Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/166 E. 2021/870 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: ***Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : ***
ÜYE : ***
ÜYE : ***
KATİP : ***

DAVACI : ***

VEKİLİ : Av.
MÜDAHİL/ALACAKLILAR : 1- ***
VEKİLİ : Av.
MÜDAHİL/ALACAKLI: 4- ***
VEKİLİ : Av.
MÜDAHİL/ALACAKLILAR: 5- ***
6- ***
VEKİLİ : Av. ***
MÜDAHİL/ALACAKLILAR : 7-***
8- ***
9- ***
VEKİLİ : Av.
MÜDAHİL/ALACAKLI : 10- ***
VEKİLİ : Av.
MÜDAHİL/ALACAKLIL : 11-***
VEKİLİ : Av.
MÜDAHİL/ALACAKLI : 12- ***
VEKİLİ : Av.
MÜDAHİL/ALACAKLI : 13- ***
VEKİLİ : Av.
MÜDAHİL/ALACAKLI : 14- ***
VEKİLİ : Av.
MÜDAHİL/ALACAKLI : 15- ***
VEKİLİ : Av.
MÜDAHİL/ALACAKLI : 16- ***
VEKİLİ : Av.
MÜDAHİL/ALACAKLI : 17- ***
VEKİLİ : Av.
MÜDAHİL/ALACAKLI : 18- ***
VEKİLİ : Av.
MÜDAHİL/ALACAKLI : 19- ***
VEKİLLERİ: Av.
Av.
MÜDAHİL/ALACAKLI : 20- ***
VEKİLİ : Av.
MÜDAHİL/ALACAKLI : 21- ***
VEKİLİ : Av.
MÜDAHİL/ALACAKLI : 22- ***
VEKİLİ : Av.
MÜDAHİL/ALACAKLI : 23- ***
VEKİLİ : Av.
MÜDAHİL/ALACAKLI : 24- ***
VEKİLİ : Av.
25- ***
DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan konkordato (adi konkordatodan kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket için ***/2018 tarihinde mahkememize konkordato mühlet talebinde bulunduklarını, mahkemece ***/2018 tarihli müteferrik kararı ile müvekkili şirket lehine 3 aylık geçici mühlet kararı verildiğini, mühlet kararı ile birlikte İİK’nda yazılı tedbirler vazedilerek, geçici konkordato komiseri tayin edildiğini, konkordato komiserleri tarafından şirketle ilgili mahkemeye raporlar sunulduğunu, bu raporlarla şirketin borç alacak durumuna yönelik tespitlerin yanında raporların hiçbirinde müvekkili şirketin mal kaçırmaya yönelik dürüst olmayan hareket, iş ve işlemlerde bulunduğunun raporlanmadığını, buna karşılık müvekkilinin borç ödeme niyeti için yaptığı çalışmaların raporlarda yer aldığını, mahkemece ***/2019 tarihli duruşmasında müvekkili şirketin konkordato ve kesin mühlet talebinin reddine karar verildiğini, karar gerekçe olan olayın müvekkili şirket ile asli müdahillerden … (… Ltd. Şti. / İMS Ltd. Şti. / Mehmet İloğlu) arasında yüklü miktarlı taahhüt işinde asıl müteahhit, alt taşeron tarzında çalışmadan kaynaklı alacak borç kalemlerinin netleştirilememesinden, bu nedenle de belge eksikliği nedeniyle mali tablolara aksettirilememesinden kaynaklandığını, mahkememizin konkordato red gerekçeli kararında bahsedilen 10.000.000-TL gibi oldukça yüksek miktarlı bir alacak kalemini mali tablolarına yansıtılmadığı şeklinde gerekçesi, müsebbibinin tek başına müvekkili şirket olmamakla birlikte olması gereken hukuk açısından kararın gerekçesine katıldıklarını, ancak mutabakat yapılmamasının gerekçelerinin salt müvekkili şirketten kaynaklanmamakla birlikte konkordato talebinin reddi ile birlikte karardan doğrudan zarar gören yine müvekkili olduğunu, gelinen süreçte müvekkili şirketin konkordato talebinin reddi sonrasında … firmalarının da konkordatoda olmaları ve benzer durumla karşılaşabilecekleri endişesiyle taraflar arasında her ne kadar teminat senedine bağlansa da, gerçek alacak borç kalemlerinin (tüm grup firmaları ve şahıslar bakımından) netleştirilmesi ve gerekirse dava yoluna gidilmesi amacıyla iki firma arasında görüşmeler başlatıldığnı, bu konuda tarafların ortak seçimiyle Kayseri Barosu avukatlarından ve 2222 sicil nolu Arabulucu Doç. Dr. Ahmet Başözen arabulucu olarak seçildiğini; en az 4 toplantı ve ara toplantılar gerçekleştirildiğini, taraflar arasında son üç yılda yapılan tüm iş ve işlemler, alacak borç kalemleri hesaplandığını, araç kiraları, yıpranma giderleri, finansman giderleri, hakkediş miktarları, tarafların birbirlerine keşide ettikleri faturalar, makine çalışma saatleri, satılmak zorunda kalınan makine teçhizatın, taşıtların değer kayıpları gibi tüm hususların masaya yatırıldığını, bu konuda uzman bilirkişilerden de yardım alındığını, nihayetinde ***/2019 tarihinde tüm tarafların arabuluculuk anlaşma belgesine imza koyarak, uzun zamana dayalı, belirsizlik içeren taraflar arasındaki borç alacak durumu, ile grup şirketlerinin hangilerinin hangilerinden ne kadar miktarlı alacaklı – borçlu oldukları sorunun çözüldüğünü, müvekkili şirketin 1994 yılında kardeşler arasında kurulmuş 5 ortaklı bir şirket olduğunu 2016 yılına kadar olan süreçte sürekli büyüdüğünü ve yatırım yaptığını, önemli projelere imza attığını, şirketin kredi hesapları kat edilmeden, aktiflerine haciz konulmadan, varlıklarını nakde çevirmek ve ödemeler dengesinin ayarlanabilmesi için konkordatoya başvurması; geçici ve kesin mühlet içinde gelecek alacaklarının tahsil edilmesi ve aktifinde bulunan mallarını satıp borç ödemesinde kullanarak finansman maliyetini ve kısa vadeli borçlarını ödemesi gerektiğini, müvekkili şirketin halihazırda inşaat malzemeleri satışının bulunduğunu, olağan ticari faaliyetlerine kesintisiz devam etme gayretini sürdürdüğünü, yine son yıllarda döviz kurları ile ekonomideki dalgalanmalar nedeniyle şirket elindeki atıl taşınmazları da piyasa değerinden çıkaramayıp bu durum da finansman giderlerinin artmasına ve ödeme güçsüzlüğüne düşülmesine sebep olduğunu, konkordato ön projesinde ayrıntılı açıklandığı üzere geçmiş yıllardaki şirketin satış rakamları ve finansman giderleri sorunu çözüldüğünde genel karlılık oranları da yeterli olacağını ve yine borç ödemede kullanılabilecek nitelikte mallarının (taşınmaz ve stok gibi) bulunması nedeniyle mevcut malvarlığını nakde çeviremediğinden acil nakit ödeme sıkıntısı çeken müvekkili şirketin ödeme güçlüğünden kurtulabileceğini, borçlarını ödeyebilecek ve borca batıklığını kısmen izale edebilecek kapasitesinin olduğunu, perakende sektöründe faaliyet icra eden şirketin, bir veya birkaç alacaklının yapacağı, yaptığı icra ve haciz işlemleriyle kamu nezdinde müşteri güveninin kaybolabileceğini, şirketin ticari faaliyetini sekteye uğrayabileceğini, şirketin kapanmasına ve alacaklılar arasında eşitsizlik yaratılmasına yol açabilme tehlikesini barındırdığını, mahkememizce konkordato geçici mühleti verilmesi durumunda konkordato komiseri nezaretinde alacaklılarıyla yapılandırma ve ödeme takvimini ayarlayarak mevcut borçlarını ödeme gayreti içinde olacağını belirterek İİK’nun 286. maddesinde belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunun mahkemece tespiti halinde davacı şirket için tensiben derhâl üç aylık geçici mühlet kararı verilmesini; İİK’nun 287. maddesine göre geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi ve İİK’nun 290. maddesinde sayılan görevleri ifa etmek üzere geçici konkordato komiseri görevlendirilmesine; komiser ücretinin şirket bünyesinden ödenmesine karar verilmesini; müvekkili şirket hakkında tensiben İİK’nun 297. maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, müvekkili borçlu şirketin malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirlerin alınmasını; bu kapsamda olmak üzere İİK’nun 294. müvekkili borçlu şirket aleyhine İİK’nun 206. maddesinin birinci sırasında yazılı alacaklar hariç olmak üzere 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre yapılan takipler de dahil olmak üzere takip işlemleri yapılmasının yasaklanmasına ve evvelce başlamış takiplerin durdurulmasına, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararlarının uygulanmasının yasaklanmasına, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetlerin işlemesinin durdurulmasına tensiben karar verilmesini; İİK’nun 297. maddesine göre, müvekkili şirketin mühlet içinde komiserin nezareti altında işlerine devam edebileceğine; buna karşılık mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemeyeceğine, kefil olamayacağına, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemeyeceğine, takyit edemeyeceğine ve ivazsız tasarruflarda bulunamayacağına; aksine yapılan işlemlerin hükümsüz olduğuna karar verilmesine; geçici mühlet içerisinde İİK’nun 298. maddesine göre, konkordato komiserinin müvekkili şirketin mallarının defterinin tutulmasına ve mallarının kıymet takdirlerinin yaptırmasına karar verilmesine; müvekkilinin başka yerdeki malları bakımından değer tespit işlemlerinin o yer icra dairesi marifetiyle yaptırılabileceğine karar verilmesini; İİK’nun 288. maddesine göre, 3 aylık geçici mühlet kararının, Ticaret Sicili Gazetesi’nde ve Basın-İlan Kurumu’nun resmî ilân portalında ilân edilmesine; derhal tapu müdürlüğüne, ticaret sicili müdürlüğüne, vergi dairesine, gümrük ve posta idarelerine, Türkiye Bankalar Birliği’ne, Türkiye Katılım Bankaları Birliği’ne, mahallî ticaret odalarına, sanayi odalarına, taşınır kıymet borsalarına, Sermaye Piyasası Kurulu’na ve diğer lazım gelen yerlere bildirilmesine; İİK’nun 289. maddesine göre geçici mühlet süresi içinde (3 ay + 2 ay) mahkemece bilirkişi incelemesi de dahil olmak üzere tüm incelemelerin yaptırılarak müvekkili şirket hakkında 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
MÜDAHİL/ALACAKLI BEYANLARI :
Müdahiller/ Alacaklılar ***vekili müdahale dilekçesinde özetle; müvekkilinin müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Müdahil/ Alacaklı ***vekili müdahale dilekçesinde özetle; müvekkilinin müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Müdahiller/ Alacaklılar ***vekili müdahale dilekçesinde özetle; müvekkilinin müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Müdahiller/ Alacaklılar ***vekili müdahale dilekçesinde özetle, mahkememiz nezdinde görülmekte olan konkordato davasında, talep eden şirket hakkında geçici mühlet kararı verildiğini, davalı şirket ile müvekkille arasında ***tarihinde imzalanan ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesindeki şartlara *** Ltd. Şti. tarafından uyulmadığı gibi, şirket yetkililerinin şirketin içini boşaltmak amacıyla hayali ticaretler yapmakta olduğunu, ayrıca paravan şirketler üzerinden de şirketin içinin boşaltıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahil/ Alacaklı ***vekili müdahale dilekçesinde özetle; müvekkilinin müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Müdahil/ Alacaklı ***vekili müdahale dilekçesinde özetle; müvekkilinin müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Müdahil/ Alacaklı ***vekili müdahale dilekçesinde özetle; müvekkilinin müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Müdahil/ Alacaklı ***A.Ş. vekili müdahale dilekçesinde özetle; müvekkilinin müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Müdahil/ Alacaklı ***A.Ş. vekili müdahale dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirketten alacaklı olduğunu, müvekkilinin müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Müdahil/ Alacaklı ***vekili müdahale dilekçesinde özetle müvekkilinin müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Müdahil/ Alacaklı *** vekili müdahale dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirketten alacaklı olduğunu, müvekkilinin müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Müdahil/ Alacaklı ***vekili müdahale dilekçesinde özetle; müvekkilinin müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Müdahil/alacaklı *** vekili müdahale dilekçesinde özetle; müvekkilinin müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Müdahil/ Alacaklı ***vekili müdahale dilekçesinde özetle; müvekkilinin müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Müdahil/ Alacaklı ***vekili müdahale dilekçesinde özetle; müvekkilinin müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Müdahil/ Alacaklı *** vekili müdahale dilekçesinde özetle; müvekkilinin müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Müdahil/ Alacaklı ***vekili müdahale dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirketten alacaklı olduğunu, müvekkilinin müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Müdahil/ Alacaklı ***vekili müdahale dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirketten alacaklı olduğunu, müvekkilinin müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Müdahil/ Alacaklı *** vekili müdahale dilekçesinde özetle; müvekkilinin müdahil sıfatı ile davaya kabulünü ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Talep, İİK’nun 285. ve devamı maddeleri uyarınca konkordatonun tasdiki isteğine ilişkindir.
Davacı, Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ***Merkez sicil numarasında kayıtlı bir limited şirkettir. Adresi ve muamele merkezi Kayseri olduğundan işbu konkordato talebi yönünden mahkememiz görevli ve yetkilidir. Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde konkordato tasdik talebinde bulunulabileceğine ilişkin yetkinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacının konkordato talebi nedeniyle yasal ilanlar yapılmış, davacı konkordato gider avansını da yatırmış, mahkememizin 09/04/2019 tarihli müteferrik kararıyla konkordato komiserleri olarak Mali Müşavir ***, Hukukçu ***ile İnşaat Mühendisi ***geçici konkordato komiserleri olarak atanmış ve kararda yazılı tedbirlere de karar verilmiş, ilan yaptırılmış ve ilgili mercilerine bildirilmiştir. İtiraz edenler dilekçelerini sunmuşlar, müdahale talebinde bulunmuşlar ve müdahilliklerine de karar verilmiştir. Konkordato komiserler kurulu ön raporunu ve sonrasında asıl raporunu sunmuştur.
Konkordato komiserler kurulunun ***/2019 tarihli raporunda; “Davacı şirketin ön raporda kayıtlı değerlere göre borca batık olduğu ancak yapılan kıymet takdirleri ile tespit edilen taşıt ve taşınmazların değerleri dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre borca batık olmaması, hali hazırda faaliyetlerinin yavaş olsa da devam etmesinin konkordatonun başarıya ulaşabilmesi için olumlu etkenler olduğunu, ancak alacaklıların alacaklarını bildirmemiş ve beyanlarının alınmamış olmasının, borçlu ve alacaklı beyanlarının karşılaştırmalarının yapılmamış olmasının, ülkece yaşanan ekonomik sıkıntı, yerel seçim sürecinin tamamlanamaması ve kamu idaresinin yeni yatırım alanları açma noktasındaki isteksizliği nedenleriyle konkordatonun başarıya ulaşmasıyla ilgili net bir kanaate ulaşılamadığı, takdiri mahkemeye ait olmak üzere yukarıda bahsedilen nedenlerle 2004 sayılı İİK’nun 287. maddesinin 4. fıkrası kapsamında borçlu şirketin 09/07/2019 tarihinde bitecek olan üç aylık geçici mühletine iki ay eklenerek geçici mühletin 09/09/2019 tarihine kadar uzatılmasının komiserler kurulunca değerlendirildiği” şeklinde rapor sunulmuştur.
Mahkememizce ***/2019 tarihli ara karar gereğince geçici mühletin 2 ay süreyle uzatılmasına karar verilmiştir. Mahkememizce verilen uzatma kararı ilgili yerlere bildirilmiş ve ilan edilmiştir.
Konkordato komiserler kurulunca düzenlenen ***/2019 tarihli raporda özetle; “Davacı şirketin ön raporda kayıtlı değerlere göre borca batık olması ancak yapılan kıymet takdirleri ile tespit edilen taşıt ve taşınmazların değerleri dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre borca batık olmaması, hali hazırda yeni sözleşmeler yapıyor olması, geçici ve kesin kabul işlemleri tamamlanan projelere verilen teminatların (1.100.000.,00-TL tutarında teminat mektubunun 20/08/2019 tarini itibariyle davacı şirkete iade edilecek olduğu) iade edilmesi, kesin hakediş kabullerine istinaden kamu idaresi nezdinde oluşacak alacakların nakit girişi sağlayacak olması, konkordatonun başarıya ulaşabilmesi için olumlu etken olarak değerlendirilmelidir. Ancak alacaklıların alacaklarını bildirmemiş ve beyanlarının alınmamış olması, borçlu ve alacaklı beyanlarının karşılaştırmalarının yapılmamış olması, hak ve alacakların tahsili noktasındaki yavaşlık ise projenin olumsuz etkenleri olarak değerlendirilebilir. Takdiri mahkemeye ait olmak üzere yukarıda bansedilen nedenlerle 2004 sayılı İİK’nun 289. maddesi kapsamında borçlu şirketin 09/09/2019 tarininde bitecek olan beş aylık geçici mühletinin kaldırılarak, konkordato için kesin mühlet verilmesi tarafımızca değerlendirilmiştir.” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Mahkememizce ***/2019 tarihli celsede davacı şirketin konkordato talebinin başarıya ulaşmasının mümkün olduğu anlaşıldığından İİK’nun 289. maddesi gereğince davacı şirkete 21/08/2019 tarihinden itibaren başlamak üzere 1 yıl süre ile kesin mühlet verilmesine karar verilmiştir.
Konkordato komiser kurulunun ***/2020 havale tarihli nihai raporunda özetle; “Konkordato komiser heyeti olarak görevlendirildiğimiz …. İnşaat Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nin mahkemece verilen geçici mühlet ve kesin mühlet sürelerinde İcra İflas Kanunu’nun ilgili maddeleri çerçevesinde yapılan iş ve işlemler yukarıda izah edilmiştir. Davacı şirketin konkordato süresi içerisinde komiser heyeti iznince aktedilmiş borcu bulunmamaktadır. Buna karşın konkordato süresi içerisinde, komiser heyeti bilgisinde 7 yeni sözleşme yapmıştır. Son yapılan sözleşmelerin muammen bedelleri 22 milyon TL’dir. Halihazırda projeler devam etmektedir. Davacı şirketin 3. kişi ve kurumlardan olan alacaklarından 1.079.500-TL’nın tahsil edilmesi sağlanmıştır. Yaşar Emre Firması ile alacağın tahsili için protokol yapılması sağlanmıştır. Davacı şirketin imtiyazlı alacak kapsamında bulunan işçi alacaklarına yönelik olarak; davacı şirket yetkilisi 3. kişi ve kurumlardan olan alacaklarını tahsil etmek suretiyle konkordato tasdik tarihinden itibaren 12 ayda ödeyeceğini ifade etmiştir. Komiser heyetimizce bu projenin gerçekleşebileceği ön görülmektedir. Davacı şirketin kamuya olan borçları 30/06/2020 tarihi itibariyle 241.081,00-TL vergi dairesine ve 219.057,00-TL Sosyal Güvenlik Kurumu’na olmak üzere toplam 460.138,00-TL’dir. Buna karşın davacı şirketin kamudan 734.134,00-TL vergi iade alacağı bulunmaktadır. Söz konusu borçlar, vergi iade alacağından mahsup edilebilecektir. İİK’nun 302. maddesi gereğince konkordato projesinin müzakeresi ve kabul edilip / edilmemesi yönündeki oylama yapılması amacıyla alacaklılar toplantısı yapılmıştır. Bu hususa yönelik bilgilerde yukarıda ayrıntılı olarak sunulmuştur. 1)Adi alacaklılar yönünden; toplam 62 alacaklı sayısından 38 alacaklı kabul yönünde oy kullanmış olup; 4 61,29 oranına tekabül etmektedir. Aynı şekilde toplam 14.460.511,65-TL tutarındaki alacak miktarının 12.540.434,14.-TL kabul yönünde oy kullanmış olup; 90 86,72 oranına tekabül etmektedir. Yapılan işlemler ve alacaklılar toplantısı sonrasında İİK.’nun 302. maddesinin 3. fıkrasındaki (a) bendinde belirtilen sartlar sağlandığından davacı şirketin konkordato projesinin kabul edildiği tespit edilmiştir. 2)Rehinli alacaklılar yönünden ise tüm alacaklıların 7 adet alacaklı, toplam 10.594.775,10.TL tutarında ret yönünde irade beyan ettiği tespit edilmiş olup, İİK’nun 308/h maddesi hükümlerinde belirtilen çoğunluk sağlanamadığından davacı şirketin konkordato projesi kabul edilmediği tespit edilmiştir. Davacı şirketin 30/06/2020 tarihli bilançosu esas alınarak, mukayyet değerler üzerinden yapılan hesaplamaya göre şirketin 20.301.417,00-TL tutarında aktif varlığı bulunmaktadır. Buna karşın 25.379.274,00-TL tutarında borcu bulunmakta olup, borca batıklık durumu 5.078.157,00-TL ve 4,20 civarındadır. Aktiflerin 2018 yılında yapılan, değerleme raporlarındaki satış değerleri dikkate alınarak hazırlanan bilanço değerlerine göre, şirket aktiflerinin rayiç bedelleri 25.401.580,00-TL olarak tespit edildiği, borçların toplamının 28379.274,00-TL olduğu, öz varlık tutarının ise 22306,00-TL olarak hesaplandığı tespit edilmiştir. Güncel yapılacak değerleme- raporlana göre öz varlık toplamının artacağı öngörülmektedir. Buna göre şirketin borca batık olmadığı değerlendirilmektedir.” şeklinde rapor sunulmuştur.
Kayseri 3. İş Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak 2016/353 Esas sayılı dosyasının uyap sistemi üzerinden gönderilmesi istenilmiştir.
Kayseri 4. İş Mahkemesi’nin 2020/597 Esas sayılı dosyasının kesinleşmemiş olması nedeniyle dava dilekçesi, cevap dilekçesi, duruşma zabıtları, gerekçeli karar, istinaf ilamı ve tensip zabıtlarından birer sureti dosyamız arasına alınmıştır.
***/2020 tarihli celsede dava dosyasının konkordato komiserler kuruluna tevdii ile, İİK’nun 305. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca, borçlu tarafından teklif edilen ödeme planının borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçecek muhtemel miktara göre alacaklıların daha lehine olup olmayacağı, İİK’nun 305. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca, davacı borçlu tarafından teklif edilen vadelendirme (ödeme) planının davacı borçlunun kaynakları ile hesaplamalar ışığında denetime açık bir şekilde orantılı olup olmadığının, İİK’nun 305. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca, İİK’nun 206. maddesinin birinci sırasında belirtilen a ve b bentlerinde yazılı imtiyazlı alacaklıların olup olmadığı, özellikle işçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları konusundaki celbine karar verilen iş mahkemesi dosyalarına dikkat edilerek imtiyazlı alacak var ise imtiyazlı alacaklının kim veya kimler olduğu, alacağın hangi sebepten kaynaklandığı ve miktarının kaç TL olduğu, konkordato mühlet süresi içerisinde komiserin izni ile akdedilmiş borçlar olup olmadığı, varsa İİK’nun 305/d maddesi gereğince bu borçların miktarlarının kaç TL olduğu, bu borcun alacaklılarının teminatlandırılmasından açıkça vazgeçip vazgeçmediklerinin, davacı vekilinin 20/08/2020 tarihli dilekçesindeki İİK’nun 307/1. maddesi uyarınca talebi yönünden, rehinli alacaklıların kimler ve alacak miktarlarının kaçar TL olduğu, rehin ve ipotek verilen malların tek tek neler olduğu, bu malların davacının kendi mülkiyetinde olan mallar mı yoksa 3. kişilerin davacı yararına verdiği rehinli mallar mı olduğu, rehinle temin edilen her bir alacağın konkordato talebinden önce doğup doğmadığı, rehinle temin edilen her bir alacak yönünden konkordato talebine kadar ödenmemiş faiz borçlarının olup olmadığı, davacı borçlunun rehinli ve ipotekli bu malları işletmesinin faaliyetinde kullanıp kullanmadığı, kullanıyor ise her bir menkul ve gayrimenkul yönünden rehili bu malları işletmenin hangi faaliyetinde ne şekilde kullandığı ve işletmenin faaliyetinin devamı için bunların kullanılmasının zorunlu olup olmadığı, paraya çevrilmesi durumunda davacının ekonomik varlığını tehlikeye düşürüp düşürmeyeceği, düşürecek ise ne şekilde hangi sebepten düşüreceği, İİK’nun 307 ve 305. maddelerinin yasal koşullarının somut olayda varlığının ayrı ayrı irdelenip tartışılması ve yukarıda sözü edilen tüm hususlara ilişkin kanaatlerin dayanaklarıyla ve belgeleriye birlikte düzenlenecek rapora eklenemesi hususlarında ek rapor tanzimi yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Konkordato komiser kurulunca düzenlenen ***/2020 tarihli ek raporda özetle; “Konkordato komiser heyeti olarak görevlendirildiğimiz ***Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nin mahkemece verilen geçici mühlet ve kesin mühlet sürelerinde icra iflas kanunu’nun ilgili maddeleri çerçevesinde yapılan iş ve işlemler önceki kesin raporumuzda izah edilmiştir. İşbu ek raporda tarafımızdan istenilen-hususlara ilişkin açıklamalarımız aşağıda özetlenmiştir. İİK’nun 305. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca, borçlu tarafından teklif edilen ödeme planının borçlunun iflası halinde alacaklıların eline – geçeçek muhtemel miktara göre alacaklıların daha lehine olup olmayacağının değerlendirilmesi: Şirketin iflası halinde alacaklılara ödenmesi muhtemel, miktar en fazla 17.575.981.00-TL ve alacaklıların tahsil oranı %69 iken, konkordato sürecinde bu rakam 25,401.580,00-TL ve alacaklıların tahsil oranı işletmeye kalan artık değerle %101 olarak hesap açmıştır. Ayrıca şirket ticari faaliyetlerine devam ederek ekonomik katma değer oluşturacaktır. İİK ‘nun 305. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca, davacı borclu tarafından teklif. edilen vadelendirme (ödeme) planının davacı borçlunun kaynakları ile hesaplamalar ışığında denetime açık bir şekilde orantılı olup olmadığının değerlendirilmesi: Davacı şirketin yapmış olduğu sözleşmelerden elde edeceği gelirler, 3. kişi ve kurumlardan olan hak ve alacaklarının tahsili ve şirketin aktiflerinin güncel rayiç bedelleri dikkate alındığında (güncel değerleme yaptırılmamıştır) davacı şirketin borçlarının kaynaklarına göre orantılı olduğu görülmektedir. Şöyle ki; firmanın cari oranı 1.09, likitide oranı 109 ve net işletme sermayesi ise yaklaşık 500.000,00.-TL’dır. İlgili-oranlar ışığında firma varlığını sürdürebilmektedir. İİK’nun. 305. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca İİK’nun 206. maddesinin birinci sırasında belirtilen a ve b bentlerinde yazılı imtiyazlı alacaklıların olup olmadığı, özellikle işçilerin, iş ilişkisine dayanan ve iflâsın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflâs nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları konusundaki 3 nolu ara karardaki dosyalara dikkat edilerek imtiyazlı alacak var ise imtiyazlı alacaklının kim veya kimler olduğu, alacağın hangi sebepten kaynaklandığı ve miktarının kaç TL olduğu, konkordato mühlet süresi içerisinde komiserin izni ile akdedilmiş borçlar olup olmadığı, varsa İİK’nun 305/d maddesi gereğince bu borçların miktarlarının kaç TL olduğu, bu borcun alacaklılarının teminatlandırılmasından açıkça vazgeçip vazgeçmediklerinin değerlendirilmesi: Davacı şirketin imtiyazlı alacaklılarına ilişkin detay liste aşağıda olduğu üzeredir. Konkordato süresi içerisinde konkordato komiser heyeti iznince aktedilmiş borç bulunmamaktadır. Davacı şirketin imtiyazlı alacak kapsamında bulunan işçi alacaklarına yönelik olarak: davacı şirket yetkilisi 3. kişi bu kurumlardan olan 4,518.718.-TL tutarındaki alacaklarını falısin etmek suretiyle konkordato tasdik tarihinden itibaren 12 ayda ödeyeceğini ifade etmiştir. Komiser heyetimizce bu projenin gerçekleşebileceği ön görülmektedir. Davacı şirketin kamuya olan borçları 30/06/2020 tarihi itibariyle 241.081,00-TL vergi borcu ve 219.057,00-TL Sosyal Güvenlik Kurumu’na olmak üzere toplam 460438,00-TL’dir. Buna karşın davacı şirketin vergi dairesinden 134.134,00-TL vergi iade alacağı bulunmaktadır. Söz konusu borçlar vergi iadesi alacağından mahsup edilebilecektir. Davacı vekilinin ***/2020 tarihli dilekçesindeki İİK’nun 307/1. maddesi uyarınca talebi yönünden rehinli alacaklıların kimler ve alacak miktarlarının kaçar TL olduğu, rehin ve ipotek verilen malların tek tek neler olduğu. bu malların dayacının kendi mülkiyetinde olan mallar ml yoksa 3. kişilerin davacı yararına verdiği rehinli mallar mı olduğu, rehinle temin edilen her bir alacağın konkordato talebinden önce doğup doğmadığı, rehinle temin edilen her bir alacak yönünden konkordato talebine kadar ödenmemiş faiz borçlarının olup olmadığı, davacı borclunun rehinli ve ipotekli bu malları işletmesinin faaliyeyinde kullanıp kullanmadığı, kullanıyor ise her bir menkul ve gayrimenkul yönünden rehinli bu malları işletmenin hangi faaliyetinde ne şekilde kullandığı ve işletmenin faaliyetinin devamı için bunların kullanılmasının zorunlu olup olmadığı, paraya çevrilmesi durumunda davacının ekonomik varlığını tehlikeye düşürüp düsürmeyeceği, düşürecek ise ne şekilde hangi sebepten düşüreceği hususlarının değerlendirilmesi: Rehinli alacakların bütün hepsi konkardato sürecinden önce aktedilmiş borçlar olup borçlara ilişkin faizlerin bir kısmının konkordato sürecinden önce ödendiği, yine bazı alacaklılar ile konkordato sürecinden önce yapılandırma protokolü yapıldığı dava dilekçesi eklerinden anlaşılmıştır. Güncel faiz borçlarına ilişkin davacı şirketin defter kayıtlarında faiz borçlarına ilişkin kayıt bulunmadığından güncel faiz borçlarının, şirket aktifine kayıtlı ve tarla niteliğinde bulunan gayrimenkuller dışında kalan rehinli taşıt, makine ve gayrimenkuller davacı şirketin ana faaliyet konusunda kullanılmaktadır. Bu açıdan diğer rehinli mallar şirket faaliyeti için zaruridir.” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Mahkememizce ***/2020 tarihli celsede; dosya ve eklerinin incelenmesi neticesinde mevcut eksiklik ve çelişkilerin giderilmesi amacıyla dosyanın komiserler kuruluna tevdine, ***/2020 tarihli komiser raporunda alacaklı sayısının 250, alacak toplam tutarının 125.000.000,00-TL olduğu bildirilmesine karşın, ***/2020 tarihli raporda adi alacaklı sayısının 62, adi alacaklar toplamının 14.430.511,65-TL, rehinli alacaklıların sayısının 7, rehinli alacaklar toplamınn 16.205.000,00-TL olarak yazıldığı görüldüğünden söz konusu iki rapor arasındaki alacaklı sayısı ve alacaklar toplamını bakımından çelişkiler olduğu komiserler tarafından aradaki farkın mühlet süresinde ödenip borcun kapatıldığına dair bir tespitin yapılmadığı, kayıt belge ve delil sunulmadığı, bu hususun izahının yapılması, dayanak ve belgeleri düzenleyecekleri rapora eklenmesi, İİK’nun 299. maddesi gereği komiserlerce yapılan ilandan sonra yasal süresi içinde alacak bildiriminde bulunanlar, böyle bir bildirim olmasa dahi davacı şirketin bilançosunda kayıtlı olan alacaklıların tespiti ile konkordatoya esas alacaklı sayısı ve alacak miktarlarının tespit edilmesi, gerekçeli raporda rehin açığından hiç söz edilmemesine rağmen bir kısım alacaklı bankaların rehin açığı olduğunu bu kapsamda Vakıfbank vekilinin 18/08/2020 havale tarihli dilekçesinin 2. sayfasındaki açıklamalar ile tüm kayıt ve belge, beyanlar dikkate alınarak komiserlikçe yaptırılan kıymet takdirine göre rehinle karşılanamayan bakiye alacak miktarlarının tespiti, rehin açığı alacak kısımlarının İİK’nun 302.maddesi gereğince adi alacak olarak sayılıp buna göre adi alacakların toplam sayısı ve toplam alacak tutarının yeniden belirlenerek İİK’nun 302. maddesindeki nisabın (alacaklılar toplantısı ve iltihak süresi içinde) sağlanıp sağlanmadığının tekrar değerlendirilmesi, Yaşar Emre Yapı İnşaat Limited Şirketi’ne araçlarını kiralayarak kazancını bu firmaya aktardığı, davacının dürüst davranmadığı, fiktif alacak ve borç kayıtları oluşturduğu ve kötü niyetli olduğuna yönelik bir kısım müdahillerin itirazları olduğundan bu hususun araştırılıp değerlendirilmesi, Müdahil TEB vekilinin 28/09/2020 havale tarihli dilekçesinin 1. sayfasında yazılı bu bankaya rehinli olduğu daha önce 16/06/2020 tarihinde bildirdiklerini söyledikleri 38 YP 399 plakalı aracı düzenledikleri ek raporda rehinli araçlar arasında yer verilmediği görülmekle bu hususun nedenlerinin açıklanması, davacı borçlunun borca batıklık hesabında komiserler nezdinde yaptırılan kıymet takdirlerinin ve rakamların esas alınarak en son tarih itibari ile rayiç değerlere göre davacının borca batık olup olmadığı, varsa miktarı ve oranının tespitinin denetime elverişli şekilde yapılması ve izah edilmesi, konkordatoya tabi döviz alacakları varsa konkordato nisablarına esas alacak miktarının tespiti için geçici mühlet kararı verildiği tarihteki döviz kurunun, borca batıklık hesabında ise en son raporun düzenleneceği tarihteki en son güncel döviz kurunun dikkate alınması, gerekçeli raporda “…Hesaplama yapılırsa şirket öz varlığı daha da yüksek olacaktır.” şeklindeki farazi ve afaki değerlendirmeler yapmak yerine, somut, kayıtlarla ve rakamlarla belgelendirilmiş, denetime açık, rakamsal değerler kullanılarak tespitte bulunulup net rakamlar verilmesi, mühlet süresi içinde davacının alacaklılarına yaptığı ödemeler varsa kime hangi tarihte kaç TL ödediği, borçların ne miktarda azaldığı, mühlet süresi içinde olağan faaliyetlerini ne şekilde devam ettirdiği, ne kadar kazanç elde ettiği hususlarının gerekçeleri ve dayanaklarıyla açıklanması, komiserler kurulu tarafından daha önce düzenlenmiş kimi raporlarda davacının borca batık olarak değerlendirmeler olduğu ancak alacaklılar toplantısından sonra düzenlenen raporda şirketin borca batık olmadığının görüldüğü yazıldığı görülmekle bu raporlar arasındaki farkın sebebinin ne olduğunun bildirilmesi, davacı borca batık değilse borca batıklıktan çıkma sebeplerinin ve dayanaklarının ne olduğunun açıklanması, davacının teklif ettiği vadelendirmenin, kaynaklarıyla orantılı olup olmadığının ve konkordato projesinin uygulanabilir olup olmadığının, somut rakamsal verilere ve gerekçeli olarak izahının yapılması, komiserlerin gerekçeli raporunda ve ek raporunda olduğu bildirilen özellikle işçilerin iş ilişkisine dayanan geçici mühlet kararının verilmesi tarihinden önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan ihbar ve kıdem tazminatları dahil işçilik alacakları yönünden ek raporda tablo halinde gösterilen ve toplam 805.018,00-TL olduğu yazılı imtiyazlı alacakların, bu alacakların teminatlandırılmasından açıkça vazgeçmelerinin bulunup bulunmadığının bildirilmesi, ek raporda rehinli alacakların ödenmemiş faiz borcu şeklinde açıklama yapıldığı, bunun denetime elverişli olmadığı görülmekle, işbu dava tarihinden önce doğmuş rehinli alacaklıların konkordato talep (dava) tarihine kadar ödenmemiş faiz borçları varsa her bir rehinli-ipotekli alacaklı ve her bir konkordato talep tarihinden önce doğmuş faiz borcunun tespiti, konkordato talep tarihinden önce doğmuş finansal kiralamadan doğan alacaklar bakımından ise ödenmemiş kira borcu olup olmadığı, varsa miktarının kaç TL olduğu ve kaç aylık kira borcunun ödenmediği hususlarının gerekirse ilgili alacaklıların bu konudaki belgeli yasal delilleri temin edilerek tespit edilmesi, ek raporda rehinli malların bir kısmının davacının ana faaliyeti konusunda kullanıldığı yazıyorsa da sözü edilen her bir rehinli malın bunun dışında finansal kiralama konusu olan her bir malın, davacı şirketin ticari faaliyeti için zorunlu olup olmadığı, hangi iş ve faaliyette kullanıldığı için zorunluluk bulunduğu, o malın kullanılmaması halinde davacının faaliyetinin devamının sağlanmasının mümkün olup olmadığı, rehinli malların paraya çevrilmesi ve finansal kiralama konusu malların iadesi durumunda davacının ekonomik varlığının tehlikeye düşüp düşmeyeceği, tehlikeye düşecekse bunun gerekçesinin somut izahının yapılması, yine en son düzenlenen ek rapora karşı ilgili taraflarca beyan ve itirazlarda bulunulursa bu itirazların da değerlendirilip karşılanması amacıyla hüküm vermeye ve denetime elverişli ek rapor düzenlemeleri için komiserlere yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Konkordato komiserler kurulunca düzenlenen ***/2020 tarihli ek raporda özetle; “Konkordato komiser heyeti olarak görevlendirildiğimiz ***Ticaret Sanayi Limited Şirketi’nin mahkemece verilen geçici mühlet ve kesin mühlet sürelerinde İcra İflas Kanunu’nun ilgili maddeleri çerçevesinde yapılan iş ve işlemler önceki kesin raporumuzda izah edilmiştir. İşbu ek raporda tarafımızdan istenilen hususlara ilişkin açıklamalarımız aşağıda özetlenmiştir. ***/2020 tarihli raporumuzda “Konkordato Komiserliği Ve Alacaklılar Kuruluna Dair Yönetmelik”in 22. maddesine atıf yapılmıştır. İlgili rapora esas teşkil eden 31/12/2019 tarihli davacı şirketin mizanına göre; adi alacaklı sayısı 64; adi alacak tutarı 13.621.229,00-TL’dir. Bununla birlikte, rehinli alacaklı sayısı 7, rehinli alacak tutarı 10.594.775,00-TL’dir. İİK’nun 299. maddesine göre yapılan ilana, Engin Karabıyık isimli şahsın senet alacağından dolayı başvurduğu görülmüştür. Söz konusu şahıs, adi alacaklı olarak konkordato nisabına dahil edilmiş ve konkordato projesine ret oyu verdiği kabul edilmiştir. Vakıfbank vekilinin 18/08/2020 tarihli dilekçesinde belirtilen hususlara ilişkin olarak; genel olarak yaptırılan yeniden değerleme raporlarına göre; ilgili bankanın 1.728.179,04-TL borcuna karşılık; 2.505.000,00-TL rehinli alacağı olduğu anlaşılmıştır. Vakıfbank’ın rehin açığı bulunmamaktadır. Bununla birlikte, Burgan Bank isimli alacaklının da rehin açığı hesaplanmış olup; rehin açığı tutarı konkordato nisabında adi alacaklı olarak değerlendirilmiştir. 29/07/2020 tarihinde ayrı ayrı yapılan rehinli alacak ve adi alacaklı karar nisapları aşağıdaki gibi hesaplanmış olup; İİK’nun 302. maddesi 3. fıkra (a) bendinde belirtilen koşulların sağlandığı görülmüştür. Buna göre; konkordato projesi adi alacaklı sayısı yönünden 38 kabul oyu, (%60,32 oranında) ve adi alacak tutarı yönünden 12.540.434,14-TL (%84,86 oranında) adi alacaklılar tarafından kabul edilmiştir. Rehinli alacaklıların hepsinin konkordato projesine ret oyu verdiği kabul edilmiştir. ……… İnşaat firması ile ilgili mahkemeye ayrı bir rapor sunulmuş olup; iki firma arasında yapılan iş ve işlemlerin her iki tarafın yasal defterlerine ve kayıtlarına alındığı, mali idareye verilmesi zorunlun beyannamelerde de beyan edildiği görülmüştür. Dolayısıyla yapılan iş ve işlemlerin, ticari teamüllere uygun olduğu, en son ticari işlemin de 2019 yılında yapıldığı görülmüştür. ….. plakalı araç, Fortis Bank adına rehinli olup; ilgili bankanın müdahil TEB ile birleştiği sehven tarafımızca atlanmış olup; yeniden yaptırılan değerleme raporlarında ve konkordato nisaplarında dikkate alınmıştır. Buna göre; TEB Bankası’nın 2.462.876,20-TL ana para ve faiz alacağına karşın, 4.590.000,00-TL tutarında rehni bulunmaktadır. Dolayısıyla rehin açığı oluşmamaktadır. Davacı şirketin, iki adet dövizli borcu bulunmakta olup; söz konusu borçların borca batıklık hesabında 27/10/2020 tarihli TCMB döviz alış kuru esas alınarak yapılan değerlemelerinde 4,785.185,90-TL olarak hesaplanmıştır. Bu sonuca göre; davacı şirketin aktif) toplamı 28.613.080,00-TL olup; borç toplamı 26.307.016,00-TL olarak hesaplanmıştır. Şirketin öz varlık toplamı 2.306.064,00-TL’dır. Davacı şirket geçici ve kesin mühlet esnasında 1.871.869,00-TL ciro elde etmiştir. Ancak, bu tutarın 612.986,00-TL’nı henüz tahsil etmemiştir. Davacı şirket, bir kısım alacaklarını kıymetli evrak alarak tahsil etmiştir. Bu kıymetli evrakları alacaklarına ciro etmiştir. Davacı şirketin, banka yoluyla yaptığı nakit tahsilatlar yine banka kanalı ile alacaklılara ödenmiştir. Yapılan tüm ödeme ve ciro edilen kıymetli evraklar, davacı şirketin olağan faaliyetlerinin devamı için yapılmıştır. Bunun dışında herhangi bir alacaklıya ödenen borç bulunmamaktadır. Davacı şirket, 30/06/2020 tarihli mukayyet değerlere göre oluşturulan bilançosuna göre aktif toplamı 20.301.117,00-TL, borç toplamı ise 25.379,274,00-TL olup; 5.078.157,00-TL borca batıktır. Tarafımızca ekim ayında yaptırılan ve ekte sunulan duran varlık değerlemelerine göre davacı şirketin aktif toplamı 28.613.080,00-TL olup, borç toplamı 26.307.016,00-TL’dir. Bu hesaplamaya göre davacı şirketin öz varlık tutarı 2.306.064,00-TL olarak hesaplanmaktadır. Bu hesaplamaya göre davacı şirket borca batık değildir. Davacı şirket, geçici ve kesin mühlet esnasında, 15 farklı projeye başlamıştır. Söz konusu projelerden büyük çoğunluğunun bitirmiş ve alacaklarını tahsil etmiştir. Ayrıca 3. kişi ve kurumlardan olan alacaklarının bir kısmını tahsil etmiştir. Bununla birlikte kamudan alacakları bulunmaktadır. Davacı şirketin, ödeme planı tasdik tarihinden bir yıl sonra başlamak üzere 36 eşit taksitte borçlarını bitirmektir. Bu açıdan bakildığında davacı şirketin kaynaklarının borçları ile orantılı olduğu görülmektedir. Davacı şirketin 805.018,00-TL tutarındaki imtiyazlı alacaklılarına teminatlandırma yapılmadığı ve bu alacaklıların vazgeçmelerinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Davacı şirket vekilinin 06/10/2020 tarihinde dosyaya sunduğu evraklardan, ….. isimli eski çalışanın icra dosyasının infaz edildiği anlaşılmakla birlikte, imtiyazlı alacak tutarı 694.163,00-TL olarak hesaplanmıştır. Davacı şirketin dava tarihine kadar 3.085.458,70-TL ödenmemiş faiz borcu ile 5.593.660,13-TL finansal kiralama borcu bulunmaktadır. 16 ayrı finansal kiralama sözleşmesinden, ödenmeyen toplam taksit sayısı 400’dür. Davacı şirketin faaliyet gösterdiği sektör ve yapmakta olduğu projeler dikkate alındığında, rehinli ve finansal kiralamaya konu taşıt ve makineler; şirket faaliyetlerinin devamı için elzemdir. Aksi takdirde, şirket faaliyetlerine son vermek durumunda kalacaktır. Bununla birlikte, şirket adına kayıtlı ve üçüncü şahıslar adına kayıtlı diğer rehinli gayrimenkuller şirket faaliyetleri için doğrudan zorunluluk arz etmemekle birlikte, bu gayrimenkullerden mesken vasfında olanlar şirket ortak ve yöneticilerinin ikamet ettiği gayrimenkullerdir. Şirket faaliyetleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, bu gayrimenkullerin paraya çevrilmesi şirket ortak ve yöneticilerini manevi açıdan olumsuz etkileyecektir. Diğer açıdan rehinli gayrimenkullerin cebri icra yoluyla düşük bedel ile satılma ihtimali de nazara alındığında bu durum da şirket faaliyetlerine ve şirketin yönetimine olumsuz yönde yansıyacağı aşikardır. Bu durumda da konkordato projesinin uygulanması sıkıntıya girecektir.” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
18/01/2021 tarihli celsede konkordato komiserler kurulundan alınan raporlardaki rehinli ve finansal kiralama konusu alacaklara yönelik davacının ve bir kısım alacaklıların beyan ve itirazlarının bulunduğu, alınan ek raporlarla da itirazların giderilemediği, bu hali ile yeniden ek rapor alınmasının da sonuca etkili olamayacağı anlaşılmakla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının re’sen seçilecek bir muhasebeci (mali müşavir) bir bankacı ve bir makine mühendisinden oluşacak bilirkişi kuruluna tevdine, bilirkişilere HMK’nun 268 maddesi gereği davacının ve rehinli alacaklı bankaların ticari defter ve kayıtları üzerinde gerektiğinde yerinde inceleme yapması, raporuna esas alacak olup da dosya içinde bulunmayan kayıt ve belgeler olursa birer suretinin raporuna eklemesi için yetki verilmesine, HMK’nun 273. maddesi gereğince İİK’nun 307. maddesi uyarınca her bir rehinli alacaklının konkordato talep tarihi (dava tarihi) olan 28/03/2019 tarihine kadar ödenmemiş faiz alacağının olup olmadığı, varsa her bir rehinli alacaklının kaç TL (veya döviz cinsinden) olduğu, her bir rehinli malın davacının işletmesinin faaliyeti için bulundurulmasının zorunlu olup olmadığı, bunların paraya çevrilmesi halinde davacının ekonomik varlığının tehlikeye düşüp düşmeyeceği, özellikle komiser heyetinin 24/07/2020 havale tarihli dilekçesinde şirket merkezinde şirket yetkilileri ile 23/07/2020 tarihinde yaptıkları toplantıda şirket yetkililerinin şirketin envanterinde kayıtlı taşıt ve makinelerden bakıma muhtaç, kazalı ve atıl durumdaki taşıt ve makinelerin satışını talep ettiklerini bildirdiği görülmekle anılan dilekçede tablo halinde verilen rehinli malların bu kapsamda değerlendirilmesi, davacının hangi malının hangi alacaklıya finansal kiralama sözleşmesine konu olduğu, her bir finansal kiralama sözleşmesi yapan alacaklı yönünden finansal kiralamadan doğan kira alacağı olup olmadığı, varsa her bir alacaklı yönünden kaç aylık kira alacağı olduğu, finansal kiralama konusu her bir mal hakkında bu malların iadesinin bir yıl ertelenmesi halinde bu süre içinde her bir malda oluşacak değer kaybının kaçar TL olacağının, finansal kiralama sözleşmesi alacaklısının da isminin belirtilmek sureti ile tespitlerinin yapılması, yine yukarıdaki komiserlerin 24/07/2020 havale tarihli dilekçeleri ile ilgili hususların dikkate alınarak finansal kiralama konusu her bir mal yönünden bunların halen davacı tarafından kullanılıp kullanılmadığı, atıl vaziyette durup durmadığı, kullanılıyorsa ne şekilde kullanıldığı, bunların her birinin davacının işletmesinin faaliyeti için zorunlu olup olmadığı, iade edilmesi durumunda davacının ekonomik varlığının tehlikeye düşüp düşmeyeceği hususlarında hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine, emek ve mesaisi karşılığında her bir bilirkişiye 1.250,00’şer TL ücret takdirine, davacının mahkeme veznesinde 330,00-TL delil avansının bulunduğu, bunun da tebligat için kullanılması gereken bir meblağ olduğu dikkate alındığında toplam 3.750,00-TL delil avansını (bilirkişi ücretini) mahkememiz veznesine yatırması için konkordato yasal süreleri dikkate alınarak ve kalan yasal sürelerin azlığı gözetilerek davacı tarafa gelecek celseye kadar kesin süre verilmesine, kesin süreye uyulmadığı takdirde bilirkişi incelemesi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ve mevcut dosya kapsamına göre bir karar verileceğinin huzurdaki davacı vekiline ihtarına karar verilmiştir. Kesin süre ihtarına rağmen davacı tarafça delil avansı yatırılmadığından bilirkişi incelemesi yaptırılamamıştır.
18/01/2021 tarihli celsede İİK’nun 305/1-d maddesi uyarınca alacaklıların açıkça teminatlandırılmasından vazgeçilmediği toplam 374.515,07-TL (davacı vekilince 11/01/2021 tarihli dilekçede de aynı miktar bildirilmiştir) imtiyazlı alacak tutarını kamu bankalarından birinde işbu dava dosyası esas numarası ile açılacak vade süresi 1 aydan az olmamak üzere uygun vadeli bir hesapta depo ettirilip buna ilişkin banka dekont veya hesap cüzdanı örneğini mahkememiz dosyasına sunması için davacı tarafa gelecek celseye kadar kesin süre verilmesine, kesin süreye uyulmadığı takdirde İİK’nun 305/1-d maddesi uyarınca imtiyazlı alacaklıların alacaklarını teminatlandırmaktan vazgeçmiş sayılacağının ve buna göre mahkememizce İİK’nun 305. maddesi hükümleri dikkate alınarak bir karar (davanın reddine) verileceğinin huzurdaki davacı vekiline ihtarına karar verilmiştir. Davacı tarafça kesin süre ihtarına rağmen ara kararının gereği yerine getirilmemiştir. Davacı vekili takip eden 25/01/2021 tarihli celsede ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılardan dolayı bu ara kararını yerine getiremediklerini beyan etmiştir.
25/01/2021 tarihli celsede kesin süreye uyulmaması ve dosya kapsamı dikkate alınarak İİK’nun 292. maddesi gereğince davacı şirket hakkında verilmiş olan kesin mühlet kararının ve konkordato komiserlerinin görevleri dahil olmak üzere davacı hakkında verilmiş olan tüm ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına, İİK’nun 289/son. maddesi gereğince bu hususun İİK’nun 288. maddesine göre ilanına ve İİK’nun 288. maddesinde belirtilen yerlere bildirilmesine karar verilmiştir.
Yargılamanın geldiği aşama itibarı ile davacı şirketin en son tarih itibari ile borca batık olup olmadığının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, mahkememizce re’sen tayin edilecek bir mali müşavir, bir makine mühendisi, bir inşaat mühendisi-gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişiden oluşacak bilirkişi heyetine dava dosyasının tevdine, davacının tüm taşınır ve taşınmaz malları üzerinde ve davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapma yetkisi verilmesine, davacının tüm taşınır ve taşınmaz malları üzerinde yerinde inceleme yapılmak üzere güncel piyasa rayiç değer tespiti, rehinli veya ipotekli malları varsa rehinli ve ipotekli mallar üzerindeki rehin ve ipotek devam ediyorsa bu rehinli ve ipotekli halleri ile piyasa rayiç değer tespiti, davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılması, raporlarına esas alınacak olup da dosya içinde bulunmayan kayıt ve belgelerden suret alınarak düzenleyecekleri rapora eklemeleri, davacının güncel mal varlıklarının değeri, alacak ve borçları ticari defter ve kayıtlar dikkate alınarak davacı şirketin borca batık olup olmadığı, borca batık ise batıklık miktar ve oranının ne olduğu hususunda hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişilere yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi …, inşaat mühendisi/gayrımenkul değerleme uzmanı bilirkişi … ve makine mühendisi İlhan İncetürkmen’den oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 20/04/2021 tarihli raporda özetle; “*** Esas sayılı dava dosyasını talep edilen hususlar dahilinde davacının tüm taşınır ve taşınmaz malları üzerinde mahalliride yapmış olduğumuz incelemeler ve tespit ettiğimiz rayiç değerler ile birlikte, dava dosyasında bulunan belge ve bilgiler dahilinde davacı şirket mali tabloları üzerinden heyet halinde değerlendirmelerimiz neticesinde: 1. Davacının son mali yel bilançosuna göre maddi duran varlıklarının raporun inceleme kısmında ayrıntıları ile birlikte tablo halinde tespit edildiği üzere 13.481.189,23-TL. olduğu, 2. Davacının mali tablolarında kayıtlı olan taşınmazları ile şirket ortakları tarafından şirket borçları için teminat olarak kullanılan taşınmazların rayiç bedellerinin toplamının 9.412.750,00-TL. olduğu, davacı şirketin taşıtlar, demirbaşlar ve bu nitelikteki diğer maddi duran varlıklarının toplam rayiç bedelinin 20.515.920,00-TL. olduğu, 3. Davacı şirketin son yıl (31/12/2020 tarihli) bilançosunda öz varlığının negatif -5.154,081,45-TL. olduğu, raporun inceleme kısmında tablo halinde hesaplandığı üzere davacının öz varlık toplamını 98 100 kaybetmesi nedeniyle borca batık durumunda olduğu, ancak son yıl bilançosundaki maddi duran varlıkları üzerinden yapılan piyasa araştırması neticesinde hesaplan toplam rayiç bedelinin (9.412.750,00-TL. x 20.515,920,00-TL. ) 29,928.670,00-TL. olacağı bu tutardan maddi duran varlıkların 13.481.189,23-TL, defter değerinin (29.928.670,00-TL – 13.481.189,23-TL.) tenzili halinde davacı şirketin 16.447.480,77-TL. olumlu değer artış farkının oluşacağı ve negatif -5.154.081,45-TL, öz sermayenin tenzili (16.447.480,77-TL. – 5.154.081,45-TL) halinde kalan 11.293,399,32-TL değerleme olumlu farkının şirket defterlerine yansıtılması halinde şirketin öz varlıklarının bu tutarda artış sağlaması nedeniyle davacı şirketin borca batık durumunun oluşmayacağı” belirtilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi kurulunun 20/04/2021 havale tarihli raporuna karşı yapılan itirazların incelenmesi ayrıca müdahillerden *** Ltd. Şti. ve arkadaşları vekilinin itiraz dilekçesinde davacı şirket ortakları ile 3.kişilerin mal varlıklarının da raporda şirketin borca batıklık hesabında dikkate alındığı yönündeki itirazların incelenmesi, en son tarih itibari ile davacı şirketin taşınır ve taşınmaz mal varlıkları, alacakları ile borçları kapsamında borca batık olup olmadığı hususunda itirazları da karşılar şekilde ek rapor düzenlemeleri için bilirkişilere yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi …, inşaat mühendisi/gayrımenkul değerleme uzmanı bilirkişi … ve makine mühendisi İlhan İncetürkmen’den oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 06/09/2021 tarihli ek raporda özetle; “… Esas sayılı dava dosyasını talep edilen hususlar dahilinde davacının tüm taşınır ve taşınmaz malları üzerinde mahallinde yapmış olduğumuz incelemeler ve tespit ettiğimiz rayiç değerleri ile birlikte, dava dosyasında bulunan belge ve bilgiler dahilinde davacı şirket mali tabloları üzerinden heyet halinde hazırladığımız asıl bilirkişi raporu sonrasında tarafların itirazlarının değerlendirilmesi için talep edilen ek bilirkişi raporu kapsamında yapmış olduğumuz incelemeler neticesinde, 1. Davaçının son mali yıl bilançosuna göre maddi duran varlıklarının raporun inceleme kısmında ayrıntıları ile birlikte tablo halinde tespit edildiği üzere 13.481.189,23-TL. olduğu, 2. Davacının mali tablolarında kayıtlı olan taşınmazlarının rayiç değerleri asıl bilirkişi raporunda tespit edilmekle birlikte ek rapor tarihi (01/09/2021) itibarıyla yeniden değerlendirilmiş ve şirketin bilançosunda bulunan taşınmazlarının rayiç bedellerinin toplamının 2.456.000,00-TL. olduğu, davacı şirketin taşınmazları ve demirbaşları için asıl bilirkişi raporunda tespit edilen toplam 20.515.920,00-TL. tutarındaki rayiç değer tutarında herhangi bir görüş değişiklimizin bulunmaması nedeniyle şirketin maddi duran varlıklarının toplam rayiç değerinin (2.456.000,00-TL x 20.515.920,00-TL.) toplam 22.971.920,00-TL. olduğu, bu tutardan maddi duran varlıkların defter değerinin tenzili halinde (22.971.920,00-TL.-13.481.189,23-TL.) şirketin maddi duran varlıklarının değer artış farkının 9.490.730,77-TL. olacağı ve bu tutardan negatif şirket öz sermayesinin tenzili (9.490.730,77-TL.-5.154.081,45-TL.) halinde şirketin öz varlığının 4.336,649,32- TL. yükseleceği ve borca batıklık durumunun bulunmayacağı, 3. Davacı şirket ortaklarının ve üçüncü şahısların toplam 18 adet taşınmazını davacı şirketin borçlarına karşılık teminat olarak gösterdiği ve bu taşınmazların rayiç değerlerinin toplamının 7.782.000,00-TL. olduğu, asıl bilirkişi raporunda şirket aktifinde kayıtlı olan şirket borçlarının teminatı olarak gösterilen bu taşınmazların toplam rayiç değerleri şirket öz sermayesine olumlu katkı olarak gösterilmiş olup davanın müdahil taraflarından … Ltd. Şti.’nin bu duruma itiraz etmesi nedeniyle bu taşınmazlarının rayiç değeri iş bu ek taporumuzda ayrı bir tutar olarak gösterilmekle beraber davaçı şirket borçlarının karşılığı olması nedeniyle davacı şirketin öz sermayesine katkı olarak değerlendirileceği ve davacı şirketin bilançosunda nazım hesaplarda takip edilmesinin muhasebe tekniğine aykırılık teşkil etmeyeceği, 4. Davacı şirketin son yıl (31/12/2020) bilançosunda öz varlığının negatif -5.154.081,45 TL. olduğu, raporun inceleme kısmında tablo halinde hesaplandığı üzere davacının öz varlık toplamını %100 kaybetmesi nedeniyle borca batık durumunda olduğu, ancak şirket aktiflerinde bulunan maddi duran varlıkların rayiç değerleri ile defter değerleri arasındaki farkın olumlu değerleme farkı olarak davacı şirket defterlerinde gösterilmesi ve davacı şirket borçlarının teminatı olarak gösterilen şirket ortakları ile üçüncü şahısların taşınmazlarının davacı şirket defterlerinde nazım hesaplarda gösterilmesi halinde davacı şirketin borca batıklık durumunun oluşmayacağı” belirtilmiştir.
Konkordato talebinde bulunan yönünden, konkordatonun tasdiki şartlarının oluşup oluşmadığı ve talep edenin konkordatonun tasdiki talebinin kabul edilebilir olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.
İcra ve İflas Kanunu’nun 285. maddesine göre, borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebilir. Buna göre sermaye şirketleri ile birlikte gerçek kişiler de mahkemeden konkordato talebinde bulunabilir. Yasa koyucu konkordato talebini, vade konkordatosu ve indirim konkordatosu olarak ikiye ayırmıştır. Yani borçlarını vadesinde ödeyemeyen veya ödeyememe riski bulunan borçlu şirket veya borçlu şahıs, mahkemeye başvurarak borçlarının ödenmesi için vade verilmesi veya borçlarından indirim yapılması talebiyle konkordato ilan edebilir. 2004 sayılı İİK’nun 287. maddesinde geçici mühlet düzenlenmiştir. İİK’nun 287/4. fıkrasında, geçici mühletin 3 ay olduğu, mahkemece bu üç aylık süre dolmadan borçlunun veya geçici komiserin yapacağı talep üzerine geçici mühleti en fazla iki ay daha uzatabileceği, 287/5. fıkrada ise 291. ve 292. maddelerin geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanacağı belirtilmiştir. 291. maddede, borçlunun mali durumunun düzelmesi nedeniyle kesin mühletin kaldırılması, 292. maddede ise, kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ile iflasın açılmasına yer verilmiş, 291/2. fıkrada, mahkemenin kesin mühletin kaldırılmasına karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet edeceği, diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet edeceği belirtilmiş, 292. maddenin son fıkrasında yine benzer düzenlemeye yer verilmiştir. Geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğurur (İİK’nun 288/1. maddesi). İİK’nun 287. maddesinde, geçici mühlet kararı ile birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacı ile geçici konkordato komiseri görevlendirileceği belirtilmiştir. Konkordato komiserlerinin görevleri ise aynı yasanın 290. maddede ayrıntılı şekilde belirtilmiştir. Konkordato komiserinin görevleri arasında, mahkemenin istediği konularda ve uygun göreceği sürelerde ara raporları sunmak da sayılmıştır.
İsviçre İİK’nda, konkordato mühletinin amaçlarından biri olarak açıkça, “borçlunun iyileşmesi” kavramına yer verildiği, buna göre geçici mühletin, açıkça iyileşme ümidi görülmüyorsa, yani konkordatonun tasdikine gerek kalmaksızın iyileşme yahut konkordato ihtimali yoksa kaldırılacağı, İİK’nda ise, 287. maddedeki borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimalinin “konkordatonun başarı şansı” kavramı altında ifade edildiğine yer verilmiştir.
İİK’nun 289. maddesinde, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde borçluya 1 yıllık kesin mühlet verileceği düzenlenmiştir. Borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “konkordatonun başarı şansı” kavramı altında ifade edilmiştir. Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme şansına sahip görülmesidir. Bu sonuca, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir. (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, Av. Sümer Altay, sayfa 112, 1. Cilt). İİK’nun 289/3. fıkrasında, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde bir yıllık kesin mühlet verileceği belirtilmiştir.
Konkordato talebi, sadece zaman kazanmaya yönelik bir talep olmayıp, sürekli ve kalıcı bir iyileşme olasılığını konkordato projesi yardımıyla inanılır kılmalıdır. Bu sebeple ön proje sadece dilek ve temenniler içeren soyut bir belge olarak anlaşılmamalı, mahkeme tarafından kesin mühlet verilebilmesi için ön projenin nasıl başarılı olacağı açıklanmalıdır.
İİK’nun 302. maddesinde “Komiser alacaklılar toplantısına başkanlık eder ve borçlunun durumu hakkında bir rapor verir.
Borçlu gerekli açıklamaları yapmak üzere toplantıda hazır bulunmaya mecburdur.
Konkordato projesi;
a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya
b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini,
aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.
Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz.
Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, 298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar.
Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.
Konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhal imza olunur. Toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur.
Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder.” hükmü yer almaktadır.
İİK’nun 305. maddesinde “302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:
a)Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme halinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflas yoluyla tasfiye halinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.
b)Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).
c)Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.
d)206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).
e)Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.
Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” hükmü yer almaktadır.
Konkordato talebi, sadece zaman kazanmaya yönelik bir talep olmayıp, sürekli ve kalıcı bir iyileşme olasılığını konkordato projesi yardımıyla inanılır kılmalıdır. Bu sebeple ön proje sadece dilek ve temenniler içeren soyut bir belge olarak anlaşılmamalı, mahkeme tarafından kesin mühlet verilebilmesi için ön projenin nasıl başarılı olacağı açıklanmalıdır.
Kesin mühlet içinde hazırlanan konkordato projesinin tasdik edilebilmesi için İİK’nun 305. maddesinde öngörülen şartların gerçekleşmiş olması gerekir. Bu şartlardan biri de 206. maddede yer alan birinci sıra imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklının bundan açıkça vazgeçmediği sürece yeterli bir teminata bağlanmış olmasıdır. Bu nedenle konkordatonun tasdik edilebilmesi için işçilik alacakları için teminat gösterilmiş olması gerekecektir. Bu düzenlemenin uygulanabilmesi için işçilik alacakların ve bunların miktarlarının tam olarak belirlenmiş olması gerekir. Zira madde metninde bu alacakların tam olarak ödenmesinin teminata bağlanmış olması şartı aranmaktadır.
Komiser tarafından alacaklılar toplantısı gerçekleştirildikten sonra açık verilerin yer aldığı konkordato dosyasının mahkemeye sunulması gerekir. Raporda itiraza uğrayan alacaklar sebepleriyle birlikte belirtilmeli aynı zamanda 206. maddenin birinci sıra imtiyazlı alacaklar için gerekli olan teminatın ne olduğuna da yer verilmelidir. Mahkeme yatırılan teminatın yeterli olup olmadığını re’sen gözetmeli, teminat konusunda eksiklik olması halinde bu eksikliğin tamamlanması için borçluya kısa bir süre vermelidir. Birinci sırada yer alan işçilik alacakları konkordatoya tabi olmaksızın ve miktar bakımından da bir sınırlamaya tabi olmaksızın tam olarak ödeneceklerdir.
Mahkememizce İİK’nun 305/d maddesinde öngörülen İİK’nun 206. maddede yer alan birinci sıra imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmediğinin tespit edilmiş olması nedeniyle yeterli bir teminata bağlanması gerektiğinden, 18/01/2021 tarihli celsede İİK’nun 305/1-d maddesi uyarınca alacaklıların açıkça teminatlandırılmasından vazgeçilmediği toplam 374.515,07-TL imtiyazlı işçilik alacak tutarını kamu bankalarından birinde işbu dava dosyası esas numarası ile açılacak vade süresi 1 aydan az olmamak üzere uygun vadeli bir hesapta depo ettirilip buna ilişkin banka dekont veya hesap cüzdanı örneğini mahkememiz dosyasına sunması için kesin süre verilmiş, kesin süreye uyulmadığı takdirde İİK’nun 305/1-d maddesi uyarınca imtiyazlı alacaklıların alacaklarını teminatlandırmaktan vazgeçmiş sayılacağı ve buna göre mahkememizce İİK’nun 305. maddesi hükümleri dikkate alınarak davanın reddine verileceği davacı vekiline usulünce ihtar edilmiştir. Davacı tarafça kesin süre ihtarına rağmen ara kararının gereği yerine getirilmemiştir. Bu durumda konkordato projesinin tasdik edilebilmesi için İİK’nun 305/d maddesinde öngörülen koşulun gerçekleşmemiş olması nedeniyle konkordato tasdik talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
İİK’nun 292. maddesi gereğince iflasa tabii borçlu bakımından kesin mühletin verilmesinden sonra, borçlunun mal varlığının korunması için iflasın açılması gerekiyorsa veya borçlu şirket, komiserin talimatlarına uymazsa, komiserin yazılı raporu üzerine kesin mühlet kararı kaldırılarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına re’sen karar verilir. İİK’nun 287/5. maddesi gereğince İİK’nun 291. ve 292. maddeleri geçici mühlet sürecinde de uygulanır. Mahkememizce davacı şirketin borca batık olup olmadığı konusunda bilirkişilerden rapor ve ek rapor alınmıştır. Dosya kapsamına komiserler kurulu raporlarına ve bilirkişi kurulunun rapor ve ek raporuna göre davacı şirketin borca batık olmadığı anlaşılmıştır.
Bu açıklamalar ışığında tüm dosya içeriğinden davacının imtiyazlı işçilik alacaklarını tamamen ödemediğinden dolayı davacıya bu alacakları teminatlandırması hususunda kesin süre verildiği halde davacının teminatlandıramadığı, mevcut durumda İİK’nun 305/d maddesinde öngörülen koşulun gerçekleşmediği anlaşıldığından davacı borçlu şirketin konkordato talebinin reddine, davacı şirket hakkında verilen kesin mühlet kararı ve konkordato komiserlerinin görevleri dahil olmak üzere davacı hakkında verilmiş olan tüm ihtiyati tedbirlerin ***/2021 tarihli celsenin 3 numaralı ara kararı ile kaldırıldığından bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, borca batık olmadığından davacı borçlu şirketin iflasına karar verilmemesi gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının konkordato talebinin REDDİNE,
2-Davacı hakkındaki kesin mühlet kararının kaldırılmasına, konkordato komiserlerinin görevleri dahil olmak üzere davacı hakkında verilmiş olan tüm ihtiyati tedbirlerin*** tarihli celsenin 3 nolu ara kararı ile kaldırıldığından bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-İİK’nun 289/son maddesi gereğince İİK’nun 288. maddesine göre işbu kararın ilanına ve İİK’nun 288. maddesinde belirtilen yerlere bildirilmesine,
4-Alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcından, davacıdan peşin olarak alınan 44,40-TL harcın mahsubuyla bakiye 14,90-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davanın mahiyeti nazara alınarak müdahil-alacaklılar tarafından yapılan giderlerin kendileri üzerinde bırakılmasına,
7-Davanın mahiyeti nedeniyle müdahil-alacaklılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, davacı vekili Av. ***, müdahil alacaklılardan ***vekili Av. ***, ***A.Ş. vekili Av***, Türkiye ***A.Ş. vekili Av. ***, ***Ltd. Şti., ***Ltd. Şti., ile *** ve ***vekili Av. ***yüzüne karşı, diğer müdahil alacaklıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/10/2021

Başkan ***
¸e-imzalı
Üye ***
¸e-imzalı
Üye ***
¸e-imzalı
Katip ***
¸e-imzalı