Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/233 E. 2021/816 K. 04.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVALI : 1- … –
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVALI : 2- … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (cismani zarar sebebiyle açılan tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı … … Sigorta A.Ş. nezdinde … nolu poliçe kapsamında sigortalı olan, avalı …’nın sevk ve idaresindeki 38 … plakalı araçla Güney çevre yolu-Nevşehir yolu istikametinden gelip Kayseri OSB 24. Cadde istikametine seyir halinde iken, Kayseri OSB girişine yaklaşık 500 metre kala virajlı yolda aracın direksiyon hâkimiyetini kaybederek ve muhtemelen de yoldaki su birikintisinden kaynaklı olarak yolun sağında bulunan demir bariyerlere ve levhalara aracın sağ ön ve yan kısımları ile çarparak aracın devrildiğini, tavan ve alt kısımların muhtelif yerleri ile şarampolde bulunan taş ve kayalara çarparak … nolu elektrik direğine 30 metre mesafede geldiği yöne dönerek durması şeklinde gerçekleşen maddi hasarlı ve yaralanmalı kaza neticesinde araçta yolcu olarak bulunan davacının ağır şekilde yaralandığını ve sürekli sakat kaldığını, Kayseri 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası ile trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan görülmekte olan kamu davasında yapılan yargılama sonunda kaza anında araç sürücüsünün davalı … olduğunun tespit edilmesi üzerine müvekkili …’ın isnat olunan suçu işlemediğinin sabit olması nedeniyle beraatine, … hakkında alkollü araç kullanmak suretiyle kazaya sebebiyet vermekten suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiğini, kararın 15/03/2018 tarihinde kesinleşmiş olduğunu, kazanın oluşumunda müvekkiline atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığının kesinleşmiş mahkeme kararı ile de tespit edildiğini, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasında, davalı …’nın kaza anında alkol raporunun aldırılmadığı, alkollü olup olmadığının tespit edilemediği belirtilerek, alkollü bir şekilde araç kullanmak suretiyle kazaya sebebiyet verdiğinin tespit edilememesi nedeniyle alkollü şekilde araç kullanmak suretiyle kazaya sebebiyet verme suçundan 22/03/2018 tarihinde kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiğini, müvekkilinin *** doğumlu olup, … kaza tarihi itibariyle 28 yaşında, kaza tarihinde lise mezunu olup Karayolları Genel Müdürlüğü 6. Bölge Müdürlüğü’nde işçi olarak çalışmakta olduğunu, ve aylık kazancının tazminatlar ve primler dahil asgari ücretin üzerinde olduğunu, müvekkilinin bu kaza nedeniyle boyundan aşağısının felç olduğunu ve sürekli olarak sakat kaldığını, yaşamını yatağa bağımlı olarak sürdürmek zorunda olduğunu, bir üçüncü şahsın yardım ve bakımına muhtaç hale geldiğini, iş gücünü sürekli olarak kaybettiğini, işgücü kaybı nedeniyle sürekli olarak kazanç kaybı yaşadığını, ekonomik geleceğinin sarsıldığını, davalı …’nın sevk ve idaresindeki araçla … tarihinde gerçekleşen trafik kazası neticesinde, sürekli sakat kalarak maluliyetine neden olunan, araçta yolcu olarak bulunan davacı yönünden; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, iş gücü kaybı nedeniyle belirlenecek maddi tazminat tutarına karşılık 6100 sayılı HMK’nun 107. maddesi hükmü gereğince şimdilik 330.000,00-TL’nın (davalı … yönünden sigorta poliçesi kapsamında ve limitle sorumlu olacak şekilde) araç sürücüsü yönünden olay tarihi olan … itibaren işleyecek yasal faiziyle, davalı … yönünden temerrüt tarihi olan 21/03/2019 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte yargılama giderleri ve ücreti vekâletin de davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesini; davacının kaza nedeniyle bakıma sürekli muhtaç hale gelmesi ve hayatını bir üçüncü şahsın yardımı olmaksızın idame ettirme imkânsızlığı karşısında, belirlenecek bakıcı gideri tazminat tutarına karşılık 6100 sayılı HMK’nun 107. maddesi hükmü gereğince fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 330.000,00-TL’nın (davalı … yönünden sigorta poliçesi kapsamında ve limitle sorumlu olacak şekilde) araç sürücüsü yönünden olay tarihi olan … itibaren işleyecek yasal faiziyle, davalı … yönünden temerrüt tarihi olan 21/03/2019 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte yargılama giderleri ve ücreti vekâletin de davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesini, davacının bizzat yaşadığı ve yaşamaya devam ettiği maddi ve manevi acı ve elemin karşılığı olarak 200.000,00-TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin de davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine dair bir karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin aracın sürücüsü olduğu iddiasına dayanak olarak Kayseri 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı kararının gösterildiğini, bu dosya incelendiğinde davacı …’ın sanık olarak yargılanırken müvekkilinin dosyaya tanık olarak katıldığını, meydana gelen kazada müvekkilinin meydana gelen kazada kusurunun olmadığını, davacı tarafın iyi niyetli olmadığını belirterek davaya konu olan trafik kazasında aracın sevk ve idaresindeki müvekkilinde olmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. (Eski unvanı: … … Sigorta A.Ş.) vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konu … plaka sayılı araç müvekkil şirket nezdinde … poliçe nolu zorunlu mali sorumluluk sigortası ile teminat altına alındığı, müvekkili şirketin davacıya ait olan dava konusu 38 … plakalı aracın karayolları zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğunu, müvekkili şirket sigortalısı olan davacının taleplerinin teminat dışı olduğunu, öncelikle sigortalı olan davacının işleten konumunda olduğu ve zarar gören üçüncü kişi konumunda olmadığından davanın reddi gerektiğini belirterek haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Taraflarca trafik kaza tespit tutanağına, sigorta poliçesi ve hasar dosyasına, sigorta şirketine başvuruya ilişkin yazışmalara, nüfus kayıtlarına, Kayseri 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dava dosyasına, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasına, SGK kayıtlarına, tedavi evrak ve grafilerine, savcılık soruşturma dosyasına, maaş bordrolarına, sosyal ve ekonomik durum araştırmasına, tanık anlatımlarına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Davacının nüfus kayıt örneğinin uyap sisteminden çıkarılarak dosyamız arasına alınmıştır.
Davacının sosyal ve ekonomik durumunun tespiti için Melikgazi İlçe Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılmıştır. Bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
Davalı …’nın sosyal ve ekonomik durumunun tespiti için Talas İlçe Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılmıştır. Bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne ve Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne ayrı ayrı müzekkere yazılarak davacının … tarihinde trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle bu hastanelerde gördüğü muayene ve tedavilerine ilişkin hasta tabela, müşahede evrakları, tıbbı tahlil, rapor, reçete ve belge ile tüm hasta dosyasının okunaklı birer örneği, ayrıca film ve grafilerin CD formatında örneği istenilmiştir. Bu müzekkerelerimize cevap verilmiştir.
SGK Kayseri İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacının … tarihli trafik kazasında yaralanmasından dolayı SGK tarafından davacıya rücua bağlı maaş veya gelir bağlanıp bağlanmadığı, ödeme yapılıp yapılmadığı sorularak, varsa maaş veya gelir bağlama, ya da ödeme yapma kararının, peşin sermaye değerinin hesaplanmasına ilişkin hesap tablolarının ve bunlara dayanak olan kayıt ve belge örnekleri istenilmiştir. Bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
… Sigorta A.Ş.’ne müzekkere yazılarak 28/03/2017 başlangıç ve 28/03/2018 bitiş tarihli, acente no:*** Kayseri *** Hizmetleri, poliçe no: … sayılı ZMMS poliçesi ile sigortalı 38 … plakalı davacı … ‘a ait aracın … tarihinde karıştığı trafik kazasında sigortalı araç sahibi davacı …’ın yaralanması nedeniyle maluliyet ve bakıcı gideri zararından bahisle hangi tarihte başvuruda bulunduğu ve akıbeti sorularak başvuru tarihini gösterir kayıt ve belgelerin, sigorta poliçesinin, … numaralı hasar dosyasının ve bu kaza ve poliçe nedeniyle yapılan ödemeler varsa ödemelere ilişkin kasıt ve belgelerin okunaklı örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
Karayolları Genel Müdürlüğü 6. Bölge Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacının özlük dosyasının ve son 5 aylık maaş bordro örneğinin istenilmiş, ayrıca 02/05/2019 tarihi itibarı ile davacı ile aynı statüde çalışanların düzenli ve sürekli ödemeleri dahil olmuş oldukları aylık gelirlerinin kaç TL olduğunun sorulmuştur. Bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
Davacının celbedilen tüm tedavi evrak ve grafileri ile dava dilekçesinin ekinde bulunan davacıya ait Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen *** tarihli engelli sağlık kurulu raporunun birer suretinin eklenmesi suretiyle Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’na sevk edilmiş, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan yazımız ekinde gönderilen tüm tedavi evrak ve grafilerinin ve daha önce Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden alınan engelli sağlık kurulu raporunun incelenmesi, davacının tüm muayene ve gerekli tetkiklerinin yapılması ile birlikte … tarihli trafik kazasında yaralanmasından dolayı; 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması, Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri çerçevesinde davacının maluliyeti (kalıcı sakatlığı) olup olmadığı varsa oranının % kaç olduğu, bu trafik kazasında yaralanması nedeniyle davacının bakıcı ihtiyacı olup olmadığı, varsa süresinin kaç gün olduğu hususlarında hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ tarafından düzenlenen 06/12/2019 tarihli raporda özetle; “Davacı …’ın … tarihli trafik kazası sonucu meydana gelen (servikal vertebra/omur kayması ve servikal vertebra kırıkları ile vertebra stabilizasyonu,myelomalazi, her iki üst ekstremitede mevcut kuvvet kayıpları, idrar/gaita inkontinansı ve parapleji) patolojileri ve fonksiyon kayıpları nedeniyle sürekli iş göremezlik halinde olduğu, başka birinin sürekli bakımına muhtaç olduğu, tüm vücut fonksiyon kaybı oranının ve/veya oranının %99 olduğu” bildirilmiştir.
Kayseri 10. Asliye Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosya akibetinin sorulmuş, bu dosyadan verilen kararın kesinleşmişse dava dosyasının gönderilmesi istenilmiştir. Bu dosyanın incelenmesinde … hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma, alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanma suçundan kamu davası açıldığı, suç tarihinin … olduğu, yargılama sırasında sanığın suçlamayı kabul etmediği yönünde savunmalarda bulunduğu, …’nın tanık olarak alınan ifadesinde kaza anında aracı kimin sürdüğünü hatırlamadığını beyan ettiği, yine tanık …’ın ifadesinde araçta uyuduğunu, kazanın nasıl gerçekleştiğini görmediğini, hatırladığı kadarıyla aracı Abdullah’ın kullandığını beyan ettiği, yargılamalar sonunda mahkemece sanığın atılı suçu işlemediğinden beraatine ve … hakkında suç duyurusunda bulunmasına karar verildiği, hükmün istinaf edilmeden 15/03/20218 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak … Soruşturma, … Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin olarak verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği, bu karara itiraz edilmişse itiraz üzerine sulh ceza mahkemesinde verilen karar varsa bu karar örneğinin gönderilerek ceza mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediğinin de bildirilmesi ve kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın ve soruşturma dosyasının aslı veya uyap kayıt örnekleri istenilmiştir. Soruşturma dosyasının incelenmesinde … hakkında Kayseri 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin *** tarihli ve … Esas sayılı yazılarında, alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanma suçundan sanık … hakkında yapılan duruşma sonucu sanığın beraatına karar verildiği ve alkollü olarak aracı kullanan … hakkında suç duyurusunda bulunulması üzerine soruşturmaya başlanılmış ise de, şüphelinin kaza anında alkol raporu aldırılamadığı, alkollu olup olmadığını tespit edilemediği, şüphelinin üzerlerine atılı trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçu bakımından suçun TCK’nda somut tehlike suçu olarak düzenlendiği ve atılı suçun oluşabilmesi için şüphelinin en azından olası kast ile hareket etmesinin gerektiği, oysa somut olayda şüphelinin kasıtlı bir hareketinin bulunmadığından dolayı yasal unsurlarının oluşmaması (manevi unsur eksikliği) nedeniyle, şüphelinin üzerine atılı taksirle yaralama suçunun soruşturma yapılması şikayete bağlı suçlardan olması (TCK’nun 89/5. maddesine göre bilinçli taksir hali hariç olmak üzere), müştekilerin de soruşturma sırasında şüpheliden şikayetçi olmaması nedeniyle TCK’nun 73, 89/5, maddeleri de dikkate alınarak, şüpheli hakkında atılı suçlardan kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmüştür.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosya içindeki 02/06/2017 tarihli CD çözümleme tutanağının okunaklı örneğinin eklenmesi sureti ile Hacılar İlçe Emniyet Müdürlüğü Polis Merkezi Amirliği’ne müzekkere yazılarak ekte gönderilen CD çözümleme tutanağına konu edilen CD’lerin (görüntü kayıtlarının incelenmek üzere) gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize verilen 08/07/2020 tarihli cevabi yazıda güvenlik kamera görüntülerinin arşivlenmediğinden temin edilemediği bildirilmiştir.
Yargılama sırasında bildirilen tanıklar usulünce dinlenmişlerdir.
Ödemiş Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak davacı tanığı …’ın dinlenmesi istenmiştir. Tanık … talimat mahkemesinde; “… benim üniversiteden arkadaşım olur. …… , ……………’ın uzaktan akrabasıymış. …., …’ın arkadaşı …. ve ben aracın içindeydim. Yemek yemeye Nevşehir’e gidiyorduk. Giderken aracı … kullanmıştı. Yemekten sonra eğlenmeye gittik. Ben alkol almadım ama … ve ….. alkol aldılar. Mekandan çıktığımız vakitte ikisi arasında sesli bir konuşma geçti. Tartışma olup olmadığını bilmiyorum. Bu yüzden Muhammed, Abdullah’ı arka koltuğa oturttu, ben de ….’in yanına oturdum. Dönüşte başta … aracı kullanıyordu. Bir ara aracı sağa çekti, arkada …..’i sakinleştirdi. Sonra ön koltuğa birisi bindi ama kim bindi bilmiyorum. Ben ön koltukta yarı uykulu bir vaziyetteydim. O yüzden o ara direksiyon başına …. mi geçti yoksa …. kullanmaya devam mı etti bilmiyorum. Gece yarısı 00:30-01:00 saatleriydi, ben gözümü açtığımda hastanedeydim. Benim olaya ilişkin bilgim ve görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı … tanığı … duruşmada “Bu davaya konu … tarihli trafik kazasının gerçekleşmesinden beş dakika sonra ben olay yerinde idim. O gün bir asker uğurlama ziyaretinden geliyorduk. Garipçe Köyü’nden Kayseri’ye doğru gelmek üzere idik. Saat gece 03,00-03,30 civarlarındaydı. Yol kenarında kaza yapmış bir araç gördük; araba ters dönmüştü,. Yardım için hemen aracın yanına gittik. Aracın içerisinde …’yı görünce şaşırdım. Kendisi arkadaşım olur, tanıdığım bildirim biridir. … şoförün yan tarafındaki koltuktaydı. Şoförün yan tarafındaki koltukta oturuyormuş. Kazadan sonra kapılar açılmıştı. … şoförün sağ yan tarafına, yani dışarıya düşmüştü. Arka kapılardan da birisi kapalı birisi açıktı. Arkada bir bayan vardı. Şoför tarafının da kapısı açıktı. Bir erkek yaklaşık arabadan 5-6 metre ileride idi. …’yı gördüğümde sızlanıyordu, ağrıları vardı. Diğer kadın ve erkek ise titriyordu, üşüyorlardı. Bayılmasınlar diye onları kanuşturmaya çalıştık. Ambulansı aradık. Davalı …’nın babasına telefon edip haber verdim. Babası ile annesini sabaha karşı alıp hastaneye …’nın yanına götürdüm. Benim bildiğim bunlardan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı … tanığı … duruşmada “Davalı … mahalleden arkadaşım olur, kendisini bu nedenle tanırım. Ben dava konusu olan … tarihli kazanın oluşumunu görmedim, ancak kaza olduktan sonra tahminen 4 dakika kadar sonra kaza yerini gördüm. Biz o gün asker yolcu etme amacıyla düzenlenen bir asker gecesinden dönüyorduk. Geceydi, saat 02:30-03:00 arası olabilir tam hatırlamıyorum. Dönüş sırasında yolda kaza yapmış bir vaziyette idi. Araç kağıt gibi olmuştu, araç dört teker üzerindeydi ancak tanınmayacak durumdaydı. Yanlarına gittik. …’yı aracın ön tarafında şoförün sağ yanında aracın tam dışında gibi yani kapının ağzında gördüm, kafası yarılmıştı. Yine bir bayan vardı, o aracın 10-20 metre ilerisinde duruyordu. Çok üşüdüğünü söylüyordu, onu uyutmamaya çalıştık. Bayanın aşağı yukarı aynı mesafesinde çapraz ksmında bir erkek vardı. Olay yerinde bizden başka bir tır şöfürü vardı. Ayrıca bir erkek ve iki kadın da aynı araçtan indi ve kaza yerine geldi. Ambulans çağırdık, polis de geldi. Ben şoförün kim olduğunu bilmiyorum göremedim. O esnada da şoför kim diye sorulmazdı. Şoför … değildir, çünkü sağ ön kapının tam ağzındaydı. Bu nedenle şoför değildir diye düşünüyorum. Arabanın şoförün olduğu kısmın kapısının açık mı kapalı mı olduğunu hatırlamıyorum. Arka kapıların da açık yada kapalı olduğunu hatırlamıyorum. Araba gördüğümüzde tarlanın içine girmişti. Benim hatırlayabildiklerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı’na müzekkere yazılmış, dava dosyası ve ekleri müzekkere ile birlikte Adli Tıp Kurumu’na gönderilmiş, tarafların iddia ve savunmaları, trafik kaza tespit tutanağı, celp edilen savcılık soruşturma dosyası, tanık anlatımları, Kayseri 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası, sigorta şirketinin hasar dosyası örneği ve diğer tüm deliller incelenmek suretiyle … tarihli trafik kazasının oluşumunda kim veya kimlerin ne oranda kusurlu olduğu hususunda açıklamalı rapor düzenlenmesi istenilmiştir. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından düzenlenen 05/03/2020 tarihli kusur raporunda özetle; ” Davalı sürücü …’nın %100 (yüzde yüz) kusurlu olduğu” bildirilmiştir.
Davaya konu trafik kazasının oluşumu sırasında 38 … plakalı aracın sürücüsünün kim olduğu konusunda iddia, savunma, tanık anlatımları, trafik kaza tespit tutanağı, ceza mahkemesi dosyası ve savcılık soruşturma dosyası değerlendirildiğinde çelişkiler olduğu görülmekle trafik kaza tespit tutanağı mümzileri olan trafik polislerinin dinlenmesine karar verilmiştir. Batman Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak trafik kaza tespit tutanağının okunaklı bir örneğinin eklenmesi sureti ile tutanak mümzi polis memuru Halit Kırım’ın çalıştığı kuruma yazı yazılarak celbedilmesi ve dinlenmesi, talimatımız ekinde gönderilen trafik kaza tespit tutanağı tanığa gösterilmek sureti ile … tarihli trafik kazasında 38 … plakalı kazaya karışan aracın sürücüsünün tutanakta yazılı olan … mı yoksa … mı olduğu konularında ayrıntılı beyanlarının alınmasının, yine olay günü olay yerine müdahale için intikal ettiklerinde kaza mahallinde gördükleri hususlara ilişkin beyanlarının alınması istenmiştir.
Tutanak mümzi tanık Halit Kırım talimat mahkemesinde; “Ben bana göstermiş olduğunuz kaza tespit tutanağının tutulduğu tarihte, Kayseri Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’nde trafik polisi olarak görev yapıyordum. Olayı hatırladım. Kaza ihbarı bize yapıldıktan sonra olay yerine intikal ettiğimizde ambulans ve sağlık görevlilerinin bizden önce olay yerine geldiklerini gördük. Biz gittiğimizde sağlık görevlileri araçtan iki erkek şahsı çıkarmış ve ambulansa almışlardı. Bir tane bayan şahıs da yerde yatıyordu. Olay yerine gittiğimizde şahıslar araçtan çıkarılmış olduğundan biz 112 sağlık ekibine sürücü koltuğundan hangi şahsı çıkardıklarını sorduk. Onlar da bize … isimli şahsı sürücü koltuğundan çıkardıklarını söylediler. Bunun üzerine tutanağımızı tuttuk. Tutanağımızın ikinci sayfasında kazaya karışan sürücü bilgileri … olarak yer almaktadır. Üçüncü sayfanın üst tarafında ismi geçen Figen Boşcan ve … kaza sırasında araçta bulunan yolculardır. Yine özet bölümünde de kazaya karışan sürücünün … olduğu belirtilmiştir. Tutanakta bu yönden bir çelişki yoktur. Ancak az önce belirttiğim gibi biz olay yerine gittiğimizde şahıslar araçtan çıkarıldığından bu bilgi bize 112 sağlık ekibi tarafından verilmiştir. Bilgim bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tutanak *** duruşmada; “Ben Kayseri Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’nde olay tarihinde polis memuru olarak görev yapmaktaydım ve halen bu görevime devam ediyorum. Bana gösterdiğiniz Kayseri 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasının içindeki … tarihli trafik kaza tespit tutanağını gördüm, inceledim. Bu tespit tutanağına konu kazayı hatırladım. Bu kaza geç bir saatte olmuştu. O gün ben, görevli arkadaşım *** ile birlikte Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’nde nöbet tutmaktaydık. Dava konusu trafik kazasının ihbarını almamız üzerine bu arkadaşım ile beraber olay yerine intikal ettik. Bizim olay yerine gittiğimizde 112 servisine ait 3 ambulans olay yerinde bulunmaktaydı. Aracın arka koltuğunda bir bayan vardı. Onu araçtan çıkartmaya çalışıyorlardı. Araçtan ise 2 erkek çıkarmışlar, onları ambulansın içine almışlar. Biz bu iki erkeğin araçtan çıkarılışını görmedik, onlar çıkarıldıktan sonra olay yerine vardık. Bu nedenle kaza yapan araçta şoför koltuğunda oturanın kim olduğunu görmedik. Ancak böyle durumlarda biz 112 acil servisinin görevlilerine yani ambulans görevlilerine soruyoruz, onlardan bilgi alıyoruz. Şoför koltuğundan kimi çıkardıklarını öğreniyoruz ve düzenleyeceğimiz tutanağa bu aldığımız bilgiler doğrultusunda şoförün adını yazıyoruz. Ambulans görevlilerinden şoförün kim olduğuna dair herhangi bir bilgi alamazsak da bu sefer kaza tespit tutanağına şoförün kim olduğunun tespit edilemediğine dair kayıt düşüyoruz. Dava konusu olan bu kazada biz 112 servisi ambulans görevlilerinden şoför mahallinde kimin oturduğunu sorduk, öğrendik ve öğrendiğimiz kişinin ismini düzenlediğimiz kaza tespit tutanağına yazdık. Benim olay ile ilgili söyleyebileceklerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, meydana gelen yaralamalı trafik kazası nedeniyle, 6098 sayılı TBK’nun 54. maddesi gereğince kalıcı iş göremezlik zararı ve bakıcı giderleri zararından oluşan maddi tazminat ile 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya mahkememiz görevlidir. Zira dava ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketine karşı açılmıştır.
6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca dava değeri itibarı ile dava, mahkememiz heyeti tarafından sonuçlandırılmıştır.
Dava konusu trafik kazasına karışan 38 … plakalı aracı davacı … Çıkan’a ait ve onun adına trafikte kayıtlı olduğu taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. İncelenen dosya kapsamından da bu husus anlaşılmaktadır.
Tarafların uyuşmazlık noktalarının; … tarihinde meydana gelen trafik kazası sırasında 38 … plakalı aracın sürücüsünün kim olduğu, bu kazanın oluşumunda kimin ne oranda kusurlu olduğu, bu kazada yaralanması nedeniyle davacının maluliyet, bakıcı gideri ve manevi zararı olup olmadığı varsa davalıların bu zararlardan sorumlu olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Davacı vekili, Kayseri 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 15/02/2018 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararı ile kaza anında aracı davacının kullanmadığının sabit olduğunu ileri sürmektedir.
Öncelikle, ceza mahkemesi kararlarının hukuk davasına etkisi, ceza mahkemesinin hangi kararlarının hukuk mahkemelerini bağlayacağı konusu üzerinde durulmasında yarar vardır.
Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine (davasına) etkisi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 74. maddesinde düzenlenmiş olup, hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır.
Bu ilke, ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımını, aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının ise kişi ilişkilerinin medeni hukuk alanında düzenlenmesi ve özellikle tazmin koşullarını öngörmesi esasına dayanmaktadır.
6098 sayılı TBK’nun 74. maddesinde: “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” hükmü yer almaktadır.
Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ancak, hemen belirtilmelidir ki, gerek öğretide ve gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hâkiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre, maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hâkimini bağlar. Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir.
Bilindiği gibi kesin hüküm, ilişkin olduğu konuda uyuşmazlığı ortadan kaldırır. Bu yüzdendir ki, açılan bir dava hakkında kesin hüküm bulunmaması bir yargılama koşuludur. Özellikle bir ceza mahkemesinin, uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle, olayın varlığına ve sanık tarafından işlendiğine ilişkin maddi olgulara ilişkin kesinleşmiş saptaması, aynı konudaki hukuk mahkemesinde de kesin hüküm oluşturur. Bunun nedeni, ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından ceza hâkiminin hukuk hâkiminden çok daha elverişli bir konumda olmasıdır.
Vurgulamakta yarar vardır ki, hukuk usulü bir şekil hukukudur. Davanın açılması, itirazların ileri sürülmesi, tanıkların ve diğer delillerin bildirilmesi belirli süre koşullarına bağlı kılındığı gibi, ikinci tanık listesi verilememesi, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı gibi, yargılamanın süratle sonuçlandırılması gayesi ile belirli kısıtlamalar getirilmiştir.
Bunun sonucunda, hukuk hâkimi şekli gerçeği arayacak, maddi gerçek öncelikli hedef olmayacaktır. Ancak ceza hâkimi bunun tersine öncelikli hedef olarak maddi gerçeğe ulaşmaya çalışacaktır. O hâlde ceza mahkemesinin maddi nedensellik bağını (illiyet ilişkisi) tespit eden kesinleşmiş hükmünün hukuk hâkimini bağlamasına, TBK’nun 74. maddesi bir engel oluşturmaz.
Bu noktada, ceza mahkemesi kararının hukuk mahkemesini bağladığı hâllerde, kesin delilin etkisi nedeniyle, ceza mahkemesi kararında dayanılmış olan bilirkişi raporunun hukuk mahkemesini bağlayacağı; buna karşılık, ceza mahkemesi kararının hukuk mahkemesini bağlamadığı hâllerde, ceza mahkemesinde alınmış olan bilirkişi raporunun, hukuk mahkemesini bağlamayacağı, eş söyleşiyle hukuk mahkemesinin yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği, kuşku ve duraksamaya yer olmaksızın kabul edilmektedir (Kuru B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, s: 5154-5155).
Özellikle tarafların, iddia ve savunmalarını ispat için, mahkemeden bilirkişi incelemesi yapılmasını istemeleri hâlinde; hukuk hâkiminin, uyuşmazlığı kendi tespit ve takdirine, “Medeni Hukuk” alanı kurallarına göre çözümlemesi gerekir.
Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 27/04/2011 tarih ve 2011/17-50 E., 2011/31 K., 09/04/2014 tarih ve 2013/4-1008 E., 2014/490 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Bu ilke ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Kayseri 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dava dosyasında davacı … hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma, alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanma suçundan açılan kamu davası ile ilgili yargılama yapılmış ve yargılama sonunda adı geçenin atılı suçu işlemediğine kanaat getirmiştir. Sözü edilen ceza mahkemesi dosyasında davalı … hakkında bir yargılama yapılmamış, ancak bu dosyada sanık …’ın suçlamayı kabul etmediği yönünde savunmalarda bulunduğu, …’nın tanık olarak alınan ifadesinde kaza anında aracı kimin sürdüğünü hatırlamadığını beyan ettiği, yine tanık olarak dinlenen …’ın ifadesinde araçta uyuduğunu, kazanın nasıl gerçekleştiğini görmediğini, hatırladığı kadarıyla aracı Abdullah’ın kullandığını beyan ettiği dikkate alınarak yargılamalar sonunda ceza mahkemesince sanık …’ın atılı suçu işlemediğinden beraatine ve … hakkında gereğinin taktir ve ifası için Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmasına karar verildiği görülmektedir. Kayseri 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde davalı … hakkında bir yargılama yapılmadığına göre bu mahkemenin … Esas ve … Karar sayılı kararı, 6098 sayılı TBK’nun 74. maddesi anlamında mahkememizi bağlayıcı nitelikte değildir. Diğer taraftan hâkim, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan vakıaların gerçekleşip gerçekleşmediğini kural olarak kendiliğinden araştıramaz. Bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini taraflar ispat etmelidir. Bir davada ispat yükünün hangi tarafa ait olacağı hususu ise 4721 sayılı TMK’nun 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” şeklinde düzenlenmiştir. Usul hukukunun en önemli konularından biri olan ispat yükü kuralı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesinde de “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Eldeki somut uyuşmazlığa bakıldığında, Kayseri 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasında tanık olarak dinlenen …’ın ifadesinde araçta uyuduğunu, kazanın nasıl gerçekleştiğini görmediğini, hatırladığı kadarıyla aracı Abdullah’ın kullandığını beyan ettiği, ancak mahkememiz için talimatla alınan ifadesinde “… Mekandan çıktığımız vakitte ikisi arasında sesli bir konuşma geçti. Tartışma olup olmadığını bilmiyorum. Bu yüzden Muhammed, Abdullah’ı arka koltuğa oturttu, ben de Muhammed’in yanına oturdum. Dönüşte başta Abdullah aracı kullanıyordu. Bir ara aracı sağa çekti, arkada Muhammed’i sakinleştirdi. Sonra ön koltuğa birisi bindi ama kim bindi bilmiyorum. Ben ön koltukta yarı uykulu bir vaziyetteydim. O yüzden o ara direksiyon başına Muhammed mi geçti yoksa Abdullah kullanmaya devam mı etti bilmiyorum. Gece yarısı 00:30-01:00 saatleriydi, ben gözümü açtığımda hastanedeydim. …” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu durumda tanık …’ın kaza sırasında aracı davalının kullandığına dair görgüye dayalı bir beyanı olmadığı ortadadır. Mahkememizde dinlenen davalı … tanıkları … ve … ifadelerinde kaza sonrası olay yerinde davalı …’yı şoförün yan tarafındaki koltukta gördüklerini, şoförün yan tarafındaki koltukta oturuyor olduğunu belirtmişlerdir. … tarihli trafik kaza tespit tutanağının 2. ve 3. sayfalarında 38 … plakalı aracın sürücüsünün davacı … olduğu yazmaktadır. Tarihli trafik kaza tespit tutanağı mümzileri olan trafik polisleri *** anlatımlarında olay tarihinde Kayseri Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü’nde trafik polisi olarak görev yapıyor olduklarını, kaza ihbarı yapıldıktan sonra olay yerine intikal ettiklerini, olay yerine ambulans ve sağlık görevlilerinin kendilerinden önce geldiğini gördüklerini, kendilerinin olay yerine geldiklerinde sağlık görevlilerinin araçtan iki erkek şahsı çıkarmış ve ambulansa almış olduğunu, bir bayanın yerde yattığını, olay yerine vardıklarında şahısların araçtan çıkarılmış olması nedeniyle 112 sağlık ekibine sürücü koltuğundan hangi şahsı çıkardıklarını sorduklarını, onların da … isimli şahsı sürücü koltuğundan çıkardıklarını söylediklerini, bunun üzerine kaza tespit tutanağını düzenlediklerini belirtmişlerdir. Tüm dosya kapsamına göre … tarihli trafik kazası sırasında 38 … plakalı aracın davalı …’nın sevk ve idaresi altında olduğu yönünde her türlü şüpheden uzak açık ve kesin delil bulunmamaktadır. Davalı … hakkındaki maddi ve manevi tazminat davaları haksız fiil sorumluluğuna dayanmakta olup, davacı tarafından bu davalının kusuru nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığı ispat edilememiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, trafik kazasının meydana gelmiş olduğu 07/09/2014 tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğun bir kusur sorumluluğu olmayıp sebep sorumluluğu olduğu, böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd)
Kanun koyucu, 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesiyle de; işletenin aynı Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Karayolları Trafik Kanununda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde: “Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadır:
a)İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b)İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c)İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d)Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e)Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f)Manevi tazminata ilişkin talepler.” hükmü ile, zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış; burada örnekseme yoluna gidilmeyip; tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Somut olayda kazaya karışan 38 … plakalı araç davacıya aittir. Davacı bu araç nedeniyle sigortalı ve aynı zamanda işleteni sıfatına sahiptir. Yukarıda açıklanan tüm hususlar karşısında işleten ve sigortalı sıfatına sahip davacının, zarar gören üçüncü kişi konumunda olmadığı, davacının davalı … hakkındaki maddi tazminat davasının ZMMS poliçesi teminatının kapsamı dışında olduğu, davacının kendi sigortacısından maddi tazminat talep edemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre davacının tüm davalılar hakkındaki maddi tazminat davasının ve davacının, davalı … hakkındaki manevi tazminat davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davalılar hakkındaki maddi tazminat davasının REDDİNE,
2-Davacının, davalı … hakkındaki manevi tazminat davasının REDDİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 2.937,33-TL peşin harçtan mahsubuna,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 2.937,33-TL peşin alınan ve maddi tazminat davasının reddi nedeniyle 59,30-TL’nın mahsubu sonrasında kalan 2.878,03-TL’ndan mahsubu ile bakiye 2.818,73-TL’nın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
8- Davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Davalı … ve davalı …Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat davasının reddi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. ‘nin 13/4. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL maktu ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
10-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat davasının reddi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10/3. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL maktu ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine, Davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, davacı vekili ve davalı … ile vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/10/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır