Emsal Mahkeme Kararı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/183 E. 2021/202 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KARŞIYAKA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 12/08/2013
KARAR TARİHİ: 07/04/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 07/05/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda;

İSTEK :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının müvekkili şirkete daha önce …ile ortak iken şirketteki hissesini …tarihinde …devrettiğini, davalının şirkete ortak olduğu tarihte, şirkete ait 104.951,00 TL’yi zimmetine geçirdiği gerekçesi ile …Asliye Ceza Mahkemesi’nin …Esas …Karar sayılı kararı ile hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçundan cezalandırıldığını bildirerek, 104.951,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :
Davalı cevap dilekçesi ve diğer dilekçeleri ile, alacağın zamanaşımına uğradığını, …Asliye Ceza Mahkemesi’nin …Esas …Karar sayılı kararı dosyasında yetkisiz bilirkişi raporu esas alınarak cezaya hükmedildiğini, yeterli incelemeler yapılmadan oluşturulan bilirkişiler raporu ile karar tesis edildiğini, aynı mahkeme tarafından …Esas sayılı dosyada ise …hakkında beraat kararı verildiğini, defterlerin yasaya aykırı tutulmasından şirket müdürü …sorumlu olduğunu, şahsına bir suçlama yöneltilemeyeceğini bildirerek, sunduğu delil ve belgelerin değerlendirilmesini, resmi defter ve belgelerin yasaya aykırı düzenlenmesinden kaynaklı ortak olduğu dönem itibariyle tüm kayıtların davacı tarafından kendisine ödenmesini, delil dilekçesinde sunduğu şirket müdürü …el yazması olan gayri resmi bilançoda …borç 42.330,00 TL olarak belirtilen tutarın davacıdan alınarak tarafına ödenmesini, hile ve desilse ile mağduriyetine sebep olan davacı tarafa manevi tazminat hükmedilmesini savunmuştur.
GEREKÇE VE HÜKÜM :
Taraflar delillerini ve belgelerini ibraz etmişler, …Asliye Ceza Mahkemesi’nin …Esas …Karar sayılı dosyası celbedilmiştir.
Dava, limited şirket ortağı tarafından şirkete ait paraların zimmete geçirildiği iddiasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı şirketin ikametgahının mahkememiz yargı çevresi içerisinde kaldığı, şirketin ortakları …ve davalı …iken, davalının şirket nezdindeki hissesini …tarihinde dava dışı …devrettiği, davalının şirkete ortak olduğu dönemde, şirkete ait 104.951,00 TL’yi zimmetine geçirdiği gerekçesi ile …Asliye Ceza Mahkemesi’nin …Esas …Karar sayılı kararı ile hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçundan mahkumiyetine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği, diğer ortak …yargılandığı …Asliye Ceza Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasında beraat kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık ve çözülmesi gereken sorun: İşbu şirket ve ortağı arasındaki zimmete para geçirme iddiasıyla açılan tazminat davasının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, …Asliye Ceza Mahkemesinin …E., …K.sayılı dosyasına konu edilen eylemden dolayı davalının şirket parasını zimmetine geçirip geçirmediği, bu çerçevede davacı şirketin davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, kesinleşmiş ceza kararının tarafları ve bu arada mahkememizi bağlayıp bağlamadığı, cevap dilekçesinde talep edilen maddi ve manevi tazminat taleplerinin usule uygun şekilde ileri sürülüp sürülmediği ve bu davada dinlenip dinlenemeyeceği noktalarındadır.
Medeni yargıya tabi olan ve fakat özel kanun hükümleri ile ceza mahkemelerinde görülebileceği kabul edilmiş olan davalarda, ceza mahkemesi kararı hukuk mahkemesinde kesin hüküm teşkil eder. Bu bağlamda ceza mahkemesinin mahkumiyet kararının haksız fiilin (vakıanın) tespitine ilişkin bölümü hukuk mahkemesinde tazminat davasında kesin delil teşkil eder. Bu durum kamu düzeni ile ilgili olduğundan tarafları ve mahkemeyi bağlar. Ceza mahkemesi kararının hukuk mahkemesinde kesin delil teşkil ettiği hallerde, ceza mahkemesi kararı aleyhine olan taraf, hukuk mahkemesinde ceza mahkemesi kararının aksini, ceza mahkemesi kararından sonra gerçekleşen kesin delille ispat edebilir.
Dava konusu olayın meydana geldiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 41 ve 60.madde hükümlerine göre, haksız fiilden doğan davalarda zamanaşımı süresinin zarar görenin zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde fiilin vukuundan itibaren 10 yıldır. Tazminat davası, ceza kanunları gereğince daha uzun zamanaşımına tabi cezayı gerektiren bir fiilden doğmuş ise ceza zamanaşımı uygulanır.
Maddi ve hukuki olgular ışığında olaya dönüldüğünde:
I-Dava konusu olay tarihi itibariyle yürürlükle bulunan 818 sayılı BK’nun 41 ve 60.madde hükümleri uyarınca haksız fiilden doğan davaların 1-10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olmasına, bu husustaki maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren istenebilmesine, davalının şirketteki hissesini devrettiği 06/06/2007 tarihinden itibaren 2008 yılı içerisinde dava konusu olaylar nedeniyle davalı hakkında ceza davası açılmış olmasına ve sonuçta davalının mahkumiyetine karar verilmesine, kararın …günlü Yargıtay …. Ceza Dairesi’nin …Esas …Karar sayılı onama kararı ile kesinleşmesine, bu bağlamda dava konusu olayın aynı zamanda ceza hukuku anlamında suç teşkil etmesi nedeniyle BK’nun 60/2 (TBK’nun 72/1) madde hükmü atfı ile 5237 sayılı TCK’nun 66/1-E ve 67/4 madde hükümleri uyarınca tazminat talebinin 8 yıl – 12 yıllık ceza zamanaşımı süresine tabî olmasına, olay tarihi 2007’den dava tarihi 12/08/2013 tarihine kadar 8-12 yıllık sürelerin dolmamış olmasına göre; davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def’i hukuki dayanaktan yoksun bulunmuştur.
II-Ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı: Katılan …ile davalı sanığın ortak olarak …Şti.ni kurarak faaliyette bulunduğu, 06/06/2007 tarihinde sanığın hisse devri sözleşmesi ile hisselerini devrederek şirketten ayrıldığı, 2006 ve 2007 yılları içerisinde ortaklıktan ayrılmadan önce, davalı sanığın tahsilat makbuzu ile yaptığı tahsilatları banka pos makinesinden geçmesi dolayısıyla doğrudan banka hesabına yattığı yönündeki savunmasının geçerli olmadığı, sanığın 90.951,00 TL şirket parasını tahsil ettiği halde şirket hesabına ya da şirket kasasına yatırmaması nedeniyle bu parayı uhdesinde tuttuğu, sanığın şirket ortaklığından ayrıldıktan sonra da toplam 14.000,00 TL şirket parasını tahsil ettiği halde bu parayı da şirket hesabına ya da şirket kasasına yatırmamak suretiyle uhdesinde bulundurduğu vakıalarına istinad etmektedir.
Böylece davalı şirket ortağı tarafından, ortaklık süresince şirkete ait 104.951,00 TL nın zimmetine geçirildiği vakıasının ceza mahkemesi kararı ile kesin şekilde tespit edildiği ve taraflar yönünden kesin delil teşkil ettiği, davalının haksız şekilde davacı şirkete ait 104.951,00 TL nı elde ettiği vakıasının mahkememiz yönünden de bağlayıcı olduğu, ceza kararından sonra bu vakıanın gerçek olmadığı hususunun davalı tarafından kesin şekilde ispatlanamadığı, aksine ceza mahkumiyet kararına karşı itiraz ve yeniden yargılanma taleplerinin reddedildiği anlaşıldığından, haklı görülen davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bu kabul çerçevesinde, 07/04/2020 tarihli celsede verilen 1 ve 2 nolu ara kararları ile: Ceza yargılamasına konu edilen vakıalarla ilgili olarak 16/09/2020 muhabere tarihli dilekçenin 2 ila 7.bendlerinde belirtilen banka ekstreleri, defter, makbuz vs. hususların incelenmesine gerek görülmemiştir. Keza, HMK hükümlerine uygun, tahkikat ve savunmaya elverişli olacak şekilde ileri sürülmeyen ve harçlandırılmayan -cevap dilekçesinde yer alan- davalı taleplerinin (resmi defter ve belgelerin yasaya aykırı tanziminden kaynaklı ortak olduğu dönem itibariyle tüm kayıtların tazmini, 42.330,00 TL tutarın tahsili, manevi tazminata hükmedilmesi gibi) bu dosyada incelenmesine yer olmadığı, davalının bu hususlarda ayrı bir dava açmakta muhtariyeti cihetine gidilmiştir. Yine dosya içeriğine ve olayın özelliklerine, dava ile doğrudan ilgisi bulunmamasına göre, dava dışı …hakkındaki beraat kararı ile ilgili dava dosyasının celbine gerek görülmemiştir.
Bu açıklamalar ışığında aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal gerekçeye, dosyadaki delillere ve heyetin taktirine göre:
I-Davanın KABULÜNE,
104.951,00 TL’nin dava tarihi 12/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
II-Alınması gerekli 7.169,20 TL ilam harcından 1.792,35 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 5.376,85 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
III-Davacı tarafından sarfedilen 1.820,40 TL peşin harçlar, 142,50 TL tebliğ ve yazı gideri olmak üzere toplam 1.962,90 TL yargılama gideri ile A.A.Ü.T.’ne göre belirlenen 13.920,35 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
IV-Sarf edilmemiş gider avansının bulunması halinde kararın kesinleşmesinden sonra yatıran taraflara iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalının yüzlerine karşı oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 07/04/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu döküman 5070 Sayılı Kanun gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.