaklı olacaktır.
” şeklinde mahkememize bildirimde bulunulmuştur.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı dava dilekçesiyle, faturadan dolayı kendileri hakkında takip yaptıklarını, faturaya konu malın teslim alınmadığından bahisle menfi tespit ve kötü niyet tazminatı dilemiştir.
Davalı ise faturanın davalıya tebliğ edildiğini, e-fatura olarak faturanın davalıya gönderildiğini, davalının personeli *** tarafından malın teslim alındığını belirtmiş, şirket temsilcisi ve Çağlar Balta ile görüşme kayıtlarını sunmuş ve davacının arabulucuya başvurması gerektiğinden bahisle davanın reddini dilemiştir.
Davaya konu Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede alacaklısının mahkememize ait işbu dava dosyası davalısı, borçlusunun yine mahkememize ait işbu dava davacısı .olduğu, alacaklı tarafından *** tarihli 71.272,00 TL bedelli kırtasiye malzemesi içerikli faturayı dayanak yapılarak toplam 78.758,49 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği görülmüştür.
Menfi tespit davalarında zorunlu arabuluculuk şartı şartı olmadığından bu itiraz yerinde görülmemiştir.
Somut olayda davalı tarafça faturaya konu mal satışı BS formu ile bildirildiği, davacının ise BA formlarında dava konusu faturanın yer almadığı görülmüştür. Davacı ticari defter incelemesinde davacının davalıdan 0,28 TL alacaklı olduğu ve dava konusu faturanın ticari defterde yer almadığı, davacının *** tarihnde e-fatura sistemine dahil olduğu görülmüştür ve e-faturanın iletilmesinin elektronik ortamlardan iletilmesine dair Hazine ve Maliye Bakanlığı tebliğinin yürürlük tarihinden ve davalının e-fatura sistemine katılma tarihinden önce davalı faturayı ilettiği iddiası yerinde görülmemiştir. Davalı kayıtlarında ise dava konusu faturanın kayıtlarında yer aldığı görülmüştür.
Somut olayda ispat, davaya konu malların teslim edilip edilmediği noktasındadır. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. (TMK m. 6) İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. (HMK m.190) Davalı taraf malın teslim edildiğini ispatlamak zorundadır. Dava konusu alacak tutarı dikkate alındığından davalı HMK’nın 190. ve 200. maddeleri uyarınca malın teslimi hususunu yazılı delille ispatlamalıdır.
Somut olayda davalı taraf malın teslimini ispatlayamadığından davalı yemin deliline dayandığından yemin delili hatırlatılmış ve yemin teklifi uyarınca davacı firma yetkilisi malın teslim alınmadığına dair yemin ettiğinden ve yemin kesin delili uyarınca davacının dava konusu faturadan ve fer’ilerin kaynaklı davacıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
İcra İflas Kanunun 67/2.maddesi uyarınca itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine hükmedilecek tazminat kötü niyet tazminatı olup, borçlu lehine kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanında takip alacaklısının kötü niyetli olması gerekir. Alacaklı icra takibi başlatmakta kötü niyetli değilse aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilemez. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/6546 E., 2019/7768 K. Sayılı ilamı)
Öğretide ve Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu hâlde, icra takibine girişen alacaklının kötü niyetli olduğu kabul edilmektedir.
Anılan yasa hükmünde düzenlenen ve ‘kötü niyet tazminatı’ olarak adlandırılan tazminat, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde takibe girişmekte kötü niyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir.
Somut olayda, davalı tarafın kendi ticari defterlerine göre davalı faturayı kendi ticari defterine işlemiş olması karşısında kötü niyetli görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının kabulü ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasına dayanak 71.272,00 TL bedelli faturadan ve fer’ilerinden kaynaklı olarak davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-İcra İflas Kanunu 72/5. Maddesi uyarınca takibin derhal durdurulmasına,
3-Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasına konu takibin iptaline,
4-Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 5.379,99 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 1.345,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.034,99 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
6-Davacı tarafından peşin yatırılan 1.345,00 TL peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.399,40 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti 500,00 TL, talimat posta gideri 45,50 TL, 15 elektronik tebligat gideri 83,50 TL, 1 müzekkere gideri 9,00 TL, 1 tebligat gideri 19,00 TL, BAM posta gideri 40,00 TL ve dosya fotokopi gideri 42,00 TL olmak üzere toplam 739,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
9-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
10-AAÜT’ye göre hesap edilen 11.038,60 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/12/2021
Katip ***
¸e-imzalı
Hakim ***
¸e-imzalı
*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*