Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/916 E. 2023/801 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***
HAKİM : ***
KATİP : ***
DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Kayseri 5.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden sigorta sözleşmesi kapsamındaki rücuen alacaktan dolayı davalı aleyhine icra takibi başlattığını, borçlunun asıl alacağa, faize ve tüm ferilerine 02/10/2018 tarihinde itirazda bulunduğunu, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 16/02/2009 tarihinde işveren mali sorumluluk sigorta poliçesi akdedildiğini, bu poliçe kapsamında davalı tarafın müvekkiline ait işyerinde çalışan işçilerin faaliyetleri esnasında meydana gelebilecek kazalar sonucunda müvekkili tarafından ödenecek tazminatının asıl alacak 100.000,00 TL olmak üzere rücuen ödemeyi temin ettiğini,16/02/2009 -16/02/2010 tarihleri arasında meydana gelebilecek kazaları kapsamında olduğunu işçilerden …’da … tarihinde iş kazası geçirdiğini, bunun üzerine kazazede işçi müvekkil şirket aleyhine tazminat davası açtığını ve … tarihli karar ile müvekkili aleyhine tazminata hükmedildiğini, müvekkili ile işçinin … tarihinde protokol imzaladığını ve protokol uyarınca da müvekkilinin işçiye 205.000,00 TL ödeme yaptığını ,müvekkilinin davalı şirkete karşı başlattığı takibin dayanağı olan borcun iş bu ödemenin rücuen tahsiline ilişkin olduğunu ileri sürerek davanın kabulü ile borçlunun takibe, asıl alacağa, faize, ferilerine ilişkin haksız itirazların iptaline ve takibin 194.073,42 TL asıl alacak ve feri alacaklar yönünden devamına, takip talebinin ilama müstenit olduğunu likit alacak olduğundan davalı borçlunun iş bu miktar üzerinden %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin *** Melikgazi/KAYSERİ adresinde bulunan işyerinin müvekkili nezdindeki … nolu işveren mali sorumluluk sigorta poliçesi ile 16/02/2009-2010 tarih aralığında olmak kaydıyla poliçedeki rizikolara karşı sigortalı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla söz konusu poliçeye göre ve poliçede belirtilen rizikolara karşılık olarak teminatlarının azami 100.000,00 TL sınırlı olduğunu, borcun dayanağının mahkeme ilamından kaynaklı tazminatın ödenmesi ve taraflar arasında akdedilen poliçe kapsamında ödenen bu tazminatın rücuen tahsili talebinden ibaret olduğunu, Kayseri 4.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası kapsamında müvekkili ile dava dışı işçi arasında akdedilen … tarihli protokole taraf olmadıklarını, Kayseri 4. İş Mahkemesi’nin … karar sayılı dosyasının tarafı olmayan müvekkilinin şirket aleyhinde anılan davanın tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ve işlemiş faizin icra yoluyla müvekkili şirketten talep edilmesinin yasal olmadığını, poliçede teminat altına alınmamış riziko ya da giderlerden sigorta şirketinin sorumlu tutulamayacağını, davacının alacağının zaman aşımına uğradığını, Kayseri 5. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasındaki borca itirazlarının haklı nedenlere dayandığını, savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair ***tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi …’in mahkememize sunmuş olduğu … tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı ile davalı arasında riziko tarihinde geçerli bir işveren sorumluluk sigorta sözleşmesinin olduğunu, TTK ve İşveren Sorumluluk Sigortası Genel Şartları gereğince kazanın vuku bulduğu tarihten itibaren 10 yıl içinde zamanaşımına uğradığından, zamanaşımının söz konusu olmadığını, Sigortacı davalının sözleşmeye göre kazadan doğan maddi ve manevi tazminat taleplerini sigorta limiti olan kişi başına 100.000 TL ile karşılamakla yükümlü olduğunu, maddi ve manevi toplam tazminat miktarının 95.920,69 TL olduğunu, sigortacının sigorta genel şartlarına göre, bir dava açılması halinde hükmolunan mahkeme masrafları ile avukatlık ücretlerini ödemekle yükümlü olduğundan, ilamda belirtilen 7.235,44 TL dava harcı ve 8.843,66 TL maddi tazminat vekâlet ve 2.520 TL manevi tazminat vekâlet ücretinden davalının sorumlu olacağını, toplam ilamda belirtilen 114.519, 79 TL miktara davacının ancak ihbar tarihinden itibaren faiz isteyebileceğini, davacının 4.İş Mahkemesindeki davada 22.06.2017 tarihinde ihbar etiği kabul edilecek olursa, takip tarihi olan 22.09.2018 tarihine kadar işleyecek faizin12.706,99 TL olacağını mahkememize bildirmiştir.
20/05/2021 tarihli duruşmada dava dosyasının rapor veren bilirkişiye tevdii ile, bilirkişi raporuna karşı davacı vekilinin 08/02/2020, davalı vekilinin 01/02/2020 tarihli itiraz dilekçeleri mahkememizce kök rapor sonrası temin edilen kayıtlar da dikkate alınmak suretiyle incelenip değerlendirilmek ve gerekiyorsa yeniden hesaplama yapılması amacıyla HMK’nun 281/2. Maddesi uyarınca ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş bilirkişi bilirkişi … mahkememize sunmuş olduğu 26/07/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davacının davalıya meydanı gelen iş kazasının sigortacıya 01/07/2011 tarihinde ihbarda bulunulduğunu, 30/04/2013 tarihinde davacıya zararla ilgili 2.311,49 TL ödeme yapıldığını, davacının ihbar tarihinden itibaren sorumluluk sigortasındaki limit çerçevesinde talepte bulunabileceğini, dosyada sehven 95.920,69 TL olarak yapılan yanlışın düzeltildiğine sigorta limiti 100.000 TL olarak davacının talepte bulunabileceğinin anlaşıldığını ödemeden sonra ise ödeme miktarı düşülerek talepte bulunabileceğini, açılan dava sonrası davacının işçiye ödemek zorunda kaldığı mahkeme masrafları için ise mahkeme içinde yapılan ihbar sonrası talepte bulunabileceğini, buna göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 173.309,94 TL borçlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını mahkememize bildirmiştir.
23/09/2021 tarihli duruşmada taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmesine karar verilmiş bilirkişi …’in mahkememize sunmuş olduğu 24/11/2021 tarihli ek raporda özetle; Davalı sigortacının dava konusu tazminat bakımından temetrrüdünün TTK m.1427 ve sorumluluk sigortasına ilişkin hükümler çerçevesinde bu tazminatı kabul ettiği tarih olan SGK’ya yapmış olduğu 30.04.2013 tarihi olması lazım geldiğini, mahkeme masraflarından ise mahkemede yapılan ihbar tarihinin (22.06.2017) olması lazım geldiğini, bu nedenle takip tarihine kadar 116.287,10 TL ana para ve 49.466,92 TL faiz ile davalının sorumlu olması lazım geldiğini, kök rapor ve sonraki ek rapordaki hesaplamalarımızın bu çerçevede düzelttiğini mahkememize bildirmiştir.
*** tarihli celsede HMK’nın 266-268 maddeleri uyarınca dosyanın re’sen seçilecek bir nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişiye tevdii ile; Dosya kapsamındaki talepler faiz, ana para alacağı noktasında rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişi ***’in mahkememize sunmuş olduğu *** tarihli raporda özetle; *** itibariyle davacının davalıdan talep edilebileceği rücu tazminatının 129.321,53 TL olduğunu, talebin 194.073,42 TL olup 52.050,37 TL fazla talep olduğunu mahkememize bildirmiştir.
15/09/2022 tarihli celsede dosyanın bilirkişiye tevdii ile itirazların konusunda ek rapor aldırılmasına karar verilmiş bilirkişi ***in mahkememize sunmuş olduğu 30/11/2022 tarihli ek raporda özetle; davalı sigorta şirketinin 15/08/2011 tarihinde temerrüte düştüğü kabul edilecek ise davacının davalı Generali Sigorta Şirketi’nden talep edebileceği rücu tazminatının 209.181,44 TL olduğunu, 18/08/2017 tarihinde temerrüte düştüğü kabul edilecek ise talep edilebilecek rücu tazminatının 155.106,44 TL olduğunu mahkememize bildirmiştir.
16/03/2023 tarihli celsede tarafların itirazları ve poliçe limiti, poliçe limitinin fer’ileri de dikkate alınarak tarafların itirazlarını karşılar ek rapor alınmasına karar verilmiş bilirkişi Halide Yücel’in mahkememize sunmuş olduğu 11/05/2023 tarihli ikinci ek raporunun mahkememize ibraz etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMEİ VE GEREKÇE:
Davacı, davasında davalıyla *** tarihli sorumluluk sigorta poliçesi akdedildiğini, poliçe kapsamında davacı tarafın davalıya ait iş yerinde çalışan işçilerin faaliyetleri sırasında meydana gelen kazalar sonucunda zararı tazminle yükümlü olduğunu, dava dışı işçi ***’nın … tarihinde iş kazası geçirdiğini, davacı şirkete açılan tazminat davası sonucu ilgili ile protokol imzalandığını ve 205.000,00 TL tazminat ödendiğinden bahisle rücuen tahsil istemiştir.
Davalı taraf ise davanın reddini dilemiştir.
Dosyanın incelenmesinde; 16/02/2009 – 16/02/2010 arası 100.000,00 TL bedelli iş verin mali sorumluluk sigorta poliçesi düzenlendiği ve poliçede manevi tazminatların teminat altına alındığı görülmüştür.
Kayseri 4. İş Mahkemesi’nin … tarih … karar sayılı ilamında dava dışı işçi iş kazasından dolayı tazminat davası açtığı, davacı firma aleyhinde 84.920,69 TL maddi tazminat, 21.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği ve kararın istinaf incelemesi sonucu kesinleştiği görülmüştür. Anılan dosyada 18/02/2014 tarihli duruşmada işbu davanın davacısının sigortaya ihbar talep edildiği ve ihbar dilekçesinin tebliğine karar verildiği görülmüştür. Davacı şirketçe ilgili dosya beyanında hasar ihbarı yapıldığı şeklinde beyanda bulunulmuştur. İş Mahkemesi dosyasında ihbar dilekçesi *** tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Davalı sigorta şirketi tarafından dosyamıza sunulan hasar dosyasında … tarihli protokol metni ve bir kısım evraklar bulunduğu, hasar dosyasının açılışına ilişkin evrak bulunmadığı görülmüştür. Yine davacı vekilinin *** tarihli dilekçesinde ***hasar dosyasına ilişkin bilgilerin yer aldığı internet çıktıları sunulmuştur. İşbu belgede hasar ihbarının 01/07/2011 olarak yazıldığı hasar tarihinin ise … olduğu ödeme tarihinin *** olduğu görülmüştür. Davalı sigorta şirketi ise ihbar talebi üzerine 04/07/2019 tarihi itibariyle hasar dosyası açıldığı ve başka bir başvurunun olmadığını belirtmiştir. Davalı *** tarihli dilekçesinde ise iş kazasına ilişkin olarak 2.311,49 TL ödeme yaptığını beyan etmiştir. İç yazışmalarda ise 16/06/2011 tarihi olduğu görülmüştür. Sigorta poliçesi uyarınca davacı tarafça ödenen tazminatlardan sorumludur. Mahkememizce ihbarın ne zaman yapıldığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Mahkememizce sunulan bilirkişi raporları, ek raporları ve davalı bünyesindeki iç yazışmalar dikkate alındığında davacının 04/07/2017 tarihinde davalıya ihbarda bulunduğu, yasal 45 günlük sürenin eklenmesine müteakip temerrütün 15/08/2011 tarihi olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişice 11/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda anılan tarih esas alınarak yapılan hesaplamada davacının davalıdan rücu edebileceği 199.171,00 TL olduğu belirtilmiştir. Taleple bağlı kalınarak Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında taleple bağlı kalınarak 194.073,42 TL üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
İtirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likid olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likid olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likid bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likid bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir (HGK’nun 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı).
Bu ilke ve kurallar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafça yapılan ödemeler İş Mahkemesi dosyasındaki miktar belirli olduğundan alacak likit olması sebebiyle icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının kabulü ile, davalının Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasına konu itirazının iptali ile, takip tarihi itibariyle 194.073,42 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına,
2-Haksız itiraz nedeniyle 194.073,42 TL’nin takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 13.257,15 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 2.201,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.055,56 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından peşin yatırılan 2.201,59 TL peşin harç ve 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.237,49 TL harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan, tebligat, posta, müzekkere bilirkişi rapor ücreti olmak üzere toplam 2.563,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-AAÜT’ye göre hesap edilen 30.111,01 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
9-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/09/2023

Katip ***
¸e-imzalı

Hakim ***
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*