Emsal Mahkeme Kararı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/201 E. 2021/365 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

ESAS NO: 20… Esas
KARAR NO : 20…
T.C.

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 20… Esas
KARAR NO : 20…

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av….
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 08/06/2020
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 09/07/2021

Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
İSTEK :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında … ilçesi, … caddesinde kain, … ada, 6 parselde bulunan yaklaşık 22.000 metrekare işin yapımına ilişkin 09/06/2017 tarihli taşeron sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin taşeron, davalının yüklenici konumunda bulunduğunu, işin bitimi ve tesliminden sonra müvekkiline kısmen ödeme yapılsa da ek masraflar ve sözleşme gereği bakiye miktarın (pano kirası, tel direk kirası, iskele kirası, kule vinç kirası, viyop kirası, SGK giderleri, şantiye yevmiyeleri, konteyner kirası, 576 metrekare temelin sökülmesi ve yeniden yapılması) ödenmediğini bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 500,00 TL alacağın doğduğu tarihten itibaren en yüksek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; taraflar arasında 09/06/2017 tarihli taşeron sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmede tarafların yükümülüklerinin belirlendiğini ve dava konusu masrafların müvekkilinden istenemeyeceğini, müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiğini, davalının ibraname düzenlediğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
GEREKÇE VE HÜKÜM :
Taraflar delil ve belgelerini ibraz etmişler, … 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celbedilmiş, taraflara ait ticari defter kayıt ve belgeler incelenmek suretiyle muhasebe uzmanı Ural – mimar Alptürk imzalı 25/01/2021 havale tarihli bilirkişiler kök raporu ve 20/05/2021 havale tarihli ek rapor alınmıştır.
Dava, TBK’nun 470 vd. madde hükümlerine göre açılmış, eser sözleşmesi niteliğindeki inşaat imalat sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir.
TBK’nun 470.maddesi gereğince, iş sahibinin asıl borcu işin bedelini ödemesidir. Müteahhit ise, yüklendiği imalatı sözleşmeye ve fen kurallarına uygun tamamlayıp teslim etmekle yükümlüdür. Esas itibariyle bir eser tamamen bittikten sonra teslim edilebilir.
Esas itibariyle ticari davalarda geçerli olan ticari delil sistemi gereğince, tarafların iddialarını ve savunmalarını “ticari defterler” ile ispat etmeleri mümkündür. Ancak, ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK m.222).
İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (HMK m.190/1)
Maddi ve hukuki olgular ışığında tüm dosya içeriği ve delillerin, özellikle bilirkişiler kök raporu ve ek raporunun değerlendirilmesi sonucunda:
Taraflar arasındaki sözleşmenin tarihi 09/06/2017’dir. Taraflarca düzenlenmiş yer teslim tutanağı tarihi de 09/06/2017’dir. Bu durumda davacı tarafın grobeton döküm tarihinin 09/06/2017 olduğu ve fakat toprak kayması meydana gelmesi sebebiyle, grobeton döküm tarihinin 08/08/2017 olarak gecikme yaşadığı yönündeki iddiası teknik olarak yersizdir. Zira sözleşme ve yer tesliminin yapıldığı tarihte, aynı gün içerisinde grobeton dökülebilecek olması mümkün değildir. Sözü edilen toprak kayması ile ilgili dosyada bulunan iki adet uzaktan çekilmiş fotoğrafa göre o tarihte bitişik parselde mevcut olan akaryakıt istasyonunun forecourt yan tarafı altından, dava konusu yapının temel hafriyatına toprak kayması olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı taraf 576,00 m2 (24 m. x 24 m.) donatının sökülerek yeniden montajının yapıldığını iddia etmektedir. Ancak, bu hususta düzenlendiği iddiasıyla dosyaya konulan tutanaklar davalı işveren tarafından imzalanmamış durumdadır. Davalıya bu hususta iletilmiş resmi bir ihtar, tutanak ya da tespit bulunmamaktadır. Davacı taraf kendi düzenlemiş olduğu tutanağı çok sayıda fotoğraf, hasar gören alan ve imalat ile ilgili sözleşmenin 5.maddesi gereği şantiyede bulundurması gereken bir inşaat mühendisi tarafından yapılmış teknik ölçüm ve tarifler ile desteklememiştir. Dosyaya sunulan, uzaktan çekilmiş iki adet fotoğraf ve sadece davacı tarafından imzalı bir tutanak ile bu sorunun çözümlenmesi mümkün değildir. Davalı tarafın hafriyat ve palplanş çalışmalarının 17/08/2017 tarihine kadar uzaması sebebiyle, kendi çalışmalarının gecikmeye uğradığı, bu sebeple fazladan işçilik yevmiyesi ve SGK prim ödediği, tadilat ruhsatı ve temelüstü vizesinin geç alınması sebebiyle çalışma yapamadıkları, saha içerisindeki davalı yanca temin elektriğin yeterli amperaja sahip olmaması sebebiyle mevcut el aletleri yandığı, aynı sebeple sahada kule ve vinç çalışması yapamadığı, yatay ve düşey taşımalar için mobil vinç ve hiyap çağrılma gereği duyulduğu, davalı sorumluluğunda olan beton santralinin verimsiz çalışması sebebiyle iş programlarının aksadığı iddialarında aynı durum söz konusudur. Noter kanalı ile davalıya tebliğ edilmiş ya da şantiyede düzenlenmesine rağmen davalı işverene de imzalatılmış bir tutanak, resmi kurumlarca düzenlenmiş bir tespit bulunmamaktadır. Bulundurması zorunlu mühendis tarafından düzenlenmiş, teknik ölçü ve tariflerin kullanıldığı bir şantiye defteri de yoktur. Buna karşılık, az sayıda fotoğraf, sadece kendi imzasını taşıyan tutanaklar ve hemen bütün masraflarının yer aldığı faturalar bulunmaktadır.
İbraz edilen faturaların iş uzaması sebebiyle yapılmış fazladan masraflar olduğunu açıklayan bilgileri içermediği; iddialardan tadilatın konusunun ne olduğu, hangi tarihte onaylandığı ve ne sebeple işin gecikmesine sebep olduğu hususlarının açıklanmadığı; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 17/10/2017 tarihinde şantiyenin tatil edilmesi sebebi ve bunun sorumlusunun kim olduğu, işi ne oranda ve nasıl geciktirdiği hususlarının da resmi belgeler ve teknik yönden açıklanmadığı anlaşılmaktadır.
Bu çerçevede, davacının 2019 ve 2020 yılı defterlerini ibraz etmediği, buna karşılık ibraz ettiği 2017 ve 2018 yılı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davalıya ait 2017 ila 2020 yılları defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı ve usulüne uygun tutulduğu; davacıya ait 2019 ve 2020 yılı defterlerinin ibraz edilmemesi nedeniyle dava tarihi itibariyle açık hesap karşılaştırmasının yapılamadığı, sadece 2017 ve 2018 yılları defter kayıtlarının karşılaştırıldığı, tutarsızlıkların tespit edildiği, davalı taraf defterlerinde olan davacı defterlerinde olmayan kayıtlardan belgesiz bir kayda ve hatalı bir kayda rastlanmadığı, ancak davacı defterlerinde olan davalı kayıtlarında olmayan kayıtların ise davacının alacak kayıtları olduğu; dava konusu edilen alacağın tam olarak açık hesap alacağı olmadığı, davalının hatalı iş ve işlemleri nedeniyle davacının ek masraf ve harcamaların davaya konu edildiği, davalı tarafın bu iddialara ilişkin olduğundan bahisle dosyaya sunduğu faturaların kendi defterlerine dönem gideri olarak işlediği ve gelirlerinden düşüldüğü, davacı defterlerindeki bu kayıtların davalının hatalı tutum ve işlemleri sonucunda yapıldığı yönünde olmadığı, bu itibarla davacının ek işler yaptığı ve bu işler sonucunda zarara uğradığı iddiasının yersiz olduğu anlaşılmıştır.
Son olarak, 08/06/2018 tarihli “ibranamedir” başlıklı belge ile davacı şirket “..arasında olan 09/06/2017 tarihindeki taşeronluk sözleşmesine dayalı olarak ortaya çıkan borç ilişkisi kapsamında; yukarıda yapıldığı belirtilen ödemeler sonucunda ….. Yapı San. Tic. Ve Ltd. Şti’nin herhangi bir borcu kalmamış olup, … Yapı San. Tic. Ve Ltd. Şti’ne ibra edilmiştir” sözleri ile davalıdan hiçbir alacağının kalmadığını kabul etmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin kapsamına, olayın özelliklerine ve şartlara, bilirkişiler raporundaki belirlemelere göre davacı tanıklarının dinlenmesine gerek görülmemiştir.
Bu açıklamalar ışığında haklı görülmeyen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal gerekçeye, dosyadaki delillere ve hakimin taktirine göre:
Davanın REDDİNE,
85,39 TL peşin alınan ilam harcından 59,30 TL maktu red harcının mahsubu ile arta kalan 26,09 TL ilam harcının kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14.bendinin 2.yarı cümlesi ve ilgili yönetmeliğin 26/2.madde hükmü uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6183 sayılı Kanun’a göre davacıdan tahsili için Hazineye müzekkere yazılmasına,
Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
A.A.Ü.T.’ne göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Sarfedilmemiş gider avansının bulunması durumunda karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen bağlı karar açıkça okunup, anlatıldı. 24/06/2021

Katip …

Hakim …

Bu döküman 5070 Sayılı Kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.