Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/591 E. 2021/1077 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : ***
ÜYE : ***
ÜYE : ***
KATİP : ***

DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.
MÜTEVEFFA MÜSLÜM
KIRAÇ MİRASÇILARI:
1-***
2-***
3-***
VEKİLLERİ : Av.
DAVALI : ***
DAVALI VASİSİ : ***

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit (kıymetli evraktan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı *** tarafından müvekkilinin babası … aleyhine … vade tarihli *** düzenleme tarihli 530.000-TL bedelli, tamamı el yazması olan imza ve üzeri farklı kalem ve el yazılarıyla doldurulmuş sahte belgeyle Kayseri 1. İcra Dairesi’nin *** Esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, müvekkilinin babası …’ın vefat ettiğinden işbu davayı müvekkilinin açması gerektiğini, davalı …’ın müvekkilinin babası …’ın eşi olan … isimli şahsın ilk eşinden olan damadı olduğunu, davalı hakkında ve … hakkında Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Esas sayılı dosyasıyla soruşturma başlatıldığını, müvekkilinin babasının … doğumlu oldukça yaşlı bir insan olduğunu, hakkında deliryum tanısı olduğunu, bu hastalığının doktor raporuyla sabit olduğunu, ayrıca müvekkilinin babası …’ın 2018 yılının başından ölüm tarihi olan … tarihine kadar solunum yetmezliği, sürekli öksürük, iştahsızlık ve karın ağrısı gibi rahatsızlıklar dolayısıyla sürekli hastanede yatmak durumunda kaldığını, …’ın 2018 yılının başından ölüm tarihine kadar hastanede olduğunu, davalı …’ın müvekkilinin babasının yaşlılığından faydalanarak her nasılsa kendisinden boş bir kağıda imza aldığını ve üzerini farklı bir kalemle düzenleyerek sahte bir senet olarak doldurduğunu, senet olarak doldurulan belgenin kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe konarak müvekkilin babasına tebligat çıkarıldığını, davalının tam da müvekkilinin hastanede yattığı sıralarda bu takibi yaptığını, dolayısıyla ne hasta babalarıyla ilgilenmekte olan müvekkilinin ne de müvekkilin babasının bu takipten haberi olmadığını, müvekkilinin babasının ve müvekkilinin davalıya hiçbir borcu olmadığını, senedin sahte olarak düzenlendiğini ve müvekkilinin ve babasının en zor zamanında icra takibine konularak …’ın da iş birliği ile işin bu hadde geldiğini, davalı alacaklının, menfi tespit davasına konu olan bu senedin hangi hukuki ilişkiye dayanak olarak aldığını ispatla yükümlü olduğunu, müvekkilinin babası …’ın *** sucuklarının ortağı olduğunu, hiç bir maddi sıkıntısı olmayan ve üzerine kayıtlı bir çok taşınmaz bulunan bir şahıs olduğunu, dolayısıyla davalıdan durduk yere bu miktarda bir para alması mümkün olmadığını, davalının ona borcu olduğunu, davalının daha bir çok insana da yaptığı gibi müvekkilin babasının yaşlılığından ve zor durumundan faydalanarak kendisini haksız yere zenginleştirmek istediği apaçık ortada olduğunu, takibe ve işbu davaya konu senedin altında bulunan imzanın da müvekkilin babası tarafından atılıp atılmadığı hususunu kesin olarak bilemediklerinden öncelikle imzanın müvekkilinin babasına ait olup olmadığının tespiti amacıyla gerekli incelemelerin yapılmasını talep ettiklerini, ayrıca Adli Tıp Kurumu’na müzekkere yazılarak senet üzerindeki imzanın ve diğer yazıların tarih karşılaştırılmasına hususunun da dikkate alınmasını, müvekkilimin davalıya borcu olmadığının tespit edilmesine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile bonolarda yazılı miktar olan 530.000,00-TL’nın %20’si üzerinden kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunulmamıştır. Davalı vasisi duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLER :Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Kayseri 1. İcra Dairesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı takip dosyasının takip talebinden, ödeme emrinden ve takibe dayanak belgenin arkalı önlü okunaklı birer sureti istenmiştir. Bu müzekkeremize 13/09/2018 tarihli yazı ile cevap verilmiştir. İncelenmesinde … tarafından … aleyhine, 530.000,00-TL tutarlı bononun alacaklısı olarak …, borçlusu olarak …’ın yer aldığı, 13/10/2014 düzenleme tarihli ve … vade tarihli bonoya dayalı olarak icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak … Soruşturma sayılı dosyasının bir sureti istenmiştir. Bu müzekkeremize 23/09/2019 tarihli yazı ile cevap verilmiştir. İncelenmesinde, … ve diğer 35 kişinin müşteki sıfatında olduğu, … ve diğer 13 kişinin şüpheli sıfatında olduğu, Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 24 ayrı olaydan dolayı soruşturma yapılıp iddianame düzenlendiği görülmüştür. Müştekilerden …’ın şikayet dilekçesinde; “Ekli veraset ilamından anlaşılacağı üzere muris …’ın mirasçılarıyız. Şüphelilerden … Muris …’ın ikinci eşi, diğer şüpheli … ise …’ın önceki evliliğinden olan kızının eşi yani damadıdır. Murisimiz … tarihinde uzun süre Kayseri Özel Erciyes Hastanesi’nde yoğun bakımda kaldıktan sonra vefat etmiştir. Muristen kalan malları adımıza intikal ettirmek için tapuya müracaat ettiğimizde muris hakkında Kayseri 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibi yapıldığını ve murise ait tüm taşınmazlara haciz konulduğunu yeni öğrenmiş bulunmaktayız. Daha sonra tarafımızca yapılan araştırmalar sonucunda takip alacaklısının şüpheli … olduğu, takibe konu evrakın beyaz kağıda atılan imza üzerine sonradan başka bir kalem ve yazıyla doldurulmak suretiyle kambiyo senedi haline getirildiği açıkça anlaşılmaktadır. Takibe konu evraktaki imzanın murise ait olmayacağı gibi, imza kısmı murise ait olduğu tespit edilse bile murisin yaşlılığından ve ekte sunulan tedavi evraklarından anlaşılacağı üzere bunama rahatsızlığından kaynaklı (deliryum) dolandırma, hile ve aldatma yoluyla imzası alınmıştır. Murisimiz yaklaşık 10 yıldır hasta olup bu rahatsızlığı vefatına kadar son yıllarında iyice artmıştır. Ayrıca takibe konu belge üzerinde düzenleme tarihi olarak 13/10/2014 tarihi yazılı olup icra kasasında bulunan belge aslının uzman bilirkişi marifetiyle incelenmesi sonucunda belgenin 4 sene önce değil yakın tarihlerde düzenlendiği anlaşılacaktır. Zira muris … vefatına kadar ekonomik yönden hiçbir sıkıntısı bulunmamakta olup şüpheli …’dan 530.000,00-TL elden para alması mümkün değildir. Ayrıca alacaklı gözüken şüphelinin bu kadar parayı verecek malvarlığı ve geliri bulunmamaktadır. Aksine ekte sunulan murisin hayatta iken yazdığı mektuptan anlaşılacağı üzere muris tarafından şüpheliye elden para verilmiş olup bu bedelde halen ödenmemiştir. Dolayısıyla ekonomik yönden refah içerisinde bulunan ve adına kayıtlı birçok taşınmazı bulunan murisin 60.000,00-TL elden para verip alacaklı olduğu şüpheliden 530.000,00-TL para alması mümkün değildir. Söz konusu icra dosyası incelendiğinde gönderilen ödeme emri murisin ikinci eşi … tarafından murisin ekli hastane kayıtlarından anlaşılacağı üzere yoğun tedavi gördüğü süreçte evde bulunmadığından bahisle teslim alınmış ve bu tebligat hakkında gerek murise, gerekse mirasçılarına hiçbir bilgi verilmemiştir. Hatta tebligatın postacı tarafından getirilmesi esnasında bunu gören ve aynı zamanda evde bakıcılık yapan … gelen icra tebligatının ne olduğunu sorduğunda tebligatın muris … ile ilgisinin bulunmadığını, aynı binada oturan torun …’a geldiğini beyan ederek olayın ortaya çıkmasını kasıtlı bir şekilde engellemiştir. Şüpheli …’ ekte sunulan 09/11/2007 tarihli Kayseri 7. Noterliği’nce düzenlenen *** yevmiye nolu düzenleme şeklinde mirastan feragat sözleşmesi ile murisle yapılan anlaşma gereği mirasından feragat etmiştir. Ayrıca icra dosyasında borçlu olarak görünen muris vefat etmesine rağmen muris adına kayıtlı tüm taşınmazlara haciz konulmuş, kıymet takdirleri yapılmış ve satış işlemlerine başlanılmıştır. Bu nedenle söz konusu tamamen haksız ve düzmece icra takibinin kayınvalide ve damat olan şüphelilerin birlikte hareket ettiği yönündeki şüpheyi artırmaktadır. Şüpheli …’ın benzer yolla birçok kişiyi ve hatta yakın çevresini mağdur ettiği ve bu kişilerce şikâyetlerde bulunulduğu bilinmektedir. Bu konularla ilgili tanıklarımız mevcut olup, bir kısmı gizli tanık mahiyetinde dinlenmelerini talep ediyoruz. Kanaatimize göre söz konusu icra takibi murisin sık sık hastanede yoğun bakımda kaldığı süreçte kimsenin haberi olmadan mallarının usulsüz bir şekilde satılması planlanmıştır. Ancak murisin vefatı sonucunda bu tamamen haksız ve hukuka aykırı icra takibinden haberdar olunmuştur. Ayrıca şüphelilerden … hakkında yapılan harici araştırmalar sonucunda bu güne kadar birçok cezai soruşturma kovuşturma açıldığı ve bunlar arasında halen derdest dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, tehdit. şantaj, hakaret. hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve benzeri suçlarından dolayı soruşturma ve kamu davaları bir kısmı karar çıkmış, bir kısmı da halen devam etmektedir.(Ek-5) Bu nedenle Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın özellikle *** Sor No. *** Sor. No *** Sor No. ve *** Sor. No ile açık soruşturma dosyalarının celbini talep ediyoruz. Yukarıda açıklanan ve araştırılacak diğer nedenlerle ilerde telafisi mümkün olmayan zararların doğma ihtimaline binaen kuvvetli suç şüphesi nedeniyle Kayseri 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tedbiren durdurulmasına, ayrıca dolandırıcılık. resmi belgede sahtecilik, güveni kötüye kullanma ve sair suçlarından şüpheliler hakkında şikayetçi olup kamu davası açılmasını talep etmekteyiz.” şeklinde beyanda bulunduğu,
Soruşturma kapsamında … isimli şahsın Kom Şube Müdürlüğü’nde alınan müşteki ifadesinde; “Babam … … tarihinde Kayseri Özel Erciyes Hastanesi’nde vefat etti, kendisi vefat ettikten sonra mirasçıları ben ve ***, ***, … isimli şahıslardır. … isimli şahsı 2014 yılından itibaren babamın ikinci eşi olan …’ın kızı *** ile evlenmesinden dolayı kendisini tanırım, kendisi zaman zaman akrabalık ilişkisi nedeni ile görüşürdü, kendisi zaman zaman babamın evine gelip giderdi, hatta kendisi bir ara babam …’tan 60.000,00-TL borç para almıştı, bu paranın 30.000,00-TL tutarını ödediğini diğer tutarını ise ödemediğini biliyordum, babam kendisinden kalan borcu olan 30.000,00-TL parayı istediğinde ise … isimli şahıs babama hitaben “Bunu senin yanına koymam, fazlasıyla alırım senden” gibi sözlerle tehdit etmişti, bu olaylardan bir süre sonra … isimli şahıs babamın yaşlılığından ve hastalığından faydalanmak sureti ile kendisine babamın sahibi ve ortağı olduğu … Sucukları’nın tescilini yaptıracağını söyleyerek kendisinden 2.500,00-TL para masraf olarak almış ve akabinde elinde bulunan bir kağıda babama imza attırmış, babam vefat ettikten sonra mirasçıları olarak müracaat ettiğimizde muris hakkında Kayseri 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına istinaden tüm taşınmazlarımıza haciz konulduğunu öğrendik, Yaptığımız araştırmada babamın … isimli şahsa 530.000,00-TL tutarında senet verdiğini ve …’ın bu senedi işleme koyduğunu öğrendiğimizde çok şaşırdık çünkü babamın … ile aralarında hiçbir ticari faaliyet yoktu ve bu kadar parayı babamın kendisine borçlanması imkansızdı. Yaptığımız araştırmalarda ise …’ın bu şekilde çok kişiyi dolandırdığını, adlarına sahte senet düzenleyerek icraya koyduğunu, hali hazırda bir çok kişinin bu şekilde mağdur edildiğini öğrendik, dolayısı ile kendisi babamın yaşlılığından ve hastalığından faydalanmak sureti ile kendisine başka bir belge adı altında senet imzalatarak işleme koyduğunu veya kendisi adına sahte imza ile senet düzenlediğini düşünüyoruz. Bu nedenle biz mirasçılar adına … tarafından Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk, söz konusu senet ile ilgili ödemeyi durdurmak için itiraz ettik, ve ilgili mahkemece itirazımız devam etmektedir. … isimli şahıs babamı bu şekilde kandırarak adına sahte belge düzenlemek sureti ile resmi belgede sahtecilik yaparak nitelikli bir şekilde bizi dolandırmaya kalkmıştır. Şüpheli … isimli şahıs düzenlediği sahte senet ve belgeleri eşi Hikmet’e yazdırmaktadır. … isimli şahsın yanında bulunan ve sürekli kendisinin bu iş ve işlemlerini takip eden *** isimli adliyeden emekli bir şahıs daha olduğunu bu şahsın …’ın evinde kaldığını biliyorum, bunu bir akrabamızdan öğrenmiştim. Hatta …’ın çocuğunun bakıcılığını yapan *** isimli şahsın eşi olan … isimli şahısta bu kişi ile birlikte hareket etmektedir. Bu şahısların yaptıkları bu sahtecilik ve usulsüzlüklerden dolayı maddi ve manevi olarak çok yıprandık. Uzun zamandır bu konu üzerinde durduğumuzdan dolayı gerek benim gerek diğer mirasçıların psikolojileri alt üst oldu bu şahıslar ölen babam adına bu şekilde sahte senet düzenleyerek bizi dolandırmaya kalktıkları için kendilerinden davacı ve şikayetçiyim.” şeklinde beyanda bulunduğu,
Soruşturma kapsamında *** isimli şahsın Kom Şube Müdürlüğü’nde alınan müşteki ifadesinde; “Benim okumam yazmam zayıf olduğu için ifademi kardeşim … huzurunda vermek istiyorum. Ben yukarıda adresini vermiş olduğum yerde ikamet ederim. Babam … … tarihinde Kayseri Özel Erciyes Hastanesi’nde vefat etti, kendisi vefat ettikten sonra mirasçıları ben, …, ***, ***, … isimli şahıslardır. … isimli şahsı babamın ikinci eşi olan …’ın kızı ***ile evlenmesinden dolayı tanırım, kendisi zaman zaman akrabalık ilişkisi nedeni ile görüşürdü, kendisi babam …’tan 60.000,00-TL borç para aldı babam bu parayı kendisinden geri isteyince … isimli şahıs babama hitaben “Bunu senin yanına koymam, fazlasıyla alırım senden” şeklinde tehdit ettiğini babam bana anlatmıştı, bu olaylardan bir süre sonra … isimli şahıs babamın yaşlılığından ve hastalığından faydalanmak sureti ile kendisine babamın sahibi olduğu … Sucukları ile ilgili işlem yapacağını belirterek kendisine evrak arasında senet imzalatmış ve bu senedi hakkı olmadığı halde işleme koyarak tahsil etmeye çalışmıştır. Bu olayları babam vefat ettikten sonra mirasçıları olarak müracaat ettiğimizde ölen babam ile ilgili 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına istinaden tüm taşınmazlarımıza haciz konulduğunu öğrendik, Yaptığımız araştırmada babamın … isimli şahsa 530.000,00-TL tutarında senet verdiğini ve …’ın bu senedi işleme koyduğunu öğrendiğimizde çok şaşırdık çünkü babamın … ile aralarında hiçbir ticari faaliyet yoktu ve olması imkansızdı çevreden duyduğum kadarı ile …’ın bu şekilde çok kişiyi dolandırdığını, adlarına sahte senet düzenleyerek icraya koyduğunu, hali hazırda bir çok kişinin bu şekilde mağdur edildiğini öğrendik, dolayısı ile kendisi babamın yaşlılığından ve hastalığından faydalanmak sureti ile kendisine başka bir belge adı altında senet imzalatarak işleme koyduğunu veya kendisi adına sahte imza ile senet düzenlediğini düşünüyoruz. Bu nedenle biz mirasçılar adına … tarafından Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk, söz konusu senet ile ilgili ödemeyi durdurmak için itiraz ettik, ve ilgili mahkemece itirazımız devam etmektedir. … isimli şahıs babamı bu şekilde kandırarak adına sahte belge düzenlemek sureti ile resmi belgede sahtecilik yaparak nitelikli bir şekilde bizi dolandırmaya kalkmıştır. … isimli şahsın yanında bulunan ve sürekli kendisinin bu iş ve işlemlerini takip eden *** isimli adliyeden emekli bir şahıs ve beraberinde kendisine akıl veren bir avukat ve ismen duyduğum ancak kendisini tanımadığım Volkan isimli bir şahıs daha bulunmaktadır. Yaptıkları bu usulsüzlüklerden dolayı Başta … isimli şahıs olmak üzere …, *** ve *** isimli şahıslardan davacı ve şikayetçiyim. ” şeklinde beyanda bulunduğu,
Soruşturma kapsamında … (Kıraç) isimli şahsın *** tarihinde vermiş olduğu şikayet dilekçesinde “Babam …’ın … tarihinde vefat etmesinin akabinde, murisleri olarak ben, ***, ***, … isimli şahıslar bulunmaktadır. Babam ölmeden önce geçirdiği hastalık nedeni ile sağlıklı düşünemiyordu ve unutkanlık vardı. Bu sırada … ile ikinci evliliğini yaptı. …’ın kızı olan ***(Kıraç) ise … isimli şahsın eşidir. … babamla evlenmeden önce aralarında evlilik sözleşmesi yaptığı için kendisinin miras hakkı bulunmamaktadır. Babam ölmeden önce … akrabalık ilişkisine dayanarak …’tan 60.000,00-TL borç para almıştı. Bu paranın 30.000,00-TL tutarını ödedi diğer tutarını ise ödemedi. Babam kendisinden kalan borcu olan 30.000,00-TL parayı istediğinde ise … isimli şahıs babama hitaben “Bunu senin yanına koymam, fazlasıyla alırım senden” şeklinde kendisini tehdit etmişti. Babamın parasını istedikten kısa bir süre sonra … isimli şahıs babamın yaşlılığından ve hastalığından faydalanmak sureti ile kendisine babamın sahibi ve ortağı olduğu … Sucukları’nın tescilini yaptıracağını söyleyerek bir kağıda babama imza attırmış ve ayrıca tescil masrafı olarak ise kendisinden 2.500,00-TL para masraf olarak almış. Babamın ölümünden sonra mirasçıları olarak ilgili kurumlara müracaat ettiğimizde babam hakkında Kayseri 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına istinaden tüm mal varlıklarına haciz konulduğunu öğrendik. İcranın konusu ile ilgili araştırma yaptığımızda babanım …’a 530.000,00-TL tutarında senet verdiğini ve …’ın bu senedi işleme koyduğunu öğrendiğimizde çok şaşırdık. Çünkü babamın … ile aralarında hiçbir ticari faaliyet yoktu ve bu kadar parayı babamın kendisine borçlanması imkansızdı. Yaptığımız araştırmalarda ise …’ın bu şekilde çok kişiyi dolandırdığını, adlarına sahte senet düzenleyerek icraya koyduğunu, hali hazırda bir çok kişinin bu şekilde mağdur edildiğini öğrendik. Dolayısı ile kendisi babamın yaşlılığından ve hastalığından faydalanmak sureti ile kendisine başka bir belge adı altında senet imzalatarak işleme koyduğunu veya kendisi adına sahte imza ile senet düzenlediğini düşündüğümüz için miraşçılar adına … aracılığı ile Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk. Söz konusu senet ile ilgili ödemeyi durdurmak için itiraz ettik Bu olaylar sonrasında ölen babamdan bize miras kalan *** Mahallesi, *** Sokak, No:2, 7. Kat, No:28, Kocasinan-Kayseri adresinde bulunan ve biz mirasçılarına ait olan evi … azmettirmesi ile … isimli şahsın birlikte hareket ettiği ve onun talimatlarına göre hareket eden Mustafa Baktır isimli şahıs bizim bilgimiz dışında giderek bize ait olan evi açarak evin anahtarını değiştirmiş ve akabinde bina görevlisine hitaben “onlara söyle, evi ben açtım bu ev benim yaptıkları şikayetin cezasını çekecekler” tarzında cümleler kurmuş. Bunun üzerine 31/01/2019 günü evi kontrol etmeye gittiğimde bize ait olan boş evin içerisinde tanımadığım bir şahsın olduğunu gördüm ve bunun üzerine 155 Polis İhbar hattını aradım ve durumu polise bildirdim. Polisler geldiğinde kira sözleşmesi olduğunu beyan ettikleri için bir şey yapmadan gittiler. Yaptığımız araştırmada bize ait olan evin …’ın kayınvalidesi ve vefat eden babamın eşi olan ve ev üzerinde hiçbir hakkı bulunmayan … tarafından … isimli şahsın sekreteri olan ve birlikte hareket ettikleri Hacer isimli şahsın abisi İbrahim isimli bir şahsa içerik itibari ile sahte şahsa kira sözleşmesi yapılarak kiraya verildiğini öğrendim. Bu ev …’ın hukuki mirasçıları olan ben, ***, ***, …’a aittir. …’ın hukuki olarak bu ev üzerinde herhangi bir hakkı yoktur. Bu olaylar bizim … hakkında şikayet dilekçesi verdiğimiz için vuku bulmaktadır. … kendisi hakkında şikayet dilekçesi veren kardeşim …’ı bir şekilde ya tehdit ederek ya da başka şekilde susturduğu için kendisi bu konuda geri adım attı ve bu hususlarda bize yardımcı olmamaktadır. Yaşanan bu olaylardan dolayı …, …, *** ve İbrahim isimli şahıslardan davacı ve şikâyetçiyim.” şeklinde beyanda bulunduğu,
Soruşturmaya konu senet üzerinde yapılan kriminal incelemede; ” Tetkik konusu; çizgisiz beyaz A5 kağıt üzerine el yazısı ile düzenlenmiş, borçlusu …, alacaklısı … olan, 13/10/2014 düzenleme ve … tediye tarihli, “530.000 (Beşyüzotuzbin)” TL değerinde senet üzerindeki yazılar ve borçlu imzası ile …’ın mukayese imzaları, *** …, ***, ***, ***, ***, ***, ***, ***, ***, ***, …, ***’ın mukayese yazı ve imzaları arasında yapılan karşılaştırma neticesinde;
-İmzanın genel yapı ve genel şekli,
-İmzanın başlangıç ve bitiriliş karakteristiği,
-İmzayı oluşturan gramaların yapısı ve tersim tarzı,
-Ortak harf ve rakamların tersim ve teşekkül tarzları,
-Yuvarlak harf ve rakamların başlama ve bitim noktaları,
-Kaligrafik özellikler ve itiyadi hususiyetler yönünden;
a)Tetkike konu senetteki … adına atılı bulunan borçlu imzası ile …’ın mukayese imzaları arasında uygunluk görülmüş, inceleme konusu senetteki borçlu imzasının, … elinden çıktığı kanaatine varılmıştır.
b)Tetkike konu senetteki “…” rakamları haricinde kalan diğer yazı ve rakamlar ile …’ın mukayese yazı ve rakamları arasında uygunluk görülmüş, inceleme konusu senetteki belirtilen yazı ve rakamların, … elinden çıktığı kanaatine varılmıştır.
“şeklinde olduğu,
Soruşturmaya konu olayla ilgili şüpheli ***’ın alınan ifadesinde; “Ben evrakı görmedim ancak … isimli şahsın … ölmeden önce bir şekilde imzasını aldığını bu imza üzerine senet veya sözleşme yaptığını ve bu senet veya sözleşmeyi doldurarak icraya verdiğini biliyorum, ancak bu senedin üzerini kimin yazdığı konusunda bir bilgim yoktur. Hacer isimli şahıs … ın sekreteri İbrahim ise Hacerin abisi olur, bu şahıslar ile ilgili ayrıntıları yukarıda anlattım, ancak benim diğer hususlar ile ilgili bir bilgim yoktur.” şeklinde olduğu,
Kayseri 1. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının bir örneğinin getirtilerek soruşturma dosyasına konulduğu, 530.000,00-TL tutarlı bononun alacaklısı olarak …, borçlusu olarak …’ın yer aldığı, bononun 13/10/2014 düzenleme tarihli … vade tarihli olduğunun görüldüğü, ayrıca ödeme emrinin 06/03/2018 tarihinde düzenlendiği, ölen …’ın gayrımenkulleri üzerinde birçok haciz işleminin yapıldığının görüldüğü,
Yapılan soruşturma sonunda toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; örgüt yöneticisi …’ın kayınvalidesi olan ve … ölmeden önce bu kişinin eşi olan … ile birlikte ölenin bir şekilde imzasını alarak bunu senede dönüştürüp icra takibine koyarak tahsil etmeye çalıştığı, olay tarihinde ağır hastalık geçiren ve genel olarak ekonomik durumu iyi olan ölenin bu tarihte şüpheli …’dan borç almasını gerektirecek herhangi bir durumun olmadığı, … ile … evlendikleri dönemde kendi aralarında bir mirastan feragat sözleşmesi yaptıkları, şüphelilerin oluşturdukları sahte senetle ölenden ve dolayısı ile mirasçılarından maddi menfaat temin etmeye çalıştıkları, şüpheli …’ın üzerilerine atılı (TCK’nun 220/1, 204/1, 35/1 delaletiyle 158/1-d, 158/3-son, 37/1, 53/1, 54/1, 63/1) Suç işlemek için örgüt kurma-yönetme, resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılığa teşebbüs suçlarını ve şüpheli …’ın üzerilerine atılı (TCK’nun 220/2, 204/1, 35/1 delaletiyle 158/1-d, 158/3-son, 37/1, 53/1, 54/1, 63/1) suç işlemek için kurulan örgüte üye olma, resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılığa teşebbüs suçlarını işlediklerinden bahisle cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı görülmüştür.
Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde … ve diğer 35 kişinin müşteki sıfatında olduğu, … ve diğer 13 kişinin sanık sıfatında olduğu, Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 24 ayrı olaydan dolayı soruşturma yapılıp iddianame düzenlendiği, davamızla ilgili olan kısımda sanık …’ın üzerilerine atılı (TCK’nun 220/1, 204/1, 35/1 delaletiyle 158/1-d, 158/3-son, 37/1, 53/1, 54/1, 63/1) Suç işlemek için örgüt kurma-yönetme, resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından dolayı yargılamasının yapıldığı görülmüştür.
Özel Erciyes Hastanesi’ne müzekkere yazılarak *** T.C. Kimlik numaralı …’ın hastanelerinde gördüğü söylenen tedavisine ilişkin tüm hasta dosyası, film ve grafilerinin, raporlarının birer suretleri istenmiştir.
Yargılama sırasında davacı tarafça bildirilen tanıklar usulünce dinlenmişlerdir.
Davacı tanığı *** duruşmada; “Ben Kayseri Kırmızı et üreticileri birliği başkanıyım. 2500 tane birliğimizin üyesi vardır. Ayrıca şu an … Sucukları ile Arasoğlu firmasının sahibiyim. Davacının babası olan …’ı 2012 yılından beri tanırım. 2012’de … ile ortak olduk. 5 yıl ortaklık yaptık, yani öldüğü güne kadar ortaklığımız devam etti. Ben …’ın her şeyini bilen bir insanım. … 77-78 yaşlarındaydı ve her şeyini bana anlatan bir insandı. Kendisinin kimseye bir tek kuruş borcu olmadığını ben biliyorum. Alacağına ve vereceğine çok hassas bir insandı. Davalı …’la tanışıklığı biz ortak olduktan 2 veya 3 sene sonra oldu. Bunlara evlatlık kızını verdi. Aradan bir iki yıl geçtikten sonra ben …’ı araştırdım, kendisinin çok doğru bir insan olmadığını Müslüm Amca’ya söyledim. Hatta bunu söylemeden önce …, Müslüm Amca’dan 60.000,00-TL borç almıştı ve parasını ödemiyordu. Müslüm Amca davalıdan sık sık parasını istiyordu, buna şahidim. En sonunda davalı 30.000,00-TL’lık çek getirdi, kalan parayı da ödemedi. Müslüm Amca hiç kimseye kesinlikle senet vermezdi. Olsa bana söylerdi. Ben takibe konu edilen senedin Müslüm Amca tarafından düzenlendiğini görmedim. … ölmeden 5, 6, hatta 8 ay öncesi itibariyle çok büyük bir rahatsızlık geçirdi, bilinci yerinde değildi. Devamlı evinde dururdu. Bu arada kendisine zorla kağıt imzalattırdılarsa bilemiyorum. Benim yanımda kesinlikle … davalıya belge imzalamadı. . Benim bildiklerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı *** duruşmada; “Davacı benim amcam olur. … ise dedem olurdu. Davalı ise dedemin ikinci hanımının damadı olur. Biz, dedemle 2004 yılından 2012 yılına kadar ortakçılık yaptık. Dedem düzgün bir adamdır, kimseye borcu olmaz. Dedemin dışarıdaki işlerini ben takip ederdim. Kendisi yaşından dolayı dışarı çıkamazdı, gidemediği yerlere beni gönderirdi. Zaten son iki üç sene ağır hastalığı vardı. Hastaneye yattı, nefes alamıyordu, nefes darlığı vardı. Sürekli öksürük şikayeti vardı. Geceleri uyuyamıyorum derdi. Dedemin ikinci hanımının kızı …’la 2015 senesinde evlendi. Evlendikten sonra biz davalı ile tanıştık. Bize organize sanayi bölgesinde fabrikam var dedi. Biz adresini sorduk, seni ziyarete gelelim dedik. Bize adres veremedi, buraya gelin diyemedi. Bizi tanıyanlar dışarıdan aradılar; … kimdir, bu dolandırıcı bizi dolandırdı dediler. Telefon numarasını adresini istediler. Ben davalının telefon numarasını verdim ama davalı telefonlara çıkmıyordu. Dedemin elinden boş bir kağıda imza atılmış deniliyor. Dedemin borcu, ticari ilişkisi yoktu. Ben vefatından önce dedemle görüştüğümde bana davalının düzgün bir adam olmadığını, kesinlikle davalıyla bir ticari ilişkisi olmadığını söylemişti. Biz düzgün bir kişi olmadığını kendisine de söyledik. Rahmetlinin kendisi de biliyordu, çünkü davalı hakkında etraftan çok soru ve şikayet geliyordu. Vefatından önce dedem …’a delirum teşhisi konulmuştu. Erciyes Kartal Hastanesi’nde İbrahim Kahraman isimli doktor bu teşhisi koydu. Bu hastanede dedem yattı. Bu teşhise konu hastalık, bunama gibi bir şeymiş. Zaten dedem son zamanlarını hastanede geçirdi ve hastanede vefat etti. Ben dedemin davalıya bir kağıt, bir senet veya belge imzaladığını görmedim. Benim bildiklerim bunlardan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı … duruşmada; “Davacı benim dayım olur. Davalıyı tanırım, akrabalığım yoktur ama daha önce 3 ay kadar çocuklarına baktım. Dedem …’ın vefatından önce bir gün ben onların evlerindeydim. Dedem hastaydı, odada yatıyordu. İkinci eşi Neriman Hanım ve ben evdeydik. Kapı çalındı. Postacı bir evrak getirdi, bu evrak icra kağıdı idi. Bu evrak dedem …’a geldi ama kimin gönderdiğini bilmiyorum. Evrakı Neriman Hanım postacıdan aldı. Ben postacının verdiği kağıdı gördüm ama alıp içine bakmadım. Neriman Hanım’ın elindeydi. Haciz kağıdı olduğunu görünce dedemin hacizlik işi olmaz bu ne diye sordum. O da bana, bu kağıt dedenin değil, dedi. Dedemin torunu, davacı …’ın oğlunun adı da …’tır, 23-24 yaşlarındadır. Neriman Hanım bana haciz kağıdı dedene değil, …’ın oğlu …’a gelmiş dedi. O zaman ben keşke yengeme gönderseydin dedim. Neriman Hanım bana önemli değil ben veririm dedi. Kağıdı benimle de yengeme göndermedi. Dedeme verdiğini de görmedim. Kağıdı götürüp yatak odasına koydu. Bu olay dedemin vefatından tahminen 20-25 gün öncesinde oldu. Zaten ondan sonra dedem hastaneye yattı ve hastanede vefat etti. Yani bu icra kağıdından dolayı dedem …’ın hiç bilgisi olmadı. Neriman Hanım, …’ın kızına da bu haciz kağıdı ile ilgili bir şey söylememiş. … ölümünden önce hasta idi. Ölümünden bir ay kadar önce evine gittiğimde beni tanımadı, temizlikçi geldi sandı. Ben …’ın herhangi bir senet, kağıt imzaladığını görmedim. Dedem …’ın davalı …’la beraber yaptığı bir iş ve ortaklığı yoktu. En son dedem davalı için, dolandırıcının teki demişti, bunu duydum. Ben …’ın kızına yani teyzemlere postacının getirdiği icra kağıdını gördüğümü söylediğim için … bana cep telefonuma tehdit mesajı yazdı. Mesajda bu saatten sonra benden kork, ekmeğimizi yedin de yalancı şahitlik yapıyorsun, gibi şeyler yazdı. Ben de bu tehditler üzerine onu Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet ettim. Geçen hafta da davamız vardı, davalıya 4 ay ceza verdiler. Benim bildiklerim bunlardan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce bilirkişi incelemesine esas olmak üzere Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dava dosya ekinde bulunan davamıza konulu Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın *** soruşturma ve *** birleştirme ile *** soruşturma ve *** birleştirme kararına konu …’ın borçlu, …’ın alacaklı olarak yazılı olduğu 530.000,00-TL bedelli, 14/06/2017 tarihli senede ilişkin soruşturma evraklarından, iddianamenin olay yeri başlıklı kısmının, *** ekleri başlıklı klasördeki 18/06/2019 tarihli kriminal polis laboratuvarının, … adına düzenlenen ve yukarıda sözü edilen senede ilişkin yapılan incelemeye yönelik bölümlerinin fotokopilerinin istenmiş, ayrıca mahkememizce yukarıda sözü edilen bu senet üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak istendiğinden bu senet aslının mahkemelerinde olması durumunda mahkememize gönderilmesinin değilse senet aslının yerinin bildirilmesi, yine dava dosyalarının ekindeki klasörler içinde bulunan bu senet üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak için toplanmış olan tatbiki esas mevcut belge ve yazı asıllarının mahkememize gönderilmesi istenmiştir.
Müteveffa …’ın T.C. kimlik numarası ve açık kimlik bilgileri belirtilmek suretiyle Kayseri Ticaret Odası’na, Kayseri Sanayi Odası’na, Özel Erciyes Hastanesi’ne, İş Bankası ve İNG Bank Kayseri *** Şube Müdürlüklerine, Kayseri 6. Noterliği’ne, Melikgazi ve Kocasinan Belediye Başkanlıkları’na, Melikgazi Nüfus Müdürlüğü’ne, Melikgazi İlçe Seçim Kurulu’na ayrı ayrı müzekkerler yazılarak müteveffanın mukayese ıslak imzası bulunan belge asıllarının gönderilmesi istenmiştir.
İstenilen belgeler temin edilerek HMK’nun 267. ve 268. maddesi gereğince dava dosyasının, davaya konu senet aslının ve celbedilen ıslak imzalı belge asıllarının Kayseri Kriminal Polis Laboratuvarı’ndan re’sen seçilecek bir grafoloji ve sahtecilik uzmanı bilirkişiye tevdine, HMK’nun 273. maddesi gereğince iddia, savunma, Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin *** Esas sayılı dava dosyası içeriği dikkate alınarak bu davaya konu olan …’ın borçlu, …’ın alacaklı olarak yazılı olduğu, 13/10/2014 düzenleme, … vade tarihli, 530.000,00-TL bedelli senetteki yazı ve imzanın teknik donanıma sahip laboratuvar ortamı kullanılarak grafolojik ve grafometrik yöntemlerle incelemeye konu senet ve karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza ve yazıların tersim, seyir, baskı derecesi, eğim doğrultusu gibi yönlerde taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılarak sözü edilen senetteki imza ve yazıların …’ın el ürünü olup olmadığı, imza ve yazıların aynı tarihli olup olmadığı, ikinci hususun tespitinin bilimsel ve teknik olarak mümkün olup olmadığı, senet üzerinde herhangi bir şekilde sahtecilik olup olmadığı varsa bunun mahiyetinin ne olduğu, ne şekilde yapıldığı konularında dayanakları gösterilmiş, karşılaştırılan imza ve yazıların hangi nedenlerle ayrı veya farklı kişinin el ürünü olduğunun, senette sahtelik bulunup bulunmadığının, fotoğraf veya diğer görüntü yöntemleri ile desteklenmek sureti ile hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi *** tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “İncelemeye konu, alacaklısı …, borçlusu … olan, 13/10/2014 tanzim tarihli ve … ödeme günlü, 530.000,00-TL değerindeki senedin ön yüzünde “13/10/2014, …, ***” yazı ve rakamları altında atılı bulunan borçlu imzasının, …’ın elinden çıktığı kanaatine varılmıştır. İnceleme konusu senet üzerindeki harf ve rakamların (… hariç) aynı bir şahıs eli ürünü olduğu kanaatine varılmıştır. Mukayese yazılar yeterli olmaması nedeniyle aidiyet yönünden karşılaştırma yapılamamıştır. İnceleme konusu senedin tamamen el yazısı ile oluşturulmuş olduğu, senedin genişliğinin A4 ebadında olduğu ancak atılı bulunan imzadan önce mi yoksa sonra mı oluşturulduğu yönünde mevcut bulgular ile kesin bir tespitte bulunulabilmesi mümkün olamamış ise de, inceleme konusu senet üzerindeki imza ve el yazısı ile yazılan yazıların aynı kalemden çıkıp çıkmadığı yönünde yapılan incelemede; “13/10/2014, …, *** TC” tarih, isim yazısı, TC numarasının bir kalem, altında atılı bulunan imzanın ikinci bir kalem, senet üzerindeki diğer harf ve rakamların (… hariç) farklı özelliklere sahip üçüncü bir kalem ile oluşturulduğu müşahede ve tespit edilmistir. 3) İnceleme konusu senedin genişliğinin A4 ebadında olduğu, üst kesiminin formal bir kesim olmayıp, yırtılma olduğu kağıt liflerinin yönünden ve düzensizliğinden müşahede ve tespit edilmiştir. Evvelce imzalı bir belgenin üzerine senet görüntüsü oluşturularak mevcut hale getirilebileceğinin mümkün olduğu müşahede edilmiştir. 4) İnceleme konusu senedin yazı kısmı ile imza kısmının ayrı zeminde bir bütün olarak düzenlenip düzenlenmediği yönünde yapılan incelemede; senet üzerindeki imzanın, senet üzerindeki yazı ve rakamlardan farklı zeminlerde oluşturulduğu tespit edilmiştir. 5) İnceleme konusu senetteki imza ve yazıların aynı tarihli olup olmadığı bu hususun tespitinin bilimsel ve teknik olarak mümkün olup olmadığı hususu sorulmakta ise de; senedin şekilsel özellikleri ve zemin özelliği yönünden kalem farkından senet üzerindeki yazılar ve imzanın farklı oturum ve zeminde yazılmış ve imzalarımış olabileceği kanaati hasıl olmuş ise de; yazı yaşı yönünden talep edilen bir tespitin, günümüz teknolojileri kapsamında -ülkemiz dahilinde- yazı yaşı analizi bilimsel ve teknik analizlere dayalı olarak kabul edilebilir şekilde yapılamamaktadır. Bu konuda araştırmalar devam etmekte olup, yapılan çalışmaların geçerliliği ispatlanmadığı için inceleme ve karşılaştırmalarda tek başına kullanılması uzmanlar tarafından yeterli görülmemektedir.” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, kambiyo senedi niteliğindeki bonoda sahtecilik iddiasına dayalı icra takibinden sonra açılan İİK’nun 72. maddesine göre menfi tespit davasıdır.
Dava ve icra takibine konu edilen …’ın borçlu, …’ın alacaklı olarak yazılı olduğu, 13/10/2014 düzenleme, … vade tarihli, 530.000,00-TL bedelli bono nedeniyle müteveffa … ve mirasçılarının davalıya borçlu olup olmadığı konuları taraflar arasında çekişmelidir.
Davanın niteliği, iddia edilen hususlar, sunulan belgeler ile tüm dosya kapsamı gözetilerek mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşabileceği ya da tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikme nedeniyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğabileceği endişesi/ihtimali bulunması nedeniyle İİK’nun 72/3. maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilememesi ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden (%15) aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkememizden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmesini isteyebilmesi nedeniyle dava değerinin %15’i kadar nakdi teminat ya da kesin ve süresiz banka teminat mektubu karşılığında dava konusu Kayseri 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasından dolayı icra veznesindeki paranın davalı-alacaklısına ihtiyati tedbiren verilmemesine karar verilmiştir.
Dava dosyası incelendiğinde davacının murisi …’ın mirasçısı sıfatı ile eldeki davayı açtığı ve sunulan veraset ilamına göre murisin davacıdan başka mirasçılarının da bulunduğu anlaşılmakla murisin terekesine iştirak halinde malik olmaları halinde bu dava yönünden birlikte hareket etmeleri yasal zorunluluk olduğundan davacı vekiline öncelikle muris …’ın veraset ilamında görünen diğer yasal mirasçılarının da bu davaya açık ve yazılı muvaffakatlarını sağlaması, eğer muvaffakatlarını sağlayamıyorsa bu dava yönünden murisin terekesine bir mümessil tayin ettirmesi için gerekli davayı açmak üzere yetki ve süre verilmiştir. Davacı vekilince *** tarihli dilekçe ekinde muris …’ın veraset ilamında görünen diğer yasal mirasçıları olan ***, *** ve *** isimli mirasçıların vekaleti sunulmuştur. Bu mirasçılar adına açılan davaya muvafakatlarının olduğuna dair beyanda bulunmuştur.
Davalının T.C. kimlik numarasının belirtilmesi sureti ile Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak davalı …’ın halen ceza evinde bulunup bulunmadığı, (Kayseri 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza Evinde), ceza evinde bulunma nedeninin tutuklu olması ya da hükümlü olması mı, hükümlü ise kendisine vasi atanıp atanmadığı sorularak, vasi atanmışsa vasi tayinine ilişkin mahkeme karar örneği ile vasinin açık kimlik ve adres bilgileri istenilmiştir. Gelen yazı cevabından davalıya vasi tayin edildiği anlaşılmıştır. Bunun üzerine Kayseri 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak, ***Esas ve *** Karar sayılı vasi tayini dosyasındaki gerekçeli kararın kesinleşme şerhi ile birlikte gönderilmesi istenilmiştir. Davalıya vasi tayin edildiğine ilişkin kesinleşme şerhli mahkeme karar örneği dosyamız arasına alınmıştır. Davalıya vasi olarak atanan ***’a yeni duruşma gün ve saatini bildirir meşruhatlı davetiye çıkarılarak tebliğ edilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle, alacağın dayanağını teşkil eden kambiyo senedinin hukuksal niteliğini irdelemekte yarar vardır.
Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine dayanır.
Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye, bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bu ilişki “kambiyo ilişkisi” olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur.
Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Bu genel açıklamadan sonra, hemen belirtmelidir ki bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bonoyu düzenleyen, asıl borçlu durumundadır (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 779/1).
Bu aşamada, menfi tespit konulu eldeki davada, ispat yükünün özellikleri üzerinde de durulmalıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesi gereğince, borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında, borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf, o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir.
Borçlu, borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Yukarıda yapılan tüm açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde davaya konulu Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın *** soruşturma ve *** birleştirme ile *** soruşturma ve *** birleştirme kararına konu …’ın borçlu, …’ın alacaklı olarak yazılı olduğu 530.000,00-TL bedelli, 13/10/2014 düzenleme tarihli ve *** vade tarihli bono senedinin matbu senet formunda olmayıp senedin tamamen el yazısı ile oluşturulmuş olduğu görülmektedir. Benimsenen uzman bilirkişinin raporunda senetteki borçlu imzasının …’ın elinden çıktığı, inceleme konusu senet üzerindeki harf ve rakamların (… hariç) aynı bir şahıs eli ürünü olduğu, senedin tamamen el yazısı ile oluşturulmuş olduğu, senedin genişliğinin A4 ebadında olduğu ancak atılı bulunan imzadan önce mi yoksa sonra mı oluşturulduğu yönünde mevcut bulgular ile kesin bir tespitte bulunulabilmesi mümkün olamamış ise de, inceleme konusu senet üzerindeki imza ve el yazısı ile yazılan yazıların aynı kalemden çıkıp çıkmadığı yönünde yapılan incelemede; “13/10/2014, …, *** TC” tarih, isim yazısı, TC numarasının bir kalem, altında atılı bulunan imzanın ikinci bir kalem, senet üzerindeki diğer harf ve rakamların (… hariç) farklı özelliklere sahip üçüncü bir kalem ile oluşturulduğu, evvelce imzalı bir belgenin üzerine senet görüntüsü oluşturularak mevcut hale getirilebileceğinin mümkün olduğu müşahede edildiği bildirilmektedir. Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası üzerinden alınan kriminal raporda da senetteki … adına atılı bulunan borçlu imzası ile …’ın mukayese imzaları arasında uygunluk görüldüğü, senetteki borçlu imzasının, … elinden çıktığı kanaatine varıldığı, senetteki “…” rakamları haricinde kalan diğer yazı ve rakamlar ile …’ın mukayese yazı ve rakamları arasında uygunluk görüldüğü, senetteki belirtilen yazı ve rakamların … elinden çıktığı kanaatine varıldığının bildirildiği görülmektedir. Mahkememizde dinlenen tanık anlatımlarında ve Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası kapsamındaki ifade tutanaklarında davalının 2015 yılında müteveffa …’ın üvey kızı ile evlendiği, dava konusu senedin tanzim tarihi ve sonrasında aralarında ticari bir ilişkinin bulunmadığı, bu evlilikle birlikte tanışıklıklarının başladığı, davaya konu bono senedinin 13/10/2014 düzenleme tarihli, 14/06/2017 vade tarihli ve 530.000,00-TL bedelli olmasına, davalının 2015 yılında müteveffa …’ın üvey kızı ile evlenmesinden sonra davalının …’tan 60.000,00-TL borç aldığı, 30.000,00-TL’nı ödediği, kalanını ödemediği, …’ın davalıdan sık sık borcunu ödemesini istediği, davaya konu bono senedinin tanzim tarihinin davalının …’tan borç almasından daha önce olduğu, davalının …’tan bu senet nedeniyle 530.000,00-TL gibi yüksek bir rakamda alacağı var iken bu alacağının tahsili yoluna gitmeyip daha sonra ondan 60.000,00-TL borç almasının veya bu paranın senet alacağına mahsup edilmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, yine yaygın şekilde matbu bono senedi kullanılmaktayken 530.000,00-TL gibi yüksek bir rakamda alacağa ilişkin el yazısı ile bono senedi düzenlenmiş olduğu, senette vade tarihinin 14/06/2017 olmasına rağmen icra takibinin *** tarihli olduğu, vade tarihinden sonra icra takibi başlatmak için bu kadar süre beklenmesinin makul bir izahının olmadığı, benimsenen uzman bilirkişi raporunda davaya konu senet üzerindeki imzanın, senet üzerindeki yazı ve rakamlardan farklı zeminlerde oluşturulduğu tespit edildiği, Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası incelendiğinde davalının bir çok kişi hakkında kurye görüntüsü altında bir çok kimseden hile ve desise ile imza alıp üzerini senet formatında düzenleyerek haklarında icra takipleri başlattığı, ödeme emrini davalının kayın validesi olan …’ın tebliğ aldığı, …’ın davalının kayın validesi ile evli olduğu ve evlenirken evlilik sözleşmesi yaptıkları bu nedenle de kayın validesinin …’ın mirasından pay alma hakkı bulunmadığı, senette nakden kaydı olduğu, … ile davalı arasında ticari bir münasebet olmadığı, …’ın davalıdan bu kadar büyük bir meblağda para almasını gerektirecek bir durumun olmadığı hususları ve tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde dava konusu senedin …’ın imzasının bulunduğu kağıt üzerine davalının el yazısı ile senet formatında yazılar yazmak suretiyle senet oluşturduğu, bu senetten dolayı muris …’ın ve onun mirasçılarının davalıya borçlu olmadığı sonuç ve kanaatine varılmış ve davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İİK’nun 72/5. maddesinde “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./15.md.) yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Bu yasal düzenleme doğrultusunda davalı alacaklının sahte senede dayanarak davacı tarafın murisi hakkında icra takibi başlattığı, davalının takipte haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından, İİK’nun 72/5. maddesi gereğince takibe konu senet bedeli olan 530.000,00-TL’nın takdiren %20’si oranında kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin *** Esas sayılı (Kapatılan Kayseri 1. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı) takip dosyasına dayanak yapılan …’ın keşideci-borçlu, …’ın alacaklı olarak yazılı olduğu, 13/10/2014 düzenleme tarihli, … vade tarihli, 530.000,00-TL bedelli senet nedeni ile … MİRASÇISI OLAN DAVACI TARAFIN DAVALIYA BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-İİK’nun 72/5. maddesi uyarınca Kayseri Genel İcra Dairesi’nin *** Esas sayılı icra TAKİBİNİN DERHAL DURDURULMASINA, bu konuda anılan icra dairesine müzekkere yazılmasına,
3-İİK’nun 72/5. maddesi uyarınca takibe konu senet bedeli olan 530.000,00-TL’nın takdiren %20’si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Alınması gereken 36.204,30-TL nisbi karar ve ilam harcından davacıdan 8.709,53-TL peşin harcın ve 241,55-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye eksik kalan 27.153,22-TL ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 35,90-TL başvurma harcı ve 8.709,53-TL peşin harç ve 341,55-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 9.086,98-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 551,35-TL tebligat gideri, 5,50-TL e-tebligat gideri, 81,00-TL müzekkere gideri, 750,00-TL bilirkişi ücreti ve 66,00-TL KEP gideri olmak üzere toplam 421,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince taraflarca ayrı ayrı yatırılan gider ve delil avansında artan avansın olması halinde karar kesinleştiğinde ilgili taraflarına iadesine,
9-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 43.550,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/11/2021

Başkan ***
e-imzalıdır
Üye ***
e-imzalıdır
Üye ***
e-imzalıdır
Katip ***
e-imzalıdır