Emsal Mahkeme Kararı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/34 E. 2021/292 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.


T.C.
KARŞIYAKA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : …
KARAR NO : …
HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 20/01/2020
KARAR TARİHİ: 27/05/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 11/06/2021

Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
İSTEK :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ve davalı arasında 27.01.2015 tarihinde daire satış sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme çerçevesinde müvekkilinin 60.000,00 TL peşinat aldığını ve ancak sözleşme konusu daireyi teslim edemediğini, bunun üzerine aldığı 60.000,00 TL’ye teminat olarak dava konusu senedi verdiğini, müvekkilinin TL olarak para aldığını, döviz olarak almadığını, buna rağmen bononun döviz olarak icraya konulduğunu, teminat olarak verildiği için icra takibine konu edilemeyeceğini, daire satışı üzerinden aldığı bedeller düşülerek icra takibi yapması gerektiğini, müvekkili tarafından davalı alacaklıya banka hesabına 15.04.2017 tarihinde 2.000,00 TL, 02.05.2017 tarihinde 2.000,00 TL, 08.05.2017 tarihinde 15.000,00 TL, 21.09.2017 tarihinde 13.000,00 TL, 30.11.2017 tarihinde 10.000,00 TL ve icra dosyasına 15.05.2018 tarihinde 20.000,00 TL olmak üzere toplam 62.000,00 TL ödeme yaptığını bildirerek, …İcra Müdürlüğünün …E.sayılı icra takibinin iptaline, yapılan ödemelerin kabul edilerek borcun ne kadar olduğunun tespitine, davalının %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; karşı tarafın arabuluculuk yoluna başvurmadan işbu davayı açtığını ve sırf bu nedenle davanın reddi gerektiğini; esas yönden ise satış aşamasına kadar karşı tarafın itirazda bulunmadığını, kötüniyetli olarak böyle bir yola başvurduğunu bildirerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
GEREKÇE VE HÜKÜM :
Taraflar delil ve belgelerini ibraz etmişler, …İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası aslı, …Bankası Genel Müdürlüğü’nden ödeme kayıtları celbedilmiş, muhasebe uzmanı …ve emekli icra müdürü …imzalı 31/03/2021 havale tarihli bilirkişiler raporu alınmıştır.
Dava, İİK.’nun 72.madde hükmüne göre açılmış, dava ve takip konusu bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti ve icra takibinin iptali istemine ilişkindir.
Dava dayanağı … İcra Müdürlüğünün …E.sayılı icra takibinin taraflar arasında devam ettiği; eldeki davanın değerinin 10.000,00 TL olduğu hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşulmayan noktalar ve çözülmesi gereken sorun; işbu menfi tespit davasının dava şartı arabuluculuk hükümlerine tâbi olup olmadığı; esas yönden ise …İcra Müdürlüğünün …E.sayılı dosyasına konu tutardan dolayı dava tarihi 20.01.2020 itibari ile davacının davalıya borcunun bulunup bulunmadığı, varsa tutarının ne kadar olduğu noktalarındadır.
Tüm dosya içeriği ve delillerin, …İcra Müdürlüğünün …E.sayılı dosyasının ve bilirkişiler raporunun değerlendirilmesi sonucunda:
I-Mahkememizin 03/12/2020 tarihli ön inceleme celsesi 3 nolu bendi ile “Ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı anlaşıldığından, bu yöndeki dava itirazının reddine…” karar verilmiş, bu yöndeki savunmaya itibar edilmemiştir.
II-Davanın esasına gelince:
Davacı satıcı ve davalı alıcı arasında 27/01/2015 tarihli daire satış sözleşmesinin haricen yapıldığı, peşinat olarak davacının davalıdan 60.000,00 TL tahsilatta bulunduğu, davacı tarafından sözleşmeye konu dairenin davalıya devir ve teslim edilememesi nedeniyle dava ve takip konusu bonoyu ise davalıya teminat senedi olarak verdiği, bu çerçevede davacı tarafından davalının banka hesabına muhtelif tarihlerde olmak üzere toplam 42.000,00 TL ödeme yaptığı, 15/05/2018 tarihinde ise icra dosyasına 20.000,00 TL ödediği anlaşılmaktadır.
Bu noktada, dava ve takip konusu bonoda tutar “16.950,00 ABD Doları” olarak yazılmasına rağmen davacı taraf bu bononun dolar olarak düzenlenmediğini, zira davalıdan tahsil ettiği Türk Lirasını aynı para türüyle ödemesi gerektiğini, peşinat olarak alınan paranın anaparasını ödediğini bildirmesine göre bonodaki tutarın 60.000,00 TL mi yoksa 16.950 ABD Doları mı olduğu hususunun çözümlenmesi gerekmektedir.
İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (HMK m.190/1)
Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüzTürk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz (HMK m.200/1).
Bu bağlamda, davacı tarafın keşideci sıfatıyla imzaladığı dava ve takip konusu …keşide tarihli …vade tarihli bononun tutar bölümünde açıkça 16.650 ABD Doları yazdığına göre bu durumun aksini davacı tarafın aynı güçte bir belge ya da kesin delil ile ispatlaması gerekir. Keza, tarafların imzasının yer aldığı 19/10/2017 tarihli metinde aynen “işbu senet 27/01/2015 tarihinde …ili …ilçesi …Mahallesi …ada …parselde verilen …nolu daireden alınan paraya karşılık verildi. Söz konusu sözleşme taraflar arasında feshedilmiştir.” şeklindeki kabulün aksinin senet ya da kesin delil ile ispatlanması gerekir. Davacı taraf bu hususlarda hiçbir delil ve belge sunamamıştır. Kaldı ki, davacı tarafından ödenen 60.000,00 TL’nin ödeme tarihi 2015 yılı itibariyle yaklaşık 16.950 Amerikan Dolarına tekabül ettiği, 60.000,00 TL ödemenin 2015 yılından itibaren getirisi de dikkate alındığında 16.950 ABD Doları tutarlı bono düzenlenmesinin hakkaniyete ve gerçeğe uygun olduğu, hukuki uyuşmazlığın tasfiyesi konusunda tarafların iradelerinin bu yönde uyuştuğu belirlenmiştir.
Bu çerçevede, takibe konu senedin tanzim tarihinden önceki ve sonraki ödemeler dikkate alınarak alacak borç durumunun ortaya çıkarılması gerekir. Buna göre, 31/03/2020 havale tarihli bilirkişiler raporunun 4 ve 5.sayfalarında dökümü yapıldığı üzere dava tarihi …itibariyle …İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasında davacının davalıya harçlandırılan dava değeri 10.000,00 TL’den daha fazla bakiye borcunun bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, davacı tarafın davalıya borçlu olmadığının tespiti ve takibin iptali taleplerine ilişkin dava yersiz olup, reddi gerekmiştir.
Bu açıklamalar ışığında, davacı tarafın teminat yatırmaması nedeniyle icra takibinin durdurulmadığı ve dolayısıyla kötüniyet tazminatı şartlarının gerçekleşmediği hususları da gözetilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal gerekçeye, dosyadaki delillere ve hakimin taktirine göre:
Davanın REDDİNE,
Davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
170,78 TL peşin alınan ilam harcından 59,30 TL maktu red harcının mahsubu ile arta kalan 111,48 TL ilam harcının kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
A.A.Ü.T.’ne göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Sarf edilmemiş gider avansının bulunması durumunda kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iade edilmesine,
Dair kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda verilen bağlı karar açıkça okunup, anlatıldı. 27/05/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Bu döküman 5070 Sayılı Kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.