Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/766 E. 2021/985 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI :… – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’nun 2015 yılından beri davalı şirket ile ticari faaliyet içerisinde bulunduğun, vermiş olduğu mal ve hizmetler karşılığından davalı şirkete faturalar kestiğini ve söz konusu faturaları cari hesabına, ticari defterlerine usule uygun olarak kaydettiğini, davalı şirketin bu faturaları tebliğ aldıktan sonra hiç bir şekilde itiraz etmediğini ancak söz konusu faturalara ilişkin borçlarını da ödemediğini, bunun neticesinde müvekkilinin faturaların tahsili amacıyla Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün … esas numarası ile davalı aleyhine icra takibine geçtiğini, davalı taraf söz konusu icra takibine 01/04/2019 tarihinde haksız ve dayanaksız olarak itiraz ettiğini, söz konusu takibin aynı gün durdurulduğunu, davalı tarafın itirazı sonrası müvekkilinin haksız itirazın kaldırılması amacıyla arabuluculuk kurumuna başvurduğunu, yapılan oturumlar sonrasında tarafların anlaşamadığını, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, itirazında yeni sebep bildirmeyen borçlunun yargılama aşamasında yeni sebepler bildiremeyeceğini, bildirdiği sebepleri genişletemeyeceğini ileri sürerek; davanın kabulü ile, itirazın iptaline, borçlunun takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş, davalı taraf davaya herhangi bir cevap vermemiş ancak davalı vekili katıldığı açık duruşmalarda davanın reddini dilemiştir Davalı tarafın HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair *** tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi ***’nin mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının 2017,2018,2019 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığını,2020 yılı ticari yevmiye defterinin ise inceleme tarihi 11.06.2021 de henüz kapanış tasdiki süresi geçmediğini ve kapanış tasdikinin yapılmadığını, ancak rapor tarihi itibarı ile kapanış tasdik süresinin geçtiğini ancak defter davacıya inceleme gününde teslim edildiği için süresinde yapılıp yapılmadığı ile ilgili bir tespit yapıladığını, 2017-2018-2019 yılı ticari defterlerinin kayıtların birbirini doğruladığını, ticari defterlerin bu haliyle HMK 222/2 maddesine uygun olduğu tespit edildiğini, Takip ve davaya konu faturalar 2018 ve 2019 tarihli olduğu için davacının 2020 yılı ticari defterlerinde faturalar ile ilgili herhangi bir kayıt olmadığını, faturalara karşılık yapılan tahsilatlar ise 31.12.2018 den önce olduğu için bu yönde de bir kayıt olmadığını, bu nedenle davacının 2020 yılı defterinin incelenmesinin ve delil kudretinin olup olmadığının tespiti bu yönüyle (davaya konu faturalar bakımından) sonuca bir etkisi olmadığını, asıl alacak bakımından dava itirazın iptali davası olduğunu, İtirazın iptali davası, takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı olarak ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türü olduğunu, takip talebinde dayanılan borç ve borcun sebebine bağlılığın esas olduğunu, bu nedenle takip ve davaya konu faturadan sonra, ancak takipten önce yapılmış görünen taraf defterlerindeki ödeme/tahsilat kayıtları ve harici yazılı belge ile ispatlanan ödeme/ tahsilat/mahsup/mutabakat belgeleri dikkate alınarak uyuşmazlığın çözümüne dönük hesaplamalar yapılacağını davacının takip tarihi 26.04.2019 itibarı ile 29.928,10-TL davalıdan asıl alacaklı olacağı hesap edildiğini, işlemiş faiz bakımından davalının takip talebinden önce yazılı olarak temerrüde düşürüldüğüne dair herhangi bir belgeye rastlanmadığını, Mahkeme takip öncesi temerrüdün oluşmadığını kabul eder ise; takip öncesi faiz işlemeyeceğinden bu yönde bir hesaplama yapılmayacağını, Mahkeme takip öncesi temerrüdün fatura tarihleri itibarı ile gerçekleştiğini kabul eder ise; takip öncesi faiz hesabı her bir fatura için ayrı ayrı hesaplanarak 6.018,84-TL tespit edildiğini, ancak takip talebinde işlemiş faiz tutarı 5.094,54-TL olduğundan taleple bağlı kalınması gerektiğini mahkememize bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Davacı dava dilekçesiyle, faturadan dolayı alacaklı olduğunu, davalının ödeme yapmadığını belirterek yapılan takibe itirazın iptali dilemiştir.
Davalı ise süresinde cevap sunmamış ancak beyanlarında usule uygun tebligat yapılmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacıya borcu bulunmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Davaya konu Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelmede; alacaklısının mahkememize ait işbu dava dosyası davacısı …, borçlusunun yine mahkememize ait işbu dava davalısı *** Sağlık Turizm Ticaret Ltd. Şti.olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine bir takım fatura dayanak gösterilerek toplam 35.022,64 TL üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 29/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 01/05/2019 tarihinde borç bulunmadığından bahisle borcun aslına ve ferilerine, borca dayanak olarak gösterilen belgelerin tamamına itiraz ettikleri, takibin durdurulmasını talep ettiği ve icra müdürlüğü tarafından düzenlenen 02/05/2019 tarihli karar tensip tutanağı ile takibin durdurulmasına karar verildiği ve 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.

Dava, faturadan dolayı ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. Maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Davacı ticari defter incelemesinde davacının davalıdan 29.928,10 TL alacaklı olduğu davacının ticari defterini usule uygun tutulduğu tespit edilmiştir.
HMK’nın 222. maddesi uyarınca, tarafların ticari defterlerinin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Belirtilen bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın yukarıda belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ise ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.
Somut olayda davalı taraf ticari defterleri sunmaktan kaçınmış olduğundan, davacının defteri usule uygun tutulduğundan ve HMK 6. Maddesi gereğince ödemeyi ispat edemediğinden ve davacı tarafça sunulan ve davalı firma yetkilisi tarafından imzalanmış ve usule uygun isticvaba davalı taraf katılmadığından imza davalı firma yetkilisine ait olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ticari defter kayıtları dikkate alındığında alacak likid olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Faize ait değerlendirmede;
Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğundan 818 sayılı BKn un 101.maddesinde; “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur” hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı TBKnun 117.maddesinde bu hüküm ”Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” şeklinde düzenlenmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması ile gerçekleşir.
Anılan yasal düzenleme çerçevesinde takip öncesi temerrüd bulunmadığından davalı takip ile temerrüde düşeceğinden işlemiş faiz talebi uygun görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile, davalı tarafından Kayseri 4.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takip tarihi itibariyle 29.928,10 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağın tahsil edilene kadar yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ve faize ilişkin istemin reddine,
2-Haksız itiraz nedeniyle 29.928,10 TL asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 2.044,38 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 422,99 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.621,39 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul/ret oranına göre hesap edile9n 1.127,94 TL’sinin davalıdan kalan 192,06 TL’sinin ise davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 422,99 TL peşin harç ve 44,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 467,39 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 7 elektronik tebligat gideri 38,50 TL, 4 tebligat gideri 76,00 TL, kep reddiyat gideri 1,10 TL, talimat posta gideri 85,40 TL, talimat gideri 74,40 TL ve bilirkişi ücreti 600,00 TL olmak üzere toplam 875,40 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 748,02 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine arkan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-AAÜT’ye göre hesap edilen 4.489,21 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
10-AAÜT’ye göre hesap edilen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/11/2021

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*