Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/10 E. 2021/940 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – …
2- … – …
3- … – …
4- … – …
5- … – …
6- ***
7- … – …
8- … – …
9- … – … …
10- … – …
11- … – …
12- … – …
13- … – …
14- … – …
15- … – …
16- … – …
17- … – …
18- … – …
19- … – …
20- … – …
21- … – …
22- … – …
23- … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVALI : ***
VEKİLİ : Av. … –
FERİ MÜDAHİLLER : 1-… – TC N. …
2-… – TC No: …
3-… – TC No: …
VEKİLİ : Av. … –
FERİ MÜDAHİL : 1-… – TC No: …
VEKİLİ : Av. … –
FERİ MÜDAHİLLER : 1-… – TC No: …
2-… – TC No: …
3-… – TC No: …
4-… – TC N. …
5-… – TC No: …
6-… – TC No: …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/11/2021

Davacılar tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan kooperatif genel kurul kararının iptali davasının yapılan açık duruşmaları sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Yapı Kooperatifi’nin genel kurulunun … tarihinde yapıldığını, genel kurula usulüne uygun davet yapılmadığını, üyelerden …, …, … gibi birçok üyeye genel kurul davetiyesinin usulüne uygun yapılmadığını, Kooperatifler Kanunu’nun 45. maddesine göre 1/4 oranında üyenin şahsen veya temsilen bulunması gerektiğini, kooperatif ve üst kuruluşların genel kurullarında bulundurulacak Ticaret Bakanlığı temsilcisinin görevleri hakkında tüzük kapsamında toplantıya katılan temsilcinin görevlerini yerine getirmediğini, toplantı öncesi 5. maddeye göre imza esnasında kimlik tespitlerinin yapılmadığını, toplantı esnasında 6. madde kapsamında yapılması gereken görevlerin yerine getirilmediğini, gündeme alınmamış maddeleri görüşüldüğünü, birçok kararda çekimser ve karşı oy bulunmasına rağmen oybirliği şeklinde yazıldığını, denetim görevinin yerine getirilmediğini, gündemde olmayan usulsüz şekilde gündeme alınan maddenin görüşülmek suretiyle karara bağlandığını, toplantıya katılanların iptali istenen karara itiraz ettiğini, hükümet komiserine gerekli itirazların yapıldığını, sadece 6. maddedeki itirazların tutanağa yazıldığını, bir kısım üyelerin noterden ihtar çekmek suretiyle istifa etmiş olduklarını, ancak yönetim kurulu kararı almadıklarını, hala üye olarak değerlendirilen bu kişilere genel kurul davetiyesi çıkarıldığını, davacıların kooperatife üye olmadıklarını ve herhangi bir borçları bulunmadığını, kesin hesabı yapılan ve kesinleşen, bu kesin hesaba göre tahsilatı yapılan binalar için yeniden kesin hesap yapılmasının mümkün olmadığını, genel kurul kararlarının açık anlaşılır ve uygulanabilir olması gerektiğini beyanla, … Yapı Kooperatifi’nin … tarihli genel kurulunda alınan 7. nolu kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili dilekçesinde özetle; davacılar kooperatif ortaklığından dava tarihinden önce noter aracılığı ile gönderdikleri ihtarnamelerle istifa etmiş durumunda olduklarını, dolayısıyla aktif husumet ehliyetleri bulunmadığını, davacıların noterden gönderdikleri istifa beyanlarının, muhataba ulaştığında sonuç doğuran, kabule ihtiyaç duyulmayan beyanlar olduğunu ve bu beyanların tebellüğ gününde davacıların istifa ettiklerini, davacıların dava konusu genel kurulda muhalefet şerhi yazdırmadıklarını, bu nedenle bu özel dava şartının da bulunmadığını, genel kurulun tüm kanuni şartlara uygun olarak yapıldığını ve divan kurulu dahil olmak üzere seçilen yönetici ve denetçiler de dahil tamamının kooperatifin üyesi olduğunu, kanuni yeterliliklerinin olduğunu ve seçilme ve temsille ilgili bir kısıtlıklarının da bulunmadığını, davanın hem usul ve hem de esas açısından yersiz ve haksız olduğunu, kooperatifin muhtemel zararlarının temini ve kanun gereği olarak davacılardan teminat istenilmesi gerektiğini, öncelikle davacılardan teminat alınmasına ve davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Taraflarca kooperatif kayıtlarına, genel kurul ve üye kayıtlarına, kooperatif ana sözleşmesine, ödeme belgelerine, kooperatif ortaklığından istifa bildirimlerine, kooperatifin genel kurul ve yönetim kurulu kararlarına, tanık anlatımlarına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Kayseri Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı kooperatifin ana sözleşmesinin, tüm genel kurul kararlarının, dava konusu edilen … tarihli genel kurul toplantı tutanağının ve bu genel kurula ilişkin hazirun cetvelinin okunaklı örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir.
Davalı kooperatife müzekkere yazılarak davacıların her birinin en son tarih itibarı ile yani halen kooperatiflerinin üyesi olup olmadıkları, istifa edenler varsa hangi davacının, ne zaman ve ne şekilde istifa ettiği, bu istifalarının kooperatiflerine ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmış ise hangi davacının istifasının hangi tarihte ulaştığı, kooperatifçe istifası kabul edilen davacı olup olmadığı, varsa hangi davacının istifasının hangi tarih ve kararla kabul edildiği, istifa edenler yönünden istifa tarihinden sonra kooperatifçe üyelik sıfatı devam ediyormuş gibi en son tarihli genel kurula davet edilip edilmediği, hazirun cetvellerinde üye olarak isimlerinin yazılıp yazılmadığı, varsa bunların hangi davacılar olduğu, istifa eden davacılar yönünden açık kapı ilkesi gereği tekrar kooperatife üyeliklerinin döndürülüp döndürülmediği hususlarının araştırılarak bildirilmesi ve bunlara ilişkin varsa istifa belgelerinin örneğinin çıkarılarak gönderilmesi, ayrıca dava edilen … tarihli genel kurul toplantısı öncesi çağrı yapılan üyelerin kimler olduğunu gösteren üye listesi ile her bir üyeye yapılan genel kurula çağrıya dair davetlere ilişkin posta, tebligat kayıt ve belgelerinin de birer örneğinin çıkarılarak gönderilmesi istenilmiştir.
Taraf vekillerince ellerindeki deliller dosyaya sunulmuş, Kayseri 4. Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye nolu istifaname başlıklı belge, genel kurul kararları ve genel kurula ilişkin hazirun cetvelleri celbedilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davalı kooperatifin … tarihli genel kurul toplantısında alınan 7 numaralı kararın iptaline ilişkindir.
Tarafların uyuşmazlık konuları özetle davacıların kooperatif ortaklığından istifa etmeleri nedeniyle genel kurul kararının iptalini istemede hukuki yararlarının bulunup bulunmadığı, davalı kooperatifin … tarihli genel kurul toplantısının ana sözleşmeye ve yasaya uygun olup olmadığı, bu genel kurul toplantısında alınan 7 numaralı kararın iptali koşullarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dava dilekçesinde 23 davacının isminin yer almasına, her birinin dava edilen genel kurul kararının iptalini talep etmelerine, her bir davacının dava ve talebinin diğerlerinden ayrı ve bağımsız bir dava niteliğinde olmasına, aralarında iş bu dava yönünden zorunlu dava arkadaşlığının bulunmamasına karşın yatırılmış olan harç makbuzu incelendiğinde sadece davacı … Çelik adına başvuru ve peşin harcının yatırıldığı anlaşılmakla, davacı … Çelik dışındaki diğer 22 davacının dava ve talepleri yönünden ayrı ayrı başvuru ve peşin maktu harçlarını yatırmalarının yasal zorunluluk olduğu nedeni ile davacılar vekiline, davacı … Çelik dışındaki diğer davacıların her biri yönünden ayrı ayrı olmak üzere yasal başvuru ve maktu peşin dava harçlarını yatırması için kesin süre verilmiş, davacı tarafça kesin süre içinde har yatırmayan davacılar yönünden başvuru harcı ve peşin dava harcı yatırılmıştır.
Yargılama sırasında …, …, …, …, …, … ve … davacılar yanında davaya feri müdahil sıfatı ile katılmıştır.
Mahkememizde evvelce yapılan yargılamalar sonunda *** tarihli, … Esas ve *** Karar sayılı gerekçeli karar ile iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava edilen gündemin 7. maddesindeki kararın oy birliği ile alınmış olması, herhangi bir muhalefet şerhinin ve ret oyunun bulunmaması, davacıların tamamının davalı kooperatifin üyeliğinden dava tarihinden önce istifa etmiş olmaları ve bu istifa iradeleri ile dilekçelerinin davalı kooperatife de ulaşmış olması, davalı kooperatif aleyhine açmış olduğu işbu genel kurul toplantısında alınan gündemin 7. maddesindeki alınan kararın iptaline ilişkin talep ve davaları yönünden dava koşulu olan hukuki yararları bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin *** tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararı davacılar vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nce icra kılınan temyiz incelemesi neticesinde 16/10/2019 tarihli, 2016/6318 Esas ve 2019/4277 Karar sayılı karar ile “Genel kurul kararının iptali davalarında, üyenin yargılamanın sonuna kadar kooperatif üyeliğinin devam etmesi dava şartıdır. Mahkemenin bu konudaki tespiti doğrudur ancak iptali istenen genel kurul kararı davacıları bizzat ilgilendirdiğinden ve istifadan sonra dahi genel kurulda tespit edilen bu bedel kendisinden isteneceğinden davacıların genel kurul kararının iptalini istemede hukuki yararları vardır. Mahkemenin bu hususa ilişkin gerekçesi açıklanan nedenle yerinde görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre de, mahkemece genel kurulda davacıların iptali istenen genel kurul kararında olumlu oy kullandıklarını ve muhalefet şerhini de tutanağa yazdırmadıkları da gerekçe olarak gösterilmiş, dolayısıyla mahkemece hangi gerekçe ile davanın reddedildiği hususunda tereddüt uyandırılarak HMK’nun 297/2. maddesine aykırı karar oluşturulması da doğru olmamıştır.” gerekçeleri ile mahkememizin 25/04/2016 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararı sonrası mahkememize iade edilen dava dosyası, mahkememizin *** Esas sırasına kaydedilmiştir.
Yapılan duruşmada usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 16/10/2019 tarihli, 2016/6318 Esas ve 2019/4277 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yeniden yapılan yargılama sırasında taraflarca bildirilen tanıklar usulünce dinlenmiştir.
Davacı tanığı … beyanında: “Ben de davalı kooperatifin ortaklarındanım. … tarihinde yapılan genel kurula 130 tane üye geldi. Mesela birisi telefon ediyor genel kurula gelen onun yerine imzalıyor. Kooperatif, üyelerden 9.500,00-TL para istedi, üyeler ayağa kalktı, toplantının yapıldığı salonu boşalttılar. Sonra kalanlar kendi aralarında genel kurul toplantısını yaptılar. Ben de toplantıyı sonuna kadar beklemedim. 9.500,00-TL para istenince ayağa kalkıp salonu terkeden üyelerle birlikte ben de salonu terkettim. Ben davacıların ne yaptığını tam bilmiyorum. Bazı üyeler bağırdı, çağırdı…. Bey vardı, … isimli kişi konuşmak istedi ama ona da söz hakkı vermediler. Toplantıya 600 kişiden 130 kişi geldi. Kapıda imza aldılar. İmzalayan salona geçti, ama başkalarının yerine imza atanlar oldu. Çünkü toplantıya gelen çok olmadı. Salonda güvenlikçiler vardı. Üye olmayan bir divan başkanı getirmişler, zaten konuşturmuyorlardı. Benim bildiklerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … beyanında: “Ben de davalı kooperatifin ortaklarındanım. … tarihli genel kurul toplantısına katıldım. Toplantıda 9.500,00-TL para istendi. Biz itiraz ettik, bizim itirazımızı ciddiye almadılar. Genel kurulda 130 kişi ile falan kafalarına göre karar aldılar. Biz itiraz ettik, oradaki güvenlikler bizi dışarı çıkardılar. Ben genel kurula itiraz ettim, genel kurula sözlü olarak itiraz ettim. Davacılar genel kurul toplantısına gelmediler. Ben, …, …, … toplantıya katıldık ve yukarıda söylediğim gibi biz 9.500,00-TL ödemeyi kabul etmedik. Zaten toplantıya katılanların çoğu da bizim gibi buna karşı geldi. Biz divan başkanlığına sözlü olarak itiraz ettik, yazılı muhalefet vermedik ve yazdırmadık. …..’ı genel kurul toplantısından 15 gün sonra kooperatife üye yaptılar. Kooperatife kim başkan olduysa ev alıp mahalleden göçtü gitti. Bir polis memuru kooperatif başkanlığı yaptı o da mahalleden göçtü gitti. Resul Yücel kooperatif başkanlığı yapmıştır. O da, daha önce 7.000,00-TL ödemeye karşı çıkmıştı, ama yeni yönetim gelince bunlar 9.500,00-TL istediler. Toplantı salonundaki yönetim bizi dışarı kovdu, kalanlar kendi aralarında orada karar almışlar. Ben imzanın nasıl atıldığını bilmiyorum, o zaman 600 civarında üye vardı. 9.500,00-TL ödeme konusunda karar alınırken biz oradaydık gitmedim, her zaman karşı çıktım. İtiraz ettik, bizim itirazlarımıza karşı çıktılar. Salona gelenlerin oy birliği ile karar alınmadı çünkü salonda öyle bir çoğunluk yoktu. Salonda 130 kişi kadar vardı, bunların çoğu da vekaleten oy kullandı. Bu 130 kişinin de çoğunluğu 9.500,00-TL ödemeye karşı geldi. Benim bildiklerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı Tanığı … duruşmada; “Ben davalı kooperatifin üyesiyim. Bir dönem kooperatif denetim kurulunda da görev yaptım ancak hangi tarihler arasında görev yaptığımı şuanda hatırlayamıyorum. Benimle birlikte soy ismini hatırlayamadığım Ünal isimli bir arkadaşımla denetim kurulunda görev yaptık. Ben … tarihli genel kurula katıldım. Mahkemenin ismini okuduğu davacılardan bir çoğunu tanıyorum. Hatırladığım kadarıyla ***, …, … … tarihli genel kurula katıldı. Genel kurul usulüne uygun olarak yapıldı. Devletin gönderdiği komiserler hiç bir şeye müdahale etmedi. 7 nolu kararın geçmesinden sonra ufak tefek tartışmalar oldu. Bu tartışmalar her genel kurulda olur. Bu tartışma 7 nolu ara karara itiraz edenler ile divan arasında oldu. Genelde muhalifler bu şekilde tartışmaya giriyor. Divana itiraza ilişkin bir dilekçe verilmedi. 9.500,00-TL ödemeye ilişkin karar genel kuruldan geçti. Genel kurula kaç kişi katıldığını, gerekli çoğunluk olup olmadığını hatırlayamıyorum. Benim muhalif diye ifademde geçen kişiler 9.500,00-TL ödemeye karşı çıkan komşularımızdır. Karar oylanmadan önce itiraz için söz alan olup olmadığını hatırlamıyorum. Muhalifler genel kurula gelmediği için genelde kararlar bir kaç kişinin itirazı haricinde salonda bulunanlar tarafından kabul şeklinde çıkıyor. Salonda ne kadar kişinin evet veya hayır ya da çekimser kaldığını hatırlamıyorum, net olarak sayılarla ilgili bir şey söyleyemiyorum. El kaldırma şeklinde kararlar oylanıyordu. Her toplantıda genelde ufak tefek tartışma olur. Bu toplantıda da 7 nolu kararın oylanmasında tartışma vardı. Divan başkanı ……….. ile ilgili hiç bir bilgim yoktur. Benim olaya ilişkin bilgim görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … duruşmada; “Ben 2016 yılında emekli oldum. Bu davaya konu genel kurul yaklaşık 5,5 yıl öncesi yapılmış. Ben şu anda genel kurulun yapıldığı yeri dahi hatırlamıyorum. Ben bu genel kurula bakanlık temsilcisi olarak katılmıştım. Hükümet komiserlerinin, yani bakanlık temsilcilerinin yapılan genel kurullarda müdahale yetkisi yoktur, ancak toplantı ve karar yeter sayısı olmazsa bu konuda ilgilileri uyarır ve bunu tutanak altına aldırtır. Onun dışında kooperatif yönetimi toplantı yeter sayısının olup olmadığını denetler. Toplantı yeter sayısı varsa hazirun cetveli ile beraber divan heyetini yani o günkü genel kurulu yönetecek en az 3 kişiden oluşan heyeti seçer. Dava konusu genel kurul toplantısının yapılmasının üzerinden çok zaman geçtiği için ben detaylarını hatırlamıyorum. Genel kurul yapılması için yeterli sayı yoksa ki bu üyelerin toplam sayısının %25’idir. Nitelikli bir karar almak için yeterli karar sayısı yoksa yönetim kurulu ve bakanlık temsilcisi bunu tutanakla belirler toplantı yapılmaz. Toplantı yeter sayısı mevcut, ancak karar sayısı yeterli değilse bu durumda divan heyetini uyarırız. Yine dikkate alınmazsa genel kurul tutanağına geçirtiriz. Ben bu dava konusu genel kurul toplantısında 9.500,00-TL ödeme alınması ile ilgili tartışmalar çıkıp çıkmadığını, ne konuşmalar geçtiğini hatırlayamıyorum. Ben zaten genel kurulu hatırlamadığım için bu kararın görüşülmesi sırasında tartışma oldu mu, oy birliği oldu mu, onları da hatırlamam. Bu konuda beyanda bulunmam mümkün değildir. Toplantıda oylama sırasında kabul edenler denir katılanlar el kaldırır, reddedenler denir katılanlar el kaldırır. Reddedenler denildiği halde hiç el kaldırılmamışsa orada bulunan herkesin kabul ettiği, kabul oyu kullandığı varsayılır. Benim bildiklerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … duruşmada; “Ben halen Kayseri Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde memur olarak görev yapmaktayım. Ben memuriyet görevim nedeni ile bir çok kooperatifin bir çok genel kurul toplantısında bakanlık temsilcisi olarak bulundum. Net olarak hatırlayamıyorum, ancak bu kooperatifin … tarihli genel kurul toplantısında da bulunmuş olabilirim. Ben davalı kooperatifin şehircilik il müdürlüğü tarafından yapılan incelemesinde de görev yaptım. Önce 7.500,00-TL gibi üyelerden bir rakamın alınması, sonrasında bu rakamın 9.500,00-TL’na çıkarılması gibi bir şeyler hatırlıyorum. İlk 7.500,00-TL alınması planlandığı dönemde toplantının yapılamaması, 1 yıl sonrasında yapılması sebebiyle miktarın 9.500,00-TL’na çıkarıldığını düşünüyorum. Toplantıda da böyle konuşmalar olduğunu hatırlıyorum. Tutanakta da bu konuda bir şeyler derç edilmiş olabilir. Genelde bir çok toplantıda olduğu gibi kooperatifin 9.500,00-TL üyelerden para alınmasına ilişkin gündemin görüşülmesinde de tartışmalar olabilir. Zaten biz tartışmaların olmasını destekliyoruz. Böylece tartışılarak daha iyi bir karar elde edilebilir. Önemli olan oylamadır. Net olarak hatırlayamıyorum ama hatırladığım kadarıyla toplantıda bu paraların alınmasıyla kooperatifin borçlarının ödeneceği ve tasfiyesinin bir an önce yapılacağı konularının konuşulması, oy birliği ile karar alınmış olabilir. Bundan %100 emin değilim ancak böyle olduğu hatırımda kalmış. Tartışmanın ana konusu yukarıda söylediğimi doğrultuda oldu diye hatırlıyorum. Ben o gün genel kurul toplantı salonunda güvenlik var mıydı yok muydu hatırlamıyorum. Kooperatif üyesinin zorla dışarı çıkarılması durumunda biz buna müdahale deriz, kayıtsız kalmayız. Ancak genel kurul toplantısı sırasında üyeler kendiliğinden toplantı salonunu terk ederse buna yapacak birşey yok. Fakat terkedenlerin sayısı toplantı ve karar nisabını düşürürse bu durumda üyelerin salonu terketmesi durumunda toplantının yapılamayacağı anons edilir. Üyeler yeterli sayıda toplantıya katılırsa toplantı devam eder aksi takdirde toplantıya son verilir. Bizim zaten toplantıda bulunmamızın ana amacı da budur. Divan başkanlığı yapan kişinin kooperatif üyesi olup olmadığı hakkında bilgim yok ancak kooperatif üyesi olması gerekmektedir. Oylamada oy sayımını katipler yapıyor ancak esasa etkili bir kararsızlık olursa tekrar tekrar bir kere daha oylama yaptırıyoruz ki her iki yönden de kararsızlık giderilsin diye. Çekimser kalanları tespit etme imkanımız yoktur o yüzden çekimser kalanları tutanağa geçirmiyoruz. Ret veya kabul şeklinde tutanağa geçiriyoruz. Çekimser kalanlar bir noktada ret gibi değerlendirilir. Önemli olan kabul oyunun %51’in üzerinde olduğunu görmektir. Oylamada ret konusunda hiç el kaldıran yoksa onu kabul olarak değerlendiriyoruz. Ben dava konusu toplantıda böyle olup olmadığını bilmiyorum ama ret varsa tutanağa yazılır. Hatta reddedenler kendi ismini tutanağa geçirtmek ister biz de yazdırırız. Benim bildiklerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı …, Malatya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce talimat yolu ile dinlenmiştir. Bu tanık; “Ben Kayseri Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde şube müdürü olarak görev yapmaktayım. Biz kooperatiflerin genel kurulunda Bakanlık temsilcisi olarak bulunuyoruz. … tarihindeki genel kurul usul ve yasaya uygun olarak yapılmıştır. Bahse konu genel kurul toplantı tutanağında da “…hazirun cetvelinde kayıtlı 605 ortaktan 132 ortağın asaleten 26 ortağın vekaleten olmak üzere toplam 158 ortağın iştirak etmesi ve gerekli çoğunluğun olduğunun anlaşılması ve çağrıya ve gündem maddelerine karşı itiraz olamaması üzerine gündem maddelerinin görüşme üzere toplantı yönetim kurulu başkanı Resul Yücel tarafından açıldı” şeklinde tutanak da tutulmuştur. Dava dilekçesinde kimlik tespitinin yapılmadığı ve görevini yerine getirmediği iddiaları gerçeğe aykırıdır. Ayrıca yine birçok kararda çekimser ve karşı oy bulunmasına rağmen oy birliği şeklinde karar alındığı iddiası da gerçek dışıdır. Gündemde olmayan bir maddenin gündeme alınması mümkün değildir. Genel kurul toplantı tutanağında tüm ayrıntılar yazmaktadır. Ben genel kurul toplantı tutanağını da sunuyorum. Genel kurul toplantısında hiç bir usulsüzlük yoktur. Benim davaya konu hususlarla ilgili bilgim ve görgüm bunlardan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
İlgili delillerin toplanmasından sonra HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının re’sen seçilecek bir mali müşavir-muhasebeci ve bir kooperatif mevzuatı alanında nitelikli hesap bilirkişisine tevdine, bilirkişilere HMK’nun 268. maddesi gereği kooperatifin defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapması, raporuna esas alacak olup da dosya içinde bulunmayan kayıt ve belgeler olursa birer suretinin raporuna eklemesi için yetki verilmesine, HMK’nun 273. maddesi gereğince … tarihli genel kurula çağrının usulüne uygun olup olmadığı, hazirun cetveli ve vekaletlerin incelenerek toplantı yeter sayısının bulunup bulunmadığı, gündemin gereği gibi ilan ve tebliğ edilip edilmediği, toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin toplantıya katılıp katılmadığı, … tarihli genel kurulda gündemin 7. maddesinin gerek şekli bakımından gerekse içerik bakımından ana sözleşmeye afaki iyi niyet kurallarına, kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı hususlarında hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişilere yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi *** ile nitelikli hesap uzmanı ***den oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “1-Davaya konu edilen ve iptali talep edilen … tarihli genel kurul toplantısı için *** tarihli PTT taahhütlü mektup listesine istinaden üyelere (605 üye) çağrı ve bildirim yapılmış olduğuna (tebliğat içerikleri bilinmemekte olup, kooperatif tarafından sunulan PTT listesine göre değerlendirme yapılmıştır), yapılan tebligatlara ilişkin tebliğ tebellüğ belgesi bulunmadığından usulüne uygun tebligat yapılıp yapılmadığının heyetimizce tespit edilemediği (barkod numaralarından heyetimizce sorgulama yapılmış ise de, barkod hatası nedeniyle tebliğ yapılıp yapılmadığı tespit edilememiştir), 2-Dosya kapsamında mevcut olan hazirun cetveline bakıldığında, … tarihli toplantıya 135 asaleten, 26 vekaleten katılım sağlanmış olduğu, heyetimizce tespit edilen katılım sayısı ile bakanlık temsilcisi raporunda belirtilen katılım sayısının örtüşmemekte olduğu, vekaleten oy kullananlara ilişkin dosya kapsamında yazılı belge bulunmadığından, bu kişilerin toplantıya katılmak ve oy kullanmakta yetkili olmadığının kabulü ile toplantıya katılım sayısının 135 asil üyeden ibaret olduğu ve bu takdirde toplantı ile karar alma yeter sayısının sağlanamamış olduğu ancak, mahkemece vekaleten kullanılan oyların kabul edilmesi halinde, kooperatif üyesi sayısı (605), toplantıya katılan ve alınan kararlara imza atan sayısı (161), yasal düzenleme gereğince toplantı ve karar alma sayısı (151) dikkate alındığında, toplantı ile karar alma yeter sayısının sağlanmış olacağı, ikili yapılan değerlendirme doğrultusunda hukuki değerlendirme ve takdir hakkının mahkemeye ait olduğu, 3-Davacıların kesin hesap maliyetine katılımı hususunda iptalini talep etmiş oldukları … tarihli genel kurulun 7 nolu gündem maddesi, maliyetlerin paylaşımını içermesi nedeniyle eşitlik ilkesine aykırı olmasa da, gündem maddesi aidatların belirlenmesine ilişkin iken yönetim kurulu üyesi Resul Yücel’in söz alarak ortakların kalan inşaatlar için gündem dışı olarak bir üyenin teklifi üzerine inşaat ek maliyeti hususunda da görüşme yapılarak karar alınmış olmasının hatalı olduğu, gündem dışı bir konu hakkında oylama yapılamayacağı gibi karar da alınamayacağı kanaatine varıldığı” bildirilmiştir.
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı kooperatifin … tarihli genel kuruluna ilişkin vekalet ile oy kullanılan üyelere ilişkin vekaletlerin toplantıya nezaret eden hükümet komiserleri (bakanlık temsilcileri) aracılığı ile Kayseri Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne teslim edilip edilmediği sorularak, varsa bu vekaletlerin tamamının okunaklı örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize 15/09/2021 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Dava, kooperatif genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında, yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiaların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir. Aynı madde hükmü uyarınca, genel kurulda alınan kararların, yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla, toplantıda bulunan ortaklar ret oyu kullanıp, alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde dava açabilir.
Genel kurul kararının iptali davalarında, üyenin yargılamanın sonuna kadar kooperatif üyeliğinin devam etmesi dava şartıdır. Ancak iptali istenen genel kurul kararı davacıları bizzat ilgilendirdiğinden ve istifadan sonra dahi genel kurulda tespit edilen bu bedel kendisinden isteneceğinden davacıların genel kurul kararının iptalini istemede hukuki yararları vardır. Bu husus, uyulmasına karar verilen Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 16/10/2019 tarihli, 2016/6318 Esas ve 2019/4277 Karar sayılı ilamı ile sabittir.
Davaya konu … tarihli genel kurul tutanağı incelenmiştir. … tarihli toplantının kayıtlı 605 üyeden 135’i asaleten, 26’sı vekaleten olmak üzere toplam 158 ortağın ve bakanlık temsilcilerinin katılımı ile yapıldığı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden celp edilen davalı kooperatifin … tarihli genel kurulunda vekalet ile oy kullanılan üyelere ilişkin vekaletlerin örneklerinin incelenmesinde bu konuda bir eksiklik görülmediği, iptali istenen gündemin 7. maddesinin ortakların aidatlarının belirlenmesine ilişkin olduğu, yönetim kurulu üyesi Resul Yücel’in söz alarak ortakların kalan inşaatlar için inşaat maliyeti olarak yaklaşık 9.500,00-TL’nın bir önceki maddede görüşülerek kabul edilen hususlar doğrultusunda ortakların ödemesi gereken kesin maliyet bedellerinin yönetim kurulunun alacağı ödeme planı kararı doğrultusunda ortakların yükümlülüklerini yerine getirmesi veya yönetim kurulundan izin almak kaydı ile yükümlülüklerini müteahhide karşı yerine getirmesi kaydı ile üyelik aidatı alınmamasını teklif ettiği, bunun üzerine yapılan oylamada teklifin oy birliği ile kabul edildiği, … tarihli genel kurula ait hazirun cetvelinin incelenmesinde davacılardan …, …, … ve …’ın asaleten, davacı …’nın ise vekaleten genel kurul toplantısına katıldıklarına ilişkin imzaların olduğu, adı geçen davacılar tarafından yargılama boyunca bu imzaları inkara yönelik beyan ve iddialarının bulunmadığı görülmüştür.
Davacılar …, …, … ve …’ın asaleten, davacı …’nın ise vekaleten genel kurul toplantısına katıldıkları, dava konusu edilen gündemin 7. maddesinin oylaması sırasında oy birliği ile kabul edildiği, bu davacıların gündemin 7. maddesinin oylamasında ret oyu kullanmadıkları, aksinin kabulünü gerektirici yasal bir delilin bulunmadığı, dolayı ile genel kurul oylamasında kabul ettikleri görülmektedir. Zira, usulüne uygun olarak çağrılan bir ortağın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53/1. maddesi uyarınca, genel kurula katılması, red oyu vermesi, karara muhalefet şerhi koyması halinde iptal davası açma hakkını bulunmaktadır. Dolayısı ile adı geçen davacıların … tarihli genel kurulda gündemin 7. maddesinin oylamasında red oyu vermedikleri, karara muhalefet şerhi koymadıkları dikkate alındığında 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53/1. maddesi doğrultusunda iptal davası açma hakları bulunmamaktadır. Bu nedenle adı geçen davacıların davasının HMK’nun 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 17/03/2015 tarihli, 2015/1443 Esas ve 2015/1665 Karar sayılı emsal kararı bu yöndedir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 46. maddesinin 3. fıkrası, “Gündemde olmayan hususlar görüşülemez. Ancak, kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/10’unun gündem maddelerinin görüşülmesine geçilmeden önce yazılı teklifte bulunmaları halinde, hesap tetkik komisyonunun seçilmesi, bilanço incelemesinin ve ibranın geriye bırakılması, çıkan veya çıkarılan ortaklar hakkında karar alınması, genel kurulun yeni bir toplantıya çağrılması, kanun, anasözleşme ve iyiniyet esasları ile genel kurul kararlarına aykırı olduğu ileri sürülen yönetim kurulu kararlarının iptali, yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin azli ve yerlerine yenilerinin seçilmesi ile ilgili hususlar, genel kurula katılanların yarıdan bir fazlasının kabulü ile gündeme alınır.” hükmünü içermektedir. Somut olayda; dava konusu edilen … tarihli genel kurulda gündemin 7. maddesinde; ilan edilen gündem maddeleri arasında bulunmayan kalan inşaatlar için finansman maliyeti olarak ortaklardan 9.500,00-TL alınması yönetim kurulu üyesi *** tarafından teklif edilmiş ve gündeme alınıp alınmaması da oylanmaksızın doğrudan oylamaya geçilmiştir. Şu durumda; yukarıda anılan yasa hükmüne uygun şekilde gündeme madde ilavesi yapılmadığından ve ayrıca yasada anılan istisnai durumların bulunmadığı anlaşılmaktadır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 46. maddesinin 3. fıkrası, “Gündemde olmayan hususlar görüşülemez. Ancak, kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/10’unun gündem maddelerinin görüşülmesine geçilmeden önce yazılı teklifte bulunmaları halinde, hesap tetkik komisyonunun seçilmesi, bilanço incelemesinin ve ibranın geriye bırakılması, çıkan veya çıkarılan ortaklar hakkında karar alınması, genel kurulun yeni bir toplantıya çağrılması, kanun, anasözleşme ve iyiniyet esasları ile genel kurul kararlarına aykırı olduğu ileri sürülen yönetim kurulu kararlarının iptali, yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin azli ve yerlerine yenilerinin seçilmesi ile ilgili hususlar, genel kurula katılanların yarıdan bir fazlasının kabulü ile gündeme alınır.” hükmünü içermektedir. Somut olayda; dava konusu edilen … tarihli genel kurulda gündemin 7. maddesinde; ilan edilen gündem maddeleri arasında bulunmayan kalan inşaatlar için finansman maliyeti olarak ortaklardan 9.500,00-TL alınması yönetim kurulu üyesi *** tarafından teklif edilmiş ve gündeme alınıp alınmaması da oylanmaksızın doğrudan oylamaya geçilmiştir. Şu durumda; yukarıda anılan yasa hükmüne uygun şekilde gündeme madde ilavesi yapılmadığından ve ayrıca yasada anılan istisnai durumların bulunmadığı anlaşıldığından, kooperatif ortaklığından istifa eden, ancak dava konusu olan ve iptali istenen genel kurul kararı davacıları bizzat ilgilendirdiğinden ve istifadan sonra dahi genel kurulda tespit edilen bu bedel kendilerinden isteneceğinden genel kurul kararının iptalini istemede hukuki yararları bulunan davacılar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’nun davasının kabulü ile 7. maddenin iptaline karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 10/09/2015 tarihli, 2014/9284 Esas ve 2015/5741 Karar sayılı emsal kararı bu yöndedir.
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7-(2) maddesinde” Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.” denilmektedir.
Aynı tarifenin 3. maddesinin 2. fıkrasında “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her red sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı taraflar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusu olmakla beraber tarifenin 3. maddesinin 2. fıkrası gereği davacılardan …, …, …, … ve …’ın davasının usulden reddi nedeniyle bu davacılar yönünden red sebebi ortak olduğundan davalı lehine tek vekalet ücretine hükmedilmedir. Aynı durum kabul kararı verilen davacılar için de geçerlidir. Nitekim mahkememizin 25/04/2016 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararında her bir davacı yönünden davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmemiş olması davalı vekili tarafından temyiz etmiş, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 16/10/2019 tarihli, 2016/6318 Esas ve 2019/4277 Karar sayılı ilamında davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar …, …, …, … ve …’ın davasının HMK’nun 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Davacılar …, …, …, Orhan Şimşek, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’nun DAVASININ KABULÜ ile davalı *** Yapı Kooperatifi’nin … tarihli genel kurulunda alınan 7 numaralı kararının İPTALİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince davalarının kabulü nedeniyle alınması gereken 59,30’ar TL maktu karar ve ilam harcından davacı … ‘ten peşin olarak alınan 27,70-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 31,60-TL’nin (31,60-TLx1) ve davacılar …, ***, …, ***, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’nun her birinden peşin alınan 29,20’ar TL harçtan mahsubu ile bakiye 30,10’ar TL (30,10-TLx17) karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince davalarının reddi nedeniyle alınması gereken 59,30’ar TL maktu karar ve ilam harcından davacılar …, …, …, … ve …’ın her birinden peşin olarak alınan 29,20-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 30,10’ar TL’nin ( 30,10-TLx5) karar ve ilam harcının davacılar …, …, …, … ve …’ın her birinden ayrı ayrı alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı … tarafından yapılan 306,00-TL tebligat gideri, 20,40-TL müzekkere gideri, 88,00-TL e-tebligat gideri ve 1,10-TL KEP gideri olmak üzere toplam 415,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
6-Davacı … tarafından yapılan 1.500,00-TL bilirkişi ücretlerinden oluşan yargılama giderinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
7-Davacılar …, …, …, …, …, …, ***, …, ***, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’nun tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalı tarafça yapılan 124,00-TL tebligat gideri ve 274,00-TL talimat posta gideri ve tanık ücreti olmak üzere toplam 398,00-TL yargılama giderinin 86,52-TL’nın da …, …, …, … ve …’dan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
10-Davacılar …, …, …, ***, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince açtıkları davanın kabulü nedeniyle hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacılara verilmesine,
11-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Gereğince açtıkları davalarının reddi nedeniyle hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılar …, …, …, … ve …’dan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacılar ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/10/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır