Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/258 E. 2021/1182 K. 27.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/258
KARAR NO : 2021/1182

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- …
2- …
3- …
4- ….
5- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLLERİ : Av…
Av. …
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 3- …

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/04/2018
KARAR TARİHİ : 27/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … günü davalı …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile olay tarihinde saat 16.00 sıralarında … istikametinden … kavşağı istikametine seyri esnasında … kavşağında sola dönüş yapmak istediği sırada kırmızı ışık ihlalinde bulunup kavşak içinde müvekkili …’nın idaresindeki … plakalı araca sol ön ve arka kapı kısmından çarptığını, bu müvekkilinin idaresinde bulunan … plakalı aracın çarpmanın etkisiyle takla attığını, bu kaza sonucu müvekkili … ‘in aracında bulunan eşi …’nın kaza mahalinde vefat ettiğini, müvekkili …’nın da kaza sonucu yaralandığını, trafik kazası tespit tutanağında … tarihli olay yerindeki tramvay kamera kayıt çözümüne, Kayseri … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E. ve … K. numaralı dosyasına göre davalı …’ün tam kusurlu bulunduğunu ve Kayseri … Ağır Ceza Mahkemesi’nde davalı aleyhine mahkumiyet kararı verildiğini, trafik kazasında yolcunun ölümü nedeniyle toplanacak delillere göre fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 100,00-TL maddi tazminatın, işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden; sigortacı yönünden sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalılara ödetilmesine; ayrıca 650.000,00-TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işletilecek avans faizi, ile birlikte ortaklaşa ve zincirleme işleten ve sürücüye ödetilmesine; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; … tarihinde …’nın yolcu konumunda bulunduğu … plakalı araç ile … plakalı aracın karıştığı trafik kazasında davacıların desteği olduğu iddia edilen …’nın hayatını kaybettiğinin iddia edildiğini, hiçbir surette açılan davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; davacının yaralanmasına neden olduğu iddia edilen kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde “Trafik Sigorta Poliçesi Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi” ile … tarihleri arasında sigortalı olduğunu, dava öncesi müvekkili şirkete yapılan başvuru doğrultusunda oluşturulan hasar dosyası kapsamında … tarihinde 101.026,68-TL tutarında ödeme yapıldığını, yapılan gerçek zarar ödemeleri nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, ödenen tutarların farazi olmayıp, alanında uzman aktüer bilirkişiler vasıtasıyla yapılan hesaplamaların dikkate alındığını, bu bakımdan yapılan gerçek zarar ödemeleri ile davanın konusuz kalmış olup, reddinin gerektiğini, yine TMK’nun 2. maddesine aykırı şekilde açılan davanın reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ile … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olan kazanın gerçekleşmesinde müvekkili …’ün herhangi bir sorumluluğu olmadığını, bahsi geçen kazaya karışan kişinin …’ün oğlu … olduğunu, kazaya karışan kişi ile araç maliki arasındaki hukuki nitelik göz önüne alındığında müvekkili …’ün araç maliki olmak dışında herhangi bir sorumluluğu bulunmadığının sabit olduğunu, yerleşik içtihatlara göre de taraflar arasında ticari ilişkinin bulunmaması durumunda araç malikinin sorumlu tutulabilmesi için genel hükümlere göre kusur izafe edilmesi gereğinin net bir şekilde ortaya konduğunu, olay yeri kaza tutanakları ve araç muayene raporları incelendiğinde kazanın meydana gelmesine araca ait herhangi teknik yada mekanik bir arıza sebep olmadığını, tam aksine davacı … idaresindeki aracın kırmızı ışıkta geçmesi sonucu kazanın meydana geldiğini, tüm bunlar neticesinde kağıt üzerinde araç maliki olmak dışında herhangi bir sorumluluğu bulunmayan müvekkili …’ün derdest davada davalı sıfatıyla yargılanmasının hukuk ve ahlak kurallarına aykırı olduğunu belirterek müvekkili … yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesini talep ettiklerini, ayrıca davacı yanın dava dilekçesinde belirttiği …’ün mevcut olayda tam kusurlu olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, zira ceza mahkemesinde gerçekleşen yargılamada keşif yapılmaksızın hazırlanan bilirkişi raporuna göre bile müvekkilinin tam kusurlu sayılmadığını, tam aksine kusur yönünden oransal bir irdeleme gerçekleşmeksizin taksir yönünden rapor hazırlandığını, işbu sebeplerle alınacak bilirkişi raporunda da ortaya çıkacağı üzere davacının kırmızı ışıkta geçmiş olması, aracının kapısının açılması ve müteveffanın emniyete takmaması sonucu meydana gelen kazada müvekkil …’ün herhangi bir kusuru yada ihmali olmadığının bir kez daha ispatlayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Taraflarca trafik kaza tespit tutanağına, trafik kayıtlarına, Kayseri … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dava dosyasına, tramyay kamera kaydı görüntülerine, sigorta poliçesi ve hasar dosyasına, sigorta kayıtlarına, sigorta şirketine KTK md.97 uyarınca yapılan başvuru yazısına, sigorta şirketince yapılan banka ödeme dekontlarına, nüfus kayıtlarına, tanık beyanlarına ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
… ve … plaklı araçların … kaza tarihindeki maliklerinin kimler olduğunun trafik tescil müdürlüğünden müzekkere ile sorularak trafik kayıt örnekleri istenilmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Kayseri … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dava dosyası, adı geçen mahkemeye müzekkere yazılarak istenilmiş, gelen dava dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı ….’ne müzekkere yazılarak … plakalı aracın … kaza tarihini kapsayan sigorta poliçesi ile eklerinden, bu kaza nedeniyle açılmışsa hasar dosyasının tamamından, bir ödeme yapmışlarsa sigorta şirketlerince yapılmış ödemenin kime/ kimlere, ne zaman, hangi türde ve ne miktarda olduğunu gösteren kayıt, belge ve dekontlardan, davacıların iş bu dava tarihi olan … ‘den önce sigorta şirketlerine yaptıkları yazılı başvuru olup olmadığının araştırılarak, varsa yazılı başvurularına ilişkin kayıt ve belgelerden eksiksiz ve okunaklı birer örneklerinin gönderilmesi istenmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Davacıların her biri ile davalılar … ile …’ün ekonomik, sosyal durumlarının ve aylık gelirlerinin tespiti için ilgili mercilerine ayrı ayrı müzekkereler yazılmıştır. … İlçe Emniyet Müdürlüğü’nce … tarihli yazılar ile … İlçe Emniyet Müdürlüğü’nce … tarihi itibariyle, … İlçe Emniyet Müdürlüğü’nce … tarihli yazı ile, … Jandarma Komutanlığı’nca … tarihli yazı ile, … İlçe Emniyet Müdürlüğü’nce … tarihli yazı ile müzekkerelerimize cevap verilmiştir.
Davaya konu olan … tarihli trafik kazasında vefat eden …’nın ölüm tarihine yakın tarihler itibariyle sosyal ve ekonomik durumunun, yaptığı işi, mesleği ve aylık net gelirinn ne olduğuna dair araştırma yapılması için ilgili kolluk birimine müzekkere yazılmıştır. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
… Belediye Başkanlığı’na müzekkere yazılarak, … tarihinde saat 16:00 sıralarında meydana gelen dava konusu trafik kazasıyla ilgili olarak kaza mahallini gören tramvay kamera kayıtlarının olup olmadığıınn araştırılarak varsa kazayı gösteren kamera kayıtlarının çıktılarının alınarak mahkememize gönderilmesinin istenilmesine, bu müzekkereye trafik kaza tespit tutanağından okunaklı bir fotokopinin de eklenerek gönderilmesi istenmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Yargılama sırasında taraflarca bildirilen tanıklar usulünce dinlenmiştir.
Davacı Tanığı … beyanında; “Ben davacıları tanırım. Dava konusu olan trafik kazasının nasıl meydana geldiğini gözlerimle görmedim o konuda bir şahitliğim yoktur. Kazadan yaklaşık 3-4 saat sonra haberim oldu ve … Hastanesinin Acil Servisi’ne gittim. Halamın oğlu olan … acil servisteydi. Akraba olarak kendisine gerekli desteği vermeye çalıştım. … ayakta tedavi edilmişti. Başka bildiğim hastanede yatan kişi yoktu. Yine bu kazada halamın kızı olan …’nın ise vefat ettiğini öğrendim. Kaza yerinde vefat etmiş dediler. Acil serviste bir müddet bekledim. Cumhuriyet Savcısı cenazenin kimliğini tespit için beni çağırdı. Cenazeyi tanıyor musun diye sordu. Ben de baktım ve vefat edenin … olduğunu teşhis ettim. Daha sonra biz oradan ayrıldık, evimize gittik. … yurt dışından emeklidir. Türkiye’de şuan yaşıyor. Aylık gelirini bilmem. Malvarlığı vardır, ama tam net bilgim yoktur. …’da Türkiye’den Bağkur’dan emekliydi. Net maaşını bilemem. İzmir’de iki tane dairesi olduğunu biliyorum. Diğer davacılardan … ile … Fransada oturuyorlar ve ortaklaşa lokanta çalıştırıyorlar diye biliyorum. Yine inşaat işleri ile de uğraşıyorlar. Aylık gelirleri ne kadardır bilmiyorum. … da onların yanında işçi olarak çalışıyor, asgari ücretlidir diye biliyorum. Ancak yurt dışındaki asgari ücret ne kadar onu bilemiyorum. … da yine yurt dışında Senegal’de taşımacılık sektöründe nakliyecilik yapıyor diye biliyorum. Aylık geliri ne kadardır onu da bilmiyorum. …’nın ölümünden sonra çocukları bayağı sarsıldı. 4 çocuğu vardır. Vefattan önce çocukları ile ayrı yaşıyorlardı, evlilerdir. Sadece en küçük oğlu olan … birlikte yaşıyordu. Daha onun düğünü olmadı, bekar olarak biliyorum. Kazadan sonra davalı tarafın davacılarla bir görüşme yaptıklarına dair benim bir bilgim ve görgüm yoktur. Benim bildiklerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı Tanığı … beyanında; ”Ben kazanın oluş anında yurt dışında olduğum için kazanın oluş şekli ile ilgili bir görgüm yoktur. Kazayı duyunca ikinci gün yurt dışından Türkiye’ye geldim. Kaza yerinde bizzat kendimde inceleme yaptım. Karşı tarafın kırmızı ışıktan geçtiğini, ihlal ettiğini, ablam olan …’nın hayat dolu biri olduğunu biliyorum. Vefatı nedeniyle hepimiz perişan olduk. … hem yurt dışından hem Türkiye’den ayrı ayrı emekliydi. Yurt dışında emekliliğinden dolayı tahminime göre 400,00-Euro, Türkiye’deki emekliliğinden dolayı ne kadar aylık aldığını bilmiyorum. Kendisi evliydi, 4 tane çocuğu vardır. 3 çocuğu evlidir, ayrı yaşıyorlar. Bir tanesi de bekardır ve ailesi ile yaşıyor. Kazadan önce nişanı yapıldı, Fransaya yüzük takmak için bir gün sonra gideceklerdi. … ‘ün eşi de hem yurtdışından hem Türkiye’den emeklidir. Onun ne kadar aylık aldığını ben bilmiyorum. Benim bildirlerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı Tanığı … beyanında; “Ben olay günü kendi kullandığım aracımla yolda seyir halinde idim. Kırmızı ışık yandığı için … istikametine giden yolda bekliyordum. Davacı … … Caddesi’nden dönüp …istikametine doğru seyir halindeydi. Ona çarpan araç ise … istikametinden …Caddesi istikametne doğru seyir halinde idi. … Caddesi’ne doğru direk gidenler için yeşil ışık yanıyordu. Ancak dönüş yapanlar için kırmızı yanıyordu. Bu araç yeşil ışıktan faydalandı ama sonra birden dönüş yaptı, yani kırmızı ışığı ihlal etti. Bu nedenle de … ‘in kullandığı araçla çarpıştılar. … ‘in kullandığı araç takla attı. Kız kardeşim …’yı yolda yatarken gördüm. Arabanın içerisinden dışarıya fırlamış. Bu arada … ‘i de arabanın içinden çıkarmaya çalışıyorlardı. Kaza olmadan önce yani çarpışma anından önce …’ya yeşil ışık yanmıştı ve … hareket etmişti. Ona çarpan araca ise kırmızı ışık yanmıştı. Ancak bu araç kırmızı ışığı ihlal ederek …’nın kullandığı aracın sol tarafından vurdu. … ‘in arabası takla attı. Olay gündüz saat 16,00-16,30 sıralarında olmuştu. Yolda görüş açıktı, zemin kuruydu. Bu kazada …’nın vefatı nedeniyle davacılar da, bende şok olduk. Manevi olarak yıprandık. Davacılar müteveffa kız kardeşimin çocukları olur. Davacılardan … bekardı, daha doğrusu nişanlıydı. Daha doğrusu söz kesmeye gidiyorlardı. Kazadan önce annesi ile beraber yaşıyordu ama bu olaydan sonra evlendi. Diğer davacılar ise bu kazadan önce evliydiler. Kız kardeşim … ev hanımı idi. Ancak yaşı dolduğu için daha önce Fransa’da kısmi çalıştığı için oradan 250-300 Euro civarında cüzzi, kısmi bir maaşı vardı. Davacıların hepsi yurt dışında çalışıyorlar. Kazadan önce … ‘in arabasına çarpan aracın fren yaptığını duymadım görmedim. Sadece çarpışma sesini duydum. … Türkiye’de de Bağkur emeklisi idi. Yukarıdaki beyanımı düzeltiyorum. Davacılardan … işsizdir. Diğer davacılar ise Fransa’da işçi olarak çalışıyo. Bir tanesi … Türkiye’ye geldi ama Fransa’ya da gidiş geliş yapıyor. Hem Fransa’da hem Türkiye ‘de çalışıyor. Benim söyleyeceklerim bunlardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
…’ne müzekkere yazılarak … tarihli trafik kazası neticesinde …’nın vefatı nedeniyle SGK tarafından davacılara rucua tabi maaş veya gelir bağlanıp bağlanmadığı, ödeme yapılıp yapılmadığı sorularak, varsa maaş veya gelir bağlama ya da ödeme yapma kararının, peşin sermaye değerinin hesaplanmasına ilişkin hesap tablolarının, ödeme belgelerinin ve dayanak diğer kayıt ve belge örnekleri istenilmiştir. Bu müzekkeremize …tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Türkiye’nin Fransa’daki Lyon Başkonsolosluğu’na müzekkere yazılarak davacılar …, … ve …’nın halen Fransa ülkesinde ne iş yaptıkları, bu işten elde ettikleri gelirlerinin ne kadar olduğu, bu iş dışında başkaca gelirlerinin olup olmadığı, bakmakla yükümlü olduğu kimseler varsa bunların kimler olduğu, taşınır ve taşınmaz mal varlıklarının bulunup bulunmadığı, eğitim durumlarının ne olduğu, fiziksel engellerinin olup olmadığı gibi sosyal ve ekonomik durumlarının tespitine yönelik bilgi, varsa gelir durumlarına ait kayıt örnekleri ile diğer kayıt ve belgelerin mahkememize gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
İlgili delilerin toplanmasından sonra dosyanın re’sen seçilecek aktüer bilirkişisine tevdine, tarafların iddia ve savunmaları, dosya içindeki kusur raporu sigorta şirketinin hasar raporu, sigorta poliçesi, ceza dosyası, SGK ve nüfus kayıtları ile diğer tüm deliller incelenmek sureti ile davacıların varsa zararlarının aktüer hesabının yapılarak hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor düzenlemesi hususunda bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen … tarihli raporda; “Desteklenen davacı eş …’ya davalı … şirketi tarafından … tarihinde 101.026,68-TL destek tazminatı ödendiği, davacı eşin ödeme tarihi itibariyle hesaplanan destek zararının 100.144.01- TL olduğu ve ödeme tarihi itibariyle bakiye zararının bulunmadığı” bildirilmiştir.
… tarihli rapora yapılan itiraz ve beyanlar dikkate alınarak dosyanın daha önce aktüer raporu veren bilirkişiye tevdine, HMK’nun 273. maddesi gereği iddia, savunma, ceza mahkemesi dosyası, nüfus kayıtları, sosyal ve ekonomik durum araştırmaları, gelir araştırmaları, SGK kayıtları, sigorta dosyası ve hasar dosyası, tanık anlatımları ile tüm dosya kapsamı incelenmek sureti ile müteveffa … ‘nın emekli iken yaşamını yitirdiği, emekli iken yaşamını yitiren desteğin emekli olsa da kalan ömrü süresinde ev ve çarşı pazar gibi günlük işleri yaparak asgari ücret düzeyinde destek sağlayabileceği, Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 Karar sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90 ve 92 maddelerinde yer alan “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadesini iptal etmesinden sonra Yargıtay … H.D.’nin … Esas ve … Karar sayılı emsal kararında ön görülen hesaplama metodu, davalı … şirketi tarafından daha önce bir miktar ödeme yapıldığı ve daha önce yapılan aktüer hesaplamadan sonra asgari ücretin değiştiği dikkate alınarak sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığı tarih itibari ile hesaplama yapılması, sigorta şirketinin yaptığı ödeme bu hesaplama karşısında yeterli değil ise işbu ek raporun düzenleneceği tarihteki verilere göre hesaplama yapılması, hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosuna göre, 1,8 teknik faiz uygulanmadan progresif rant yöntemi kullanılması ile işleyecek devredeki gelirlerin %10 arttırılıp, %10 iskonto edilmesi sureti ile davacının varsa destek zararının aktüer hesaplarının yapılması, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereği sigorta şirketi tarafından davadan önce yapılan ödemeye işbu ek raporun düzenleme (hesabın yapıldığı) tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak hesaplanan tutardan mahsubu ile varsa bakiye destek zararının hesaplanması yönünden hüküm vermeye ve denetime elverişli ek rapor düzenlemesi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen … ek tarihli raporda; “Davacı …’nın bakiye destek zararının 88.228,40-TL olduğu, söz konusu zararın davalı … şirketi tarafından temin edilen Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi (sakatlık/ölüm) bakiye teminat limiti (228.973,3- TL) kapsamında kaldığı” belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma zararına yönelik maddi tazminat istemi ile manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Taraflar arasında uyuşmazlık noktaları 18/09/2017 tarihli trafik kazasının oluşmasında kim veya kimlerin ne oranda kusurlu olduğu, bu kaza nedeniyle davacıların destekten yoksun kalma ve manevi zararı olup olmadığı, varsa davalıların bu zarardan sorumlu olup olmadıkları hususlarında toplanmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya mahkememiz görevlidir. Zira dava ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketine karşı açılmıştır.
6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca yargılama mahkememiz heyeti tarafından yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizde açılan ve sonuçlanan davada dava değeri 500.000,00-TL’nın üstünde olması nedeniyle 7251 sayılı kanunla değişik 6102 Türk Ticaret Kanununun 4/2. maddesi uyarınca yazılı yargılama usulü uygulanmıştır.
Dava dilekçesinde her bir davacı için ne kadar manevi tazminat talep edildiğinin yazmadığı görüldüğünden, HMK’nun 30. maddesi gereği dava dilekçesinin netice ve talep kısmında istediği ve toplam olarak belirttiği 650.000,00-TL miktarındaki manevi tazminatın hangi davacı ya da davacılar için ve her biri yönünden ne miktarlarda istendiğini açıklaması için davacılar vekiline süre verilmiştir.
Davacılar vekili … tarihli dilekçesinde “Tarafımızdan dava dosyasına sunulan … tarihli, … Esas – … Karar sayılı mirasçılık belgesindeki payları oranınca talep edilen tazminat miktarları şu şekildedir;
a) … T.C:…- 162.500,00-TL
b) … TC:…- 121.875,00-TL
c) … TC:…- 121.875,00-TL
d) … TC:…- 121.875,00-TL
e) … TC:…- 121.875,00-TL ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava dilekçesinde tüm davacılar için toplam 100,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı istediği görüldüğünden, HMK’nun 30. maddesi gereği ölüme bağlı destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminatı hangi davacı ya da davacılar yönünden ve talep ettiği her bir davacı yönünden ne miktarlarda istediğini açıklaması için kesin süre verilmiştir.
Davacılar vekili … tarihli dilekçesinde “Dosyaya sunduğumuz … tarihli … Esas – … Karar sayılı mirasçılık belgesindeki davacıların payları oranınca talep edilen maddi tazminat miktarı şu şekildedir;
a)… T.C: … – 25,00-TL
b)… T.C: … – 18,75-TL
c)… T.C: … – 18,75-TL
d)… T.C: … – 18,75-TL
e)… T.C: … – 18,75-TL”şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacılar vekili, … tarihli talep arttırım dilekçesi ile “Dava dilekçemizde davacılar adına 100,00-TL maddi tazminat talebinde bulunmuş ve ön inceleme zaptı 4 nolu ara karar gereği bunun 25,00-TL’nın davacı … için talep ettiğimizi beyan etmiş idik. Yapılan bilirkişi hesaplamaları ile davacı …’nın (daha önce sigorta tarafından yapılan zarar ödemesi mahsup edildikten sonra) destek zararının 88.228,40-TL olduğu sabit olmuştur. Buna göre dava dilekçemiz (ve açıklama dilekçemiz) ile davacı … için talep ettiğimiz 25,00-TL maddi zararı ıslah ediyor, 88.203,40-TL daha artırıyor ve neticeten davacılardan … için maddi tazminat olarak 88.228,40-TL nin davalılardan alınarak müvekkil …’ya verilmesini fazlaya ilişkin haklarımızın saklı tutulmasını, dilekçemizin karşı taraflara tebliğini talep ediyoruz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ‘Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı’ başlıklı 97. maddesinde (Değişik: 14/4/2016-6704/5 md.) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda davacılar dava tarihinden önce davalı ….’ne başvurmuş, sigorta şirketi tarafından hasar dosyası açılarak … tarihinde 101.026,68-TL ödeme yapmıştır. Buna göre 6704 sayılı yasa gereğince davacılar için davalı … şirketine dava açılmadan önce başvuruda bulunulması şartının mevcut olduğu görülmüştür.
Trafik kazalarında hukuki sorumluluk ve sigorta konusu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup sözü geçen kanunun 85. maddesinin 1. fıkrasında bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut birşeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsünün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracın işleteninin ve bağlı bulunduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, aynı maddenin 5. fıkrasında işleten veya araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu, 91. maddesinin 1. fıkrasında işletenlerin, bu kanunun 85. maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu öngörülmüştür.
Kanunun bahsi geçen düzenlemesinden, zorunlu mali sorumluluk sigortacısının, trafik kazasına karışan aracın işleteni olan sigortalısına bu kaza sebebiyle isabet eden hukuki sorumluluğu poliçe teminat limiti ile sınırlı olarak üstlendiği anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle “Destekten yoksun kalma zararı” ile “Destekten yoksun kalma tazminatı” kavramaları incelenmelidir.
Trafik kazası, bir kişinin ölümü sonucunu doğurabilir. Böyle bir durumda, bazı kişiler onun ekonomik desteğinden, malî yardım ve bakımından yoksun kalabilirler. İşte; ölenin destek ve yardımından yoksun kalanlarının uğradıkları bu zarara, destek kaybından doğan zarar denir.
Destekten yoksun kalma zararı TBK’nun 53. maddesinde yer almaktadır. Madde aynen;
“Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:
1. Cenaze giderleri.
2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.”
şeklinde düzenlenmiştir.
Görüldüğü gibi destek zararları sayılırken “özellikle şunlardır” demekle madde metninde sayılan zararlar ile sınırlandırılmamıştır. Madde de çok dar kapsamlı sayılan zararların ne tanımı ne de şartları yer almıştır. Desteğin ölümünden önce kurulmuş olan veya destek yaşasaydı, kurulması muhtemel olan bir bakım ilişkisinin tespit edilmesi, ardından bu bakım ilişkisinin destek yaşasaydı gelecekte göstereceği değişim neticesinde, destekten yoksun kalanın uğradığı zarar miktarının ve ödenecek tazminat miktarının tespit edilmesi, tahminlere ve varsayımlara dayalıdır.
TBK’nun 53. maddesinin öngörmüş olduğu hâl, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun kalma tazminatı” denir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, bir şahıs öldüğünde, ölenin sağlığında destek olduğu veya ileride destek olacağı kimseleri korumayı, desteklerinin ölümünden önceki sosyal ve ekonomik durumlarına uygun hayat sürdürebilmeleri için, ölüm sebebiyle mahrum kaldıkları yardımı, ölüme sebebiyet verenden tazmin edebilmelerini amaçlayan bir tazminat türüdür. Kanun metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nun 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir. Bunun yanında amaç zarar görenin malvarlığındaki eksilmeyi giderme olduğuna göre, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların da zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi hâlde zarar görenin malvarlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar görenin malvarlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme imkânı tanımaktır.
Destek zararından bahsedebilmek için destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli imkânlardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma şartı gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, davacının ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir.
“Destekten yoksun kalanların meydana gelen zararlarını tazmin hakkı ölenden intikal eden bir hak olmayıp doğrudan doğruya desteğini yitiren kişinin kendisinde doğan, asli ve bağımsız nitelikte bir haktır. Ölenle ya da mal varlığı ile bir bağıntısı bulunmadığı için bağımsız bir talep hakkı yaratır, Bu nedenledir ki ölen kimse ile destekten yoksun kalan arasında kanuni veya akdi bir bakım yükümlülüğü, mirasçılık ya da akrabalık ilişkisi bulunması gerekmemektedir. Destekten yoksun kalma tazminatı talebi miras yoluyla kazanılan, mirasçılık sıfatına bağlı bir hak olmadığından desteğin veya mirasçılarının da herhangi bir tasarruf hakkı bulunmamaktadır” (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 22/06/2018 tarihli ve 2016/5 E., 2018/6 K. sayılı kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15/06/2011 tarihli ve 2011/17-142 E., 2011/17-411 K.; 20/04/2011 tarihli ve 2011/17-34 E., 2011/216 K.; 14/03/2019 tarihli ve 2017/1089 E., 2019/294 K. sayılı kararları).
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06/03/1978 tarihli ve 1/3 sayılı kararında destekten yoksun kalma tazminatı; “Destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminattır” şeklinde tanımlanmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30/11/2005 tarihli ve 2005/4-648 E., 2005/691 K. sayılı kararında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nun 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Burada sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O hâlde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç içerisinde bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21/04/1982 tarihli ve 1979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21/04/1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06/03/1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30/11/2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Eldeki davada, … günü saat 15:49 sıralarında davacı sürücü …’nın yönetimindeki … plakalı otomobil ile tramvay yolu ile bölünmüş … Bulvarı’nı takiben … Caddesi istikametinden … istikametine seyri sırasında olay mahalli ışıklı kontrollü … Kavşağı’na geldiğinde, karşı istikametten gelip sola dönüş için kırmızı ışık yanmasına karşın sola, … Bulvarı’na dönüş yaparak seyir yoluna giren davalı sürücü …’ün yönetimindeki … plakalı otomobilin ön kesimiyle aracın sol yan kesimine çarpması ve çarpmanın etkisiyle savrulan aracın kaldırıma çarparak devrilmesi sonucu ölüm ve yaralanma ile sonuçlanan dava konusu olan trafik kazasının meydana geldiği, kesinleşen Kayseri … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dava dosyası üzerinden aldırılan trafik bilirkişisi İsmail Sungur tarafından düzenlenen … tarihli açıklamalı raporda … tarihli trafik kazasının oluşumunda davalı sürücü …’ün %100 oranında tam (ağır) kusurlu olduğu tespitin yapıldığı, yine Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı’nın … tarihli raporunda davacı sürücü …’nın yönetimindeki … plakalı otomobil ile seyri sırasında olay mahalli ışık kontrollü kavşağa gelerek kendisine yanan yeşil ışıkta kavşağa girdiğinde, karşı istikametten gelip, sola dönüş yapacak olan araçlara kırmızı ışık yanmasına rağmen hatalı biçimde sola dönüş yaparak kavşağa giren davalı sürücü …’ün yönetimindeki … plakalı otomobilin ön kesimiyle aracın sol yan kesimine çarpması ve çarpmanın etkisiyle savrulan aracın kaldırıma çarparak devrilmesi sonucu meydana gelen olayda, oluş şartlarında hatalı tutum ve davranışı bulunmadığındandavacı sürücü …’nın atfı kabil kusurunun olmadığı, davalı sürücü …’ün yönetimindeki … plakalı otomobil ile seyri sırasında sola dönüş yapacağı olay mahalli kavşağa geldiğinde, sola dönüş yapacak olan araçlara kırmızı ışık yanıyor olmasına ve bu araçlar en sol şeritte bekliyor olmasına rağmen, bu şeride girmeyip orta şeritten hatalı biçimde seyrine devam ederek ileriden sola dönüş yapmasıyla, kırmızı ışık ihlali ile kavşağa girip karşı yönden yeşil ışıkta kavşağa giren davacı sürücü …’nın kullandığı otomobilin sağ yan kesimine aracının ön kesimiyle çarpması sonucu meydana gelen olayda dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareketiyle asli (tam) kusurlu olduğunun tespit edildiği, Kayseri … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı hükmünde yukarıda sözü edilen kusur raporlarını benimseyerek kararına esas aldığı ve bu hükmün kesinleştiği, mahkememizce de yukarıda sözü edilen kusur raporlarının dosya kapsamı ve tüm delillerle uyumlu olduğu, denetime elverişli açıklıkta bulunduğu nedeniyle benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Kazaya karışan … plakalı otomobil tarihi itibarı ile davalı …. Nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olup, bu araç trafikte davalı … adına kayıtlı olup, kaza sırasında aracın sürücü davalı …’dür.
… tarihli trafik kazası sonucu vefat eden …, davacı … ‘nın eşi, diğer davacıların ise annesidir. Trafik kazası sonucu vefat eden …, davacı … ‘nın desteği olduğu, davacı çocukların ise desteği sayılamayacağı dosya kapsamı ile sabittir.
Aktüer bilirkişi … tarafından düzenlenen … ek tarihli raporda; “Davacı …’nın bakiye destek zararının 88.228,40-TL olduğu, söz konusu zararın davalı … şirketi tarafından temin edilen ZMMS poliçesi (sakatlık/ölüm) bakiye teminat limiti (228.973,3-TL) kapsamında kaldığı” hesaplanarak bildirilmiştir. Mahkememizce aktüerya bilirkişisinin ek raporuna denetime açık olması nedeniyle itibar edilmiş, rapora göre davalı … şirketi tarafından davadan önce yaptığı ödemenin güncellenmiş miktarının mahsubundan sonra davacı … ‘nın bakiye destek zararının 88.228,40-TL miktarında olduğu anlaşılmıştır.
6098 sayılı Borçlar Yasasının, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1. maddesi ile (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43. maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır.
Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasasının 52. maddesinde (mülga Borçlar Kanunu 44. madde) öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. “Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır. Anılan madde kapsamında yer alan indirim sebeplerinden bir kısmı; zarar verici fiile rıza, ortak veya kişisel kusurdur. Zarar gören, zararlandırıcı olayın sebep olacağı zarara önceden razı olabilir. Zarar gören, zarara açık veya örtülü bir irade beyanıyla razı olabileceği gibi, rızanın, diğer bir takım olgulardan da çıkarılması mümkündür. Bu duruma yargısal kararlarda en sık rastlanılan örnek; içkili sürücünün arabasına, onun bu durumunu bilerek binen bir kişinin, meydana gelebilecek zarara önceden, kapalı bir şekilde razı olduğunun kabulü yönündedir. Makul bir insanın aynı şartlarda kendi yararı gereğince yapmaması gereken harekette bulunması da, zarar görenin ortak kusurunu ifade etmektedir. Zarar görenin bu kusuru, illiyet bağını kesmeyecek yoğunlukta ise tazminattan bir indirim sebebidir. Başka bir ifade ile müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582)
Burada da hâkim, somut olayın özelliklerini dikkate alarak, hakkaniyet düşüncesiyle indirim yapabilecektir. Müterafik kusur indirimi için zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında kusurlu olmasını ifade etmektedir.(Yargıtay 17 H.D. 2014/21879 Esas- 2016/1108 Karar)
Davacının müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılabilmesi için zararın bu nedenle artması, zarar ile mağdurun eylemi arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir. Somut olay değerlendirildiğinde Kayseri … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dava dosyası, bu dosya içindeki kusur raporları, trafik kaza tespit tutanağı, otopsi tutanağı ve diğer tüm delillere göre davacı sürücü …’nın yönetimindeki … plakalı otomobil içinde yolcu olarak bulunan müteveffa …’nın emniyet kemerinin takılı olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda müteveffanın kaza sırasında emniyet kemeri takmamasının zararın artmasına etkisi olduğu şüpheden uzaktır. Yargıtay uygulamalarına göre; müterafik kusur olması durumunda %20 oranında indirim yapılması gerektiği kabul edilmekte olup aktüer bilirkişinin ek raporunda belirlenen zarar miktarı üzerinden, müterafik kusur nedeniyle mahkememizce taktiren %20 oranında indirim yapılarak destekten yoksun kalma tazminatının miktarı belirlenmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında tüm delilere göre davacı …’nın maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 88.228,40-TL bakiye destekten yoksun kalma zararından TBK’nun 52. maddesi uyarınca takdiren %20 oranında mütefarik kusur indirimi yapılarak neticeten 70.582,72-TL maddi tazminatın davalı …. ‘nin ZMMS poliçe teminat limiti ile sınırlı ve temerrüt tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sorumlu olması, davalılar … ve …’ün ise trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sorumlu olmaları koşulu ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, sübut bulmadığından dolayı davacı …’nın fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine, davacı …’nın hükmedilen maddi tazminata avans faizi işletilmesine yönelik isteminin reddine, davalı …’e ait olan … plakalı otomobilin trafik kayıtlarında kullanım amacının hususi olduğunun yazdığı, bu aracın ticari olmadığı dikkate alındığında davacı …’nın hükmedilen maddi tazminata avans faizi işletilmesine yönelik isteminin reddine, yine müteveffa …’nın kendilerine destek olduğu ispatlanmadığından ve yaşları, sosyal, ekonomik ve sağlık durumları itibarı ile destekten yararlanma sürelerini dolduran davacılar …, …, … ve …’nın maddi tazminat davalarının sübut bulmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. reddine,
Zaman itibarı ile somut uyuşmazlığa uygulanması gereken TBK’nun 56. maddesinde “Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünü zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedelsel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarında da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca 22/06/1966 tarih ve 2/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda manevi tazminat, bir ceza ya da gerçek anlamda bir tazminat olmayıp, zarara uğrayan kişinin manevi ıstırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araç olabileceğini belirtmiştir.
Somut olayda, meydana gelen trafik kazasının oluş şekli, olay tarihi, kaza nedeniyle …’nın vefat etmesi, meydana gelen trafik kazasının oluş şekli, olay tarihi, kazada davalı sürücü …’ün tam kusurlu oluşu, …’nın davacılardan … ‘nın eşi ve diğer davacıların annesi olması, bu kazada ayrıca davacı … ‘nın da yaralanmış olması, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü ile yukarıda ilkeler birlikte değerlendirildiğinde davacıların manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacıların manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile davacı … için 75.000,00-TL, davacı … için 35.000,00-TL, davacı … için 35.000,00-TL, davacı … için 35.000,00-TL ve davacı … için 35.000,00-TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, sübut bulmadığından dolayı davacıların davalılar … ve … hakkındaki fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, davalı …’e ait olan … plakalı otomobilin trafik kayıtlarında kullanım amacının hususi olduğunun yazdığı, bu aracın ticari olmadığı dikkate alındığında davacıların hükmedilen manevi tazminata avans faizi işletilmesine yönelik istemlerinin reddine karar verilmesi kanaati oluşmuştur.
Yasal düzenlemeler gereği, TBK.’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı red edilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinden, mütefarik kusur nedeni ile yapılan indirimden dolayı red edilen kısım için davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir. (Yargıtay … HD.’nin … gün ve … Esas … Karar sayılı emsal kararı)
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2. maddesinde “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” hükmü yer almaktadır. Bu husus dikkate alınmak suretiyle red edilen talep yönünden vekalet ücretine hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı …’nın maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 88.228,40-TL bakiye destekten yoksun kalma zararından TBK’nun 52. maddesi uyarınca takdiren %20 oranında mütefarik kusur indirimi yapılarak neticeten 70.582,72-TL maddi tazminatın davalı ….’nin ZMMS poliçe teminat limiti ile sınırlı ve temerrüt tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sorumlu olması, davalılar … ve …’ün ise trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sorumlu olmaları koşulu ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
2-Davacı …’nın fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin REDDİNE,
3-Davacı …’nın hükmedilen maddi tazminata avans faizi işletilmesine yönelik isteminin reddine,
4-Davacılar …, …, … ve …’nın maddi tazminat davalarının REDDİNE,
5-Davacıların manevi tazminat davalarının KISMEN KABULÜ ile davacı … için 75.000,00-TL, davacı … için 35.000,00-TL, davacı … için 35.000,00-TL, davacı … için 35.000,00-TL ve davacı … için 35.000,00-TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine,
6-Davacıların davalılar … ve … hakkındaki fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin REDDİNE,
7-Davacıların hükmedilen manevi tazminata avans faizi işletilmesine yönelik istemlerinin reddine,
8-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince maddi tazminat yönünden alınması gereken 4.821,50-TL harçtan dava açılırken peşin harç olarak alınan 2.220,42-TL ve 301,26-TL tamalama harcının mahsubu ile bakiye 2.299,82-TL nispi karar ve ilam harcının tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince manevi tazminat yönünden alınması gereken 14.686,65-TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafça peşin yatırılan 35,90-TL başvurma harcı, 2.220,42-TL peşin harç ve 301,26-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.557,58-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 394,90-TL tebligat gideri, 55,00-TL e-tebligat gideri, 0,50-TL KEP gideri, 147,50-TL müzekkere gideri, 40,00-TL tanıklık ücreti ile 900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.536,90-TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı nazara alınarak belirlenen taktiren 1.229,52-TL’nın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … tarafından yapılan 5,50-TL tebligat masrafından oluşan yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranı nazara alınarak belirlenen 1,10-TL’nin davacılardan alınarak davalı …’e verilmesine, bakiye yargılama giderinin bu davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … ve davalı …. tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
10-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 9.975,75-TL nispi vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, 11-Davacı …’nın maddi tazminat davasında mütefarik kusur nedeni ile yapılan indirimden dolayı red edilen kısım için davalılar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
12-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacılar …, …, … ve …’nın maddi tazminat davalarının reddi nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 13/2. maddesi gereğince her bir davacı yönünden ayrı ayrı hesap ve taktir olunan 18,75-TL nispi vekalet ücretinin davalı … Yarlikaya’dan, 18,75-TL nispi vekalet ücretinin davalı …’dan, 18,75-TL nispi vekalet ücretinin davalı …’dan ve 18,75-TL nispi vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davalı … ve davalı ….’ne verilmesine,
13-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 10.550,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
14-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 5.250,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,

15-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 5.250,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,

16-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 5.250,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,

17-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 5.250,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
18-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı …’nın reddedilen manevi tazminat istemi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10/2. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 10.550,00-TL nispi vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak bu davalılara verilmesine,
19-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı …’nın reddedilen manevi tazminat istemi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10/2. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 5.250,00-TL nispi vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak bu davalılara verilmesine,
20-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı …’nın reddedilen manevi tazminat istemi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10/2. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 5.250,00-TL nispi vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak bu davalılara verilmesine,
21-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı …’nın reddedilen manevi tazminat istemi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10/2. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 5.250,00-TL nispi vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak bu davalılara verilmesine,
22-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı …’nın reddedilen manevi tazminat istemi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10/2. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 5.250,00-TL nispi vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak bu davalılara verilmesine,
Dair, davacı … , davacılar vekili Av. … ve davalı … vekili Av. …’in yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/12/2021

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır