Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/945 E. 2021/1072 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :… – …
VEKİLLERİ :Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
CEVAP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Kayseri’de faaliyet gösteren yapı kooperatifi olduğunu, Kooperatif tarafından şimdiye kadar usulüne uygun olarak kesin maliyet bedellerinin belirlenmesine ve üyelerden talep edilmesine yönelik herhangi bir karar alınmadığını, davalı üye ve kooperatiften dairesini alan diğer 196 üyeden yalnızca geçici maliyet bedellerinin alındığını, müvekkili kooperatif tarafından şimdiye kadar 196’sı kooperatif üyesi 197’si arsa sahibinin olmak üzere toplam 393 daire teslim edildiğini, hazihazırda 309 dairenin de yarım kalmış olduğunu, henüz tapusunu almamış 109 üye bulunduğunu, 506 dairenin maliyetinin geriye kalan 109 üyeye yüklendiğini, kooperatiften istifa eden üyelere olan borçların, evlerini teslim alan üyeler için yapılan inşaatlarda kullanılan banka kredisi borçlarının, vergi sgk vs. borçların dairesini teslim alan üyelerin kesin maliyet bedeli hesabına eklenmediğini ve tüm bu borçların dairesini teslim almamış üyelere bırakıldığını, kooperatif tarafından yapılan *** tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararların muhalefet şerhi olmaksızın oy birliğiyle alındığını, genel kurul toplantısının iptali amacı ile açılmış hiçbir dava bulunmadığını ve alınan tüm kararların kesinleşmiş bulunduğunu, Kayseri ili *** ilçesi *** mahallesi *** ada 5 parsel B blok bağımsız bölüm no:14’te kayıtlı bulunan mesken vasıflı taşınmazın tapu kaydına davalıdır şerhi konulmasına, davalının kooperatif üyesi olmadığı iddiası mahkemece kabul edilecek olursa davalının kooperatif tarafından belirlenen kesin maliyet bedelini ve kooperatife karşı diğer yükümlülüklerini yerine getirmeden daire tapusunu aldığı için Kayseri ili *** ilçesi *** mahallesi *** ada 5 parsel B blok bağımsız bölüm no:14’te kayıtlı bulunan taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili kooperatif adına tescil edilmesine, davalının kooperatif üyesi olduğunun kabulü ile tescil talebinin reddedilmesi halinde davalının kooperatife karşı kesin maliyet ve diğer hususlardan doğan edim borçları nedeniyle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL kesin maliyet bedeli alacağının arabuluculuk başvuru tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Arabuluculuk kanunu gereği dava şartının yerine getirilmediğini, bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacı tarafa harcı tamamlaması için kesin süre verilmesi gerektiğini, müvekkilinin kooperatifin üyesi olmadığını, 2019 yılından daha önceki genel kurullarda belirlenen kesin maliyet bedelinin müvekkili tarafından ödendiğini, davacı tarafından *** tarihinde daire kesin maliyetlerinin tespit edildiğini, belirlenen kesin maliyet bedelinin müvekkili tarafından ödenerek 2012 yılında kat mülkiyeti tapusunun müvekkiline verildiğini, tarafların birbirini ibra ettiğini, müvekkilinin kooperatif ile ilişiğinin kesildiğini, müvekkilinin tapuyu aldıktan sonraki genel kurullara davet edilmediği ve hazirun cetvellerinde isminin bulunmadığını, yapı kooperatifleri ana sözleşmesi uyarınca davalının alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, kooperatifte açık kapı ilkesi esas olduğunu, kooperatifin eşitlik ilkesine aykırı davrandığını, davacı tarafından talep edilen ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
*** tarihli celsede; Dava dosyasındaki esas talebin öncelikle tapu iptali ve tescile ilişkin olduğu anlaşılmakla, dava değerinin belirlenmesi amacıyla taşınmazda *** günü saat 14:00’da keşif icrasına, refakata bir gayrimenkul değerleme uzmanı ve bir fen bilirkişisinin alınmasına, fen bilirkişiden dava konusu taşınmazın yerinin haritada gösterilmesine ve mahkememizce doğru yerde keşif yapılıp yapılmadığı hususunun belirtilmesinin istenilmesine, gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişiden dava tarihi itibari ile taşınmazın değerinin ne olduğu ve davacı kooperatifin devam eden inşaatları olup olmadığı var ise durumlarının ne olduğu hususunda rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş bilirkişi Mustafa Polatoğlu mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli raporda özetle; Kayseri ili, *** ilçesi, *** mahallesi *** ada 5 parsel üzerinde bulunan 60/5463 arsa paylı b blok 5.kat 14 bağımsız bölüm numaralı mesken vasıflı taşınmazın dava tarihi olan 17/12/2019 itibariyle değerinin 212.000,00 TL olduğunu mahkememize bildirmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair 07/01/2021 tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi Prof. Dr. ***’ın mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davalının, kooperatifin normal aidat ödemeli standart üyesi olduğu ve istifa veya çıkarıldığına dair yönetim kurulu kararının olmadığı, Kooperatifin *** tarihli genel kurul kararı doğrultusunda yaptırmış olduğu kesin hesap maliyetinin tüm bloklar için (27 blok) yapıldığı, Daha önce *** tarihli genel kurulda ve bu karar doğrultusunda yapılan geçici maliyet hesabında üye sayısını 912 olarak belirttiği, son kesin hesap olan 18.06.2019 tarihli hesabın genel kurulunda hazirun listesinde üye sayısının 304 olarak belirtildiği, Son kesin hesabın davalı üyeye *** tarihinde PTT ile *** barkodlu gönderi ile tebliğat yapılmış ancak geri iade gelmesi üzerine *** tarihli Gündem Gazetesinde ilanen tebliğin yapıldığı, Davalının konut maliyet raporuna kooperatif ana sözleşmesinin 61/c maddesi uyarınca 15 gün içerisinde itirazına arastlanmadığı, Davacı kooperatifin *** tarihli genel kurulda toplantı ve karar yeter sayısının bulunduğu (toplantı yeter sayısı=76 iken sağlanan sayı=80, karar yeter sayısı 41 iken sağlanan sayı=80), Davalının ortaklık nedeniyle davacı kooperatife yaptığı ödeme toplamı 110.672,00-TL olduğu, davalının *** tarihli konut maliyet raporu öncesi veya sonrası kesin maliyet, şerefiye veya kıymet takdiri adı altında herhangi bir ödemesinin olmadığı, Davacı tarafın yargılama sırasında sunduğu *** tarihli kesin maliyet ek raporu hesaplaması da dikkate alınarak davacı kooperatifin davalıdan kesin maliyet hesabı şeklinde 169.849,00-TL alacağının olup olduğu,” hususlarını mahkememize bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde kesin maliyet bedeli alacağının davalıdan tahsili talebine ilişkin terditli açılan davadır.
Davacı vekili dava dilekçesinde davalı adına kayıtlı Kayseri İli, *** İlçesi *** Mahallesi ***ada 5 parsel B Blok 14 nolu bağımsız bölümde kayıtlı mesken vasıflı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini, davalının istifa iradesinin Mahkemece kabul görmemesi halinde ise kesin maliyet bedeli olarak şimdilik 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının tapu iptal tescil talebi yönünden ara buluculuk tutanağının düzenlenmediğini, davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Ancak tapu iptal tescil davası, bir miktar para alacağı-tazminat talebine yönelik bir dava olmadığından ara buluculuğa tabi değildir. (Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2021/606 Esas 2021/622 Karar sayılı kararı). İzah edilen nedenle davalının dava şartı itirazı yerinde görülmemiştir.
Dosya kapsamından; davacı kooperatifçe üyelerine tahsis ve teslim edilecek taşınmazların inşaatlarının etap etap yaptırıldığı, 20/02/2011 tarihli genel kurulda biten ve teslim edilen konutların geçici maliyetlerinin tespiti için komisyon kurulması ve belirlenen maliyetin ve şerefiye bedellerinin ilgili üyelere tebliğ edilmesine karar verildiği, bu karar doğrultusunda 196 dairenin geçici maliyet bedelinin tespitinin yapılıp üyelerden talep ve tahsil edildiği, tapularının devrinin yapıldığı, halen 109 üyenin dairesini alamadığı, *** tarihli genel kurulda gündemin 10. maddesinde kooperatifin teslim edilen ve devam eden konutlarının teknik komisyon tarafından hazırlanan kesin maliyet hesaplarının görüşüldüğü, şimdiye kadar belirlenmiş olan hesaplanan tüm geçici ve kesin maliyet bedellerinin iptaline, kooperatifin daha önce teslim edilen ve teslim edilecek olan dairelerinin teknik komisyon marifetiyle yeniden kesin maliyet bedelinin hesaplanması için yönetim kuruluna yetki verildiği, bu karar doğrultusunda teknik komisyon oluşturulup kesin maliyet bedelinin belirlendiği, davalıya ortaklığına bağlı bağımsız bölümün tapuda adına tescil edildiği, davacının kooperatif üyeliğinden istifasına veya çıkarılmasına ilişkin kayıt olmadığı, davacı vekilinin aksi savunulmayan beyanına göre kooperatifin henüz dairelerini teslim alamamış 109 üyesinin dairelerinin inşaatının devam ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce öncelikle davalının kooperatif üyesi olup olmadığı üzerinde durulmuştur. Davalı, taşınmazını iktisap ettikten sonra davacı kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, üyelik sıfatı bulunmadığı için kendisine karşı herhangi bir talepte bulunulamayacağını ileri sürmüştür. Ancak davalının istifası, kooperatife karşı edimini yerine getirmediği sürece yani taşınmazını iade etmediği sürece hüküm ve sonuçlarını doğurmamaktadır. Zira kooperatiften karşı edim olan daire tapusunu alan ortak, kooperatif sona erene kadar kooperatife karşı tüm edimlerini yerine getirmekle yükümlüdür (Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/6738 Esas 2019/4723 Karar, 2013/1040 Esas 2013/2178 Karar). Somut olayda davalı taşınmazı davacıdan iktisap etmiş, daha sonra istifa etmiş fakat istifa tarihinden işbu dava tarihine kadar taşınmazı davacıya iade etmemiştir. Celp edilen tapu kaydından taşınmazın dava tarihinde davalı adına kayıtlı olduğu görülmüştür. Davalı, taşınmazı davacı kooperatife iade etmediği ve davacı kooperatif genel kurulunda davalının istifasının kabul edildiğine dair açık bir karar alınmadığı için davalının üyeliğinin devam ettiği anlaşılmıştır. Diğer taraftan davalının bir dönem genel kurullara çağrılmaması, adının hazirun tutanaklarında yer almaması, ortaklığının son bulduğu anlamına gelmez zira Kooperatifler Kanunu ve davacı kooperatif ana sözleşmesi gereği ortaklar kooperatif tasfiye oluncaya kadar hak ve borçlarda eşit olup, buna aykırı yönetim kurulu kararları veya temsil yetkisine sahip kişilerin bu yöndeki beyanları, Kooperatifler Kanunu’nun 23.maddesinin emredici nitelikteki hükmüne göre geçersizdir. Ayrıca kooperatif ortağına borcu olmadığına dair belge verilmesinin onun ortaklıktan ayrıldığı anlamına gelmemekte; bu belge yalnız belgenin verildiği tarih itibari ile o tarihe kadar yapılan inşaat maliyeti ve aidatlar için borcun olmadığı anlamına gelmektedir. (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2018/687 Esas, 2019/672 Karar, 2018/429 Esas, 2019/662 Karar, 2018/257 Esas, 2019/671 Karar, 2019/2358 Esas, 2019/1864 Karar, 2019/2386 Esas, 2019/1803 Karar, 2019/2367 Esas, 2019/1802 Karar, 2019/2387 Esas, 2019/1801 Karar, 2018/2283 Esas, 2019/1719 Karar, 2018/54 Esas, 2019/924 Karar, 2018/344 Esas 2019/920 Karar, 2018/345 Esas 2019/919 Karar, 2017/1785 Esas 2019/713 Karar, 2019/333 Esas 2019/653 Karar, 2018/1643 Esas, 2019/651 Karar, 2018/347 Esas 2019/673 Karar sayılı emsal kararları). Belge tarihinden sonra ortaya çıkacak inşaat maliyeti nedeni ile davalının önceden ibra edilmesi düşünülemez zira davalının inşaat maliyetine katlanma yükümlülüğü aşağıda ayrıntısı ile izah edileceği üzere kooperatif tasfiye oluncaya kadar devam edecektir ve henüz yapılmamış inşaat maliyetinden yani doğmamış bir haktan yıllar önce feragat edilmesi mümkün değildir.
Davacının terditli taleplerinden ilki olan tapu iptal tescil talebi nedeni ile mahkememizce taşınmazın dava tarihindeki değerinin tespiti için keşif yapılmış ve bilirkişi raporu alınmış, davacı taraf, taşınmazın dava tarihinde tespit edilen değeri üzerinden eksik kalan harcı tamamlamıştır.
Yapı kooperatiflerinin temel amacı ana sözleşme uyarınca ortaklarına uygun fiyatlarla taşınmaz kazandırmaktır. Kooperatif ortağı, ortalık sözleşmesini imzalarken kooperatifin ana sözleşmesini kabul etmiş sayılır ve kooperatif genel kurullarında alınıp iptal edilmeyen yahut batıl olmayan yani geçerliliğini koruyan tüm kararlar da birer sözleşme hükmündedir. Ana sözleşme gereği kooperatifin edimi taşınmazı ortak adına tescil ettirmek, ortağın edimi de kooperatif tasfiye oluncaya kadar belirlenen parasal yükümlülükleri yerine getirmektir. Ortağın bu edimi, kooperatif tasfiye oluncaya kadar devam eder. Kooperatiften taşınmazını edinen ortak, üyelikten istifa etse bile edindiği taşınmazı kooperatife iade etmediği sürece istifası hüküm ve sonuç doğurmaz. Somut olayda davalının kısmi ödemesi sonucu davacının davalıya taşınmaz teslim ettiği taraflar arasında çekişmesizdir. Kural olarak davacı kooperatifin ortaklarına taşınmaz teslim etmesi için tüm ortaklar bakımından taşınmaz teslim koşulunun yerine gelmesi gerekmektedir. Ancak somut olayda davacı kooperatifin taşınmazlarını etap etap tamamladığı, bazı üyelere teslim edilecek taşınmazların inşaatının ise dava tarihinde dahi halen devam ettiği tespit edilmiştir. Davacı kooperatif, inşaatları devam etmesine rağmen davalıya taşınmaz teslim etmiş ve davalı adına tapuda tescil işlemi gerçekleşmiştir. Bu aşamadan sonra davacının tapu iptal tescil talep etmesinin şartları oluşmamıştır. Zira kural olarak, kooperatif ortaklığından istifa edenlerin, kooperatifçe ortakları için yaptırılan daireler üzerinde hakkı kalmayıp, dairenin kooperatife iadesi ile ancak ayrıldıkları yıl bilançosuna göre payına düşeni talep edebilmesi mümkündür. Başka bir deyişle, ortaklıktan çıkma iradesi ile birlikte ortaklık payı dahil ortaklıktan kaynaklanan tüm hakların kooperatife iadesi gerekir (Yargıtay 23. HD. 13/12/2012 tarih ve 5200 E., 7357 K., 22/05/2012 tarih ve 769 E., 3526 K. Yargıtay 11. HD. 13/03/2008 tarih ve 2006/11210 E., 2008/3143 K., 13/03/2008 tarih ve 2006/11193 E., 2008/3190 K. sayılı ilamları). İstifa eden ortağın ise, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 15. ve anasözleşmenin 17. maddesi uyarınca, kooperatiften ayrıldığı yılın bilançosunun görüşüldüğü genel kuruldan bir ay geçtikten sonra, kooperatife ödediği miktarları talep edebilmektedir.
Bu kuralın istisnası 1163 sayılı Kanun’un 81/2. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan maddede, “Konut yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır. Ancak tescil tarihinden itibaren 6 ay içerisinde usulüne uygun şekilde anasözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının değiştirilmesi halinde dağılmaya ilişkin hüküm uygulanmaz. (Ek cümle: 3/6/2010-5983/2 md.) Amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınamaz; ancak, bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar.” hükmü kabul edilmiştir.
Somut olayda, davacı kooperatifin kendisine konut teslim edilmeyen üyeleri ile ilgili inşaat faaliyetlerine devam edildiği, genel kurullarında tasfiye sürecine girmesi ile ilgili bir karar alınmamış olduğu, davalı dahil olmak üzere bazı üyelerine tapu kayıtları verilmişse de tapusunu almayan başka üyelerin olduğu yani kooperatifin henüz amacına ulaşmamış olduğu anlaşıldığından, bu hükmün uygulama yeri bulunmamaktadır. Nitekim Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2018/1271 Esas 2018/961 Karar, 2018/876 Esas 2018/626 Karar, 2017/701 Esas 2018/200 Karar, 2017/1616 Esas 2018/89 Karar, 2017/1926 Esas 2018/83 Karar, 2017/1647 Esas 2018/82 Karar, 2017/1617 Esas 2018/81 Karar, 2017/1869 Esas 2917/1345 Karar, 2017/724 Esas 2017/1328 Karar sayılı emsal kararları da bu yöndedir. İzah edilen nedenlerle davacının terditli taleplerinden ilk talebi olan tapu iptal tescil talebi yerinde görülmemiş, söz konusu talebin reddine karar verilmiştir.
Davacının ikinci talebi olan alacak davası bakımından yapılan değerlendirmede ise; kooperatif genel kurulu tarafından kabul edilmiş bir kesin maliyet olsa bile daha sonra yeni bir maliyet belirlenmesi mümkündür (Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2011/2634 Esas 2012/724 Karar sayılı içtihadı). Zira değişen durumlar ve geçen zaman yeni bir kesin maliyet yapılmasını gerektirebilir. *** tarihli genel kurulda gündemin 10. maddesinde kooperatifin teslim edilen ve devam eden konutlarının teknik komisyon tarafından hazırlanan kesin maliyet hesaplarının görüşülmüş, şimdiye kadar belirlenmiş olan hesaplanan tüm geçici ve kesin maliyet bedellerinin iptaline ve kooperatifin daha önce teslim edilen ve teslim edilecek olan dairelerinin teknik komisyon marifetiyle yeniden kesin maliyet bedelinin hesaplanması için yönetim kuruluna yetki verilmiştir. Bu kararın değişen koşullara göre ve üyeler arasında eşitliğin sağlanması için alındığı bildirilmiştir. Bu karar doğrultusunda teknik komisyon oluşturulup *** tarihli kesin maliyet raporu kooperatif yönetim kuruluna sunulmuştur. Ayrıca teknik heyet konutlara yönelik kıymet taktiri (şerefiye) hesabı yapmış ve bunu Kayseri 1. Noterliği’nin *** tarihli ve ***yevmiye sayılı işlemi ile tasdik ettirmiştir. Davacı kooperatif tarafından yaptırılan ve üyelere gönderilen kesin maliyet kooperatif ana sözleşmesinin 61. ve 63. maddelerine uygun olarak üyelerin yaptığı ödemeler ile inşaat maliyeti endekslenmiş, şerefiye bedeli dikkate alınarak üyelerin borcu belirlenmiştir. Kesin maliyet PTT vasıtası ile üyelere gönderilmiş, ayrıca yerel gazetede ilanen yayımlanmıştır.
Toplanan delillerden davalının davacı kooperatifin üyesi olduğu, benimsenen bilirkişi raporunun içeriğine göre davalının daha önceden ödediği tutarın yeniden hesaplanması sonucu davalının ödemesi gereken kesin maliyet bedelinin 169.849,00 TL olduğu anlaşılmıştır. İzah edilen tüm nedenlerle davacının davalıdan 169.849,00 TL talep edebileceği anlaşılmıştır.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır.
Davacı vekili *** tarihli ıslah dilekçesi ile öncelikle tapu iptal tescil davasının kabulünü, mahkeme aksi kanaatte ise toplam 169.849,00 TL kesin maliyet alacağının, 5.000,00 TL’sine dava tarihinden 163.849,00 TL’sine ıslah tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacının ıslah ile arttırdığı tutar, daha önceden davacının tapu iptal tescili talebi nedeni ile taşınmazın değeri üzerinden tamamlanan harç sınırında kalmış, yani harç daha önceden tamamlanmıştır. Ancak alacak talebi yönünden ıslah iradesinin ortaya konulduğu yani ıslah dilekçesinin verildiği tarih ***’dir.
Davalı vekili davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile alacağın zaman aşımına uğradığını ileri sürmüştür. Yukarıda davalının istifasının hüküm ve sonuç doğurmadığı, üyeliğinin devam ettiği ayrıntısı ile açıklanmıştı. Davacı kooperatif tarafından davacıya karşı edimi yerine getirildiği, taşınmazın davalı adına tescil edildiği dosyadaki kayıtlar ile sabittir. Kooperatif tarafından bunun karşılığında talep edilecek olan inşaat gideri olarak talep edilen aidata zamanaşımı işlemesi mümkün değildir. Nitekim Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/8913 Esas 2020/237 Karar, 2017/391 Esas 2020/1615 Karar sayılı içtihatları bu yöndedir. İzah edilen nedenle davalının zaman aşımı def’i yerinde görülmemiştir.
Yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre davacının üyesi olan davalıdan kooperatif üyeliğinden kaynaklı kesin maliyet bedeli alacağını talep edebileceği, benimsenen bilirkişi raporuna göre davacının talep edebileceği kesin maliyet bedelinin 169.849,00 TL olduğu, kesin maliyet bedelinin tebliğ tarihinden itibaren 1 ay sonra muaccel olacağını, davalıya yapılan tebligatın *** tarihli olduğu gözönüne alındığında davalı borcuna *** tarihinden itibaren genel kurulda kararlaştırılan yıllık %18 (aylık %1,5) oranı üzerinden gecikme faizi uygulanacağı sonuç ve kanaatine varılmış ve davacının terditli taleplerinden ikinci talebi olan alacak davasının kabulü ile toplam 169.849,00 TL kesin maliyet alacağının, 5.000,00 TL’sine dava tarihinden bakiyesine ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 18 (aylık % 1,5) oranında gecikme faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davalı aleyhindeki terditli taleplerinden ilk talebi olan tapu iptal ve tescil talebinin reddine,
2-Davacının davalı aleyhindeki terditli taleplerinden ikinci talebinin kabulü ile 169.849,00 TL’nin dava dilekçesinde talep edilen 5.000,00 TL’lik kısmına dava tarihinden, bakiyesine ise ıslah tarihi olan *** tarihinden itibaren işleyecek yıllık %18 oranında gecikme faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 11.602,38 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 85,39 TL peşin harç ve 3.535,04 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 3.620,43 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.981,95 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 85,39 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı ve 3.535,04 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 3.664,83 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti 1.150,00 TL, keşif taksi ücreti 50,00 TL, kep reddiyat gideri 2,00 TL, 5 elektronik tebligat gideri 29,00 TL, 1 tebligat gideri 19,00 TL ve keşif harcı 384,90 TL olmak üzere toplam 1.634,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-AAÜT’ye göre hesap edilen 20.085,65 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin ve davalı asilin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/11/2021

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*