Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1639 E. 2023/619 K. 23.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***

T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : ***
ÜYE : ***
ÜYE : ***
KATİP : ***

DAVACI : ***
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVALI : 1- ***
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVALI : 2- ***
VEKİLİ : Av. ***

DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (cismani zarar sebebiyle açılan tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’un işleteni ve maliki olduğu 34 … plakalı aracın olay tarihi olan … saat 15:10 sıralarında Mehmet Akif Caddesi istikametini takiben gelip Gök Sokak’tan sola Tekir Sokak istikametine dönüş yaptığı sırada aracının ön tampon ve kaput kısımları ile Gök Sokak üzerinden Atatürk Caddesi istikametine yolcusu olan … ile seyreden müvekkili sürücü …’ın idaresindeki 71 … plakalı motosikletinin ön kısımlarına çarpması sonucunda müvekkilinin hayati tehlike geçirmeyecek, BTM ile giderilemez ve yüzde sabit iz olacak ve kemik kırığının hayat fanksiyonlarına 4. derecede etkileyecek şekilde yaraladığı kaza meydana geldiğini, kaza sonrasında düzenlenen … tarihli kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere, aracın sürücüsü …’un KTK’nun 57. maddesinin 1.a. bendinde belirlenen sürücü kuralını ihlal ettiğini, kazanın meydana gelmesinden tam kusurlu olduğunu, Kayseri 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Karar sayılı kararı ile yapılan ceza yargılamasının sonuçlandığını ve yargılama sonucunda davalı …’un 5.000,00-TL adli para cezası ile cezalandırıldığını, ceza yargılamasının sübuta ermiş olması, kati raporların hazırlanmış olması kusur yönünden müvekkilinin kusurunun olmadığını davalı …’un da ceza yargılaması esnasında ikrar etmiş olması nedeniyle sorumluluğun derecesine ve maddi zararın kapsamına göre, yargılamanın son aşamasında miktarı bildirilecek manevi tazminatın, olay tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan tahsiline, 6098 sayılı kanunun 54. maddesi yönünden müvekkili için şimdilik 1.000,00-TL tazminatının, 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesi uyarınca toplanacak delillere, hukuk mahkemesinde belirlenecek kusur oranlarına ve uzman bilirkişiden alınacak tazminat hesap raporuna göre, davacının tazminat tutarı belli olduktan sonra peşin harcı yatırmak suretiyle, davacının kaza nedeniyle uğramış olduğu; çalışamadığı süreye ilişkin zararını, kalıcı rahatsızlık nedeniyle zararı ve efor kaybı zararlarının, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılardan sigorta şirketi yönünden limitleri ile sınırlı olmak üzere ve müracaat tarihinden sekiz gün sonra başlayacak diğer davalı yönünden ise olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini, müvekkilinin uğradığı zararın sigorta limitlerini aşacak derecede olduğunu, diğer taraftarın manevi tazminat talebinin yüksekliği nazara alınarak mal kaçırma ihtimaline ve davamızın nihayetsiz kalmasına ihtimaline istinaden davalı …’a ait taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın yönetiminde olan motosiklet ve kendisinin kullandığı otomobilin çarpışmış olduğunu, bu çarpışma sonucu davacının yaralandığını, kazanın meydana gelmesinden sonra hem kendi aldığı güvenlik önlemi (emniyet kemeri) hem de araçta bulunmasından dolayı kazayı sadece maddi hasarla atlattı için ve davacıda yaralanma olduğu için her duyarlı vatandaş gibi üzerine düşen vazifeleri yerine getirdiğini, davacı tarafa yardımcı olabilmek adına elinden gelen bütün özeni göstermeye çalıştığını, davacının kazada kendi kusurlarını görmezden gelerek; kazaya davacının sebebiyet vermesine rağmen kendisinin sebep olduğunu iddia ettiğini, davacının karşılaşmış olduğu sağlık sorunlarının elbette ki sevinerek karşılamadığı veya umursamaz bir tavır içerisine de girmediğini, iş bu trafik kazasında kendisinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın … tarihinde meydana gelen ve 34 … plakalı aracın karıştığı trafik kazasında malul kaldığı iddiasıyla maddi tazminat talepli iş bu davayı açtığını, kazaya karışan 34 … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu ve bedeni zararlar halinde maddi tazminat talepleri için şahıs başına azami poliçe teminat limitinin 268.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı tarafça; … tarihli kaza tespit tutanağına, 34 … plaka sayılı …’a ait aracın ait ruhsat fotokopisine, trafik tescil kayıtlarına, 34 … plakalı aracın *** A.Ş. nezdindeki *** poliçe sayılı ZMMS poliçesine, Kayseri 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasına, hastane kayıtlarına, Adli Tıp raporuna, tarafların sosyal durum araştırmasına, kusur ve hesap için bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Davalı … tarafından davacıya ait fotoğraflara ve sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeye ilişkin dekonta delil olarak dayanılmıştır.
Davalı … A.Ş. tarafından ZMMS poliçesine, SGK kayıtlarına, Adli Tıp Kurumu ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanmıştır.
Taraflar delil olarak dayandıkları bir kısım belgeleri dilekçelerinin ekinde dava dosyasına sunmuşlardır.
İlgili Trafik Tescil Şube Müdürlüklerine yazı yazılarak 34 … plakalı araç ile 71 … plakalı araçların … kaza tarihi itibariyle trafik kayıt, bilgi ve belgelerin örnekleri istenilmiştir.
Kayseri 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmek üzere celbedilmiş ve dava dosyamız arasına alınarak incelenmiştir.
Melikgazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazılarak davacı ve davalı …’un sosyal ve ekonomik durum araştırılmaları yaptırılmıştır.
Davalı sigorta şirketine yazı yazılarak 34 … plakalı aracın … tarihini kapsar şekilde sigorta poliçesinin ve … tarihli kaza nedeniyle davacı tarafından kendilerine bir başvuru yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise başvuru evrakları ve açılmış ise hasar dosyasının gönderilmesi istenilmiştir.
Davacı vekiline işbu davayı açmadan önce KTK’nun 97. maddesine göre davalı sigorta şirketine başvuru yapıp yapmadığına dair beyanda bulunmak, başvuru yapılmış ise başvuru evrakları ile bunların sigorta şirketlerine tebliğine ilişkin kayıt ve belgeleri sunmak üzere süre verilmiştir.
Davacı …’ın açık kimlik bilgileri belirtilmek suretiyle SGK Kayseri İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacının sigortalı olup olmadığınığın … tarihindeki trafik kazası nedeniyle davacıya gelir veya maaş bağlanıp bağlanmadığının, ödeme yapılıp yapılmadığının, ödeme yapıldı ise rücuya tabi bir ödeme olup olmadığının sorulmasına ve buna ilişkin tüm belge bilgi ve kayıtların gönderilmesi istenilmiştir. 10/05/2018 tarihli yazı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yazı yazılarak davacının … tarihli trafik kazasında yaralanmasına ilişkin burada gördüğü tedavilerle ilgili hastane dosyasının ve tüm tedavi evrak ve grafilerinin eksiksiz birer örneğinin istenilmiştir.
Yargılama sırasında davacı tarafça bildirilen tanıklar usulünce dinlenmişlerdir.
Davacı Tanığı ***; “Ben davacı …’ın babası olurum. Tanıklıktan çekinme hakkımı anladım, tanıklık yapacağım. ***’u tanımam. Dava konusu kazayı görmedim. Daha sonradan beni arayarak oğlumun hastaneye kaldırıldığının bildirilmesi üzerine olaydan haberim oldu. Ben bunun üzerine hastaneye gittim. Oğlum 3 gün kadar komada kaldı. Daha sonra tam hatırlayamamakla birlikte 10 gün kadar da yatılı olarak hastanede kaldık. Daha sonra oğlumu hastaneden çıkardık. 2 ay kadar da evde yatılı olarak ben ve annesi baktık. Oğlumun olay sebebiyle çenesi ve dişleri kırıldı. Ağız yapısı bozuldu. Bu olayın etkileri halen de sürmektedir. Psikolojik olarak çok etkilendi. Pisikolojisi bozuldu. Oğlum olay tarihinde Dönercibaba isimli iş yerinde çalışıyordu. Kaza tarihinde oğlumun maaşını şuanda bilemiyorum. Oğlum şuanda da aynı iş yerinde çalışmaktadır. 2.000,00-TL civarında maaş almaktadır. Benim olaya ilişkin bilgim ve görgüm bunlardan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı Tanığı ***; “Ben davacının arkadaşı olurum. Davalı …’u tanımam. Dava konusu kazayı görmedim. Olaydan sonradan haberim oldu. Muhammed’i daha sonra hastanede ziyaret ettim. Kendisinin ne kadar hastanede kaldığını bilemiyorum. Muhammet, olaydan sonra tam olarak iyileşemedi. Çene yapısı bozuldu. Şu anda da dişleri bulunmamaktadır. Bu nedenle de arkadaş ortamında çeşitli zorluklar yaşamaktadır. Psikolojik olarak da olaydan etkilendi. Psikolojisi bozuldu. Muhammet olay tarihinde de şuanda da bir yemek şirketinde çalışmaktadır. Olay tarihinde bildiğim kadarıyla asgari ücret alıyordu. Şu anda da 1.800,00-TL civarında maaş almaktadır. Benim olaya ilişkin bilgim ve görgüm bunlardan ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tedavi evrak ve grafilerinin celbinden sonra davacının Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na sevk işlemlerinin yapılarak, buradan davacının davaya konu kaza nedeniyle uğramış olduğu maluliyet oranı ve geçici iş görememezlik süresi konularında rapor alınmasına karar verilmiştir. Bu karar doğrultusunda davacınınErciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na sevki sağlanmış ve burada muayenesi yaptırılmıştır.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nca düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “Tıbbi evrak tetkiki ile muayenesinden elde edilerek yukarıda kaydedilen bilgi ve bulgular gerek Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği gerekse Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kapsamında birlikte değerlendirildiğinde; …’ın … tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu meydana gelen parçalı mandibula kırığı ve diş kayıpları ile çenede maloklüzyon (klas 3) ve “Mikst Emosyonel Özelliklerle Seyreden Uyum Bozukluğu” nedeniyle vücut genel çalışma gücünden o, 44,2 (yüzde kırk dört virgül iki) oranında kaybettiği” bildirilmiştir.
Kayseri 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasının kesinleşmesi beklenilmiş, işlemlerinin tamamlanmasının ardından dosyamız arasına alınmıştır.
Dava dosyasının Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı’na gönderilerek davaya konu trafik kazasına karışan tarfaların kusur durumlarının yüzdelik olarak tespiti hakkında rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı’nca düzenlenen 29/03/2018 tarihli raporda; “Otomobil sürücüsü … Karahan’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, motorsiklet sürücüsü …’ın kusursuz olduğu” belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı’nca düzenlenen 29/03/2018 tarihli rapora itirazlar üzerine dava dosyasının Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yolu ile gönderilerek HMK’nun 266. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. maddesi gereği bilirkişinin HMK’nun 268. maddesi uyarınca resen seçilecek tercihen Karayolları Fen heyeti üyeleri arasından seçilecek trafik kazaları-kusur konusunda uzman 3 kişilik bilirkişiden oluşturulmasına, HMK’nun 273. maddesi gereği mahkememizce toplanan tüm deliller ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle davaya konu kaza nedeniyle tarafların kusur durumlarının yüzdelik olarak tespiti hakkında mahkememizin, tarafların ve Bölge Adleye Mahkemesi’nin denetimine açık ve hesaplamaları da gösterir biçimde somut uyuşmazlığın çözümüne yönelik karar vermeye elverişli açıklamalı rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiştir.
Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yazılan talimat gereğince dosya üç kişilik bilirkişi kuruluna tevdi edilmiştir. Makine Mühendisi Hüseyin Hüsnü İlgün, Makine Mühendisi Halil Dalak ve Makine Mühendisi Tahsin Yaman’dan oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 22/05/2018 tarihli raporda özetle; “34 … Plakalı aracın davalı sürücüsü …’un olayda % 100 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın meydana gelen olayda kusurunun bulunmadığı, davalı sigorta şirketinin ise sigorta limitleri dahilinde sürücünün kusuru oranında sorumlu bulunduğu” belirtilmiştir.
HMK’nun 266. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK’nun 267. maddesi gereği bilirkişinin HMK’nun 268. maddesi uyarınca resen seçilecek aktüerya bilirkişiden oluşturulmasına, HMK’nun 273. maddesi gereği mahkememizce toplanan tüm deliller ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle davacının varsa aktüer zarar hesabının yapılması hakkında mahkememizin, tarafların ve Bölge Adleye Mahkemesi’nin denetimine açık ve hesaplamaları da gösterir biçimde somut uyuşmazlığın çözümüne yönelik karar vermeye elverişli açıklamalı rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiştir.
Aktüer Bilirkişi *** tarafından düzenlenen 09/10/2018 tarihli raporda özetle; “Davaya konu kazada davalı … A.Ş. nezdinde sigortalı 34 … plaka sayılı araç sürücüsü davalı …’un %100 kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın ise kusurunun bulunmadığı, davacının davaya konu kaza sonrasında 1,60 ay süre ile geçici iş görmezlik halinde kaldığı, vücut genel çalışma gücünden %44,20 oranında kaybettiğinin tespit edildiği, davacının dava konusu kaza sonrasında geçici ve sürekli iş görmezlik (maluliyet) nedeniyle uğramış olduğu net gerçek maddi zararının (212,01-TL + 4386.913,66-TL) 387.125,67-TL olarak hesaplandığı, davacının zararından; davalı sürücü …’un … kaza tarihinden, davalı Gropuma Sigorta A.Ş.’nin 26/10/2016 dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi teminat limiti (kaza tarihi itibariyle 268.000,00-TL) ile sınırlı olduğu” belirtilmiştir.
Davacı vekilinin 22/11/2018 tarihinde verdiği dilekçesi ile taleplerini ıslah yoluyla arttırdığı ve harcını yatırdığı anlaşılmıştır.
Kayseri Özel Acıbadem Hastanesine yazı yazılarak 23/07/2015 tarihinde 38 VA 775 plakalı motosikletle kaza yaptığı ve yaralandığı iddia edilen davacı …’ın hastanelerinde işbu iddiaya konu yaralanması nedeniyle herhangi bir başvuru ve tedavisinin olup olmadığının, yine aynı davacının 10/08/2015 tarihinde 38 VS 657 plakalı motorsikletle karıştığı ve yaralandığı iddia edilen trafik kazası nedeniyle hastanelerinde herhangi bir başvuru ve tedavisinin bulunup bulunmadığının araştırılarak varsa sorulan işbu hususlara ilişkin hastanelerindeki ilgili bütün kayıtlarının raporlarının film ve grafilerinin oluşturulmuşsa hasta dosyalarının tamamının eksiksiz ve okunaklı birer suretlerinin çıkartılarak gönderilmesi istenmiştir.
Acıbadem Hastanesinden gelen yazı cevabı ve ekleri nedeniyle dosyanın daha önce davacı hakkında maluliyet raporu vermiş olan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na yeniden tevdi ile gerek rapora karşı yapılmış itiraz sebepleri gerekse rapordan sonra davacı ile ilgili dosyaya celbedilmiş Acıbadem hastanesinin cevabı yazıları ve ekindeki raporlar ile CD içerikleri yönünden tekrar bir inceleme ve değerlendirme yapılarak davacının maluliyetine dair daha önce düzenlemiş oldukları 08/12/2017 tarihli rapor yönünden ek rapor tanzimini gerektiren hususlar varsa bu yönlerden ve itirazlar hakkında ek rapor düzenlenmesinin istenilmiştir.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nca düzenlenen 19/08/2019 tarihli ek raporda özetle; “…’ın 20.09.2014 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu meydana gelen parçalı mandibula kırığı ve diş kayıpları ile çenede maloklüzyon (klas 3) ve “Mikst Emosyonel Özelliklerle Seyreden Uyum Bozukluğu” nedeniyle vücut genel çalışma gücünden; 1.Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği kapsamında %44,2 (yüzde kırk dört virgül iki) oranında kaybettiği, 2.Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kapsamında %44,2 (yüzde kırk dört virgül iki) oranında kaybettiği” belirtilmiştir.
Dosya kapsamı, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan rapor ve ek raporlar, bunları karşı davalıların beyan ve itirazları dikkate alınarak İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’na müzekkere yazılmasına, müzekkere ile birlikte dava dosyası, celp edilen tüm tıbbi evrak, grafi ve raporların Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesine, davacının … tarihli trafik kazasında yaralanmasından dolayı sadece bu kazaya bağlı olan tüm fizyolojik ve psikolojik sekellerinin dikkate alınarak; A-Geçic iş göremezlik kaybı olup olmadığı varsa, kaç gün süreyle geçici iş göremezlik kaybının olduğu, (kaç günde iyileşebilir olduğu) B-Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan “Maluliyet Tespiti işlemleri Yönetmeliği” hükümlerine, davacının yaşına ve mesleğine göre maluliyeti olup olmadığı, varsa maluliyet oranının % kaç olduğu, C-Davalı tarafça daha önce Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilimdalı Başkanlığı’ndan alınan rapor ve ek rapora itiraz edilmiş olmakla, düzenlenecek raporu düzenleyecek heyetin içinde psikiyatri uzmanının da dahil edilerek önceki yukarıda adı geçen rapor ve ek raporlarda esas alındığı üzere … tarihli trafik kazası nedeniyle davacının psikolojik rahatsızlığı olup olmadığı, varsa psikolojik rahatsızlıkla kaza arasında illiyet bağı olup olmadığı, varsa psikolojik rahatsızlığın tedavi yoluyla iyileşebilirmi yoksa kalıcımı olduğu, iyileşebilirse iyileşme süresinin ortalama ne kadar olduğu, maluliyete (sürekli çalışma gücü kaybına) ektisi olup olmadığı konularında daha önce alınan ve yukarıda adı geçen rapor ve ek raporunda irdelenip tartışılmak, benimsenen ve benimsenmeyen yönlerinin nedenleri ile birlikte izah edildiği hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu İstanbul 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nca davacının muayenesi de yapılmak suretiyle düzenlenen 09/11/2021 tarihli raporda özetle; “Mehmet Ali oğlu 09/07/1996 doğumlu …’ın … tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle;1) 03/08/2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak, Gr1 IV (1……….41)A %45 x1/9= %%5, E cetveline göre % 3.3 (yüzde üç nokta üç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, 2) İyileşme (iş göremezlik) süresinin 6 (altı) aya kadar uzayabileceği, 3) Kişinin Kurulumuzda yapılan muayenesinde saptanan remisyonda (halihazır durumda iyilik hali) uyum bozukluğunun, … tarihinde geçirdiği trafik kazası ile illiyetli olduğu, ancak maluliyetine mahal derecede bulunmadığı, halihazır maluliyetinin kazadaki çene yüz bölgesi yaralanmalarından kaynaklandığı” belirtilmiştir.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın raporu ile Adli Tıp Kurumu İstanbul 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporu arasında maluliyet oranı ve psikolojik bulgulara ilişkin açık çelişki bulunduğu ve davacı tarafın bu yöndeki itiraz ve talepleri dikkate alınarak raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu Üst Kurulu’na dava dosyamız ve eklerinin gönderilerek dosyada mevcut raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesinin ve mahkememizin 07/10/2019 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı ile kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan maluliyet tespit işlemleri yönetmeliği hükümlerine göre maluliyet raporu düzenlenmesi istenmişse de Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nca 03/11/2021 tarihli raporun çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği hükümlerine göre düzenlendiği görülmekle, davacının … tarihli trafik kazasında yaralanmasından dolayı sadece bu kazaya bağlı olan tüm fizyolojik ve varsa psikolojik sekelleri dikkate alınarak kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan maluliyet tespit işlemleri yönetmeliğine göre davacının maluliyeti olup olmadığı varsa oranının % kaç olduğu, yukarıda söz edilen iki rapor arasındaki çelişkiyi giderici, yine maluliyet tespit işlemleri yönetmeliği hükümlerine göre maluliyet raporu düzenlenmesine engel bir durum varsa bunun yasal ve somut nedenlerinin açıklanması, neden bu yönetmelik hükümlerinin düzenlenen rapora esas alınamayacağının ayrıntılı olarak bildirilmesinin ve bu şekilde istenilen hususlarda rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Adli Tıp İkinci Üst Kurulu tarafından düzenlenen 01/07/2022 tarihli raporda özetle; “… hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurul’ca tekrar değerlendirildiğinde; Mehmet Ali oğlu, 1996 doğumlu …’ın … tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle; a-) 03/08/2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak, Gr1 IV(1………….…41)A %45×1/9= %5, E cetveline göre %3.3 (yüzdeüçnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
b-) İyileşme (iş göremezlik) süresinin 6 (altı) aya kadar uzayabileceği,
c-) Kişinin Adli Tıp İkinci İhtisas Kurulu’nda yapılan muayenesinde saptanan remisyonda (halihazır durumda iyilik hali) uyum bozukluğunun, … tarihinde geçirdiği trafik kazası ile illiyetli olduğu, ancak maluliyetine neden olacak durumda bulunmadığı, halihazır maluliyetinin kazadaki çene yüz bölgesi yaralanmalarından kaynaklandığı” belirtilmiştir.
İş göremezlik raporları arasındaki çelişkilerin Adli Tıp İkinci Üst Kurulu’nun 01/07/2022 tarihli raporuyla giderilmesinden sonra, dosyanın rapor veren aktüer bilirkişisine tevdine, mahkememizce Adli Tıp İkinci Üst Kurulu’ndan alınan iş göremezlik raporu, kusur raporu, nüfus kayıtları, sigorta poliçesi, sosyal ve ekonomik durum araştırmaları ile diğer bütün deliller incelenerek davacının dava ile talep ettiği maddi tazminatlara ilişkin talepleri yönünden yerleşmiş yargıtay uygulamalarına göre yaşam süresinin TRH 2010 yaşam tablosuna göre belirlenerek ve bilinmeyen dönem hesabından progresif rant formulü uygulanıp SGK tarafından yapılan ödeme varsa mahsup edilip, ZMMS poliçe limit itibari ile davacının teminat limitleri içinde kalıp kalmadığı, ayrıca yıl başı yaklaştığı ve asgari ücret miktarının değişme ihtimali gözetilerek yılbaşından sonra asgari ücret miktarının belirlenmesine göre hesaplama yapılması konularında konularında HMK’nun 281/2. maddesi uyarınca hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Aktüer Bilirkişi İbrahim Toksöz tarafından düzenlenen 30/01/2023 tarihli ek raporda özetle; “Davacının dava konusu kaza sonrasında: – Geçici iş göremezlik zararının 4.287,52-TL – SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri zararının 37.200,00-TL, toplam (geçici iş göremezlik ve tedavi giderleri) zararının 41.487,52-TL olduğu, söz konusu zararın davalı sigorta şirketi tarafından temin edilen Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi sağlık/tedavi giderleri teminat limiti (kaza tarihi itibariyle 268.000,00-TL) kapsamında kaldığı, – Sürekli iş görmezlik (maluliyet) zararının 167.241,53-TL olduğu, söz konusu zararın davalı sigorta şirketi tarafından temin edilen Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi sakatlık/ölüm teminat limiti (kaza tarihi itibariyle 268.000,00-TL) kapsamında kaldığı kanaatinde olduğu” belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya mahkememiz görevlidir. Zira dava ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketi ile birlikte araç sürücüsüne ve işletenine karşı açılmıştır.
Dava değeri dikkate alınarak 6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca mahkememiz heyetine tevdii edilen davada yargılama mahkememiz heyeti tarafından yürütülerek sonlandırılmıştır.
Davada maddi ve manevi tazminat talep edildiği halde dava değeri olarak 1.000,00-TL gösterildiği ve bu miktar üzerinden harç yatırıldığı, manevi tazminat yönünden değer gösterilmediğinden manevi tazminat talepleri yönünden açıklamada bulunmak üzere süre verilmiştir.
Davacı vekili 21/03/2017 havale tarihli dilekçesinde özetle, “Mahkeme tarafından (9) nolu ara kararında manevi tazminat yönünden değer gösterilmediğinden manevi tazminat talepleri yönünden açıklama da bulunmak gereği hasıl olmuştur. Sorumluluğun derecesine ve maddi zararın kapsamına göre, yargılamanın son aşamasında manevi tazminat taleplerimiz yönünden harcı yatırılmak üzere tarafımıza maddi tazminat taleplerimiz hesaplandıktan, bilirkişi raporu geldikten sonra süre verilmesini talep ederiz. Hali hazırda manevi tazminatın bölünemezliği, ıslah ile arttırılamazlığı nedeniyle dava dilekçemizde belirtmiş olduğumuz üzere yargılamanın son aşamasında Mahkemenizce süre verilmesi durumunda uğranılan manevi zararın bildirilmesi ve harcı tamamlamak için son celseye kadar süre talebimiz vardır. Mahkeme aksi kanaatte ise manevi tazminatımızın miktarını bildirmek ve harcı tamamlamak üzere tarafımıza süre verilmesini vekaleten talep ederiz. Yukarıda açıkladığımız nedenlerle ve yargılama aşamasında toplanacak deliller ile birlikte müvekkilin uğramış olduğu zararları teminen fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla manevi tazminat yönünden açıklamalarımız doğrultusunda sorumluluğun derecesine ve maddi zararın kapsamına göre, yargılamanın son aşamasında miktarı bildirilecek olup mahkeme aksi kanaatte ise tarafımıza süre verilerek manevi tazminat miktarının bildirilmesi ve harcı tamamlamak için tarafımıza süre verilmesini iş bu manevi tazminatın işleyecek faizi ile birlikte davalı …’tan tahsiline, maddi tazminat taleplerimiz yönünden davalıların müşterek ve müteselsil sorumlulukları nedeniyle davalılardan ortaklaşa işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini vekaleten talep ederiz.
” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı vekili *** tarihli ıslah dilekçesinde, “*** tarihli dava dilekçemizde belirttiğimiz üzere müvekkil …’ın idaresindeki 71 … plakalı motorsiklete ön kısımlarına çarpması sonucunda müvekkilin BTM ile giderilemez ve yüzde sabit iz olacak ve kemik kırığının hayat fonksiyonlarına 4. derecede etkileyecek şekilde yaraladığı kaza meydana gelmiştir. Mahkemenizce yapılan yargılama neticesinde *** tarihli bilirkişi kurulu raporunda davalı … %100 kusurlu bulunmuştur. Yine *** tarihli bilirkişi raporuna göre de müvekkilin vücut genel çalışma gücünden %44,20 oranında kaybı olduğu belirtilerek; kaza sonrasında geçici ve sürekli iş göremezlik nedeniyle uğramış olduğu net gerçek maddi zararı 387.125,67-TL olarak hesaplanmıştır. Davamızı toplamda: 386.125,67-TL ıslah ederek dava sonucunda talep etmiş olmuş olduğumuz 387.125,67 TL’nin yasal faizleri ile birlikte tarafımıza iadesi hususunda gereğinin yapılmasını mahkemenizden arz ve talep ederiz.” şeklinde beyan ve talepte bulunmuş ve ıslah harcını yatırmıştır.
Evvela tek hakim tarafından yargılaması yürütülen dava dosyasında davacının *** tarihli ıslah dilekçesi vermesi üzerine 6545 sayılı Kanun’un 45. maddesi ile değişik 5235 sayılı Kanun’un 5/3. maddesi gereğince dava değeri itibariyle işbu davanın Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi Heyeti tarafından yürütülmesi gerektiği nedeniyle dava dosyası mahkememiz heyetine tevdii edilmiştir.
Mahkememizce HMK’nun 31. ve 119/1-(ğ) maddeleri uyarınca dava dilekçesinde geçici iş göremezlik zararı, sürekli iş göremezlik zararı, efor kaybı zararı, kazanç kaybı zararı ve manevi zarar yönünden toplam 1.000,00-TL tazminat talebinde bulunulduğu, 03/03/2017 tarihli celsenin 9 numaralı ara kararı ile maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden açıklama yapması için davacı tarafa süre verildiği halde taleplerin ayrıştırılmasına yönelik açıklama yapılmadığı, ıslah dilekçesinde aktüer bilirkişi raporu yönünde 212,01-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 386.913,60-TL sürekli iş göremezlik tazminatı şeklinde davanın ıslah edildiğinin bildirildiği görülmekle bu kez davacı tarafa dava dilekçesinde tüm zararlar yönünden toplam 1.000,00-TL olarak yazılı talep miktarının kaç TL’nın geçici iş göremezlik tazminatı, kaç TL’nın sürekli iş göremezlik tazminatı, kaç TL’nın efor tazminatı, kaç TL’nın kazanç kaybı tazminatı ve kaç TL’nın manevi tazminat olarak talep edildiğini, dava dilekçesinde yazılı bu talep kalemleri yönünden 1.000,00-TL’nın ayrıştırılmak sureti ile ayrı ayrı bildirmesi için davacı tarafa gelecek celseye kadar kesin süre verilmesine, kesin süreye uyulmadığı takdirde dava dilekçesinde talep edilen toplam 1.000,00-TL’nın 200,00-TL’nın geçici iş göremezlik tazminatı, 200,00-TL’nın sürekli iş göremezlik (maluliyet) tazminatı, 200,00-TL’nın efor kaybı tazminatı, 200,00-TL’nın kazanç kaybı tazminatı ve 200,00-TL’nın manevi tazminat olarak talep edildiğinin kabul edileceği davacı vekiline usulünce ihtar edilmiştir.
Davacı vekili 17/06/2023 tarihli dilekçesinde özetle, “…dava dilekçesinde talep edilen toplam 1.000,00-TL’nin 100,00-TL’si geçici iş göremezlik tazminatı, 900,00-TL’si sürekli iş göremezlik tazminatıdır.” şeklinde açıklamada bulunmuştur.
Davacı vekili tarafından daha önce yatırılan ıslah harcının eksik olduğu mahkememizce yapılan incelemede hesaplanmakla mahkememizce hesap edilen 3,50-TL eksik ıslah harcını yatırmak üzere davacı vekiline süre verilmiş, davalı tarafından eksik harç ikmal edilmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık;
… trafik kazasının oluşumunda kim veya kimlerin ne oranda kusurlu olduğu ve bu kaza nedeni ile davacının g geçici iş göremezlik zararı, sürekli iş göremezlik zararı, efor kaybı zararı, kazanç kaybı zararı ve manevi zararının bulunup bulunmadığı, varsa kendisinden talep edilen davalıların bu zararlardan sorumlu olup olmadığı zararı olup olmadığı ve sorumlu ise miktarının ne kadar olduğu konularında toplanmaktadır.
KTK’nun 97. maddesine ilişkin dava şartının değerlendirmesinde;
Trafik kazalarında hukuki sorumluluk ve sigorta konusu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup sözü geçen Kanun’un 85. maddesinin 1. fıkrasında bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsünün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracın işleteninin ve bağlı bulunduğu teşebbüsün sahibinin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, aynı maddenin 5. fıkrasında işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu, 91. maddesinin 1. fıkrasında işletenlerin, bu kanunun 85. maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu öngörülmüştür. Kanunun bahsi geçen düzenlemesinden, zorunlu mali sorumluluk sigortacısının, trafik kazasına karışan aracın işleteni veya araç işleticisi teşebbüs sahibi olan sigortalısına bu kaza sebebiyle isabet eden hukuki sorumluluğu poliçe teminat limiti ile sınırlı olarak üstlendiği anlaşılmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı” başlıklı 97. maddesinde (Değişik: 14/4/2016-6704/5 md.) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir.” Davacı tarafından ZMMS poliçesi nedeniyle davalı … A.Ş.’nden maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Dosya içesindeki bilgi ve belgelerden davacı tarafın dava açılmadan önce davalı sigorta şirketlerine başvurduğu anlaşılmıştır.
Kusur durumunun değerlendirmesinde;
Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı’nca düzenlenen *** tarihli raporda; “Otomobil sürücüsü … Karahan’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, motorsiklet sürücüsü …’ın kusursuz olduğu” belirtilmiştir.
Karayolları Fen heyeti üyeleri arasından seçilerek, Makine Mühendisi ***, Makine Mühendisi *** ve Makine Mühendisi ***’dan oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen *** tarihli raporda özetle; “34 … Plakalı aracın davalı sürücüsü …’un olayda % 100 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın meydana gelen olayda kusurunun bulunmadığı, davalı sigorta şirketinin ise sigorta limitleri dahilinde sürücünün kusuru oranında sorumlu bulunduğu” belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı’nca düzenlenen *** tarihli raporu ile Makine Mühendisi ***’dan oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen*** tarihli rapor, gerek kaza tespit tutanağı, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma dosyası, Kayseri 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Karar sayılı dava dosyası ve diğer tüm delillerle ve gerekse olayla uyumlu olduğundan mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Geçici ve sürekli iş göremezlik durumuna ilişkin değerlendirmede;
Yargıtay uygulamalarına göre, maluliyet raporu adli tıp uzmanları tarafından düzenlenmeli ve maluliyet oranı kaza tarihindeki mevzuata uygun olarak belirlenmelidir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK’nun 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların, haksız fiil; *** tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, *** ila*** tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne, İşlemleri Yönetmeliği’ne, 01/06/2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri, yaralananın çocuk olması halinde ise 20/02/2019 tarihinde yürürlüğe giren Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin tespiti gerekmektedir.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan mahkememizce daha önce rapor ve ek rapor alınmışsa da,Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin *** Karar sayılı ilamı ve yine aynı dairenin ***Karar sayılı ilamları incelendiğinde; özellikle trafik kazası sonrası oluşan psikiyatrik rahatsızlıklarla ilgili olarak ilgili yönetmelik hükümlerine göre maluliyet oranlarının tespiti açısından Üniversite Hastaneleri Adli Tıp Anabilim Dalından alınan rapor ile hüküm kurulamayacağı, maluliyet oranına ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi’nden kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre maluliyet oranına ilişkin rapor alınması gerektiği hususu vurgulandığı dikkate alınarak Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi’nden iş göremezlik raporu alınmış, bilahare dosyaya giren raporlar arasında çelişkiler bulunduğundan bu kez Adli Tıp İkinci Üst Kurulu’ndan çelişkileri giderici rapor alınmıştır (Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/9 E., 2021/758 K. Sayılı karar ilamı).
Adli Tıp İkinci Üst Kurulu tarafından düzenlenen 01/07/2022 tarihli raporda özetle; “… hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurul’ca tekrar değerlendirildiğinde; *** tarih, 28727 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, *** sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak, Gr1 IV(1………….…41)A %45×1/9= %5, E cetveline göre %3.3 (yüzdeüçnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
b-) İyileşme (iş göremezlik) süresinin 6 (altı) aya kadar uzayabileceği,
c-) Kişinin Adli Tıp İkinci İhtisas Kurulu’nda yapılan muayenesinde saptanan remisyonda (halihazır durumda iyilik hali) uyum bozukluğunun, … tarihinde geçirdiği trafik kazası ile illiyetli olduğu, ancak maluliyetine neden olacak durumda bulunmadığı, halihazır maluliyetinin kazadaki çene yüz bölgesi yaralanmalarından kaynaklandığı” belirtilmiştir. Bu raporun, dosya kapsamındaki delillerle örtüştüğü, hüküm vermeye ve denetime elverişli olduğu değerlendirilmiş ve bu raporlar mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Aktüer bilirkişi raporuna ilişkin değerlendirmede;
Anayasa Mahkemesi’nin *** Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı KTK’nun 90. ve 92. maddelerinde “genel şartlara” atıf yapan cümlelerin iptaline karar verilmiş ve bu karar *** tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olmasıyla birlikte, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nce zarar görenlerin cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı alacağının hesaplanmasında TRH 2010 ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi benimsenmiş olup TRH 2010 yaşam tablosunun uygulamasından vazgeçilmemiştir (Yargıtay 17. H.D.’nin *** Karar sayılı emsal ilamı).
Aktüer Bilirkişi İbrahim Toksöz tarafından düzenlenen *** tarihli ek raporda özetle; “Davacının dava konusu kaza sonrasında: – Geçici iş göremezlik zararının 4.287,52-TL – SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri zararının 37.200,00-TL, toplam (geçici iş göremezlik ve tedavi giderleri) zararının 41.487,52-TL olduğu, söz konusu zararın davalı sigorta şirketi tarafından temin edilen Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi sağlık/tedavi giderleri teminat limiti (kaza tarihi itibariyle 268.000,00-TL) kapsamında kaldığı, – Sürekli iş görmezlik (maluliyet) zararının 167.241,53-TL olduğu, söz konusu zararın davalı sigorta şirketi tarafından temin edilen Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi sakatlık/ölüm teminat limiti (kaza tarihi itibariyle 268.000,00-TL) kapsamında kaldığı kanaatinde olduğu” belirtilmiştir. Bu rapor; dosya içinde bulunan delillere ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına uygun, ayrıca denetime elverişli olduğundan mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Davalıların sorumluluğuna ilişkin değerlendirmede;
Bilindiği üzere; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son. maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir. Yine, aynı sorumluluk olgusu Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de benzer düzenlemeye yer verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararlarının da bu kapsamda olmasına, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacının geçici iş göremezlik tazminatını, davalı sigorta şirketinden talep edebilmesine, her ne kadar davalı tarafından ZMSS yeni genel şartları ve 6111 Sayılı Yasa ile değişiklik yapılan 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi gereğince geçici iş görmezlik zararlarının tedavi giderleri kapsamında olduğundan bahisle, SGK’nın sorumluluğunda olduğu iddia edilmiş ise de, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenlemenin de yer almamasına göre mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmış olup, davalı Quick Sigorta A.Ş. vekilinin bu yöndeki itirazının yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
Buna göre davacının trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik zararından haksız fiil hükümlerine göre 34 … plaka sayılı aracının sürücüsü olan davalı …’tan ve bu aracın ZMMS poliçesini düzenleyen davalı … A.Ş.’nden talep etmesinin mümkün olduğu, adı geçen davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun geçici ve sürekli iş göremezlik zararı yönünden ZMMS poliçesinin sağlık/tedavi giderleri teminat limiti olan 268.000,00-TL ile ve sürekli iş göremezlik zararı yönünden ZMMS poliçesinin ölüm/sakatlık teminat limiti olan 268.000,00-TL ile sınırlı olduğu değerlendirilmiştir.
Davacının talep arttırım istemi;
Davacı vekili dava dilekçesinde HMK’nun 107. maddesi gereğince davayı belirsiz alacak davası olarak açtığını belirtmesine rağmen *** tarihli ıslah dilekçesi olarak adlandırdığı dilekçesi sunmuştur. Bu dilekçe incelendiğinde, “26/10/2016 tarihli dava dilekçemizde belirttiğimiz üzere müvekkil …’ın idaresindeki 71 … plakalı motorsiklete ön kısımlarına çarpması sonucunda müvekkilin BTM ile giderilemez ve yüzde sabit iz olacak ve kemik kırığının hayat fonksiyonlarına 4. derecede etkileyecek şekilde yaraladığı kaza meydana gelmiştir. Mahkemenizce yapılan yargılama neticesinde 22/05/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda davalı … %100 kusurlu bulunmuştur. Yine 09/10/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre de müvekkilin vücut genel çalışma gücünden %44,20 oranında kaybı olduğu belirtilerek; kaza sonrasında geçici ve sürekli iş göremezlik nedeniyle uğramış olduğu net gerçek maddi zararı 387.125,67-TL olarak hesaplanmıştır. Davamızı toplamda: 386.125,67-TL ıslah ederek dava sonucunda talep etmiş olmuş olduğumuz 387.125,67 TL’nin yasal faizleri ile birlikte tarafımıza iadesi hususunda gereğinin yapılmasını mahkemenizden arz ve talep ederiz.” şeklinde beyan ve talepte bulunmuş ve ıslah harcını yatırmıştır. Bu dilekçe, davalılara usulünce tebliğ edilmiştir. Her ne kadar davacı tarafça “ıslah dilekçesi” olarak isimlendirilmişse de dosya kapsamı itibarı ile *** tarihli dilekçesinin talep arttırım dilekçesi olduğu değerlendirilmiştir. Bu dilekçeden başka davacı tarafından ıslah dilekçesi sunulmamıştır. Talep arttırıma ilişkin harçlar yargılama sürecinde davacıya tamamlattırılmıştır.
Maddi tazminat kalemlerinin değiştirilmesine ilişkin değerlendirmede;
Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça maddi tazminat davasına konu zarar kalemlerinin geçici iş göremezlik zararı, sürekli iş göremezlik zararı, efor kaybı zararı, kazanç kaybı zararı olduğunu bunlardan ayrı manevi tazminat talep ettiğini bildirerek tüm talepleri yönünden harca esas değeri 1.000,00-TL göstermiştir. Mahkememizce ilk olarak davada maddi ve manevi tazminat talep edildiği halde dava değeri olarak 1.000,00-TL gösterildiği ve bu miktar üzerinden harç yatırıldığı, manevi tazminat yönünden değer gösterilmediğinden manevi tazminat talepleri yönünden açıklamada bulunmak üzere süre verilmiştir. Davacı vekili bu süreye ilişkin olarak verdiği *** havale tarihli dilekçesinde özetle, “… Sorumluluğun derecesine ve maddi zararın kapsamına göre, yargılamanın son aşamasında manevi tazminat taleplerimiz yönünden harcı yatırılmak üzere tarafımıza maddi tazminat taleplerimiz hesaplandıktan, bilirkişi raporu geldikten sonra süre verilmesini talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunmuş ve taleplerini açıklamamıştır.
Daha sonra mahkememizce HMK’nun 31. ve 119/1-(ğ) maddeleri uyarınca dava dilekçesinde geçici iş göremezlik zararı, sürekli iş göremezlik zararı, efor kaybı zararı, kazanç kaybı zararı ve manevi zarar yönünden toplam 1.000,00-TL tazminat talebinde bulunulduğu, 03/03/2017 tarihli celsenin 9 numaralı ara kararı ile maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden açıklama yapması için davacı tarafa süre verildiği halde taleplerin ayrıştırılmasına yönelik açıklama yapılmadığı, ıslah dilekçesinde aktüer bilirkişi raporu yönünde 212,01-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 386.913,60-TL sürekli iş göremezlik tazminatı şeklinde davanın ıslah edildiğinin bildirildiği görülmekle bu kez davacı tarafa dava dilekçesinde tüm zararlar yönünden toplam 1.000,00-TL olarak yazılı talep miktarının kaç TL’nın geçici iş göremezlik tazminatı, kaç TL’nın sürekli iş göremezlik tazminatı, kaç TL’nın efor tazminatı, kaç TL’nın kazanç kaybı tazminatı ve kaç TL’nın manevi tazminat olarak talep edildiğini, dava dilekçesinde yazılı bu talep kalemleri yönünden 1.000,00-TL’nın ayrıştırılmak sureti ile ayrı ayrı bildirmesi için davacı tarafa gelecek celseye kadar kesin süre verilmesine, kesin süreye uyulmadığı takdirde dava dilekçesinde talep edilen toplam 1.000,00-TL’nın 200,00-TL’nın geçici iş göremezlik tazminatı, 200,00-TL’nın sürekli iş göremezlik (maluliyet) tazminatı, 200,00-TL’nın efor kaybı tazminatı, 200,00-TL’nın kazanç kaybı tazminatı ve 200,00-TL’nın manevi tazminat olarak talep edildiğinin kabul edileceği davacı vekiline usulünce ihtar edilmiştir. Bu süreye ilişkin olarak davacı vekili 17/06/2023 tarihli dilekçesinde özetle, “…dava dilekçesinde talep edilen toplam 1.000,00-TL’nin 100,00-TL’si geçici iş göremezlik tazminatı, 900,00-TL’si sürekli iş göremezlik tazminatıdır.” şeklinde açıklamada bulunmuştur. Anılan dilekçe ile davacı vekili dava dilekçesinde talep ettiği efor kaybı zararı, kazanç kaybı zararına ilişkin maddi tazminat davalarını, maddi tazminat davasına dayanak yaptığı zarar kalemleri dışına çıkarması ve yine dava dilekçesinde talep ettiği manevi tazminat davasını yok sayması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 123. maddesi hükmüne göre davanın geri alınması niteliğindedir. HMK’nun 123. maddesi hükmüne göre dava kesinleşinceye kadar davalının açık rızası ile dava geri alınabilmektedir. Somut uyuşmazlıkta davalıların açık muvafakatı bulunmamaktadır. Yine usul yasamıza göre dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. Bu nedenle davacının *** tarihli dilekçesindeki beyan ve talepleri dikkate alınmamıştır. Mahkememizce 05/06/2023 tarihli celsenin 2 numaralı ara kararı ile HMK’nun 31. ve 119/1-(ğ) maddeleri uyarınca verilen ve uyulmaması halinde sonuçları usulünce ihtar edilen kesin sürede yazılı olduğu üzere; dava dilekçesinde tüm zararlar yönünden toplam 1.000,00-TL olarak yazılı talep miktarının 200,00-TL’nın geçici iş göremezlik tazminatı, 200,00-TL’nın sürekli iş göremezlik (maluliyet) tazminatı, 200,00-TL’nın efor kaybı tazminatı, 200,00-TL’nın kazanç kaybı tazminatı ve 200,00-TL’nın manevi tazminat olarak talep edildiğinin kabul edilmiştir. Hüküm tesis edilirken davacının talep artımı da dikkate alınmıştır.
Manevi tazminat davasının belirsiz alacak davası olarak açılmasına ilişkin değerlendirmede;
Davacı taraf maddi tazminat dışında ayrıca, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat isteminde bulunmuş ve manevi tazminat davaları da HMK’nun 107. Maddesine göre belirsiz alacak davası olarak açtıklarını, ileride toplanacak delillere ve kusur durumuna göre peşin harcı yatırarak talep ettikleri manevi tazminat miktarını bildireceklerini beyan etmiştir.
6100 sayılı HMK’nun belirsiz alacak davasının düzenleyen 107. maddesinde “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde olanaklı olduğu anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle, manevi tazminatın belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün değildir. Ancak hukuki nitelendirme hakime aittir.
Somut olaya baktığımızda, her ne kadar davacı taraf manevi tazminat talebini belirsiz alacak davası olarak açmış ise de; mahkememizce 05/06/2023 tarihli celsenin 2 numaralı ara kararı ile HMK’nun 31. ve 119/1-(ğ) maddeleri uyarınca verilen ve uyulmaması halinde sonuçları usulünce ihtar edilen kesin sürede yazılı olduğu üzere; dava dilekçesinde tüm zararlar yönünden toplam 1.000,00-TL olarak yazılı talep miktarının 200,00-TL’nın geçici iş göremezlik tazminatı, 200,00-TL’nın sürekli iş göremezlik (maluliyet) tazminatı, 200,00-TL’nın efor kaybı tazminatı, 200,00-TL’nın kazanç kaybı tazminatı ve 200,00-TL’nın manevi tazminat olarak talep edildiğinin kabul edilmiştir. Buna göre dava dilekçesinde talep edilen manevi tazminat olarak bir miktar belirtilmiş olup, bu miktar 200,00-TL’dır. Dava edilen bu miktar yönünden manevi tazminat davasının; kısmi dava olduğu değerlendirilerek buna göre hüküm tesis edilmiştir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin *** Karar sayılı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin *** Karar sayılı emsal ilamları) .
Manevi tazminat istemine ilişkin değerlendirmede;
6098 sayılı TBK’nun 56. hükümlerine göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda, meydana gelen trafik kazasının oluş şekli, olay tarihi, kazanın oluşumundaki kusur durumu, bu kaza neticesi davacının yaralanması, yaralanmanın ve maluliyetin mahiyeti, ağırlığı ve derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü ile yukarıda ilkeler birlikte değerlendirildiğinde davacının manevi tazminat davasının kabulü ile davacının kabulü ile talep ile bağlılık kuralı gereği 200,00-TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Davalıların temerrütüne ve faiz türüne ilişkin değerlendirmede;
Trafik kazası nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin tazminat davasında, alacak haksız fiilin yani kazanın meydana gelmiş olduğu tarihte muaccel olduğundan, alacağa kaza tarihinden itibaren araç sürücüsü ve işleten malikten faiz istenebilecek, sigortadan ise sigortaya başvuru tarihinden itibaren 2918 sayılı KTK’nun 99. maddesi uyarınca 8 işgünü içerisinde tazminatın ödenmemesi halinde temerrüte uğradığı tarihten itibaren, dava açılmadan sigortanın temerrüte uğratılmamış olması halinde ise dava tarihinden itibaren faiz istenebilecektir.
Eldeki davada davacının, dava açmadan önce davalı sigorta şirketine başvurduğu, ancak davacının eksik evrak ile başvuru yaptığı görülmekle davalı *** A.Ş.’nin dava tarihi itibarı ile temerrüde düştüğü tespit edilmiş ve hükmedilen maddi tazminata dava tarihi olan 26/10/2016 tarihinden itibaren karar verilmesi gerekmiştir.
Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Haksız fiilin faili ihtara veya ihbara gerek olmaksızın zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylemin işlendiği tarihten itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Haksız fiil faili olan borçlu temerrüde düştüğünden artık faiz haksız fiil tarihinden itibaren ve yasal faiz istenebilir. Davalı …’un ise araç sürücüsü ve işleteni olması nedeniyle haksız fiil hükümlerine göre meydana gelen zararlardan kaza ve zarar tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte sorumludurlar.
Dava dilekçesinde ticari reeskont faizi talep edilmiştir. Davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olan, davalı …’a ait olan kazaya karışan aracın kullanım şeklinin hususi olduğu, ZMMS sigorta poliçesinde de bu aracın kullanım tarzı bölümünde hususi otomobil olduğunun yazdığı, mevcut tüm delillerden kazaya karışan aracın ticari araç olmadığı, bu nedenle hükmedilen tazminatlara yasal faizi işletilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre;
Davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 212,01-TL geçici iş göremezlik zararı ve 167.241,53-TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 167.453,54-TL maddi tazminattan davalı *** A.Ş.’nin ZMMS poliçesinin sağlık/tedavi giderleri teminatından geçici iş göremezlik zararının karşılanması, sakatlık/ölüm teminatından sürekli iş göremezlik zararının karşılanması ve işbu dava tarihi olan 26/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olması, davalı …’un ise trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olması koşulu ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, sübut bulmadığından dolayı davacının efor kaybı ve kazanç kaybı zararlarına ilişkin maddi tazminat isteminin ve fazlaya ilişkin sürekli iş göremezlik zararına yönelik maddi tazminat isteminin reddine, hükmedilen maddi tazminata reeskont faizi işletilmesine yönelik davacı isteminin reddine, davacının manevi tazminat talebinin kabulü ile talep ile bağlılık kuralı gereği 200,00-TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, davacının eldeki davada tedavi gideri zararına yönelik maddi tazminat talebi bulunmadığından davacı vekilinin *** tarihli dilekçesi ekinde sunduğu tedavi gideri faturaları ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaati hasıl olmuştur.
Vekalet ücreti taktiri sırasında yapılan değerlendirmede;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2. maddesinde “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” hükmü yer almaktadır. Bu husus dikkate alınmak suretiyle ret edilen talep yönünden vekalet ücretine hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 212,01-TL geçici iş göremezlik zararı ve 167.241,53-TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 167.453,54-TL maddi tazminattan davalı … A.Ş.’nin ZMMS poliçesinin sağlık/tedavi giderleri teminatından geçici iş göremezlik zararının karşılanması, sakatlık/ölüm teminatından sürekli iş göremezlik zararının karşılanması ve işbu dava tarihi olan *** tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olması, davalı …’un ise trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olması koşulu ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının efor kaybı ve kazanç kaybı zararlarına ilişkin maddi tazminat isteminin ve fazlaya ilişkin sürekli iş göremezlik zararına yönelik maddi tazminat isteminin REDDİNE,
3-Hükmedilen maddi tazminata reeskont faizi işletilmesine yönelik davacı isteminin reddine,
4-Davacının manevi tazminat talebinin KABULÜ ile talep ile bağlılık kuralı gereği 200,00-TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının eldeki davada tedavi gideri zararına yönelik maddi tazminat talebi bulunmadığından davacı vekilinin 26/12/2022 tarihli dilekçesi ekinde sunduğu tedavi gideri faturaları ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
6-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; hükmedilen maddi tazminat yönünden alınması gereken 11.438,75-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 29,20-TL ve ıslah harcı 1.318,82-TL ile eksik ıslah harcı bedeli 3,50-TL harç olmak üzere toplam 1.351,52-TL harcın mahsubu ile bakiye 10.087,23-TL nispi karar ve ilam harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince hükmedilen manevi tazminat yönünden alınması gereken 13,66-TL nispi karar ve ilam harcının davalı davalı …’dan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
8-Maddi tazminat yönünden davacı tarafından peşin yatırılan 29,20-TL başvurma harcı, 29,20-TL peşin dava harcı ve 1.318,82-TL ıslah harcı ile 3,50-TL ıslah harcı tamamlama bedeli olmak üzere toplam 1.380,72-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan e-tebligat gideri 110,50-TL, tebligat gideri 230,00-TL, 128,70-TL müzekkere posta gideri, 2.444,20-TL Adli Tıp Kurumu dosya gönderme ve fatura masrafı, 850,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.763,40-TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranı nazara alınarak hesaplanan 1.626,20-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … tarafından yapılan e-tebligat gideri 23,00-TL, 152,80-TL tebligat gideri, 13,00-TL posta gideri, 1.191,50-TL ATK posta ve fatura bedeli, 1.142,00-TL talimat posta ve bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.522,30-TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 1.432,39-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin bu davalı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı … A.Ş. tarafından maddi tazminat davası yönünden yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
12-Davacı tarafından manevi tazminat davası yönünden ayrıca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
13-Davalı … tarafından manevi tazminat davası yönünden ayrıca yapılan yargılama giderleri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
14-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde ilgili tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
15-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine hükmedilen maddi tazminat miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 26.086,23-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine verilmesine,
16-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 13/3. gereğince hesap ve taktir olunan 26.086,23-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine verilmesine,
17-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesap ve taktir olunan 200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
18-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya mahkememiz arşivine kaldırılmasına,

Dair, davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı Grupoma Sigorta A.Ş.’nin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/06/2023

Başkan ***
E-imzalıdır
Üye ***
E-imzalıdır
Üye ***
E-imzalıdır
Katip ***
E-imzalıdır