Emsal Mahkeme Kararı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/650 E. 2021/606 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

ESAS NO: 2021/650 Esas
KARAR NO : 2021/606
T.C.

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/650
KARAR NO : 2021/606

DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 29/10/2021
KARAR TARİHİ : 01/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 04/11/2021

Davacı vekili tarafından mahkememize verilen dava dilekçesi mahkememiz esas defterine kaydı yapıldıktan sonra yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili tarafından mahkememize verilen dava dilekçesinde, müvekkilinin … Mah. … Cad. No.248 K:3 D.3 … İzmir adresinde dairesini davalı sigorta şirketine şirketine 04.05.2020 başlangıç tarihli 176.904 TL. bedelli … poliçe nolu DASK sigorta Poliçesini yaptırdığını, 374,15 TL. sigorta bedelini de ödediğini, ayrıca müvekkilem yine davalı sigorta şirketine ilave ek teminat için DASK sigorta poliçesinin yanında tamamlayıcı teminat olarak 04.05.2020 başlangıç tarihli, … poliçe numaralı … Kapsamlı Sigorta Poliçesini de yaptırdığını ve 2.899,03 TL. poliçe bedeli ödediğini, davalı sigorta şirketinin müvekkilline akdedilen sigorta sözleşmeleri gereği meydana gelecek her hangi bir rizikoda rizikoyu karşılamayı garanti ettiğini, 30.10.2020 tarihinde İzmir ilinde meydana gelen 6,9 şiddetindeki depremden davalı sigorta şirketine sigorta ettirilen binanın hasar gördüğünü ve alınan hasar raporu gereği binanın yıkımına karar verildiğini, müvekkilinin dairesinin deprem nedeni ile ağır hasar aldığını, yıkımına karar verildiğini, müvekkilinin dairesinin yıkılma kararı ile meydana gelen deprem arasında illiyet bağı bulunduğunu, deprem sonrası rizikonun meydana gelmesi üzerine müvekkilinin davalı sigorta şirketine başvurarak her iki sözleşmeye konu rizikonun meydana gelmesi nedeni ile sigorta bedellerinin kendisine ödenmesini talep ettiğini, davalı şirketin sigorta edilen dairenin deprem nedeni ile yıkılmadığını bu nedenle de zararın karşılanmayacağı bildirerek sadece 3.538,08 TL. Ödeyebileceğini bildirerek müvekkilinin talebini reddettiğini, 27.07.2021 tarihinde yapılan Arabuluculuk görüşmelerinden olumlu sonuç alınamayınca Anlaşmamazlık Tutanağı düzenlendiğini, müvekkilinin taşınmazını satın aldığı 14.09.2001 tarihinden beri 20 yıldır eksiksiz olarak davalı sigorta şirketinde hem DASK Sigorta Poliçesini hem de tamamlayıcı sigortapoliçesi olan Kapsamlı … Sigorta Poliçesini yaptırdığı ve eksiksiz sigorta bedelini ödediğini, ancak davalı sigorta şirketinin sözleşemeye aykırı davranarak müvekkilinin uğramış olduğu zararı karşılamaktan kaçındığını belirterek fazlaya ilişkin dava ve tüm alacak haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik 30.000 TL. (otuzbinlira) sigorta bedeli tazminatının müvekkiline 30/10/2020 olay tarihinden itibaren işlemiş ticari avans faizi ile birlikte ödenmesine; yargılama giderleri ve ücreti vekalet hükmeldilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, DASK sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Harçlandırılan dava değeri: 10.000,00-TL’dir.
28.11.2013 tarihli resmi gazete’de yayınlanarak 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkındaki kanunun 2. maddesinde, söz konusu kanunun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsadığı düzenlemesine yer verilmiş, üçüncü maddede ise tüketici işlemi tanımlanmış, mal ve hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifadelerine yer verilmiştir. Bu düzenlemeler ile sigorta şirketi ve tüketiciler arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklanan her türlü ilişkinin tüketicinin korunması hakkındaki kanun kapsamına alınmış olduğunu açıkça göstermektedir.
Ayrıca aynı yasanın 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez denilerek 6502 sayılı kanunun tüketici işlemlerinde mutlak uygulama alanı bulacağı ayrıca vurgulanmıştır. Yasanın yürürlüğü ise geçici 1. maddede düzenlenmiştir. Dava tarihinde yasa yürürlüktedir. 6502 sayılı yasa kapsamında taraflar arasındaki ilişki tüketici işlemi olup tüketici mahkemeleri görevlidir.
6502 sayılı Kanunun 3. maddesinde “ı) Sağlayıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
i) Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
j) Teknik düzenleme: 29/6/2001 tarihli ve 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanunda yer alan tanımı,
k) Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
l) Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,” olduğu,
73. maddesinde ise; “(1) Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” hükmü bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı ile davalı arasında, zorunlu deprem sigortası ve kapsamlı … sigorta poliçesi imzalandığı, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi niteliğinde olduğu ve davanın tüketiciye yönelik uygulamalardan kaynaklandığı anlaşılmış olup, HMK 4/a maddesi uyarınca davaya bakma görevinin İzmir Tüketici Mahkemesi olduğu tespit edilmiştir.
Bu itibarla, işbu davaya bakma görevinin mahkememize değil, İzmir Tüketici Mahkemesine ait olduğu anlaşıldığından, TTK’nun 4 ve 5. madde hükümleri çerçevesinde aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal gerekçeye, dosyadaki delillere ve hakimin taktirine göre:
Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca davanın görev dava şartı yokluğundan REDDİNE,
HMK’nun 20/1 maddesi hükmü gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birisinin başvurması halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
HMK.331/2.maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunun dosyanın yasal süresi içinde görevli mahkemeye gönderilmesi halinde o mahkemece karara bağlanmasına, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde ise talep üzerine mahkememizce karar altına alınmasına,
Tarafların yokluğunda tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/11/2021

Bu döküman 5070 Sayılı Kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.