Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/746 E. 2021/1059 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. … –
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Kayseri’de faaliyet gösteren konut yapı kooperatifi olduğunu, kooperatifin 2010 hesap yılına ilişkin olarak *** tarihinde yapılan Genel Kurul gündem maddeleri arasında yer alan biten ve teslim edilen konutların geçici maliyetlerinin tespiti için komisyon kurulması belirlenen maliyetin ve şerefiye bedellerinin ilgili üyelere tebliğ edilmesi maddesi gereğince üyelere teslim edilen toplam 196 dairenin geçici maliyetinin çıkarılarak üyelerden talep ve tahsil edildiğini, kooperatif genel kurulu tarafından şimdiye kadar usulüne uygun olarak kesin maliyet bedellerinin belirlenmesine ve üyelerden talep edilmesine yönelik herhangi bir karar alınmadığını, davalı üye ve kooperatiften dairesini alan diğer 196 üyeden yalnızca geçici maliyet bedellerinin alındığını, bilirkişi komisyonu tarafından hesaplanan maliyetlerde arsa sahiplerine yapılan dairelerin maliyetlerinin kooperatif üyelerine pay edilmediğini, hali hazırda 393 daire teslim edildiğini, bunların 196’sı kooperatif üyesi 197’si arsa sahiplerinin olduğunu, kooperatifin mevcut 305 üyesi bulunup henüz tapusunu almayan 109 üye bulunduğunu, kooperatiften istifa eden üyelere olan borçlar, evlerini teslim alan üyeler için kullanılan banka kredisi borçları, vergi, SGK vs. borçların dairesini teslim alan üyelerin kesin maliyet bedeli hesabına eklenmediğini ve tüm bu borçların dairesini teslim almamış üyelere bırakıldığını, kooperatif tarafından yapılan *** tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararların muhalefet şerhi olmaksızın oy birliğiyle alındığını, genel kurul toplantısının iptali amacı ile açılmış hiçbir dava bulunmadığını ve alınan tüm kararların kesinleştiğini, hesaplanan kesin maliyetlerin ana sözleşmenin 61. Maddesi’ndeki usule birebir uygun şekilde üyelere tebliğ edildiğini ve 15 günlük itiraz süreci ve devamındaki prosedür de tüm üyelere tanınarak ilgili sürecin 61. Maddeye uygun olarak tamamlanmasının sağlandığını, davalının da müvekkili kooperatifin önceden tamamlanmış dairelerden kura ile adına tahsis teslim ve tapuda devredilmiş olan üyelerinden olduğunu, davalının kooperatif üyeliğinin henüz devam ettiğini, kooperatif tarafından verilen sürelere ve gönderilen ihtarlara rağmen davalının kooperatife olan 219.961,00 TL kesin maliyet borcunu ödemediğinin tespit edildiğini, davalı ile yapılan *** tarihli arabuluculuk toplantısında da anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL kesin maliyet bedeli alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili kooperatife ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın kesin maliyet hesabı belirlendiğinden hareketle müvekkilinden işbu dava ile kesin maliyet bedelinin kendisine ödenmesini talep ettiğini, ancak dava değeri olarak 5.000,00 TL gösterdiğini, davacı tarafın kısmi alacak davası açmasının hukuken mümkün olmadığını, *** tarihli genel kurul dayanak gösterilerek müvekkilinden tekrardan kesin maliyet alacağının haksız ve hukuksuz bir şekilde talep edildiğini, müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığını, 2011 yılında kat mülkiyeti tapusunu aldığını, tapuyu aldıktan sonra yapılan genel kurul toplantıları ve hazirun listesinde ismi bulunmadığını ve genel kurula da davet edilmediğini, müvekkilinin yeniden üye olma talebi bulunmamasına rağmen 2018 yılı genel kuruluna davet ettiğini, kooperatifin müvekkilinin yeniden üye olma talebi olduğuna dair belge sunması gerektiğini yapı kooperatifleri ana sözleşmesi uyarınca alacak talebinin zaman aşımına uğradığını, kooperatiflerde açık kapı ilkesinin esas olduğunu, kooperatifin eşitlik ilkesine aykırı davrandığını, davacı tarafından talep edilen ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair *** tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi Prof. Dr. ***’ın mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davalının davacı kooperatifin ortağı olduğu, kooperatif tarafından davalıya tapusunun verilmesi, bir dönem genel kurullara çağrılmaması, kendisine borcu olmadığına dair belge verilmesi onun ortaklıktan ayrıldığı anlamına gelmeyecektir. Zira KoopK ve davacı kooperatif anasözleşmesi gereği ortaklar kooperatif tasfiye oluncaya kadar hak ve borçlarda eşit olup, buna aykırı genel kurul ve yönetim kurulu kararları veya temsil yetkisine sahip kişilerin bu yöndeki beyanları KoopK m.23 emredici ilkesine göre geçersiz olacaktır. Davacı kooperatifin *** tarihli kesin maliyet hesabının önceki kesin maliyetin iptal edilerek yapılması kararı verilmiş, bu karara istinaden davalıya kooperatif ana sözleşmesinin 6l. maddesi uyarınca uygun bir kesin maliyet yapılarak tebliğ edilmiş ve davalı açısından kesinleşmiştir. Davalının kooperatif ana sözleşmesi m. 61/d Uyarınca kesinleşen kesin maliyeti kabule mecbur olduğu ve çıkarıları maliyeti ödemekle yükümlü olduğu değerlendirilmektedir. Yapılan kesin maliyet hesabında davalıdan talep edilen miktar içinde yer alan ve kooperatif borç payı olarak isimlendirilen 77.682,00 TL tüm ortaklara daire büyüklükleri dikkate alınmadan aynı miktarda usule uygun olmayanı şekilde dağıtılmıştır. Ancak, teknik komisyon tarafından *** tarihli ek hesaplama ile nispi eşitlik ilkesi doğrultusunda usule uygun olarak yeniden hesaplanmıştır. Buna göre davalının davacıya kesin maliyet ve şerefiye borcu 218.232,00 TL olarak hesaplanmaktadır. Davalıya ilanen yapılan tebligatın *** tarihli olduğu gözönüne alındığında takdiri Mahkemeye ait olmak üzere davalı borcuna *** tarihinden itibaren genel kurulda kararlaştırılan yıllık %18 (aylık %1,5) oranı üzerinden faiz uygulanacağı değerlendirilmektedir. Ancak davacının faiz talebi dava tarihinden itibarendir.” şeklinde mahkememize bildirimde bulunmuştur.
*** tarihli celsede; Dava dosyasının rapor veren bilirkişiye tevdii ile, *** tarihli celse 1 nolu bilirkişi ara kararında davacı kooperatifin defter ve kayıtları üzerinde inceleme yetkisi de verilmesi dikkate alınarak davalının kooperatif defter ve kayıtlarında kooperatif ortalığından ayrıldığına dair herhangi bir kayıt bulunup bulunmadığı ve bu yönde yönetim kurulu kararı olup olmadığı, yönetim kurulu kararı var ise tarih ve numarası ile bir örneğinin eklenmesi, *** tarihli konut maliyet raporunun mahkememizce kök rapor sonrası temin edilen kayıtlarda dikkate alınarak davalıya tebliğ edilip edilmediği, tebliğ işleminin iş bu davalı yönünden taahhütlü mektupla mı yoksa ilanen mi yapıldığı, davalının konut maliyet raporuna kooperatif ana sözleşmesinin 61/c maddesi uyarınca 15 gün içerisinde itiraz edip etmediği, itiraz etmiş ise yeni heyetin oluşturup oluşturulmadığı ve bu konuda bir karar verilip verilmediği, yeni heyet oluşmuş ise ne yönde karar verdiği, davalının *** tarihli konut maliyet raporu öncesi veya sonrası kesin maliyet, şerefiye veya kıymet takdiri adı altında herhangi bir toplu ödemesinin olup olmadığı, var ise tarihi, konut maliyet bedeline ilişkin dava konusu edilen alacağın kararlaştırıldığı *** tarihli genel kurulda toplantı ve karar yeter sayısının bulunup bulunmadığı, davacı tarafın yargılama sırasında sunduğu *** tarihli kesin maliyet ek raporu hesaplaması da dikkate alınarak önceki kök raporda bildirilen kanaatin değişip değişmediği ile tarafların önceki rapora itirazların incelenip değerlendirilmesi hakkında HMK’nın 281/2. maddesi uyarınca ek rapor düzelmesinin istenilmesine karar verilmiş, bilirkişi Prof. Dr. *** mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli ek raporunda özetle; ” Tarafların itirazlar değerlendirilmiştir. Ayrıca davalı ödemesi müteahhitlik karne katsayısı kullanılarak yeniden endekslemeye tabi tutulmuştur. Mahkemenin ara kararında belirtilen sorular da cevaplanmış ve yaptığımız hesaplama neticesinde kök raporumuzda belirimiş olduğumuz 218.232,00 TL davacı alacağı değişmemiştir. Hesaplamış olduğumuz davacı alacağı içinde arsa şerefiyesi ve daire şerefiyesi de bulunmaktadır. Daire şerefiyeleri üyelerin sahip olduğu dairelerin kat ve cephe farkları dikkate alındığından olması gereken şekliyle farklılık göstermektedir. Ancak aynı bloktaki tüm üyelerin arsa şerefiyesi eşit durumdadır ve doğru bir yaklaşımdır. Zira tüm kat malikleri binanın yapıldığı arsa üzerinde eşit paya sahiptir. Mahkemece daire şerefiyesinin davalı yönünden kesinleşmediği kanaatine varılması durumunda davacı alacağı 218.232 TL – 10.000 = 208.232 TL olacaktır.” Şeklinde mahkememize bildirimde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava kesin maliyet bedeli alacağının davalıdan tahsili talebine ilişkin davadır.
Davacı vekili dava dilekçesinde kesin maliyet bedeli olarak şimdilik 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamından; davacı kooperatifçe üyelerine tahsis ve teslim edilecek taşınmazların inşaatlarının etap etap yaptırıldığı, *** tarihli genel kurulda biten ve teslim edilen konutların geçici maliyetlerinin tespiti için komisyon kurulması ve belirlenen maliyetin ve şerefiye bedellerinin ilgili üyelere tebliğ edilmesine karar verildiği, bu karar doğrultusunda 196 dairenin geçici maliyet bedelinin tespitinin yapılıp üyelerden talep ve tahsil edildiği, tapularının devrinin yapıldığı, halen 109 üyenin dairesini alamadığı, *** tarihli genel kurulda gündemin 10. maddesinde kooperatifin teslim edilen ve devam eden konutlarının teknik komisyon tarafından hazırlanan kesin maliyet hesaplarının görüşüldüğü, şimdiye kadar belirlenmiş olan hesaplanan tüm geçici ve kesin maliyet bedellerinin iptaline, kooperatifin daha önce teslim edilen ve teslim edilecek olan dairelerinin teknik komisyon marifetiyle yeniden kesin maliyet bedelinin hesaplanması için yönetim kuruluna yetki verildiği, bu karar doğrultusunda teknik komisyon oluşturulup kesin maliyet bedelinin belirlendiği, davalıya ortaklığına bağlı bağımsız bölümün tapuda adına tescil edildiği, davacının kooperatif üyeliğinden istifasına veya çıkarılmasına ilişkin kayıt olmadığı, davacı vekilinin aksi savunulmayan beyanına göre kooperatifin henüz dairelerini teslim alamamış 109 üyesinin dairelerinin inşaatının devam ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce öncelikle davalının kooperatif üyesi olup olmadığı üzerinde durulmuştur. Davalı, taşınmazını iktisap ettikten sonra davacı kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, üyelik sıfatı bulunmadığı için kendisine karşı herhangi bir talepte bulunulamayacağını ileri sürmüştür. Ancak davalının istifası, kooperatife karşı edimini yerine getirmediği sürece yani taşınmazını iade etmediği sürece hüküm ve sonuçlarını doğurmamaktadır. Zira kooperatiften karşı edim olan daire tapusunu alan ortak, kooperatif sona erene kadar kooperatife karşı tüm edimlerini yerine getirmekle yükümlüdür (Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/6738 Esas 2019/4723 Karar, 2013/1040 Esas 2013/2178 Karar). Somut olayda davalı taşınmazı davacıdan iktisap etmiş, daha sonra istifa etmiş fakat istifa tarihinden işbu dava tarihine kadar taşınmazı davacıya iade etmemiştir. Celp edilen tapu kaydından taşınmazın dava tarihinde davalı adına kayıtlı olduğu görülmüştür. Davalı, taşınmazı davacı kooperatife iade etmediği ve davacı kooperatif genel kurulunda davalının istifasının kabul edildiğine dair açık bir karar alınmadığı için davalının üyeliğinin devam ettiği anlaşılmıştır. Diğer taraftan davalının bir dönem genel kurullara çağrılmaması, adının hazirun tutanaklarında yer almaması, ortaklığının son bulduğu anlamına gelmez zira Kooperatifler Kanunu ve davacı kooperatif ana sözleşmesi gereği ortaklar kooperatif tasfiye oluncaya kadar hak ve borçlarda eşit olup, buna aykırı yönetim kurulu kararları veya temsil yetkisine sahip kişilerin bu yöndeki beyanları, Kooperatifler Kanunu’nun 23.maddesinin emredici nitelikteki hükmüne göre geçersizdir. Ayrıca kooperatif ortağına borcu olmadığına dair belge verilmesinin onun ortaklıktan ayrıldığı anlamına gelmemekte; bu belge yalnız belgenin verildiği tarih itibari ile o tarihe kadar yapılan inşaat maliyeti ve aidatlar için borcun olmadığı anlamına gelmektedir. (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2018/687 Esas, 2019/672 Karar, 2018/429 Esas, 2019/662 Karar, 2018/257 Esas, 2019/671 Karar, 2019/2358 Esas, 2019/1864 Karar, 2019/2386 Esas, 2019/1803 Karar, 2019/2367 Esas, 2019/1802 Karar, 2019/2387 Esas, 2019/1801 Karar, 2018/2283 Esas, 2019/1719 Karar, 2018/54 Esas, 2019/924 Karar, 2018/344 Esas 2019/920 Karar, 2018/345 Esas 2019/919 Karar, 2017/1785 Esas 2019/713 Karar, 2019/333 Esas 2019/653 Karar, 2018/1643 Esas, 2019/651 Karar, 2018/347 Esas 2019/673 Karar sayılı emsal kararları). Belge tarihinden sonra ortaya çıkacak inşaat maliyeti nedeni ile davalının önceden ibra edilmesi düşünülemez zira davalının inşaat maliyetine katlanma yükümlülüğü aşağıda ayrıntısı ile izah edileceği üzere kooperatif tasfiye oluncaya kadar devam edecektir ve henüz yapılmamış inşaat maliyetinden yani doğmamış bir haktan yıllar önce feragat edilmesi mümkün değildir.
Yapı kooperatiflerinin temel amacı ana sözleşme uyarınca ortaklarına uygun fiyatlarla taşınmaz kazandırmaktır. Kooperatif ortağı, ortalık sözleşmesini imzalarken kooperatifin ana sözleşmesini kabul etmiş sayılır ve kooperatif genel kurullarında alınıp iptal edilmeyen yahut batıl olmayan yani geçerliliğini koruyan tüm kararlar da birer sözleşme hükmündedir. Ana sözleşme gereği kooperatifin edimi taşınmazı ortak adına tescil ettirmek, ortağın edimi de kooperatif tasfiye oluncaya kadar belirlenen parasal yükümlülükleri yerine getirmektir. Ortağın bu edimi, kooperatif tasfiye oluncaya kadar devam eder. Kooperatiften taşınmazını edinen ortak, üyelikten istifa etse bile edindiği taşınmazı kooperatife iade etmediği sürece istifası hüküm ve sonuç doğurmaz. Somut olayda davalının kısmi ödemesi sonucu davacının davalıya taşınmaz teslim ettiği taraflar arasında çekişmesizdir. Kural olarak davacı kooperatifin ortaklarına taşınmaz teslim etmesi için tüm ortaklar bakımından taşınmaz teslim koşulunun yerine gelmesi gerekmektedir. Ancak somut olayda davacı kooperatifin taşınmazlarını etap etap tamamladığı, bazı üyelere teslim edilecek taşınmazların inşaatının ise dava tarihinde dahi halen devam ettiği tespit edilmiştir. Davacı kooperatif, inşaatları devam etmesine rağmen davalıya taşınmaz teslim etmiş ve davalı adına tapuda tescil işlemi gerçekleşmiştir.
Davacının alacak davası bakımından yapılan değerlendirmede ise; kooperatif genel kurulu tarafından kabul edilmiş bir kesin maliyet olsa bile daha sonra yeni bir maliyet belirlenmesi mümkündür (Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2011/2634 Esas 2012/724 Karar sayılı içtihadı). Zira değişen durumlar ve geçen zaman yeni bir kesin maliyet yapılmasını gerektirebilir. 21/04/2019 tarihli genel kurulda gündemin 10. maddesinde kooperatifin teslim edilen ve devam eden konutlarının teknik komisyon tarafından hazırlanan kesin maliyet hesaplarının görüşülmüş, şimdiye kadar belirlenmiş olan hesaplanan tüm geçici ve kesin maliyet bedellerinin iptaline ve kooperatifin daha önce teslim edilen ve teslim edilecek olan dairelerinin teknik komisyon marifetiyle yeniden kesin maliyet bedelinin hesaplanması için yönetim kuruluna yetki verilmiştir. Bu kararın değişen koşullara göre ve üyeler arasında eşitliğin sağlanması için alındığı bildirilmiştir. Bu karar doğrultusunda teknik komisyon oluşturulup 18/06/2019 tarihli kesin maliyet raporu kooperatif yönetim kuruluna sunulmuştur. Ayrıca teknik heyet konutlara yönelik kıymet taktiri (şerefiye) hesabı yapmış ve bunu Kayseri 1. Noterliği’nin 02/05/2019 tarihli ve 6394 yevmiye sayılı işlemi ile tasdik ettirmiştir. Davacı kooperatif tarafından yaptırılan ve üyelere gönderilen kesin maliyet kooperatif ana sözleşmesinin 61. ve 63. maddelerine uygun olarak üyelerin yaptığı ödemeler ile inşaat maliyeti endekslenmiş, şerefiye bedeli dikkate alınarak üyelerin borcu belirlenmiştir. Kesin maliyet PTT vasıtası ile üyelere gönderilmiş, ayrıca yerel gazetede ilanen yayımlanmıştır.
Toplanan delillerden davalının davacı kooperatifin üyesi olduğu, benimsenen bilirkişi raporunun içeriğine göre davalının daha önceden ödediği tutarın yeniden hesaplanması sonucu davalının ödemesi gereken kesin maliyet bedelinin 218.232,00 TL olduğu anlaşılmıştır. İzah edilen tüm nedenlerle davacının davalıdan 218.232,00 TL talep edebileceği anlaşılmıştır.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır.
Davacı vekili *** tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 218.232,00 TL kesin maliyet alacağının, 5.000,00 TL’sine dava tarihinden bakiyesine ıslah tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile alacağın zaman aşımına uğradığını ileri sürmüştür. Yukarıda davalının istifasının hüküm ve sonuç doğurmadığı, üyeliğinin devam ettiği ayrıntısı ile açıklanmıştı. Davacı kooperatif tarafından davacıya karşı edimi yerine getirildiği, taşınmazın davalı adına tescil edildiği dosyadaki kayıtlar ile sabittir. Kooperatif tarafından bunun karşılığında talep edilecek olan inşaat gideri olarak talep edilen aidata zamanaşımı işlemesi mümkün değildir. Nitekim Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/8913 Esas 2020/237 Karar, 2017/391 Esas 2020/1615 Karar sayılı içtihatları bu yöndedir. İzah edilen nedenle davalının zaman aşımı def’i yerinde görülmemiştir.
Yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre davacının üyesi olan davalıdan kooperatif üyeliğinden kaynaklı kesin maliyet bedeli alacağını talep edebileceği, benimsenen bilirkişi raporuna göre davacının talep edebileceği kesin maliyet bedelinin 218.232,00 TL olduğu, kesin maliyet bedelinin tebliğ tarihinden itibaren 1 ay sonra muaccel olacağını, davalıya yapılan tebligatın *** tarihli olduğu gözönüne alındığında davalı borcuna *** tarihinden itibaren genel kurulda kararlaştırılan yıllık %18 (aylık %1,5) oranı üzerinden gecikme faizi uygulanacağı sonuç ve kanaatine varılmış ve davacının alacak davasının kabulü ile toplam 218.232,00 TL kesin maliyet alacağının, 5.000,00 TL’sine dava tarihinden bakiyesine ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 18 (aylık % 1,5) oranında gecikme faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının kabulü ile, 218.232,00 TL’nin dava dilekçesinde talep edilen 5.000,00 TL’lik kısmına dava tarihinden, bakiyesine ise ıslah tarihi olan *** tarihinden itibaren yıllık %18 oranında işleyecek gecikme faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 14.907,42 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 85,39 TL peşin harç ve 3.641,47 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 3.726,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.136,16 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 85,39 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı ve 3.641,47 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 3.771,26 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti 800,00 TL, 1 müzekkere gideri 10,00 TL, 11 elektronik tebligat gideri 60,50 TL, kep reddiyat gideri 1,50 TL ve 1 tebligat gideri 19,00 TL olmak üzere toplam 891,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
8-AAÜT’ye göre hesap edilen 23.726,24 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/11/2021

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*