Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/760 E. 2022/451 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (eser sözleşmesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin … Mahalle, … Caddesi, No:… , …/… adresinde faaliyet gösteren … isimli düğün salonunun sahibi ve işletmecisi olduğunu, müvekkili şirketin düğün salonunun açık ve kapalı alanlarının çatısını, tentesini ve cam balkanlarını yaptırmak üzere davalılar ile anlaşmış olduğunu, davalı şirketler tarafından işlerin yapımının tamamlandığını, … tarihinde meydana gelen fırtınanın etkisiyle davalılar tarafından müvekkili şirkete yapılan işlerin zarar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini, delil tespiti dosyasında bulunan bilirkişi raporunda ankraj bağlantı noktalarında hata olduğunun belirtildiğini, davalılar tarafından sağlanan mal ve hizmetin ayıplı olduğunu, arabuluculuk yoluyla anlaşma sağlanamadığını, davalı … firması ile yapılan … tarihli satım sözleşmesinde satılan ürünlerine ürünlerinin 5 yıl garantili olduğunun yazdığını, satılan ürünlerin teknik şartnamesinde ürünlerin beaufort rüzgar skalası şiddetine (117 km/saatlik rüzgar şiddetine) dayanabilir nitelikte olduğunun belirtildiğini, olay tarihinde rüzgarın şiddetinin 90 km/saat olduğunu, TBK’nun 129, 225 ve 227. maddesine müvekkilinin zararlarından davalıların sorumlu olduğunu beyanla davalıların ağır kusur teşkil eden ayıplı mal ve hizmetleri ile müvekkili şirketin uğramış olduğu 904,758,94-TL tutarındaki maddi zararı ile müvekkil şirkete ait düğün satonlarının işletilmemesinden doğan gelir kaybına istinaden fazlaya ilişkin hakları saklı kafmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL tazminatın ifa tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkilinin arasında herhangi bir yazılı sözleşme olmadığını, müvekkili ile davacı şirketin cam balkon, tente ve çelik kapalı alan işlerinin yapılması hususunda anlaştıklarını, müvekkilinin 2015 yılında söz konusu işleri eksiksiz olarak tamamlamış olduğunu, bu işler karşılığında müvekkiline verilen 2 adet 10.000,00-TL tutarındaki bonoların ödenmediğini, … yılında davacının talebi üzerine işletmesindeki cam balkon ve tentelerin bakımlarının yapıldığını, arızaların giderildiğini ve tutanak altına alındığını, işlerin tesliminden 4 yıl sonra gerçekleşen fırtına sebebiyle meydana gelen zarardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, delil tespiti yapan bilirkişi raporunu dayanarak yapılan işlerin ayıplı olduğunun kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, oluşan zararın sebebinin doğal afet olduğunu, tesisin bulunduğu konum itibariyle bu tür fırtınalardan etkilenme ihtimalinin olduğunu, … tarihindeki fırtınanın gerçek şiddetinin belirlenmesinin gerektiğini, 2 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu beyanla müvekkili aleyhinde açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı … Sistemleri Yapı Elektrik San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen yasal süresi içinde cevap dilekçesi vermediği gibi duruşmalara da katılmamıştır. HMK’nun 128. maddesi uyarınca bu davalı tarafından, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı taraf, Kayseri … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı delil tespiti dosyasına, taraflar arasında imzalanan satış sözleşmelerine, faturalara, ödeme belgelerine, ticari defter ve kayıtlara, tanık anlatımlarına, bilirkişi incelemesine ve yemine delil olarak dayanmıştır.
Davalı … tarafından sözleşmeye, ticari defter ve kayıtlara, faturaya, senede, … tarihli tutanağa, tanık anlatımlarına, bilirkişi incelemesine ve yemine delil olarak dayanmıştır.
Davalı … Sistemleri Yapı Elektrik San. Ve Tic. Ltd. Şti. Yasal süresi içinde delil bildirmemiştir.
Davacı ile davalı … tarafından dayanılan bir kısım deliller dava dosyasına sunulmuştur.
Kayseri … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı delil tespiti dosyası celbedilmiştir. İncelemesinde, tespit isteyen davacı … Bina İnşa Yapı Taah. Turz. San. Ve Tic. A.Ş. vekili tarafından, şehirde yaşanan fırtına sonucu müvekkili şirket tarafından işletilmekte olan düğün salonu ve çevresinde ağır tahrip olduğunu işletmede bulunan tenteli kapalı alanların tamamen zarar gördüğünü, yıkıldığını ve dağıldığını belirterek … tarihinde hasımsız olarak delil tespiti talebinde bulunulduğu, mahkemece talebin HMK’nun 400. maddesine uygun bulunarak bilirkişi marifetiyle mahallinde keşif icra edildiği, ve İnşaat Mühendisi Bilirkişi … ‘nun … tarihli tespit raporu düzenlediği görülmüştür.
İlgili taraflarca bildirilen tanıklar yargılama sırasında mahkememizde usulünce dinlenmiştir.
Davacı tanığı … duruşmada; “Ben davacı … Şirketi’nin sahiplerinin aile dostuyum. Aynı zamanda da belediye meclis üyesiyim. Olay günü belediye meclisi toplantısındayken davacı şirkette temizlik işlerini yapan … Hanım beni aradı; kapalı alanların rüzgardan hep uçtuğunu söyledi. O gün Kayseri’de fırtına vardı. Fırtınanın etkisi … İlçesi’nde daha da yoğun hissediliyordu. Benim toplantımın bitmesi ve işlerimin azalması akşam vaktini buldu. Akşam saat 18:30 – 19:00 gibi davacı şirketin bulunduğu yere gittim. Elektrikler kesikti. Karanlıkta inceleyebildiğim kadar ne olup bittiğini inceledim. Yaptırılan tenteler bozulmuştu, tamamen uçmuştu. Ertesi sabah tekrar çıkıp baktığım. Ben de bu işlerden biraz anlarım. Ben Devlet Su İşleri’nden emekliyim. Gündüz gözü ile tekrar inceleme yaptığımda tentelerin tutturulduğu demir bloklar yere sabitlenmesi gerekiyordu ancak bunlar sadece yerdeki karonun altına kadar tutturulmuş, beton üzerine geçmemiş. Ben bunları gördüm. Hatta gördüğüm bu şeylerin hepsini cep telefonumla video olarak kaydettim. Sonra davacı şirket yetkilisine “Bu tentelerin yapımında hata var bana kalırsa hakkınızı mahkeme aracılığı ile arayın.” dedim. Ben bu eksikliğin hangi davalı tarafından yapıldığı konusunda bilgi sahibi değilim. Benim bildiklerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmada; “Davacı şirket sahipleri benim dünürüm olur. Bu nedenle davacı şirketi tanırım. Davacı şirketin dava konusu edilen bu tesisi, kış mevsimi nedeni ile çalışmıyordu. Sadece şirkette temizlik işlerine bakan … Hanım tesiste bulunuyordu. Olay günü … Hanım ben dükkandayken yanımda bulunan oğlum … ‘i telefonla aradı. Telefonda “Burada fırtına çıktı, her şey yıkılıyor, kimseye ulaşamadım. Bana yardım edin.” diyordu. Ben, oğlum ile konuşan … Hanım’a sığınağa inmesi şeklinde tavsiyede bulundum. Sonra oğlumla birlikte bu tesise gittim. Gittiğimde tesisteki kapalı yerlerin rüzgardan yıkılmış olduğunu ancak açılıp kapanan büyük camekanlı yerin halen sağlam olduğunu gördüm. Biz oradayken bu büyük camekanlı yer de gürültüyle yıkıldı. Ben bu anları cep telefonumu çıkarıp kameraya aldım, videosunu çektim. Ertesi günü, gündüz vakti ile gidip tekrar gezdiğimde kapalı yer yapılırken sadece vida ile tutturulduğunu dübel olmadığını gördüm. Dübel derken büyük sıkıştırma vidalarından bahsediyorum. Tesisin içerisinde gezerken bu büyük sıkıştırma vidalarını dübelleri görmedim, olsaydı bunlar ciddi ağırlıkları taşırdı ve rüzgardan yapılanlar yıkılmazdı. Ben yıkılan yerlerin kim tarafından yapılmış olduğunu da bilmiyorum. Benim bildiklerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmada; “Hatırladığım kadarıyla 2019 yılının Ocak ayı olması lazım. Davacı şirketin yetkilisi benim kayınvalidem olur, Denizli’ye memleketine gitmişti. Beni telefon ile aradı. Talas’daki tesiste çalışanının kendisine telefon ettiğini, tentelerin sallandığını söylediğini ve benden gidip bakmamı istedi. Ben de babam ile birlikte … ‘a, davacı şirketin tesislerine gittim. Oraya gittiğimde tentelerin bir kısmının yıkıldığını gördüm. Kuvvetli rüzgar vardı. Tahminime göre yapılmış tentelerin %70’i yıkılmış vaziyetteydi. Biz tesisin bulunduğu bölgeye çıktığımızda tentelerin %70’i yıkılmış vaziyetteydi. Oraya bir araba ile tenteci olduğunu söyleyen tanımadığım birisi geldi. Tentelere bakmaya, gerekirse kuvvetlendirmeye geldiğini söyledi. Binanın terasında tenteler vardı. Burası kafe olarak kullanılıyordu. Binanın aşağı katı kapalı düğün salonu olarak kullanılıyordu. Bu tenteci olduğunu söyleyen kişi yukarı terasa çıktı. Orada tenteye baktı. Sonra aşağı indi. Bu esnada tentenin belli bir bölümü daha devrildi. Sonra bu tenteci olduğunu söyleyen kişi arabasına binip gitti. Bu kişinin kim olduğunu bilmiyorum, tanımıyorum. Ertesi günü gündüz vakti ben tekrar oraya gittim. Kar da vardı, karlar altında devrilen tentelerin fotoğraflarını çektim. Sonradan tentenin ana kolonunun zemine yeterince sabitlenmediğini akıllı vida denilen sistemle fayansa tutturulduğunu babam …’dan ve …’dan duydum. Kayınvalidem de benzer şeyler söylemişti. Ana kolon sallanınca diğer tenteler de onunla birlikte devrilmiş. Babam inşaat işlerinden anlar. Zaten kayınpederim bana daha öncesinde bu tente işini yaptırırken piyasa fiyatının yaklaşık 4-5 katı para ödediğini, bunu yapan kişilerin çok iyi yaptıklarını duyduğunu anlatmıştı. Bizim de kafemiz var, tente yaptırdık ancak kayınpederimin ödediği para bizim ödediğimiz paraya göre çok fahişti. Bu olay olmadan önce yaklaşık 2016 yılı gibi tente sallanıyor diye o zaman bir kuvvetlendirme çalışmasını ücretsiz bir şekilde yapmışlardı. Bu kolonların dübelli bir şekilde yere betona çakılması lazımmış, bu yapılmadığı için tenteler devrilmiş. Kullanılmış olan malzemelerin ne olup olmadığını bilemem. Ben yıkılan yerlerin kim tarafından yapılmış olduğunu da bilmiyorum. Ben yıkılan malzemelerin hurda olarak satılıp satılmadığını bilmiyorum. Ancak tentelerin devrilmesinden sonra ortalık savaş alanı gibi baya dağılmıştı. Biz bu enkazların kaldırılması için bir kaç kişi ile görüştük, fahiş fiyatlar istediler. O zaman belediye rüzgarda yıkılan yerlerle ilgili yıkıntıların kaldırılması işine sıcak bakıyordu. Enkazların kaldırılması için belediye ile görüşüldü, ama sonucu ne oldu orasını bilemiyorum. Benim bildiklerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı … tanığı … duruşmada; “Ben davacı şirketin iş yerinde davalı …’un yanında ağır demir ve çelik aksamının kaynak işlerini yapmak sureti ile çalıştım. O nedenle yapılan işi biliyorum. Tente imalatını İstanbul firması olan … isimli şirket yaptı. Tentelerin montajını da İstanbul firması kendi yaptı. … ise cam balkon işini ve … isimli firmanın eksik işlerini yaptı. Mesela …, …’nin yarım bıraktığı işleri tamamladı; çelik dübel vurdu, alüminyum doğramalarını taktı, ağır çelik aksamını … yaptı. Benim bildiğim yapılan işler bunlardır. Tente sistemi hafif bir sistemdir, rüzgara dayanmaz. Kapatma ve açma yapılması lazım. Ben fırtınadan sonra davacının iş yerine gidip görmedim, o konuya ilişkin bilgim yoktur. Tente sisteminde açık bırakılmışsa rüzgarın girmesiyle sistem patlar, bu da zararı etkiler. Tenteyi ve montajını İstanbul firması olan … yaptı. Alüminyum aksamını ve ağır çelik konstriksiyonu … yaptı. Alüminyum aksam ve ağır çelik konstriksiyon tente sisteminin parçası değildir. Tentenin parçası ayrı, çelik sistemi ayrı. Yapılan çelik tenteyi tutmak için değil. Çelik çatının üstünde panel vardır, tente ayrı bir kısımdır. … Yapı firmasından yani …’un firmasından davacı firmaya tentelerin tamiri için gidilmiş. Benim bildiklerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı … tanığı … duruşmada; “Ben alüminyum doğrama, tente işleri ve cam balon işlerinin tadilatını yaparım. … benim kardeşim olur. Onunla birlikte çalışmıyorum, ondan hariç seyyar olarak çalışıyorum. Davacı şirketin iş yerinde … pergule tentesi yani açılır kapanır tenteyi, cam balkon, bir de yemekhane olarak kullanılacak sabit kısmın çelik aksamını yaptı. Davacının iş yerinde iki kat vardır. Birinci katı İzmir firması diye bir firmanın yaptığını yani buradaki tente işini yaptığını, ikinci kattaki tente işini ise …’un yaptığını biliyorum. Burası fırtınada yıkılmadan önce daha önceki ufak bir fırtınadan ve duvardan kaynaklanan bir nedenle yıkılmıştı. Bu yıkılan yer ikinci kattaki …’un yaptığı yerle birinci kat arasındaki ara bölmeydi. Beni bu yıkılan yer için tamire çağırdılar. Ben gittiğimde yemekhane yapacakları kapalı alan olarak kullanılacak kısımda duvar yoktu, boştu. Oradan rüzgar girince camekanı tamamen patlatmış, camlarını kırmış. Ben gidip tamir ettim. Kendilerine de “Bu duvarı örmezseniz burası yıkılır bir an önce duvar örün.” dedim. Ben işi bitirip geldim. Sonradan 2019 yılının Ocak ayında tamamen yıkılmasından sonra davacı şirketin yetkilisinin hanımı olan … Hanım beni çağırdı. “Burası neden oldu, ne yapabiliriz?” diye sordu. Ben ikinci katın yan tarafında çıktığımda daha önce gelip tamir yaparken olmadığını gördüğüm ve buraya duvar örün dediğim yere duvar örüldüğünü, ancak sıvanmadığını, bu nedenle de duvarın yıkılmış olduğunu gördüm. … Hanım’a “Burada elemanınız var rüzgarda tentelerin açılması gerekir, neden açmadınız?” dedim. Oradaki çalışan eleman bana “Tentelerin kumandası para kasasında duruyor, para kasası da kilitli olduğu için kumandayı bulamadım, o yüzden açamadım.” dedi. Bu yüzden yıkık olan duvardan giren rüzgar içeride gidecek bir yeri olmadığı için sistemi tamamen yıkmış. … Hanım bana yıkılmış halini göstererek yani harfiyatları göstererek ne yapabiliriz diye sordu. Sistemin yarısı yıkılmıştı yarısı duruyordu. “Tamamen yıkılması lazım, yoksa orası da yıkılıp düşer.” dedim. Tamamını söktük. Sonra hurdacıyı çağırdık. Camını, alüminyumunu ayırdık. Alüminyumlarını ve demir aksamını hurdacıya sattılar. Motorlarını ve çadırı lazım olur diye satmadılar, kendilerinde kaldı. Ben o zaman “Bu sistem buraya olmaz. Buraya kapalı sabit sistem yapmanız gerekir.” dedim. … Hanım bana tente sistemi projeli yapılmadığı için kasko sigortasının olmadığını söyledi. bana sen tamir et dedi. Ezilmiş ve kırılmış olduğundan tamirini yapamam dedim. Tamir olmayınca da hurdacıya verdik. … tarafından sabit kısma yapılanın devamını yapabilirim dedim. Bir daha da konuşulmadı, öylece kaldı. Sonradan beni davacı şirkete iki defa daha çağırdılar, cephe giydirme kompozit panellerin sacları uçmuş onları yaptım. 1. katın camları kırılmıştı. Çok büyüktü, ben yapamam deyince başka bir firmaya cam taktırdılar. Benim bildiklerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı … tanığı … duruşmada; “Ben Kayseri … Belediyesi’nde çalışırım. Ancak yıllık izinli olduğum döneme denk geldiği için davacı şirkete ait tesiste … tarafından iş yapıldığı dönemde ben de çalıştım. … , en üst kata ayaklı tente yaptı. Üst taraf çatısının sandviç panellerinin montajını yaptı. Hatta sandviç panelle duvar arasında bulunan bir yer vardı. Yaklaşık 30-40 cm yükseklikte, uzunluk olarak tam hatırlamıyorum ama 25-30 metre uzunlukta olan bir yer vardı. Buranın açığı kapatılmazsa duvar örülmezse tentelerin rüzgarla patlayacağının söylendiğinde … ve …, davacı şirketin orada bulunan şef garsonlarına ve çalışanlarına söylemişlerdi. Bu söylenirken ben de oradaydım. Ben … tarafından yapılan işçilikte bir hata görmediğimden diyeceklerim bu kadardır. Ben orada Celal tarafından yapılan demirlerin anti pas boyasını yaptım. Restorantın en üst katın sol tarafın oradaki tenteleri … yaptı. … tarafından hazır beton üzerine vidalama ve montaj yapıldı, ayrıca beton atılmadı. Benim bildiklerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Kayseri … İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … tarihinde … İlçesi’nde görülen fırtınanın şiddeti ve süresi ile ilgili ölçüm ve kayıt örneklerinin gönderilmesi istenmiştir. … tarihli yazı ile bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
İlgili delillerin toplanmasından sonra, tarafların iddia ve savunmalarının tespiti ve çözüme kavuşturulması ve davaya konu edilen ve ayıplı olduğu iddia edilen mal ve hizmetin yerinde görülüp incelenmesi amacıyla mahallinde keşif icrasına,
HMK’nun 267-268 maddeleri gereğince refakata re’sen seçilecek delil tespiti raporunu düzenleyen dışında inşaat mühendisi bilirkişi, bir muhasebeci bilirkişi, bir işletmeci bilirkişi ve bir eser sözleşmesi mevzuat ve uygulamalarında nitelikli hesap bilirkişisinin alınmasına, bilirkişilere davacı şirketin defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapmaları ve düzenleyecekleri rapora esas alacakları dosya içinde bulunmayan kayıt ve belgelerden suret alıp rapora eklemeleri için yetki verilmesine, mahallinde keşif icrasından sonra mahkememiz dosyasının bilirkişi kuruluna tevdine, HMK’nun 273. maddesi gereğince tarafların iddia ve savunmaları, davalı vekili tarafından bu duruşmada sözlü olarak bildirilen duruşmadan sonra bilirkişilerden raporlarında açıklama yapmalarını özellikle istediği hususlara ilişkin açıklama yaparsa buna ilişkin dilekçe içeriği, keşif mahallinde yapılacak gözlem ve incelemeler, delil tespiti dosyası, tanık anlatımları, davacı tarafından sunulan işletmesinde meydana gelen hasarı gösterir fotoğraf ve video kayıtlarını içeren DVD, davacının davalı … Ltd. Şti. ile yaptığı alım satım sözleşmesi, montaj öncesi tespit raporu, sipariş şartnamesi, davalı … tarafından yapılan işle ilgili satış sözleşmesi, sipariş formu, fatura, olay günündeki rüzgarın hızına ilişkin gazete haberleri, meteoroloji bölge müdürlüğünden celbedilen olay tarihindeki fırtınanın hızı ile ilgili veriler, davalı … tarafından sunulan deney raporu, fatura ve ticari defterleri, davacının ticari defterleri, tüm dosya kapsamı incelenmek sureti ile davacının iş yerinde yapılan iş ve imalatların ve satım sözleşmesine konu kullanılan malların ayıplı olup olmadığı, … tarihinde başgösteren fırtına nedeni ile davacının iş yerine meydana gelen hasar nedeni ile davacının zararlarının olup olmadığı, varsa bu zararların nelerden ibaret olduğu ve parasal karşılığının neler olduğu, fırtına nedeni ile hasar gören malzemelerin tamirinin mümkün olup olmadığı, imalatların yapıldığı yıl ile hasar tarihi arasındaki döneme göre yıpranma payının ne olduğu, malzemelerin hurda bedellerinin ne kadar olduğu, … tarihli fırtına nedeni ile davacının iş yerinde meydana gelen maddi hasarın buna göre kaç TL olduğu, bu zararın oluşumunda kim veya kimlerin ne oranda kusurlu ve ne miktar ve mahiyetteki zarardan sorumlu olduğu, bu hasar nedeni ile hasar tarihi itibari ile davacının düğün salonu işletmesinin tamir ve işletmeye tekrar açılması için makul sürenin kaç gün olduğu, hasarın meydana geldiği tarih itibari ile mevsimsel ve sosyal özellikler davacı şirketin düğün salonu işletmesinin önceki yıllarda aynı dönemlere ilişin ticari potansiyeli, cirosu, karı, iş potansiyelini etkileyen sair tüm hususlar, düğün salonunun işletirken yapılan ve yapılması zorunlu giderlerden düğün salonunu işletmemekten dolayı işletilmeyen dönemlerde yapılmaması nedeni ile elde edilecek tasarruflar gibi etkili tüm faktörlerin göz önünde bulundurularak davacının makul tamirat süresi içinde düğün salonunu işletememekten kaynaklı net zararının olup olmadığı, varsa bu zararın kaç TL olduğu bu zarardan kim veya kimlerin ne oranda sorumlu olduğu hususlarında hüküm vermeye ve denetime elverişli rapor tanzimi için bilirkişilere yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Mahallinde … tarihinde keşif yapılmıştır. Keşfe katılan bilirkişiler Prof. Dr. … , Prof. Dr. … , Doç. Dr. … ve İnşaat Mühendisi … ‘dan oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen … tarihli raporda özetle; “… Keşif mahallinde yapılan incelemelere dayanarak, dava dosyasında ve eklerinde mevcut bilgi ve belgelerde yapılan incelemeler neticesinde; … tarihinde meydana gelen firtına nedeniyle söz konusu işyerinde meydana gelen zararın bedelinin 917.363,40-TL KDV tutarında olacağı, fırtınanın sebep olduğu zararın giderilerek tekrar faaliyete başlanılması için gerekli olan makul sürenin 3 ay olabileceği, davacının geçmiş yıllardaki vergi idaresine beyan etmiş olduğu kazancı üzerinden mahrunı kaldığı 3 aylık kazanç kaybının ise 21.795,30-TL tutarında olacağı” belirtilmiştir.
Bilirkişi kurulunun … tarihli rapora karşı tarafların beyan ve itirazları üzerine dosyanın rapor veren bilirkişi kuruluna tevdine, tanık anlatımları, tarafların iddia ve savunmaları, taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümleri ve tüm dosya kapsamı değerlendirilmek sureti ile her bir davalının yaptığı işlerin neler olduğu ayrı ayrı gösterilerek bu yapılan işlerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise … tarihi itibari ile her bir davalının ayıplı işler nedeni ile sorumlu olduğu hasar miktarının kaçar TL olduğu, ayrıca mahkememizce yazılan müzekkere ile metoroloji il müdürlüğünden hasar tarihindeki rüzgar şiddeti ile ilgili ölçümler alınmış ve cevabi yazı dosya içine girmiş olmakla hasar tarihindeki rüzgar şiddetine ilişkin ölçümlerin değerlendirilmek sureti ile davalıların ayrı ayrı yaptıkları işlerin ayıplı olmaması halinde dahi o şiddette rüzgarda hasar oluşup oluşmayacağı veya hasarın büyüklüğünün ve parasal miktarının ne olacağı, başka bir deyimle hasar ile davalıların yaptığı iş ve imalatlar arasında illiyet bağı olup olmadığı, rüzgarın illiyet bağını kesip kesmediği, ayrıca davalı … vekilinin önceki rapora karşı itirazlarını karşılar şekilde değerlendirme yapılması hususlarında ek rapor düzenlemeleri için bilirkişilere yetki ve görev verilmiştir.
Bilirkişiler Prof. Dr. … , Prof. Dr. … , Doç. Dr. … ve İnşaat Mühendisi … ‘dan oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen … tarihli ek raporda; bilirkişi heyetinin görüşünde değişiklik olmadığı belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında ayıplı mal ve hizmetlerden dolayı uğranıldığı ileri sürülen maddi zarar ve gelir kaybının tazmini istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında edimlerin tam olarak ifa edilip edilmediği, sözleşme kapsamında yapılan işlerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise davacının maddi zararlarının tazmini ve gelir kaybını davalılardan talep edip edemeyeceği ve davalı …’un zaman aşımı def’inin haklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Bu haliyle dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili … tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda maddi zarar talebini 917.363,40-TL ve kazanç kaybı talebini 21.795,30-TL olarak ıslah etmiş ve ıslah harcını yatırmıştır. Islah dilekçesi davalılara tebliğ edilmiştir.
Taraflar arasındaki akdi ilişki eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı ile davalılar arasında TBK’nun 470. ve devamı maddeleri uyarınca eser sözleşmesi düzenlenmiş olup, davacı iş sahibi, davalılar ise yüklenicidir.
Davacı vekili, davalı yüklenicilerin sözleşme gereğince yaptıkları imalatların ayıplı olduğunu ve meydana gelen fırtınada yıkılarak müvekkilinin maddi zarara ve işletmenin çalışamaması nedeniyle gelir kaybına uğradığını ileri sürerek bu zararlarının davalılardan tazmini talebinde bulunmuştur.
6098 sayılı TBK’nun 478. maddesi hükmü uyarınca eser sözleşmesi sonucunda meydana gelen taşınmazlarda yüklenicinin ayıbından doğan taleplerin, eserin işsahibine teslimi tarihinden başlayarak 5 yıl, yüklenicinin ağır kusurunun mevcut olması halinde ise 20 yıllık sürenin geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı belirtilmiştir. Davalı … tarafından davacı işverene 2015 tarihinde iş yapılıp teslim edildiği, eldeki davanın ise … tarihinde açıldığı dikkate alındığında zaman aşımı süresi dolmamıştır. Bu nedenle davalı …’un zaman aşımı def’i savunmasına itibar edilmemiştir.
Yine davalı …’un davacıya yaptığı iş nedeniyle davacıdan alacağı olup olmadığı eldeki davanın konusunu teşkil etmemektedir.
Taraflar arasında TBK’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi bulunduğundan, uyuşmazlığın eser sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi ve çözümlenmesi gerektiği açıktır.
Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdîdir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser yüklenicinin sermayesi, sanat ve becerisini kullanarak gerçekleştirdiği sonuçtur. İş sahibi ısmarladığı eserin belli nitelikler taşımasını, amacını karşılamasını arzu eder. Şayet ısmarlanan eser iş sahibinin beklentisini karşılamıyorsa sözleşmenin yararlar dengesi iş sahibi aleyhine bozulur. Bu bakımdan eser, fen ve sanat kurallarına uygun ve iş sahibinin amacını karşılar nitelikte imâl edilmelidir. Aksi halde eser ayıplıdır ve yüklenicinin ayıba karşı zararlı sonuçtan sorumluluğu ortaya çıkar. Bir tanımlama yapmak gerekirse; yüklenicinin ayıba karşı zararlı sonuçtan sorumluluk borcu, yüklenicinin eseri teslim borcunun tamamlayıcısı olarak, meydana getirdiği eserde ortaya çıkan ayıp ve eksiklikleri üstlenme borcudur. Bu gibi durumlarda eserde dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken niteliklerin yokluğu söz konusudur.
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK’nun 474 ila 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. TBK’nun 475. maddesi ayıbı işin kusurlu olması veya sözleşmeye aykırı bulunması olarak tanımlanmıştır. Ayıp eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. Açık ayıplarda TBK’nun 474/1. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz (geç sayılmayacak bir süre içinde) eseri gözden geçirip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. Sonradan ortaya çıkan ayıpta yani gizli ayıplarda ise TBK’nun 477/3. maddesine göre ayıp ortaya çıktıktan sonra gecikmeksizin ayıp ihbarının yapılması gerekir. Ayıp halinde iş sahibinin hakları 6098 sayılı TBK’nun 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları; sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir. Diğer taraftan ayıbın varlığını ihbar, şekil koşuluna bağlı olmayıp tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir.
Ayıptan doğan zararın varlığı ve miktarı ile zarardan sorumluluğu gerektiren kusurun kanıtlanması konusunda ispat kurallarına bakılmalıdır. HMK’nın 190/1. maddeye göre ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu nedenle ayıptan doğan hakların kullanılması için iş sahibi eserin ayıplı olduğunu kanıtlamak zorundadır.
Yargılama sonunda tarafların iddia ve savunmalarına, ibraz edilen sözleşme içeriğine, tanık anlatımlarına, delil tespiti dosyasına, yerinde icra kılınan keşif ve benimsenerek hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporuna ve tüm dosya kapsamına göre taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu, bu kapsamda davalıların davacı şirketin işletmesinde yaptıkları imalatın bilim ve fennin gereklerine uygun olmayıp ayıplı olduğu, bu nedenle işletmenin bulunduğu Talas İlçesi’nde … tarihinde meydana gelen fırtınada yapılan bu imalatların yıkılıp devrilmesi sonucu davacının işletmesinde 917.363,40-TL maddi zarar ve 21.795,30-TL kar kaybı olmak üzere toplam 939.158,70-TL tutarında zararın oluştuğu, davalıların bu zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu görüş ve kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, haksız fiil ilişkisi bulunmamaktadır. Sözleşmelerden kaynaklanan hukuki ilişkilerde borçlu, ancak alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer (TBK’nun 117. maddesi) ve ancak bu tarihten itibaren talep edilen alacağa faiz yürütülmesi istenebilir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 19/07/2010 tarihli, 2009/2785 Esas ve 2010/4154 Karar sayılı emsal kararı). Mevcut hukuki ilişkide davacı, davalıları TBK’nun 117. maddesine uygun şekilde davadan önce temerrüde düşürmüş değildir. Hasımsız olarak yaptırılan delil tespiti tarihi dahi temerrüt tarihi olarak kabul edilemez. Bu itibarla hükmedilen alacağın dava dilekçesi ile talep edilen kısmına dava tarihinden itibaren ve ıslah ile arttırılan kısmına ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmiştir. Taraflar tacir olduğundan hükmedilen tutara avans faizi işletilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 917.363,40-TL maddi zarar ve 21.795,30-TL kar kaybı olmak üzere toplam 939.158,70-TL’nin dava dilekçesi ile talep edilen 905.758,94-TL’lik kısmına dava tarihi olan … tarihinden itibaren ve bakiye 33.399,76-TL’lik kısmına ise ıslah tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 64.153,93-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 15.468,90-TL harç ile ıslah ile alınan 570,39-TL harcın mahsubu ile bakiye 48.115,44-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvurma harcı, 15.468,90-TL peşin harç, 570,39-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 16.082,89-TL’nın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 361,00-TL tebligat gideri, 51,50-TL e-tebligat gideri, 0,5-TL KEP gideri, 8,40-TL posta gideri, 150,00-TL keşif araç ücreti ve 3.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.571,40-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Kararın mahiyeti gereği davalı … tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … Sistemleri Yapı Elektrik San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca hesap ve taktir olunan 64.007,94-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, davacı vekili Av. … ve davalı … vekili Av. … ‘ın yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. …

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır