Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/786 E. 2022/531 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : ***
ÜYE : ***
ÜYE : ***
KATİP : ***

DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 1- ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 2- ***
VEKİLLERİ : Av. ***
Av. ***
DAVALI : 3- ***
VEKİLLERİ : Av. ***
Av.

DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (cismani zarar sebebiyle açılan tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Anonim Şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan davalı …’nun maliki ve işleteni olduğu, davalı …’in sürücüsü olduğu 38 … plakalı aracın, … kaza tarihinde müvekkili …’ye çarptığını ve müvekkilinin yaralanmasına neden olduğunu, … tarihli kaza tespit tutanağından anlaşıldığı üzere davalı sürücü …’in kullandığı büyük bir araç oları otobüsü park etmek için geri geri geldiği esnasında görüş mesafesinin darlığı ve aracın büyüklüğü nedeniyle çok dikkatli olması gerektiği halde hiçbir dikkat ve özen göstermeyerek otobüsün arka kısmı ile yaya haldeki müvekkiline çarptığını, çarpmadan sonra dahi davalı sürücünün dikkatsizliğinden dolayı 10 metre daha geri geri ilerlediğini ve ondan sonra ileriye doğru düz hareket ederek durduğunu, müvekkiline çarpmasından sonra 10 metre kadar daha geri geri gidip ondan sonra durmuş olmasının da davalı sürücünün dikkatsizliğinin açık bir ispatı olduğunu, kaza tespit tutanağında geri geri giden davalı sürücünün kullandığı 38 … plakalı aracın hızlı olduğu ve sürücünün otobüsün arkasını görmesinin imkansız olduğu ve bu nedenle sürücünün kontrolsüz manevra yaparak kazaya sebebiyet verdiğinin belirtildiğini, otobüsün arkasını görmek mümkün değil iken hızlı bir şekilde geri geri gidilmesinin, arkasından her an bir yayanın ya da başka bir aracın çıkacağının tahmin edilebilir olmasına rağmen bu durumun hiç önemsenmemesinin de davalı sürücü tarafından kazayı önlemek adına hiçbir tedbirin alınmadığının açıkça göstergesi olduğunu, kazanın asıl nedeninin davalı sürücünün eylemlerinin olduğunu, bu tür büyük araçlarda arkayı görecek şekilde şoför önüne kamera konulmasının çok önemli olduğunu ve davalı aracın maliki ve işleteni ile sürücüsü tarafından bu tür kazaların önüne geçebilecek çok basit ve ucuz bir tedbirin dahi önceden alınmadığı için davalıların müvekkili davacının ağır bir şekilde yaralanmasına neden olduğunu beyanla icra yoluyla veya kötü niyetli olarak 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi açısından teminatsız olarak dava neticelenip kesinleşinceye kadar kazaya sebebiyet veren 38 … plakalı araca ve işbu aracın kaza sonrasında taşınarak davalı …’nun adına kayıtlı olan 38 … plakaya tescil edildiğinden dolayı işbu 38 … plakalı araca ve ayrıca davalılar … ile …’in Melikgazi, Kocasinan ve Talas tapu müdürlüklerinde ve Uyap sisteminde adlarına kayıtlı çıkabilecek diğer araçları ile tapu kayıtlarına ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz konulmasına, eğer bu taleplerinin kabulü mümkün değilse o zaman da yukanda belirtilen 38 … plakalı araç ile 38 … plakalı araca ve ayrıca davalılar … ile …’in Melikgazi, Kocasinan ve Talas tapu müdürlüklerinde ve Uyap sisteminde adlarına kayıtlı çıkabilecek diğer araçları ile tapu kayıtlarına davalıdır şerhi konulmasına ve bunlarla ilgili gerekli müzekkerelerin ivedilikle öncelikle Uyap sisteminden yazılmasına, eğer uyaptan yazılması mümkün değilse o zaman da ilgili yerlere ivedilikle fiziken ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz veya davalıdır şerhi müzekkereleri yazılmasına ve hızlı tebligat ile gerekli işlemlerin yapılmasına, maddi tazminata yönelik fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla ; şimdilik 100,00-TL geçici iş göremezlik ve 100,00-TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 200,00-TL maddi tazminatın işleten ve araç maliki olan davalı … ile davalı sürücü …’den … kaza tarihinden itibaren, diğer davalı … A.Ş.’nden ise hasar dosyasından tespit edilecek temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte ve davalı sigorta şirketi poliçe limitleriyle ile sınırlı sorumlu tutularak tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, ayrıca 100.000,00-TL manevi tazminatın … kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalı sigorta şirketi hariç olarak sadece davalılar işleten ve araç maliki olan … ile sürücü …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … A.Ş. vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirkete yapmış olduğu başvuru sırasında sunmuş olduğu maluliyet raporunun yönetmeliğe aykırı bir rapor olduğunu, ayrıca başvuran tarafın uyuşmazlık konusu kaza öncesinde … tarihinde bir kaza daha geçirmiş olduğunu, müvekkili şirketin sadece dosyaya konu kazadan kaynaklanan arazlardan sorumlu olduğunu, eksik evrakla başvuru yapıldığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, kazaya karışan 38 … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 18/11/2018-2019 tarihlerini kapsayan ZMSS ile sigortalı olduğunu, kusur durumunun Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından tespitini talep ettiklerini, maluliyet raporunda tespit edilen arazlar ile kaza arasında illiyet bağı olmadığından dosya kapsamına yeni bir maluliyet raporu düzenlenmesi gerektiğini, şirketin geçici iş göremezlik tazminatın sorumlu olmadığını, ticari avans faizi talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, soruşturma ve kovuşturma dosyalarının celp edilerek uzlaşma sağlanıp sağlanmadığının tespitini talep ettiklerini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzeride bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı husumet, dava şartı yokluğu ilk itirazında bulunduklarını, öncelikle müvekkili açısından davanın husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, davalı …’in müvekkilinin yanında part – time olarak çalışan işçi olduğunu, çalışma saatlerinin haftanın 6 günü saat 07:00-08:00 ve 18:00-19:00 olduğunu, …’in kazayı çalışma saatleri dışında yaptığını, kazanın müvekkiline ait işyerinden uzakta ve müvekkilinin işi ile ilgili olamayan bir zaman ve yerde gerçekleştiğini, müvekkilinin kazada bir kusuru olmadığı gibi diğer davalı …’inde davaya konu kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kazanın meydana gelmesine kusuruyla sebebiyet veren kişinin davacının kendisi olduğunu, ayrıca sadece davacı değil davacının ailesinin de %80 oranında maluliyeti olduğunu belirttikleri davacı üzerinde bakım ve gözetim yükümlülüklerini ihlal ettiklerini, müvekkilinin …’i işe alırken adam çalıştıran sıfatıyla üzerine düşen bütün yükümlülükleri yerine getirdiğini savunarak davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Kazazede davacı … isimli şahsın %80 bedensel ve zihinsel sağlık problemlerinin olduğunu, şahsının ve ailesinin manen çok yıprandığını, …’nin çok dikkatli olmaması, sağlık problemleri olmasına rağmen yanında bir bakıcısı, refakatçisi olmalı mıydı sorusunun cevabının yüce mahkemeye bıraktığını, yüce mahkemenin adaletine güveninin tam olduğunu, yapmış olduğu iş gereği uygun evraklarının olduğunu, aracını park etmek isterken kazanın meydana geldiğini, daha öncede aracı için tayin ettiği park yerinin kaza yeri olduğunu, kazazede … isimli şahsın o akşam yalnız olması, dikkatsizce kaldırımı terk ederek taşıt yoluna girmesi, daha önce park etmek için aldığı pozisyonu fark etmeyip geri geri gelen otobüsün gürültülü olmasına rağmen dikkatsiz halleri, dikiz aynasının görünmeyecek kör noktada yürümesi neticesinde kazanın kaçınılmaz olduğunu savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Taraflarca nüfus kayıtlarına, SGK kayıtlarına, sosyo ekonomik durum araştırmalarına, tapu kayıtlarına, trafik kayıtlarına, davacı …’nin Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ile Kayseri Şehir Hastanesi ve Kayseri Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’ndeki hasta dosyalarına, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma numaralı dosyası ve işbu dosya içindeki kazanın kamera görüntülerini içeren CD ile işbu dosya kapsamındaki tüm delillere, 38 … plakalı aracın … kaza tarihinde geçerli olan davalı … A.Ş. nezdindeki … numaralı ZMMS poliçesine, davalı … A.Ş.’ndeki kazayla ilgili hasar dosyası ve ilgili diğer kayıtlarına, araç bakım kayıtlarına, trafik ceza kayıtlarına, banka kayıtlarına, tanık anlatımlarına, keşif ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Davacı …’nin Uyap sistemi üzerinden nüfus kayıtları çıkarılarak dosyamız arasına alınmıştır.
Davacı … ve davalılar … ile …’in sosyal ve ekonomik durumunun araştırılması için ilgili kolluk birimine müzekkere yazılmıştır.
Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak, 38 … plakalı aracın trafik kaza tarihi olan … tarihinde malikinin kim olduğu sorulmuş ve ilgili trafik kayıt örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasının akıbeti sorularak Uyap sistemi üzerindeki kayıtları incelenmek üzere istenilmiştir.
Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Karar sayılı dava dosyasının akıbetinin sorulmuş, Uyap sistemi üzerindeki kayıtları incelenmek üzere istenilmiştir.
Davalı … A.Ş.’ne müzekkere yazılarak, olay tarihi itibariyle … numarası ile zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan 38 … plakalı aracın … tarihindeki trafik kazası nedeniyle ilgili davacı … tarafından davadan önce başvuruda bulunup bulunmadığı, başvuruda bulunmuş ise hangi tarihte bulunduğu, başvuru ile ilgili karar verilip verilmediği sorulmuş, başvuruya dair tüm kayıt ve belgelerin, sigorta poliçesinin, hasar dosyasının, varsa ödemeye ilişkin kayıt ve belgelerin ve konu ile ilgili diğer tüm belgelerin okunabilir netlikteki onaylı suretlerinin gönderilmesi istenilmiştir.
Kayseri Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak, davacı …’nin sigortalı olup olmadığı, … tarihindeki trafik kazası nedeniyle davacıya gelir veya maaş bağlanıp bağlanmadığı ya da ödeme yapılıp yapılmadığı, ödeme yapılmış ise rücuya tabi olup olmadığı, ayrıca davacının SGK’na kayıtlı çalışmalarının olup olmadığı varsa kaç yıldır ne vasıfla nerede çalışıyor olduğu, bu işyerindeki toplam hizmet süresinin ne olduğu, beyan edilen aylık ücretinin ne olduğu sorulmuş ve sorulan konulara ilgili kayıt ve belge örneklerinin istenilmiştir.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Kayseri Eğitim Ve Araştırma Hastanesi ile Kayseri Şehir Hastanesi’ne ayrı ayrı müzekkereler yazılarak, … tarihinde trafik kazası sonucu davacının yaralanması nedeniyle; davacı bu hastanelerde muayene ve tedavi görmüşse hasta tabela, müşahade kağıtları, ekipriz raporları, ameliyat evrakları, tıbbi tahlil, reçete, rapor, tüm tıbbi kayıt ve belge, hasta dosyası örneği ile film ve grafilerin CD formatında birer suretinin gönderilmesi, davacının tedavisinin tamamlanıp tamamlanmadığının bildirilmesi, davacının hastaneye giriş ve çıkış kayıtlarını gösterir dökümlerin gönderilmesi, davacı yönünden SGK ödemesi kasamı dışında kalan ve davacı tarafından karışlanan tedavi giderleri, katkı payı ödemeleri gibi ödemeler olup olmadığının araştırılarak varsa buna ilişkin fatura, ödeme dekontu, makbuz vs… belgelerin okunaklı örneklerinin gönderilmesi, ayrıca Kayseri Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’ne yazılan müzekkere ile … tarihli özürlü sağlık kurulu raporu ile bu rapora temel teşkil den evraklarında gönderilmesi istenilmiştir.
Tarafların bazılarınca delil olarak dayanılan bir kısım belgeler dava dosyasına sunulmuştur.
Davacı tarafından bildirilen tanıklar yargılama sırasında usulünce dinlenmişlerdir.
Davacı Tanığı … duruşmada; “Ben davacının yengesiyim. Kazadan önce … bizim yanımızda yaşıyordu. Camiye gidip gelirdi. Kendi ihtiyaçlarını rahatça tam olarak göremiyordu. Yemeğini ben yediriyordum. Ancak tek başına camiye gidip gelebiyordu. Yemekte kuru malzemeleri kendi yiyebiliyordu. Sıvı tüketiminde ben yardım ediyordum. Normalde camiye giderken bize haber verirdi. Olay günü bize haber vermeden camiye gitmiş. Cami çıkışında trafik kazası yaşanmış. Ben trafik kazasını görmedim. Kaza olduktan sonra bize düştü şeklinde haber verildi. Sonra eşim *** ile birlikte hastaneye gittik. … de ambulansla hastaneye götürülmüştü. Hastanede bize trafik kazası olduğunu söylediler. Davacı 15 gün yoğun bakımda yattı. Daha sonrada tedavi süreci başladı. Uzun bir müddet hastaneye gidip geldi. 2 ay evde altına bez bağladık. Bu sürede tüm ihtiyaçlarını ben karşıladım. Şu anda kendisi tek başına evden dışarı çıkamamaktadır. Bazı zamanlar bizimle birlikte binanın çevresinde dışarıya çıkıyor. Biz bu konuda destek oluyoruz. Evde de tüm ihtiyaçlarını kaza öncesindeki gibi karşılayamamaktadır. Kazadan önce … çalışmıyordu, engelliydi. Kaza olduktan sonra çarpan araç şoförü babası ve annesi ile birlikte 2 kere geçmiş olsun ziyaretine geldiler. Bu ziyaretten biri hastanedeyken gerçekleşti, diğeri de evdeydi. Davalı taraflarca maddi zararımız karşılanmadı. Bu yönde bir teklifte de bulunulmadı. Benim olaya ilişkin bilgim görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı Tanığı *** duruşmada; “Davacı benim kardeşim olur. Ben trafik kazasını görmedim. Kaza günü Murat evden camiye gitmek için çıkmış. Geç kalınca merak ettik. Diğer kardeşime de yemek götürdükten sonra kendisini kontrol etmeye gidecektim. O sırada bir telefon geldi. Bana telefonda nerde olduğumu sordular ve kardeşim …… yıkıldığını ambulansla tıp fakültesine götürüldüğünü söylediler. Telefonda trafik kazası olduğunu söylemediler. Daha sonra eşimle birlikte tıp fakültesine gittik. Orada …’ın kaza yaptığını öğrendim. Kardeşim 11,5 gün yoğun bakımda yattı. 12. günün gecesi 23,30 -24,00 gibi üroloji servisine aldılar. Bu serviste bir gün yattı. İkinci gün ben özel ambulans tutarak kardeşimi eve götürdüm. Taburcu ettik. 45 gün evde yattı. Kardeşimin tüm ihtiyaçlarını eşim ve ben karşıladık. Altını üstünü biz değiştirdik. Bu süre içerisinde ateşi çıktı, enfeksiyon kaptı. Ambulansla fakülteye acile götürdük. 10 gün burada yattı. Sonra eve getirdik. Tekrar rahatsızlanması sebebiyle devlet hastanesi karşısındaki Memorial Hastanesi dahiliye bölümüne götürdük. Kardeşimin ateşi 38 ile 38,5 C civarındaydı. Oradaki doktor maddi durumumuzun nasıl olduğunu özel hastanesi için yeterli olup olmadığını, antibiyotik tedavisi göreceğini söyledi. Ben de özel hastane ücretini karşılayamacağımı bildirdim. Bunun üzerine şehir hastanesine sevk etti. Şehir hastanesinin gögüs cerrahisi bölümünde gece 24,00 civarı yatış verdiler. 10 gün kadar kardeşim burada antibiyotik tedavisi gördü. Biz de kardeşim engelli olduğu için eşimle birlikte yanında kaldık. İhtiyaçlarını karşıladık. Sonra tedavisi devam etti. 45 gün böyle geçti. Bu süreden sonra tekrar ortopedi servisine gittik. Kardeşimi yürüttüler. Ordaki doktorlar güzel olduğunu söylediler. Ancak kan pıhtılaşması ile alakalı damar tıkanıklığı yaşamasından dolayı operasyon geçirmesini söylediler. Daha sonra tehlikeli olabileceğini söyleyerek geri vazgeçtiler. Birşey olmaz böylede yaşabilir dedi. Kardeşim kan cıvıtısını kullandı. Halen de kullanmaktadır. Kardeşim eski düzenine bakarak iyi değildir. Eskiden camiye tek başına gidip gelebilirdi. Tek başına abdest alıp namazını kılabilirdi. Eskiden uzun mesafeli yerlere tek başına gidemezdi. Ancak böyle değildi. Kardeşim kaza öncesinde 2000 yılında da trafik kazası geçirmişti. O kaza neticesinde dalağı alındı. Kaza sonrası böbreğinde zedelenme oldu ve damar tıkanıklığı oldu. Kaza öncesinde kardeşim çalışmıyordu. Evdeydi eşimin sözünü dinlerdi eşim yemeğini yedirirdi. Şu an ev içerisinde ihtiyaçlarını tek başına tam olarak görememektedir. Lavabo ihtiyaçlarını ve giyiminde biz yardımcı oluyoruz. Kaza öncesi kardeşim sağ elini kullanamıyordu. Sağ ayağı ile ilgili olarak da aksıyarak yürüyordu. Kaza sonrası kardeşim ayağını birinin öne ve arkaya itmesi ile yürüyebiliyor. Benim olaya ilişkin bilgim görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı …, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na sevk edilerek 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde davaya konu … tarihli trafik kazası nedeniyle; kaç gün iş ve güçten kaldığı, kaç günde iyileşeceği, sürekli iş görmezlik durumu ve oranı, yaralanmasının bu kaza ile illiyet bağı olup olmadığı konularında rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nca düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “Tıbbi evrak tetkiki ile muayenesinden elde edilerek yukarıda kaydedilen bilgi ve bulgular Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında birlikte değerlendirildiğinde, …’nin … tarihli trafik kazası sonucu meydana gelen iç organ (akciğer kontüzyonu, böbrek laserasyonu) yaralanmaları ve derin ven tombozu ile kemik (çoklu kot, lomber vertebra (L1, L2, L3) transvers proçes, sakrum, iliak kemik, bilateral iskium, pubik kol) kırıkları nedeniyle; Dört (4) ay süreyle mutat iş ve gücünden kaldığı tıbbi şifa süresinin 4 (dört) ay olduğu, tüm vücut fonksiyon kaybı oranının ve/veya özür oranının % 26 (yüzdeyirmialtı) olduğu” bildirilmiştir.
Dava dosyası Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek … tarihli trafik kazasına karışan tarafların ihlal ettiği kurallar ile kusur durumlarının yüzdelik olarak tespiti hakkında rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı’nca düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “Sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’nin kusursuz olduğu” bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı’nın *** tarihli raporuna itirazlar üzerine dava dosyasının Adli Tıp Kurumu Genişletilmiş Trafik Uzmanlar Kurulu’na tevdii amacıyla Adli Tıp Kurumu Trafik Başkanlığı’na gönderilerek … tarihli trafik kazasına karışan tarafların ihlal ettiği kurallarda belirtilmek suretiyle kusur durumlarının yüzdelik olarak tespiti hakkında atk raporu ile kaza tespit tutanağı arasındaki çelişkileri giderici nitelikte ve tarafların itirazları da değerlendirilerek rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Genişletilmiş Trafik Uzmanlar Kurulu’nca düzenlenen 30/03/2021 tarihli raporda özetle; “Davalı sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, davacı yaya …’nin kusursuz olduğu” bildirilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararı da dikkate alınarak Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na tedavi evrakları ekli müzekkere yazılarak Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ve Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre ayrı ayrı değerlendirme yapılarak davaya konu … tarihli trafik kazası nedeniyle; kaç gün iş ve güçten kaldığı, kaç günde iyileşeceği, sürekli iş görmezlik durumu ve oranı, yaralanmasının bu kaza ile illiyet bağı olup olmadığı hususlarında rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nca düzenlenen 03/01/2022 tarihli raporda özetle; “Tıbbi evrak tetkiki ile muayenesinden elde edilerek yukarıda kaydedilen bilgi ve bulgular yukarıda adli tıbbi değerlendirme başlığı altında tanımlanan gerekçelerle birlikte değerlendirildiğinde; …’nin … tarihli trafık kazası sonucu meydana gelen iç organ (akciğer kontüzyonu, böbrek laserasyonu) yaralanmaları, kemik (çoklu kot, lomber 1, 2, 3. vertebra transvers proçes, sakrum, iliak kemik, bilateral iskium, pubik kol) kırıkları ve derin ven tombozu nedeniyle; 1-Dört (4) ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı (tıbbi şifa süresinin 4 (dört) ay olduğu), 2-Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kapsamında vücut genel çalışma gücünden b 31,2 (yüzdeotuzbirvirgüliki) oranında kaybettiği, 3-Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği kapsamında vücut genel çalışma gücünden % 31,2 (yüzdeotuzbirvirgüliki) oranında kaybettiği” bildirilmiştir.
İlgili delillerin toplanmasından sonra HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267/1. maddesi gereği bilirkişinin HMK’nun 268/1. maddesi uyarınca resen seçilecek aktüerya konusunda nitelikli hesaplama uzmanı olarak belirlenmesine, HMK’nun 273/1. maddesi gereği mahkememizce toplanan tüm deliller ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle; talep edilen tazminatlar yönünden kaza tarihindeki yürürlükte olan maluliyet yönetmeliğine göre hesaplama yapılmasının istenilmesine karar verilmiştir.
Aktüer Bilirkişi*** tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenen Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın *** tarihli raporundaki verilere göre yaptığı hesaplama sonucunda davacının dava konusu kaza sonrasında; geçici iş göremezlik zararının 7.735,86-TL olduğu, söz konusu zararın davalı sigorta şirketi tarafından temin edilen Zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigorta poliçesi sağlık/tedavi giderleri teminat limiti (kaza tarihi itibariyle 360.000,00-TL) kapsamında kaldığı, sürekli iş görmezlik (maluliyet) zararının 506.412,99-TL olduğu, söz konusu zararın davalı sigorta şirketi tarafından temin edilen zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigorta poliçesi sakatlık/ölüm teminat limitini (kaza tarihi itibariyle 360.000,00-TL) aştığı, sigorta şirketinin sorumluluğunun 360.000,00-TL ile sınırlı olduğu” belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle cismani zarardan doğan maddi tazminat ile manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Davacı vekili *** tarihli dilekçesinde özetle “…Dava dilekçemizde ve yukarıda açıkladığımız ve Mahkemenizce re’sen nazara alınacak diğer nedenlerle dava ve işbu talep artırım dilekçemizdeki taleplerimizin kabulü ile maddi tazminat talebimiz açısından belirsiz alacak niteliğindeki davamızda maddi tazminata yönelik fazlaya ilişkin tüm haklarımız saklı kalmak kaydıyla;
1-Maddi tazminat talebimiz HMK’nun 107. maddesi gereğince belirsiz alacak davası niteliğinde olup dava açarken dava konusu trafik kazasından dolayı maddi tazminata yönelik fazlaya ilişkin tüm haklarımız saklı kalmak kaydıyla, bilirkişi marifetiyle belirlenecek tutara göre maddi tazminat alacak miktarımızı artırmak ve eksik harcı tamamlamak üzere dava açarken o an için 100,00-TL geçici iş göremezlik ve 100,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00-TL maddi tazminatın işleten ve araç maliki olan davalı … ile davalı sürücü …’den … kaza tarihinden itibaren, diğer davalı … A.Ş’nden ise hasar dosyasından tespit edilecek temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte ve davalı sigorta şirketi poliçe limitleriyle ile sınırlı sorumlu tutularak tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkil davacıya verilmesi talebimizi şimdi 513.948,85-TL daha artırıp toplam 514.148,85-TL’ na yükselterek ve eksik harcı tamamlayarak aleyhimize olan kısımlarını kabul etmediğimiz 14.03.2022 tarihli aktüerya/hesap bilirkişi raporu gereğince maddi tazminata yönelik fazlaya dair tüm haklarımız saklı kalmak kaydıyla 7.735,86-TL geçici iş göremezlik ve 506.412,99-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 514.148,85-TL maddi tazminatın işleten ve araç maliki olan davalı … ile davalı sürücü …’den … kaza tarihinden itibaren, diğer davalı … A.Ş’nden ise davalı şirketteki hasar dosyasından tespit edilecek temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte ve davalı sigorta şirketi poliçe limitleriyle ile sınırlı sorumlu tutularak tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkil davacıya verilmesine, 2-Ayrıca 100.000,00-TL manevi tazminatın … kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte, davalı sigorta şirketi hariç olarak sadece davalılar işleten ve araç maliki olan … ile sürücü …’den müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkil davacıya verilmesine, 3-Yukarıda belirttiğimiz maddi tazminat alacak talebimizi artırmamız sonucunda oluşan 513.948,85-TL’lık talep artırım fark miktarının harcının hesaplanmasını ve işbu harcı Uyap ortamından yatırabilmemiz için hesaplanan tamamlama harç miktarının mahkemece Uyap’a kaydedilmesine, …” şeklinde beyanı ile talep arttırımında bulunmuştur.
Talep arttırım dilekçesi ile arttırılan miktarı dikkate alındığında 6564 Sayılı Kanununun 45/3. maddesi ile değişik 5235 sayılı Kanun’un 5/3. maddesi gereği yapılan düzenleme ile dava değeri itibariyle iş bu davanın mahkememiz heyetine tevdi edildiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya mahkememiz görevlidir. Zira dava ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketine karşı açılmıştır.
6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca dava değeri itibarı ile dava, mahkememiz heyeti tarafından sonuçlandırılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık … tarihli trafik kazasında tarafların kusur durumları ile davacının trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edip edemeyeceği, yetki ilk itirazı, zaman aşımı def’i, husumet ve dava şartı yokluğu itirazlarının yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Yetki ilk itirazının değerlendirmesinde;
Davalı sigorta şirketi vekili yasal süresi içinde yetki ilk itirazında bulunmuştur.
6100 Sayılı HMK ‘nun 6/1. maddesinde; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişiliğin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm aksine kesin yetki kaydı olmayan tüm davalar için genel yetki kaydıdır.
Trafik kazası aynı zamanda haksız fiil teşkil eden bir eylem olduğundan 6100 sayılı HMK’nun 16. maddesinde ise; “Haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesidir yetkilidir” hükmü yer almaktadır.
Uyuşmazlık Karayolları Trafik Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinden kaynaklandığından ve bu sigorta türü 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinde düzenlendiğinden diğer bir yetki kuralı da bu yasada yer almakta olup, “Motorlu araç kazalardan dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar sigortacının merkez veya şubesinin, veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinin birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” hükmü ile sigortanın merkez ve şubeleri, sigorta sözleşmesini yapan acenta veya kazanın meydana geldiği yerin yetkili kabul edilmiştir. Aynı hüküm ZMSS genel şartlarının C.7. maddesinde de tekrar niteliğinde yer almaktadır.
Somut olayda olduğu üzere bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa davacılar bu mahkemelerden birinde dava açma hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacılar, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa o zaman seçme hakkı davalı tarafa geçmektedir. (aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 23/09/2013 tarih 2013/9042 Esas 2013/12620 Karar)
Dava konusu uyuşmazlıkta haksız fiile ilişkin 6100 Sayılı HMK’nun 16. maddesinde yer alan haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi kuralı dikkate alındığında; dava dilekçesine, trafik kaza tespit tutanağına ve dosyamız içindeki diğer kayıtlara göre kazanın meydana geldiği yer ve davacının yerleşim yeri Kayseri’dir. Buna göre mahkememiz yetkilidir. Dolayısıyla yukarıda anlatılan yasal hükümlere ve kanunda belirlenen yetki kurallarına göre; kazanın meydana geldiği yer ve davacının ikametgahı yetki kuralına göre mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmış ve davalı … A.Ş.’nin yetki ilk itirazının reddine karar verilmiştir.
Zaman aşımı def’inin değerlendirmesinde;
2918 sayılı KTK’nin 109. maddesi; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar, Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmünü düzenlemektedir.
Eldeki davaya konu trafik kazası … tarihinde gerçekleşmiş, dava ise 12/11/2019 tarihinde 2 yıllık zaman aşımı dolmadan önce açıldığından davalı … vekilinin zaman aşımı def’inin reddine karar verilmiştir.
KTK’nun 97. maddesine ilişkin dava şartının değerlendirmesinde;
Trafik kazalarında hukuki sorumluluk ve sigorta konusu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup sözü geçen Kanun’un 85. maddesinin 1. fıkrasında bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsünün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracın işleteninin ve bağlı bulunduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, aynı maddenin 5. fıkrasında işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu, 91. maddesinin 1. fıkrasında işletenlerin, bu kanunun 85. maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu öngörülmüştür. Kanunun bahsi geçen düzenlemesinden, zorunlu mali sorumluluk sigortacısının, trafik kazasına karışan aracın işleteni veya araç işleticisi teşebbüs sahibi olan sigortalısına bu kaza sebebiyle isabet eden hukuki sorumluluğu poliçe teminat limiti ile sınırlı olarak üstlendiği anlaşılmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı” başlıklı 97. maddesinde (Değişik: 14/4/2016-6704/5 md.) Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Dosya içesindeki bilgi ve belgelerden davacı tarafın dava açılmadan önce sigorta şirketine başvurduğu, hatta dava devam ederken ikinci kez başvurduğu anlaşılmıştır.
Kusur durumunun değerlendirmesinde;
Dosya kapsamında yer alan Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin *** tarihli raporu ile Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Genişletilmiş Trafik Uzmanlar Kurulu’nca düzenlenen *** tarihli raporunda “Davalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki otobüs ile meskun mahalde gece vakti aydınlatmalı iki yönlü yol üzerinde geri manevra yaptığı sırada gözcü kullanması gerekirken kullanmadığı, kurallara aykırı biçimde aracının arka bölümünü kontrol altında bulundurmadan geri manevra yaptığı sırada aracının arkasında karşıdan karşıya geçmekte olan olan yayaya tehlikeli biçimde yaklaşıp çarpmasıyla meydana gelen mevcut koşullardaki olayda dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareketiyle asli kusurlu olduğu, davacı yaya …’nin ise meskun mahalde gece vakti aydınlatmalı olay yerinde yaya kaldırımı üzerinden yola inip yolun karşısına geçmek istediği sırada araç gelme beklentisi olmayan taraftan geri manevra ile gelen otobüsün çarpmasına maruz kalmasıyla meydana gelen olayın oluşumu üzerine etken hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından sonuçta atfı kabil kusuru olmadığı, buna göre davalı sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, davacı yaya …’nin kusursuz olduğu” şeklinde tespitte bulunulmuş olup Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin *** tarihli raporu, gerek kaza tespit raporu, savcılık soruşturma dosyası,Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Karar sayılı dava dosyası ve diğer tüm delillerle ve gerekse olayla uyumlu olduğundan mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Dava konusu edilen maddi zarar istemlerine ilişkin değerlendirmede;
Yargıtay uygulamalarına göre, maluliyet raporu adli tıp uzmanları tarafından düzenlenmeli ve maluliyet oranı kaza tarihindeki mevzuata uygun olarak belirlenmelidir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/6197 Esas ve 2021/8738 Karar Sayılı ilamı)
Eldeki davada, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen *** tarihli raporu ile; tıbbi evrak tetkiki ile muayenesinden elde edilerek yukarıda kaydedilen bilgi ve bulgular Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında birlikte değerlendirildiğinde, …’nin … tarihli trafik kazası sonucu meydana gelen iç organ (akciğer kontüzyonu, böbrek laserasyonu) yaralanmaları ve derin ven tombozu ile kemik (çoklu kot, lomber vertebra (L1, L2, L3) transvers proçes, sakrum, iliak kemik, bilateral iskium, pubik kol) kırıkları nedeniyle; Dört (4) ay süreyle mutat iş ve gücünden kaldığı tıbbi şifa süresinin 4 (dört) ay olduğu, tüm vücut fonksiyon kaybı oranının ve/veya özür oranının %26 (yüzdeyirmialtı) olduğu belinlenmiş olup, kaza tarihi gözetilerek 14/04/2020 tarihli maluliyet raporu dosya kapsamı ve olayla uyumlu olduğundan mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararı dikkate alınarak Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ve Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre ayrı ayrı değerlendirme yapılarak alınan 03/01/2022 tarihli maluliyet raporu ise yukarıda yapılan açıklamalara göre kaza tarihindeki yönetmelik hükümlerine uygun olmadığından hükme esas alınmamıştır.
Aktüer bilirkişi raporuna ilişkin değerlendirmede;
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/6241 Esas, 2021/8658 Karar Sayılı ilamında “Trafik kazasında cismani zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010″ adı verilen”Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.” demek suretiyle bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Tablosu’na göre belirleneceğini açıklamıştır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/5068 Esas, 2021/3211 Karar sayılı ilamında ve aynı Dairenin 2021/2781 Esas, 2021/2223 Karar sayılı ilamında ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/6352 Esas, 2020/8575 Karar sayılı ilamında %1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması; bilinmeyen/ işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması gerektiğini vurgulamıştır. Bu itibarla yukarıda yazılı emsal Yargıtay kararları ve Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 24/03/2022 tarihli, 2021/1406 Esas ve 2022/555 Karar sayılı karar ilamı dikkate alınarak önceki aktüer rapor tarihindeki rakamsal veriler esas alınarak (tazminata esas alınan gelir, esas alınan asgari ücret yılı, işlemiş/işleyecek dönem için 2021 yılının esas alınması) aynı aktüer bilirkişiden ek bilirkişi raporu alınmıştır.
Aktüer Bilirkişi …… tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “Davacının dava konusu kaza sonrasında; geçici iş göremezlik zararının 7.735,86-TL olduğu, söz konusu zararın davalı sigorta şirketi tarafından temin edilen Zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigorta poliçesi sağlık/tedavi giderleri teminat limiti (kaza tarihi itibariyle 360.000,00-TL) kapsamında kaldığı, sürekli iş görmezlik (maluliyet) zararının 506.412,99-TL olduğu, söz konusu zararın davalı sigorta şirketi tarafından temin edilen zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigorta poliçesi sakatlık/ölüm teminat limitini (kaza tarihi itibariyle 360.000,00-TL) aştığı, sigorta şirketinin sorumluluğunun 360.000,00-TL ile sınırlı olduğu” bildirilmiştir. Bu rapor; dosya içinde bulunan delillere ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına uygun, ayrıca denetime elverişli olduğundan mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Davalıların sorumluluğu ve husumet itirazına ilişkin ilişkin değerlendirmede;
2918 sayılı KTK’nun hükümlerine göre trafik kaydı, “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenin 3. kişi olmasını engelleyen bir yasa hükmü de yoktur. Aynı Yasanın 3. maddesinde, “İşleten; Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin olan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 85. maddesinde ise, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenlenme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde artık üzerinde fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının bulunmaması durumlarında, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan ekonomik yönden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Dava konusu olayda kazaya karışan 38 … plakalı aracın trafik kaza tarihi olan … tarihi itibarı ile davalı … adına trafikte kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Davalı … kazaya karışan aracın işleteni olması nedeniyle meydana gelen zararlardan sorumludur ve husumet itirazı yerinde değildir. Davalı … ise kazaya karışan 38 … plakalı aracın kaza sırasında sürücüsü olması nedeniyle haksız fiil hükümlerine göre meydana gelen zararlardan sorumluluğu bulunmaktadır. Yine davalı … A.Ş.’nin kazaya karışan 38 … plakalı aracın kaza tarihi itibarı ile ZMMS sigortacısı olmasından dolayı sorumluluğu mevcuttur.
Davalı sigorta şirketi vekili bu davalının geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını ileri sürmüş ise de; geçici iş göremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zarar olup 2918 sayılı KTK’nun 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi iyileşme süresince meydana gelen ve TBK’nun 54. maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK’nun 85 ve 91. maddeleri gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK’nun 98. maddesinde belirtilen SGK’nın sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ve tüm tedavi giderleri zararı bulunmadığından davalı sigorta şirketinin bu yöne ilişkin iddia ve savunmaları yerinde görülmemiş ve mahkememizce itibar edilmemiştir.
Temerrüt tarihi ve faiz türü yönünden yapılan değerlendirmede;
Davalı sigorta şirketi kazaya neden olan aracın ZMMS sigortacısı olup, 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları’nın B 2/a maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Bu durumda, ilke olarak davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmış ise bundan 8 iş günü sonrasında, başvuru yapılmamış ise dava tarihi itibarıyla, belirlenen tazminat alacağının tamamı için anılan tarihlere uygun faiz uygulanması gerekir.
Eldeki davada davacı, dava açmadan önce *** tarihinde davalı … A.Ş.’ne başvurduğu halde, davacının başvuru sırasında sunduğu 23/05/2019 tarihli engellilik raporunun kaza tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olmadığı görülmüştür. Başvuru evrakının ekinde Genel Şartlar uyarınca bir kısım belgelerin eksik olması sigorta şirketinin temerrüt tarihi bakımından önemlidir. Gerekli tüm evraklar başvuru sırasında sigorta şirketine verilmediğinden sigorta şirketinin tazminat hesabı yapması beklenemeyeceği nazara alındığında, davalı sigorta şirketi eldeki bu davanın açıldığı tarih itibarı ile temerrüte düşürülmüştür. Mahkememizce iş göremezlik raporu aldırıldıktan sonra davacı vekilinin ikinci kez davalı sigorta şirketine*** tarihinde başvuruda bulunduğu, bu başvuru tarihinin dava tarihinden sonra olduğu görülmüştür. Bu nedenle … A.Ş. hakkında hükmedilen tazminatlara dava tarihi olan *** tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekmiştir.
Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Haksız fiilin faili ihtara veya ihbara gerek olmaksızın zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylemin işlendiği tarihten itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Haksız fiil faili olan borçlu temerrüde düştüğünden artık faiz haksız fiil tarihinden itibaren ve yasal faiz istenebilir. Davalı …’nun işleten sıfatı sorumlu olması ve davalı Ömer Demirerl’in sürücü olması nedeniyle haksız fiil hükümlerine göre meydana gelen zararlardan kaza ve zarar tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte sorumludurlar.
Dava dilekçesinde avans faiz talep edilmiştir. Davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olan 38 … plakalı aracın celp olunan trafik kayıt örneğinin incelenmesinde aracın cinsinin otobüs – CA tek katlı ve koltuk sayısının 44 olduğu, kullanım amacının “yolcu nakli” olarak belirtildiği, ZMMS sigorta poliçesinde de bu aracın kullanım amacı ve şekli bölümünde otobüs (sürücü dahil 31 ve üstü koltuk) olduğunun yazdığı görülmüştür. Bu aracın işçi servisi olarak yolcu taşımasında kullanıldığı dosya kapsamındaki delillerle sabittir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin emsal içtihatları nazara alındığında bu aracın ticari nitelikte olmasından dolayı davacı ticari faiz talep edebilir. Davacının talebi avans faizi olduğundan bu talebi dikkate alınarak avans faizine hükmedilmiştir.
Dava konusu edilen manevi zarar istemlerine ilişkin değerlendirmede;
Zaman itibarı ile somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde “Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünü zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedelsel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarında da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca 22/06/1966 tarih ve 2/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda manevi tazminat, bir ceza ya da gerçek anlamda bir tazminat olmayıp, zarara uğrayan kişinin manevi ıstırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araç olabileceğini belirtmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan bütün delilere göre kazanın oluş şekli, kazanın oluşumunda davalı sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğu, davacının ise kazaya etken kusurunun bulunmadığı, bu kaza nedeniyle davacının meydana gelen iç organ (akciğer kontüzyonu, böbrek laserasyonu) yaralanmaları ve derin ven tombozu ile kemik (çoklu kot, lomber vertebra (L1, L2, L3) transvers proçes, sakrum, iliak kemik, bilateral iskium, pubik kol) kırıkları nedeniyle; Dört (4) ay süreyle mutat iş ve gücünden kaldığı tıbbi şifa süresinin 4 ay olduğu, tüm vücut fonksiyon kaybı oranının ve/veya özür oranının %26 olduğu alınan sağlık kurulu raporu ile tespit edildiği , bu nedenle davacının 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinin 1. fıkrası uyarınca manevi tazminat talep etmekte haklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının davaya konu trafik kazasında yaralanmasının ağırlığı, kusur durumu, davalı tarafın tam kusurlu olması, davacının kazada yaralanması nedeniyle uzun süreli tedavi görmek ve hastane yatmak durumunda kalması, maluliyeti, duyduğu elem ve üzüntüler, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihine göre paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkeleri, TBK’nun 56. maddesinin hükmü ve yukarıda sözü edilen İçtihadı Birleştirme Kararı bir arada değerlendirildiğinde davacının manevi tazminat talebinde haklı olduğu değerlendirilmiş ve davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 40.000,00-TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, sübut bulmadığından dolayı davacının davalılar … ve … hakkındaki fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre;
Yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre; … günü saat 19:45 sıralarında davalı … A.Ş. nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalanan, davalı … adına trafikte kayıtlı olan, davalı …’in sevk ve idaresindeki 38 … plakalı otobüs ile *** Küme Evler *** Camii önündeki yolda geri manevra yaptığı esnada aracının arka kısımları ile ***önündeki yaya kaldırımından yola inerek yolun karşısına geçmek isteyen davacı yaya …’ye çarpması neticesinde davacı yayanın yaralanmasıyla sonuçlanan dava konusu trafik kazası meydana geldiği, bu kazanın oluşumunda davalı sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğu ve davacının kusurunun bulunmadığı, kaza nedeniyle davacının meydana gelen iç organ (akciğer kontüzyonu, böbrek laserasyonu) yaralanmaları ve derin ven tombozu ile kemik (çoklu kot, lomber vertebra (L1, L2, L3) transvers proçes, sakrum, iliak kemik, bilateral iskium, pubik kol) kırıkları nedeniyle; Dört (4) ay süreyle mutat iş ve gücünden kaldığı tıbbi şifa süresinin 4 ay olduğu, tüm vücut fonksiyon kaybı oranının ve/veya özür oranının %26 olduğu alınan sağlık kurulu raporu ile tespit edildiği, bu nedenle davacının geçici ve sürekli iş gücü kaybına ilişkin maddi zararlarının ve ayrıca manevi zararının oluştuğu, davalı … kazaya karışan aracın işleteni olması nedeniyle ve davalı … ise kazaya karışan 38 … plakalı aracın kaza sırasında sürücüsü olması nedeniyle haksız fiil hükümlerine göre meydana gelen zararlardan sorumluluğunun bulunduğu, yine davalı … A.Ş.’nin kazaya karışan 38 … plakalı aracın kaza tarihi itibarı ile ZMMS sigortacısı olmasından dolayı sorumlulu bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2. maddesinde “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” hükmü yer almaktadır. Bu husus dikkate alınmak suretiyle ret edilen talep yönünden vekalet ücretine hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının geçici iş göremezlik zararına yönelik maddi tazminat davasının KABULÜ ile 7.735,86-TL geçici iş göremezlik tazminatının davalı … A.Ş.’nin ZMMS poliçesinin 360.000,00-TL limitli sağlık/tedavi giderleri teminatından karşılanması ve dava tarihi olan *** tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sorumlu olması, davalılar … ve ***’in ise trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sorumlu olmaları koşulu ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının sürekli iş göremezlik zararına ilişkin maddi tazminat davasının KABULÜ ile 506.412,99-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … A.Ş.’nin ZMMS poliçesinin 360.000,00-TL limitli sakatlık/ölüm teminatından karşılanması, teminat limiti olan 360.000,00-TL’lık kısmı ile sınırlı ve dava tarihi olan 12/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sorumlu olması, davalılar … ve …’in ise 506.412,99-TL’nın tamamından trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sorumlu olmaları koşulu ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 40.000,00-TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının davalılar … ve … hakkındaki fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin REDDİNE,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince hükmedilen maddi tazminat yönünden alınması gereken 35.121,50-TL harçtan dava açılırken peşin harç olarak alınan 415,44-TL ile talep arttırım harcı olan 1.755,40-TL’nın mahsubu ile bakiye 32.950,76-TL nispi karar ve ilam harcının (davalı … AŞ’nin’nin poliçe teminat limiti nedeniyle 22.949,29-TL’lık kısmı ile sınırlı sorumlu olması koşuluyla) tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince hükmedilen manevi tazminat yönünden alınması gereken 2.732,40-TL nispi karar ve ilam harcının davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden (yargılama gideri) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 415,34-TL peşin harç ve 1,755,40-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.215,14-TL’nın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından maddi tazminat davası yönünden yapılan 217,00-TL e-tebligat gideri, 233,00-TL tebligat gideri, 42,30-TL posta gideri, 80,00-TL tanık ücreti, 145,75-TL ATK’na dosya gönderme ve posta masrafı, 323,00-TL ATK fatura bedeli, 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.741,05-TL yargılama giderinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafından manevi tazminat davası yönünden ayrıca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11-Davalılar … A.Ş. ve … tarafından yapılan yargılama giderlerinin bu davalıların üzerlerinde bırakılmasına,
12-Davalı … tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
13-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
14-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 42.757,44-TL nispi vekalet ücretinin (davalı … A.Ş.’nin 34.191,510-TL’lık kısmı ile sınırlı sorumlu olması koşuluyla) tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
15-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 6.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
16-Davalılar … ve …’den kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat davasının ret olunan kısmı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 6.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
Dair, davacı vekili Av. Oğuz Holat, davalı … A.Ş. vekili Av. … ve davalı … ile onun vekili Av. … yüzüne karşı, davalı …’nun ve vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/06/2022

Başkan ***
E-imzalıdır
Üye ***
E-imzalıdır
Üye ***
E-imzalıdır
Katip ***
E-imzalıdır