Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/738 E. 2021/861 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :S.S. ***
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI :… – TC NO:…
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/11/2021
Mahkememize açılan Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Kayseri’de mukim konut yapı kooperatifi olduğunu, kooperatifin 2010 hesap yılına ilişkin olarak ***/2011 tarihinde yapılan Genel Kurul gündem maddeleri arasında yer alan biten ve teslim edilen konutların geçici maliyetlerinin tespiti için komisyon kurulması belirlenen maliyetin ve şerefiye bedellerinin ilgili üyelere tebliğ edilmesi maddesi gereğince üyelere teslim edilen toplam 196 dairenin geçici maliyetinin çıkarılarak üyelerden talep ve tahsil edildiğini, kooperatif genel kurulu tarafından şimdiye kadar usulüne uygun olarak kesin maliyet bedellerinin belirlenmesine ve üyelerden talep edilmesine yönelik herhangi bir karar alınmadığını, davalı üye ve kooperatiften dairesini alan diğer 196 üyeden yalnızca geçici maliyet bedellerinin alındığını, bilirkişi komisyonu tarafından hesaplanan maliyetlerde arsa sahiplerine yapılan dairelerin maliyetlerinin kooperatif üyelerine pay edilmediğini, hali hazırda 393 daire teslim edildiğini, bunların 196’sı kooperatif üyesi 197’si arsa sahiplerinin olduğunu, kooperatifin mevcut 305 üyesi bulunup henüz tapusunu almayan 109 üye bulunduğunu, kooperatiften istifa eden üyelere olan borçlar, evlerini teslim alan üyeler için kullanılan banka kredisi borçları, vergi, SGK vs. borçların dairesini teslim alan üyelerin kesin maliyet bedeli hesabına eklenmediğini ve tüm bu borçların dairesini teslim almamış üyelere bırakıldığını, kooperatif tarafından yapılan …/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararların muhalefet şerhi olmaksızın oy birliğiyle alındığını, genel kurul toplantısının iptali amacı ile açılmış hiçbir dava bulunmadığını ve alınan tüm kararların kesinleştiğini, hesaplanan kesin maliyetlerin ana sözleşmenin 61. maddesindeki usule birebir uygun şekilde üyelere tebliğ edildiğini ve 15 günlük itiraz süreci ve devamındaki prosedür de tüm üyelere tanınarak ilgili sürecin 61. maddeye uygun olarak tamamlanmasının sağlandığını, davalının da müvekkili kooperatifin önceden tamamlanmış dairelerden kura ile adına tahsis teslim ve tapuda devredilmiş olan üyelerinden olduğunu, davalının kooperatif üyeliğinin henüz devam ettiğini, kooperatif tarafından verilen sürelere ve gönderilen ihtarlara rağmen davalının kooperatife olan kesin maliyet borcunu ödemediğinin tespit edildiğini, davalı ile yapılan arabuluculuk toplantısında da anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL kesin maliyet bedeli alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili kooperatife ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, davacının kısmi dava açmakta hukuki yararının olmadığını, davacının aynı konuda daha önceden icra takibi yaptığını, itirazın iptali davası açmadan bu davayı açamayacağını, davaya dayanak yapılan ***/2019 tarihli genel kurulun yok hükmünde olduğunu, toplantı ve karar yeter sayısına ulaşılmadan karar alındığını, sonradan çıkartılan kesin maliyet hesabının usul ve yasaya aykırı olduğunu ve ortaklara tebliğ edilmediğini, davalının üyeliğini başka bir üyeden devir aldığını, davalının 2011 yılında çıkarılan kesin maliyet hesabı sonucu hesaplanan meblağı bankadan kredi çekerek ödediğini ve kooperatife hiçbir borcunun kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Kayseri Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden davacı kooperatifin tadilatlarıyla birlikte ana sözleşmesi, tüm genel kurul kararları, hazirun cetvelleri celp edilmiştir.
Davacı kooperatife müzekkere yazılarak davalının üyelik dosyası celp edilmiştir.
Melikgazi Tapu Müdürlüğü’nden kooperatif tarafından davalıya teslim edilen taşınmazın tapu kaydı tapu kayıt örneği celp edilmiştir.
Davacı vekili ***/2020 tarihli dilekçesi ile kesin maliyet hesabının kooperatifin tüm üyelerine tebliğe çıkarıldığına ve tebliğ edildiğine ilişkin evrakları liste halinde sunmuştur.
Tüm deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış, mali konularda uzman Prof. Dr. ***/2020 tarihli raporunda özetle;
1-Davalının davacı kooperatifin ortağı olduğunu, kooperatif tarafından davalıya tapusunun verilmesinin, bir dönem genel kurullara çağrılmamasının, kendisine borcu olmadığına dair belge verilmesinin onun ortaklıktan ayrıldığı anlamına gelmediğini, zira Kooperatifler Kanunu ve davacı kooperatif ana sözleşmesi gereği ortaklar kooperatif tasfiye oluncaya kadar hak ve borçlarda eşit olup, buna aykırı genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının veya temsil yetkisine sahip kişilerin bu yöndeki beyanlarının Kooperatifler Kanunu’nun 23.maddesinin emredici nitelikteki hükmüne göre geçersiz olacağını,
2-Davacı kooperatifin …/2019 tarihli kesin maliyet hesabının önceki kesin maliyetin iptal edilerek yapılması kararı verildiğini, bu karara istinaden davalıya kooperatif ana sözleşmesinin kesinleştiğini, davalının kooperatif ana sözleşmesinin m.61/d uyarınca kesinleşen kesin maliyeti kabule mecbur olduğunu ve çıkarılan maliyeti ödemekle yükümlü olduğunun değerlendirildiğini,
3-Yapılan kesin maliyet hesabında davalıdan talep edilen miktar içinde yer alan ve kooperatif borç payı olarak isimlendirilen 77.682,00 TL’nin tüm ortaklara daire büyüklükleri dikkate alınmadan aynı miktarda usule uygun olmayan şekilde dağıtıldığını, ancak teknik komisyon tarafından ***/2020 tarihli ek hesaplama ile nispi eşitlik ilkesi doğrultusunda usule uygun olarak hesaplandığını, buna göre davalının davacı kooperatife 198.643,00 TL kesin maliyet ve şerefiye borcu hesaplandığı,
4-Davalıya yapılan tebligatın ***/2019 tarihli olduğu göz önüne alındığında takdiri mahkemeye ait olmak üzere davalı borcuna ***/2019 tarihinden itibaren genel kurulda kararlaştırılan yıllık %18 (aylık %1,5) oranı üzerinden faiz uygulanacağının değerlendirildiğini, ancak davacının talebinin dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi olduğu yönünde bildirir görüş ve kanaat bildirilmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davalı vekilinin itiraz dilekçesi, davacı vekilinin ise beyan dilekçesi sunduğu görülmüştür.
Tarafların rapora itirazı üzerine inşaat mühendisi heyete katılmak sureti ile önceki heyete re’sen seçilen inşaat mühendisi ***eklenmek kaydı ile ek rapor alınmış, bilirkişilerden gerek davalının rapora karşı itirazlarının değerlendirilmesi ve gerekse davalının yaptığı ödemenin dava tarihi itibari ile endekslenmiş değerinin ne olduğu ve dava tarihi itibari ile davacının davalıdan talep edebileceği bir alacak var ise ne kadar olduğu hususunda rapor alınmış, ***/2020 tarihli ek raporda özetle;
-Davalı 150.01.0213 üye nolu …’in 6074 ada 5 parsel C Blok 3 bağımsız bölüm numaralı daire için teknik heyetçe belirlenene şerefiyeli inşaat maliyetinin 339.104,00 TL olduğu, bu tutara nispi eşitlik ilkesine göre 75.954,00 TL kooperatif borç payı eklendiğinde toplam bedelin 415.058,00 TL olacağı, davalı ödemesinin endekslenmiş tutarının 216.415,00 TL olması sebebiyle davacı alacağının 198.643,00 TL olacağı yönünde olacağı,
-Ancak davalıya teslim edilen daire için davalı tarafça yapılan ödemelerin dava tarihindeki karşılığının sepet hesabı yöntemine göre 345.543,24 TL olarak hesaplandığı, buna göre takdiri Mahkemeye ait olmak üzere davacının davalıdan 415.058,00 TL – 345.543,24 TL 69.514,75 TL talep edebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. Bilirkişi ek raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili ve davalı vekilinin ayrı ayrı bilirkişi ek raporuna karşı itiraz dilekçeleri sundukları görülmüştür.
Dosya ***/2020 tarihli raporu düzenleyen bilirkişi heyetine tevdii ile; tarafların bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmesi, kooperatifin defter ve kayıtlarında ve bilhassa yönetim kurulu karar defterlerinde yerinde inceleme yapılarak davalının kooperatif ortaklığından ayrıldığına dair herhangi bir kayıt bulunup bulunmadığı ve bu yönde yönetim kurulu kararı olup olmadığı, yönetim kurulu kararı var ise tarih ve numarası ile bir örneğinin eklenmesi, davacının kesin maliyet hesabını yapıp davalı başına düşen miktarı hesaplarken; müteahhit karne hesabına göre endekslemenin yapılıp yapılmadığının denetlenmesi, davalının dairesinin brüt 176,64 m2 olmasına göre netice olarak davacının davalıdan talep edebileceği bir alacak var ise miktarının ne olduğu hususunda ek rapor alınmış, ***/2021 tarihli ek raporda özetle; kök raporda yapılan itirazların değerlendirildiğini, ayrıca davalı vekilinin belirtmiş olduğu endekslemeye ilişkin yeniden hesaplama yapıldığını, yapılan hesaplama sonucu davacının davalıdan 197.987,48 TL tutarında alacağı olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. Ek rapor taraflara tebliğ edilmiş, davalı vekilinin itiraz dilekçesi sunduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin 25/06/2021 tarihli dilekçesi ile emsal BAM kararı sunduğu, 30/06/2021 tarihli dilekçesi ile ıslah dilekçesini sunduğu, ıslah dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 07/10/2021 tarihli dilekçe ve ekinde Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/54 Esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporundan örnek sunduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklı kesin maliyet bedeli alacağının davalıdan tahsili talebine ilişkin alacak davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde kesin maliyet bedeli olarak şimdilik 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamından; davacı kooperatifçe üyelerine tahsis ve teslim edilecek taşınmazların inşaatlarının etap etap yaptırıldığı, ***/2011 tarihli genel kurulda biten ve teslim edilen konutların geçici maliyetlerinin tespiti için komisyon kurulması ve belirlenen maliyetin ve şerefiye bedellerinin ilgili üyelere tebliğ edilmesine karar verildiği, bu karar doğrultusunda 196 dairenin geçici maliyet bedelinin tespitinin yapılıp üyelerden talep ve tahsil edildiği, tapularının devrinin yapıldığı, halen 109 üyenin dairesini alamadığı, …/2019 tarihli genel kurulda gündemin 10. maddesinde kooperatifin teslim edilen ve devam eden konutlarının teknik komisyon tarafından hazırlanan kesin maliyet hesaplarının görüşüldüğü, şimdiye kadar belirlenmiş olan hesaplanan tüm geçici ve kesin maliyet bedellerinin iptaline, kooperatifin daha önce teslim edilen ve teslim edilecek olan dairelerinin teknik komisyon marifetiyle yeniden kesin maliyet bedelinin hesaplanması için yönetim kuruluna yetki verildiği, bu karar doğrultusunda teknik komisyon oluşturulup kesin maliyet bedelinin belirlendiği, davalıya ortaklığına bağlı bağımsız bölümün tapuda adına tescil edildiği, davacının kooperatif üyeliğinden istifasına veya çıkarılmasına ilişkin kayıt olmadığı, davacı vekilinin aksi savunulmayan beyanına göre kooperatifin henüz dairelerini teslim alamamış 109 üyesinin dairelerinin inşaatının devam ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce öncelikle davalının kooperatif üyesi olup olmadığı üzerinde durulmuştur. Davalı vekili, müvekkilinin taşınmazını kooperatifin daha önceki bir üyesinden devir aldığını, devir tarihte kesin hesap borcunun kredi çekilerek ödendiğini ve taşınmazın borcunun bittiğini iddia etmektedir. Mahkememizce söz konusu iddia, HMK’nun 33.maddesi uyarınca davalının peşin ve sabit bedelli üye olduğunun ileri sürüldüğü şeklinde yorumlanmıştır.
YHGK’nın 2018/23-704 E 2018/1714 K sayılı ile YHGK’nın 2018/23-129 E. 2018/246 K. sayılı içtihatlarında da açıkça içtihat edildiği üzere; “eşitlik ilkesi gereğince ortaklar hak ve yükümlülüklerinde eşit olduklarından, normal statüdeki ortaklardan farklı olarak sabit ve peşin ödeme ile ortak alımına karar verilebilmesi için bu hususun genel kurulun gündemine alınması ve genel kurul tarafından tartışılarak bir karar verilmesi gerektiği açıktır.” denmek suretiyle peşin ödeme ile ortak alınması için bu hususta genel kurul kararı alınması gerektiği belirtilmiştir ancak davacı kooperatifin bütün genel kurul tutanakları incelenmiş ve davalı veya davalının üyeliği devir aldığı eski üye Handan Ulubaş hakkında bu yönde alınmış bir karar olmadığı görülmüş, davalı vekili de böyle bir karar alındığını iddia etmemiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23.madde hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumda olduklarından, yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği taktirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın, (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan bu usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe 1163 sayılı Kanun’un 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun bir ortak hakkında diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. Somut olayda, davalı üye olmadan önce davalı veyaeya davalının üyeliği devir aldığı eski üye Handan Ulubaş hakkında peşin bedelli ortaklığı ile ilgili açıkça alınmış bir genel kurul kararı bulunmadığı gibi sonradan davalının üyeliğinin peşin bedelli üyeliğe dönüşeceğini açıkça benimseyen bir genel kurul kararı da yoktur.
Her ne kadar davalı vekili müvekkilinden uzunca bir süre ödeme talep edilmemesinin davalı kooperatifin, davacının peşin bedelli ortaklığının davalı kooperatifçe zımnen benimsediği sonucuna varılması gerektiğini ileri sürmüş ise de Mahkememizce aşağıda izah edilecek gerekçelerle bu görüşe itibar edilmemiştir. Genel kurul tarafından açıkça alınmış bir karar olmadıkça yönetim kurulunca üyeden sadece belli bir dönem için fiilen aidat istenmemiş olmasının kooperatifin zımni kabulü şeklinde yorumlanması, üye lehine kazanılmış bir hak bahşedemez. Zira bu durum Kooperatifler Kanunu’nun 23.maddesindeki ortaklar arasındaki eşitlik ilkesine aykırılık teşkil eder ve genel anlamda uygulamada, genel kurulca aidat alınmasına karar verildiği halde fiilen aidat isteme ve tahsili işlemlerini yapmayan yönetim ile arasında hukuka aykırı menfaat ilişkisi olabilecek üyeler lehine (dolayısıyla diğer üyeler ve kooperatif aleyhine) haksız kazançlara da yol açabilecektir. Kural olarak kooperatiflerde yönetim kurulunun alacağı her kararın, daha önceden genel kurulda alınmış bir karara dayanması gerekir, genel kurulda alınmayan bir karara dayanılarak yönetim kurulunda karar alınamaz. Her ne kadar yönetim kurulu, genel kurulda böyle bir karar alınmadan karar aldığında bu karar hukuken geçerli bir karar değil ise de bu kararın ve tüm yönetim ve denetim kurulu kararlarının takip eden genel kurulda okunması halinde genel kurul sessiz kalmışsa Yargıtay 23. Hukuk Dairesi zımni kabulün gerçekleştiğini kabul etmektedir. Somut olayda ise davalı hakkında ne daha önce genel kurulda ne de daha sonra yönetim kurulunda alınmış bir karar vardır. Mahkememizce davacı kooperatifin bütün genel kurul toplantı tutanakları okunmuş, davalı hakkında Yönetim Kurulu’nun böyle bir karar alıp bu kararın Genel Kurul’a okunduğu yönünde herhangi bir kayıt görülmemiştir. Dolayısı ile zımni kabulün şartları oluşmamıştır.
Davalı vekili, müvekkiline karşı herhangi bir alacak talebinde bulunulamayacağını ileri sürmüştür. Ancak kooperatiften karşı edim olan daire tapusunu alan ortak, kooperatif sona erene kadar kooperatife karşı tüm edimlerini yerine getirmekle yükümlüdür (Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/6738 Esas 2019/4723 Karar, 2013/1040 Esas 2013/2178 Karar). Celp edilen tapu kaydından taşınmazın dava tarihinde davalı adına kayıtlı olduğu görülmüştür. Diğer taraftan davalının bir dönem genel kurullara çağrılmaması, adının hazirun tutanaklarında yer almaması, ortaklığının son bulduğu anlamına gelmez zira Kooperatifler Kanunu ve davacı kooperatif ana sözleşmesi gereği ortaklar kooperatif tasfiye oluncaya kadar hak ve borçlarda eşit olup, buna aykırı yönetim kurulu kararları veya temsil yetkisine sahip kişilerin bu yöndeki beyanları, Kooperatifler Kanunu’nun 23.maddesinin emredici nitelikteki hükmüne göre geçersizdir. Ayrıca kooperatif ortağına borcu olmadığına dair belge verilmesinin onun ortaklıktan ayrıldığı anlamına gelmemekte; bu belge yalnız belgenin verildiği tarih itibari ile o tarihe kadar yapılan inşaat maliyeti ve aidatlar için borcun olmadığı anlamına gelmektedir. (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2018/687 Esas, 2019/672 Karar, 2018/429 Esas, 2019/662 Karar, 2018/257 Esas, 2019/671 Karar, 2019/2358 Esas, 2019/1864 Karar, 2019/2386 Esas, 2019/1803 Karar, 2019/2367 Esas, 2019/1802 Karar, 2019/2387 Esas, 2019/1801 Karar, 2018/2283 Esas, 2019/1719 Karar, 2018/54 Esas, 2019/924 Karar, 2018/344 Esas 2019/920 Karar, 2018/345 Esas 2019/919 Karar, 2017/1785 Esas 2019/713 Karar, 2019/333 Esas 2019/653 Karar, 2018/1643 Esas, 2019/651 Karar, 2018/347 Esas 2019/673 Karar sayılı emsal kararları). Belge tarihinden sonra ortaya çıkacak inşaat maliyeti nedeni ile davalının önceden ibra edilmesi düşünülemez zira davalının inşaat maliyetine katlanma yükümlülüğü aşağıda ayrıntısı ile izah edileceği üzere kooperatif tasfiye oluncaya kadar devam edecektir ve henüz yapılmamış inşaat maliyetinden yani doğmamış bir haktan yıllar önce feragat edilmesi mümkün değildir.
Yapı kooperatiflerinin temel amacı ana sözleşme uyarınca ortaklarına uygun fiyatlarla taşınmaz kazandırmaktır. Kooperatif ortağı, ortalık sözleşmesini imzalarken kooperatifin ana sözleşmesini kabul etmiş sayılır ve kooperatif genel kurullarında alınıp iptal edilmeyen yahut batıl olmayan yani geçerliliğini koruyan tüm kararlar da birer sözleşme hükmündedir. Ana sözleşme gereği kooperatifin edimi taşınmazı ortak adına tescil ettirmek, ortağın edimi de kooperatif tasfiye oluncaya kadar belirlenen parasal yükümlülükleri yerine getirmektir. Ortağın bu edimi, kooperatif tasfiye oluncaya kadar devam eder. Kooperatiften taşınmazını edinen ortak, üyelikten istifa etse bile edindiği taşınmazı kooperatife iade etmediği sürece istifası hüküm ve sonuç doğurmaz. Somut olayda davalının kısmi ödemesi sonucu davacının davalıya taşınmaz teslim ettiği taraflar arasında çekişmesizdir. Kural olarak davacı kooperatifin ortaklarına taşınmaz teslim etmesi için tüm ortaklar bakımından taşınmaz teslim koşulunun yerine gelmesi gerekmektedir. Ancak somut olayda davacı kooperatifin taşınmazlarını etap etap tamamladığı, bazı üyelere teslim edilecek taşınmazların inşaatının ise dava tarihinde dahi halen devam ettiği tespit edilmiştir. Davacı kooperatif, inşaatları devam etmesine rağmen davalıya taşınmaz teslim etmiş ve davalı adına tapuda tescil işlemi gerçekleşmiştir. Kural olarak, kooperatif ortaklığından istifa edenlerin, kooperatifçe ortakları için yaptırılan daireler üzerinde hakkı kalmayıp, dairenin kooperatife iadesi ile ancak ayrıldıkları yıl bilançosuna göre payına düşeni talep edebilmesi mümkündür. Başka bir deyişle, ortaklıktan çıkma iradesi ile birlikte ortaklık payı dahil ortaklıktan kaynaklanan tüm hakların kooperatife iadesi gerekir (Yargıtay 23. HD. 13/12/2012 tarih ve 5200 E., 7357 K., 22/05/2012 tarih ve 769 E., 3526 K. Yargıtay 11. HD. 13/03/2008 tarih ve 2006/11210 E., 2008/3143 K., 13/03/2008 tarih ve 2006/11193 E., 2008/3190 K. sayılı ilamları). İstifa eden ortağın ise, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 15. ve anasözleşmenin 17. maddesi uyarınca, kooperatiften ayrıldığı yılın bilançosunun görüşüldüğü genel kuruldan bir ay geçtikten sonra, kooperatife ödediği miktarları talep edebilmektedir.
Bu kuralın istisnası 1163 sayılı Kanun’un 81/2. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan maddede, “Konut yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır. Ancak tescil tarihinden itibaren 6 ay içerisinde usulüne uygun şekilde anasözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının değiştirilmesi halinde dağılmaya ilişkin hüküm uygulanmaz. (Ek cümle: 3/6/2010-5983/2 md.) Amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınamaz; ancak, bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar.” hükmü kabul edilmiştir.
Somut olayda, davacı kooperatifin kendisine konut teslim edilmeyen üyeleri ile ilgili inşaat faaliyetlerine devam edildiği, genel kurullarında tasfiye sürecine girmesi ile ilgili bir karar alınmamış olduğu, davalı dahil olmak üzere bazı üyelerine tapu kayıtları verilmişse de tapusunu almayan başka üyelerin olduğu yani kooperatifin henüz amacına ulaşmamış olduğu anlaşıldığından, bu hükmün uygulama yeri bulunmamaktadır. Nitekim Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2018/1271 Esas 2018/961 Karar, 2018/876 Esas 2018/626 Karar, 2017/701 Esas 2018/200 Karar, 2017/1616 Esas 2018/89 Karar, 2017/1926 Esas 2018/83 Karar, 2017/1647 Esas 2018/82 Karar, 2017/1617 Esas 2018/81 Karar, 2017/1869 Esas 2917/1345 Karar, 2017/724 Esas 2017/1328 Karar sayılı emsal kararları da bu yöndedir.
Kooperatif genel kurulu tarafından kabul edilmiş bir kesin maliyet olsa bile daha sonra yeni bir maliyet belirlenmesi mümkündür (Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2011/2634 Esas 2012/724 Karar sayılı içtihadı). Zira değişen durumlar ve geçen zaman yeni bir kesin maliyet yapılmasını gerektirebilir. …/2019 tarihli genel kurulda gündemin 10. maddesinde kooperatifin teslim edilen ve devam eden konutlarının teknik komisyon tarafından hazırlanan kesin maliyet hesaplarının görüşülmüş, şimdiye kadar belirlenmiş olan hesaplanan tüm geçici ve kesin maliyet bedellerinin iptaline ve kooperatifin daha önce teslim edilen ve teslim edilecek olan dairelerinin teknik komisyon marifetiyle yeniden kesin maliyet bedelinin hesaplanması için yönetim kuruluna yetki verilmiştir. Bu kararın değişen koşullara göre ve üyeler arasında eşitliğin sağlanması için alındığı bildirilmiştir. Bu karar doğrultusunda teknik komisyon oluşturulup 18/06/2019 tarihli kesin maliyet raporu kooperatif yönetim kuruluna sunulmuştur. Ayrıca teknik heyet konutlara yönelik kıymet taktiri (şerefiye) hesabı yapmış ve bunu Kayseri 1. Noterliği’nin***/2019 tarihli ve *** yevmiye sayılı işlemi ile tasdik ettirmiştir. Davacı kooperatif tarafından yaptırılan ve üyelere gönderilen kesin maliyet kooperatif ana sözleşmesinin 61. ve 63. maddelerine uygun olarak üyelerin yaptığı ödemeler ile inşaat maliyeti endekslenmiş, şerefiye bedeli dikkate alınarak üyelerin borcu belirlenmiştir. Kesin maliyet PTT vasıtası ile üyelere gönderilmiş, ayrıca yerel gazetede ilanen yayımlanmıştır.
Toplanan delillerden davalının davacı kooperatifin üyesi olduğu, benimsenen bilirkişi raporunun içeriğine göre davalının daha önceden ödediği tutarın müteahhitlik karne katsayısı dikkate alınarak yeniden hesaplanması sonucu davalının ödemesi gereken kesin maliyet bedelinin 197.987,48 TL olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar bilirkişi raporunda, davalının ödediği tutar, müteahhitlik karne kat sayısına ve sepet hesabına göre alternatifli hesaplanmış ise de kooperatif ana sözleşmesinin 61.maddesinde endekslemenin müteahhitlik karne kat sayısı esas alınarak yapılacağı açıkça düzenlendiğinden, bilirkişi raporunda müteahhitlik karne kat sayısına göre yapılan hesaplamaya itibar etmek gerekmiştir. İzah edilen tüm nedenlerle davacının davalıdan 197.987,48 TL talep edebileceği anlaşılmıştır.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır.
Davacı vekili 30/06/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 197.987,48 TL kesin maliyet alacağının, 5.000,00 TL’sine dava tarihi olan ***2019 tarihinden ve 192.987,48 TL’sine ıslah tarihi olan ***/2021 tarihinden itibare işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş ve aynı tarihte ıslah harcını tamamlamıştır. Islah dilekçesi davalı vekiline tebliğ edilmiş, davalı vekili itiraz veya beyan dilekçesi sunmamıştır.
Yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre davacının üyesi olan davalıdan kooperatif üyeliğinden kaynaklı kesin maliyet bedeli alacağını talep edebileceği, benimsenen bilirkişi ek raporuna göre davacının talep edebileceği kesin maliyet bedelinin 197.987,48 TL olduğu, kesin maliyet bedelinin tebliğ tarihinden itibaren 1 ay sonra muaccel olacağını, davalıya ilanen yapılan tebligatın ***/2019 tarihli olduğu gözönüne alındığında davalı borcuna ***2018 tarihinden itibaren genel kurulda kararlaştırılan yıllık %18 (aylık %1,5) oranı üzerinden gecikme faizi uygulanacağı sonuç ve kanaatine varılmış ve davanın kabulü ile toplam 197.987,48 TL kesin maliyet alacağının, 5.000,00 TL’sine dava tarihi olan 29/10/2019 tarihinden ve 192.987,48 TL’sine ıslah tarihi olan 30/06/2021 tarihinden itibare işleyecek yıllık % 18 (aylık % 1,5) oranında gecikme faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir
Davacı taraf alacak talebi için banka mevduat faizi talep etmiş ise de kooperatif ile üyesi arasındaki somut uyuşmazlıkta uygulama imkanı bulunmadığından davacının asıl alacağa bankalarca mevduata uygulanan en yüksek oranda faiz işletilmesi talebi yerinde görülmemiş ve izah edilen tüm nedenlerle mahkememizce aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın kabulü ile toplam 197.987,48 TL kesin maliyet alacağının, 5.000,00 TL’sine dava tarihi olan ***/2019 tarihinden ve 192.987,48 TL’sine ıslah tarihi olan ***/2021 tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 18 (aylık % 1,5) oranında gecikme faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 13.524,52 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 85,39 TL ve ıslah harcı 3.295,75 TL ‘nin mahsubu ile eksik 10.143,38 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan başvurma harcı 44,40 TL, peşin harç 85,39 TL, ıslah harcı 3.295,75 TL, tebligat, müzekkere ve posta gideri 75,00 TL ve bilirkişi ücreti 500,00 TL olmak üzere toplam 4.000,54 TL yargılama harç ve giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen kısım üzerinden 22.309,12 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/10/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.