Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/961 E. 2021/736 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR KABUL
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
KARARIN YAZI TARİHİ : 22/09/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde, Müvekkil şirket ile davalı arasında 2015 yılından bu yana ticari iş ilişkisi olduğunu, cari hesap ekstresinden de anlaşılacağı üzere bakiye kısım tahsil edilemeyince; müvekkil şirket tarafından borçlu/davalı adına Kayseri Genel İcra Müdürlüğü *** Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe ve borca itirazı etmesi nedeni ile takibin durduğunu, zorunlu ara buluculuğa gidildiğini ancak uzlaşma sağlanamadığını, borçlunun itirazı haksız olup, itirazında kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin muhasebe kayıtları ve defterler incelendiğinde yapılan ticaret gereği cari hesapta 120.581,59 TL borçlu olduğunun anlaşılacağını, buna rağmen davalı tarafından müvekkil şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, arabuluculuk aşamasında ve de devamında davalı borcunu ödememekte ısrarcı davrandığını, davalının borca yaptığı itirazla sadece icra takibini durdurarak yapacağı ödemeyi geciktirmeyi planladığını, davalı tarafın kendisine ait ticari defterlerde kayıtlı bulunan faturalara ve cari hesaplamalarına rağmen borca itiraz etmesinin tamamen kötü niyetli olduğunu gösterdiğini belirterek ve fazlaya ilişkin her türlü beyan itiraz haklarımız saklı kalmak kaydıyla; öncelikle davalının mal kaçırma ihtimaline karşılık davalı/borçlunun gayrimenkulleri veya araçları üzerine borca yetecek kadarına teminatsız olarak ya da uygun görülecek bir teminat karşılığında ihtiyati haciz/ tedbir konulmasına, davalının haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkilin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili ile davacı arasında ticari faaliyetten doğan alacak ve edimlerin yerine getirildiğini ve bir alacağın kalmadığını, davacı firma müvekkili ile yaptığı ticari faaliyet sonucunda alacağını gayrimenkul teslimi ile aldığını, davacı firmanın sahibi *** ***tarihinde müvekkiline ait ***parselde kayıtlı arsa payı 26/104 kat 2 bagımsız bölüm 3 de yer alan gayrimenkulü devraldığını, müvekkilinin davacı firmaya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkilime ait ticari defter ve kayıtlarda bilirkişi vasıtası ile incelendiğinde bu hususun ortaya çıkacağını, ticari defter ve kayıtların ***Serbest Muhasebeci Mali Müşavirde *** Tel ***adresinde olduğunu, haksız açılan itirazın iptali davasının reddine % 20’den aşağı olmamak kötü niyet tazminatına mahküm edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Taraflar delillerini sunmuş, icra dosyası, ticari defter ve kayıtlar, vergi kayıtları, baka kayıtları, cari hesapla ilgili hesap ekstrası, arabuluculuk tutanağı delil olarak bildirilmiş, celbi gereke kayıt ve belgeler celp edilerek incelenmiştir.
GEREKÇE: Dava, muavin defter ve cari hesap bakiye alacağı dayanak yapılarak başlatılan ilamsız icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Zira uyuşmazlık yapılan ticari alım satıma dayalı olup, ticari niteliktedir.
6545 sayılı yasanın 45/3.maddesi uyarınca yargılama Tek Hakim tarafından yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizde açılan ve sonuçlanan davada dava değeri 500 Bin TL’nin altında olması nedeniyle 7251 sayılı kanunla değişik 6102 Türk Ticaret Kanununun 4/2.maddesi uyarınca basit yargılama usulü uygulanmıştır.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin ***Esas sayılı takip dosyasını incelenmesinde, ***tarafından davalı – borçlu … aleyhine cari hesap bakiye alacağı olan 120.581,59 TL asıl alacağın tahsili istemi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı – borçlu …’ya 13.11.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı – borçlu vekilinin 14.11.2019 tarihli dilekçe ile borca, faiz ve tüm ferilerine süreside yaptığı itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
***Müdürlüğü’ nün cevabi yazısında, ***vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellef …’ nın bilgisayar kayıtlarının tetkiki sonucunda, ödevlinin ***tarihinde Çelik Kapı, Pencere, Bunların Kasaları, Kapı eşiği, Panjur, vb. imalatı olarak işe başladığını, halen faaliyetine devam ettiğini, mükellefin 01/2015-12/2015 döneminde işletme hesabı esasına göre defter tuttuğunu , 01/2016-12/2016 döneminden itibaren bilanço usulüne tabi olduğunu, gayri safi hasılatına ilişkin Gelir Vergisi beyannamelerinin verildiği bildirilmiştir.
Delillerin toplanmasından sonra, banka kayıtları ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış Erciyes Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. ***yaptığı inceleme ve hesaplamalar sonucu düzenlediği 11.12.2020 tarihli raporunda; davacının alacaklı olup olmadığı yönünde davacının ticari defterlerinde davalıya yapılan satışlar toplamının 372.925,79 TL olarak kayıtlı olduğunu, davalıdan yapılan tahsilatların ise 252.344,20 TL olduğunu, buna göre davacının 372.925,79 TL – 252.344,20 TL= 120.,581,59 TL davalıdan bakiye alacağının kaldığının hesaplandığını, davacının alacağının ispatı bakımından davalının ticari defterlerinin de incelenmesi gerektiğini, davalının ticari defterlerinin Kayseri ili dışında olduğunun anlaşılması sebebiyle incelenemediğini, davacının ticari defterlerinin e-defter sistemine tabi ve usulüne uygun olduğunu, 22.07.2020 tarihli 7251 sayılı Kanun’la değişen 6100 sayılı HMK’nın “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. maddesinde yapılan değişiklikle, karşı tarafin ticari defterlerini ibraz etmemesi durumunda usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerin sahibi tehine delil olarak kabul edilebileceği düzenlendiğini, bu bakımdan davalıya ticari defterlerini sunması için HMK’nın 222/3’de yer alan hususların ihtarının da yapılması gerektiğinin düşünüldüğü, sonuç ve kanaatine varıldığını belirlemiştir.
Davalıya ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde talimat yolu ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış Mali Müşavir bilirkişi ***yaptığı inceleme ve hesaplamalar sonucu düzenlediği 12.07.2021 tarihli raporunda; dosya kapsamı incelenerek, tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporu ve ekleri, davalı tarafa ait resmi defter kayıtları, cari hesap dökümleri üzerinde inceleme, hesaplama ve değerlendirmeler sonucunda: davalı ticari resmi defter ve cari hesaplarında 2015 Yılından 01.01.2016 Yılına devir bakiyesinin davacı alacaklı olarak 4.706,70.-TL devir olduğunu, davalı ticari resmi defter ve cari hesaplarında 2016 – 2017-2018 Yıllarından davacıdan toplam 366.233,79-TL tutarında ticari mal karşılığı fatura alındığı ve üşülüne uygun işlendiğinin görüldüğünü, davacı tarafından kesilen 04.05.2016 Tarihli 5.561205 sayılı 6.692,00.-TL tutarındaki fatura davalı tarafın resmi defterlerine işlenmediğinden muavin hesaplarında da olmadığını, eğer bu fatura davalı tarafından ticari resmi defterlere işlenmiş olsaydı fatura bakiyeleri dava dosyasındaki bilirkişi raporun örtüştüğü yani ticari mallara ilişkin kesilen faturaların tuttuğunun tespit edildiğini, davalı taraf ticari resmi defteri ve açık hesap muavinleri incelenmesi neticesinde, davacıya 3 yıl içerisinde yapılan ödemeler toplamının
303.554,20.-TL olduğunu, ancak muhasebe usul gereği talebim üzerine ödeme kayıtlarına ait dayanak ve belge (Çek, Senet, Nakit, Havale makbuzları vb.) sunulamadığından davalının davacıya yaptığı ödeme kayıtlarının kabulü mümkün olmamakla takdirin mahkemeye ait olduğunu, sayın mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde, davalı …’ya ait resmi defter ve belgelerin incelenmesi neticesinde davacı ***2019 yılı itibariyle 67.386,29.-TL borçlu alduğunun tespit edildiğini, mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde, davacı tarafın ticari resmi
defter ve belgelerinin incelenmesi neticesinde dava dosyasına sunulan, Prof. Dr. ***ın ***tarihli bilirkişi raporunda davacının davalıdan 372.925,79 TL -252.344,20 TL – 120.581,59 TL alacaklı olduğunun görüldüğünü, resmi olmamak ile birlikte, tarafımdan yapılan yerinde inceleme esnasında tarafıma sunulan davacı ile davalı arasında hesap mutabakatı sağlamak adına davacı tarafından
davalının mail adresine gönderilen 01.01.2017 – 31.12.2017 tarih aralıklı ***sistemleri … adına açılmış cari hareket dökümlerinde 07.12.2017 tarihli davalı tarafın alacak hanesine 120.900,00.-TL lik 00000432 fiş numaralı alacak dekontu ile 1. AD. Aydından daire alındı açıklaması ile işlem kaydının olduğu, ancak hem davacı hem de davalının resmi hesaplarında bu işleme ait hiçbir kayıt yapılmadığının tespit edildiğini, daire şatışının sayın Mahkemenin kabul etmesi halinde davacının alacağından daire bedelinin düşülmesi durumunda (davacı alacak bakiyesi 120.581,59.-TL – 120.000,00.-TL daire bedeli = 581,59.-TL alacak bakiyesi) davacının davalıdan kalan alacak tutarı 58159.-TL olduğu sonucuna varıldığını belirlemiştir.
Toplanan tüm deliller dosya kapsamı, alınan ve birbirini doğrular nitelikteki uzman bilirkişi raporları dikkate alındığında, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı her iki tarafın da kabulünde olup her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre de alacak miktarının sabit olduğu, davalı taraf davacı alacağını bir taşınmaz devri ile ödendiğini borcun kalmadığını ileri sürmüş ise de, davalı tarafça ne arabuluculuk dosyasına, ne mahkememiz dosyasına ne de bilirkişi incelemesi esasında taşınmaz devrine ilişkin herhangi bir kayıt ve belge, tapu kaydı sunulmaması nedeniyle bu iddianın sübuta ermediği, Davalının mail adresine gönderilen 01.01.2017 – 31.12.2017 tarih aralıklı Kaya Çelik Kapı sistemleri … adına açılmış cari hareket dökümlerinde 07.12.2017 tarihli davalı tarafın alacak hanesine 120.900,00.-TL lik 00000432 fiş numaralı alacak dekontu ile 1. AD. Aydından daire alındı açıklaması ile işlem kaydının olduğu tespit edilmiş ise de, hem davacı hem de davalının resmi hesaplarında bu işleme ait hiçbir kayıt yapılmadığı bu sebeple böyle bir ödeme işlemi yapıldığının kabulünün mümkün olmadığı, kaldı ki taşınmaz devrinin ancak resmi tapu devri ile mümkün olduğu anlaşılmakla ve davacının davalıdan 120.581,59 TL alacaklı olduğu sonucuna varılmakla, davacının davasının kabulüne, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün ***esas sayılı takip dosyasına davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, hüküm altına alınan alacağın kayıtlara dayalı likit bir alacak olması nedeniyle de 120.581,59-TL’nin %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ ile, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün ***esas sayılı takip dosyasına davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Hüküm altına alınan 120.581,59-TL’nin %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 8.236,92 TL karar harcından peşin alınan 1.456,33 TL harcın mahsubuna bakiye 6.780,59 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4- Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı 1.453,33 TL peşin harç, 1.205,30 TL posta giderleri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.703,03 TL yargılama gideri ile, AAÜT uyarınca belirlenen 15.405,25 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Zorunlu arabulculuk faaliyeti kapsamında yapılandığı anlaşılan 1.320 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-6100 sayılı HMK 120 ve 333.maddeleri gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde taraflarca numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
7- Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203.maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal iki haftalık süresi içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 15/09/2021

Katip …

Hakim …