Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1301 E. 2021/1093 K. 06.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1301
KARAR NO : 2021/1093

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

DAVA : Adi Ortaklığın Tasfiyesi – Alacak
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 06/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan adi ortaklığın tasfiyesi – alacak davasının yapılıp bitirilen açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili davacının kardeş olduğunu, 30 yılı aşkın süredir ortaklıklarının bulunduğunu ve davalı adına ticari faaliyetlerini yürüttüklerini, ortaklık merkezinin ise davacıya ait olan Mühendisler İş Hanı’ndaki iş yerinin gösterildiğini, ortaklığın tasfiye edildiğini, davacının alacaklarının ödeme koşulu olarak bahse konu iş yerinin devrinin şart koşulduğunu, davacının da bu iş yerini devrettiği halde davalının alacaklarını ödemediğini, adi ortaklıklarının ilk zamanlar 3 kişiden ibaret olduğunu, ortaklık oranlarının ise % 40 …’nün, %40 …’e ve %20’nin ise davacıya ait olduğunu, üçüncü ortak olan …’in 1993 yılında ortaklıktan ayrıldığını, ayrılırken mal varlıklarını hisseleri oranında kabul edildiğini, bu durumun dava dilekçesinin ekinde sunulan 30/06/1993 tarihli elle yazılmış belgeden anlaşılacağını, …’in ayrılırken ortaklıktan kendisine düşen payın 1/3 ve 2/3 oranında karşılandığını, dolayısıyla davacının o tarihteki alacağı hissesinin %20 olması nedeniyle bahse konu tarihten sonra tarafların ortaklıklarına davacının 1/3 oranında davalının ise 2/3 oranında devam ettiklerini, davalının elektrik mühendisi olduğunu, ihale ve büro yönetimi işleri olmak üzere idareci ortak olduğu davacının ise mesleğinin elektrik teknisyeni olduğundan dolayı şantiye ile ilgilenip, işleri bizzat yapan ve işi, işçiyi ve teknik ekibi bizzat yöneten ortak olduğu bu nedenle işin mahiyeti icabı davacının evinden aylarca uzak şantiyelerde tenik yönetimi takip ve kontrolü sağladığını, ayrıca taraflar 2000 yılında ihalelere girebilmek için … adında şirket kurduklarını, bu arada da davacı ile davalının ortaklıklarının devam ettiğini, ayrıca davalı adına olup aslında ortaklığa ait olan demirbaş ve diğer varlıkların da davalı tarafından şirket için kullanıldığını, tarafların ortaklıklarının 28/03/2007 tarihinde bitirildiğini, biten ortaklığın tasfiyesi ile ilgili dava dilekçesinin ekinde bulunan 28/03/2007 tarihli protokol yapıldığını, bahse konu protokol gereğince davalının ortaklığın tasfiyesi için hesap çıkarması ve taraflar arasında uzlaşma sağlanması yolunda adım atılmış ise de tarafların tasfiye hesabı hususunda anlaşamadıklarını, yine protokol gereğince davalının payına mahsuben tasfiye işlemi sona erene kadar 15.000,00-TL ile aylık 2.000,00-TL olmak üzere sadece 2 aylık 4.000,00-TL toplamda 19.000,00-TL para ödediğini, protokolün yerine getirilmesi için davacının ihtar çektiğini, ancak sürecin işlemediği ve davacıya ödenmesi gereken paranın ödenmediğini, hatta davalının davacıya ödemiş olduğu 19.000,00-TL bedeli tarafların miras olarak babalarından kalan Yahyalı İlçesi’nde yer alan iş hanının satışından olan davacının payından düşerek bu bedeli ödediğini, netice olarak bahse konu bedelin de davalı tarafından davacıya ödenmediğini belirterek sona eren ortaklığın tasfiyesi ve ortaklıktan olan kar payı dahil olmak üzere toplam alacağından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 350.000,00-TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalının resmi ve gayri resmi ortaklığının olmadığını, davalının davacının abisi olduğunu ve davacıya kol kanat olduğunu, davacının davalının ortağı olmadığını, işçi statüsünde çalıştığını, ancak kardeşi olması nedeniyle toleranslı ve alt yetkili konumunda olduğunu, yani davacıya işçi gibi davranılmadığını, bir alt işveren gibi davranıldığını, bahse konu iş yerinde davalının halen faaliyetini sürdürdüğünü, bahse konu iş yerini davalının kullandığını, …’in 1993 yılında ortaklıktan ayrılırken bahse konu büronun davalıya layık olduğunu bildirdiğini, davalının sırf bürokratik işlerle uğraşmaması için tapuyu davacının üzerine aldırdığını, yani davacının iddia ettiğinin aksine sözü ettiği alacaklarının ödenmesi koşulunun bu iş yerinin devrine talik edildiği hususunu kabul etmediklerini belirterek açılan davanın reddini istemiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Taraflarca 28/03/2007 tarihli sözleşmeye, 30/06/993 tarihli belgeye, davalının ticari defterlerine, vergi kayıtlarına, dava dilekçesi ekinde sunulan belgelere, 04/02/2010 tarihli ibraname başlıklı belgeye, ekonomik ve sosyal durum araştırmasına, tanık anlatımlarına, noter ihtarına, nüfus kayıtlarına, SGK kayıtlarına, bilirkişi incelemesine ve yemine delil olarak dayanılmıştır.
Taraf vekillerince deliller sunulmuş; tediye makbuzları, nüfus kaydı, vergi dairesi kayıtları, tapu kayıtları, SGK kayıtları müzekkere yazılarak celbedilmiştir.
Taraflarca bildirilen tanıklar yargılama sırasında usulünce dinlenmişlerdir.
Tarafların dayandıkları tüm delil ve belgeler toplandıktan sonra mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Nitelikli hesap uzmanı bilirkişi … ve muhasebeci bilirkişi …’dan oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 09/07/2013 tarihli raporlarında özetle “… hangi dönemleri kapsadığı belli olmayan geçmiş yılları karları hesabı 51.922.090.864-TL olarak tespit edildiği, 2001 yılında işletmenin hakedişleri toplam 319.610.970.721-TL olduğu, 59.252.836,810-TL dönem net karı elde edildiği, 2002 yılında hakedişleri toplamı 534.528.355.555-TL olduğu 3.175.488.102-TL dönem net karı elde ettiği, 2003 yılında hak edişleri toplamı 725.769.307.217-TL olduğu dönem karı ve zararı bulunmadığı, 2004 yılı hak edişi bulunmadığı 89.948,30-TL dönem karı bulunmadığı, 2005 yılı hakedişleri bulunmadığı dönem karı ve zararı da bulunmadığı, 2006 yılı hakedişleri bulunmadığı dönem karı ve zararı bulunmadığı, 2007 yılında hak edişleri bulunmadığı 16.365,59-TL dönem net karı elde edildiği, 2008 yılı hakedişleri bulunmadığı 2.428,65-TL dönem net zararı bulunmadığı, 2009 yılı hak edişleri bulunmadığ 2.130,14-TL dönem net zararı bulunduğu, 2010 yılı hakedişleri bulunmadığı 10.207,74-TL dönem net karı elde edildiği, ayrıca 2010 yılında 223.673,00-TL değerinde bina ve 12.951,52-TL demirbaş kayıtları da tespit edildiği, 2011 yılı karlılığı yansıtıcı hiç bir kayda rastlanmadığı, ayrıca maddi duran varlıklar hesapları da incelendiği taşıtlar hesabında 2001 yılında 12.610.000.000-TL değerinde taşıtı olduğu 2002 yılında satışı gerçekleştiği tespit edildiği, 2002 yılı ile 2011 yılları arası taşıtlar hesabında başkaca bir kayda rastlanmadığı, 2001-2010 tarih arasında 12.951,52-TL tutarında demirbaş olduğu, davalının 2006 yılı yevmiye defterinin açılış onayının noterce yapılmayıp muhasebeci tarafından yapıldığı, incelenen 2001-2011 arası dönemlerde 190.821,98-TL kar elde edildiği, 2001-2011 yılları arası 223.673,00-TL değerinde bina olduğu, 2001-2011 yılları arası 12.610,00-TL değerinde taşıtın olduğu ve satışının yapıldığı, 2001-2011 yılları arası 12.951,00-TL değerinde demirbaş olduğunun tespit edildiği sonuç ve kanaatine varmıştır.
Mahkememizce itiraz üzerine bilirkişi kurulundan ek rapor alınmış, bilirkişi kurulu düzenlemiş olduğu 16/01/2015 tarihli ek raporlarında sonuç olarak; taraflar arasında adi ortaklık bulunduğu, 1972 yılından itibaren tarafların beraber çalıştıkları, adi ortaklığın 05/02/2010 tarihinde sona erdiği, davacı …’ nün 1/3 hisseye, davalı …’ nün 2/3 hisseye sahip olduğu, raporda belirtilen taşınmazlarla ilgili olarak mülki bilirkişi tayin edilerek taşınmazların değer tespitinin yapılması gerektiği, işletmenin toplam net öz sermayesinin 161.814,23-TL olduğu, davacı …’ nün 1/3 hisseye sahip olduğu sonucu varıldığı için 53.938,07-TL tutarında alacağı olduğu sonuç ve kanaatine varmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, davacı ile davalı arasında kurulan adi ortaklığın feshi ve alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizde evvelce yapılan yargılamalar sonunda 13/03/2015 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı gerekçeli karar ile davacının tasfiye payının 53.938,07-TL olduğunun anlaşıldığı, bilirkişi raporunda bilgileri yazılı taşınmazların adi ortaklığa ait olduğuna dair davacının iddiasını kesin ve yeterli kanıtlarla ispatlayamadığından dikkate alınmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; davacı ile davalı arasında kurulmuş olan adi ortaklığın sona ermesi nedeni ile tasfiyesi ile tasfiye payı olarak belirlenen 53.938,07-TL’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 12/04/2016 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile “… dosya kapsamından anlaşıldığı üzere taraflar arasında geçerli bir adi ortaklık ilişkisinin kurulduğunun kabulü zorunlu olup, uyuşmazlığın bozma ilamında açıklanan ve maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek çözümlenmesi, bu yapılır iken de; davacı vekilinin ortaklık kapsamında yapıldığını belirttiği işlere ait bilgi ve belgelerin gerekli yerlerden celbi, adi ortaklık kapsamında alındığı belirtilen taşınmazların tespit edilip tasfiyede göz önünde bulundurulması suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis edilmesi gerekirken, bu şekilde bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan, yanılgılı ve eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş…” gerekçesi ile mahkememizin 13/03/2015 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı gerekçeli kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İade edilen dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmiştir. Bozma sonrası yapılan duruşmada usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 12/04/2016 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve bozma ilamı doğrultusunda yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı vekili ile davalı vekiline tarafların anlaşarak tasfiye memurunu belirlemeleri için kesin süre verilmiş, kesin süreye uyulmadığı taktirde bu konuda anlaşamadıklarının kabul edileceği ihtar edilmiştir. Taraflar kesin süre içinde tasfiye memurunu belirleme konusunda anlaşamamışlardır.
Taraf vekillerine ortaklığın sona erdiği tarih itibariyle ortaklığın bütün mal varlığının (aktif ve pasifi ile birlikte) neler olduğuna dair en son tarihli güncel ayrıntılı ve yazılı açıklamalarını ve varsa bunlara dair ellerindeki bütün delil ve belgelerini mahkememize sunabilmeleri için ayrı ayrı kesin süreler verilmiştir.
Taraf vekillerine ortaklığın başından itibaren sona erdiği tarihe kadar yöneticisi ve idarecisi olan ortak yada ortakların kimler olduğunu ve kimin hangi tarihler arasında yönetici ve idareci ortak olarak görev yaptıklarına dair yazılı beyan ve bunlara ilişkin delillerini sunabilmeleri için ayrı ayrı kesin süreler verilmiştir.
Davacı vekiline ortaklık kapsamında yapıldığını iddia ettiği tüm işlere ait beyan, açıklama, bilgi ve belgelerini, yine adi ortaklık kapsamında alındığını iddia ettiği taşınmaz yada taşınmazların herbirinin en son tarihli güncel tapu kayıtlarının fotokopilerini sunması ya da ayrıntılı tapu bilgilerini mahkememize bildirmesi için kesin süre verilmiştir.
Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacı ve davalı adlarına kayıtlı tüm taşınmazlara ait aktif ve pasif durumlarını da gösterir şekilde tapu kayıtlarının gönderilmesi istenmiştir.
Kayseri Vergi Dairesi Grup Başkanlığı’na müzekkere yazılarak gerek davalının şahsının, gerekse … A.Ş.’nin vergi mükellefiyetlerinin hangi tarihte başladığı tespit edilerek o tarihlerden bugüne kadarki geçen süreye ilişkin geçen dönemlere ait her bir yıla ilişkin yıllık vergi matrahı, matraha esas kazançlarının ne kadar olduğunu gösteren sunulmuş tüm beyannameler ve belgelerin birer örneklerinin çıkarılarak gönderilmesi istenilmiştir.
Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … A.Ş.’nin sicil müdürlüklerinde kayıtlı olup olmadığının, kayıtlı ise ilk kuruluşundan bugüne kadarki tüm ortaklarının kimler olduğu, bugüne kadar hisse devri olmuş ise bunların kayıtlarının ne olduğu ve her bir ortağının hisse oranı, pay miktarı ile şirketin yasal temsilcilerinin kimler olduğu sorularak bunları gösteren kayıt ve belgelerin, şirketin yapılmış tüm genel kurul kararlarını içeren kayıtlarının ve ana sözleşmesinin birer örneğinin gönderilmesi istenilmiştir.
Tedaş Bursa Müessese Müdürlüğü’ne, Niğde Müessese Müdürlüğü’ne, Kahramanmaraş Müessese Müdürlüğü’ne, Antalya Müessese Müdürlüklerine ve Boğaziçi Elektrik Müessese Müdürlüğü’ne, Medaş Kırşehir ve Aksaray Müessese Müdürlüğü’ne ayrı ayrı müzekkereler yazılarak gerek davalının kendisi adına, gerekse … A.Ş. tüzel kişiliği adına hangi işleri yaptıklarının, bundan dolayı ismi geçen şahsa ve şirkete hangi tarihlerde ve ne miktarlarda bedel ödendiğinin araştırılarak tespiti ile buna ilişkin belgelerin temin edilerek mahkememize gönderilmesi istenmiştir.
Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş.’ne müzekkere yazılarak gerek davalının kendisi adına, gerekse … A.Ş. şirketi tüzel kişiliği adına hangi işleri yaptıklarının, bundan dolayı ismi geçen şahsa ve şirkete hangi tarihlerde ve ne miktarlarda beden ödendiğinin araştırılarak tespiti ile buna ilişkin belgelerin temin edilerek mahkememize gönderilmesi istenmiştir.
Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş.’ne müzekkere yazılarak gerek davalının kendisi adına, gerekse …A.Ş. tüzel kişiliği adına hangi işleri yaptıklarının, bundan dolayı ismi geçen şahsa ve şirkete hangi tarihlerde ve ne miktarlarda bedel ödendiğinin araştırılarak tespiti ile buna ilişkin belgelerin temin edilerek mahkememize gönderilmesi istenmiştir.
Kocasinan Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak Kayseri İli, … İlçesi, … Mahallesi, Cilt:…, Sayfa:…, Ada:…, Parsel …’de kayıtlı 360 m2 yüzölçümlü 84/3600 arsa paylı … kat,… bağımsız bölüm sayılı taşınmazın en son güncel tapu kayıt örneğinin gönderilmesi istenmiştir.
Mahkememizce 24/10/2016 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı ile taraflara verilen kesin süre ve ihtara rağmen taraflarca anlaşarak bir tasfiye memuru ya da tasfiye kurulu belirlediklerini açıkça beyan etmediklerinden bu konuda anlaşamadıklarının kabul edilmiş olması nedeniyle Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin hükmüne uyulan 12/04/2016 tarihli bozma ilamında belirtildiği üzere dava konusu taraflar arasında kurulmuş adi ortaklık ilişkisinin tasfiye işlemini gerçekleştirmek, yani bu konudaki bozma ilamında ayrıntılı olarak belirtilen üç aşamalı tüm tasfiye işlemlerini sırasına ve içeriğine uygun olarak gerçekleştirmek ve sonuç olarak tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosunu ( raporunu ) mahkememize sunmaları için dava konusu adi ortaklığın kapsamı, süresi ve faaliyet alanlarına göre belirlenen konusunda uzman mülk bilirkişisi …, elektrik mühendisi … ile mali müşavir …’un tasfiye kurulu memurları olarak atanmalarına karar verilmiştir.
Tasfiye Kurulu üyelerinden son bilanço raporlarını sunmaları istenmiş, Tasfiye Kurulu Üyesi …, … ve … tarafından düzenlenen 19/09/2019 tarihli raporda özetle; “Yargıtay bozma ilamına göre ortaklığın sona erdiği tarih itibariyle ortaklığın aktifinin belirlenebilmesi için davacı tarafından protokol ile devredilen Kayseri İli, …İlçesi, … Mahallesi, cilt …, sayfa …, ada …, parsel … de 360 m2 alanlı kargir iş yeri olarak kayıtlı 84/3600 arsa paylı, …. kat, … bağımsız bölüm nolu taşınmazın ortaklığın fiilen sona erdiği 05/02/2010 tarihi itibariyle mahkemece yapılacak keşif sonucu mülk bilirkişisi tarafından rayiç değerinin belirlenmesinden sonra Yargıtay ilamında bahsedilen ikinci ve üçüncü aşamalar ile ilgili hesap yapılmasının mümkün olduğu” bildirilmiştir.
Tasfiye kurulunun yukarıda sözü edilen 19/09/2019 tarihli rapor dikkate alınarak dosyanın resen seçilecek bir gayrımenkul değerlendirme uzmanı bilirkişiye tevdiine, bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek Kayseri İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel, … kat,… bağımsız bölüm sayılı büronun 05/02/2010 tarihi ve 28/03/2007 tarihi itibariyle piyasa rayiç değerinin kaç TL oluğu hususunda hüküm vermeye ve denetime elverişli açıklamalı rapor aldırılması konusunda bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Gayrımenkul Değerleme Uzmanı Bilirkişi … tarafından sunulan 21/10/2019 tarihli raporda özetle; “Taşınmazın değeri değerleme tarihi 21/10/2019 itibariyle 295.555,56-TL’dir. (Gayrimenkul Değerleme Standartlarına göre) değer; 295.000,00-TL olarak yuvarlanmıştır. Taşınmazın 05/02/2010 tarihindeki değeri; 295.000,00-TL x (12.161,10 / 32.676,56) x109.788,93-TL olarak hesaplanmıştır. Taşınmazın 28/03/2007 tarihindeki değeri; 295.000,00-TL x (9.986.64 / 32.676,56) – 90.158,17-TL olarak hesaplanmıştır. Hesaplamalar TEFE endekslerine göre yapılmıştır.” şeklinde rapor sunulmuştur.
Gayrımenkul değerleme uzmanı bilirkişinin raporunu ibraz etmesinden sonra dosyanın daha önceki ara kararlarımız doğrultusunda tasfiye kuruluna tevdiine, gayrımenkul değerlendirme uzmanı bilirkişiden alınan rapor ve 19/09/2019 tarihli tasfiye kurulunun önceki raporlarına karşı tarafların beyan ve itirazları dikkate alınarak daha önce yapılan görevlendirme doğrultusunda son bilanço raporunun hazırlanıp mahkemeye sunulması istenilmiştir.
Tasfiye Kurulunca sunulan 13/07/2020 tarihli raporda özetle; “Davalı …, dava dışı … ile davacı … arasında adi ortaklık kurulmuş olduğuna ve bu ortaklıkta davalının %40, dava dışı …’in %40, davacı …’nün %20 hissesi mevcut iken ortaklardan …’in hissesinin hisseleri oranında davacı ile davalıya bırakarak ortaklıktan ayrılmış olduğuna, ortaklığın 2/3 hissesinin …, 1/3 hissesi davacı …’ye ait olmak üzere devam etmiş olduğu, davacı ile davalının ortaklığı 28/03/2007 yılında sona erdirmek istenilmiş isede tasfiye işlemlerini gerçekleştirmeyerek ortaklığın 05/02/2010 tarihine kadar devam etmiş olduğu, davacı vekilinin ortaklığa ait toplam 19 adet taşınmazın olduğu ileri sürülmüşse de ortaklığa ait toplam 19 adet taşınmazın olduğuna dair belge ve delile rastlanmadığı, Kayseri İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel, … kat, … bağımsız bölüm sayılı büronun 05/02/2010 tarihindeki bilirkişi tarafından tespit edilen 109.788,93-TL miktarındaki değerinin ortaklığın aktifine eklenmesi gerektiğine, 05/02/2010 tarihinden sonra ortaklığın sona erdirilmiş olduğu belirtilmiş gerekli hesaplamalar yapıldığı ve ortaklığın yönetici ve idareci ortağın davalı …’de olduğu belirlendiğinden, aktiflerin davalıda olduğu dosya kapsamına göre anlaşılmış olduğundan davacı …’nün adi ortaklığın tasfiyesi sonucu 1/3 hissesi oranında ortaklıktan alacağının 271.602,84-TLx l/3 hisse = 90.534,28-TL olduğu” bildirilmiştir.
Bu rapora itiraz edilmesi üzerine dava dosyasının tasfiye kuruluna tevdi ile davacı ve davalı vekilinin 12/04/2021 tarihli itiraz dilekçeleri incelenerek bu dilekçelerde yazılı 99 adet ödeme makbuzu ile yapılan ödemelerin kök raporun hangi kısmında ne şekilde değerlendirildiğinin yine 28/03/2007 tarihli protokolünün kök raporun hangi bölümünde ne şekilde değerlendirildiğinin açıklanması, itiraz dilekçesinde yazılı bu hususların önceki raporda değerlendirilmemiş olması durumunda bunların da incelenerek son bilanço raporunun düzenlenmesi, davacı ve davalı vekillerinin itirazlarının karşılanması konusunda ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Tasfiye kurulunca düzenlenen 13/08/2021 tarihli raporda özetle; “1-Davacı vekilinin itiraz dilekçesinde bahsetmiş olduğu 19 adet taşınmaz ile ilgili evvelce tüm dosya kapsamına göre yapılan incelemelerde Mahkemece bu taşınmazların ortaklık adına olup olmadıklarının ispat olunamadığı gerekçesi ile davacı vekilinin talepleri reddedilmiş olup, Yargıtay bozma ilamında da bu husus bozma sebebi sayılmamış olup, ayrıca da ortaklığa ait | taşınmaz dışında 18 taşınmazın da ortaklığa ait olduğu belirlenmemiş olduğundan tasfiye hesaplamalarında ortaklığa ait mevcut taşınmazın değerlendirilmesinde bir isabetsizlik olmadığına, 2-Davalı vekilini itiraz dilekçesinde belirtmiş olduğu; A-99 adet ödeme makbuzlarına ait 152.731,00-TL ile ilgili inceleme ve değerlendirmelerin 19/09/2019 tarihli kök raporumuzun 5., 6. ve 7. sayfalarında 2004-2005-2006 ve 2007-2009 tarihlerine göre gruplar halinde incelenerek toplam ödemenin 152.731,00-TL olarak tespit edilerek değerlendirilmiş olduğu, B-3.500,00-Dolar ile ilgili inceleme ve değerlendirmelerin 19/09/2019 tarihli kök raporumuzun 7. sayfasında 2004 ve 2006 tarihlerine göre gruplar halinde incelenerek toplam ödemenin 3.500,00-Dolar olarak tespit edilerek değerlendirilmiş olduğuna, C-20.100,00-Euro ile ilgili inceleme ve değerlendirmelerin 19/09/2019 tarihli kök raporumuzun 7. sayfasında 2005, 2007, 2008 ve 2009 tarihlerine göre gruplar halinde incelenerek toplam ödemenin 20.100,00-Euro olarak tespit edilerek değerlendirilmiş olduğuna, 3-Davalı vekilinin 12/04/2021 tarihli itirazında bahsi geçen 28/03/2007 tarihli protokolünün 19/09/2019 tarihli kök raporumuzun 4. sayfasının 4 numaralı başlığı altında ayrıntılı olarak incelenmiş ve değerlendirmelerde de nazara alınmış olduğu” belirtilmiştir.
Dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmış olmakla tasfiye kurulu raporuna esas alınanlar dışında adi ortaklığa ait olduğunu iddia ettikleri mal varlığı hakkında davacı tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılmasına,
Yemin teklif edeceklerse yemin metnini ibraz etmek üzere davacı tarafa kesin süre verilmiş, kesin süreye uyulmadığı takdirde yemin teklif etmekten vazgeçmiş sayılacağı davacı vekiline ihtar edilmiştir.
Davalının hazırladığı yemin sorusuna davacı tarafın itirazı üzerine davacı vekilinin duruşmadaki sözlü talepleri dikkate alınarak davacı vekili tarafından sunulan 25/10/2021 tarihli yemin metnine davalı tarafın itirazları, HMK’nun 225 ve devamı maddeleri hükümleri, Yargıtay … HD’nin … Esas ve … Karar sayılı emsal kararı dikkate alınarak davacının yemin metnindeki hususlardan yararlanmak sureti ile yemin sorusunun “Tasfiye memurlarının düzenlediği raporda yer alan Kayseri İli … İlçesi … Mahallesi … ada … parsel …kat … bağımsız bölüm sayılı … Hanında bulunan iş yeri (taşınmaz) dışında, geçmişten bu güne kadar adi ortaklığa ait olup da tasfiye hesabında dikkate alınması gereken başkaca taşınmaz bulunmadığına, ortaklığın tasfiyesi için yapılan ödemelerden hiç birini miras olarak kalan … İlçesi’ndeki iş hanı satışında davacının payına mahsup etmediğine, davacının payını hesabıma karıştırmadığıma, namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum” şeklinde hazırlanmasına karar verilmiş, taraf vekilleri duruşmada yemin sorusuna diyecekleri olmadığını bildirmişlerdir.
Davalı … duruşmada hazır bulunmakla “Tasfiye memurlarının düzenlediği raporda yer alan Kayseri İli … İlçesi … Mahallesi … ada … parsel …kat … bağımsız bölüm sayılı …Hanında bulunan iş yeri (taşınmaz) dışında, geçmişten bu güne kadar adi ortaklığa ait olup da tasfiye hesabında dikkate alınması gereken başkaca taşınmaz bulunmadığına, ortaklığın tasfiyesi için yapılan ödemelerden hiç birini miras olarak kalan … İlçesi’ndeki iş hanı satışında davacının payına mahsup etmediğine, davacının payını hesabıma karıştırmadığıma, namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum.” şeklindeki mahkememizce hazırlanan yemin sorusu doğrultusunda usulünce yemini yaptırılmıştır.
Mevcut dosyada taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ortaklık, tasfiye edilmediğinden zamanaşımı süresi henüz başlamamıştır.
Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.)
Adi ortaklık ilişkisi, TBK’nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir.
Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır.
Davacı adi ortaklığın tasfiyesini ve ortaklıktan doğan kâr payını talep etmiştir. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip çözüme kavuşturulmalıdır.
Bu durumda, uyulan bozma ilamı doğrultusunda mahkememizce; 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmış, Türk Borçlar Kanunu’nun 642. maddesi ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmiştir. Zira, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1. maddesine göre; Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir.
Tasfiye usulünü düzenleyen Türk Borçlar Kanunu’nun 644. maddesine göre; “Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür.
Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları hâlinde, ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hâkim tarafından atanması isteminde bulunabilir.
Tasfiye görevlisine ödenecek ücret, sözleşmede buna ilişkin bir hüküm veya ortaklarca oybirliğiyle verilmiş bir karar yoksa tasfiyenin gerektirdiği emek ile ortaklık malvarlığının geliri göz önünde tutularak hâkim tarafından belirlenir ve ortaklık malvarlığından, buna imkân bulunamazsa, ortaklardan müteselsilen karşılanır.
Tasfiye usulüne veya tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin olarak doğabilecek uyuşmazlıklar, ilgililerin istemi üzerine hâkim tarafından çözüme bağlanır.”.
Aynı yasanın kazanç ve zararın paylaşımı başlıklı 643. maddesinde ise “Ortaklığın borçları ödendikten ve ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve koymuş olduğu katılım payı geri verildikten sonra bir şey artarsa, bu kazanç, ortaklar arasında paylaşılır.
Ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse, zarar ortaklar arasında paylaşılır.” hükmü yer almaktadır. Katılım payı olarak bir şeyin mülkiyetini koyan ortak, ortaklığın sona ermesi üzerine yapılacak tasfiye sonucunda, o şeyi olduğu gibi geri alamaz; ancak koyduğu katılım payına ne değer biçilmişse, o değeri isteyebilir. Bu değer belirlenmemişse, geri alma, o şeyin katılım payı olarak konduğu zamandaki değeri üzerinden yapılır. ( TBK’ nun 642. maddesi)
Keza, aynı yasanın kazanç ve zarara katılma başlıklı 623. maddesine göre de; “Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, her ortağın kazanç ve zarardaki payı, katılım payının değerine ve niteliğine bakılmaksızın eşittir.
Sözleşmede ortakların kazanç veya zarara katılım paylarından biri belirlenmişse bu belirleme, diğerindeki payı da ifade eder.
Bir ortağın zarara katılmaksızın yalnız kazanca katılacağına ilişkin anlaşma, ancak katılma payı olarak yalnızca emeğini koymuş olan ortak için geçerlidir.” hükmünü ihtiva etmektedir.
Mahkememizce yukarıda sözü edilen yasa hükümlerine göre, öncelikle, ortaklık sözleşmesinin sözlü olarak yapıldığı gözetilmek suretiyle taraflardan anlaşarak tasfiye memuru belirlemeleri istenilmiş; bu konuda tarafları anlaşamamaları nedeni ile mahkememiz tarafından tasfiye işlemini gerçekleştirecek ortaklığın faaliyet alanına göre konusunda uzman üç kişiyi tasfiye memuru olarak resen atamıştır. Kayseri İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel, … kat, … bağımsız bölüm sayılı büro dışında davacının iddia ettiği üzere ortaklığa ait başka taşınmazlar olduğuna ilişkin yasal delil bulunmadığından yukarıda sözü edilen taşınmazın tasfiyeye esas alınması gerektiği değerlendirilmiştir.
Bundan sonra ise, tasfiye işlemleri; mahkememiz tarafından uyuşmazlığın mahiyetine göre öngörülen dörder aylık dönemlerde tasfiye memurları süre verilmiştir.
Tasfiye kurulu tarafından 3 aşamada gerçekleştirilmiştir.
Birinci aşamada; ortaklığın sona erdiği tarih itibariyle ortaklığın tüm malvarlığı aktif ve pasifi ile birlikte belirlenmiş, yönetici ve idareci ortaktan ortaklık hesabını gösterir hesap istenmiş, verilen hesapta uyuşmazlık çıktığından, taraflardan delilleri sorularak toplanılmış, tasfiye kurulunun belirlediği malvarlığı bilançosu taraflara tebliğ edilmiş, bu husustaki tarafların itirazları da karşılanıp, toplanacak delillere göre değerlendirme yapılmıştır.
İkinci aşamada; ortaklığın malvarlığına ilişkin satış ve nakte çevirme işlemine konu malvarlığı bulunmadığından değeri uzman bilirkişi marifetiyle saptanılmıştır.
Üçüncü ve son aşamada ise; yukarıdaki işlemler sonucu oluşan değerden, öncelikle ortaklığın borçları mahsup edilmiş ve ortaklardan her birinin, ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım payı tespit edilmediğinden artan tutar üzerinden tasfiye kurulu tarafından son bilanço düzenlenmelidir. Tasfiye kurulu tarafından düzenlenen rapor ve ek raporlar dosya kapsamındaki delillerle uyumlu ve denetime elverişli bulunarak mahkememizce benimsenmiştir.
Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye kurulunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre mahkememizce HMK’nun 297. maddesi uyarınca tarafların hak ve yükümlülüklerini saptanmış ve tasfiye işleminin sonlandırması için bu doğrultuda aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile taraflar arasındaki ADİ ORTAKLIĞIN FESİH VE TASFİYESİNE,
2-90.534,28-TL tasfiye payının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacının fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 6.184,39-TL nispi karar ve ilam harcından davacıdan peşin olarak alınan 5.197,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 986,89-TL karar ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 18.40-TL başvurma harcı ile 5.197,50-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça bozma öncesinde yapılan 156.00-TL tebligat gideri, 162,65-TL müzekkere gideri, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.318,65-TL yargılama gideri ile bozma sonrasında yapılan 33,00-TL e-tebligat gideri, 81,00-TL tebligat gideri, 234,60-TL müzekkere gideri ve 195,00-TL fotokopi gideri ve 7.250,00-TL bilirkişi ve tasfiye kurulu ücreti olmak üzere genel toplam 9.111,60-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 2.356,90-TL’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yapılan 68,60-TL müzekkere gideri, 102,00-TL tebligat gideri, 48,50-TL e-tebligat gideri, 0,50-TL KEP gideri ve 750,00-TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 969,60-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 718,80-TL’nın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesap ve taktir olunan 12.550,76-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın ret olunan kısmı üzerinden hesap ve taktir olunan 26.612,60-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili, davalı asil ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/12/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır