Emsal Mahkeme Kararı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/69 E. 2021/654 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/69 Esas – 2021/654
TÜRK MİLLETİ ADINA HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
E S A S N O : 2021/69
KARAR NO : 2021/654

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 03.02.2021
KARAR TARİHİ : 23.11.2021
YAZIM TARİHİ : 20.12.2021
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06.11.2020 tarihinde, müvekkiline ait davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın, şirkete ait … plakalı araca, Aliağa … Market önünde park halinde iken çarptığını, 12.221,31-TL maddi hasar oluştuğunu, davalı sigorta şirketine değer kaybına ilişkin yapılan 15.12.2020 tarihli başvuru neticesi 31.12.2020 tarihinde yapılan 2.208,00-TL değer kaybı ödemesinin, meydana gelen zarar, araç model ve piyasa değeri dikkate alındığında oldukça düşük olduğunu, arabuluculuk yolunun anlaşamama ile sonuçlandığını, kazanın … plakalı araç sürücüsünün tam kusuru ile meydana geldiğini, aracın ne kadar iyi onarılmış olursa olsun onarılmış durumdaki değerinin aynı nitelikteki hiç kazaya uğramamış araç değerinden düşük olacağını, bunun da aracın cari değerini düşürdüğünü, aracın hasarsız değeri ile kazadan sonraki tamir edilmiş değeri arasında meydana gelen değer kaybının davalı sigorta şirketinden tahsili gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL değer kaybının sigortaya başvuru tarihi olan 15.12.2020’den itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek ticari faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketçe sigortalanan … plakalı aracın, 06.11.2020 tarihinde davacıya ait … plakalı araç ile çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacının söz konusu taleplere hukuken katılma imkanı olmadığını, öncelikle KTK.’nun 91. md. gereği ve 85. maddesinde düzenlenen işletenin sorumluluğu mevzuat ve genel şartlar çerçevesinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası poliçesini düzenleyen müvekkili şirketin sigortalı aracın işletilmesinden dolayı 3. şahısların uğradığı zararları tazminle mükellef olduğunu, KTK.’nun 86/2. ve TBK.’nun 52. md. gereği müvekkilinin, doğan zarardan sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, Anayasa Mahkemesi’nin 09.10.2020 tarih ve 31269 s. Resmî Gazete’de yayınlanan 17.07.2020 tarih, 2019/40 E.s. ve 2020/40 K.s. kararından sonra Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Zorunluluk Sigorta Genel Şartlarının durumu hakkındaki tereddütlerin izalesi için T.C. Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından 26.11.2020 tarihinde yayınlanan sektör duyurusunda açıkça izah edildiği üzere, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Zorunluluk Sigorta Genel Şartları 5684 s. Kanun’un 11/1 ve 2918 s. Kanun’un 93. maddesine istinaden yürürlükte olduğunu, hali hazırda yürürlükte bulunan ZMSS Genel Şartları nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğini, başvuru konusu talebin hesaplanmasına dair uygulanacak kurallara ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi her ne kadar 2019/40 E., 2020/40 K. s. kararıyla ZMSS Genel Şartlara yönelik iptal kararı vermişse de iptal kararı geriye yürümeyeceği için uyuşmazlığın poliçe başlangıç veya hasar tarihinde yürürlükte olan hukuk kuralları çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğini, T.C. Anayasası’nın amir hükmü ile birlikte TMK., TBK. ve TTK.’da da geçmişe etkili olmama kuralı olduğunu, bu durumda T.C. Anayasası’nın 153. md. vs. mevzuata uygun olarak, uyuşmazlığın poliçe başlangıç veya hasar tarihinde yürürlükte olan ZMSS Genel Şartlar esas alınarak çözümlenmesi ve lehe hüküm kurulması gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun araç başına teminat limiti olan 41.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılan tespit ve değerlendirmeler ile 06.11.2020 tarihinde gerçekleşen kazada … plakalı aracın hasarının karşılanması amacıyla müvekkili şirketçe 31.12.2020 tarihinde 2.208,00-TL değer kaybı ödemesi, 12.01.2021 tarihinde 177,00-TL ekspertiz ödemesi, 19.02.2021 tarihinde başvurucunun sigorta şirketi olan … Sigorta A.Ş.’ne 12.422,00-TL maddi hasar tazminatı ödemesi yapılmakla müvekkili şirketin yasal sorumluluğunu yerine getirdiğini, işbu ödemeyle konusuz kalan davanın reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile zarar gören araçta meydana gelen değer kaybının belirlenebilmesi için araç kullanım tarzı, kilometresi, önceki kazaları vb. tüm kriterlerin incelenmesi, değer kaybı mevcut ise ZMSS Genel Şartları’na belirtilen hesaplama yöntemlerine göre değer kaybının belirlenmesi gerektiğini, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası kapsamındaki taleplerin 01.06.2015 sonrası yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartlarına göre değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin olarak daha önce yaşanan tartışmalara son noktanın Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 29.05.2017 tarih, 2016/14573 E., 2017/6035 K. s. kararı ile koyulduğunu, uyuşmazlıkta ZMSS genel şartları kapsamında “Teminat Dışında Kalan Haller” ve ödeme sınırları ile bakiye teminat limiti gözetilerek değerlendirme yapılması gerektiğini, poliçe kapsamında karşılanması gereken bir değer kaybı zararı mevcut olduğu kanaatine varılması halinde, karşı tarafın iddiaları kabul edilmediğinden konusunda uzman bilirkişi nezdinde gerekli inceleme ve tespitlerin sağlanması, aracın başvuruya konu kazadan daha öncesinde bir kazaya karışıp karışmadığının ve aynı bölgeye hasar almış olup olmadığının tespiti gerektiğini, olay tarihi itibariyle müvekkili sigortacı şirketinin temerrüde düşmüş olduğu söylenemeyeceğinden, hasarın meydana geldiği tarihten itibaren faiz talebinin de reddi gerektiğini savunarak, haksız ve yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR ve GEREKÇE : Dava, trafik kazasından kaynaklı, kaza nedeni ile davacı aracında oluşan değer kaybı bedelinin tahsili istemine yöneliktir.
Davacı vekili, yargılama aşamasında sunduğu 22.11.2021 tarihli dilekçesi ile ve 23.11.2021 tarihli celsede davalı ile aralarında düzenlenen sulh protokolü doğrultusunda taleplerine konu asıl alacak ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin taraflarına ödendiğini, davanın konusuz kaldığını, davalı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını ifade etmiştir.
HMK.’nun 313. md. uyarınca “Sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse sulh sözleşmesine göre sulhe göre karar verilmesini istemezlerse karar verilmesine yer olmadığına karar verir.
HMK.’nun 315. md. hükmü uyarınca “sulh” davayı sona erdirdiğinden ve kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan, tarafların sulh beyanları çerçevesinde konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dava açıldıktan sonra davalı tarafından alacağın ödenmesine ve dava tarihi itibariyle davacının haklı durumda olmasına göre, arabuluculuk ücreti davalı üzerine tahmil edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Konusuz kalan davanın esasına ilişkin karar verilmesine yer olmadığına.
Alınan 59,30-TL peşin harç yeterli bulunduğundan ayrıca harç alınmasına yer olmadığına.
Davacı tarafından yatırılan 50,00-TL ıslah harcının karar kesinleştiğinde istem halinde iadesine.
Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına.
1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 6183 s. Kanun’a göre davalıdan tahsili için Hazineye müzekkere yazılmasına,
Sarf edilmemiş gider avansının bulunması durumunda kararın kesinleşmesinden sonra yatıran taraflara iade edilmesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda kesin olarak verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 23.11.2021