Emsal Mahkeme Kararı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/480 E. 2022/81 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

ESAS NO: 2021/480 Esas
KARAR NO : 2022/81
T.C.
KARŞIYAKA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/480 Esas
KARAR NO : 2022/81

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2021
KARAR TARİHİ : 17/02/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH :10/03/2022

Davacı vekili tarafından mahkememize verilen dava dilekçesi mahkememiz esas defterine kaydı yapıldıktan sonra yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili tarafından mahkememize verilen dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki kapsamında davalıdan alacaklı olduklarını ve alacağın tahsili amacı ile Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğünün 2020/2090 esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, arabuluculuk başvurusundan da sonuç alınamadığını davalının itirazlarının haksız ve yersiz olduğunu beyanla davalının Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğü 2020/2090 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafın herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı ve davanın reddi talebi mahiyetinde olduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava ; İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Davacı vekili, Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğü 2020/2090 Esas sayılı dosyası, Bilirkişi incelemesi, Taraflara ait ticari defter kayıtları, keşif, tanık, yemin deliline dayanmıştır.
Tarafların anlaşamadıkları ve çözülmesi gerekin hususların davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, davacının davalı aleyhine Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğünün 2020/2090 esas sayılı dosyasından takibe konu yaptığı fatura nedeni ile alacaklı olup olmadığı, davalının icra takibine itirazının yerinde olup olmadığı hususlarında olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin 07/10/2021 tarihli duruşmasında dosyanın SMMM bilirkişine verilerek davacı ile davalı arasında davaya konu 08/08/2019 tarih A250181 seri nolu faturaya dayalı ticari ilişkinin söz konusu olup olmadığı, ticari ilişkinin tespiti halinde davacının davalıya söz konusu ticari ilişki ve takibe/davaya konu fatura kapsamında Karşıyaka 2.İcra Müdürlüğünün 2020/2090 Esas sayılı takip dosyasında belirtilen miktarda borçlu olup olmadığı hususlarında rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş, SMMM bilirkişi … 27/12/2021 tarihli raporda, davalı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı, delil niteliğinde olduğu, bu konuda nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğunu, defterlerde yapılan inceleme sonucunda davacıya 1 adet fatura kestiği ve bu faturanın 708,00 TL tutarında olduğunu, davalı tarafından dosyaya herhangi bir belge sunulmadığı ve bundan da davalının, davacının kestiği faturaya itiraz etmediğinin anlaşıldığını, davacının davalıdan icra takibi öncesinde alacağını talep ettiğine dair herhangi bir ihtarname olmadığını, dolayısı ile faiz talebinin icra takibinin tebliği ile başlayabileceğini, bu itibarla dava tarihine kadar olan sürede 374 gün geçtiği ve yasal faiz oranı (%9) ile hesaplanan faizin 65,29 TL olacağını, toplam olarak dava tarihi itibari ile alacağının 773,29-TL olacağının hesaplandığı bildirilmiştir. Mahkememizce, davalı tarafa davaya konu faturaların ait olduğu yıllara ilişkin ticari defterleri sunması ya da bulunduğu adresi bildirmesi için süre verilmiş, süresinde yerine getirilmemesi halinde ticari defterleri ibrazdan kaçınmış sayılacağı ihtar edilmiştir. Ancak verilen süreye rağmen davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmediği gibi bulunduğu adresi de bildirmemiştir. Dava dilekçesinin tebliği üzerine de herhangi bir cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara iştirak etmemiştir. İcra takibine yapmış olduğu itirazda ise, faturalara ve içeriğine dair herhangi bir itirazda bulunmamış, borcunun bulunmadığını iddia etmiştir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının davaya ve takibe konu faturada yer alan malları davalının da kabulüne olduğu üzere davalıya teslim ettiği, ancak davacının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede fatura bedelinin ödenmediği kanaatine varılmıştır.
TTK nun 1530.maddesi; yalnızca mal ve hizmet tedariki amacıyla akdedilen sözleşmelerde, mal veya hizmet karşılığı ödenecek bedelde temerrüde düşüldüğü durumda ve iki ticari işletme arasında akdedilen sözleşmeler bakımından uygulanır. TTK. m. 1530 borcunu zamanında ödemeyen borçlunun ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşmesi ve faize hak kazanmasını öngörür. Ancak; TTK’nın 1530. maddesi mal tedarik sözleşmesine ilişkin olup, satış sözleşmelerine uygulanmaz. İcra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi TBK’nın 117. maddesi koşullarına bağlı olup icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerekir. (Yargıtay 19 HD. 2017/3266-2018/4228 E-K sayılı ilamı)
Temerrüt, en kısa tanımıyla, alacaklı tarafından talep edilebilir (muaccel) hale gelmiş bir borcun ifasındaki gecikmedir ve kural olarak, bu tür (muaccel) bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile temerrüde düşer. Temerrüt için aranan ihtar hukuki işlem benzeri fiil mahiyetinde olup, alacaklının alacak miktarını belirterek borçludan borcun ifasını istemesi, ifayı kabule hazır olduğunu bildirmesi anlamına gelir. İhtar kural olarak şekle tabi olmayıp, yapılmadığı itirazı vaki olursa aksinin ispatı, niteliği gereği alacaklıdan beklenir.
6098 sayılı TBK’nın 117. maddesi/2. fıkrasına göre “borcun ifa edileceği gün müttefikan tayin edilmiş … ise, mücerret bugünün hitamı ile borçlu mütemerrit olur”. Eğer böyle bir tarih belirlenmemişse bu kez aynı maddenin 1. fıkrası uygulanır ve bu fıkrada da muaccel bir borcun borçlusunun, alacaklının ihtarıyla mütemerrit olacağı belirtilmiştir. Nihayet böyle bir ihtar da yoksa temerrüt icra takibi ya da dava açılmasıyla gerçekleşir.
Alacağın muaccel olması ile temerrüt birbirinden farklı olgulardır. Somut olayda, faturaya dayalı alacak yönünden takip öncesinde bir temerrüt uyarısının bulunmadığı sabittir. Fatura üzerinde yazılı olan ödeme tarihleri temerrüt tarihi olarak kabul edilemez. VUK hükümlerince faturanın muhteviyatı belirlenmiş olup, fatura üzerinde yazılı bulunan vadenin alacağın muaccel olduğu tarihi göstermesi ve salt faturaya itiraz edilmemesi sebebiyle taraflarca kararlaştırılmış kesin vade olarak kabul edilemeyeceğinden, davacının işlemiş faiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların delilleri, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporları, icra dosyası içeriği birlikte değerlendirildiğinde davacının davasının kısmen kabul kısmen reddine ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal gerekçeye, dosyadaki delillere ve hakimin taktirine göre:
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
Davalının Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğü’nün 2020/2090 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 708,00-TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin 708,00-TL takip çıkış miktarı üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
141,60-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 80,70-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 59,30-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 21,40-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T.’ne göre hesaplanan takdiren 708,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL başvurma harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 500,00-TL Bilirkişi ücreti, 75,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar olmak üzere toplam 642,80-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 539,95-TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinde bırakılmasına,
-1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6183 sayılı Kanun’a göre davalıdan tahsili için Hazineye müzekkere yazılmasına,
-Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.ne göre takdiren 708,00-TL vekalet ücretin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
– Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Davalı tarafın yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı KESİN OLARAK verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/02/2022

Bu döküman 5070 Sayılı Kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.