Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1407 E. 2021/934 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2*** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : ***
KATİP : ***
DAVACILAR : 1- ***
2-***
VEKİLLERİ: Av.
DAVACI : 3- ***
VEKİLLERİ: Av. ***
DAVALI : 1- ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 2- ***
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 3- ***
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; … tarihinde müvekkili …’ın ağır şekilde yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasında, davalılardan …’a ait ve diğer davalı …’in sevk ve idaresinde bulunan 38 … plaka nolu araçla, şehir merkezi istikametinden Osman Kavuncu Bulvarını takiben gelip, Belsin istikametine seyrederken Şeker Fabrikası ana girişinde bulunan otobüs durağı önünde aşırı süratli olarak seyrederken, otobüs durağının içinden karşıdan karşıya geçmekte olan yaya müvekkili ,,,,,,,,,,,,,’ye çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kazaya sebep olan 38 … plaka sayılı aracın … A.Ş de sigortalı bulunduğunu, kaza nedeniyle davalılardan … aleyhine sanık olarak Kayseri 2. Sulh Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasıyla, cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığını, kaza neticesinde davacının geçirdiği sağlık sorunları nedeniyle, iş ve çalışma gücü kaybına uğradığını, ekonomik geleceğinin de sarsılmasının söz konusu olduğunu, anne ve babasının bakımı ile hayatını devam ettirdiğini, bakım giderleri olduğunu, maruz kalacağı kazanç kaybı, çektiği elem ve acılara bir nebze karşılık olması amacıyla davacı müvekkile (…..) için 25.000,00 TL manevi tazminat ve müvekkilenin ağır bedensel zararı nedeniyle davacının anne ve babası olan müvekkiler … ve …. için 7.500’erTL den toplam 40.000 TL manevi tazminatın, kaza tarihinden itibaren davalılardan … ve … den yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacı müvekkiline ödenmesine, yaralamalı trafik kazası nedeniyle büyük oranda iş yapma ve çalışma gücünü kaybeden, kazanç kaybına uğrayan ve ekonomik geleceği sarsılan müvekkilinin bu kayıplarından ve bakım giderlerinden dolayı fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1000 TL maddi tazminatın, davalı … A.Ş den (poliçedeki limit dahilinde) dava tarihinden itibaren, diğer davalılar …. ve …… den ise kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava, talep ve iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu, mezkur kazada yayanın müvekkilinin kullandığı araca çarptığını, kazanın oluşumunun tek müsebbibinin yaya … olduğunu, yayanın otobüsün önünden koşarak ve aniden fırlayarak yola çıktığını, trafik kaza tespit tutanağında bahsi geçen müvekkilinin aracına ait olduğu iddia edilen 61 metre fren izinin tamamen gerçek dışı olduğunu, kamera kayıtlarının kazanın oluş şeklini ve sebebini tamamen kanıtladığını, davacı iddialarının fahiş derecede abartılı olup tamamen duygu sömürüsü yapmaya yönelik olduğunu, manevi tazminat taleplerinin afaki ve fahiş olduğunu, müvekkilinin işsiz olup ekonomik ve sosyal durumunun zayıf olduğunu savunarak davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … Şirketi vekili vekili cevap dilekçesinde özetle; 38 … plaka nolu aracın müvekkili şirket tarafından 05/09/2011- 2012 vadeli … nolu ZMSS ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe azami teminat miktarı ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın kusur ve zararı ayrıca bu zarar ile müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsü ile arasındaki illiyet bağını ispatla mükellef olduğunu, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu iddiasının kabul edilemeyeceğini, sakatlık tazminatı talebine itiraz ettiklerini, davacının ATK’ya sevk edilmesi gerektiğini, tedavi ve bakım masraflarının poliçe teminat kapsamına girmediğini, davacı tarafın müvekkili şirkete daha önce başvurmadan ve temerrüte düşürmeden işbu davayı açtığını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş, davalı … davaya herhangi bir cevap vermemiş ve mahkememizce yapılan açık duruşmalara da katılmamıştır. Davalı …’un HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
… tarihli celsede davacı yaralanan …’ın E.Ü.Tıp Fakültesi Adli Tıp kurumuna sevki ile tüm tedavi evrakları ve fizik muayenesi yapıldıktan sonra … tarihli trafik kazası sebebiyle sürekli maluliyeti bulunup bulunmadığı, var ise yüzdelik diliminin ne olduğu, ve ayrıca geçici iş göremezlik süresinin ne olduğu hususlarında mahkememize ayrıntılı heyet raporunun sunulmasına karar verilmiş, Erciyes Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından mahkememize sunulan 29/05/2015 tarihli raporda özetle; …’ın … tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı olarak Altı (6) ay süreyle mutat iş ve gücünden kaldığı (tıbbi şifa süresinin 6 (altı) ay olduğu) ve vücut genel çalışma gücünden 49,71 (yüzdekırkdokuzvirgülyetmişbir) oranında kaybettiği mahkememize bildirilmiştir.
… tarihli celsede davacı vekili ve Davalı … vekilinin maluliyet ve işgöremezlik raporuna itiraz edildiğinden dosyanın istanbul adli tıp kurumu 3. İhtisas kuruluna gönderilerek davacı …’ın 05.04.2012 tarihli trafik kazası nedeniyle meydana gelen geçici işgörememezlik süresi ve maluliyet oranına ilişkin rapor aldırılmasına karar verilmiş, Adli Tıp Kurumu tarafından mahkememize sunulan 01/02/2019 tarihli raporda özetle; E cetveline göre: %62,0 (yüzdealtmışikivirgülsıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği mahkememize bildirilmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair … tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi ***’ın mahkememize sunmuş olduğu ***tarihli bilirkişi raporunda özetle; yaya …’ın % 75 (yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu olduğu ve 38 … plakalı otomobil sürücüsü …’in %25 (yüzdeyirmibeş) oranında kusurlu olduğu mahkememize bildirilmiştir.
12/12/2019 tarihli celsede; Davaya konu mahalde 10/01/2020 günü, saat 10:00’da keşif icrasına, refakete bir trafik kazaları konusunda uzman mühendis alınmasına, bilirkişiden … tarihli trafik kazasında tarafların kusur ihlal ettikleri kurallarda belirtilerek kusur durumlarının yüzdelik olarak tespiti konusunda gerekçeli ve denetime açık rapor aldırılmasına karar verilmiş, keşif icra edilmiş, keşif sonrası Dr. Öğr. ***tarafından mahkememize sunulan ***tarihli raporda özetle; bahse konu trafik kazasında yaya …’ın 2918 sayılı K.T.K. m.68/1-b kural ihlali ve K.T.Y. m.138/1-b kural ihlali ite “tam kusurlu” olduğunu, 38 … plaka sayılı araç sürücüsü … 2918 sayılı K.T.K. m.52/1-b kural ihlali ile “tali kusurlu” olduğunu, belirtilen kusur şartlarında, yaya …’ın kusur oranının %75 (yüzdeyetmişbeş) olması gerektiğini; 38 … plaka sayılı araç sürücüsü …’in kusur oranının % 25 (yüzdeyirmibeş) olması gerektiğini mahkememize bildirmiştir.
***tarihli celsede Adli Tıp Kurumu 2. Üst İstisas Kurulu’na müzekkere yazılarak 18/12/2019 tarihli yazımızda belirtilen davacı …’ın bakıcı ihtiyacı olup olmadığı, varsa bakıcıya muhtaçlık süresinin ne kadar olduğu hususunda ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş, ATK tarafından mahkememize gönderilen ***/2020 tarihli raporda özetle; …i ve ….. kızı, ***doğumlu …’ın ***tarihli trafik kazasına bağlı beyin hasarı ve pelvis şekil bozukluğu nedeniyle ***tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: E cetveline göre: %62,0 (yüzdealtmışikivirgülsıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, İyileşme süresinin ilk 6(altı) ayında bir başkasının yardımına ihtiyaç duyabileceği ve aynı yönetmelik kapsamında bir başkasının sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı mahkememize bildirilmiştir.
***tarihli celsede; HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, bilirkişinin HMK’nun 267/1. maddesi gereği resen seçilecek bir adli tıp uzmanı ile bir nitelikli hesaplama/aktüerya bilirkişi olarak belirlenmesine, HMK’nun 273/1. maddesi gereği mahkememizce toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle; davacı …’ın geçici iş göremezlik, kalıcı iş göremezlik, bakıcı gideri ile SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderinden oluşan zararlarının bulunup bulunmadığı var ise miktarı hususlarında bilirkişiden HMK’nun 279/2. maddesine uygun olarak açıklamalı rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş, bilirkişiler ***ve ***tarafından mahkememize sunulan ***/2020 tarihli raporda özetle; Davacı …..’nin SGK tarafından karşılanmayan zararının 15.935,91 TL olduğunu, Davacı …..’nin geçici iş göremezlik zararının 1.275,62 TL olduğunu, Davacı ….’nin sürekli iş göremezlik zararının 198.270,440 TL olduğunu, Davacı ……’nin bakıcı gideri zararının 1.372,50 TL olduğunu, Davacıların manevi tazminat taleplerinin takdirinin sayın mahkemeye ait olduğunu mahkememize bildirmişlerdir.
***/2020 tarihli celsede; Dava dosyasının rapor veren bilirkişi heyetine tevdii ile, taraf vekillerinin itirazlarının incelenip değerlendirilmesi ve gerekiyorsa alternatifli hesaplama yapılması hakkında HMK’nın 281/2. maddesi uyarınca ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş, bilirkişiler ***ve ***mahkememize sunmuş oldukları ***/2021 tarihli ek raporda özetle; Davacı ……’nin SGK. tarafından karşılarımayan zararifi 1.735,71 TL olduğunu, Davacı …..’nin geçici iş göremezlik zararının Yargıtay kararları doğrultusunda olmadığını, Davacı ……’nin sürekli iş göremezlik zararının 338.019,60 TL olduğunu, Davacı …..’nin bakıcı gideri zararının 1.372,50 TI. Olduğunu, Dosya kapsamında davacının kazanç kaybına uğradığına ilişkin belge, bilgi ve veri olmaması nedeniyle hesaplama yapılamadığını, Davacının ekonomik geleceğin sarsılmasına yönelik zararın oluştuğu kanaatine sayın mahkemece varılması halinde TBK 50/2 uyarınca tazminat miktarının takdirinin sayın mahkemeye ait olduğunu, Davacıların manevi tazminat taleplerinin takdirinin sayın mahkemeye ait olduğunu mahkememize bildirmişlerdir.
***/2021 tarihli celsede; Dava dosyasının rapor veren aktüerya bilirkişine tevdii ile, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/5206 Esas, 2020/8874 Karar ve 2020/2598 Esas, 2021/34 Karar sayılı içtihatlarında bildirilen yaşam tablosu ve hesap yöntemi kullanılarak davacı …’ın asgari ücret ve asgari ücretten daha yüksek gelir elde edebileceği ihtimallerine göre alternatifli olarak hesaplama yapılması, asgari ücretten daha fazla gelir elde edebileceği ihtimalinde muhtemel yükseköğrenim mezuniyet tarihinin de dikkate alınması ve iki ayrı ihtimal neticesinde çıkan zarar miktarlarına kusur indirimi yapıldıktan sonra sigorta şirketince yapılan ödeme ile zmss limiti de dikkate alınarak her iki ihtimalde davacı …’ın zararının bulunup bulunmadığının tespiti ve varsa miktarının bildirilmesi amacıyla HMK’nun 281/2. Maddesi uyarınca ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş, bilirkişi …… tarafından mahkememize sunulan 14/06/2021 tarihli ek raporda özetle; Davacı ..’nin SGK tarafından karşılanmayan zararının 15,935,91 TL olduğunu, Davacı ….’nin geçici iş göremezlik zararının Yargıtay kararları doğrultusunda olmadığını, Davacı …..’nin bakıcı gideri zararının 1.372,50 TL olduğunu, Davacı …..’nin gelirinin asgari ücret olduğunun kabulü halinde ve davacı tarafın feragatinin sadece sürekli iş göremezlik zararına ilişkin olduğunun kabulü halinde davacının ödenmeyen sürekli iş göremezlik zararının 19,377,86 TL olduğunu, Davacı ……’nin gelirinin asgari ücretten yüksek olacağının kabulü halinde ve davacı tarafın feragatinin sadece sürekli iş göremezlik zararına ilişkin olduğunun kabulü halinde davacının ödenmeyen sürekli iş göremezlik zararının 187.681,30 TL olduğunu, Davacı tarafın feragatının sürekli iş göremezliğin haricinde SGK tatafından karşılanmayan tedavi zararı ve bakıcı gideri zaratını da kapsadığının kabulü halinde tedavi zarari ve bakıcı gideri zararının ZMMS poliçesinin tedavi teminatına ilişkin limitinin içende kalacağını, Dosya kapsamında davacının kazanç kaybına uğradığına ilişkin belge, bilgi ve veri olmaması nedeniyle hesaplama yapılamadığını, Davacının ekonomik geleceğin sarsılmasına yönelik zararın oluştuğu kanaatine sayın mahkemece varılması halinde TBK 50/2 uyarınca tazminat miktarının takdirinin sayın mahkemeye ait olduğunu, Davacıların manevi tazminat taleplerinin takdirinin sayın mahkemeye ait olduğunu mahkememize bildirmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı dava dilekçesiyle, 05.04.2012 tarihinde davacı ercan’ın sevk ve idaresindeki 38 … plakalı aracın yaya davacı ……..’ye çarptığından bahisle davacı Gamze için maddi ve 25.000,00 TL manevi, davacılar anne ve baba için 7.500,00 TL manevi tazminat talep ettiği görülmüştür.
Dava, davacılar vekili tarafından ilk olarak 21/01/2013 tarihine Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılmış, Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yapılan yargılama neticesinde ***esas ***karar sayılı ***/2014 tarihli karar ilamı ile mahkemenin görevsizliğinde ve karar kesinleştiğinde HMK’nın 20. Maddesi gereği 2 hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli Kayseri Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş verilen karar ***/2014 tarihinde kesinleşmiş ve mahkememize gönderilerek yukarıda yazılı esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Davacılar vekili ***/2021 tarihli dilekçesi ile feragat dilekçesi de nazara alınarak (Sigorta şirketinin sorumluluğunda olan 225.000,00 TL tenzil edilmiştir.) dava dilekçemizde müvekkili … yönünden talep etmiş olduğumuz 100,00 TL tedavi gideri, 150 TL bakım gideri tazminatı ve 250,00 TL iş gücü kaybı tazminatı olmak üzere toplamda 500 TL’den ibaret taleplerini HMK 107. Maddesi uyarınca 129.828,01 TL artırarak neticeten 130.328,01 TL olarak arttırdıklarını beyan etmiş ve gerekli ıslah harcını yatırdığına dair sayman mutemedi alındısını mahkememize ibraz etmiştir.
Davacılar vekili 19/10/2021 tarihli dilekçesi ile 15/02/2021 tarihli bedel artırımı dilekçemiz de nazara alınarak; 187.681,30 TL sürekli iş göremezlik, 1.372,50 TL bakıcı gideri, 15.935,91 TL SGK tarafından karşılanmayan zararın davalıdan tahsiline karar verilmesine ve yargılama giderleri, vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep ederek davasını ıslah etmiş ve gerekli ıslah harcını yatırdığına dair sayman mutemedi alındısını mahkememize ibraz etmiştir.
Davacılar vekili mahkememize sunmuş olduğu ***/2021 tarihli dilekçesinde özetle; davadan davalı … … şirketi yönünden feragat ettiklerini, diğer davalılar … ve … açısından maddi ve manevi taleplerinin devam ettiğini mahkememize bildirmiştir.
Davalı sigorta şirketi ise olayda kusuru kabul etmemiş, maluliyeti kabul etmemiş davanın reddini dilemiştir.
Davalı …… ise kusuru kabul etmemiş davanın reddini dilemiştir.
Ceza dosyasının incelenmesinde kazanın 05.04.2012 tarihinde olduğu, davacının yaya konumunda olduğu , davalı ….’ın tali kusuru sebebiyle davacı …..’ye çarpığı ve ceza mahkemesinin davalıyı tali kusurlu kabul ettiği görülmüştür.
Sigorta poliçesi incelenmesinde, 38 … plakalı aracın davalı bünyesinde sigortalandığı anlaşılmıştır. Araç malikinin ise davalı ….. olduğu görülmüştür.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumlluluk Sigortası Genel Şartlarının, “Sigortanın Kapsamı” başlıklı A.1 maddesinde “sigortacının poliçede tamınlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK ya göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği… ” öngörülmüştür.
-Mahkememizce kusur ön sorun değerlendirmesinde,
Mahkememizce kusur raporu alınmış, kusur raporu ve ceza dosyası dikkate alındığından kazanın ***tarihinde olduğu, davacının davalı ….. sevk ve idaresindeki aracın davacıya çarptığı, kazada davacının otobüs durağı yanında yolu kontrol etmeden yola çıktığından %75 oranında davalı …….’ın ise kör noktalardan yolcu çıkabileceğinden dikkate ve özen eksikliğinden %25 oranında kusurlu olduğu kanatine varılmıştır.
– Mahkememizce maluliyet ait değerlendirmesinde;
Mahkememiz Erciyes Üniversitesi Üniversitesi Adli Tıp Başkanlığı bünyesinde rapor almıştır. Anılan raporda %49,71 oranında malul olduğu, 6 ay geçici iş göremez olduğu değerlendirilmiştir. Daha sonra ATK 2. İhtisas kurulundan rapor alınmış alınan rapora göre ise %62 oranında malul olduğu, 9 ay geçici iş göremez tespit edilmiştir. Raporlar arasındaki çelişki sebebiyle Adli Tıp Üst kurulundan alınan ve çelişkiyi gideren rapora göre davacının maluliyetinin %68,15 olduğu ve 9 ay geçici iş göremez olduğu kanaatine varılmıştır.

Davacı tarafça davalı sigorta şirketi 215.000,00 TL ödeme yapması karşısında sigorta şirketi yönünden davadan feragat ettiklerini bildirmiştir. Dosyaya sunulan belgelere göre davalı sigorta şirketinin 215.000,00 Tl ana para olmak üzere toplamda 425.000,00 TL ödeme yaptığı anlaşılmıştır. Davacı taraf bakiye alacakları için talebini 100,00 TL tedavi gideri, 250,00 iş gücü kaybı, 150,00 TL bakıcı gideri talebini 130.328,01 TL olarak attırmıştır.
Mahkememiz TRH 2010 tablosu üzerinden hasaplama yapılması amacıyla dosyayı aktüerya lisansı olan bilirkişiye tevdi etmiştir. Anılan 14.06.2021 havale tarihli raporun yöntemine uygun olduğu anlaşıldığından mahkememizce kabul görmüştür.
Mahkememizin sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden değerlendirmesinde;
Davalı taraf dosya kapsamında Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumlluluk Sigortası Genel Şartlarının A.5-c maddesinini Sürekli Sakatlık Teminatı başlıklı ”Üçüncü kişinin sürekli sakatlığı dolayısıyla ileride ekonomik olarak uğrayacağı maddi zararları karşılamak üzere, bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisinin tamamlanması sonrasında yetkili bir hastaneden alınacak özürlü sağlık kurulu raporu ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan bakıcı giderleri bu teminat limitleri ile sınırlı olmak koşuluyla sürekli sakatlık teminatı kapsamındadır. .
Mahkememizin bakıcı gideri ve karşılanmayan tedavi gideri teminat kapsamı dışında olup olmadığına dair değerlendirmesinde;
2918 sayılı Kanun’un 98.maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesinde, “Trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, kanunun geçici 1.maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59’uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün kanundan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçtiğinin kabulü gerekir. Buna karşın belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar,
1-Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri,
2-Tedaviyle ilgili diğer giderler,
3-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler,
Sağlık giderleri kapsamında sayılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir.
Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki;
1-Bakıcı giderleri
2-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları)
3-Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir.
Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi ve daraltması düşünülemez.
Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder.(Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini- Konya barosu yayınları. Shf 7-8 ,Yargıtay üyesi: Hüseyin TUZTAŞ)
Yine taraflar arasında düzenlenmiş olan 11.05.2019 başlangıç tarihli Zorunlu Sigorta Mali/Sorumluluk Sigortası poliçesinin bir anlamda mütemmim cüzü olan eki niteliğindeki genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan Sosyal Güvenlik Kurumu’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez.
Bu halde bakıcı gideri ve karşılanmayan tedavi gideri sigorta teminatı kapsamında olduğu kabulü gerekir.
-Davacının feragati diğer borçlulara sirayet edip etmeyeceği yönünden değerlendirmede;
Müteselsil sorumluluk, Kanundan doğan müteselsil borçluluğun bir türü olup aynı zararın oluşumunda rolü olan birden fazla kimsenin tazminatın tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu ve zarar görenin dilediği sorumludan tazminatın tamamını veya bir kısmını talep edebileceği sorumluluk türüdür.
Zarar gören, zararın tamamını veya bir kısmını dilediği sorumlu veya sorumlulardan talep edebilir.
Bu husus HGK’nın 24.6.1983 tarih 1981/9-533 Esas 1983/724 Karar sayılı kararı ile “Birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK.’nun 61.maddesi ya da birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen maddesi uyarınca ve aynı Yasanın 163.maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir.
Ancak, aynı Yasanın 141.maddesi gereğince teselsül, ister yasadan, ister sözleşmeden doğmuş olsun, bu kuraldan yararlanma hakkı sadece zarara uğrayanın, daha geniş bir deyim ile alacaklınındır. Zarara uğrayan (alacaklı), bu hakkını kullanmadıkça, yani müteselsilen tahsil isteğinde bulunmadıkça, mahkeme re’sen onun yararına teselsül kuralını uygulayamaz. Çünkü Hakim istek ile bağlı olup, istek dışı karar veremez. HMK 26.maddesi buna engeldir” şeklinde kabul edilmiştir.
Birden fazla kimseyi müteselsil sorumlu tutmak isteyen zarar gören, bu kimselere karşı dava açarken bu niyetini göstermesi, dava dilekçesinden müteselsil sorumlu tutmak istediği kişiyi göstermesi gerekir. Hakim tarafların iddia ve savunmalarıyla bağlı olup teselsülden yararlanma hakkı zarar görene ait olduğundan zarar gören bu hakkı kullanmadıkça mahkeme onun yararına teselsül kuralını kendiliğinden uygulayamaz
Müteselsil sorumluluk, (zincirleme sorumluluk, birlikte sorumluluk) sorumluluk hukukunda önemli bir yeri bulunmaktadır. Müteselsil sorumluluk, aynı zararın oluşmasında rolü olan ancak zararın hangi kısmından sorumlu olduğu tespit edilemeyen birden fazla kimsenin, niteliği itibariyle bölünmeye elverişli başka bir deyişle çoğunlukla para ediminden oluşan tazminat ediminin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu, alacaklı zarar görenin de dilediği sorumludan edimin tamamını veya bir kısmını talep yetkisine sahip olduğu, sorumlulardan biri ödeme yaptığı oranda diğerlerinin de sorumluluktan kurtulduğu bir birlikte sorumluluk türüdür. Sorumlulukta müteselsillik ilkesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda yer verilmiştir. Müteselsil sorumluluk gerek zarardan sorumlu olanların zarar görene karşı sorumluluğunda gerekse zarardan sorumluların birbirlerine rücu ilişkisinde bazı ilkeler getirmiştir. İşte bu ilkeleri bir bütün olarak müteselsil sorumluluk ilkesi olarak kavramlaştırılmıştır.
Birden çok kişinin aynı zarara birlikte sebep olmalarından doğan zarar aynı sebebe dayanan zarardır. Müteselsil sorumluluğu doğuran “aynı sebep” veya “birlikte sebep” kusur olabileceği gibi sözleşme veya kanundan doğabilir.
Müteselsil sorumluluk zarar görene karşı zarardan sorumlu olanların sorumluluğunun kapsamı ve niteliği yönünden kendine has ilkeler getirmiştir. Normal şartlarda bir zarar birden fazla kişinin fiili ve sorumluluğu ile doğuyorsa o kişilerin sorumluluğu kendi fiillerine yada kusurlarına isabet eden zarar miktarından sorumlu olmalarıdır. Ancak haksız fiilden zarar görenin zararını en kısa, en kolay yoldan tazminini sağlamak amacı ile müteselsillik ile kendine has sorumluluk ilkeleri benimsenmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesinde “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur” düzenlemesine yer verilmiş olup; motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu; ayrıca, birden fazla kişinin zararı tazmin ile yükümlü olması durumunda, zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtilmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.
Yine 6098 sayılı TBK’nun 61. maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” demekle birden çok kişinin zarardan aynı sebeple ya da çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır.
Müteselsil sorumluluk, kanundan doğan bir sorumluluk türü olup müteselsil sorumluların birinden talepte bulunan hak sahibinin, tüm ilgililer bakımından müteselsil sorumluluğa dayandığını ifade etmesine de gerek yoktur. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, araçta yolcu olarak bulunan davacının kazanın oluşumunda kusurunun bulunmamasına göre, zararın tamamını, isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebilir. ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/7214 E, 2019/2775K-2016/7805 E,2019/3209 K )
Somut olayda, davacı taraf sigorta şirketine karşı sürekli sürekli iş göremezlik tazminatı poliçe limiti 225.000,00 TL kaçınılmaz tedavi gideri ve bakıcı gideri ayrı olarak 225.000,00 TL teminatlı olması karşısında gerçek kişi davalıların durumu ağırlaştırıldığından feragat davalılara da sirayet edeceğinden 225.000,00 TL dışı bakiye 19.377,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden sürücü ve işleten olan davalılar sorumludur. Diğer taleplerden ise sirayet ettiğinden dolayı davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının kaza tarihinde 8. Sınıf öğrenci olması, muhtemel lise hayatındaki başarasının ve üniversite öğrenimi yapıp asgari ücretten fazla kazanacağı belli olmadığından asgari ücret ücret üzerinden değerlendirme yapılması uygun görülmüştür.
-Davalı …………’nin sorumluluğuna dair değerlendirmede;
Davalı …………. haksız fiili hükümleri çerçevesinde zarardan sorumludur.
İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır.Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E. 2015/6031, K. 2015/13494)
Somut olayda, aracın maliki ve yaralanan davalı Yunus zarardan sorumludur.
– Manevi tazminata dair değerlendirmede;
Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Hakim, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda hakimin, hukuk ve adalete uygun karar vereceği TMK’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda, davalının kusur durumu, ekonomik ve sosyal durum araştırması, maluliyetin yüksek oluşu, çekilen ızdırap davacının ,,,,,,,,,,,’nin maluliyeti dikkate alınarak ve yukarıda açıklanan kıstaslar çerçevesinde davacı için 25.000,00 TL ve davacı anne ve baba için 7.500,00’er TL manevi tazminatın uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Davacı …..’nin Geçici iş göremezlik tazminatı yaşı dikkate alınarak kabul edilememiş ve davacının başkaca zararı olmadığından diğer talepler uygun görülmemiştir.
-Faize ait değerlendirmede;
6098 sayılı TBKnun 117/2 .maddesine göre haksız fiilde fiilin işlendiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Anılan yasal hüküm çerçevesinde faize olay tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1)Davacının davalı sigorta şirketine yönelik açılan davasının feragat nedeniyle reddine,
2)Davacı …’ın sürekli iş göremezliğe ait talebinin kısmen kabulü ile 19.377,86 TL’nin davalı … ve ….’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağa olay tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3)Davacı …..’nin manevi tazminat isteminin kabulü ile, 25.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ve …..’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağa olay tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
4)Davacı ….’nin manevi tazminat isteminin kabulü ile, 7.500,00 TL manevi tazminatın davalı… ve ….’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağa olay tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
5)Davacı …..’ün manevi tazminat isteminin kabulü ile, 7.500,00 TL manevi tazminatın davalı …. ve ….’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alacağa olay tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
6)Fazlaya ait tüm taleplerin reddine,
7)Feragat ile sonuçlanan maddi tazminat davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 59,30 TL harcın davacılar tarafından peşin yatırılan 140,05 TL peşin harç, 255,00 TL ıslah harcı ve 445,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 840,05 TL harçtan mahsubu ile davacı tarafından yatırılan peşin harcın 780,75 TL olarak ele alınmasına,
8)…’ın kısmen kabul ile sonuçlanan maddi tazminat davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 1.323,70 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 780,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 542,95 TL harcın davalı …. ve ….’dan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
9)Manevi Tazminat davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 2.732,40 TL harcın davalı … ve …..’dan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
10)Davacı tarafından peşin yatırılan 780,75 TL peşin harç ve 24,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 805,05 TL harcın davalı Yunus ve Ercan’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
11)Davacı tarafından yapılan 5 müzekkere gideri 27,95 TL, 15 elektronik tebligat gideri 78,50 TL, 48 tebligat gideri 527,50 TL, ATK posta gideri 308,22 TL, Dosya fotokopi gideri 118,60 TL, ATK fatura gideri 2.407,09 TL, tanık gideri 160,00 TL, 3 kep reddiyat gideri 1,60 TL ve bilirkişi reddiyat gideri 1.380,00 TL olmak üzere toplam 5.009,46 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 1.306,43 TL’sinin davalı ….. ve …..’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı taraflara verilmesine artan kısmın davacı taraflar üzerinde bırakılmasına,
12)Davalı … tarafından yapılan keşif harcı 314,00 TL, keşif taksi ücreti 150,00 TL, 16 tebligat gideri 219,40 TL, bilirkişi ücreti 550,00 TL, ATK posta gideri 45,75 TL, ATK fatura gideri 829,00 TL, 11 elektronik tebligat gideri 59,50 TL, 2 müzekkere gideri 22,35 TL olmak üzere toplam 2.190,00 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 1.619,06 TL’sinin davacılardan alınarak davalı …’e verilmesine, artan kısmı … üzerinde bırakılmasına,
13)Diğer davalılar tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
14)HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
15)Kısmen kabul ile sonuçlanan maddi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı Yunus ve Ercan’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ….’ye verilmesine,
16)Kısmen kabul ile sonuçlanan maddi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …..’den alınarak davalı …’e verilmesine,
17)Manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı …. ve ….’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı Gamze’ye verilmesine,
18)Manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı …. ve……’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ……’ye verilmesine,
19)Manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı ….. ve …..’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ……’e verilmesine,

Dair, davacı … ve ***vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı …ve davalı … … Şirketinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/10/2021

Katip ***
¸e-imzalı

Hakim ***
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*