Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/300 E. 2023/339 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.

1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : ***
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVALI : … – …,
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –

DAVA : ***
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin alacağının tahsili amacıyla Kayseri 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını, davalının bu takip dosyası ile aleyhine başlatılan 30.872,59-TL miktarında düzenlenen ödeme emrine itiraz ettiğini, borçlunun süresinde yaptığı itiraz sonucunda takibin durduğunu, borçlunun itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, müvekkili şirketin mahasebe kayıtlarının tetkikinden davalının müvekkili şirkete olan borcunun açıkça ortaya çıkacağını, bu nedenlerle borçlu tarafından haksız ve kötü niyetli yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, müvekkilinin davacı şirkete borcunun bulunmadığını, mahkemeye delil olarak sunulan faturaların müvekkilinin özel harcamaları olmadığını, Kayseri Şeker Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı sıfatıyla bu harcamaların yapıldığını, yine delil olarak sunulan şirketten aldığı koyun alımına ilişkin faturaların bedellerinin de ödendiğini, şirketin kasa fişleri incelendiğinde bu durumun ortaya çıkacağını, müvekkilinin iki yılı aşkın süredir tutuklu olması nedeniyle ödenmeyen bakiye varsa bunun müvekkilinden istenmeden kötüniyetli olarak icra takibi yapıldığını, ayrıca müvekkilinin tutuklanmadan önce kendisine 11.000,00-TL borç çıkarıldığını ve ödendiğini, sonradan böyle bir borç çıkarılmasının davacının kötü niyetini gösterdiğini, bu nedenlerle davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı tarafça Kayseri 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına, davacı şirketin defter ve kayıtlarına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Davalı tarafça Kayseri 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin *** Esas sayılı dava dosyasına, davalıya ilişkin davacı şirketin muhasebe kayıtlarına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Kayseri 2. İcra Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı takip dosyasının gönderilmesi istenilmiştir. Kayseri 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde davacı …Ş. tarafından davalı … aleyhine cari hesap ekstresine dayanılarak 27.358,02-TLasıl alacak ve 3.514,57-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.872,59-TL’nın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 12/09/2012 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekilinin *** tarihinde borca itirazı üzerine aynı tarihte icra müdürlüğünce İİK’nun 66/1. maddesi uyarınca icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, borca itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararının davacı alacaklı şirkete tebliğ edilmediği görülmüştür.
Davacı şirkete, davalının tutuklandığı tarihten sonra Kayseri 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında talep edilen alacak miktarı hususunda bir ödemede bulunup bulunmadığı yönünde yazılan müzekkereye, davalı tarafından yapılan herhangi bir ödemeye rastlanılmadığı şeklinde cevap verilmiştir.
Davacı şirket ticari defter, kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi inceleme yaptırılmasına karar verilmiş ve muhasebeci bilirkişi Yard. Doç. Dr. *** mahkememize sunduğu *** tarihli raporunda özetle; davacının davalıdan 27.358,02-TL alacaklı olduğunu bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava; dava, şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminatın tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Dava ilk olarak Kapatılan Kayseri 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne açılmış olup bu mahkemenin … Esas sayılı dava dosyası üzerinden yargılaması yapılmıştır.
Kapatılan Kayseri 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda *** tarihli, … Esas ve … Karar sayılı gerekçeli kararı ile iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı şirket kayıtları üzerinde yapılan incelemede davalının 27.358,02-TL borçlu bulunduğu, alacağın likit olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 27.358,02-TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, icra inkar tazminatının tahsiline, faize ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Bu kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından icra edilen temyiz incelemesi neticesinde *** tarihli, … Esas ve … Karar sayılı bozma ilamı ile “.. 1- Davacı taraf, davalının eski yönetim kurulu başkanı olduğunu, kişisel harcamalarını şirket kasasından ödediğini ileri sürmüş, davalı taraf ise harcamaların görev icabı yapıldığını savunmuş olup, iddia ve savunmanın ileri sürülüş biçimine göre dava, yöneticinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Söz konusu işlemlerin gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı TTK’nun 341. maddesi uyarınca davacı şirket yönetim kurulu başkanı hakkında böyle bir davanın açılabilmesi için genel kurulda dava açılması yönünde karar alınması gerekmektedir. Ancak, bu husus sonradan da tamamlanması mümkün usulü bir eksiklik niteliğinde bulunup hemen davanın reddini gerektiren bir durum değildir. Öte yandan, dava tarihi *** tarihi olup 6103 sayılı Kanun’un 3. maddesi uyarınca somut olaya uygulanması mümkün 6102 sayılı TTK hükümleri arasında mülga TKK’nun 341. maddesi gibi açık bir düzenleme olmamakla birlikte 6102 sayılı TTK’nun 408/1 ve 479/3-a maddelerindeki düzenleme karşısında anonim şirket yöneticileri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için, şirket genel kurulunda karar alınması gereklidir.
Somut olayda, davalı yönetici aleyhine tazminat davası açılması yönünde alınmış bir kararın olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Böyle bir kararın varlığı dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekir.
Bu durum karşısında mahkemece, genel kurulda davalı hakkında dava açılması yönünde alınmış bir karar var ise ibrazının sağlanması, yoksa anılan eksikliğin giderilmesi için davacı tarafa HMK’nun 54. maddesi uyarınca uygun süre verilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde doğrudan işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.” nedenleri ile Kapatılan Kayseri 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin *** tarihli, … Esas ve … Karar sayılı gerekçeli kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı üzerine iade edilen dava dosyası Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin *** Esas sırasına kaydedilmiştir. 6545 sayılı Kanun’un 45. maddesi gereğince davanın niteliği gereği heyetçe bakılması gereken davalardan olduğundan bahisle dava dosyası mahkememiz heyetine tevdi edilmiştir.
Mahkeme heyeti tarafından yapılan duruşmada usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin *** tarihli, … Esas ve … Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay’ın bozma ilamına uyulmuş olması nedeniyle bozma ilamında belirtilen hususla ilgili olarak davacı taraf davalı yönetici aleyhine tazminat davası açılması yönünde alınmış genel kurul toplantı tutanaklarını dosyaya sunmuştur.
*** tarihli davacı şirketin olağan genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde, gündemin 5-5. maddesinde alınan kararla *** tarihleri arası görev yapan denetçiler***’nin görev süreleri itibariyle ibra edilmesine, ibra edilmeyen yönetim ve denetim kurulu üyeleri hakkında ise dava açılmasına ve denetim kurulu üyelerine yetki verilmesine oy birliğiyle karar verildiği, yine gündemin 6-6. maddesinde de benzer mahiyette karar verildiği, *** tarihli genel kurul toplantısında alınan gündemin 6. maddesinde de benzer yönlerden davacı şirketin yönetim ve denetim kurulu üyelerine tazmin davalarının açılmasına, açılacak davalar ve ilgili şikayetlerle ilgili yönetim kuruluna ve denetçilere yetki verilmesine dair oy çokluğuyla karar verildiği görülmüştür. Bu durumda Yargıtay bozma ilamında belirtilen 6102 sayılı TTK’nun 408/1 ve 479/3-a maddesindeki düzenleme karşısında anonim şirket yöneticileri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için şirket genel kurulunda karar alınması gerekliliğine ilişkin kararın alınmış olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davanın esasına ilişkin olarak incelemeye geçilmiştir.
Yapılan duruşmada Yargıtay bozma ilamına göre, davanın davacı şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davası olması nedeniyle, dava dilekçesinde ileri sürülen iddialar, davalının buna karşı sunduğu cevap ve savunmalarının içeriği de gözetildiğinde Yargıtay bozma öncesi alınan bilirkişi raporunun tek muhasebeci bilirkişiden ve sadece davacı şirketin defter, kayıt ve belgeleri incelenmek suretiyle alınmış rapor olması, şirket yöneticisinin sorumluluğuna dair davanın niteliğine göre bir inceleme ve değerlendirme yapılmamış olması nedeniyle dosyanın mahkemece resen seçilecek bir ticaret hukuku konusunda nitelikli hesap bilirkişisi, bir mali müşavir bilirkişi ve bir işletmeci bilirkişiden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi kuruluna tevdi ile, davacı şirkein ilgili dönemlere ait ticari, defter, kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi kuruluna yerinde inceleme yapmak üzere yetki verilmesine, söz konusu defter, kayıt ve belgeler, tarafların dosyaya sundukları diğer delil, belge ve beyanlar, iddia ve cevapları, davacı şirketin defter, kayıt ve belgelerindeki davalı ile ilgili kayıtlar, varsa bunlara mahsuben yapılmış ödeme kayıtları, yapıldığı iddia edilen harcalamaların nitelikleri, Yargıtay’ın bozma ilamının içeriği ve tüm dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirilmek suretiyle davacı şirketin davaya konu icra takibinden dolayı takibe dayanak gösterilen sebepler nedeniyle icra takip tarihi itibariyle ve şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklı bir zarar ve tazminat olarak davalıdan bir alacağının olup olmadığı, varsa bu tazminatın nelerden ibaret ve miktarının ne olduğu, varsa yapılan harcamaların davalının şahsi harcamaları mı, yoksa o tarihlerde yönetim kurulu başkanı olan davalının davacı şirket tüzel kişiliği adına yaptığı görevlerden kaynaklanan ve bu sebeplerle yapılmış harcamalar mı olduğu da her bir harcama kalemi yönünden ayrı ayrı nitelendirilip incelenip değerlendirilerek ve ayrıca varsa yaptığı şahsi alımlarının ve harcamalarının da davalı tarafından davacı şirkete ödenip ödenmediği de incelenip tespit edilmek suretiyle hüküm vermeye ve denetimine elverişli, hesaplamaları gösterir biçimde açıklamalı rapor sunmaları için bilirkişi kuruluna yetki ve görev verilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen Prof. Dr. ***’den oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “… Yargıtay bozma ilamında belirtilen şekilde davalı şirketin genel kurullarında davalı hakkında sorumluluk davası açma yönünde karar alındığı, davalının sorumluluğuna ilişkin olarak belirtilen kalemlerden üretilen ürünlerin bedelinin ödenmemesi nedeniyle yapılan taleplerin mümkün olduğu, diğer taleplerin ise verilen avans bedellerinin iadesinin yine sebepsiz zenginleşme ile talep edilebileceği, yemek ve özel otel harcamalarının eğer bunlar görev nedeniyle değilse ve şirkete ödettirildiyse talep edilebileceği, aksi takdirde masraf avansından düşülmesi gerektiği, trafik cezasının ise şirketçe talep edilebileceği söz konusu miktar toplamının 27.358,02-TL olduğu, sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce evvelce yapılan yargılama sonunda *** tarihli, … Karar sayılı gerekçeli karar ile “… iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu edilen dönemler yönünden davalı hakkında sorumluluk davası açılması için gerekli genel kurul kararlarının alınmış olması nedeniyle bu şartın sağlandığı, davalının belirtilen tarihler itibariyle davacı şirkette yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığı, bu dönem içerisinde davalının yönetim kurulu başkanı sıfatı ile davacı şirket tüzel kişiliği adına yaptığı iddia edilen görevlerden kaynaklanan ve bu sebeplerle yapıldığı söylenen harcamalar niteliğinde olmayıp da yaptığı şahsi alımlar ve harcamalar niteliğindeki harcamaları nedeniyle ve bunlara karşılık davalının yaptığı ödemelerin mahsubu ile hesaplanan toplam bedeller düşüldüğünde kalan miktar nedeniyle davacı şirketin davalıdan icra takip tarihi itibariyle toplam 27.358,02-TL miktarında alacağının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının iptali ile takibin 27.358,02-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatına hükmedilmesine, koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.
Bu kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından icra edilen temyiz incelemesi neticesinde ***Karar sayılı bozma ilamı ile “… Dava, davalı yöneticinin şirketi zarara uğrattığı iddiasına dayalı olarak zararın tazmini için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davacı taraf davalının eski yönetim kurulu başkanı olduğunu, kişisel harcamalarını şirket kasasından ödediğini ileri sürmüş, davalı da harcamaların görev gereği yapıldığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi heyetince davacı şirkete ait hesap ekstreleri incelenmiş ve davalının anılan ekstreler uyarınca davacı şirkete 27.358,02-TL borçlu göründüğü, davacı tarafça talep edilen miktarın bir kısmının şirket üretiminden alınan fakat bedeli ödenmeyen ürünler iken, bir kısmının ise, trafik cezası, yemek, özel otel harcamaları, masraf için alınan avanslar olarak muhasebeleştirildiği, bedeli ödenmeyen ürünler için sebepsiz zenginleşme gereği talep mümkün olmakla birlikte bunların uzun süre ödenmemesi nedeniyle ihmal yoluyla şirketi zarara uğratma kapsamında da istenilmesinin mümkün olduğu, bunun yanında masraf için avansların da sebepsiz zenginleşme oluşturacağı, yemek ve özel otel harcamaları eğer yönetim kurulu görevi içinde görevi nedeniyle harcanan miktarlar ise bunların masraf avansından karşılanabileceği, görev haricinde şirkete yüklenen bedeller ise, bunların da sorumluluğu doğuracağı, trafik cezasının şirkete ait aracın kullanımı sırasında ihmali davranışla ortaya çıkan bir ödeme olduğu bu nedenle şirketçe talep edilebileceği tespitlerine yer verildiği, davalı tarafça bilirkişi raporuna; davacının, şirketin maddi zarara uğratıldığı iddiası ile şikayetçi olduğu ceza dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesinde davalının hiçbir borcunun bulunmadığı, yalnızca bir kısım avansların geç ödenmiş olmasından dolayı hesaplanan 17.000,00-TL’lık faiz borcunun belirtildiği ve söz konusu miktarın da davalı tarafından ödendiği, anılan ceza dosyasında davalının beraat ettiği, davalı tarafından ibraz edilen ödeme belgelerinin değerlendirme kapsamına alınmadığı, görevi nedeniyle yaptığı harcamalara ilişkin şirket kayıtlarının incelenmediği, davanın Kasım 2010 ve Ocak 2011 yıllarına ait harcama kalemlerinden oluştuğunun belirtilmesi karşısında, 30 Kasım’da gözaltına alınan ve 4 Aralık tarihinde tutuklanıp yaklaşık 3 yıl boyunca tutuklu kalan davalının tutuklu olduğu sürede harcama yapamayacağı belirtilerek itiraz edildiğinin de anlaşılması karşısında, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu denetime elverişli ve yeterli olmadığı gibi, davalının savunma ve işbu itirazları üzerinde durulmaksızın, ceza dosyasının akibeti araştırılıp sonucunun bu davayı etkileyeceği değerlendirilmeksizin eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. ” nedenleriyle mahkememizin 06/02/2017 tarihli, … Karar sayılı gerekçeli kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı üzerine mahkememize iade edilen dava dosyası mahkememizin ***Esas sırasına kaydedilmiştir.
Yapılan duruşmada usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin *** Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin *** Esas sayılı dava dosyasının Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne devredilmesinden dolayı en son Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin *** Esasını alan ceza yargılaması bekletici sorun yapılmış ve akıbeti takip edilmiştir. Daha sonra mahkememizce yapılan inceleme sonucunda Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin *** Esas sayılı dosyasının bekletici sorun yapılmasından vazgeçilmiştir.
Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazı yazılarak *** Karar sayılı dava dosyasında yargılanan sanık … hakkında nasıl bir karar verildiği, bu konuda verilen kararın Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin *** Karar sayılı kararı ile bozulup bozulmadığı, bu sanık hakkında verilen hükmün kesinleşip kesinleşmediği sorularak, kesinleşmiş ise kesinleşme şerhli gerekçeli karar ve Yargıtay ilamı örneğinin istenilmiş, bu sanık yönünden de bozma kararı verilmişse bozmadan sonra aldığı *** Esas sayılı dosya akıbeti sorulmuş, … ile ilgili tüm ifade tutanaklarının, bilirkişi raporlarının ve yargılama sırasında toplanan diğer delillerinin Uyap kayıt örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
Müzekkere cevabı geldikten sonra dosyanın daha önce rapor veren ***’den oluşan bilirkişi kuruluna tevdine, bilirkişilere HMK’nun 268. maddesi gereği davacı … Fabrikaları A.Ş.’nin tüm defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapmaları, düzenleyecekleri ek raporlarına esas alacak olup da dosya içinde bulunmayan kayıt ve belgeler olursa birer suretinin raporuna eklemesi için yetki verilmesine, tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamında bulunan ve dava dosyamızın uyap kayıtları kapsamında yer alan tüm deliller, Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin *** Esas sayılı dava dosyasının Uyap kayıt örnekleri, bu dosyadan alınan celbedilecek olan bilirkişi raporları, davacı şirketin tüm defter ve kayıtları ile mahkememizce uyulan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin *** Karar sayılı bozma ilamının içeriği incelenerek davacı vekilinin ***tarihli dilekçelerinde dava konusunun Kasım 2010-Ocak 2011 yıllarına ait alım ve harcama kalemlerinden oluştuğunun beyan edilmesi, yine davacı vekilinin 27/05/2013 tarihli dilekçesinde davaya konu Kayseri 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyada takip konusu edilen alım ve harcama kalemlerini ayrıntılı olarak bildirdiği, davalının Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin *** Esas sayılı dosyasında üzerine atılı bir kısım suçlar nedeni ile göz altına alındığı ve tutuklu kaldığı görülmekle; eldeki davaya konu ve davacı tarafından icra takibine konu edilen alacaklarının davacı vekilinin yukarıda yazılı dilekçelerinde belirttiği üzere Kasım 2010 – Ocak 2011 yıllarına ait alım ve harcama kalemlerine ilişkin olup olmadığı, davacı vekili tarafından sınırlandırılması yapılan bu dönem içerisinde gerçekleşmiş alacak kalemlerinden olup olmadığı, davacı şirketin tüm defter ve kayıtlarının incelenmesi sureti ile bu dönem içinde yapılan alımların ve harcamaların yasal dayanaklarının olup olmadığı, yönetim kurulu ve/veya genel kurul tarafından davalının yetkilendirildiğine veya görevlendirildiğine dair karar, kayıt ve belge olup olmadığı, davacının alacak kalemleri arasında bildirdiği otel harcamalarının, davalının davacı şirket nezdinde görevlendirilmesi ya da yetkilendirilmesinden kaynaklı iş gezilerine ait olup olmadığı, davacı vekilinin *** tarihli dilekçesinde davalıya verildiği bildirilen masraf avansının dayanağının ne olduğu ve bu avansın iade edilip edilmediği, bu dilekçede yazılı domates, büyük/küçük baş hayvan (et ve et ürünleri) su alımı, süt ve süt ürünleri alımının davalının şahsi harcamaları mı yoksa davacı şirketçe yetki ve görevlendirilmesinden mi kaynaklandığı, davaya ve talebe konu alım, trafik cezası, otel harcamaları gibi tüm alacak kalemlerinin doğduğu tarihlerin davalının göz altında ve tutuklulukta geçtiği süre dışında gerçekleşip gerçekleşmediği, bu konularda davalı vekillerince yapılan itirazların üzerinde durularak Yargıtay bozma ilamı çerçevesinde hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı ek rapor tanzimi için HMK’nun 281/2. maddesi uyarınca bilirkişi kuruluna yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Prof. Dr. ***’den oluşan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen *** tarihli ek raporda özetle; “… Davacının davalıdan talep ettiği tutarı icra takibinde cari hesap ekstresine dayandırdığı, davacının davalıdan Yargıtay bozma ilamı çerçevesinde yapmış olduğumuz incelemelere göre 26.426,37-TL’nı talep edebileceği, zira söz konusu bedelin davalının yönetici olduğu döneme ait olduğu, önceki dönemden devreden bakiye bakımından onaylanmış bilançoya dayalı bir alacağın bulunduğu, 2010 yılı döneminde ise bu tutarların ticari defter kayıtlarında yer aldığı, kayıtların fatura ve diğer dayanak belgelerinin bulunduğu, ticari defterlerin tutulmasından yönetici olması sebebiyle zaten davalının sorumlu bulunduğu, raporlarının içinde belirttikleri 273,00-TL olan trafik cezasına yönelik aracın cezanın tahakkuk ettiği dönemde davalı adına tahsisli olmasının ispatlanması durumunda alacak tutarına dahil edilmesi gerektiği, mahkemece davacının 26/09/2013 ve 28/02/2014 tarihli dilekçesinde belirttiği dava konusu alacağın Kasım 2010 ve Ocak 2011 yıflarına ait olduğu yönündeki beyanın istenen alacak için esası teşkil eden sınırlayıcı beyan olarak kabulü halinde talep edilebilecek tutarın 2.885,22-TL olduğu” belirtilmiştir. Bilirkişi kurulunun ek raporunda yaptığı tespit ve açıklamalar; dosya kapsamına, mevcut delillere ve mevzuat hükümlerine uygun, denetime ve hüküm vermeye elverişli bulunarak mahkememizce benimsenmiştir.
Dava, davalı yöneticinin şirketi zarara uğrattığı iddiasına dayalı olarak zararın tazmini için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafça davanın, Kasım 2010 ve Ocak 2011 yıllarına ait harcama kalemlerinden oluştuğunun belirtilmiş olması dikkate alınarak bu dönem içinde davalının şirket yöneticisi olarak şirketi zarara uğratıp uğratmadığı, davacının davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, davalının icra takibine vaki itirazının iptalinin gerekip gerekmediği taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
6545 sayılı Yasa’nın 45/3. maddesi uyarınca davanın titeliği itibarı ile mahkememiz heyeti tarafından yargılama yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir. (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219, 223). İcra dosyasında itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin bir belge bulunmadığından, eldeki davanın bir yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Yargılama sonunda toplanan tüm delillere, özellikle Prof. Dr. ***’den oluşan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen *** tarihli ek rapor içeriğine göre; davacı tarafça talep edilen miktarın bir kısmının şirket üretiminden alınan fakat bedeli ödenmeyen ürünler iken, bir kısmının ise, trafik cezası, yemek, özel otel harcamaları, masraf için alınan avanslar olarak muhasebeleştirildiği, bedeli ödenmeyen ürünler için sebepsiz zenginleşme gereği talep mümkün olmakla birlikte bunların uzun süre ödenmemesi nedeniyle ihmal yoluyla şirketi zarara uğratma kapsamında da davacı tarafından istenilmesinin mümkün olduğu, bunun yanında masraf için verilen avansların da sebepsiz zenginleşme oluşturacağı, yemek ve özel otel harcamaları eğer yönetim kurulu görevi içinde görevi nedeniyle harcanan miktarlar ise bunların masraf avansından karşılanabileceği, görev haricinde şirkete yüklenen bedeller ise, bunların sorumluluğu doğuracağı, trafik cezasının şirkete ait aracın kullanımı sırasında ihmali davranışla ortaya çıkan bir ödeme olduğu bu nedenle şirketçe talep edilebileceği, davalı tarafça yalnızca bir kısım avansların geç ödenmiş olmasından dolayı hesaplanan 17.000,00- TL’lık faiz borcunun belirtildiği ve söz konusu miktarın davalı tarafından ödendiğinin savunulduğu, davalı tarafından ibraz edilen ödeme belgelerinin değerlendirme kapsamına alındığı, davalının görevi nedeniyle yaptığı harcamalara ilişkin davacı şirketin kayıtlarının bilirkişi kurulu tarafından incelendiği, davanın Kasım 2010 ve Ocak 2011 yıllarına ait harcama kalemlerinden oluştuğunun belirtilmesi karşısında, 30 Kasım’da gözaltına alınan ve 4 Aralık tarihinde tutuklanıp yaklaşık 3 yıl boyunca tutuklu kalan davalının tutuklu olduğu sürede harcama yapamayacağı hususları da dikkate alınmak suretiyle bilirkişi kurulundan ek rapor alındığı, alınan bu ek raporun hüküm vermeye ve denetime elverişli görüş ve kanaatine varılmış ve davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile; Kayseri 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 2.885,22-TL asıl alacak üzerinden devamına, sübut bulmadığından dolayı davacının fazlaya dair kısımla ilgili itirazın iptali talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde, davalı taraf ise kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuştur.
İİK’nun 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davalı hakkında davanın kısmen kabulüne karar verilen alacak miktarının davacı şirketin defter ve kayıtlarına dayalı likit, yani belirlenebilir bir alacak olduğu kanaati ile, İİK’nun 67/2. maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen 2.885,22-TL’nın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerekmiştir. Davacının icra takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanmadığından davanın reddine karar verilen kısım yönünden yasal koşulları bulunmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin ise reddi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİ İLE; Kayseri 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİ ile takibin 2.885,22-TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
2-Davacının fazlaya dair kısımla ilgili itirazın iptali talebinin REDDİNE,
3-Takibin devamına karar verilen asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Koşulları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 197,08-TL nispi karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 458,50-TL harcın mahsubu ile fazla yatan 261,42-TL’nın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
6-Davacı tarafça yatırılan 21,15-TL başvurma, 458,50-TL peşin dava harcı olmak üzere toplam 479,65-TL’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça bozma öncesinde yapılan 125,75-TL tebligat gideri, 1.250,00-TL bilirkişi ücreti, 7,70-TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.383,45-TL ile bozma sonrasında yapılan 35,50-TL e-tebligat gideri, 54,20-TL tebligat gideri ve 3.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere genel toplamda 4.473,15-TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre belirlenen 418,04-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafça yapılan 78,25-TL tebligat gideri ve 21,75-TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 100,00-TL’nın davanın kabul/ red oranına göre 90,61-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
10-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 13/2. maddesi gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesap ve taktir olunan 2.885,22-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince reddedilen kısım üzerinden hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dava dosyasının tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra temyiz incelemesine gönderilmesine veya mahkememiz arşivine kaldırılmasına,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/05/2023

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır