Emsal Mahkeme Kararı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/311 E. 2021/368 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

ESAS NO: 20… Esas
KARAR NO : 20…
T.C.

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 20… Esas
KARAR NO : 20…

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/08/2020
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 06/07/2021

Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
İSTEK :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin … ili … ilçesinde yapı malzemelerinin satışını yaptığını, müvekkilinin davalı şirkete inşaat malzemelerini teslim ettiğini, ancak bunun karşılığında davalıdan herhangi bir ödeme alamaması sonucunda, … İcra Müdürlüğü’nün 20… Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafından yapılan itiraz ile takibin iyiniyet kurallarına aykırı olarak durdurulduğunu bildirerek, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen orandaki ticari temerrüt faizi ve adi kanuni faiziyle ödemesine, kötü niyetli davalı aleyhine en az %20 icra inkar tazminatı hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı tarafa dava dilekçesi ve mahkememiz tensip tutanağı, 09/09/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır. Ancak icra takip dosyasına vekili aracılığıyla sunduğu itiraz dilekçesinde, takip dayanağı olarak gösterilen iki adet çekin ibraz süresi içerisinde muhataba ibraz edilmediğini ve çek vasfını yitirdiğini, müvekkili şirketin karşı tarafa temerrüdü bulunmadğını, talep edilen borç miktarı kadar borcunun bulunmadığını ileri sürmüştür.
GEREKÇE VE HÜKÜM :
Davacı taraf delillerini ve belgelerini ibraz etmiş, … İcra Müdürlüğü’nün 20… E.sayılı dosya örneği celbedilmiş, davacıya ait ticari defter kayıtları ve belgeleri incelenmek suretiyle muhasebe uzmanı bilirkişi Sinci imzalı 29/04/2021 havale tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Davalı taraf delil, ticari defter kayıt ve belge ibraz etmemiştir.
Dava, İİK nun 67 vd., TTK’nun 23. maddesi yollamasıyla TBK’nun 207 vd. madde hükümlerine göre açılmış, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan bakiye alacağın ve fer’ilerinin tahsili konusundaki icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün 20… E.sayılı dosyası ile davacı-alacaklı vekili tarafından davalı-borçlu aleyhine 01/08/2019 tarihinde 70.000,00TL çek, 55.000,00TL çek alacağı, 6.993,29TL (25/01/2019 – 31/07/2019) işlemiş faiz, 4.730,75TL ( 20/02/2019 – 31/07/2019) işlemiş faiz olmak üzere toplam 136.724,04TL’nin tahsili yönünde takip açıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 19/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı-borçlunun vekili aracılığıyla verdiği 23/08/2019 tarihli borca itiraz dilekçesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı vekili tarafından 08/11/2019 tarihli arabuluculuk son tutanağının sunulduğu hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık ve çözülmesi gereken sorun: Taraflar arasında yapı malzemeleri satım ilişkisinin kurulup kurulmadığı, kurulmuş ise ticari ilişki çerçevesinde davacının davalıya satıp teslim ettiği malzeme kapsamı ve tutarının, var ise davalı ödemelerinin ne kadar olduğu, icra takip tarihinden önce davalının temerrüde düşürülüp düşürülmediği, buna göre icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan mal bedeli alacağının ve işlemiş faiz alacağının bulunup bulunmadığı, var ise tutarlarının ne kadar olduğu noktalarındadır.
TBK’nun 207.maddesi gereğince, satım akdinde satıcının asıl borcu malı alıya teslim ve mülkiyeti ona geçirmektir. Alıcının borcu ise, semeni yani malın bedelini ödemektir.
Esas itibariyle ticari davalarda geçerli olan ticari delil sistemi gereğince, tarafların iddialarını ve savunmalarını “ticari defterler” ile ispat etmeleri mümkündür. Ancak, ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m.222).
Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve geçerli mazeret göstermez ise, mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK m.220/3).
İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (HMK m.190/1)
Maddi ve hukuki olgular ışığında olaya dönüldüğünde:
Davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkinin 2016 yılı öncesinde kurulduğu ve 28/02/2019 tarihinde sona erdiği,
2018 yılı başından 28/02/2019 tarihine kadar 124 adet fatura ile davalının aleyhine 249.972,52 TL tutarında fatura kaydının davacı defterine işlendiği, davalıdan 7 ayrı tarihte … Bankası EFT ile 23.500,00 TL, 5 ayrı tarihte 220.000,00 TL çekle ödeme alındığı, davalı tarafından 16/08/2018 tarihinde 80,00 TL tutarlı iade faturası düzenlendiği, alınan çeklerden 25/01/2019 tarihinde 70.000,00 TL ve 20/02/2019 tarihinde 50.000,00 TL tutarlı çeklerin davalının aleyhine borç kaydı yapıldığı, faturaların üzerinde sevk irsaliye numaralarının yazıldığı, sevk irsaliyelerinin teslim alan kısımlarının imzalı olduğu, faturalar içeriği ürünlerin davacı tarafından davalıya teslim edildiği,
Böylece, davacının davalıdan 2017 yılından devreden 7.725,42 TL ile birlikte 14.117,94 TL (7.725,42 + 249.972,42 – 23.500,00 – 220.000,00 – 80.000,00) alacağının bulunduğu, ancak ödemeler toplamı 243.580,00 TL (23.500,00 TL + 220.000,00 TL + 80,00 TL) içerisinde süresinde ibraz edilmeyen 55.000,00 TL ve 70.000,00 TL bedelli çeklerin de mevcut olduğu, bu çeklerin ödenmemesine göre davacının davalıdan 139.117,94 TL (14.117,94 + 55.000,00 + 70.000,00 TL) bakiye mal bedeli alacağının bulunduğu, taleple bağlılık ilkesi gereğince işbu dava ile istenilen 125.000,00 TL asıl alacağın hüküm altına alınmasının mümkün olduğu kanaatine varılmıştır.
İcra takip tarihinden önce davalının TBK.’nun 117.madde hükmü çerçevesinde ihtarname gönderilmesi ve sair şekilde temerrüde düşürülmediği, mütemerrit olmayan borçludan işlemiş faiz istenemeyeceği anlaşıldığından, davacı tarafın işlemiş faize ilişkin talebi hukuki dayanaktan yoksun bulunmuştur. Dava ve takip dayanağı çeklerin bankaya ibraz edilmemeleri nedeniyle kambiyo senedi niteliğini kaybettiği ve yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, dolayısıyla çek keşide tarihine göre temerrüd zamanının belirlenmesinin hukuki dayanağının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu açıklamalar ışığında, alacağın likit oluşu da dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal gerekçeye, dosyadaki delillere ve hakimin taktirine göre:
I-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalının … İcra Müdürlüğünün 20… E.sayılı dosyası ile yapılan takibin 125.000,00 TL’lik kısmına yönelik haksız itirazının İPTALİNE,
Takibin bu miktar üzerinden ve takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi yürütülerek DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
İİK’nun 67/2 maddesi gereğince, % 20 icra-inkar tazminatı 25.000,00 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
II – a)Alınması gerekli 8.538,75 TL ilam harcından 2.334,91 TL peşin ilam harcının mahsubu ile bakiye 6.203,84 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
b)1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6183 sayılı Kanun’a göre davalıdan tahsili için Hazineye müzekkere yazılmasına,
III – Davacı tarafından sarfedilen:
a)2.397,11 TL harçların,
b)187,50 TL tebliğ ve yazı gideri, 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 687,50 TL yargılama giderinden kabul (%91) oranına göre belirlenen 625,62 TL yargılama giderinin,
c)Kabul edilen miktar üzerinden A.A.Ü.T.’ne göre belirlenen 15.825,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
IV- Sarf edilmemiş gider avansının bulunması durumunda kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
Dair kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen bağlı karar açıkça okunup, anlatıldı. 24/06/2021

Katip …

Hakim …

Bu döküman 5070 Sayılı Kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.