Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/708 E. 2021/1184 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : Esas
KARAR NO : Karar

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

DAVALI : … –

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2019
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/01/2022
Mahkememize açılan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının engelli bakım hizmetleri ile uğraştığını, bu yönüyle bir nevi kamu hizmetini yerine getirdiğini, Kayseri ilindeki engelli sayısının fazlalalığından dolayı mevcut hizmet binasının engelli sayısına hizmet etmede yetersiz kalması üzerine ilave bir hizmet binasına ihtiyaç duyulduğunu ve davacıya ait arsa üzerinde inşaata başlandığını, davacı tarafça ruhsatı alınarak başlanılan inşaatın bağlı bulunduğu Aile ve Çalışma Bakanlığı’na verilen süre taahhüdü sebebiyle bir an önce tamamlanabilmesi için bir müteahhit firma ile çalışılmak istenildiğini, bu kapsamda davacı ile davalı arasında ***** tarihli İnşaat Yapım Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile davalının mülkiyeti davacıya ait olan ve tapuda Kayseri İli, *** İlçesi, *** Mahallesi, ** pafta, *** ada, *** parselde kayıtlı bulunan arsa üzerine Engelli Bakım Merkezi yapılması işini üstlendiğini, bu sözleşme ile inşaatın onaylı projeye ve mevzuata uygun olarak 3.776.000,00 TL iş bedeli ile davalı tarafça yapılacağını, işin *** tarihinde teslim edileceğini ve işin süresinde teslim edilmemesi halinde her geçen gün için günlük 500,00 TL ceza şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını, işin teslim tarihine yaklaştıkça, davalının alt taşeronlarından kaba inşaatı üstlenen, havalandırmayı yapan, sıhhi tesisatı yapan, kalorifer sistemini yapan, seramik ve fayans işlerini yapan, alüminyum doğrama ve pencereleri yapan firmaların ve pek çok çalışan ile malzeme teradikçisi firmaların, davacıya gelerek davalının kendilerine ya hiç ödeme yapmadığını ya da çok cüzi ödemeler yaptığını belirttiğini, bu gelişmeler üzerine yapılan araştırmada 3300 m2 inşaat için 70.000,00 TL civarında SGK primi ödenmesi gerekirken davalının SGK’ye 200.000,00 TL’den fazla borcunun olduğu, inşaat ile ilgisi olmayan kişileri çalışıyor gibi göstermiş olabileceğinin tespit edildiği ve davalının ödemelerini muntazaman almasına rağmen SGK başta olmak üzere bütün ilgilileri istismar ettiği, davacının davalıya 3.503.000,00 TL ödediğini ancak yapılan işin bu bedelin çok altında olduğu, bunun üzerine davacının sözleşmeyi fesh ettiğini ve ilgili belediyeden ruhsatını alarak inşaatı tamamlama çabasına girdiği, davacının davalı aleyhinde Kayseri *** .Sulh Hukuk Mahkemesi’nin **** D.İş sayılı tespit başvurusunda bulunduğunu ve 31/05/2019 tarihli tespit raporuna göre inşaat seviyesinin %88,50 olduğu ve yapılan işin değerinin 3.341,760 TL olduğu, yapının tamamlanmadığı ve kullanıma hazır olmadığının tespit edildiğini, ardından ikinci tespit başvurusunun yapıldığı ve *** D.iş sayılı tespit başvurusunda, 03/07/2019 tarihli raporda yüklenici tarafça yapılmayan ya da hatalı olarak yapılan işlerin malzeme ve işçilik bedelinin 458.000,00 TL olabileceği yönünde rapor verildiği, davacının tek taraflı olarak haklı sebeple sözleşmeyi fesh ettiği ve davacının kendi imkanları ile inşaatı tamamlama yoluna gittiği, davalının işleri yapmamasından ve ayıplı olarak yapmasından dolayı davacının uğradığı zararın belirsiz olduğu zira tespit dosyalarında net rakamlar çıkmadığı gibi ayıplı imalatlardan dolayı da zararın ne olduğunun belli olmadığını belirterek şimdilik 20.000,00 TL’nin ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER:
Dava konusu taşınmazda yapılan iş ile ilgili taraflarca dava tarihinden önce yaptırılmış olan Kayseri *** . Sulh Hukuk Mahkemesi’nin *** ve *** D. İş sayılı tespit dosyaları celp edilmiştir.
Kayseri *** . Sulh Hukuk Mahkemesi’nin *** D.Iş sayılı dosyasının incelenmesinde; tespit isteyenin *** ve aleyhine tespit istenllenin *** San. Tic. Ltd. Şti. olduğu,17.05.2019 tarihinde yapılan tespitler doğrultusunda bilirkişiler inşaat mühendisi *** , makine mühendisi *** ve elektrik mühendisi *** tarafından rapor tanzim edilmiş olduğu, bilirkişi heyeti raporunda özetle, 17.05.2019 itibariyle inşaat seviyesinin %88,50 olduğu, sözleşmeye göre işin değerinin 3.341.760,00 TL olduğu, yapının fiilen tamamlanmadığı ve kullanıma hazır halde olmadığı, yapı kullanma izin belgesinin alınmadığı, tespit tarihi itibariyle taşınmazda herhangi bir inşaat çalışmasının bulunmadığının belirtildiği görülmüştür.
Kayseri *** . Sulh Hukuk Mahkemesi’nin *** D.İş sayılı dosyasının incelenmesinde; tespit isteyenin *** . San. Tic. Ltd. Şti. ve aleyhine tespit istenilenin *** San. Tic. A.Ş. olduğu, 28.05.2019 tarihinde yapılan tespitler doğrultusunda bilirkişiler inşaat mühendisi *** , makine mühendisi *** ve elektrik mühendisi *** tarafından rapor tanzim edilmiş olduğu, bilirkişi heyeti raporunda özetle, yapılmayan ya da hatalı yapılan işlerin düzeltilmesi için gerekli işçilik ve malzeme dahil bedelin taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre 458.220,00TL olabileceği, oda kapıları ve alüminyum doğramaların yangın yönetmeliğine uygun olup olmadığı hususunun gözle belirlenemeyeceğinin belirtildiği görülmüştür.
Davacı vekilinden dava konusu eserin yapıldığı adres ve taşınmazın tapu kayıt bilgilerinin açıklanması istenilmiştir.
*** Tapu Sicil Müdürlüğü’nden *** Mahallesi *** pafta, *** ada, *** parselde kayıtlı taşınmazın ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte tapu kaydı celp edilmiş, taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
*** Belediyesi’nden *** Mahallesi *** pafta, *** ada, *** parselde kayıtlı taşınmazda yapılan Engelli Bakım Merkezi’ne ilişkin taşınmazın tüm belediye işlem dosyasının bir örneği (projesi, ruhsatı ve sair) celp edilmiştir.
Davacı tanıkları *** , … ve … *** tarihli celsede dinlenmişlerdir.
Mahkememizce keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, keşif tarihi olarak *** tarihi saat *** belirlenmiş ancak keşif tarihinden bir gün önce davacı vekilinin mahkememize verdiği dilekçesi ile keşif yapılacak adreste Kayseri ilinde karantina altında tutulan Covid 19 hastalarının bulunduğunun bildirilmesi nedeni ile keşif tarihi ertelenmiştir.
Kayseri İl Sağlık Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacıya ait *** Mahallesi *** Caddesi No:*** Kocasinan adresinde bulunan *** San ve Tic Ltd Şti’de, Kayseri ilinde karantinada tutulan Covid 19 hastalarının bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise keşif yapılmasının sağlık riski oluşturup oluşturmayacağı ve bu taşınmazda keşif yapılması halinde muhtemel sağlık riskini bertaraf etmek üzere ne gibi tedbirler alınması gerektiği, bu tedbirlerin kim tarafından alınacağı, en erken hangi tarihte taşınmazın keşif yapılmaya uygun hale geleceği birden fazla kez sorulmuş, mahkememize verilen 11/03/2021 tarihli yazı cevabı ile söz konusu taşınmazda 11/03/2021 tarihi itibari ile pozitif vakanın bulunmadığı, kişisel koruyucu tedbirler alınarak keşif yapılmasında herhangi bir sakınca görülmediği bildirilmiştir.
Söz konusu yazı cevabı üzerine mahkememizce *** günü saat *** ‘dan itibaren taşınmazda keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, keşif sırasında re’sen seçilecek bir inşaat mühendisi, bir elektrik mühendisi ve bir makina mühendisi ve bir eser sözleşmelerinde nitelikli hesap uzmanının hazır bulundurulmasına ve keşiften sonra bir mali müşavir bilirkişinin heyete dahil edilmesine karar verilmiş, bilirkişilerden dava dilekçesi, davacı vekilinin 18/02/2020 tarihli talep açıklama dilekçesi ve dosyamız arasında bulunan Kayseri *** .Sulh Hukuk Mahkemesi’nin *** D.iş sayılı dosyası ve bu dosya arasında bulunan video görüntüsü ile Kayseri *** .Sulh Hukuk Mahkemesi’nin *** D.iş sayılı dosyası incelenmek kaydı ile davacının davalıdan talep edebileceği eksik iş bedeli, ayıplı bedeli ve cezai şart bedelinin olup olmadığı, var ise dava tarihindeki miktarının ne olduğu hususlarında rapor düzenlenmesinin istenilmesi istenilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından 01/10/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporu sunulmuş, söz konusu raporda özetle;
1-Dava konusu taşınmazın inşaatında yapılmayan imalat bedelinin 100.165,14 TL olduğu,
2-Dava konusu taşınmazın makine tesisatında yapılmayan imalat bedelinin 37.760,00 TL olduğu,
3-Dava konusu taşınmazın elektrik tesisatında yapılmayan imalat bedelinin 275.648,00 TL olduğu,
4-Davacı tarafın, dava konusu etmiş olduğu cezai şart bedeline ilişkin 149 günlük süre yönünden talep edilebilir cezai şart bedelinin 74.500,00 TL olduğu,
5-Toplam yapılan imalat bedelinin 3.362.426,86 TL olduğu,
6-Davalı tarafından, davacı adına düzenlenen faturalar toplamının 3.521.281,53 TL olduğu, buna karşılık davacı tarafından 3.590,080,00 TL ödeme yapılmış olduğundan, tarafların mali kayıtları doğrultusunda davacının 68.798,47 TL fazla ödeme yapmış olduğu, yapılan iş kapsamında bakıldığında ise gerçekleşen imalat bedelinin 3.362.426,86 TL olmasına karşılık davacı tarafından 3.590.080,00 TL ödeme yapılmış olunması dikkate alındığında ise davacı tarafın 227.653,14 TL fazla ödeme yapmış olduğu hususunda görüş ve kanaat bildirilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı itiraz edilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden doğan tazminat talebine ilişkindir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki; dava tarihinden sonra ülkemizde ve tüm dünyada meydana gelen Covid 19 pandemisi nedeni ile ülke genelinde tam kapanma tedbirleri uygulandığı için duruşmalar ertelenmiş, dava konusu eserin meydana getirildiği taşınmazda, Kayseri Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Kayseri ilindeki Covid 19 pozitif hastalarının karantina altına alınması nedeni ile uzunca bir süre taşınmazda keşif yapılamamış ve ancak tüm hastalar taşınmazı terk ettikten sonra keşif yapılabilmesi nedeni ile mahkememizden kaynaklanmayan sebeplerle yargılamada hedeflenen süreyi aşılmıştır. Bu husus, yargılama sırasında Kayseri Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü ile birden çok kez yapılan resmi yazışmalar ile sabittir.
Davacı vekili dava dilekçesinde ayıp, eksik ifa ve cezai şart talebinde bulunmuş olup, dava dilekçesinde bu hususları ayrıntısı ile açıklamadığından, dava tarihi itibari ile eserde mevcut olduğunu iddia ettiği ayıbın ne olduğunu ayrıntısı ile açıklaması, dava dilekçesinde bir bütün olarak talep ettiği 20.000,00 TL’nin kaç TL’sini ayıplı iş, kaç TL’sini eksik iş ve kaç TL’sini cezai şart bedeli olarak talep ettiğini ayrıca ve açıkça açıklaması için HMK’nın 31. maddesi uyarınca davacı vekiline 2 hafta süre verilmiş, davacı vekili 18/02/2020 tarihli dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak Kayseri *** .Sulh Hukuk Mahkemesi’nin **** D.İş sayılı dosyasında tespit edilen ayıplı işler için 7.000,00 TL, eksik işler için 7.000,00 TL ve cezai şart bedeli için 6.000,00 TL talep ettiğini açıklamıştır.
Eser sözleşmesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 470. maddesinde, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. Eser sözleşmeleri iki tarafa karşılıklı borç yükleyen bir tür iş görme sözleşmesidir. Yüklenici, iş sahibine karşı yüklendiği özen borcu nedeniyle eseri yasa ve sözleşme hükümlerine, fen, teknik ve sanat kurallarına uygun olarak yaparak ve zamanında tamamlayarak iş sahibine teslim etmekle yükümlüdür. Eser sözleşmelerinde “eser” ve “bedel” olmak üzere iki temel unsur vardır. Bu sözleşmelerde yüklenici istenen özellikte eseri meydana getirmeyi, iş sahibi de bu çalışma karşılığında ivaz ödemeyi üstlenmektedir. Tarafların anlaşırken bedel kararlaştırmamış olmaları sözleşmenin kurulmasına etki etmez. Taraflar kararlaştırmamış olsa da bedel ödeneceği biliniyorsa veya bilinmesi gerekiyorsa eser sözleşmesinin bulunduğu kabul edilir.
TBK’nun 12/1. maddesine göre sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir. Bu düzenleme gereğince kural olarak sözleşmeler ve bu arada eser sözleşmeleri yasada aksi düzenlenmedikçe, hiçbir şekle bağlı olmayıp, sözlü veya yazılı yahut resmî biçimde yapılabilir. Yalnız, sözlü olarak yapılan sözleşmelerin, ileride bir uyuşmazlık çıkması ve taraflardan birinin bu sözlü sözleşmeyi veya bazı hükümlerini inkâr etmesi hâlinde, diğer taraf bu sözleşmeyi ispat zorluğu ile karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle hiçbir şekle bağlı olmayan eser sözleşmelerinin yazılı yapılması, ispat kolaylığı sağlar. HMK’nun 200/1. maddesinde de; bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukukî işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri iki bin beş yüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gereğine işaret edilmiştir. Somut olayda davacı tarafça dava dilekçesinin ekinde taraflar arasında imzalandığı bildirilen 15/03/2018 tarihli sözleşme sunulmuş, söz konusu sözleşmede davacının iş sahibi olduğu, davalının ise yüklenici olduğu, sözleşme bedelinin 3.676.000,00 TL olduğu görülmüştür. Her ne kadar davalı işbu davaya cevap vermese de davalının işbu dava tarihinden önce Kayseri *** . Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı tespit başvurusunda bulunduğu, başvuru ekine sözleşme eklediği, söz konusu sözleşmenin, işbu davada davacı vekili tarafından sunulan sözleşme ile aynı sözleşme olduğu görülmüş, dolayısı ile sözleşmedeki imzanın davalı eli ürünü olup olmadığı hususunda davalının isticvap edilmesine gerek olmadığı anlaşılmış, sonuç olarak taraflar arasında 3.676.000,00 TL bedel ile sözleşmenin imzalandığı anlaşılmıştır.
TBK’nun 470. maddesinde “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibininde bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” hükmü yer almakta olup, somut olayda taraflar arasındaki eser sözleşmesi imzalandığının sabit olduğu, davacı tarafın iş sahibi olduğu ve sözleşmede belirtilen şartlarda (inşaatın kademeli ilerlemesine göre) ödeme yapacağı, davalı tarafın da yüklenici olduğu ve sözleşmede belirlenen şartlarda yapı inşa ederek en geç 31.12.2018 tarihinde eseri teslim edeceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
TBK’nun 480. maddesinde “Bedel götürü olarak belirlenmişse yüklenici, eseri o bedelle meydana getirmekte yükümlüdür. Eser, öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici, belirlenen bedelin artırılmasını isteyemez. Ancak başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülebilip de taraflarca güz önünde tutulmayan durumlar, taraflarca belirlenen götürü bedel ile eserin yapılmasına engel olur vaya son derece güçleştirirse yüklenici, hakimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlarımasını isteme, bu mümkün olmadığı veya karşı taraftan beklenemediği takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Dürüstlük kurallarının gerektirdiği durumlarda yüklenici, ancak fesih hakkını kullanabilir. Eser, öngörülenden az emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile işsahibi, belirlenen bedelin tamamını ödemekle yükümlüdür.” hükmü yer almakta olup, Yargıtay 15.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/655 Esas 2016/4100 Karar sayılı içtihadında “..Her iki sözleşmede de, bedel götürü olarak belirlenmiş olup, imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 480. maddesi uyarınca bedel götürü olarak kararlaştırıldığından ve yüklenici de üstlendiği işi bu miktara tamamlamak yükümlülüğünde bulunduğundan, hak edilen bedelin fiziki oran kurularak hesaplanması gerekir. Dairemizin kararlılık kazanmış uygulaması da bu yöndedir. Bu oran belirlenirken de yüklenici tarafından yapılan eserin eksik ve kusurları da dikkate alınmalıdır. Öte yandan davalının sunduğu belgelere göre yaptığı ödemeler toplamı 942.781,00 TL olup, ek protokol uyarınca sözleşme dışı proje bedeli ise 58.070,00 TL ile aynı protokole göre demir ve beton farkları fatura bedeli ise 15.888,00 TL olup, bu miktarlar mahsup edildiğinde sözleşme de kararlaştırılan işler için ödenen bedel 868.823,00 TL’dir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, sözleşme kapsamında yapılan işin eksik ve kusurlar gözetilerek, fiziki oranını bulmak, buna iş bedeli olarak kararlaştırılan 1.078.000.00 TL’yi oranlamak ve hak edilen iş bedelini bulmak ve az yukarıda ödenen bedel olan 868.823,00 TL’yi mahsup ederek hüküm kurmaktan ibarettir..” şeklinde görüş belirtilmiştir. Yargıtay 15. Hukuk Daires Başkanlığı’nın 2016/631 Esas 2017/2893 Karar, 2019/3116 Esas 2020/1903 Karar sayılı içtihatları da aynı doğrultudadır.
Mahkememizce yapılan keşif esnasında taşınmazın fiilen bitmiş ve kullanılmakta olması nedeni ile davacı tarafından iddia edilen eksik ve ayıplı imalatların yerinde görülmesi mümkün olmamış, dava öncesi taraflarca yaptırılan delil tespiti dosyaları, tespit aşamasında alınan görüntü kayıtları ile taşınmazın fiili durumu kıyaslanarak bilirkişi heyeti tarafından rapor düzenlenmiş, dava konusu taşınmazın inşaatında yapılmayan imalat (eksik iş) bedelinin 100.165,14 TL olduğu, makine tesisatında yapılmayan imalat bedelinin 37.760,00 TL olduğu, elektrik tesisatında yapılmayan imalat bedelinin 275.648,00 TL olduğu, davacı tarafın, dava konusu etmiş olduğu cezai şart bedeline ilişkin 149 günlük süre yönünden talep edilebilir cezai şart bedelinin 74.500,00 TL olduğu, toplam yapılan imalat bedelinin 3.362.426,86 TL olduğu, davalı tarafından, davacı adına düzenlenen faturalar toplamının 3.521.281,53 TL olduğu, buna karşılık davacı tarafından 3.590.080,00 TL ödeme yapılmış olduğundan, tarafların mali kayıtları doğrultusunda davacının 68.798,47 TL fazla ödeme yapmış olduğu, yapılan iş kapsamında bakıldığında ise gerçekleşen imalat bedelinin 3.362.426,86 TL olmasına karşılık davacı tarafından 3.590.080,00 TL ödeme yapılmış olunması dikkate alındığında ise davacı tarafın 227.653,14 TL fazla ödeme yapmış olduğu hususunda görüş ve kanaat bildirilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı itiraz edilmemiştir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamına, Yargıtay 15.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın yerleşik içtihatlarına, bilim, fen ve teknik kurallarına uygun bulunarak mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasında akdedilmiş olan 15.03.2018 tarihli inşaat yapım sözleşmesinin 4.4. maddesinde cazai-şart bedeli hususunda düzenleme yapıldığı, ilgili madde gereğince, inşaat, imalat ve montaj işlerinin 31.12.2018 tarihinde tamamlanarak işverene teslim edileceği, iş bitim tarihinde işin tamamının eksiksiz olarak bitirilmemesi hallinde kalan ödemelerin hiçbirinin yapılmayacağı ve yüklenleci firmanın her geçen gün için 500,00 TL şartlı cezayı ödemeyi kabul ettiği, işverenin ödeme planına uymaması halinde imalatın durdurulacağı ve işverenin her geçen gün için 500,00 TL şartlı cezayı ödemeyi kabul ettiği belirtilmiş olup, söz konusu cezai şartın ifaya eklenen cezai şart niteliğinde olmadığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamında mevcut olan tespit raporlarına bakıldığında, inşaatın ilk tespit tarihi olan 17.05.2019 itibariyle halen bitmemiş olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf, dava dilekçesinde, Kayseri *** . Noterliği’nin *** tarih ve *** yevmiye numaralı ihtarnamesi ile inşaat yapım sözleşmesinin haklı nedenle tek taraflı olarak feshedilmiş olduğunu beyan etmiş olup, davalı firmanın inşaatı teslim etmesi gereken 31.12.2018 tarihinden, sözleşmenin feshedilmiş olduğu 29.05.2019 tarihine kadar geçen 149 günlük süre yönünden talep edilebilir ceza-i şart bedeli bilirkişi raporunda 500,00TL günlük ceza-i| şart bedeli x 149 gün = 74.500,00 TL olarak hesaplanmış olup, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin bedelinin 3.676.000,00 TL olması karşısında, 74.500,00 TL’lik cezai şart bedelinin davalının ekonomik mahvına sebebiyet vermeyeceği değerlendirilmiştir.
Davacı vekili uyaptan gönderdiği 03/12/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile eksik (yapılmayan) işlere yönelik talebini 7.000,00 TL’den 406.573,00 TL artırmak suretiyle 413.573,00 TL’ye, cezai şarta yönelik talebini 6.000,00 TL’den 68.500,00 TL artırmak suretiyle 74.500,00 TL’ye yükseltmiş, ayıplı ifaya yönelik olarak 7.000,00 TL olan talebi için ise bu aşamada bir artırım yapmamış, zaman içerisinde de ortaya çıkabilecek ayıplı ifaların bedelini talep etme hakkını da saklı tuttuğunu beyan etmiştir.
İzah edilen nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile eksik iş bedeli için 413.573,00 TL ve cezai şart bedeli için 75.000,00 TL olmak üzere toplam 488.573,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş ve mahkememizce aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile eksik iş bedeli için 413.573,00 TL ve cezai şart bedeli için 75.000,00 TL olmak üzere toplam 488.573,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Alınması gerekli 33.374,42 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 341,55 TL ile 8.114,00 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik 24.918,87 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan başvurma harcı 44,40 TL, peşin harç 341,55 TL, ıslah tamamlama harcı 8.114,00 TL, tebligat ve müzekkere gideri 407,00 TL, keşif harcı 419,90 TL, keşif ulaşım gideri 200,00 TL, bilirkişi ücreti 3.500,00 TL olmak üzere toplam 13.026,85 TL yargılama harç ve giderinin, davanın kabul ve red oranına göre 12.842,84 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yatırılan herhangi bir harç ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen kısım üzerinden 41.478,65 TL nısbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/12/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır

Bu belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.