Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/512 E. 2023/910 K. 16.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1-… – …
2-… – …
3-… – …
DAVACI : 4-… – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –

DAVALI : 1-… – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVALI : 2-… – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 3-… – …
DAVA İHBAR OLUNAN : … –
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (cismani zarar sebebiyle açılan tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … günü saat 13.20’de vuku bulan yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasında müvekkilinin Osman Kavuncu Bulvarı, Çağdaş Apartmanı önünden çocukları ile birlikte karşıdan karşıya geçmeye çalışırken yaya geçidine yaklaşırken hızını azaltmayan sürücü …’in sevk ve idaresindeki, 38 VE 551 plaka numaralı aracı ile müvekkillerine çarptığını ve ağır şekilde yaralanmalarına sebep olduğunu, kazada müvekkilinin küçük kızı …’nın hafif şekilde yaralandığını, 38 VE 551 plaka numaralı araç kazaya karışan sürücünün kardeşi …’in işleten sıfatıyla davada taraf konumunda olduğunu, kazaya karışan aracın kaza tespit tutanağından anlaşıldığı üzere Ege Sigorta AŞ. tarafından sigortalan, zorunlu mali sorumluluk sigortacısı zarar görenlerin zararını poliçe limiti dâhilinde karşılamakla sorumlu olduğunu, müvekkili …’nın mezkür kaza sonrasında basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığını ve bu yaralanma neticesinde günlerce hastanede kaldığını, ilerleyen süreçte de yatağa bağlı bakım hastası durumuna geldiğini, hastanede kaldığı sürece ve devamında ev işlerini yapamadığını, eşi ve çocuklarına karşı sorumluluklarını yerine getiremeyecek bir konuma geldiğini, normal yaşantısından koparak moral olarak çöküntü yaşadığını ve bu durumun halen devam ettiğini belirterek müvekkillerinin uğradığı tüm zararların maddi-manevi tazmini için açmış oldukları bu davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik, … yönünden; 4.000,00-TL maddi, 20.000,00-TL manevi tazminat, … yönünden; eşinin ağır şekilde yaranıp bakım hastası olması sebebiyle, 1.000,00-TL maddi, 10.000,00-TL manevi tazminat, … yönünden; yaşadığı korku, annesinin bakım hastası olması sebebiyle 10.000,00-TL manevi tazminat, … yönünden; yaralanması, yaşadığı korku, annesinin bakım hastası olması sebebiyle 10.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 5.000,00-TL maddi, 50.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine verilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tespit tutanağındaki tespitlerin doğru olmadığını, bunu kabul etmediklerini, meydana gelen kazanın davacının yaya kurallarını yerine getirmemesi nedeniyle gerçekleştiğini bu nedenle davanın esastan reddinin gerektiğini, davacıların talep ettiği tazminatların miktarlarının çok yüksek olduğunu belirterek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sunduğu delillerin kendilerine tebliğ edilmediğini belirterek davanın usulden reddi gerektiğini, dava dilekçesinde bahsi geçen 38 VE 551 plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 05/02/2015 ila 05/02/2016 tarihlerini kapsamak üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi tahtında sigortalandığını, işbu poliçe ile kişi başına toplam 290.000,00-TL’lık sakatlanma ve ölüm zararı teminatı sağlandığını, her koşulda müvekkili şirketin işbu limitle sınırlı olarak sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili şirketin ferilerden de bu limit oranında sınırlı sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’e dava dilekçesi ekli meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen süresinde cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacılar tarafından Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/982 Esas sayılı dava dosyasına, hastane kayıtlarına, trafik kaza tespit tutanağına, SGK kayıtlarına, trafik kayıtlarına, olay yeri kaza anını gösterir fotoğraflara, sigorta poliçesine, tanık anlatımlarına ve bilirkişi incelemesine dayanmışlardır.
Davalı … tarafından Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/982 Esas sayılı dava dosyasına, hastane kayıtlarına, trafik kaza tespit tutanağına, SGK kayıtlarına, olay yeri kaza anını gösterir fotoğraflara, tanık anlatımlarına ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır.
Davalı …Ş. tarafından ceza mahkemesi dava dosyasına, trafik kaza tespit tutanağına, sigorta poliçesi ve hasar dosyasına ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır.
Davalı … tarafından yasal süresi içinde delil bildirilmemiştir.
Davacılar …, …, … ve … ile davalılar … ve …’in sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılması amacı ile ilgili ilçe emniyet müdürlüklerine müzekkereler yazılmıştır.
Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü Trafik ve Tescil Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … tarihi itibarı ile 38 VE 551 plakalı aracın kayıt malikinin kim olduğu sorulmuş ve trafik kayıt örneği istenmiş, 14/04/2016 tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Davacıların T.C. kimlik numarası ve açık kimlik bilgileri belirtilerek SGK Kayseri İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak, davacıların sigortalı olup olmadığı, davacılar arasında kayıtlı çalışanlar varsa halen çalıştığı iş yerinin isim ve unvanı ile açık adresi sorulmuş, varsa aldığı ücret miktarını gösterir kayıt ve belge örneğinin istenilmiş, davacıların … tarihli trafik kazasında yaralanmalarından dolayı SGK tarafından davacılara rücua tabi maaş veya gelir bağlanıp bağlanmadığı, ödeme yapılıp yapılmadığı da sorularak, varsa maaş veya gelir bağlama ya da ödeme yapma kararının, peşin sermaye değerinin hesabına ilişkin tabloların, bunlara dayanak yapılan kayıt ve belge örneklerinin gönderilmesi, ayrıca davacıların … tarihli trafik kazasında yaralanmaları nedeniyle tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanıp karşılanmadığı da sorularak, buna ilişkin kayıt ve belge örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. 13/04/2016 tarihli yazı ile bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
Davacıların ve davalılar … ile …’in açık kimlik bilgileri ve T.C. kimlik numaraları belirtilmek suretiyle davalı …Ş.’ne müzekkere yazılarak davalı sigortalı …’e ait, acente No: 013461, poliçe no:7852434 sayılı ZMMS ile sigortalanmış olan davalı …’in sevk ve idaresindeki 38 VE 551 plakalı aracın … tarihinde Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, Keykubat Mahallesi, Osman Kavuncu Bulvarı’nda yolun karşısına yaya olarak geçmekte olan davacılara çarpması ile oluşan trafik kazası nedeniyle davacıların maddi ve manevi zararları olduğundan bahisle ihbar ve talepte bulunup bulunmadığı, ihbar tarihi ve akıbeti sorulmuş; ihbar tarihini gösterir kayıt ve belgelerin, sigorta poliçesinin, varsa hasar dosyasının ve davacılara yapılan ödemelere ilişkin kayıt ve belge örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak 2015/982 Esas sayılı dava dosyasının akıbeti sorulmuş ve Uyap kayıt örnekleri istenilmiştir. Anılan dava dosyasının örneği Uyap sistemi üzerinden gönderilmiştir.
Davacılar vekiline … tarihli trafik kazasında yaralanan davacıların hangi hastanelerde tedavi gördüğünü, varsa tedavi evrak, film ve grafilerini sunması, hasta dosya numarası, protokol numarası gibi açıklayıcı bilgileri bildirmesi için süre verilmiştir. Davacılar vekili tarafından bu konuda bildirimde bulunulmuştur.
Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne yazı yazılarak … tarihli trafik kazasında yaralanmasından dolayı ilgili davacılar … ve …’nın bu hastanede gördüğü tedavi ve muayenelerine ilişkin olarak; a) Hasta tabela, müşahade kağıtları, her türlü tıbbi rapor, tahlil, reçete, hasta dosyası içindeki diğer tıbbi evraklar ve film ve grafilerin gönderilmesi, b) İlgili davacıların tedavilerinin tamamlanıp tamamlanmadığının bildirilmesi, c) İlgili davacının bu tedavi ile ilgili hastaneye giriş çıkış yaptığı tarihlerin, başka bir anlatımla hastaneye kaç kez gelip gittiğinin bildirilmesi, d) İlgili davacının bu tedavi ile ilgili olarak tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanıp karşılanmadığının, SGK tarafından karşılanmayan, bizzat davacı tarafından ödenen tedavi giderleri varsa bunların neler olduğunun bildirilmesi, ilgili fatura, ödeme belgesi, makbuz ve kayıt örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nce 31/03/2017 tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimliği’nce 04/04/2017 tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.

Dava dilekçesinde davalı …’in açık kimlik ve adres bilgilerinin verilmediği ancak T.C. Kimlik numarası verilen davalı …’in kardeşi olduğu bildirildiğinden davalı …’in Uyap sisteminden aile nüfus kayıt tablosunun ve buradan davalı …’in açık kimlik ve adres bilgilerine ulaşılması amacıyla nüfus kayıtları çıkartılmıştır.
Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı’na müzekkere yazılmış, dava dosyası ekleriyle birlikte Adli Tıp Kurumu’na gönderilmiş, iddia, savunma, trafik kaza tespit tutanağı, Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/982 Esas sayılı dava dosyası, bu dosya içindeki ifade tutanakları, keşif ve bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre … tarihli trafik kazasının oluşumunda kim veya kimlerin ne oranda kusurlu olduğu hususunda açıklamalı rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı’nca düzenlenen 17/04/2017 tarihli raporda özetle; “Sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, yaya …’nın kusursuz olduğu” belirtilmiştir.
Davacılardan … ve …’nın tedavilerine ilişkin celbedilen tüm tıbbi evrak, film ve grafilerin eklenmesi suretiyle davacılar … ve …’nın Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na sevk edilmiş; Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan davacıların … tarihli trafik kazasında yaralanmalarından dolayı; a) Davacı …’nın maluliyeti olup olmadığı, varsa % kaç oranında maluliyeti olduğu, b) Davacı …’nın maluliyeti olup olmadığı, varsa % kaç oranında maluliyetinin olduğu, c) Davacı …’nın geçici iş göremezlik durumu olup olmadığı, varsa geçici iş göremezlik süresinin kaç gün olduğu, (kaç günde iyileşebilir olduğu) hususlarında ayrıntılı rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nca davacı … hakkında düzenlenen 17/08/2017 tarihli raporda özetle; “Tıbbi evrak tetkiki ve muayenesinden elde edilerek yukarıda kaydedilen bilgi ve bulgular birlikte değerlendirildiğinde, 1981 doğumlu …’nın … tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu meydana gelen vücudunda kemik (sağ humerus, pubis, sağ tibia, fibula) kırıklarına neden olan yaralanmasına bağlı opere/ameliyat olması halinde maluliyet oranı değişebileceği, dolayısıyla ameliyat sonrası ortopedik takip ve tedavisi bittikten sonra şahsın muayenesinin yapılarak istenilen hususlarda adli rapor düzenlenmesinin uygun olacağı” belirtilmiştir.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nca davacı … hakkında düzenlenen 17/08/2017 tarihli raporda özetle; “Tıbbi evrak tetkiki ile muayenesinden elde edilerek kaydedilen bilgi ve bulgular Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği (önceki adı ile SSK Sağlık işlemleri tüzüğü) kapsamında birlikte değerlendirildiğinde …’nın … tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu meydana gelen yumuşak doku yaralanması nedeniyle; “Beş (5) gün süreyle mutat iş ve gücünden kaldığı (tıbbi şifa süresinin 5 (beş) gün olduğu), herhangi bir fonksiyonel kayıt tarif ve tespit edilmediği, dolayısıyla meslekte kazanma gücünden ya da vücut genel çalışma gücünden kaybetmediği” belirtilmiştir.
Davacılar vekilinin duruşmada davacı …’nın tedavisinin tamamlanmış olduğunu bildirmesi dikkate alınarak davacı …’nın Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na sevkine, Bu davacının tedavisine ilişkin celbedilen tüm tıbbi evrak, film ve grafilerin daha önce yazılan 07/07/2017 tarihli müzekkere ekinde gönderildiği ve Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nca mahkememize iade edilmediği dikkate alınarak adı geçen tıbbi evrak ve grafilerin kendilerinde olduğunun müzekkereye not edilmesine, mahkememizin 17/08/2017 tarihli müzekkeresi ve Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 17/08/2017 tarihli raporunun bir suretinin bilgi amaçlı olarak yazımıza eklenmesine, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan davacıların … tarihli trafik kazasında yaralanmalarından dolayı; Davacı …’nın tedavilerinin tamamlanmış olduğu davacılar vekilince bildirilmiş olmakla bu davacının … tarihli trafik kazasında yaralanmasından dolayı “çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işleri yönetmeliği hükümleri” gereğince maluliyeti olup olmadığı, varsa % kaç oranında maluliyeti olduğu hususunda açıklamalı rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nca düzenlenen 10/05/2019 tarihli raporda özetle; “tıbbi evrak tetkiki ile muayenesinden elde edilerek yukarıda kaydedilen bilgi ve bulgular Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kapsamında birlikte değerlendirildiğinde; …’nın … tarihli trafik kazası sonucu meydana gelen kemik (sağ pubis, tibia, fibula, humerus, olekranon) kırıkları, sağ alt ekstremitede mevcut atrofi, sağ omuz ve dirsek eklemlerinde mevcut hareket kısıtlılığı ve travma sonrası stres bozukluğu nedeniyle; 1-Dokuz (9) ay süreyle mutat iş ve gücünden kaldığı (tıbbi şifa süresinin 9 (dokuz) ay olduğu, 2-Vücut genel çalışma gücünden %68,89 oranında kaybettiği” belirtilmiştir.
İtiraz üzerine alınan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nca düzenlenen 08/08/2019 tarihli ek raporunda özetle; “tıbbi evrak tetkiki ile muayenesinden elde edilerek yukarıda kaydedilen bilgi ve bulgular Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kapsamında birlikte değerlendirildiğinde; …’nın … tarihli trafik kazası sonucu meydana gelen kemik (sağ pubis, tibia, fibula, humerus, olekranon) kırıkları, sağ alt ekstremitede mevcut atrofi, sağ omuz ve dirsek eklemlerinde mevcut hareket kısıtlılığı ve travma sonrası stres bozukluğu nedeniyle; 1-Dokuz (9) ay süreyle mutat iş ve gücünden kaldığı (tıbbi şifa süresinin 9 (dokuz) ay olduğu, 2-Vücut genel çalışma gücünden %68,89 oranında kaybettiği” belirtilmiştir.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na müzekkere yazılarak 10/05/2019 tarihli raporda travma sonrası stres bozukluğuna bağlı maluliyet oranına davalıların itirazı dikkate alınarak, raporda travma sonrası stres bozuklukları olarak tabir edilen ve maluliyet oranına etkili görülen psikolojik arazların kalıcı olup olmadığının araştırılarak bu konudaki itirazlar yönünden ek rapor düzenlenmesinin, düzenlenecek ek raporla birlikte 10/05/2019 tarihli raporda sözü edilen Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalının ve Psikiyatri Anabilim Dalı’nın adli rapor ve ekinde varsa tıbbi belgelerin, ayrıca 19/02/2019 tarihli müzekkeremiz ekinde gönderilen tüm tıbbi evrak ve grafilerin iadesi istenilmiştir. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nca 19/08/2019 tarihli yazı cevabı ile 08/08/2019 tarih ve AR-1477 sayılı ek adli rapor ile Ortopedi ve Psikiyatri Anabilim Dalı konsültasyon raporlarının onaylı birer örneğinin yazı ekinde sunulduğu, ilgi yazı ile sorulan diğer tıbbi evrakın 10/05/2019 tarih ve AR-852 sayılı adli rapora ek yapılarak gönderildiği, 19/02/2019 tarihli yazımız eki ile ilgili herhangi bir tıbbi evrakın bulunmadığı belirtilmiştir.
Dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek kaza nedeniyle davacı …’da meydana gelen geçici iş göremezlik süresi ve kalıcı iş göremezlik oranı ile bakıcı ihtiyacı olup olmadığının belirlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nca yazılan 16/10/2019 tarihli yazı ile; “Kişi hakkında mütalaa düzenlenebilmesi için; 1. Dosya içinde bulunamadığından; kişinin olay tarihli tüm BT, MR ve grafilerinin, kişiden de sorulmak suretiyle teminen gönderilmesi, 2. Kişinin bir üniversite veya eğitim ve araştırma hastanesi KBB birimine sevki sağlanarak, yeni yaptırılacak, burun kemik ve kıkırdaklarında nefes almayı ileri derecede güçleştiren harabiyet olup olmadığını da içeren ayrıntılı muayenesi, nazal grafilerinin, olfaktör volümetrik MR incelemesinin mümkün olduğu takdirde elektronik ortamda (DICOM), bu hususlarda düzenlenecek raporları ile teminen gönderilmesi, 3. Kişinin bir üniversite veya eğitim ve araştırma hastanesi Ortopedi birimine sevki sağlanarak, son durumunu gösterir yeni yaptırılacak; sağ ve sol taraf mukayeseli ekstremite uzunlukları, çevreleri, eklem açıklıklarını dereceleri ile belirtir, nötral sıfır metoduna göre ayrıntılı muayenesi ile yeni çekilecek kırık alanlarını içine alan grafilerinin mümkün olduğu takdirde dijital ortamda (DICOM), düzenlenecek raporları ile birlikte teminen gönderilmesi istenilmiştir.
Kurumca bildirilen eksikliklerin giderilmesi için işlemler tamamlanmış, akabinde kurumca davacı şahsın muayenesi için randevu günü belirlenmiş, muayene sonrası Adli Kıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nca düzenlenen 19/01/2021 tarihli raporda özetle; “1.Eyüp kızı 1981 doğumlu …’nın … tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr1 I (16Aa……………45)A%49×1/7=%7
Gr1 VII (12Aa……………10)A%14
G1 XII (33Ca………………………20)A%24
Baltazard formülüne göre ……%39.21
E cetveline göre: %37.2 (yüzde otuz yedi nokta iki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, 2.İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren gelişen pseudoartroz komplikasyonları nedeni ile 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, 3.Başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 3 (üç) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği” belirtilmiştir.
HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267 ve 268. maddesi geerğince dosyanın resen seçilecek aktüerya uzmanı bilirkişiye tevdine, HMK’nun 273.maddesi gereğince iddia, savunma, iş göremezlik raporu, kusur raporu, nüfus kaydı, sigorta poliçesi ve diğer tüm deliller incelenip değerlendirilmek suretiyle varsa davacının aktüer zararları konusunda hesaplama yapılmak suretiyle hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine, karar verilmiştir.
Aktüer bilirkişi Göksel Ulusoy tarafından düzenlenen 02/09/2021 tarihli raporda özetle; “Davacının 9 ay süreli geçici iş göremezlik zararının 9.520,11-TL olduğu, davacının 037,2 maluliyet oranına göre sürekli iş göremezlik zararının,
İşlemiş Dönem Geliri : 118.832,06-TL
İşleyecek Dönem Geliri :1.159.240.28-TL
1.278.072,34-TL
%37,2 maluliyet oranına göre (1.278.072,34 x %37,2): 475.442,91-TL olduğu,
3- Davacının geçici ve sürekli iş göremezlik zararının (9.520,11+4 475.442.91) toplam 484.963,02-TL olduğu, … kaza tarihinde sakatlık halinde kişi başına ZMMS poliçe limitinin 290.000,00-TL olduğu (RG. 10/08/2014 T. 29084 S.), 484.963,02-TL olarak hesaplanan toplam maluliyet zararından davalı … şitketinin 290.000,00-TL limit sorumluluğunun bulunduğu, 20/04/2016 tarihli talep açıklama dilekçesinde, davacı … yönünden ev hanımı olan eşinin ev işlerini yapamayacak olması sebebiyle eşinin desteğinden yoksun kalması ve bu durumun kendisine maddi külfet doğurması sebebiyle maddi tazminat talep edildiği beyan edilmiş ise de destek tazminatının ölüm nedeniyle uğranılan bir zarar olduğu dikkate alındığında davacı eş yönünden hesaplama yapılmadığı” belirtilmiştir.
Rapor sonrasında davacı vekilince talep arttırım dilekçesi verilmiş, davacı taleplerinin toplam 534.963,02-TL olarak belirtildiği anlaşılmış, dava değeri yönünden heyetle görülmesi gereken miktara ulaşmış olduğundan dosya mahkememiz heyetine tevdi edilmiştir.
Dosya içindeki 02/09/2021 tarihli aktüer bilirkişi raporunun incelenmesinde, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi Kurulu’nca Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliği’ne göre düzenlenen raporun esas alındığı ve hesaplama yapıldığı, kaza tarihi itibari ile özürlülük ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik hükümlerine göre iş göremezlik raporunun düzenlenmesi gerekmekle bu konuda Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi Kurulu’na müzekkere yazılarak dava dosyasının ve eklerinin müzekkere ekinde gönderilmek sureti ile davalı … hakkında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyet oranı yönünden ek rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
01/12/2020 tarihli 82741 nolu Adli Tıp Kurumu’nun ön raporunda belirtildiği şekilde Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden ve Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde … tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle olay tarihi ve sonrasında kişiye çekilen tüm grafilerin (BT, MR, Direkt grafi) dijital ortamda cd halinde DİCOM formatında kopyasının gönderilmesi istenilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 14/02/2022 tarihli raporda özetle; “Eyüp kızı, 1981 doğumlu …’nın … tarihinde geçirdiği kazaya bağlı yaralanması sebebiyle 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında; Zihinsel, Ruhsal, Davranışsal Bozukluklar; D-Nevrotik, stresle ilgili ve somatoform bozukluklar (Depresif mizaçlı uyum bozukluğu), tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen; %25×1/5=%5 olduğu, Kas İskelet Sistemi: Üst ekstremite; Dirsek; Şekil 2.8: % KF= %6, % KE= %6 olup; %6+%6=%12 olduğu, Tablo 2.3’ye göre; %7 olduğu, Alt Ekstremite: Tablo 3.10’a (ayak bileği kısıtlılığı) göre: %7 olduğu, Tablo:3.2’ye göre;%4 olduğu, Baltazard Formülüne göre : %15.18 olup; 1. Kişinin tüm vücut engellilik oranının %15 (yüzdeonbeş) olduğu, 2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren gelişen pseudoartroz komplikasyonları nedeni ile 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, 3. Başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 3 (üç) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği” belirtilmiştir.
Dosyamızdan alınan en son adli tıp raporu maluliyet tespiti ile farklı yönetmelik hükümlerine göre olsa da ondan önce alınan maluliyet raporlarında maluliyet hakkında fahiş farklar olduğu dikkate alınarak Adli Tıp Kurulu Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu’ndan maluliyet oranı tespiti ve önceki raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, kaza tarihinin … olduğu dikkate alınarak o tarih itibari ile yürürlükte bulunan özürlülük ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporu hakkında yönetmelik hükümlerine göre davacının maluliyet (kalıcı iş göremezlik) durumu olup olmadığı, varsa oranının ne kadar olduğu hususunda önceki raporlar arasındaki çelişkilerin giderilecek şekilde rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulu tarafından düzenlenen 23/03/2023 tarihli raporda özetle; “… hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde; Eyüp kızı, 1981 doğumlu …’nın … tarihinde geçirdiği kazaya bağlı yaralanması sebebiyle; A-) 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında; I. Zihinsel, Ruhsal, Davranışsal Bozukluklar; D-Nevrotik, stresle ilgili ve somatoform bozukluklar (Depresif mizaçlı uyum bozukluğu), Tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen; %25×1/5=%5 olduğu, II. Kas İskelet Sistemi-Üst ekstremite; Dirsek; Şekil 2.8: % KF= %6, % KE= %6 olup; %6+%6=%12 olduğu, Tablo 2.3’ye göre; %7 olduğu, III. Kas İskelet Sistemi-Alt Ekstremite: Tablo 3.10’a (ayak bileği kısıtlılığı) göre: %7 olduğu, Tablo:3.2’ye göre;%4 olduğu, Baltazard Formülüne göre : %15.18 olup; kişinin tüm vücut engellilik oranının %15 (yüzdeonbeş) olduğu, B-) İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren gelişen pseudoartroz komplikasyonları nedeni ile 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, C-) Başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 3 (üç) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği oy birliği ile” bildirilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulu tarafından düzenlenen 23/03/2023 tarihli rapor aldıktan sonra dosyanın rapor veren aktüer bilirkişiye tevdine, son alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Üst İhtisas Kurulu’nun iş göremezlik raporu, kusur raporu, nüfus kayıt örneği, sigorta poliçesi ve diğer tüm delillere göre, davacının maddi tazminat talepleri hakkında güncel asgari ücret miktarlarının esas alınarak TRH 2010 yaşam tablosu ve bilinmeyen dönemler için prograsif rant (%10 arttırım ve %10 iskonto) yöntemi uygulanmak sureti ile poliçe teminat limitinin ve teminat kalemlerinin de belirtilmesi sureti ile HMK’nun 281/2. maddesi uyarınca ek rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Aktüer bilirkişi Göksel Ulusoy tarafından düzenlenen 19/09/2023 tarihli raporda özetle, “Davacının 9 ay süreli geçici iş göremezlik zararının 9.520,11-TL olduğu, davacının V015 özür oranına göre sürekli iş göremezlik zararının, işlemiş dönem geliri : 296.809,28-TL,
İşleyecek Dönem Geliri + : 4.893.875,74-TL
5.190.685,02-TL
%15 özür oranına göre (5.190.685,02 x %15) = 778.602,75-TL olduğu,
Davacının geçici ve sürekli iş göremezlik zararının (9.520,11+778.602,75) toplam 788.122,86-TL olduğu, geçici ve sürekli iş götemezlik zararlarının poliçenin “sakatlık teminatı” klozu ile teminat altına alındığı, … kaza tarihinde sakatlık halinde kişi başına ZMMS poliçe limitinin 290.000,00-TL olduğu (RG., 10/08/2014 T., 29084 S.), 788.122,86-TL olarak kesaplanan toplam maluliyet zararından davalı … şirketinin 290.000,00-TL limit sorumluluğunun bulunduğu, davacı …’nın maddi tazminat talebi yönünden ise değerlendirme ve hesaplama yapılmadığı, davacı vekilinin hukuki yorum yapılmadan hesaplama yapılmasını talep ettiği, ancak tarafının nasıl bir hesaplama yapılacağının anlaşılamadığı” belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeni ile meydana gelen araç değer kaybı zararının ve aracın tamiri süresince kullanılamamasından kaynaklanan mahrumiyet bedelinin, başka bir anlatımla ikame araç (araç kiralama) zararının tazmini istemi ile açılan tazminat davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya mahkememiz görevlidir.
6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca yargılama tek hakim tarafından yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
Davanın dava tarihi itibarı ile dava şartı arabuluculuk faaliyetine tabi olmadığı görülmüştür.
Davalı … tarafından talep edilmesi üzerine TMSF’na dava ihbar dilekçesi tebliğ olunmuştur.
Davacılar vekiline davacı … adına talep edilen maddi tazminatın geçici iş göremezlik zararı, maluliyet zararı gibi hangi hukuki nedene veya nedenlere dayalı olduğu, birden fazla neden varsa talep edilen 4.000,00-TL maddi tazminattan her bir nedenden dolayı kaçar TL talep edildiğini açıklaması, davacı … yönünden talep edilen maddi tazminatın HMK’nun 31. maddesine göre maddi ve hukuki sebeplerini açıklaması istenilmiştir. Davacılar vekili 20/04/2016 tarihli dilekçesi ile; “Mahkemenizin yukarıda esas numarası belirtilen dosyasında davacı müvekkillerimiz adın talep ettiğimiz maddi tazminatın hangi nedenlerle istenildiği hususuna açıklık getirmemiz istenilmiştir. … yönünden talep edilen (şimdilik) 4.000,00-TL maluliyet tazminatı, … yönünden ev hanımı olan eşinin ev işlerini yapamayacak olması sebebiyle eşinin desteğinden yoksun kalması ve bu durumun kendisine maddi külfet doğurması sebebiyle maddi tazminat talep edilmiştir.” şeklinde talep açıklama dilekçesi sunulmuştur.
Davacılar vekili 25/09/2023 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; “… yönünden 788.122,86-TL maddi, 20.000,00-TL manevi tazminat, … yönünden eşinin ağır şekilde yaralanıp bakım hastası olması nedeniyle 1.000,00-TL maddi, 10.000,00-TL manevi tazminat, … yönünden yaşadığı korku, annesinin bakım hastası olması nedeniyle 10.000,00-TL manevi tazminat, … yönünden yaşadığı korku, annesinin bakım hastası olması nedeniyle 10.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 789.122,86-TL maddi ve 50.000,00-TL manevi tazminat kısmının dava tarihinden itibaren, 304.159,84-TL maddi tazminat kısmının ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan Ege Sigorta A.Ş. (TMSF) yönünden poliçe limiti olan 290.000,00-TL ile sınırlı olmak üzere müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine verilmesini” talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuların incelenmesinde;
Taraflar arasında uyuşmazlık konuları … tarihli kazanın oluşumunda kimin ne oranda kusurlu olduğu davacıların maddi ve manevi zararları olup olmadığı, bu zararlardan davalıların sorumlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağının değerlendirmesinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
İsviçre ve Alman Hukukunda yer alan “belirsiz alacak davası”, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Hukukumuza kazandırılmıştır. 6100 sayılı HMK’nin 107/I. maddesi “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir” hükmünü içermektedir. Madde hükmünden de anlaşıldığı üzere Belirsiz alacak davası davacının, davada talep edeceği miktarı veya değeri tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin objektif şekilde imkânsız olması ya da bunun kendisinden beklenememesi halinde mümkündür. Davacı dava tarihinde davanın miktarını tam ve kesin olarak biliyorsa veya bunu bilebilecek durumda ise, belirsiz alacak davası açılamaz.
Sorun, davacının alacağını tam ve kesin olarak belirleyebilecek bir durumda olması halinde alacağının tahsili için kısmi dava açmasının mümkün olup olmadığında toplanmaktadır.
Davacının aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan alacağının veya hakkının tümünü değil, belirli bir kısmını talep ederek açtığı davaya kısmi dava denir. Diğer bir ifadeyle, bir alacak hakkında daha fazla miktar için tam dava açma imkanı bulunmasına rağmen, alacağın bir kesimi için açılan davaya kısmi dava denir. Bir davanın kısmi dava olarak nitelendirilebilmesi için, alacağın tümünün aynı hukuki ilişkiden doğmuş olması ve bu alacağın şimdilik bir kısmının dava edilmesi gerekir (Yargıtay HGK 17/10/2012 gün, 2012/9-838 Esas 715 Karar sayılı ilamı, Kuru/Arslan/Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 22. Bası,s.286; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, Medeni Usul Hukuku, 12. Bası, s.320).
Kısmi dava, 6100 Sayılı HMK’nın 109. maddesinde düzenlenmiş olup, maddenin 1.fıkrasında “Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir” hükmüne, 2.fıkrasında ise; “Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz” hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, kısmi dava açılabilmesi için;
a-Talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olması,
b-Talep konusunun miktarının taraflar arasında tartışmalı bulunması veya açıkça belirli olmaması gerekir.
Şayet, talep konusu taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirlenebilir ise kısmi dava açılamayacaktır. Diğer bir anlatımla; talep konusunun miktarı taraflar arasında “tartışmasız” ise veya taraflar arasında miktar veya parasal tutar bakımından bir tartışma olmakla beraber, tarafların anlaşmasına gerek kalmaksızın, objektif olarak talep konusunun miktarı herkesçe anlaşılabilecek şekilde “belirli” ise, o talep sonucunun sadece bir kısmı dava edilemez. Bu gibi hallerde, kısmi davanın yasaklanmasının sebebi, davacının kısmi dava açmakta hukuki yarar bulunmadığının kabul edilmesidir. Davacının alacağını, küçük parçalara bölüp her biri için ayrı ayrı dava açmasında hukuki yarar değil; aksine, dava hakkının kötüye kullanılması söz konusudur (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11.Bası, s.319-320).
Talep konusu açıkça taraflar arasında tartışmalıysa ya da açıkça belirli değilse açılan belirsiz alacak davasında davacının hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir. Açılmış olan bir davada alacağın taraflar arasında tartışmalı olup olmadığı ya da açıkça belirli olup olmadığı davalının davaya vereceği cevapla anlaşılabilir. Nihayet hakim, ön inceleme aşamasında bu hususu tespit edebilir. Şayet, davalı davaya cevabında alacağı tartışmalı hale getirmişse artık, açılmış olan belirsiz alacak davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddedilmeyip işin esası hakkında hüküm kurulması gerekir (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11.bası, s.320-321).
Somut olayda da; cevap dilekçesi veren davalılar cevap dilekçelerinde, davanın reddini istemiştir. Davalı tarafın davaya cevap dilekçesinden de anlaşılmaktadır ki; davacı tarafın alacağı taraflar arasında tartışmalı hale gelmiştir. Böyle bir durumda ve yukarda yapılan açıklamalar ışığında, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının olmadığından söz edilemez.
KTK’nun 97. maddesine ilişkin dava şartının değerlendirmesinde;
Trafik kazalarında hukuki sorumluluk ve sigorta konusu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup sözü geçen Kanun’un 85. maddesinin 1. fıkrasında bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsünün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracın işleteninin ve bağlı bulunduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, aynı maddenin 5. fıkrasında işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu, 91. maddesinin 1. fıkrasında işletenlerin, bu kanunun 85. maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu öngörülmüştür. Kanunun bahsi geçen düzenlemesinden, zorunlu mali sorumluluk sigortacısının, trafik kazasına karışan aracın işleteni veya araç işleticisi teşebbüs sahibi olan sigortalısına bu kaza sebebiyle isabet eden hukuki sorumluluğu poliçe teminat limiti ile sınırlı olarak üstlendiği anlaşılmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı” başlıklı 97. maddesinde (Değişik: 14/4/2016-6704/5 md.) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir.” Dosya içesindeki bilgi ve belgelerden davacı tarafın dava açılmadan önce davalı … şirketlerine başvurmadığı, görülmüştür. Dosyanın tetkikinde kaza tarihinin … olduğu, 6704 sayılı Kanun ile KTK’nun 97. maddesinde değişiklik yapılmasına ilişkin hükmün yürürlük tarihinin 26/04/2016 olduğu, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2918 saylı Kanun’un 97. maddesinin davacıya seçimlik hak tanıdığı, kaza ve dava tarihinde yürürlükte bulunmayan 6704 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin somut uyuşmazlığa uygulanmayacağı, kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan mevzuatın uygulanması gerektiği nedeni ile davalı …’in 2918 saylı Kanun’un 97. maddesine ilişkin dava şartına yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
Kusur ön sorun değerlendirmesinde;
Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı’nca düzenlenen 17/04/2017 tarihli raporda özetle; “Sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, yaya …’nın kusursuz olduğu” belirtilmiştir. bildirilmiştir. Bu rapor, dosya kapsamındaki trafik kaza tespit tutanağı, hasar dosyası, Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/982 Esas sayılı dava dosyası, bu dosya içindeki ifade tutanakları, keşif ve bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı ile diğer deliller ve olayla uyumlu olduğundan mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Davacıların maddi tazminat istemlerine ilişkin değerlendirmede;
Davacılar vekili 20/04/2016 tarihli talep açıklama dilekçesi ile; “Mahkemenizin yukarıda esas numarası belirtilen dosyasında davacı müvekkillerimiz adın talep ettiğimiz maddi tazminatın hangi nedenlerle istenildiği hususuna açıklık getirmemiz istenilmiştir. … yönünden talep edilen (şimdilik) 4.000,00-TL maluliyet tazminatı, … yönünden ev hanımı olan eşinin ev işlerini yapamayacak olması sebebiyle eşinin desteğinden yoksun kalması ve bu durumun kendisine maddi külfet doğurması sebebiyle maddi tazminat talep edilmiştir.” şeklinde taleplerini açıklamamıştır.
Yargıtay uygulamalarına göre, maluliyet raporu adli tıp uzmanları tarafından düzenlenmeli ve maluliyet oranı kaza tarihindeki mevzuata uygun olarak belirlenmelidir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK’nun 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların, haksız fiil; 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 ila 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne, 01/09/2013 ila 31/05/2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne, 01/06/2015 tarihinden sonra Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra ise Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri, yaralananın çocuk olması halinde ise 20/02/2019 tarihinde yürürlüğe giren Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin tespiti gerekmektedir.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan mahkememizce daha önce rapor ve ek rapor alınmışsa da,Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 04/03/2021 tarih ve 2020/3625 Esas, 2021/2273 Karar sayılı ilamı ve yine aynı dairenin 02/03/2021 tarih ile 2019/1055 Esas ve 2021/620 Karar sayılı ilamları incelendiğinde; özellikle trafik kazası sonrası oluşan psikiyatrik rahatsızlıklarla ilgili olarak ilgili yönetmelik hükümlerine göre maluliyet oranlarının tespiti açısından Üniversite Hastaneleri Adli Tıp Anabilim Dalından alınan rapor ile hüküm kurulamayacağı, maluliyet oranına ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi’nden kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre maluliyet oranına ilişkin rapor alınması gerektiği hususu vurgulandığı dikkate alınarak Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi’nden iş göremezlik raporu alınmış, bilahare dosyaya giren raporlar arasında çelişkiler bulunduğundan bu kez Adli Tıp İkinci Üst Kurulu’ndan çelişkileri giderici rapor alınmıştır (Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/9 E., 2021/758 K. emsal sayılı karar ilamı).
Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulu tarafından düzenlenen 23/03/2023 tarihli raporda özetle; “… hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde; Eyüp kızı, 1981 doğumlu …’nın … tarihinde geçirdiği kazaya bağlı yaralanması sebebiyle; A-) 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında; I. Zihinsel, Ruhsal, Davranışsal Bozukluklar; D-Nevrotik, stresle ilgili ve somatoform bozukluklar (Depresif mizaçlı uyum bozukluğu), Tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen; %25×1/5=%5 olduğu, II. Kas İskelet Sistemi-Üst ekstremite; Dirsek; Şekil 2.8: % KF= %6, % KE= %6 olup; %6+%6=%12 olduğu, Tablo 2.3’ye göre; %7 olduğu, III. Kas İskelet Sistemi-Alt Ekstremite: Tablo 3.10’a (ayak bileği kısıtlılığı) göre: %7 olduğu, Tablo:3.2’ye göre;%4 olduğu, Baltazard Formülüne göre : %15.18 olup; kişinin tüm vücut engellilik oranının %15 (yüzdeonbeş) olduğu, B-) İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren gelişen pseudoartroz komplikasyonları nedeni ile 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, C-) Başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 3 (üç) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği” belirtilmiştir. Bu raporun, dosya kapsamındaki delillerle örtüştüğü, hüküm vermeye ve denetime elverişli olduğu değerlendirilmiş ve bu raporlar mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Aktüer bilirkişi raporuna ilişkin değerlendirmede;
Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı KTK’nun 90. ve 92. maddelerinde “genel şartlara” atıf yapan cümlelerin iptaline karar verilmiş ve bu karar 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olmasıyla birlikte, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nce zarar görenlerin cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı alacağının hesaplanmasında TRH 2010 ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi benimsenmiş olup TRH 2010 yaşam tablosunun uygulamasından vazgeçilmemiştir (Yargıtay 17. H.D.’nin 22/12/2020 tarihli, 2019/5206 Esas ve 2020/8874 Karar sayılı emsal ilamı).
Aktüer bilirkişi Göksel Ulusoy tarafından düzenlenen 19/09/2023 tarihli ek raporda özetle, “Davacı …’nın 9 ay süreli geçici iş göremezlik zararının 9.520,11-TL olduğu, davacının V015 özür oranına göre sürekli iş göremezlik zararının, işlemiş dönem geliri : 296.809,28-TL,
İşleyecek Dönem Geliri + : 4.893.875,74-TL
5.190.685,02-TL
%15 özür oranına göre (5.190.685,02 x %15) = 778.602,75-TL olduğu,
Davacının geçici ve sürekli iş göremezlik zararının (9.520,11+778.602,75) toplam 788.122,86-TL olduğu, geçici ve sürekli iş götemezlik zararlarının poliçenin “sakatlık teminatı” klozu ile teminat altına alındığı, … kaza tarihinde sakatlık halinde kişi başına ZMMS poliçe limitinin 290.000,00-TL olduğu (RG., 10/08/2014 T., 29084 S.), 788.122,86-TL olarak kesaplanan toplam maluliyet zararından davalı … şirketinin 290.000,00-TL limit sorumluluğunun bulunduğu” belirtilmiştir. Bu rapor; dosya içinde bulunan delillere ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına uygun, ayrıca denetime elverişli olduğundan mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Davalıların sorumluluğuna ilişkin değerlendirmede;
Bilindiği üzere; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son. maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir. Yine, aynı sorumluluk olgusu Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de benzer düzenlemeye yer verilmiştir.
Buna göre davacı …’nın trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik zararından haksız fiil hükümlerine göre 34 … plaka sayılı aracının sürücüsü olan davalı …’den ve bu araç işleteni olan davalı …’den ve yine bu aracın ZMMS poliçesini düzenleyen davalı …Ş.’nden talep etmesinin mümkün olduğu, adı geçen davalı … şirketinin sorumluluğunun sürekli iş göremezlik zararı yönünden ZMMS poliçesinin ölüm/sakatlık teminat limiti olan 290.000,00-TL ile sınırlı olduğu değerlendirilmiştir.
Davacı tarafın talep arttırım ve ıslah istemi;
Davacılar vekili 13/10/2021 tarihli dilekçe ile “Talebimizi *** tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda arttırmamız ve eksik harçların tamamlatılması hakkındadır. … fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak şeklinde açılmış olan 5.000,00 TL maddi tazminat bedelinin 479.963,02 TL daha arttırılarak maddi tazminat bedelinin 484.963,02 TL olmak üzere maddi ve manevi toplam 534.963,02 TL olacak şekilde karar altına alınmasına, bu doğrultuda harcın tamamlanabilmesi için mahkemenizce eksik harcın hesaplanarak kesilmesini ve dilekçemizin davalılara tebliğini arz ve talep ederiz.” şeklinde beyan ve talepte bulunmuştur.
Davacılar vekili 25/09/2023 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; “… yönünden 788.122,86-TL maddi, 20.000,00-TL manevi tazminat, … yönünden eşinin ağır şekilde yaralanıp bakım hastası olması nedeniyle 1.000,00-TL maddi, 10.000,00-TL manevi tazminat, … yönünden yaşadığı korku, annesinin bakım hastası olması nedeniyle 10.000,00-TL manevi tazminat, … yönünden yaşadığı korku, annesinin bakım hastası olması nedeniyle 10.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 789.122,86-TL maddi ve 50.000,00-TL manevi tazminat kısmının dava tarihinden itibaren, 304.159,84-TL maddi tazminat kısmının ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan *** A.Ş. (TMSF) yönünden poliçe limiti olan 290.000,00-TL ile sınırlı olmak üzere müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine verilmesini” talep etmiştir.
Maddi tazminat kalemlerinin arttırılmasına ilişkin değerlendirmede;
Davacılar vekili dava dilekçesinde açıkça maddi tazminat davasına konu zarar kalemlerini açıklamaksızın davacı … yönünden; 4.000,00-TL maddi tazminat ve davacı … yönünden; eşinin ağır şekilde yaranıp bakım hastası olması sebebiyle, 1.000,00-TL maddi tazminat talep ettiklerini bildirmiştir. Bu nedenle mahkememizce davacılar vekiline davacı … adına talep edilen maddi tazminatın geçici iş göremezlik zararı, maluliyet zararı gibi hangi hukuki nedene veya nedenlere dayalı olduğu, birden fazla neden varsa talep edilen 4.000,00-TL maddi tazminattan her bir nedenden dolayı kaçar TL talep edildiğini açıklaması, davacı … yönünden talep edilen maddi tazminatın HMK’nun 31. maddesine göre maddi ve hukuki sebeplerini açıklaması istenilmiştir. Davacılar vekili 20/04/2016 tarihli dilekçesi ile; “Mahkemenizin yukarıda esas numarası belirtilen dosyasında davacı müvekkillerimiz adın talep ettiğimiz maddi tazminatın hangi nedenlerle istenildiği hususuna açıklık getirmemiz istenilmiştir. … yönünden talep edilen (şimdilik) 4.000,00-TL maluliyet tazminatı, … yönünden ev hanımı olan eşinin ev işlerini yapamayacak olması sebebiyle eşinin desteğinden yoksun kalması ve bu durumun kendisine maddi külfet doğurması sebebiyle maddi tazminat talep edilmiştir.” şeklinde beyanda bulunmuş ve taleplerini açıklamıştır.
Davacılar vekili talep açıklama dilekçesi ile davalı … için geçici iş göremezlik tazminatı istememiştir. Buna rağmen talep artırım dilekçesi ve ıslah dilekçesi ile davalı … için geçici iş göremezlik tazminatı istenilmiştir. Dava dilekçesinde talep edilmeyen ve bu nedenle dava konusu edilmeyen tazminat kalemlerinin talep artırım dilekçesi ve/veya ıslah dilekçesi ile dava konusu edilmesi mümkün görülmemekle davacı …’nın eldeki davada geçici iş göremezlik zararına yönelik maddi tazminat davası bulunmadığından bu davacının 9.520,11-TL geçici iş göremezlik zararına yönelik 13/10/2021 tarihli talep arttırım dilekçesi ile 25/09/2023 tarihli ıslah dilekçesindeki maddi tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği değerlendirilmiştir.
Davalı … yönünden maddi tazminat istemine ilişkin değerlendirmede;
Yukarıda da sözü edildiği üzere dava dilekçesinde ve davacılar vekilinin 20/04/2016 tarihli dilekçesinde; “Davacı … yönünden ev hanımı olan eşinin ev işlerini yapamayacak olması sebebiyle eşinin desteğinden yoksun kalması ve bu durumun kendisine maddi külfet doğurması sebebiyle maddi tazminat talep edilmiştir.” şeklinde beyanda bulunmuş ve bu davacı yönünden maddi tazminat talebinin sebeplerini açıklamıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatı TBK’nun “ölüm” kenar başlıklı 53. maddesinde düzenlenmiştir. TBK’nun 53/1-3 maddesinde destekten yoksun kalma tazminatı “Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.” olarak tanımlanmıştır. Diğer bir tanımla; “Ölen kişinin yaşarken destek verdiği kişilerin aldığı desteğin ölüm sebebiyle ortadan kalkması sebebiyle destek alanların uğradıkları zarardır.” Destekten yoksun kalma tazminatı, ölenin destek verdiği kişilerin hayatlarının ölüm nedeniyle kötüleşmemesi için hukuken konulmuş bir maddi tazminat davası türüdür. Destekten yoksun kalma tazminatı ölüm olayı üzerine, mirasçılık sıfatı ile ilgisi olmaksızın, müteveffanın ölümü nedeniyle yardımdan yoksun kalanların şahsında doğan bir zarardır. Destekten yoksun kalma tazminatını talep hakkı ölen kişiden intikal eden bir hak olmayıp, talep sahibinin şahsından doğan bağımsız bir haktır. Çünkü destek alanın alışılmış yaşamını sürdürmesi daha doğrusu yürütmesi nafaka niteliğindeki bu desteği almasına bağlıdır. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında davacı …’nın eşinin kazada vefat etmeyip yaralandığı, bu nedenle adı geçen davalının destek zararının bulunmadığı anlaşılmakla, davacı … yönünden ev hanımı olan eşinin ev işlerini yapamayacak olması sebebiyle eşinin desteğinden yoksun kalması ve bu durumun kendisine maddi külfet doğurması nedenlerine dayalı destekten yoksun kalma zararına ilişkin maddi tazminat talebinin reddi gerektiği değerlendirilmiştir.
Manevi tazminat istemine ilişkin değerlendirmede;
6098 sayılı TBK’nun 56. hükümlerine göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda, meydana gelen trafik kazasının oluş şekli, olay tarihi, kazanın oluşumundaki kusur durumu, bu kaza neticesi davacı …’nın ve davacı …’nın yaralanmaları, yaralanmanın ve maluliyetin mahiyeti, ağırlığı ve derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü ile yukarıda ilkeler birlikte değerlendirildiğinde davacının manevi tazminat davasının kabulü ile davacıların davalılar … ve … hakkındaki manevi tazminat davasının kabulü ile davacı … için 20.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL ve davacı … için 10.000,00-TL manevi tazminatın davacıların talebi ile bağlılık kuralı gereği dava tarihi olan 30/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, manevi zararın ZMMS poliçesi ile teminat altına alınmadığı dikkate alınarak davacıların davalı … AŞ hakkındaki manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
Davalıların temerrütüne ve faiz türüne ilişkin değerlendirmede;
Trafik kazası nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin tazminat davasında, alacak haksız fiilin yani kazanın meydana gelmiş olduğu tarihte muaccel olduğundan, alacağa kaza tarihinden itibaren araç sürücüsü ve işleten malikten faiz istenebilecek, sigortadan ise sigortaya başvuru tarihinden itibaren 2918 sayılı KTK’nun 99. maddesi uyarınca 8 işgünü içerisinde tazminatın ödenmemesi halinde temerrüte uğradığı tarihten itibaren, dava açılmadan sigortanın temerrüte uğratılmamış olması halinde ise dava tarihinden itibaren faiz istenebilecektir.
Eldeki davada davacı tarafın, dava açmadan önce davalı … şirketine başvurmadığı görülmekle davalı …Ş.’nin dava tarihi itibarı ile temerrüde düştüğü tespit edilmiş ve hükmedilen maddi tazminata dava tarihi olan 26/10/2016 tarihinden itibaren karar verilmesi gerekir. Ancak davacıların dava dilekçesinde talep ettikleri tazminatlar yönünden tüm davacılar için dava tarihinden itibaren ve ıslah ile arttırılan kısımlar yönünden ıslah tarihinden itibaren yasal faiz istedikleri göz önüne alınarak taleple bağlılık ilkesi gereği hüküm tesis edilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Haksız fiilin faili ihtara veya ihbara gerek olmaksızın zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylemin işlendiği tarihten itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Haksız fiil faili olan borçlu temerrüde düştüğünden artık faiz haksız fiil tarihinden itibaren ve yasal faiz istenebilir. Davalı …’in ise araç sürücüsü ve davalı …’in ise araç işleteni olması nedeniyle haksız fiil hükümlerine göre meydana gelen zararlardan kaza ve zarar tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte sorumlu oldukları ancak davacıların dava dilekçesinde talep ettikleri tazminatlar yönünden tüm davacılar için dava tarihinden itibaren ve ıslah ile arttırılan kısımlar yönünden ıslah tarihinden itibaren yasal faiz istedikleri göz önüne alınarak taleple bağlılık ilkesi gereği hüküm tesis edilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Dava dilekçesinde yasal faizi talep edilmiştir. Davalı … nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olan, davalı …’e ait olan davalı …’in idaresindeki kazaya karışan aracın kullanım şeklinin hususi olduğu, ZMMS sigorta poliçesinde de bu aracın kullanım tarzı bölümünde hususi otomobil olduğunun yazdığı, davacıların taleplerinin de yasal faiz olduğu dikkate alınarak hükmedilen tazminatlara yasal faizi işletilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre;
Davacı …’nın sürekli iş göremezlik (maluliyet) zararına ilişkin maddi tazminat davasının kabulü ile 778.602,75-TL maddi tazminattan davalı …Ş.’nin ZMMS poliçesinin sakatlık teminat limiti olan 290.000,00-TL’lık kısmına dava tarihi olan 30/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sınırlı sorumlu olması, davalılar … ve …’in ise davacının talebi ile bağlılık kuralı gereği 778.602,75-TL maddi tazminattan 484.963,02-TL’lık kısmının dava tarihi olan 30/03/2016 tarihinden itibaren ve bakiye 293.639,73-TL’lık kısmından ise ıslah tarihi olan 25/09/2023 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olmaları koşulu ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine, davacı …’nın eldeki davada geçici iş göremezlik zararına yönelik maddi tazminat davası bulunmadığından bu davacının 9.520,11-TL geçici iş göremezlik zararına yönelik 13/10/2021 tarihli talep arttırım dilekçesi ile 25/09/2023 tarihli ıslah dilekçesindeki maddi tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı …’nın maddi tazminat davasının reddine, davacıların davalılar … ve … hakkındaki manevi tazminat davasının kabulü ile davacı … için 20.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL ve davacı … için 10.000,00-TL manevi tazminatın davacıların talebi ile bağlılık kuralı gereği dava tarihi olan 30/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine ve davacıların davalı …Ş. hakkındaki manevi tazminat davasının reddine karar verilmesi gerektiği kanaati hasıl olmuştur.
Vekalet ücreti taktiri sırasında yapılan değerlendirmede;
Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine; her bir davacının davası hakkında tazminat taleplerinin reddedilen kısmı yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2. maddesinde “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” hükmü yer almaktadır. Bu husus dikkate alınmak suretiyle asıl ve birleşen dava dosyasındaki her bir davacının tazminat talebi ile ilgili kabul ve red edilen talepler yönünden vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davacı …’nın sürekli iş göremezlik (maluliyet) zararına ilişkin maddi tazminat davasının KABULÜ ile 778.602,75-TL maddi tazminattan davalı …Ş.’nin ZMMS poliçesinin sakatlık teminat limiti olan 290.000,00-TL’lık kısmına dava tarihi olan 30/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sınırlı sorumlu olması, davalılar … ve …’in ise davacının talebi ile bağlılık kuralı gereği 778.602,75-TL maddi tazminattan 484.963,02-TL’lık kısmının dava tarihi olan 30/03/2016 tarihinden itibaren ve bakiye 293.639,73-TL’lık kısmından ise ıslah tarihi olan 25/09/2023 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olmaları koşulu ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine,
2-Davacı …’nın eldeki davada geçici iş göremezlik zararına yönelik maddi tazminat davası bulunmadığından bu davacının 9.520,11-TL geçici iş göremezlik zararına yönelik 13/10/2021 tarihli talep arttırım dilekçesi ile 25/09/2023 tarihli ıslah dilekçesindeki maddi tazminat istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Davacı …’nın maddi tazminat davasının REDDİNE,
4-Davacıların davalılar … ve … hakkındaki manevi tazminat davasının KABULÜ ile davacı … için 20.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL ve davacı … için 10.000,00-TL manevi tazminatın davacıların talebi ile bağlılık kuralı gereği dava tarihi olan 30/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine,
5-Davacıların davalı …Ş. hakkındaki manevi tazminat davasının REDDİNE,
6-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; maddi tazminat yönünden alınması gereken 53.186,35-TL nisbi karar ve ilam harcından davacıdan peşin olarak alınan 170,78-TL peşin dava harcı ile 1.656,40-TL ıslah (talep arttırım) harcının mahsubu ile bakiye 51.359,17-TL karar ve ilam harcının (davalı …Ş.’nin ZMMS poliçe teminat limiti nedeniyle 20.058,52-TL’lık kısmı ile sınırlı sorumlu olması koşuluyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Davacılar vekili tarafından 25/09/2023 tarihinde yatırılan 1.038,86-TL ıslah harcının talep üzerine davacı tarafa iadesi için yazısı yazıldığından hesaplamaya katılmamasına,
7-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; manevi tazminat yönünden alınması gereken 3.415,50-TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
8-Davacı tarafça yatırılan 29,20-TL başvurma harcı ve 170,78-TL peşin dava harcı ile 1.656,40-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.856,38-TL’nın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
9-Davacılar tarafından yapılan 518,00-TL tebligat masrafı, 204,50-TL e-tebligat gideri, 1,75-TL KEP masrafı, 42,60-TL posta masrafı, 381,00-TL Adli Tıp Kurumu dosya gönderme posta masrafı, 4.543,40-TL Adli Tıp Kurumu ücreti ve 600,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.291,25-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre 6.211,39-TL’nın (davalı …Ş.’nin ZMMS poliçe teminat limiti nedeniyle 2.343,22-TL’lık kısmı ile sınırlı sorumlu olması koşuluyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
10-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde ilgili tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
12-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 115.004,38-TL nispi ücretinin (davalı …Ş.’nin 45.500,00-TL’lık kısmı ile sınırlı sorumlu olması koşuluyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
13-Davacı …’nın maddi tazminat talebinin reddi nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 13/2. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 1.000,00-TL nispi vekalet bu davacıdan alınarak davalı …Ş. ve davalı …’e verilmesine,
14-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine takdir olunan manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine,
15-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine takdir olunan manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 10.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine,
16-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine takdir olunan manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 10.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine,
17-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine takdir olunan manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 10.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine,
18-Davacı …’nın manevi tazminat talebinin reddi nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalı …Ş.’ne verilmesine,
19-Davacı …’nın manevi tazminat talebinin reddi nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 10.00,00-TL nispi vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalı …Ş.’ne verilmesine,
20-Davacı …’nın manevi tazminat talebinin reddi nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 10.00,00-TL nispi vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalı …Ş.’ne verilmesine,
21-Davacı …’nın manevi tazminat talebinin reddi nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 10.00,00-TL nispi vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalı …Ş.’ne verilmesine,
22-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra temyiz incelemesine gönderilmesine veya mahkememiz arşivine kaldırılmasına,
Dair, davacılar vekili Av. ***Av. …’ın yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/10/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
E-imzalıdır E-imzalıdır E-imzalıdır E-imzalıdır