Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/543 E. 2022/75 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
İFLAS İDARE
MEMURLARI : 3- …
4- …
5- …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

DAVA : Genel Kurul Kararının Batıl Olduğunun Tespiti, Menfi Tespit Ve Üye Olmadığının Tespiti
DAVA TARİHİ : 03/09/2019
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan genel kurul kararının batıl olduğunun tespiti, menfi tespit ve üye olmadığının tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kooperatifçe daha önce çıkarılan kesin maliyet bedeline istinaden borçlarını ödediğini ve tapusunu aldığını, 7 yıldan uzun süredir herhangi bir genel kurula çağırılmadığını ve kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, … tarihli ihbarnamede kooperatif ana sözleşmesinin 61. maddesi uyarınca üyelerin kendisine tahsis edilen kesin maliyet hesabındaki bedeli kabul etmek durumunda olduğu, ana sözleşme uyarınca genel kurullarca alınan aidatların da en geç her ayın sonunda ödenmesinin zorunlu bulunduğunun betirtildiğini, kooperatifçe gönderilen ihtara … tarihinde cevap edildiğini, cevabi ihtarnamede davalının hazirun cetvellerinde isminin bulunmadığı, talep edilen 410 risk payının geriye doğru uygulanmasının mümkün olmayacağının belirtildiğini, davalının davacı kooperatif ile karşılıklı taahhütname ve ilişik kesme işlemiyle ortaklığın sona erdiğini, davalıya ek borç çıkarılmasının hukuki dayanağı olmadığını, yıllar önce çıkarılan maliyet bedelinin davacı tarafça ödendiğini ve daire tapusunu aldığını, kooperatif ile ilişiği kesilen ortağa ödeme yükümlülüğü getirilemeyeceğini, davalının isminin hazirun listesinde bulunmadığını, genel kurulda alınan kararların kendisini bağlamayacağını, 2014 yılından itibaren davacının üyeliğinin bulunmadığını, Yargıtay uygulamaları gereği noter ihtarı ile gönderilen istifanamenin kooperatife ulaştığı tarihte istifanın gerçekleşeceğini, üyeliği sona ermiş bir ortağın daha sonra sorumlu tutulması ve ek ödeme ile yükümlü tutulmasının mümkün olmadığını beyanla, davacının üye olmadığının tespitine, davalıya borcu bulunmadığının tespitine ve usulüne uygun çağrı yapılmamış olmasından ötürü olağan genel kurulunun yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaları kabul etmediklerini, davacının davalı kooperatifin ortağı olduğunu, davacı her ne kadar kooperatiften istifa ettiğini belirtmiş ise de bu konuda belge sunmadığını, kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar her ortağın giderlerden sorumlu olacağını, tapusunu alan ortağın kooperatif ile hesaplaşmadan istifa ederek sorumluluktan kurtulmasının mümkün olmadığını, ana sözleşmenin 6/e maddesinde tapusunu alan ortakların kooperatiften nasıl ayrılacaklarının hüküm altına alındığını, bu yönde bir işlem olmadığını, üyenin genel kurula çağrılmamasının ortaklıktan ayrıldığını ortaya koymayacağını, davacı gibi tüm ortaklar için daha önce yapılmış hesapların ana sözleşmeye uygun olmadığının tespit edildiğini ve yeniden hesap yapılarak ortaklara tebliğ edildiğini, … tarihli genel kurul kararının Kayseri … Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numarası ile onaylanarak tüm üyelere tebliğ edildiğini, genel kurulun 6. gündem maddesi ile tüm üyelerden aylık 750,00-TL aidat toplanması kararı alındığını, alınan kararın iptaline yönelik herhangi bir dava açılmadığını, Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden alınan belgenin davacının üye olmadığının kanıtı olmayacağını, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı ilamında davalının kesinleşmiş genel kurul kararına dayalı talep edilen ödemeden sorumlu olduğunun kabul edildiğini, davacının tapusunu aldığını ve … tarihi itibari ile borcunu ödediğini geriye dönük borcu olmadığını beyan ettiğini, ancak koaperatifin tasfiye tarihine kadar faaliyetin devam ettiği sürece her üyenin tüm borç ve sorumluluklara katılması gerektiğini, kooperatif hesaplarının yeniden yapılması neticesinde davacının üyeliğinin devam ettiğinin tespit edildiği ve 2012 tarihinde belirlenmiş olan 84.792,00-TL inşaat maliyetinin tapu teslim yılına göre yeniden değerlendirilerek endekslendiğini ve güncellenerek davacıya tebliğ edildiğini, ayrıca ortakların aylık 750,00-TL aidat ödemesinin karara bağlandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Taraflarca kooperatif ana sözleşmesine, genel kurul kararlarına, hazirun cetvellerine, üyelik dosyasına, noter ihtarlarına, Kayseri Valiliği Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden alınan yazılara, tanık anlatımlarına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Kayseri Valiliği Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı kooperatifin tadilatları ile birlikte ana sözleşmesinin, tüm genl kurul kararlarının ve 2013 tarihinden itibaren bu yana kadar yapılan tüm genel kurullarının hazirun cetvellerinin birer örneği istenilmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Davalı kooperatife müzekkere yazılarak davacının kooperatife üyelik dosyasının tüm belgeleri ile birlikte örneği, kesin maliyet raporu, kura çekiliş tutanağı, davacıya gönderilen ihtarnamelerin tebliğ şerhli örnekleri, tapu tarihine göre endekslenerek güncellendiği ve ortaklara tebliğ edildiği bildirilen hesap raporları ve bu raporun davacıya tebliğ edildiğine dair tebligat evrakları, davacının üyeliği nedeniyle yaptığı ödemeler ve varsa borçları ile ilgili hesap dökümleri, davacının üyelikten istifası ile ilgili dilekçe ve başvurusu ile kooperatif yönetim veya genel kurulunun bu konuda almış olduğu kararlar varsa bunlara ilişkin karar örneklerinin gönderilmesi ayrıca kooperatifin tüm defter ve kayıtlarının bilirkişi incelemesine hazır edileceği açık adresin bu adreste bunları bilirkişiye sunacak ilgili kişinin adı soyadı ve telefon numarasının bildirilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
… Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … Pafta, … Ada, … Parsel, 1/118 arsa paylı, … kat, … bağımsız bölüm sayılı taşınmazın takyidatlı tapu kayıt örneğinin istenilmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Taraflarca delil olarak dayandıkları bir kısım belgeler dava dosyasına ibraz edilmiştir.
Yargılama sırasında bildirilen tanıklar usulünce dinlenilmiştir.
Davacı Tanığı … beyanında; “Annem davalı kooperatife 2011 yılında üye oldu. 2013 yılında da üyelikten ayrıldı. Bu süre içerisinde belirli aralıklarla aidatlarını ödedi. En son 2013 yılında üyelikten ayrılmadan önce 60.000,00-TL kadar bir miktarı bankadan kredi çekerek davalı kooperatife ödedik. Bunun üzerine kooperatif bize evin tapusunu verdi. Biz başka bir üyenin evini aldık, üyeliği devraldık. Kooperatif yetkilileri bize daire bedelini ödediğimiz takdirde kooperatifle bir ilgimizin kalmayacağını, üyeliğimizin biteceğini, o dönemde de kredi kullanmanın avantajlı olduğunu söylediler. Biz de bankadan kredi kullanarak evin ödemesini yaptık. Bankaya da tekrar faizi ile birlikte 80.000,00-TL geri ödeme yapacağız. Halen kredi taksitleri de devam etmektedir. 2016 yılında bizim gibi başka bir grup kooperatif üyesi ile beraber Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne giderek sorgulama yaptırdık. Bize kooperatifin üyesi olmadığımız 2013 yılında üyeliğimizin sona erdiği söylendi. 2018 yılındaki genel kurula annem katılmadı. Benim de o konuda bir bilgim yok. Bu genel kurula davet için bir fotokopi belge gelmişti, kapıcı getirmişti. Benim olaya ilişkin bilgim görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı Tanığı … beyanında; “Ben tam tarihini hatırlayamadığım bir vakitte yengem ile birlikte davalı kooperatife giderek üyelik işlemlerini yaptım. Yengem bir müddet kooperatife üye olarak kaldı. Bir süre sonra 96.000,00-TL’na ödediği bedellerin tamamlanması halinde dairesini alabileceği ve kooperatifle bir ilgisinin kalmayacağını kooperatif başkanı … Bey söyledi. Biz de ona itimat ettik. Yengem … toplam 96.000,00-TL’nı bankadan da kredi çekerek kooperatife ödedi. Daha sonra kooperatif üyeliğinden tam tarihini hatırlamadığım bir zamanda ayrıldı. Şu an kendisi kooperatifin üyesi değildir. Yengem kooperatif üyeliğini bitirdikten sonra kooperatif ile ilgili hiçbir toplantıya katılmadı. Genel kurula katılması için davet gelip gelmediğini de bilmiyorum. Benim olaya ilişkin bilgim görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Kayseri Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … tarihli davalı S.S. Talas … Konut Yapı Kooperatifi’nin olağanüstü genel kurul toplantı tutanağı ile bu toplantıya ilişkin hazirun cetvelinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarihli, … Esas ve … Karar sayılı, … tarihinde kesinleşen ilamı ile davalı kooperatifin iflasına karar verildiği anlaşılmakla, Kayseri … İcra Dairesi’ne müzekkere yazılarak … İflas sayılı dosyada müflis S.S. Talas … Konut Yapı Koperatifi ile ilgili ikinci alacaklılar toplantısı tarihinin ne olduğu, ikinci alacaklılar toplantısının yapılıp yapılmadığı, müflis kooperatif hakkında iflas idaresinin oluşturulup oluşturulmadığı, oluşturulmuşsa iflas idaresi memurlarının adı soyadı açık kimlik ve adres bilgilerinin bildirilmesi, ayrıca birlikte mi yoksa her birinin münferiden mi iflas masasını temsile yetkili olduğunun sorulmasına, yine müflis kooperatifin tüm defter ve kayıtlarının bulunduğu açık adresinin bildirilmesinin istenilmesine, karar verilmiştir. Müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Müflis kooperatifin defterlerinin bulunduğu yerin tespit edilmesinden veya bu müzekkereye cevap verilmesinden sonra, HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, bilirkişinin HMK’nun 267/1. maddesi gereği resen seçilen muhasebeci bilirkişi Prof. Dr. … olarak belirlenmesine, HMK’nun 278/4. maddesi uyarınca bilirkişiye davalı kooperarifin defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme ve rapora esas olup da dosyada bulunmayan belgeler varsa birer suretinin de rapora eklenmesi için yetki verilmesine, HMK’nun 273/1. maddesi gereği mahkememizce toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle; kooperatif defter ve kayıtlarına göre davacının davalı kooperatife üye olup olmadığı, davacının aidat ve kesin maliyet hesabı borcunu ödeyip ödemediği, davacının davalı kooperatife dava tarihi itibariyle borçlu olup olmadığı, borçlu ise miktarı, davalı kooperatifin … tarihli olağanüstü genel kurul toplantsısında toplantı ve karar yeter sayısının bulunup bulunmadığı, davacıya toplantı için usulüne uygun çağrı yapılıp yapılmadığı hususlarında bilirkişiden HMK’nun 279/2. maddesine uygun olarak açıklamalı rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiştir.
Muhasebeci bilirkişi Prof. Dr. … tarafından düzenlenen raporda özetle; “Davacı taraf … tarihli olağanüstü genel kurulunun yoklukla malul olduğuna karar verilmesini talep etmiştir. Yukarıda 5 numaralı başlıkta belirttiğimiz üzere bahse konu genel kurulun yok hükmünde olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf davalı kooperatife 61.656,63-TL borçlu olmadığını ileri sürmüştür. Davalı kooperatifin davacıdan talep etmiş olduğu tutarın yer aldığı maliyet raporunda … tarihli konut kesin maliyet hesabı yazılıdır. Davalı kooperatifin … tarihli genel kurulunda 2012 ve sonrasında yapılmış maliyet hesapları iptal edilmiş ve … tarihinde tebliğe çıkarılan konut kesin maliyet bedelinin kabul edilmiştir. Söz konusu genel kurul kararının iptaline yönelik bir dava açıldığına ilişkin dosyada bilgi yoktur. Dolayısıyla … tarihli maliyetin iptal edilmesiyle davacıdan talep edilen tutar konusuz kalmıştır. Ancak davacının davalı kooperatiften daire almış olması nedeniyle yükümlülüğü devam edecektir. Davalı kaoperatifin … tarihli genel kurul kararında belirtilen … tarihinde üyelere tebliğe çıkarılan kesin maliyet raporu ve ayrıntısı dosyada bulunmadığından, söz konusu maliyet raporuna yönelik ana sözleşmedeki usulü işlemlerin uygulanıp uygulanmadığı ve davacının bu maliyet hesabından ne tutarda borçlu olduğuna ilişkin tespit yapılamamıştır. Davalı kooperatifin … tarihli genel kurulunda alınan karar gereğince dava tarihi İtibariyle 2.250,00-TL aidat ve 67,50-TL gecikme faizi hesaplanmaktadır. Davacının 2012 yılı maliyet raporundan 4.512,00-TL genel gider borcu kalmıştır. Ancak söz konusu maliyetin … tarihli genel kurul kararıyla iptal edilmesiyle bu tutarın da ortadan kalktığı değerlendirilmektedir. Davalı kooperatif hakkında iflas kararı verilmiş olması nedeniyle davacının ve diğer üyelerin nihai borç/alacak durumları iflas idaresince belirlenecektir.” yazdığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, davacının davalı kooperatifin ortağı olmadığının tespiti, davalı kooperatife borcu bulunmadığının tespiti ve olağan genel kurulunun yoklukla malul olduğunun tespiti istemlerine ilişkindir.
Tarafların uyuşmazlık konuları özetle davacının davalı kooperatifin ortağı olmadığının tespiti, davalı kooperatife borcu bulunmadığının tespiti ve davaya konu edilen genel kurul toplantısı ve toplantıda alınan kararların yoklukla malul olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
HMK ‘nın 119/1-g ve 31.maddeleri gereği davacı vekiline … tarihli genel kurulun hangi madde veya maddelerinin yoklukla malul olduğunun tespitini istediğini açıklaması, menfi tespit talep ettiği miktarın kaç TL olduğunu açıklaması ve bu miktar üzerinden peşin dava harcını yatırması için süre verilmiştir. Davacı vekili … tarihli dilekçesinde özetle … tarihli genel kurulun 6 numaralı kararının yoklukla malul olduğunun tespitini istediklerini, menfi tespit taleplerine konu dava değerinin ise 61.656,63-TL olduğunu bildirmiştir.
Davacı vekilinin … tarihli beyan dilekçesinde … tarihli celsenin 5 nolu ara kararı gereği … tarihli genel kurulun 6 nolu ara kararının yokluğunu talep ettiği bildirilmişse de anılan genel kurul kararının “dilek ve temenniler, kapanış” konulu olduğu görülmekle davacı vekiline bu konuda beyanda bulunmak üzere süre verilmiştir. Davacı vekili … tarihli dilekçesinde yokluğunu talep ettikleri genel kurulun, … tarihli genel kurulun 6 numaralı kararı olduğunu beyan etmiştir.
Davacı vekilinden menfi tespit talebi konusunda dava değerini açıklaması istenmesine rağmen, davacı vekili … tarihli dilekçesinde dava değeri olarak 61.656,63-TL olarak ve … tarihli dilekçesinde ise dava değeri olarak 61.687,46-TL açıklamış olduğu, bu rakamlar arasında çelişki olduğu görülmekle HMK’nun 31. maddesine göre menfi tespit talebine yönelik dava değerini açıklaması için davacı tarafa kesin süre verilerek, kesin süreye uyulmadığı takdirde menfi tespit talebi yönünden dava değeri olarak davacı tarafça verilen … tarihli ilk açıklama dilekçesinde yazan 61.656,63-TL’nin kabul edileceği davacı vekiline ihtar edilmiştir. Davacı vekili … tarihli dilekçesinde menfi tespit taleplerine konu dava değerinin 61.656,63-TL olduğunu bildirmiştir. Menfi tespit talebi yönünden peşin dava harcı davacı tarafça yatırılmıştır.
Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarihli, … Esas ve … Karar sayılı, … tarihinde kesinleşen ilamı ile davalı kooperatifin iflasına karar verildiği anlaşılmakla, Kayseri … İcra Dairesi’ne müzekkere yazılarak … İflas sayılı dosyada Müflis S.S. Talas … Konut Yapı Koperatifi ile ilgili ikinci alacaklılar toplantısı tarihinin ne olduğu, ikinci alacaklılar toplantısının yapılıp yapılmadığı, müflis kooperatif hakkında iflas idaresinin oluşturulup oluşturulmadığı, oluşturulmuşsa iflas idaresi memurlarının adı soyadı açık kimlik ve adres bilgilerinin bildirilmesi, ayrıca birlikte mi yoksa her birinin münferiden mi iflas masasını temsile yetkili olduğunun sorulmasına, yine müflis kooperatifin tüm defter ve kayıtlarının bulunduğu açık adresinin bildirilmesinin istenilmiştir. Gelen cevaba göre İK’nun 194. maddesi gereğince Kayseri Genel … Dairesinin … İflas dosyasında yapılacak ikinci alacaklılar toplantı tarihinden 10 gün sonrasına kadar işbu davanın durdurulmasına karar verilmiş, bilahare ikinci alacaklılar toplantısının yapılmasından 10 geçmesinden ve iflas idaresinin oluşturulmasından sonra yargılamaya devam edilmiş, iflas idaresi adına Av. … ve Av. … vekaletname ibraz ettiğinden iflas idaresi vekilleri huzuru ile yargılamaya devam olunmuştur.
Eldeki davada davacının kooperatif ortağı olmadığının tespiti talebi, davalı kooperatife borçlu olmadığının tespiti talebi ve … tarihli genel kurulun 6 numaralı kararın yok hükmünde olduğunun tespiti talebi olmak üzere üç ayrı talep söz konusu olup iddia, savunma ve mevcut delillere göre mahkememizce değerlendirmeler yapılmıştır.
Davacının kooperatif ortağı olmadığının tespiti talebi değerlendirildiğinde;
İddia, savunma ve mevcut delilerden davacının kooperatife bir miktar ödeme yaptığı, daha sonraki süreçte davacının adına tahsisli dairesinin tapudan kooperatifçe davacıya devredilmiş yani ferağı verildiği görülmüştür. Bu yönlerden taraflar arasında bir uyuşmazlık yoktur. Mahkememizce davalı kooperatifin defter ve kayıtları incelenmek suretiyle yaptırılan bilirkişi incelemesinden ve dosyadaki delillerden davacının kooperatif üyeliğinden ihraç edildiği veya çıkarıldığına dair kooperatif tarafından alınmış bir karar bulunmadığı, yine davacı tarafından kooperatif üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin usulüne uygun bir istifasının da olmadığı anlaşılmıştır. Kayseri … Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinde davacının vekili tarafından “… Kooperatif üyeliğinden istifa iradesinin yeniden bildirilmesi ihtarıdır…” şeklinde bir ifadenin yazılı olmasına karşılık davacı vekili tarafından düzenlenen bu ihtarnameye dayanak vekaletnamenin incelenmesinde davacı vekiline kooperatif ortaklığından istifa etmesi için özel bir yetki verilmediği tespit olunmuştur. Tüm dosya kapsamına göre davacıya kooperatif üyeliği nedeniyle tahsisli olan dairenin tapudan devredilmiş olması, davacının bir dönem kooperatif genel kurul toplantılarına çağrılmaması, hazirun cetveline isminin yazılmaması gibi sebepler davacının kooperatif ortağı olmadığı anlamına gelmez. Davacı tarafından dava tarihinden önce geçerli ve usulüne uygun bir istifa bildiriminin yapıldığı veya davalı kooperatif tarafından ilgili organları aracılığı ile davacının kooperatif ortaklığından çıkarıldığına dair usulüne uygun şekilde bir karar aldığı ispatlanmadığından davacının davalı kooperatifin ortağı olmadığının tespitine yönelik davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının Kooperatife Borcu Olmadığının Tespitine Yönelik Talebi Değerlendirildiğinde;
Öncelikle, menfi tespit davası ile ilgili genel bir açıklama yapılmasında ve ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır:
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir.
Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir.
Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır.
Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonrada ileri sürülebilir.
Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır.
Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir.
Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür.  
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur.
Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Prof. Dr. Hakan Pencanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Doç. Dr. Meral Sungurtekin Özkan, Doç. Dr. Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156-164).  
Dosya kapsamına göre davalı kooperatif tarafından davacıya gönderilen kooperatif başkan ve ikinci başkanının imzasının olduğu tarihsiz ihtarnamede “… tarihli konut kesin maliyet hesabına göre ödemeniz gereken toplam borcunuz 61.656,63-TL’dir. Kooperatifimizin değişen ana sözleşmesinin 61. Maddesine uygun olarak yeniden yapılan konut kesin maliyet hesabınızın dökümü yukarıda yapılmış olup işbu tebliğ ile birlikte 7 gün içerisinde borcunuzu ödemenizi, aksi halde yasal yollara başvurulacağını ihtaren bildiririz.” şeklindeki ihtarname ile 61.656,63-TL borcun kooperatife ödenmesi istendiği görüldüğünden davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.
Buna göre davalı kooperatif tarafından … tarihli konut kesin maliyet hesabına göre 61.656,63-TL ödemesi talep edilmektedir. Davalı kooperatifin … tarihli genel kurulunda alınan 6 numaralı kararda “Daha önce ilk olarak … yılı ve sonrasında yapılmış olan konut kesin maliyet hesaplarının iptal edilmesine” oy çokluğu ile karar verilmiştir. Dolayısı ile, … yılı ve sonrasında, yani … tarihli genel kurul toplantı tarihine kadar yapılan tüm konut kesin maliyet hesaplarının genel kurul kararı ile iptaline karar verilmiş olduğundan, iptal edilen maliyet hesabına dayalı olarak davalı kooperatifin davacıya hitaben düzenlediği tarihsiz, 61.656,63-TL tutarlı borcu ödemesini istediği ihtarname (belge) nedeni ile davacının davalı kooperatife borçlu olmayacağı açık olduğundan davacının bu belge nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Doğal olarak bu tespit hükmü davacının bundan sonra hiç bir şekilde kooperatife borçlu olmayacağı anlamına gelmemektedir.
Davacının Genel Kurul Toplantısında Alınan Kararların Yok Hükmünde Olduğunun Tespiti Talebi Değerlendirildiğinde;
Davacı vekili … tarihli dilekçesinde yokluğunu talep ettikleri genel kurulun, … tarihli genel kurulun 6 numaralı kararı olduğunu beyan etmiştir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda ise davacı vekilinin ilk beyanında dava konusu olarak açıkladığı, ancak … tarihli dilekçesinde maddi hata yaptıklarını bildirdiği … tarihli genel kurul kararları yönünden inceleme yapılmıştır. Ancak davacı vekilinin … tarihli dilekçesinde açıkça bildirdiği üzere … tarihli genel kurul kararları eldeki davanın konusu yapılmamıştır. Bu nedenle bilirkişi raporundaki … tarihli genel kurul kararları yönünden yapılan incelemeler mahkememizce dikkate alınmamıştır. Davacının dava konusu ettiği … tarihli genel kurulun 6 numaralı kararı yönünden yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek görülmeyerek bu hususta mahkememiz tarafından değerlendirme yapılmıştır.
Davacı vekilince, davalı kooperatifin … tarihli genel kurul toplantısına müvekkilinin çağrılmadığı, genel kurulun 6. maddesindeki kararının ek ödeme mahiyetinde olması nedeniyle Kooperatifler Kanunu’nun 52. maddesi gereğince toplantı ve karar yeter sayısının sağlanmadan alındığını belirterek yoklukla malül olduğunu ileri sürülmüştür.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, “Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü; aynı Kanun’un 51/1. maddesi ise “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıda bir fazlasına itibar olunur” hükmünü; ana sözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrası, “Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması gerekir. İlk toplantıda nisap temin edilmediği takdirde ikinci toplantıda nisap aranmaz.” hükmünü; 2. fıkrada ise “Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır.” hükmünü içermektedir.
Aynı Yasa’nın “Ek ödeme Yüklemi” başlıklı 31. maddesinde “Anasözleşme, ortakları ek ödemelerle yükümlendirebilir. Ancak, ek ödemelerin yalnız bilânço açıklarını kapatmada kullanılması şarttır. Ek ödeme yüklemi sınırsız olabileceği gibi, belirli miktarlarda veya iş hacmi ile veya paylarla orantılı olarak sınırlandırılabileceği” öngörülmüştür. Aynı şekilde, söz konusu Yasa’nın 52/1. maddesinde, ek ödeme ihdası hakkında alınacak kararlar için bütün ortakların 3/4’ünün rızasının gerektiği düzenlenmiştir.
Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, TBK’nun 26 ve 27. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır. Yok hükmünde olan kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların yok hükmünde olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. Sonradan icazetle dahi geçerli hale gelmezler. Yokluk halinde, hukuki işlem bir veya daha fazla unsurunun yokluğu nedeniyle şeklen dahi olsa mevcudiyet (varlık) kazanamamaktadır. Hukuken yok olan bir işleme hiçbir hukuki sonuç bağlanabilmesi mümkün değildir. İptali kabil kararlar ise, daha çok ortakların menfaatlerini koruyan düzenlemelere aykırılık teşkil eden, emredici kurallar dışında, yorumlayıcı ve şekle ilişkin kuralların ihlal edildiği kararlardır. İptali gereken kararlar, baştan itibaren geçersiz olmadıklarından, iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğururlar. Bu nitelikteki kararların yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir.
Öte yandan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, geçersiz olması (yokluk) hali, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin red oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiaların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir.
Somut olayda, yoklukla malul olduğunun tespiti istenen genel kurulun 6. gündem maddesinde alınan karar bilanço açığını kapatmaya yönelik olmadığından alınan kararın, 1163 sayılı Yasa’nın 52. maddesinde yazılı ağırlaştırılmış nisapla değil, toplam üye sayısının 1/4’ünün altına düşmemek kaydıyla toplantıya katılan ortakların yarıdan fazlasının olumlu oyu ile kabul edilmesi yeterli olup, toplantıya toplam 110 üyeden 28 ortağın asaleten, 23 ortağın vekaleten olmak üzere toplam 51’inin katıldığı ve kararın toplantıya katılan 51 üyenin oy çokluğuyla alındığı anlaşılmaktadır. Yine davacıya genel kurul toplantısına çağrı yapılmamasının ve davacının bu nedenle genel kurul toplantısına katılmamış olmasının toplantı ve karar nisabını değiştirmediğinden uyuşmazlık konusu genel kurul kararının batıl sayılma nedeni olamaz.
Bu itibarla, bilanço açığını kapatmaya yönelik olmayan bu karar, mutlak butlan ile batıl bir karar olmayıp, iptali mümkün kararlardandır. İptal davası açılabilmesi için de, 1163 sayılı Kanun’un 53. maddesindeki koşulların yerine getirilmiş olması gerekmektedir. Somut olayda, davacının toplantıya çağrılmamasının toplantı ve karar nisabını etkilemediği, az yukarıda açıklandığı üzere yokluk hali bulunmadığından ve oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya yetkili olmayan kimselerin karara iştirak etmesi iddiaları da ileri sürülmediğinden ve yasal süresi içinde iptal istemli talepte bulunmadığından davacının iptal istemi ile dava açma hakkı da yoktur. Bu durumda, mahkememizce davacının … tarihli kooperatifin genel toplantısının 6 numaralı gündem maddesinde alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitine yönelik davasının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda yapılan tüm bu açıklamaların ışığı altında davacının her bir talebi hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının … tarihli genel kurul toplantısının 6 numaralı gündem maddesinde alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitine yönelik davasının REDDİNE,
2-Davacının davalı kooperatifin ortağı olmadığının tespitine yönelik davasının REDDİNE,
3-Davacının … tarihli konut kesin maliyet hesabı başlıklı ihtarnameye ilişkin MENFİ TESPİT DAVASININ KABULÜ ile bu ihtarnamede yazılı toplam 61.656,93-TL nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
4-Davacının davalı kooperatifin ortağı olmadığının tespitine yönelik açılan ve reddine karar verilen, yine genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitine yönelik açılan ve reddine karar dava yönünden alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının davacıdan dava açılırken peşin harç olarak alınan 44,40-TL ile … tarihinde peşin harç olarak alınan 1.052,94-TL olmak üzere toplam 1.097,34-TL’den mahsubuna,
5-Davacının davalı kooperatife borçlu olmadığının tespitine yönelik açılan ve kabulüne karar verilen menfi tespit davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 4.211,78-TL nisbi karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan ve mahsuplardan geriye kalan 1.016,64-TL’nın mahsubu ile bakiye 3.195,14-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL başvurma harcı ve 44,40-TL peşin harç ve 1.016,64-TL peşin harç olmak üzere toplam 1.105,44-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından menfi tespit davasına yönelik yapılan tebligat gideri 51,50-TL, e-tebligat gideri 87,00-TL, 24,60-TL posta gideri ve 1,50-TL KEP gideri ile 600,00-TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 764,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacının reddedilen talepleri yönünden ayrıca yaptığı yargılama gideri bulunmadığından bu yönde karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
10-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince menfi tespite yönelik talebi yönünden davanın kabulü nedeniyle hesap ve taktir olunan 8.815,40-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davacının kooperatifin ortağı olmadığının tespitine yönelik ve kooperatif olağan genel kurulunda alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitine yönelik talebi yönünden davanın reddi nedeniyle hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
Dair, davacı vekili Av. … ve davalı iflas idaresi vekili Av. … ‘un yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. …

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır