Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/325 E. 2022/754 K. 10.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. … –
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile “Karşılıklı Alım Satım ve Kiralama Sözleşmesi” imzaladığını, sözleşme kapsamında müvekkilinin … Sanayi Bölgesi, … Cadde, No:… , … /Kayseri adresinde faaliyet göstermiş olduğu fabrika sahasında yer alan ve sözleşme eki listede ayrıntılı olarak listelenen makinaların ve tescili müvekkiline ait olan “…” ürün markasının ve fabrika binasının davalı tarafından kiralandığını ve karşılığında imzalanan sözleşmeler kapsamında taraflar arasında liste halinde belirlenen 84 adet sıralı çekin müvekkiline verilmesinin kararlaştırıldığını, söz konusu çeklerden ilk 42 adetinin müvekkili tarafından marka devrinin ve tapuya davalı adına şerh işleminin tamamlanması üzerine verileceğinin, kalan 42 adet çekin davalının gayrimenkule taşındıktan sonra verileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşme gereği marka devrini ve tapuya şerh işlemini tamamlayıp sözleşme ekinde bulunan makineleri teslim etmesi üzerine davalının fabrika binasına taşındığını davalının teslim etmesi geren çeklerden … tarih ve 111.500,00-TL tutarlı, … tarih ve 111.500,00-TL tutarlı iki adet çeki müvekkiline vermediğini, davalının ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine hakkında Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası üzerinden alacak takibi başlattığını, davalının takibe itirazı neticesinde takibin durması nedeniyle iş bu davayı açtıklarını beyanla Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına vaki itirazın iptaline, alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında bir kiralama sözleşmesi yapıldığının doğru olduğunu, sözleşmeye göre taahhüt edilen her bir çek miktarının bir kısmının kiralama, bir kısmımn da makinelerin alımı için sayılmak üzere birbirlerinden ayrılmaz edimler içerdiğini, çek edimlerine karşılık davacı tarafın makine teslimini sözleşmedeki şartlarda sağlaması gerektiğini, sözleşmenin her iki tarafa borç yükleyen bir akit olduğunu, davacının sözleşmeden doğan borcunun hem işyeri hem makineleri teslim etmek olduğunu, makinelerin teslimi için de daha öncesinde tapuda mütemmim cüz görünmesinden dolayı makinelerin tapudan ayrılarak müvekkiline devredilmesinin gerektiğini, müvekkilinin borcunun da sözleşmede kararlaştırıldığı gibi o andan itibaren doğacağını, sözleşmenin imzalanması sonrasında müvekkilinin tapudaki işlemlerin tamamlanmasını beklediğini, davacı tarafın … ‘dan teferruat kaydının kaldırılmasına dair muvafakat aldığını ve yakın zamanda sözleşmenin yürürlük kazanacağını belirttiğini ancak bu terkinlerin 3 ay boyunca yapılmadığını ve bu sebeple ilk iki çekin teslimden kaynaklı olarak davacı tarafa verilmediğini, ayrıca makine teslimlerinin sözleşmedeki şartların tamamına uygun şekilde ve zamanda yapılmadığını ve müvekkilinin üretime geçmesinin geciktiğini, kiracılık süresinin fiilen başlayamadığını, davacının kiralanan taşınmazı sözleşmede belirtildiği şekilde teslim etmekle yükümlü olduğunu, makinelerin sözleşmede belirtilen şekilde teslim edilmemesine rağmen, müvekkilinin iyi niyetli olarak ve ticaretin sekteye uğramaması adına gerçekleşen durumlara katlandığını, daha sonrasında müvekkili şirketin halka açılma kararı aldığını, davacı tarafın makinelerde sözleşmeye uygun teslimlerin sağlandığını söylediğini ve müvekkili şirket tarafından …’ya bildirim yapıldığını ancak, … tarafından halka arzın onaylanacağı sırada makinelerin dava dışı … Geri Dönüşüm Ltd. Şti.’ne devredildiğini ve davacı tarafın sözleşmedeki edimini gereği gibi ifa etmemiş olduğunu öğrendiğini, tapu kayıtlarından da anlaşılacağı üzere … tarihinde makinelerin devrinin müvekkili yerine … firmasına yapılmış olduğunu, müvekkili şirketin … onay aşamasında olduğu için çaresiz kalarak … Geri Dönüşüm Ltd. Şti’nin ileri sürdüğü maddi talepleri yerine getirmek ve çeşitli izin evraklarını imzalamak zorunda kaldığını, tapudaki kira başlangıç tarihinin … olduğunu, bu hususun sözleşmenin yürürlük başlangıç tarihinin tespiti için önem arz ettiğini, taşınmazın … firmasına devri ile kira sözleşmesinin de bu firmaya devredilmiş olduğunu, icra takibine konu edilen çek bedellerinin sözleşmenin ilk çekleri olduğunu, bu iki çekten sonraki tüm çeklerin davacı tarafından ihtirazı kayıt konulmadan teslim alındığını, kira sözleşmesinden sonraki ayların ihtirazi kayıt olmaksızın kabul edilmesinin önceki ayların ödendiği veya ödenmemesi hususunda anlaşıldığına karine teşkil ettiğini, davacı tarafin sözleşmeye ve ticari teamüllere aykırı davrandığını, sözleşmede belirtilen şekilde makine teslimi yapılmadığı gibi makine faturalarının belli bir kısmının da teslim edilmediğini, teslim edildiği iddia edilen faturaların bir kısmının da teslim edilen makineler ile alakalı olmadığını, davacı beyanlarının gerçeğe aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere müvekkili lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı tarafça karşılıklı alım satım ve kiralama sözleşmesi ve eklerine, Kayseri … Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı kira sözleşmesine, Beyoğlu … Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesine, Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına, ticari defter ve kayıtlara, bilirkişi incelemesine ve yemine delil olarak dayanılmıştır.
Davalı tarafça tapu kayıtlarına, sözleşmelere, terkin yazısına, karşılıklı ticari defterlere, faturalara, ihtarlara, yemin ve isticvaba delil olarak dayanılmıştır.
Taraflarca delil olarak dayanılan sözleşme, ihtarname gibi bir kısım delilleri, dilekçeleri ekinde dosyamıza sunulmuştur.
Davaya konu olan Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası celp edilmiştir. İncelendiğinde; … Dayanıklı Tüketim Malları Üretim Paz. San. Ve Tic. A.Ş. tarafından … Çelik Kapı Taşımacılık Petrol Ürünleri Makine Oto. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine; 111.500,00-TL asıl alacak, 54.830,51-TL işlemiş faiz, 111.500,00-TL asıl alacak ve 53.932,40-TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 331.762,91-TL karşılıklı alım ve satım ve kiralama sözleşmesi gereği ödenmesi gereken … tarihli çek bedeli ve karşılıklı alım ve satım ve kiralama sözleşmesi gereği ödenmesi gereken … tarihli çek bedelinden dolayı ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından verilen … tarihli dilekçesi ile itiraz edildiği, icra müdürlüğü tarafından düzenlenen … tarihli tensip tutanağı ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Melikgazi Tapu Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak Kayseri İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın teferruat bilgileri ile birlikte tapu kaydının istenilmiştir. Yazılan müzekkereye … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Kayseri … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası müzekkere yazılarak istenilmiştir. Tetkikinde; … Geri Dönüşüm Ltd. Şti. vekili tarafından …Çelik Kapı A.Ş. aleyhine … tarihinde Kayseri … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazın iptali istemiyle dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılamalar sonunda … tarihinde feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve kararın … tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Taraflarca bildirilen tanıklar yargılama sırasında usulünce dinlenmişlerdir.
Davacı tanığı … duruşmada; “Ben davacı … A.Ş.’nde depo sorumlusu olarak çalışıyordum. … A.Ş.’nin … Çelikkapı Ltd. Şti.’ne devredildiği söylendi. 2014 yılının sonunda … A.Ş.’nin … Çelikkapı’ya devredileceği bize söylendi. 3 ay öncesinden … A.Ş. ‘ne ait depodaki malların … Çelikkapı’ya taşınacağı söylendiği için biz çalışmalara başladık. 2014 yılının Aralık ayı sonunda … Çelikkapı’ya devrettik. Devrettiğimizde presler ve kalıplar, emaye bölümü, boyahane tesisi, komple … Çelikkapı’da kaldı. İki tane forktlift vardı yine … Şirketi’ne teslim edildi. 2014 yılı sonunda teslim oldu. Ben 2014 yılı sonunda … A.Ş.’nden çıkış aldım. … “sizinle çalışacağız” dedi. Bunun üzerine 1 hafta kadar … Çelikkapı bünyesinde çalıştım. Daha sonra telefon açtılar, “sizinle çalışamayacağız” dediler. Ben de işten ayrıldım. Benim bildiklerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmada; “2012 – 2016 yılı arasında … A.Ş.’nde satın alma yardımcılığı ve şoförlük işini yapmak üzere çalıştım. 2014 yılı sonunda fabrikayı satışa çıkardılar. 2014 yılının 10. Ayı gibi … A.Ş. taşınmaya başladı. Hammadelerini yan tarafta depo olarak bulunan bir yere götürdü. 2014 yılının 12. ayının sonu itibariyle bir anahtar dahi almadan fabrikanın tüm demir başlarını … Çelikkapı’ya devrederek çıktık. Ben bundan sonra da … A.Ş.’nin biraz önce söylediğim deposunda çalışmaya devam ettim. … Çelikkapı bünyesinde ise hiç çalışmadım. … Çelikkapı Şirketi devraldıktan sonra burada hemen çalışmaya başladı. Benim bulunduğum depodan eksikleri oldukça hammadde bile aldıkları oldu. Benim bildiklerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … duruşmada; “Ben davalı … Şirketi’nde muhasebe müdürüyüm. 2015 tarihinde davacı şirketin iş yerindeki makineleri, markası, kalıpları, yurt içi ve yurt dışı pazarlarının satın alınması ve işletme binasının fabrikanın kiralanması konusunda taraf şirketler arasında sözleşme imzalandı. Sözleşme imzalandıktan sonra biz … tarihinde fabrika binasına girdik. Biz bu tarihte fabrikaya girdiğimizde bir miktar sermaye koyarak faaliyetleri devam ettirmek istiyorduk. Ancak içeri girdiğimizde davacı şirketin müşterilerine hiçbir mal satamadık. Çünkü müşterileri ortada yoktu. Bugüne kadar da davacının müşterilerine mal satamadık. Satın alınan malların faturalarını istedik. Bir kısımını kestiler, bir kısmını ise aktiflerinde olmadığını söyleyerek faturalarını kesemediklerini ama bunu daha sonra tamamlayacaklarını söylediler. Şu tarih itibari ile faturaları tamamlamış değiller. Hatta faturaların bir kısmını tamamlamak adına başka makinelerin faturalarını keserek bize yansıttılar. Bundan dolayı makinelerimizi tamamlayamadığımızdan dolayı 5-6. aya kadar üretime tam olarak geçemedik. Bunları kendilerine ilettiğimiz zaman sürekli erteleme geciktirme söz konusu oldu. Sözleşmede bahsi geçen çeklerin hepsini karşı tarafa teslim etmiştik. Onlar bize yansıtmış oldukları eksikleri yani bizim zararımız karşılığında bir kısmını bizim zararımızı hafifletmek adına bize iade ettiler. Vadesi sonradan gelecek olan 10 adet çeki iade ettiler. Dava konusu olan Ocak ve Şubat 2015 çekleri de bunların arasındadır. Bu iki çek dışındakiler sıralıydı ve bu güne kadar ödedik ve ödemeye de devam ediyoruz. Bu aldığımız makineler taşınmazlar üzerinde mütemmim cüz olarak kayıtlı ve ipotekliydi. Anlaşmada mütemmim cüzün kaldırılması ve ipoteğin fekki sağlanacaktı. 3 sene sonra davacı firma kaldırdık dedi. Ancak … Çelikkapı halka arz bir şirkettir. Bu nedenle sermaye piyasası bunun kaldırılmadığını bildirdi. O sırada davacı şirket fabrika binasını üçüncü bir şirkete sattı. Biz satın alan üçüncü şirketle irtibata geçip kaldırılmasını sağladık, yani davacı firma bunu kaldırmadı. Benim de davalı … A.Ş.’nin imza sirküsünde şirketi temsil yetkim var satın alma işinde yönetim kurulu … Bey ve ben haricinde kimse yok. Benim şirketi borçlandırmaya, şirket adına alım satım yapmaya, temsil etmeye yetkim var. Benim yetkim 2018 yılında …’in halka arzından sonra oluştu. Daha öncesinden muhasebe müdürüydüm, imza yetkim yoktu. Yani 2015 yılında yetkim yoktu. Benim bildiklerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Ekonomi ve Maliye Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılarak Davacı … ile davalı … Çelik Kapı Taşımacılık Petrol Ürünleri Makineotomotiv İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan karşılıklı alım satım ve kiralama sözleşmesine konu makinelerden yatırım teşvik kapsamında olanlara ilişkin başvuru, devir, prosedüre ilişkin belgelerin temin edilerek mahkememize gönderilmesi istenilmiştir.
Ankara Patent Dairesi Başkanlığı’na müzekkere yazılarak “… ” markasının devir işlemlerinin ne zaman gerçekleştiğine ilişkin olarak kurumunuzda bulunan tüm evrakların gönderilmesi istenilmiştir. Müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının re’sen seçilecek bir muhasebeci (mali müşavir) ve bir borçlar hukuku uygulamalarında nitelikli hesap bilirkişisine tevdine, bilirkişilere HMK’nun 268. maddesi gereği tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapması, raporuna esas alacak olup da dosya içinde bulunmayan kayıt ve belgeler olursa birer suretinin raporuna eklemesi için yetki verilmesine, HMK’nun 273. maddesi gereğince iddia, savunma, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeler, icra takip dosyası, tapu kayıtları, marka devrine ilişkin kayıtlar, noter ihtarı, yatırım teşvik belgesi evrakları, tanık anlatımları, faturalar, ticari defter kayıtları, sunulan ve celbedilen tüm deliller incelenmek sureti ile tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığının, açılış ve kapanış tasdiklerinin olup olmadığı, elektronik defterlerin GİB sisteminden doğruluğunun da sorgulanarak bunların da usulüne uygun tutulup tutulmadığı, taraflar arasındaki sözleşmeler gereği davacı tarafından düzenlenen faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, akdedilen sözleşmeler gereği tarafların üzerlerine düşen edimlerini yerine getirip getirmediği, davalının sözleşmede davacıya vermeyi taahhüt ettiği … ve … tarihli 111.500,00’er TL bedelli iki adet çeki davacıya vermemesinin haklı nedenlerinin olup olmadığı, takip konusu yapılan nedenlerden dolayı davacının davalıdan alacağı olup olmadığı, varsa takip tarihi itibari ile asıl alacağın ve varsa işlemiş faiz alacağının kaç TL olduğu, takip tarihinden dava tarihine kadar olan dönemde ve dava tarihinden sonra buna ilişkin ödeme-tahsilat yapılıp yapılmadığı, hususlarında hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişilere yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi … ile nitelikli hesap bilirkişisi …’den oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen … tarihli raporda özetle; “Yukarıda yapılan inceleme ve değerlendirmeler heticesinde, hukuki değerlendirme ve takdir hakkı sayın mahkemenize ait olmak üzere, taraflarca ibraz edilen defterlerin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin mevcut olduğu, elektronik ortamda düzenlenen defterlerinin açılış ve kapanış betatlarının Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan alındığı, defterlerin sahipleri lehine delil teşkil edebileceği, taraf arasında imzalanan “karşılıklı alım satım ve kiralama sözleşmesi” ekinde davalı tarafından davacıya verilecek olan sıralı çeklerin ilk ikisi olan, … ödeme tarihli 111.500,00-TL tutarlı, … ödeme tarihli 111.500,00-TL tutarlı çeklerin davalı tarafından davacıya verildiğine ilişkin taraf defterlerinde herhangi bir yevmiye kaydının bulunmadığı, açılan davaya karşı davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde, davacının sözleşme kapsamında süresinde yapılması gereken işlemleri geciktirmesinden kaynaklı aralarındaki sözlü mutabakata istinaden verilecek olan sıralı çeklerden tik iki çekin davacıya verilmediğinin beyan edildiği dikkate alındığında sözleşme kapsamında davalı tarafından davacıya verilecek olan ve bedeli takip konusu yapılan çeklerin davacıya verilmediği ve bedelinin de davacıya ödenmediği, taraflar arasında akdedilmiş olan yazılı kira sözleşmesine istinaden, kiracılık ilişkisinin … tarihinde başlamış olduğuna, taşınmazın 7 yıllık süre ile davalı tarafından kiralanmış olduğuna, kira sözleşmesinin tapu kaydına şerh edilmiş olduğuna, aylık 28.500,00-TL olarak belirlenen kira bedellerinin çek ile ödeneceğinin taraflarca kararlaştırılmış olduğuna, bu kapsamda davalı tarafın kira sözleşmesinden kaynaklı kira bedellerini ödemekle yükümlü olduğuna, taraflar arasında akdedilmiş olan ve kira sözleşmesine konu edilen fabrikanın teferruatı olarak gösterilen makinelerin alım satımına ilişkin sözleşme kapsamında, davalı makinelerinin zilyetliğinin davalı tarafa geçtiği, sözleşmeden yaklaşık 3 yıl sonra tapuda teferruat tescil kaydı bulunan makineler yönünden tescilin terkin edilmiş olduğuna, alım satım sözleşmesinin 2. maddesinde ilk 42 adet çekin marka devri ve sözleşmenin tapuya şerh edilmesi sonrasında verilmesinin kararlaştırılmış olduğuna, davaya konu edilen iki çek bedelinin de sözleşmede belirtilen ilk 42 adet çek içerisinde yer aldığına, alım satıma konu edilen makinelerin eksik veya ayıplı teslim edildiğine ilişkin dosya kapsamında dayanak belge bulunmadığına, bu kapsamda davalı tarafın alım satım sözleşmesine konu makine ve teçhizat bedellerini ödemekle yükümlü olduğuna, davalı tarafın, icra takip tarihi itibariyle 57.000,00-TL kira borcu bulunduğuna, davalı tarafın, makine alım satımından kaynaklı toplam borcunun icra takip tarihi itibariyle 166.000,00-TL olduğuna, davalı tarafın, icra takip tarihi itibariyle toplam ana para borcu olan 223.000,00-TL’na işlemiş ticari faiz borcu toplamının 108.762.91-TL olduğuna, buna göre icra takip tarihi itibariyle davalı tarafın ana para ve işlemiş faiz ile birlikte toplam borcunun 331.762,91-TL olduğuna, Mahkeme’nizce, davalı tarafın kira borcu yönünden yapmış olduğu itirazın kabul edilmesi halinde (sonraki aylara ilişkin ödemelerin davacı tarafından kabul edilmesi ile önceki dönem kira borcunun bulunmadığının karine teşkil edeceği yönündeki beyanlar), davalı tarafın makine alım satımından kaynaklı toplam borcunun 166.000,00-TL olduğuna, davalının icra takip tarihi itibariyle işlemiş faiz borcu toplamının 80.962,53-TL olduğuna, ihtimaller dahilinde heyetimizce yapılan ikili hesaplama hususunda hukuki değerlendirme ve takdir hakkının Sayın Mahkeme’nize ait olduğuna, dosya kapsamına göre, icra takibi ve iş bu dava sonrasında davalı tarafından yapılan bir ödemenin bulunmadığına” şeklinde mütalaada bulunulmuştur.
… havale tarihli bilirkişi raporuna karşı tarafların beyan ve itirazları nedeni ile dosyanın önceki bilirkişi kuruluna tevdine, bilirkişilere tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapma ve raporlarına esas alacakları olup da dosya içinde bulunmayan kayıt ve belgeler olursa suret alıp raporlarına ekleme yetkisi verilmek sureti ile önceki rapora karşı tarafların beyanları, yine davalı tarafın tüm itirazlarını kapsar şekilde ayrıca yine davalı vekillerinin … tarihli ıslah dilekçesindeki hususlar yönünden (takas def’i) hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı ek rapor tanzimi için bilirkişilere yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi … ile nitelikli hesap bilirkişisi …’den oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen … tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “Yukarıda ek bilirkişi raporuna konu hususlar dahilinde yapılan incelemeler ve değerlendirmeler neticesinde, hukuki değerlendirme ve takdir hakkı sayın Mahkeme’nize ait olmak üzere, tarafların defterlerinin asıl bilirkişi raporunun hazırlanması aşmasında incelenmesi ve tarafların karşılıklı defterlerinde birbirleri adına açmış oldukları hesapların mevcut kayıtları ile birlikte asıl bilirkişi raporuna derc edilmesi nedeniyle taraf defterlerinin tekrar incelenmesinin gerekmediği, asıl bilirkişi raporunun somuç kısmında tespit edildiği hali ile davalının (223.000,00-TL ana para ve 108.762,91-TL işlemiş ticari faiz borcu) toplam 331.762,91-TL davacıya borcunun bulunduğu hususunda yapmış olduğumuz tespite ilişkin görüşümüzde herhangi bir değişiklik olmadığı, davalı defterlerinde takip tarihi (…) ve dava tarihi (…) itibarıyla tespit edilen 1.960.500,40-TL, asıl bilirkişi raporunun düzenlenme tarihi (… ) itibarıyla tespit edilen 1.276.500,440-TL davacının davalıya olan borcundan, mahkeme tarafından davalının def’i talebinin kabulü halinde, asıl bilirkişi raporunda tespit edilen takip konusu iki çekten kaynaklı (223.000,00-TL ana para ve 108.762,91-TL işlemiş ticari faiz borcu) toplam 331.762,91-TL davacı alacağının, davalı defterlerindeki davacı borcundan takas ve mahsubu halinde davacının davalıdan herhangi bir alacağının bulunmayacağı” belirtilmiştir.
… tarihli bilirkişi ek raporuna karşı taraf beyanları üzerine dosyanın bilirkişi heyetinde yer alan muhasebeci bilirkişiye tevdine, önceki raporda sadece davalının defterlerinin incelendiği görülmüş olmakla davacı defterlerinin de incelenmek sureti ile dava tarihi itibari ile ve halen davalının davacıdan alacağı olup olmadığı, varsa miktarının kaç TL olduğu hususunda ve taraflarca yasal süresi içinde önceki rapora itirazda bulunulduğu takdirde bu rapora itirazları da karşılayıcı nitelikte ek rapor düzenlemesi için yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen … tarihli ek raporda özetle; “1. Davacı defterlerinde 2015 yılından itibaren davalı adına açılan bütün hesapların dava açılış (…) tarihine kadar muavin hesap dökümleri, (Davacı yetkilisi tarafından tasdik edilmiş haliyle) bu hesaplara ait yevmiye fişlerinin ve dayanak belgelerin, 2. Kağıt ortamında tutulan defterlerin asılları, elektronik ortamda tutulan defterlerin GİB portalına yüklenmiş ve beratlarının sorgulanabilecek şekilde flash belleğe yüklenmiş halinin temin edilmesi durumunda talep edilen ek rapor düzenlenebileceği” belirtilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin … tarihli ön raporunun içeriği dikkate alınarak HMK’nun 222. ve TTK’nun 80. maddeleri gereği 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait 6102 sayılı TTK’nun 64. maddesinde sayılan ve tacir tarafından tutulmak zorunda olan tüm ticari defterlerin, ticari defterlerdeki karşı taraf ile ilgili kayıtların yevmiye madde numaralarını da içerir muavin defter dökümü ve muavin defterdeki dayanak belge fotokopileri ile birlikte (şirket yetkililerince tasdik edilmiş hali ile) ayrıca elektronik ortamda tutulan defterlerin GİB portalına yüklenmiş ve beratlarının sorgulanabilecek şekilde elektronik belge çıktılarını (flash belleğe yüklenmiş halini) bizzat mahkememiz kaleminde incelenmesi için … günü saat: 10:00 ‘da hazır etmeleri için taraflara kesin süre verilmesine, bilirkişi incelemesi için belirlenen gün ve saatte yukarıda açıklandığı şekilde ticari defterlerini ibraz etmedikleri takdirde ticari defterlerine delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları ihtar edilmiştir.
Ticari defterlerin sunulmasının ardından dosya mali müşavir bilirkişi …’a tevdi edilmiştir. Bilirkişi ek raporunda özetle; “Davacı tarafından dosya fiilen ve e-defter halinde ibraz edilen yasal defter ve kayıtlarının davalı tarafından ibraz edilen yasal defter kayıtları ile karşılaştırılması sonucunda; 1. Dava dosyasında mevcut … tarihli asıl ve … tarihli ek bilirkişi raporunda tespit edildiği haliyle davalının sözleşme kapsamında dava konusu yapılan ve davacıya vermesi gereken çeklerden iki adet çeki vermediği hususundaki tespit ve bu tespite bağlı hesaplanan davacı alacağında değişikliği gerektiren herhangi bir bulguya rastlanmadığı, 2. Asıl ve ek bilirkişi raporunda davalı defterleri üzerinden tespit edilen ve davalı tarafından takas-mahsuba konu edilmesi talep edilen 1.276.500,40-TL davacı borcunun, davacı tarafından ibraz edilen yasal defterlerinde varlığı tespit edilememekle birlikte, tarafların birbirleri adına defterlerine yapmış oldukları kayıtların tek taraflı olduğu tespit edilmesi nedeniyle asıl ve ek bilirkişi raporunda davalı defterleri üzerinden tespit edilen 1.276.500,40-TL davacı borcunun dayanaksız kaldığı” belirtilmiştir.
… havale tarihli bilirkişi ek raporunun 5. sayfasında davacının defterleri ile ilgili inceleme sırasında “… numaralı hesapta … Çelik Kapı Ltd. Şti.’nin 310.828,05-TL A.” şeklinde tablo halinde verilen incelemede yazı bulunduğu, hemen altındaki paragrafta ise davacı defterlerine dava tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olduğunun belirtildiği, yine raporun sonuç kısmında davalının takas mahsup talebine konu edilmesini talep ettiği 1.276.500,40-TL’nın davacının defterlerinde tespit edilemediğinin yazılı olduğu, davalı vekilinin … tarihli dilekçe ile bu rapora itiraz ettiği, 310.828,05-TL miktarlı alacak bakımından durumun raporda yazılanların tam tersi olduğu, maddi hata bulunduğunu bildirdiği görülmekle bu hususun değerlendirilerek davacının defterlerinde 310.828,05-TL alacaklı olanın davacı mı yoksa davalı mı olduğu, … tarihli raporda bu konuda bir maddi hatanın bulunup bulunmadığı, buna göre davalının takas mahsup talebine konu davacıdan bir alacağı varsa bunun miktarının kaç TL olduğu hususunda bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi … ile nitelikli hesap bilirkişisi …’den oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen … tarihli ek raporda özetle; “… tarihli ek bilirkişi raporunun 5. sayfasında davacı defterlerinde davalı adına açılan 340.01.10 … Çelik Kapı San. Tic. Ltd. Şti. isimli tali hesabın dava tarihi itibarıyla sonuçunun sehven “davacı defterlerinde dava tarihi itibarıyla davacının 310.828,05-TL, davalıdan alacaklı olduğu” şeklinde yazıldığı, doğrusunun davacı defterlerinde dava tarihi itibarıyla davalının 310.828,05-TL davacıdan alaçaklı olduğu, davacının kendi defterinde davalı adına açmış olduğu 340.01.10 … Çelik Kapı San. Tic. Ltd. Şti. isimli hesap üzerinden, davalının 310,828,05-TL davacıdan alacağının takas mahsup talebi mahkemenin taktirinde olmakla birlikte,mahkemenin takas mahsup yapılması hususunda karar vermesi halinde, a- Davacı defterinde davalı adına açılan 340.01.10 … Çelik Kapı San, Tic. Ltd. Şti. isimli hesap üzerinden takip tarihi (…) itibarıyla 310.828,05-TL, davalı alacağından, takibe konu edilen ve davalı tarafından sözleşme kapsamında davacıya verilmeyen … keşide tarihli 111.500,00-TL ve … keşide tarihli 111.500,00-TL tutarlı iki adet toplam 233.000,00-TL tutarındaki çek borcunun takas mahsup edilmesi halinde davalının davacıya borcunun kalmayacağı, davalı tarafından davacıya verilmesi gereken … keşide tarihli 111.500,00-TL ve … keşide tarihli 111.500,00-TL tutarlı iki adet toplam 233.000,00-TL tutarındaki çeklerin keşide tarihinde davacı defterlerinde davalı alacağının 233.000,00-TL’nın üzerinde olması (4.906.000,60-TL) nedeniyle borç alacak takası halinde davalının davacıya borcunun kalmayacağı, dava tarihi (…) itibarıyla takip konusu toplam 233.000,00-TL’nın üzerinde davacı defterlerinde davalı alacağının (310.828,05- TL) olması nedeniyle borç alacak takası halinde davalının davacıya borcunun kalamayacağı, Mahkemece davalının takas mahsup talebinin kabul edilmemesi halinde, tarafımızdan hazırlanan asıl ve ek bilirkişi raporlarında tespit edilen hususlarda herhangi bir değişikliğin olmayacağı” belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava; İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
6545 sayılı Yasa’nın 45/3. maddesi uyarınca dava değeri itibarı ile mahkememiz heyeti yazılı yargılama usulüne göre yargılama tarafından yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Davacı ile davalı arasında akdi ilişki bulunduğu tarafların kabulündedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının husumet itirazının yerinde olup olmadığı, icra takibine konu edilen nedenlerle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının icra takibine vaki itirazının haklı olup olmadığı, davalının bu itirazının iptalinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir. (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219, 223). İcra dosyasında itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin bir belge bulunmadığından, eldeki davanın bir yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Kayseri … Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye sayılı düzenleme şeklinde kira sözleşmesinin incelenmesinde; kiralayanın … Dayanıklı Tüketim Malları Üretim Paz. San. Ve Tic. A.Ş., kiracının … Çelik Kapı Taşımacılık Petrol Ürünleri Makine Oto. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Olduğu, kiralanan taşınmazın … Sanayi Bölgesi, 2. Cadde, No:13, Melikgazi/ Kayseri adresinde bulunan 12.000 metre kare kapalı alanı olan, tek katlı çelik fabrika binası ve arsasından oluşan fabrika olduğu, taşınmazın kullanıma hazır olduğu, kira başlangıcının …, kira süresinin 7 yıl olduğu, kira bedelinin yıllık 342.000,00-TL (7 yıllık toplam kira bedelinin KDV dahil 2.394.000,00-TL olduğu), 7 yıllık kira bedeli olan 342.000,00-TL’nın …tarihinden başlayarak her ay sonuna denk gelecek şekilde 84 adet eşit ödemeli 28.500,00-TL tutarında çek ile yapılacağının belirtildiği, sözleşmenin taraflarca noter huzurunda imzalandığı görülmektedir.
Taraflar arasında adi yazılı şekilde “Karşılıklı Alım Satım ve Kiralama Sözleşmesi” imzaladığı, sözleşmede satıcının … Dayanıklı Tüketim Malları Üretim Paz. San. Ve Tic. A.Ş., alıcının … Çelik Kapı Taşımacılık Petrol Ürünleri Makine Oto. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. olduğu, sözleşme şartlarının 1. maddesinde marka tescilli As Royal markasının mülkiyetinin, kullanma hakkının ve markalar üzerindeki tasarruf hakkının satıcı tarafından alıcıya devredilmiş sayılacağının, sözleşme şartlarının 2. maddesinde ekli listedeki makinelerin sözleşme tarihi itibarı ile mülkiyet ve tüm tasarruf haklarının alıcıya geçeceği ve alıcının hiç bir hak ve tasarruf iddiasında bulunamayacağı, yatırım teşvik kapsamında olması sebebiyle bu devirden kaynaklı Bakanlık nezdindeki haber verme ve izin alma prosedürlerinin geciktirilmeksizin alıcı tarafından satıcının tayin ettiği bir kişi ve kişilerce yürütüleceği, satıcı tarafından sözleşme eki makineler ve eklentileri ile müştemilatın tamamının eksiksiz olarak alıcıya teslim tarihinin … tarihi olduğu, teslim sırasında her iki tarafın yetkililerinin nezaretinde sayım yapılarak ve olur alınarak teslim yapılacağı, bu alım satım karşılığında devir tarihi … tarihinden başlayarak ve her taksit en geç ilgili ayın en son günü yapılmak üzere her ay eşit taksitler halinde … tarihine kadar 1.000.000,00-TL, … tarihinden başlamak üzere her ay eşit taksitler halinde … tarihine kadar 1.000.000,00-TL, … tarihinden başlamak üzere her ay eşit taksitler halinde … tarihine kadar 1.000.000,00-TL, … tarihinden başlamak üzere her ay eşit taksitler halinde …tarihine kadar 1.000.000,00-TL, … tarihinden başlamak üzere her ay eşit taksitler halinde …tarihine kadar 1.000.000,00-TL, … tarihinden başlamak üzere her ay eşit taksitler halinde …tarihine kadar 1.500.000,00-TL olmak üzere toplamda 7.500.000,00-TL alıcı tarafından satıcıya ödeme yapılacağı, alıcı tarafından sözleşme ekinde yer alan vade ve tutarda 84 çekin satıcıya teslim edileceği, ilk 42 adet çekin marka devri yapıldıktan ve tapuya alıcı lehine şerh işlemi tamamlandıktan sonra teslim edileceği, kalan 42 adet çekin ise alıcının belirtilen adrese taşındıktan sonra teslim edileceği, sözleşme şartlarının 3. maddesinde 12.000 metre kare fabrika arazisi ve müştemilatı ile … tarihinden başlamak kaydıyla 7 yıllığına kiralandığı, kira bedelinin yıllık 12.000,00-Euro olduğu, ödeme sırasındaki Merkez Bankası döviz alım fiyatı üzerinden TL’na çevrilmesinin baz alınacağı, sözleşme şartlarının 7. maddesinde taşınmaz üzerinde daha önceden kurulmuş kredi alımı sebebiyle ipotek borcunun hiç bir aksama ve gecikmeye mahal vermeksizin ödeneceği, sözleşme eki listede yer alan makineler üzerindeki ipotek borcunun alıcıya zarar vermeksizin kaldırılacağı, ipotek ödemelerinin gecikmesi halinde veya sözleşme konusu makinelerin alıcı firmadan alınması halinde alıcının geçmiş ödemelere ilişkin maddi ve manevi tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla ipotek konusunda problem yaşanan makinelere yönelik kısmına ilişkin ödediği bedelleri faizi ile isteyebileceği, sözleşme şartlarının 11. maddesinde sözleşmenin devamında olası riskler için satıcı tarafından taşınmaz üzerinde sözleşme miktarı olan 7.500.000,00-TL miktarında, … ipoteğinden sonra olmak üzere 1. dereceden 2. sırada teminat ipoteğinin alıcı lehine tesis edileceği, mütemmim cüz ve yatırım teşvik belgesi ile satışı yapılan makinelerin alıcıya devri yapılmaması durumunda alıcının ödediği miktar için yasal haklarını kullanacağı, sözleşme şartlarının 12. Maddesinde sözleşmeye konu fabrikaya ilişkin kiralama işlemine yönelik taraflar arasında ayrıca bir kira sözleşmesinin düzenleneceği, sözleşme şartlarının 13. maddesinde bu sözleşmenin … tarihinde ve özellikle marka devir, makine ile ilgili bakanlık prosedürünün tamamlanması, tamamlama ve vizelerin alınması ve makinelere ilişkin mütemmim cüzlerin tapudan şerhinin kaldırılması ve akabinde fiili olarak eksiksiz teslim edilmekle hüküm ifade edeceği, öncesinde taraflar imza altına alsalar bile bu anlaşma ile ilgili olarak satıcı tarafından parasal edimlerin yerine getirilmesinin talep edilemeyeceği ve sözleşme devamında satıcı tarafından sözleşmede alıcı tarafından yerine getirilmesi edimlerin önceden ve farklı bir şekle büründürülerek aleyhe olacak şekilde yerine getirilmesinin istenemeyeceği, sözleşmenin ekinde yer alan Ek-2 çek listesi incelendiğinde … – … tarihleri arasında verilecek olan 84 adet çek bedelinin toplamda 9.894.000,00-TL olduğu, bunun 7.500.000,00-TL’nın teçhizat bedeli ve 2.394.000,00-TL’nın ise kira bedeli olduğu görülmektedir.
Sözleşme, iki tarafın, hukuksal sonuca yönelik karşılıklı ve birbirine uygun iradelerini açıklamalarıyla meydana gelen hukuksal bir işlemdir (Kılıçoğlu, Ahmet M.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2005, s.37). Özel hukukta bireyler arasında eşitlik ilkesine göre hareket edilmekte olup sözleşme tipleri Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş olmakla toplumsal hayatta karşılaşılabilecek bütün borç ilişkileri kanunda düzenlenmiş değildir. Çünkü borçlar hukukunda “sözleşme serbestliği” özellikle de “tip serbestliği” ilkesi geçerlidir.
Borçlar Kanunu’nda sayılan sözleşme tipleri sınırlandırıcı olmadığından taraflar bu sayılanların dışında veya sayılanların kısmen dahil olduğu sözleşmeler kurabileceklerdir. Kişiler, Borçlar Kanunu’nda öngörülen tipik sözleşmelerden (örneğin alım satım sözleşmesi, kira, bağışlama v.b. gibi) başka, kanun tarafından hiç düzenlenmemiş, yeni sözleşme tipleri de vücuda getirebilirler (tipik olmayan sözleşmeler ya da adsız sözleşmeler). Bir diğer ifade ile tip serbestîsi sayesinde taraflar kanunda düzenlenmiş bir sözleşmenin hükümlerini tamamen benimseyebilirler, sadece bir sözleşme üzerinde anlaştıklarını beyan edip kanuna yollama yapabilirler, kanunda öngörülen bazı sözleşme tiplerini birleştirebilirler veya hiç öngörülmemiş bir tipte sözleşme yapabilirler. Böylece tarafların tipik sözleşmelerin hiçbirinde olmayan unsurların bir araya getirilmesi ile sui generis bir sözleşme yapma imkânı doğmaktadır.
Tarafların özgür iradeleri ile oluşturup, içeriğini serbestçe belirledikleri sözleşmenin kurulmasından sonra sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kararlaştırılan şekilde ve zamanda yerine getirmek zorunda olmaları temel kural olup, bu kurala “Ahde vefa (söze bağlılık)” ilkesi denilmektedir. Latince “pacta sunt servanda” olarak ifade edilen ahde vefa ilkesi, insanların verdikleri sözleri tutması gerektiğini belirten ahlâkî bir prensiptir. Bu ilkenin sonucu olarak taraflar serbest iradeleriyle meydana getirdikleri sözleşmelere aynen uymakla yükümlüdürler.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında taraflar arasında yapılan açıklamalara göre taraflar arasında düzenlenen belge, kira ve satım akdi içeren karma bir sözleşme olduğu, tarafların ticari şirket oldukları dikkate alındığında kira ve satıma ilişkin bu sözleşmenin unsurlar birbirinden ayrılamaz nitelikte olduğundan eldeki davaya bakmaya mahkememizin görevli olduğu düşünülmüştür.
Yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelettirilmesi suretiyle mali müşavir bilirkişi … ile nitelikli hesap bilirkişisi …’den oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen ve mahkememizce de benimsenen kök raporun incelenmesinde icra takip tarihi itibariyle davalı tarafın ana para ve işlemiş faiz ile birlikte toplam borcunun 331.762,91-TL olduğu tespit edilmiştir. Davalının husumet itirazı ise somut olaya uyarlı görülmediğinden mahkememizce dikkate alınmamıştır.
Davalı vekili … tarihi dilekçesinde davacının iddia ve taleplerini kabul anlamına gelmemekle birlikte HMK’nun 176. ve devamı gereği cevap dilekçelerini ıslah ettiklerini, savunmalarını genişleterek TBK’nun 139. maddesi hükmü gereğince takas def’ini ileri sürdüklerini beyan etmiştir. Bu dilekçenin bir örneği davacı vekiline tebliğ edilmiştir.
Kavram olarak ıslah; taraflardan birinin yapmış olduğu usul işleminin tamamen veya kısmen düzeltilmesidir (6100 sayılı HMK. m. 176, mülga 1086 sayılı HUMK. m. 83).
Islah, mahkemeye yöneltilen tek taraflı ve açık bir irade beyanı olduğundan, yasal şartları yerine getirildiği takdirde karşı tarafın ya da mahkemenin kabulüne bağlı olmaksızın yapılabilir. İddia ve savunmayı değiştirme ya da genişletme sayılmayan hâllerde veya karşı tarafın genişletme ve değiştirmeye rıza gösterdiği hâllerde ıslaha başvurmaya gerek olmadığı açıktır.
Davanın tamamen ıslahı mümkün olduğu gibi kısmen ıslahı da mümkündür. Ancak ıslahın yapılması zamanı bakımından Kanunda sınırlandırılmış ve 6100 sayılı HMK’nın “ıslahın zamanı ve şekli” başlıklı 177. maddesinin 1. fıkrasında tahkikatın sona ermesine kadar ıslahın yapılabileceği düzenlenmiştir (Mülga 1086 sayılı HUMK m. 84). Yine ıslahın sayısı da sınırlandırılmış ve 6100 sayılı HMK’nın 176. maddesinin 2. fıkrasında aynı davada, tarafların ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilecekleri düzenleme altına alınmıştır.
Islahın konusu tarafların yaptıkları kendi usul işlemleridir. Taraflar ıslahla, dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu, talep sonucunu değiştirebilirler. Bilindiği üzere, ıslah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur.
Eş söyleyişle, ıslah, iyiniyetli tarafın, davayı açtıktan veya kendisine karşı bir dava açıldıktan sonra öğrendiği olgularla ilgili yanlışlıklarını düzeltmesine, eksiklikleri tamamlamasına, bu çerçevede yeni deliller sunabilmesine olanak sağlayan bir kurumdur (YİBK’nun 04/02/1948 gün ve E:1944/10, K:1948/3;HGK’nun 16.03.2005 gün ve E:2005/13-97, K:150 sayılı ilamları).
Öğretide ise ıslah, yukarıdaki tanıma benzer, taraflardan birinin yapmış olduğu usul işleminin tamamen veya kısmen düzeltilmesi olarak tanımlanmıştır (Kuru:Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt:IV, İstanbul 2001, s.3965;Benzeri tanımlar için bakınız:…./Y…./D… Y…:Medeni Usul Hukuku Esasları, İstanbul 2009, s.266; Pekcanıtez/Atalay/Özekes:Medeni Usul Hukuku, Ankara 2009, s.361; Üstündağ:Medeni Yargılama Hukuku, Cilt:I-II, İstanbul 1997, s.549; Bilgen:Hukuk Yargılamasında Islah, Ankara 2010, s.1’de aktarılan tanımlar ve yazarlar;Yılmaz:Medeni Yargılama Hukukunda Islah, Ankara 2010, s.49-50’de aktarılan tanımlar ve yazarlar).
Öte yandan, öğretide hukuk yargılamasının amacının adaletli karar vermek olduğu belirtildikten sonra, biçimselliğin maddi gerçeğin bir yana bırakılmasına neden olmaması ve ıslahın amacı bakımından “usul ekonomisi” ve “usuli hakkaniyet” ilkelerinden hareket edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Usuli hakkaniyet ilkesinin, biçimselliği hakka varmaya, maddi gerçeği bulmaya, onu adeta yutmasına engel olacak bir anlayış olduğu belirtilmiştir (Y….:a.g.e., s.30, 74, 81).
Islahın konusunun tarafların yapmış oldukları usul işlemleri olduğu bir gerçek olduğuna göre, ıslahla düzeltilecek usul işlemlerinin neler olduğundan söz etmek gerekir. Gerek öğreti, gerekse Yargıtay davanın değiştirebileceğini ve genişletilebileceğini aynı şekilde savunmanın genişletilebileceğini ilke olarak kabul etmektedir (Kuru:a.g.e., s.4035;HGK’nun 14/03/2007 gün ve E:2007/2-99, K:141 sayılı ilamı).
Islahın amacı, yargılama sürecinde, şekil ve süreye aykırılık sebebiyle ortaya çıkabilecek maddi hak kayıplarını ortadan kaldırmak olduğundan, hak ve alacağı bu sürecin dışında, ortadan kaldırmış olan işlemlerin, yani maddi hukuk işlemlerinin ıslah yoluyla düzeltilebilmesi, elbetteki mümkün değildir. Bir başka deyişle, maddi hakkı sona erdiren maddi hukuk işlemleri, ıslahla düzeltilemez. Feragat, kabul, sulh gibi işlemler, velev ki dava içinde yapılsın, asıl hakkı ortadan kaldırdıklarından, usul işlemi olduğu kadar (davayı etkilediği için usul işlemidir) maddi hukuk işlemi mahiyeti taşımaktadır ve bu sebeple, bu işlemlerin de ıslah yoluyla düzeltilmesi imkansızdır. Açık bir irade beyanı ile terk edilen haklar, maddi gerçeğin şekle feda edilmesi gibi bir sonuç doğurmadığı için, ıslahın konusu olamaz (HGK’nun 14.01.1953 gün ve E:1/8, K:3;14.3.2007 gün ve E:2007/2-99, K:141 sayılı ilamları).
Cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla takas ve mahsup definin ileri sürülmesi hukuken mümkün olup, karşı tarafın muvafakatine de ihtiyaç bulunmamaktadır. Cevap dilekçesinin ıslah edilmesi harca da tabi değildir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 05/11/2020 tarihli, 2020/3254 Esas ve 2020/5432 Karar sayılı emsal kararı).
Takas borcu sona erdiren nedenlerden biridir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 139 uncu maddesi uyarınca, iki kişi karşılıklı olarak bir miktar parayı veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise iki tarafın her biri borcunu alacağı ile takas edebilir. Sonuçta her iki borç da az olanı oranında sona erer (Eren, F. Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 18. Bası, Yetkin Yayınları, Ankara s. 1280).
Takastan bahsedilmek için, her şeyden önce iki ayrı kimsenin karşılıklı olarak birbirlerinden alacaklı olmaları gerekir. Henüz doğmamış veya takas anında sona ermiş alacaklar takas edilemez. Takas edilecek alacaklar aynı nitelikte, aynı türden olmalıdır. Borçlar doğdukları anda aynı türden olabileceği gibi, sonradan da aynı türden olabilirler. Ancak takas hakkının kullanıldığı anda, mutlaka aynı türden olmaları zorunludur. Bir alacağın takası için gerekli olan bir diğer şart da alacağın muaccel olmasıdır. Alacaklı tarafından zaman itibarıyla ifası istenebilir bir borç olması gerekir. Takas edilecek alacağın muaccel olması, buna karşılık asıl alacağın (karşı taraf asıl alacağının) sadece ifa edilebilir bulunması yeterlidir.
Davalı, cevap dilekçesini ıslah ederek TBK’nun 139. maddesi hükmü gereğince takas def’ini ileri sürmüştür.
6098 sayılı TBK’nın 139. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş bulunan takas, borcu sona erdiren nedenlerden biridir. Takas, bir defi olup, davada ileri sürülmedikçe hakim tarafından re’sen dikkate alınamaz. Takas defi, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağının başladığı ana kadar bildirilebilir. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır Tarafların biri, borcu ile alacağını takas ettiğini karşı tarafa bildirerek, bu hakkını kullanmış olacaktır. İrade açıklaması yeterli olup, takasın sağlanması için mutlaka ayrı bir dava veya karşı dava açılması gerekmez. Borçlu, kendisine karşı açılmış olan bir dava içerisinde takas-mahsup talebinde bulunabilir. Takas bir sözleşme olmadığı için karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Karşılıklı borçların takas edilebilmesi için aynı sözleşme ilişkisinden doğması gerekmez. Farklı sözleşmelerden doğmuş olsa da karşılıklı olarak bir miktar para ve özdeş edimlerin takası mümkündür. Takas edilecek alacaklar aynı nitelikte, aynı türden olmalıdır. Takas için tarafların birbirlerine karşı aynı zamanda hem alacaklı hem de borçlu olmaları gerekir. Henüz doğmamış veya takas anında sona ermiş alacaklar takas edilemez. TBK’nun 142. maddesindeki istisnai hal hariç takas edilecek alacağın muaccel olması gereklidir. Buna karşılık karşı taraf alacağının sadece ifa edilebilir bulunması yeterlidir. Takas borcu sona erdiren sebeplerden olduğundan, borçlu takas edilecek alacak üzerinde tasarruf yetkisine sahip olmalıdır. Bu bağlamda, iki kişi karşılıklı olarak bir miktar parayı veya konuları itibari ile aynı türden malı birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise iki tarafın her biri borcunu alacağı ile takas edebilir. Sonuçta iki borç takas edilebilecekleri andan itibaren en az olan borcun miktarı nispetinde sona erer. Borçlar takas beyanının yapıldığı zaman değil, takas şartlarının gerçekleşeceği an düşmüş olur. İki borç miktarca farklı ise, takas sonucunda az olan borç tamamen, diğeri ise kısmen sona erer. Farklı sözleşme ilişkisinden doğan karşılıklı borçlar söz konusu ise takasın kullanıldığı ana kadar işlemiş temerrüt faizleri de dikkate alınarak takas yapılmalıdır. Takasın defi olarak ileri sürüldüğü davada, takas sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas defi nedeni ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilecektir.
Davalının cevap dilekçesi ıslah yolu ile takas def’inde bulunması nedeniyle ticari defter ve kayıtlar incelenmek suretiyle davalının davacıdan alacağı olup olmadığı konusunda bilirkişi kurulundan ek raporlar alınmıştır. Mali müşavir bilirkişi … ile nitelikli hesap bilirkişisi …’den oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen … tarihli ek raporda özetle; “… tarihli ek bilirkişi raporunun 5. sayfasında davacı defterlerinde davalı adına açılan 340.01.10 … Çelik Kapı San. Tic. Ltd. Şti. isimli tali hesabın dava tarihi itibarıyla sonuçunun sehven “davacı defterlerinde dava tarihi itibarıyla davacının 310.828,05-TL, davalıdan alacaklı olduğu” şeklinde yazıldığı, doğrusunun davacı defterlerinde dava tarihi itibarıyla davalının 310.828,05-TL davacıdan alaçaklı olduğu, davacının kendi defterinde davalı adına açmış olduğu 340.01.10 … Çelik Kapı San. Tic. Ltd. Şti. isimli hesap üzerinden, davalının 310,828,05-TL davacıdan alacağının takas mahsup talebi mahkemenin taktirinde olmakla birlikte, mahkemenin takas mahsup yapılması hususunda karar vermesi halinde, davacı defterinde davalı adına açılan 340.01.10 … Çelik Kapı San, Tic. Ltd. Şti. isimli hesap üzerinden takip tarihi (…) itibarıyla 310.828,05-TL davalı alacağından, takibe konu edilen ve davalı tarafından sözleşme kapsamında davacıya verilmeyen … keşide tarihli 111.500,00-TL ve … keşide tarihli 111.500,00-TL tutarlı iki adet toplam 233.000,00-TL tutarındaki çek borcunun takas mahsup edilmesi halinde davalının davacıya borcunun kalmayacağı, davalı tarafından davacıya verilmesi gereken … keşide tarihli 111.500,00-TL ve … keşide tarihli 111.500,00-TL tutarlı iki adet toplam 233.000,00-TL tutarındaki çeklerin keşide tarihinde davacı defterlerinde davalı alacağının 233.000,00-TL’nın üzerinde olması (4.906.000,60-TL) nedeniyle borç alacak takası halinde davalının davacıya borcunun kalmayacağı, dava tarihi (…) itibarıyla takip konusu toplam 233.000,00-TL’nın üzerinde davacı defterlerinde davalı alacağının (310.828,05-TL) olması nedeniyle borç alacak takası halinde davalının davacıya borcunun kalamayacağı” belirtilmiştir. Bilirkişi kurulunun bu ek raporu tarafların ticari defter ve kayıtlarıyla ve tüm delillerle uyumlu, hüküm vermeye ve denetime elverişli olduğundan mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin ticari defterinde davalı adına açılan 340.01.10 … Çelik Kapı San, Tic. Ltd. Şti. isimli hesap üzerinden takip tarihi (…) itibarıyla 310.828,05-TL davalı alacağından, takibe konu edilen ve davalı tarafından sözleşme kapsamında davacıya verilmeyen … keşide tarihli 111.500,00-TL ve … keşide tarihli 111.500,00-TL tutarlı iki adet toplam 233.000,00-TL tutarındaki çek borcunun takas mahsup edilmesi nedeniyle davalının davacıya borcunun kalmadığı, davalı tarafından davacıya verilmesi gereken … keşide tarihli 111.500,00-TL ve … keşide tarihli 111.500,00-TL tutarlı iki adet toplam 233.000,00-TL tutarındaki çeklerin keşide tarihinde davacı defterlerinde davalı alacağının 4.906.000,60-TL olup bu meblağın çeklerin toplam bedeli olan 233.000,00-TL’nın ve davacı tarafından icra takip talebine konu edilen toplam alacağın üzerinde olması nedeniyle borç alacak takası nedeniyle davalının davacıya borcunun kalmadığı sonucuna varılmış ve sübut bulmayan itirazın iptali davasının reddine karar verilmiştir.
İİK’nun 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmetmek için davanın davalı lehine sonuçlanması, davacının icra takibinde kötüniyetli olması ve davacının talebi gerekir. Davacının kötüniyetli sayılabilmesi için haksız olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olmalıdır. Alacaklının kötüniyetli olduğu konusunda ispat yükü davalıdadır. Davalı borçlu, takip konusu alacağın aslında hiç doğmadığını veya sona erdiğini alacaklının bildiği halde takibe geçtiğini kanıtlarsa alacaklı aleyhine tazminata hükmedilir. İzah edilen tüm nedenler karşısında dosya kapsamına göre, davacının takipte kötü niyetli olduğu ispatlanmadığından yasal koşulları bulunmadığından davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Koşulları bulunmadığından davacının icra inkar tazminatı ve davalının kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gerekli 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının dava açılırken davacıdan alınan 4.006,88-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatan 3.926,18-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.400,00-TL arabuluculuk ücretinden (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir posta gideri 10,00-TL posta gideri, 40,00-TL tanık ücreti ve 500,00-TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 550,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran davacılara iadesine,
8-Kararın mahiyeti gereği davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 49.446,81-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. …

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır