Emsal Mahkeme Kararı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/180 E. 2021/378 K. 25.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

ESAS NO: … Esas
KARAR NO : …
T.C.

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
“TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : … Esas
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2021
KARAR TARİHİ : 25/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH :08/07/2021

Davacı vekili tarafından mahkememize verilen dava dilekçesi mahkememiz esas defterine kaydı yapıldıktan sonra yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili tarafından mahkememize verilen dava dilekçesinde, müvekkil şirketin inşaat işi ile iştigal uğraştığını, yapmış olduğu … ili … İlçesinde … ada 1 parselde bulunan inşaatın 288 adet dairesinin PVC kapı, pencere ve korkuluklarının davalı tarafından yapılması hususunda taraflar arasında sözleşme imzalandığını, ancak davalı yanın iş bu sözleşme gereği üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, müvekkili tarafından defalarca talepte bulunulmasına rağmen davalı yanın edimlerini yerine getirmemekte ısrarcı olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete … 3. Noterliğinin 02.04.2019 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı şirkete süre verilerek işlere başlanılması aksi halde sözleşmenin davalı yanca feshedilmiş olacağının ihtar edildiğini, ancak davalı şirketin işbu ihtarname üzerine işleri yerine getirmediği gibi … 1. Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnameye cevaplarını gönderdiğini, sözleşme konusu yer teslimi yapılmadığı ve ekonomik krizden etkilenildiği iddiasıyla sözleşmeyi feshettiklerini bildirdiğini, bunun üzerine arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, burada da davalı yanla uzlaşılamadığını ve son tutanağın anlaşmama olarak düzenlendiğini, dava konusu sözleşme yapılırken henüz müvekkil şirket tarafından temel atılmadığını, davalı yanın da bunun bilincinde olduğunu, müvekkili şirketin kısa bir süre içerisinde davalı yana yer teslimi yaptığını, ancak davalı yanın yer teslimi yapılmadığı iddiasıyla işleri yerine getirmediğini, bunun üzerine müvekkilinin kendisini davalı firma yetkilisi ile tanıştıran ….isimli kişiyi davalı ile görüşmesi için gönderdiğini ve yeni tekliflerde bulunduğunu, ancak davalının sözleşme gereği üstlenmiş olduğu edimleri yerine getirmediğini, yine mal sahibi de taraflar arasında aracı olmuş ise de davalı yanın sözleşmeyi yerine getirmekten imtina ettiğini, davalı yan işbu sözleşmenin gereğini yerine getirmediği için müvekilinin ciddi zarara uğradığını, sözleşmenin feshedilmesinde kusurlu olanın davalı olduğunu ve müvekkilinin kusurlu olmadığı hususları da dikkate alıdğında müvekkilinin menfi ve müspet zararlarının davalı yanca müvekkile ödenmesi gerektiğini, davalı tarafından edimler yerine getirilmediği için müvekkili tarafından başka firmaya daha ağır bedelle çelik kapı işi yaptırılmak zorunda kalındığını, nitekim 2-3 yıl önce 740.000-TL bedelle yapılabilecek olan dava konusu iş daha sonra 1.500,000,00- TL’ye ancak yaptırabildiğini, cezai şartı düzenleyen TBK.nun 179/1 (BK.nun 158/1). maddesinin; “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ecza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.” hükmünü içerdiğini, sözleşmede kararlaştırıldığı üzere; şartları yerine getirmeyen taraf aleyhine 200.000,00-TL lik cezai şart hükmedildiğini, davalı tarafın bu cezai şartı müvekkil şirkete ödemesi gerektiğini beyanla müvekkilinin davalının sözleşme gereğini yerine getirmemiş olması nedeniyle uğramış olduğu zararların davalıdan tahsili ile, şimdilik 50.000,00-TL alacağın ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının sözleşme gereğini yerine getirmemiş olması nedeniyle 200.000,00-TL cezai şart bedelinin davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde, davacı tarafın 16.08.2017 tarihli sözleşme ile … … İlçesi … ada 1 parsel üzerinde yapılacak olan 12 blok ve 288 daireden oluşan inşaatın PVC kapı pencere ve korkuluk işi için müvekkili şirket ile 740.000TL’ya anlaştığını, 02.04.2019 tarihinde ihtar çekerek işlere başlanılması hususunda süre verdiğini, davalının sözleşme gereklerini yer teslimi yapılmadığı ve ekonomik kriz nedeniyle yerine getirmemesi ve feshetmesi nedeniyle daha sonra PVC kapı pencere ve korkuluk işini 1.500.000TL’ya yaptırabildiklerini, bu nedenle uğradıkları zararlar için şimdilik 50.000TL ve cezai şart nedeniyle 200.000TL temerrüt tarihinden itibaren faiziyle tahsilini talep ve dava ettiğini, işbu davanın taraflar arasında imza altına alınan PVC Yapım Protokolü’ne dayalı tazminat davası olduğunu, anılan protokolün işin teslimi ve cezai şart başlıklı son kısmında “herhangi bir uyuşmazlık halinde … Mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir” şeklinde ibare bulunduğunu, her iki tarafı da tacir olan protokolde yer verilen yetki sözleşmesinin geçerli olduğunu, yine sözleşmenin ifa yeri …. ilçesi olup adli yönden … Adliyesine bağlı olduğunu, müvekkili şirketin adresinin de … olduğunu, bu sebeplerle yetkisizlik kararı verilerek, dosyanın yetkili … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın müvekkili şirketin 16.08.2017 tarihli PVC Yapım Protokolü’nden doğan sorumluluklarını yerine getirmediğini, bundan kaynaklı olarak zarara uğradığını ileri sürdüğünü, ancak davacı, 12 blok ve 288 daireden oluşan inşaatın hiçbir birimini yani hiçbir bloğunu, sözleşmenin düzenlenmesinin üzerinden 20 ay geçmesine rağmen müvekkilce PVC kapı pencere ve korkuluk montajına uygun hale getirip müvekkiline yer teslimi yapmadığını, davalılarca davacıya işin yer tesliminin hızlandırılması gerektiği, dövizdeki aşırı yükselme nedeniyle girdi fiyatlarının fahiş düzeyde arttığının söylenmesi ve iletilmesine rağmen davacının yer teslimini (bir kısım blok için), sözleşmeden sonraki ancak 20. ayda 02.04.2019 tarihinde ihtar edilebildiğini, ihbarname tarihlerinde ise ham madde girdi fiyatlarındaki artış yüzde yüzleri (%100) bulduğunu, davacı, davalının fiyat revizyon talebini de kabul etmediğini, bu yüzden anılan protokolün müvekkil tarafından sözleşmeden sonraki ancak 20. ayda 21.02.2019 ve 12.04.2019 tarihli ihbarnameyle haklı nedenle fesih edildiğini, hammadde girdi fiyatlarında %90 ile %100 civarında bir artış olduğunu, davacı tarafla müvekkili şirket arasında imzalan protokolün tanzim tarihinin 16.08.2017 olduğu, söz konusu protokolün imzalanmasının ardından 20 ay geçmesine rağmen davacı tarafça müvekkili şirkete ne herhangi bir ödeme (taşınmaz devri) yapılmış ne de müvekkili şirketin edimini ifa edeceği 12 adet bina/blok/taşınmazdan bir adedinin dahi tesliminin yapılmadığını, bu durumda herhangi bir ücret almadığı için malzeme bağlantısı yapamayan müvekkilinin 20 ay içerisinde maliyete gelen zamlardan sonra protokolde yazan bedelle söz konusu işin yapılması yerel bir şirket olan müvekkili şirketin büyük bir zarara uğramasına, hatta belki de iflasına neden olacağını, davacı tarafın kusurlu olmasına rağmen yer tesliminin süresinde yapıldığını iddia edip işbu davayı müvekkili şirkete karşı açmış olmasının açıkça kötü niyet göstergesi ve hakkın kötüye kullanılması olduğunu, izah edilen sebeplerin TBK m.138 ve yine TBK m.480 maddelerinde düzenlenmiş olan ifa güçlüğü ve ahde vefa ilkesinin istisnalarından olan işlem temelinin çökmesi durumunda sözleşmenin uyarlanması kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, ancak karşı taraf TMK m.2 dürüstlük kuralı çerçevesinde müvekkil şirkete yönelik sözleşmenin günümüz ekonomik şartlarına göre sözleşmenin uyarlanması yönünde bir talepte bulunmadığını, müvekkilinin talebine de olumlu cevap vermediğini beyanla, izah edilen nedenlerle; yetki itirazımızın kabulüne, Karşıyaka Mahkemelerinin yetkisizliğine, dosyanın yetkili … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, Haksız ve hukuki dayanaktan yoksun tazminat ve cezai şart alacağı davasının reddine, aksi halde fahiş cezai şartın iptaline veya indirilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, PVC kapı, pencere ve korkuluklarının yapılması konulu sözleşme gereği yerine getirilmeyen edimlerden kaynaklı uğranılan zararın tazminine yöneliktir.
Harçlandırılan dava değeri:250.000,00-TL dir.
Davacı vekili delil olarak, Arabuluculuk son tutanağı, taraflar arasında akdedilen 23/10/2017 tarihli sözleşme, … 3. Noterliğinin 02.04.2019 tarihli ve …. yevmiye numaralı ihtarname fotokopisi, … 1. Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnameye, müvekkilin başka firma ile yapmış olduğu pvc, korkuluk sözleşmesi, tanık beyanları, Bilirkişi İncelemesi, ticari defter ve kayıtlara dayanmış dayanak belgelerini dosyaya sunmuştur.
Davalı vekili karşı delil olarak, taraflar arasında imzalanan 16.08.2017 tarihli PVC Yapım Protokolü, arabuluculuk son tutanağı, … 1. Noterliği’nin 21.02.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihbarnamesi, … 3. Noterliği’nin 02.04.2019 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … 1. Noterliği’nin 12.04.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname cevabı, PVC kapı, pencere ve korkuluklara ait grafik listeleri, ticari defter kayıtları, enflasyon döviz gibi genel ekonomik göstergeler, 2017 ve 2019 yılı profil fiyat listeleri, davacının sözleşme konusu işi başkasına yaptırdığına dair sözleşme-fatura-ödeme kayıtları, tanık beyanları, keşif, bilirkişi deliline dayanmış, dayanak belgeleri dosyaya sunmuştur.
Öncelikle çözülmesi gereken sorun; işbu davaya bakma yetkisinin mahkememize ait olup olmadığı noktasındadır.
Genel yetki kuralını düzenleyen HMK 6.madde hükmüne göre, her dava, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça açıldığı tarihte davalının TMK gereğince ikametgah sayılan yer mahkemesinde görülür.
Dava, sözleşmenin ifa olunacağı yahut davalı veya vekili dava zamanında orada bulunmak şartıyla sözleşmenin akdedildiği yer mahkemesinde de bakılabilir(HMK m.10).
HMK.’nun 17. md. uyarınca tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.
Somut olaya dönüldüğünde: her iki tarafı da tacir olan protokolde yer verilen yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, Taraflar arasındaki protokolün işin teslimi ve cezai şart başlıklı son kısmında “herhangi bir uyuşmazlık halinde … Mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir” şeklinde ibare bulunduğu
Yine sözleşmenin ifa yeri … ilçesi olup adli yönden … Adliyesine bağlı olduğu,
Davalı şirketin adresinin de … olduğu,
Bu itibarla, süresinde ve usule uygun olarak yapılan yetki ilk itirazı yerinde görülmüş, işbu davaya bakma yetkisinin mahkememize değil … Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesine ait olduğu anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal gerekçeye, dosyadaki delillere ve hakimin taktirine göre:
Yetkiye ilişkin talep (dava) şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-ç ve 115/2.maddeleri uyarınca talebin usulden REDDİNE,
Yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi olduğuna,
HMK’nun 20/1 maddesi hükmü gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde başvurulduğunda dosyanın yetkili … Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi’ne gönderilmesine,
HMK.331/2.maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunun dosyanın yasal süresi içinde yetkili mahkemeye gönderilmesi halinde o mahkemece karara bağlanmasına, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmemesi halinde ise talep üzerine veya re’sen mahkememizce karar altına alınmasına,
Dair kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere talep eden vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 25/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Bu döküman 5070 Sayılı Kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.