Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/792 E. 2021/739 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
RED
ESAS NO : 2019/792
KARAR NO : 2021/739

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – ***
DAVALI : … – … ***
DAVA : Ticari Şirket Ortaklığından Çıkma
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ****
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/09/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan şirket ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde, Müvekkili …, davalı şirketin *** tarih ve 004 sayılı ortaklar kurulu kararı ile şirketin 100.000,00 TL değerindeki 1000 pay karşılığı hissesini ***devir alarak şirketin %50 hissedarı olduğunu, aynı karar ile … diğer %50 hissesini eşi olan …’ye devretmiş ve şirket ortaklığından ibra edilerek çıktığını, ***tarihli toplantıda ise şirket ortağı …’nin şirketteki bütün hisselerini şirkete dışarıda giren ve babası olan …’ye devrederek şirket ortaklığından çıktığını nihayetinde şirket eşit hisselere sahip müvekkil ve …’nin ortaklığı ile faaliyetlerine devam ettiğini, şirket ortaklığından ayrılan … şirket ortaklar kurulunun 09 01.2015 tarihli karar ile şirkete dışarıdan müdür olarak atandığını ve tıpkı şirket ortağı gibi yetkiler ile donatıldığını, bahsi geçen kişi hali hazırda şirket ortağı gibi davranmakta olup, faaliyetlerinden ve yapmış olduğu işlemlerden dolayı şirketle ilgili hiçbir şekilde bilgilendirmede bulunmadığını, kaldı ki şirketin kuruluşundan bu yana ortaklık durumu incelendiğinde …’nin sürekli olarak hisselerin yakın akrabaları üzerinde bulunmasını sağlayarak şirkete ortak olmamasına karşın kendisine verilmesini sağladığı yetkiler ile şirket ortağı gibi davranmaya devam ettiğini, ancak bahsi geçen kişinin şirkette herhangi bir ortaklığı olmamasından dolayı herhangi bir maddi, hukuki ve cezai sorumluluğu bulunmadığını, bunun yanı sıra bu şahsın eylemlerinden dolayı doğan kamu borçlarından kaynaklı bütün yaptırımlara müvekkilinin maruz kaldığını, şirketin diğer ortağı ve aynı zamanda … ‘nin babası olan …’nin hiçbir malvarlığı olmamasından dolayı tüm kamu borçlarının tek başına müvekkili tarafından karşılandığını, bu kapsamda şirkete ait olan yaklaşık 26.000,00 TL tutarındaki vergi borcunu tek başına müvekkil tarafından karşılandığını, şimdi ise ne şirket ortağı …’ye ne de şirket müdürü …’ye ulaşamadığını, şirketin hali hazırda bir faaliyeti bulunmadığını, yaklaşık 3 yıldır kar etmediğini ve ortaklara kar payı dağılımı da yapılmadığını, şirket genel kurulu 2015 yılından bu yana toplanamadığını, genel bilançolar çıkarılmadığını ve şirket müdürünün hesaplarının incelenemediğini … isimli kişi yakın akrabaları üzerinden şirket kurmakta, kendisine geniş yetkiler tanıtarak şirketi kendince idare etmekte ve malvarlığı bulunan müvekkiline de bir şekilde şirkete ortak ederek kamu borçlarının müvekkili üzerinden ödenmesini sağladığını, buradan açıkça anlaşılacağı üzere müvekkili istismar edilmekle beraber yoğun bir zarar altında olup, hukuki korunmaya ihtiyacı olduğunu, dolayısıyla müvekkilin işbu dava tarihinden itibaren şirket adına gerçekleşen işlemlerden dolayı herhangi bir borçla karşılaşmaması adına huzurdaki davayı açma zarureti hasıl olduğunu, müvekkilin ne şirket müdürüne ne de şirketin diğer ortağına hiçbir şekilde ulaşamadığını, şirketin kar etmediği gibi herhangi bir kar dağıtımı da yapmıyor olması, şirkete ait kamu borçlarının tek başına müvekkil tarafından karşılanıyor olması ve bu borçlardan dolayı diğer ortağa rücu etmenin hiçbir maddi getiri sağlamasının mümkün olmaması, eşit işlem ilkesine ve sonuçlarına uyulmuyor olması, müvekkilin ortaklıktan ayrıldığı tarihten daha önce bir tarihte doğan kamu borçlarından dolayı sorumluluğu devam edeceğinden müvekkilinin şirket ortaklığından çıkmasına ortaklıktan çıkmanın dava tarihi itibariyle sonuç doğurmasının hüküm altına alınmasına, ortaklıktan çıkma kararının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı adına dava dilekçesini içerir, ön inceleme ve duruşma gününü bildirir meşruhatlı davetiyeler tebliğine rağmen yargılamaya katılmadığı gibi bir cevap ve delil de sunmadığından yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmiştir.
DELİLLER : Taraflar delillerini sunmuş, Ticaret Müdürlüğü kayıtları, Vergi Dairesi kayıtları, Noter kayıtları, Belediye kayıtları, şirket karar defteri, ödeme dekontları, tanık beyanları, bilirkişi incelemesi, yemin delil olarak bildirilmiş, celbi gereken kayıt ve belgeler celp edilerek incelenmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı şirket ortağı davacının haklı sebeplere dayalı olarak şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesi talebine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir. Uyuşmazlık ticari niteliktedir.
6545 sayılı yasanın 45/3.maddesi uyarınca yargılama Tek Hakim tarafından yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
Kayseri Ticaret Sicili Müdürlüğü’nde şirketle ilgili sicil dosyası celbedilerek incelenmiştir
Kayseri Gevher Nesibe Vergi Dairesinde şirketle ilgili son 5 yıla ilişkin kayıtlar beyannameler celbedilmişytir.
Yine şirket ile ilgili işçilik başvuru kayıtları, mevcut iş yeri dosya ve kayıtları, tüm SGK kayıtları, celbedilerek incelenmiştir.
Şirket ile ilgili karar defteri, soruşturma dosyası öreği celbedilmiştir.
Delillerin toplanmasından sonra dosya ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, Bilirkişiler Erciyes Üniversitesi İİBF. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Azzem Özkan ile Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. ***yaptıkları inceleme ve değerlendirmeler sonucu düzenledikleri ***tarihli raporlarında, davalı şirketin 2017 yılı hariç sürekli zarar ettiğini, 2017 yılındaki kar rakamının ise gerçeği yansıtmadığının değerlendirildiğini, zira ilgili yılda 80.070,00 TL satış gerçekleşmesine rağmen; satışların maliyetinin sıfır (0) olarak gözüktüğünü, teorik olarak bunun mümkün olmadığını, davalı şirketin satış eğilimi incelendiğinde 2014 yılından 2015 yılına artış göstermekle beraber 2016 yılında ciddi bir düşüşe geçmiş ve yaklaşık 3/4 oranında küçülüp,2018 yılında da sıfır (0) seviyesine düştüğünü, davalı şirketin faaliyet sonucunda sürekli zararının oluşması dışında varlık ve borç yapısı incelendiğinde kaldıraç oranının çok yüksek seviyede olduğu öz kaynaklarını sürekli kaybettiğini, 200.000 TL olan ödenmiş sermayesini oluşan zararlarla kaybettiğini ve toplam öz kaynaklarının 109.772,78 TL’ye düştüğünü, sermayesinin yaklaşık %45’ini kaybettiğinin anlaşıldığını, davalı şirketin karar defteri incelendiğinde son kararın 09.01.2015 tarihinde ortaklar tarafından müdürler kurulu oluşturmaya, müdürlerin yetkilerini belirleme şeklinde bir karar alındığını, bunun dışında başka bir kararın olmadığını söz konusu kararda davalının şirket yöneticisi olarak görev üstlendiğini, bu sebeple şirketin kötü yönetildiği yönündeki davacı iddiasının da, hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak talep edemeyeceği kuralı gereğince yerinde olmadığını, davacının kötü yönetimde pay sahibi omasına rağmen haklı nedene ortaklıktan çıkmayı talep edemeyeceği sonuç ve kanaatine varıldığını belirlemişlerdir.
Bilirkişi raporuna karşı davacı vekilinin beyan ve itirazları nazara alınarak, bilirkişilerden ek rapor alınmış olup, bilirkişiler 15.06.2021 tarihli ek raporlarında itirazları da değerledirerek, kök rapordaki kanaatlerinde bir değişme olmadığını belirtmişlerdir.
Toplanan tüm deliller dosya kapsamı dikkate alındığında, davacının davalı şirketin 26.06.2014 tarih ve 004 sayılı ortaklar kurulu kararı ile şirketin 100.000,00 TL değerindeki 1000 pay karşılığı hissesini …’den devir alarak şirketin %50 hissedarı olduğu, davacının 09.01.2015 tarihinde ortaklar tarafından müdürler kurulu oluşturmaya, müdürlerin yetkilerini belirleme şeklinde bir karar alındığı, söz konusu kararda davalının şirket yöneticisi olarak görev üstlendiği, uzman bilirkişilerce yapılan incelemede de belirlendiği üzere şirketin 2017 yılı hariç sürekli zarar ettiği, 2017 yılındaki kar rakamının ise gerçeği yansıtmadığı, zira ilgili yılda 80.070,00 TL satış gerçekleşmesine rağmen; satışların maliyeti sıfır (0) olarak gözüktüğü, teorik olarak bunun mümkün olmadığı, davalı şirketin satış eğilimi incelendiğinde 2014 yılından 2015 yılına artış göstermekle beraber 2016 yılında ciddi bir düşüşe geçtiği ve 3/4 oranında küçülüp, 2018 yılında da sıfır (0) seviyesine düştüğü, öz kaynaklarını sürekli kaybettiği, 200.000 TL olan ödenmiş sermayesini oluşan zararlarla kaybettiğini ve toplam öz kaynaklarının 109.772,78 TL’ye düştüğü, sermayesinin yaklaşık %45’ini kaybettiği bütün bu oluşumlarda davacının da şirket yönetiminde olduğu, bu sebeple şirketin kötü yönetildiği yönündeki davacı iddiasının da, hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak talep edemeyeceği kuralı gereğince yerinde olmadığı, davacının kötü yönetimde pay sahibi olmasına rağmen haklı nedenle ortaklıktan çıkmayı talep edemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubuna bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacının yaptığı giderlerin üzeride bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalı tarafından yapılan gider olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
5-6100 sayılı HMK 120 ve 333.maddeleri gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde taraflarca numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
6- Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203.maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal iki haftalık süresi içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 15/09/2021

Katip …

Hakim …