Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/605 E. 2023/18 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : *** Esas
KARAR NO : ***
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACILAR : 1- … – … …
2- … – …
3- … – …
4- … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 2- … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 3- … – … …
4-… – … …
DAVA İHBAR OLUNAN : … -…
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki 38 … plaka sayılı 2017 model Fiat Corora marka hususi araç ile yaya geçidi üzerindeki bisikletli müteveffa …’a yüksek sürat ile çarpmak suretiyle ölümüne sebep olduğunu, müteveffanın kaza tarihinde 12 yaşında olduğunu, davalılardan …’nun trafik kazasına karışan aracın kaza tarihindeki sahibi olduğunu, davalılardan …’ün ise kaza tarihinde aracı kiralamış olan işleten kişi olduğunu, davalı … Karakaş’ın Kayseri 11. ACSM’nin *** esas *** karar sayılı dosyası ile taksirle ölüme neden olma suçundan dolayı cezalandırıldığını, davalılardan …’ün kaza esnasında 80 -90 km/s hızında olduğunu beyan ettiğini, kazanın gerçekleştiği yolda azami hızın 50 km/s olduğunu, müvekkillerinin haksız fiil nedeniyle oğullarını kaybettiğini ve oğullarının desteğinden yoksun kaldıklarını, müteveffanın çalışkan bir öğrenci olduğunu, müteveffanın babasının astsubay olduğunu, müvekkillerinin davaya konu olay nedeniyle oğullarını/kardeşlerini kaybettiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere … için 30.000,00 TL, … için 30.000,00 TL, … için 10.000,00 TL … için 10.000,00 TL manevi tazminatın 38 … plaka sayılı aracın ZMMS’sinde manevi tazminat klozunun varlığı halinde davalıların tamamından olay tarihinden işletilecek faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen aksi halde davalı sürücü işleten ve ruhsat sahibinden tahsiline ve daha sonra arttırılmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte davalıların tamamından müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davaya konu kazada asli kusurun müteveffada olduğunu, dava konusu olayda müvekkili ile kazayı yapan araç sürücüsü … arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, müvekkilinin 38 … plakalı aracı …’e 1 günlüğüne kiraladığını, …’ün müvekkilini arayarak kiralama süresisini önce 1 gün sonra da 2 gün daha uzattığını, müvekkilinin aracını …’e kiralamasına rağmen …’ün sözleşmeye aykırı olarak aracı sözleşmeye ve işletme kurallarına aykırı olarak başkasına verdiğini, müvekkiline ait aracın rızası dışında …’a verilmesi neticesinde oluşan kazada müvekkilinin herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin kiraya verdiği araçların bakımını aksatmadan yaptırdığını ve bu konuda da gerekli özen ve dikkati gösterdiğini, savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, kazanın müteveffa …’ın kendisine kırmızı ışık yanmasına rağmen karşıdan karşıya geçmeye üzerine meydana geldiğinin sabit olduğunu, müteveffanın tamamen kusurlu olduğunu, müvekkilinin kendisine yeşil ışık yanmakta olduğu esnada 60-70 km/s hız ile kontrollü biçimde seyrettiğini, müvekkilinin gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini ve gerçekleşen olayda kusursuz olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığının gerekli olduğunu, bununla birlikte destekten yoksun kalan kimsenin devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içinde bulunması gerektiğini, talep edilen manevi tazminat bedelinin fahiş olduğunu, kazaya karışan 38 … plakalı aracın kaskosunun olup olmadığının araştırılarak varsa davanın ihbar edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve *** Sigorta A.Ş.’nin cevap dilekçeleri sunmadıkları ve böylece HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacakları tespit edilmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
*** tarihli celsede HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, bilirkişinin HMK’nun 267/1. maddesi gereği resen seçilecek bir trafik kazaları konusunda uzman makine mühendisi bilirkişi olarak belirlenmesine, HMK’nun 273/1. maddesi gereği mahkememizce toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle; … tarihli trafik kazasında tarafların ihlal ettikleri kurallarda belirtilmek suretiyle kusur durumun yüzdelik olarak tespiti hususlarında bilirkişiden HMK’nun 279/2. maddesine uygun olarak açıklamalı rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş, bilirkişi ***tarihli raporunda özetle; Bisiklet sürücüsü …’ın %75 (Yüzdeyetmişbeş) oranında kusurlu olduğunu, 38 … plakalı otomobil sürücüsü …’ın % 25 oranında kusurlu olduğunu mahkememize bildirmiştir.
*** tarihli celcede; İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267/1. maddesi gereği bilirkişinin HMK’nun 268/1. maddesi uyarınca resen seçilecek 3 kişilik trafik kazaları konusunda uzman İTÜ otomotiv kürsüsü öğretim üyeleri arasından seçilecek bilirkişi heyeti olarak belirlenmesine, HMK’nun 273/1. maddesi gereği mahkememizce toplanan tüm deliller ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle; … tarihli trafik kazasına karışan tarafların ihlal ettiği kurallar ile kusur durumlarının yüzdelik olarak tespiti hususlarında açıklamalı rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş, bilirkişiler Prof. Dr. ***’ın İstanbul 15. İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi vasıtası ile mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli raporda özetle; Müteveffa yaya …’ın meydana gelen kazada %75 oranında asli kusurlu olduğu, davalı sürücü …’ın meydana gelen kazada %25 oranında tali kusurlu olduğu mahkememize bildirmiştir.
***tarihli celsede HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, bilirkişinin HMK’nun 267/1. maddesi gereği resen seçilecek bir nitelikli hesaplama/ aktüerya uzmanı bilirkişi olarak belirlenmesine karar verilmiş, bilirkişi ***’in mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli raporunda özetle; Davacı baba …’ın destekten yoksun kalma tazminat tutarı 36.236,07 TL olduğu, Davacı anne ***’ın destekten yoksun kalma tazminat tutatı 49,653,80 TL olduğu, Davacıların manevi tazminat taleplerinin takdirinin sayın mahkemeye ait olduğu, hususlarını mahkememize bildirmiştir.
*** tarihli celsede Tarafların itirazları ve güncel asgari ücret verilerine göre aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi ***’in mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli ek raporda özetle; Davacı baba ***’ın destekten yoksun kalma tazmıinat tutarı 58.303,61 TL olduğu, Davacı anne …’ın destekten yoksun kalma tazminat tutarı 77.922,04 TL olduğu, Davacıların manevi tazminat taleplerinin takdirinin sayın mahkemeye ait olduğu, mahkememize bildirilmiştir.
*** tarihli celsede Yargıtay uygulama gereği anne ve baba çalışıyorsa anne ve babadan ayrı ayrı %5’er, anne çalışmıyorsa,sadece babadan %5 oranında yetiştirme gideri düşülmesi gerekmektedir. Ancak raporda bu hususta hata yapıldığı ve babanın gelir durumana göre değerlendirme yapılmadığı ve itirazların karşılanmadığı anlaşılmakla ek rapor hususunun yargılama uzatacağından HMK’nun 266/1. maddesi gereği başka bir bilirkişiden rapor alınmasına, HMK’nun 267/1. maddesi gereği bilirkişinin HMK’nun 268/1. maddesi uyarınca resen seçilecek aktüerya konusunda nitelikli hesaplama uzmanı olarak belirlenmesine, HMK’nun 273/1. maddesi gereği mahkememizce toplanan tüm deliller ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle; talep edilen tazminatlar yönünden TRH 2010 tablosu üzerinden %10 arttırım ve azaltım metodu ile hesaplama yapılmasının istenilmesine karar verilmiş, bilirkişi ***’un mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli raporda özetle; davacı baba …’ın destek zararının 54.501,99 TL olduğu, davacı Anne …’ın destek zararının 75.327,61 TL olduğu, anneden yetiştirme gideri mahsup edilmediği takdirde ise destek giderinin 77.575,17 TL olduğu mahkememize bildirilmiştir.
Davacı vekili ***tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ettiğini mahkememize bildirmiş ve gerekli ıslah harcını yatırdığına dair sayman mutemet alındısı evrakını mahkememize bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacılar dava dilekçesiyle, *** tarihinde davacı … ve …’ın oğlu davacılar ***’ın kardeşleri olan bisikletli …’a davalı … sigorta bünyesinde ZMSS ile teminat altına alınan sürücü davalı … sevk ve idaresindeki 38 … plakalı araca çarptığını belirterek davacı … ve … için destekten yoksun kalma tazminatı tüm davacılar için manevi tazminat dilemişlerdir.
Sigorta poliçesi incelenmesinde, 38 … plakalı aracın Ak sigorta sigorta bünyesinde ZMSS poliçe ile sigortalandığı bulunduğu görülmüştür. Tescil kayıtlarının incelenmesinde aracın kaza tarihinde davalı … ***’na ait olduğu, ceza dosyasına göre kaza tarihinde sürücü … olduğu, dosyaya sunulan kira sözleşmesine göre aracın 3 günlüğüne …’e kiralandığı görülmüştür.
-Mahkememizce kusur ön sorun değerlendirmesinde,
Mahlememiz olayla ilgili ceza dosyasının bir örneğini dosyamız arasına almıştır. Kaza tespit tutanağının incelenmesinde hem bisiklet sürücüsüne hem de araç sürücüsü …’a kusur izafe edildiği görülmüştür. Mahkememizce alınan kusur raporunda …’ın %75 oranında davalı …’ın ise %25 oranında kusurlu olduğu değerlendirilmiştir. Mahkememizce İTÜ bünyesinde alınan raporda ise aynı mahiyette kusur izafe edildiği görülmüştür. …’ın olay günü yeşil ışığı beklememesi ve tedbirsiz davranması sebebiyle %75 oranında kusurlu olduğu, …’ın ise tedbirsiz davrandığından %25 oranında kusurlu olduğu, ilgili kazada …’ın 12 yaşında iken vefat ettiği anlaşılmıştır.
-Destekten yoksun kalma tazminatına dair değerlendirmede;
Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ***. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun *** K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, Borçlar Kanunu’nun 45/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.nun ***K. sayılı ilamı).
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A-1.maddesindeki, “Sigortacı, bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde düzenlemesi yer almaktadır.
-Davalı …, … ve ***’nun sorumluluğuna dair değerlendirmede;
İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır.Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin ***)
Somut olayda, davalı *** malik sıfatıyla 4 günlük kira sözleşmesi işleten vafını kaldırmadığından ve aracı 4 günlük kiralayan … ise işleten sıfatı kazandığından her iki davalının işleten olması nedeni ile kusursuz sorumluluk ilkesi çerçevesinde zarardan sorumludur. Davalı … ise haksız fiil hükümleri çerçevesinde (TBK’nun 49, 53 ve 65 hükümleri) uyarınca zarardan sorumludur.
– Aktüerya hesabına dair değerlendirmede;
Yargıtay’da uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında davacıların ve desteğin bakiye ömür süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılması gerekmektedir. Alınan bilirkişi raporunda bu yöntem uyarınca davacı … için destekten yoksun kalma zararının 54.501,99 TL olduğu, davacı … ***için destekten yoksun kalma zararının 77.575,17 TL olduğu anlaşılmıştır. Anılan miktarlar yönünden talep artırım ve ıslah uyarınca davanın kabulüne karar verilmiştir.
– Manevi tazminata dair değerlendirmede;
Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda hakimin, hukuk ve adalete uygun karar vereceği TMK’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda, ekonomik ve sosyal durum araştırması, kazanın oluş şekli, kusur durumu, çekilen ızdırap yukarıda açıklanan kıstaslar çerçevesinde davacı baba … için 30.000,00 TL davacı anne … için 30.000,00 TL, davacı kardeş … ve *** için ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminatın uygun olduğu değerlendirilmiştir.
– Faize ait değerlendirmede;
2918 Sayılı Kanun’un 99. maddesinde, sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel sartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluslarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı 2918 Sayılı KTK’nun 98/1, 99/1, ZMMS Genel Şartlarının B.2-c maddesi uyarınca hak sahibine kaza ve zarara ilişkin tespit tutanağının ve bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya başvurmasından itibaren 8 iş günü sonunda tazminat miktarını ödememesi halinde, bu tarihte, böyle bir başvurunun yapılmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşeceğinden, temerrüt faizine bu tarihten itibaren hükmedilmesi gerekir.
Somut olayda davacılar sigorta şirketine *** tarihinde başvuruları bulunduğunda 8 iş günü uyarınca *** tarihinde temerrüde düşüldüğü kabul edilmiştir. Diğer davalılar ise haksız fiil hükümleri çerçevesinde vefat tarihinden itibaren faiz uygulanmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin davası yönünden 54.501,99 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı … şirketinin poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına, alacağa sigorta şirketi yönünden 15/04/2019 tarihinden, diğer davalılar yönünden ise vefat tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2-Davacı … ***’ın destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin davası yönünden 77.575,17 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı … şirketinin poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına, alacağa sigorta şirketi yönünden 15/04/2019 tarihinden, diğer davalılar yönünden ise vefat tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Davacı …’ın manevi tazminat davasının kabulü ile 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılar, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağa vefat tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
4-Davacı … ‘ın manevi tazminat davasının kabulü ile 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılar, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağa vefat tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
5-Davacı …’ın manevi tazminat davasının kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağa vefat tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
6-Davacı …’ın manevi tazminat davasının kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağa vefat tarihi olan … tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
7-Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 3.723,03 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 276,66 TL peşin harç ve 452,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 728,66 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.994,37 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
8-Davacı … Yılmaz’ın destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 5.299,15 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
9-Davacı …’ın manevi tazminat davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 2.049,30 TL harcın davalılar, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
10-Davacı … Yılmaz’ın manevi tazminat davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 2.049,30 TL harcın davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
11-Davacı …’ın manevi tazminat davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 683,10 TL harcın davalılar, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
12-Davacı …’ın manevi tazminat davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 683,10 TL harcın davalılar, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
13-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
14-Davacı tarafından peşin yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 276,66 TL peşin harç ve 452,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 773,06 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
15-Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
16-Davacı … Yılmaz’ın destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 12.412,02 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … Yılmaz’a verilmesine,
17-Davacı …’ın manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
18-Davacı … Yılmaz’ın manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı … Yılmaz’a verilmesine,
19-Davacı …’ın manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
20-Davacı …’ın manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
21-Davacılar tarafından yapılan bilirkişi, talimat, talimat posta, tebligat, elektronik tebligat, kep reddiyat gideri olmak üzere toplam 4.275,35 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
22-Davalılar … ve Davalı … yapılan tüm yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği anılan davalılar üzerinde bırakılmasına,
23-Davalı … ve Ak Sigorta A.Ş. tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
24-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
25-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/01/2023

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*