Emsal Mahkeme Kararı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/12 E. 2021/691 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

…………..
T.C.
KARŞIYAKA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 20…….
KARAR NO : 20…….

…….

DAVACI : A…….
VEKİLİ : Av……..
DAVALI :…….
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 06/01/2021
KARAR TARİHİ : 08/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 10/12/2021

Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;

İSTEK :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; ……. Vergi Dairesi Müdürlüğünce davalı ……………………….in vergi borcundan dolayı müvekkili şirkete 6183 sayılı yasanın 79.maddesine istinaden dilekçeye eki sunulu………….. tarihli …….TL bedelli haciz bildirisinin tebliğ edildiğini, müvekkili tarafından……. günlük itiraz süresi içerisinde itiraz yapılamadığından yasal süresi içerisinde işbu davanın açıldığını; müvekkilinin davalı şirketi borcu bulunmadığını, davalı şirket ile müvekkili firma arasında…………..yılları arasında alım satım işlemlerinin gerçekleştiğini, bu işlemlere ilişkin tüm fatura bedellerinin davalıya ödendiğini, müvekkilinin vergi dairesine vermesi gereken beyan ve bildirimleri vererek gerekli ödemeleri yaptığını, eksik veya hatalı bir işlemi olmadığını, davalı firma yetkilisi tarafından 17.10.2019 tarihinde düzenlenip imzalanan borcu yoktur yazısı ile bu hususun kesinleştiğini, davalı firmaya ve vergi dairesine borcu bulunmayan müvekkili firmanın davalı firmanın vergi borcu sebebiyle süresinde itiraz edilemeyen haciz bildirisi ile borç yükü altına sokularak haciz tehdidi altında bulunmasının hakkaniyete aykırı olduğunu bildirerek, öncelikle müvekkili firmanın davalı şirkete vergi dairesince gönderilen haciz bildirisinde belirtilen …….L borçlu olmadığının tespitine, akabinde müvekkili firmanın davalı firmaya hiçbir borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :
Davalı, davaya cevap vermemiştir.

GEREKÇE VE HÜKÜM :
Davacı taraf delil ve belgelerini ibraz etmiş, taraflar arasındaki alışverişe ilişkin vergi kayıtları ile haciz ihbarnameleri ve dayanakları celbedilmiş, davacıya ait ticari defter kayıtları ve belgeleri incelenmek suretiyle muhasebe uzmanı bilirkişi Sinci imzalı 01/11/2021 havale tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Davalı taraf kesin süre tanınmasına rağmen ticari defter kayıt ve belge ibraz etmemiştir.
Dava, genel hükümlere, 6183 sayılı Kanunun 79.madde hükmüne göre açılmış, satım ve eser sözleşmelerinden kaynaklanan ticari ilişki nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
…….Vergi Dairesi Müdürlüğünce davalı v…………………A.Ş.’nin vergi borcundan dolayı davacı şirkete 6183 sayılı yasanın 79.maddesine istinaden ……. tarihli ……. TL bedelli haciz bildirisinin tebliğ edildiği, davacı tarafından vergi dairesine 7 günlük yasal süre içerisinde bildirilen borca itiraz edilmediği, vergi dairesi tarafından alacak tutarının …….TL olduğu tespit edildiğinden alacak haczine ilişkin alacak tutarının ……. TL olarak düzeltildiği hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık ve çözülmesi gereken sorun; taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde davacının davalıya özellikle haciz bildirisinde belirtilen…….TL borcunun bulunup bulunmadığı, vergi dairesinin cevabi yazısına göre……. TL tutarın üzerindeki kısım ile ilgili olarak davacının dava açmakta hukuki menfaatinin bulunup bulunmadığı noktasındadır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 79.madde hükmüne göre, tahsil dairesi tarafından tebliğ edilecek haciz bildirisi ile; bundan böyle borcunu ancak tahsil dairesine ödeyebileceği ve amme borçlusuna yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı veya elinde bulundurduğu menkul malı ancak tahsil dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna verilmemesi gerektiği, aksi takdirde amme borçlusuna yapılan ödemeler ile malın bedelini tahsil dairesine ödemek zorunda kalacağı üçüncü şahsa bildirilir. Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır. Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur. Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır.
Öte yandan, esas itibariyle ticari davalarda geçerli olan ticari delil sistemi gereğince, tarafların iddialarını ve savunmalarını “ticari defterler” ile ispat etmeleri mümkündür. Ancak, ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (HMK m.222)
Ticari defter kayıt ve belgeleri ibraz etmesine karar verilen taraf kendisine tanınan sürede makbul bir sebep olmaksızın belgeyi ibraz etmez ise, kendisine ait defter kayıt ve belgelerin içeriği hakkında diğer tarafın beyanını doğru kabul edilebilir (HMK m.219/1,2 m.220/3)
İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (HMK m.190/1)
Maddi ve hukuki olgular ışığında olaya dönüldüğünde:
I-…….i Dairesinin davalıya gönderdiği düzeltilmiş haciz ihbarnamesinin dava açıldıktan sonra düzenlenmiş olmasına göre, …….TL üzerindeki kısım ile ilgili olarak davacının dava açmakta hukuki menfaatinin olduğu kanaatine varılmıştır.
II-Davalı satıcı-yüklenici ile davacı alıcı-iş sahibi arasındaki ticari ilişkininv tarihinde başladığı ve …….tarihinde sona erdiği, …………..yılı içerisinde davalı tarafından davacı alıcıya muhtelif tarihli ve tutarlı olmak üzere toplam …….TL bedelli faturalar içeriği ürünlerin ve işlerin teslim edildiği, davacı tarafından ödemenin bulunmadığı;…….yılı içerisinde ise davalı satıcı tarafından davacı alıcıya muhtelif tarihli ve tutarlı toplam………….. tutarlı faturalar içeriği ürünlerin ve işlerin davacıya teslim edildiği, o yıl içerisinde davacı tarafından davalıya toplam………………… TL tutarlı ödemelerin yapıldığı, bakiye …………..TL borcun ise nakit olarak tek seferde elden ödendiği, bu bağlamda davalı şirket tarafından düzenlenen …………..tarihli belgede davacı şirketin tüm borçlarını ödediği ve herhangi bir alacağın kalmadığının belirtildiği, böylece …………..arihi itibariyle …Vergi Dairesinin………….. tarihli haciz bildirisinde belirtilen………….. TL tutardan dolayı davacı şirketin davalı şirkete borçlu olmadığı tüm dosya içeriği, özellikle bilirkişi raporu ve ……. tarihli belge ile anlaşılmıştır.
III-İşbu davanın açılmasında davalının hiçbir kusurunun bulunmaması, davacının mevzuata aykırı olarak finansal kurumlar haricinde ödemeler yapması ve borç miktarının büyük bir yekününü teşkil eden kısmın ……. tarihinde haricen ödenmesi, davalı tarafın davadan önce düzenlediği …….tarihli belge ile davacıdan hiçbir alacağının kalmadığını bildirmesi, davanın açılmasına davacının sebebiyet vermiş olması karşısında, hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak davalı tarafa yargılama gideri ve vekalet ücreti tahmil edilmemiş, tüm giderler ve harçlar davacı üzerinde bırakılmıştır. Keza, bu hususlar ile birlikte yasa gereği menfi tespit davalarında dava şartı arabuluculuk tutanağının düzenlenmesinin zorunlu olmamasına ve……. tarihli bu yöndeki tutanağın davalı tarafın alacağı bulunmadığına ilişkin davacı tarafa verdiği ……. tarihli belgeden sonra düzenlenmesine göre arabuluculuk ücreti de davacı tarafa yüklenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal gerekçeye, dosyadaki delillere ve heyetin taktirine göre:
I-Davanın KABULÜNE,
Davacının, dava dışı …………..i Dairesi tarafından düzenlenen ……. tarihli haciz bildirisinde belirtilen……. TL tutardan dolayı davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
II-A)Alınması gerekli 52.647,92 TL ilam harcından peşin alınan 13.161,99 TL harcın mahsubu ile bakiye 39.485,93 TL karar harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
B)1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6183 sayılı Kanun’a göre davacıdan tahsili için Hazineye müzekkere yazılmasına,
III-Davacı tarafından sarfedilen tüm giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
IV-Sarfedilmemiş gider avansının bulunması durumunda karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. …….

…………..

Bu döküman 5070 Sayılı Kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.